Şu anda hangi çizgi romanları okuyorsunuz?

[ferzan]

    Son birkaç hafta sonunu Zagor KM ciltleri eritmeye devam etmekle geçirdim ama birkaç gündür akşamları Berserk okuyorum. Daha önce iki kez başlayıp ilk bölümü dahi bitirme isteği duyamadığım bu serinin 5. cildini dün akşam bitirdim. Şimdi hazır öğlene kadar işyerinden izin almışken 6. cilde devam edeceğim.

    Beklediğim ve arzuladığım yoğunluk, derinlik ve saire henüz gelmedi. Duyduğuma göre geldi mi tam gelecekmiş. Şimdilik aman aman bayılmıyorum ama akıcı olduğu ve kendini okuttuğu da bir gerçek. İlerleyen ciltlerde seriyle olan ilişkimin farklı bir boyuta evrileceğini umuyorum. Athica sanırım 4 cilt birden çıkaracak bu sefer (bir sosyal medya gönderisi sonucu bu kanıya vardım ama kendi sanrım). Yeni yılın ilk haftaları bu ciltler gelirse arayı soğutmadan devam etmiş olacağım. Zira yayınlanan son cilt de yarım saat içinde kendini tükettirecek.

Üçüncü başlayışımda muvaffak olabildiğim bu eser nezdinde bir kez daha anladım ki, insanın modu, okumalara hayati etki ediyor. Düşük modumdan ötürü ilk okumada yarım bırakıp neden sonra bir daha başladığımda kendimi kaptıtıp çok sevdiğim nice eser oldu. Artık sırası gelince anlıyorum neyin hakkını veremeyip daha iyi bir zamana ertelemem gerektiğini, neyin kesinlikle benlik olmayıp o an terketmem gerektiğini. Berserk, terketmeyip ileri tarihe ertelediğim bir eser oldu bu yüzden. Hem de iki kez hüsrana uğradıktan sonra. Ertelemiş olduğuma ve şimdi frekansımın tuttuğuna memnunum.

[ferzan]

Maria Llovet'ten Crave ve Batman 66 omnibusa başladım

    Maria Llovet eserleri için düşünceniz nedir? Ben tarzını çok çekici buluyorum ama son beş senedir yaptığı mini serileri kabaca inceleyen biri olarak işlediği konuların birbirinin varyasyonu olmasından çekiniyorum. Albümlerine denk gelince sepete atıp son kertede çıkardığım çok oluyor. Düştüğüm tekrar hissinin konulardan ötürü mü, yoksa görsellikten ötürü mü olduğunu merak ediyorum. Crave'i bitirdiğinizde hem onun hakkındaki kısa yorumunuzu, hem de şayet okuduysanız başka Llovet eserleri hakkındaki fikrinizi öğrenmek isterim. Belki bu vesileyle ben de eserlerinden bir ya da birkaçını edinmeye çalışabilirim.

[Ustura Kemal]

Değerli Zagor üstadı Dampyr dostumuzun , Zagor ve Vampir karşılaşmaları sıralamasını listeleyerek  birinci sıradan tekrar okumaya başladım. Ferri'nin 1970 'li yıllarda çizgilerinin zirvesindeyken yarattığı bu şaheseri en son yirmi yıl kadar evvel okumuştum . Yağmurlu bir günde ve bir  iki kadehçik  rakı eşliğinde ( içki zararlıymış , öyle diyorlar. ) bu macerayla 1970  ilk gençlik yıllarıma nostaljik bir yolculuğa çıkıyorum. Kendime keyifli okumalar , keyıfli yolculuklar diliyorum.

[Zeljko]

Sofia Falcone'yi daha da okumak isterseniz Dark Victory'i tavsiye ederim. Türkçe yayınlanmadı ama imkanınız varsa okuyun.

Bugün The Long Halloween Deluxe Edition'ı sipariş verdim.Bahsettiğiniz kitapta halen stoklarda var

[Kauss]

Maria Llovet eserleri için düşünceniz nedir? Ben tarzını çok çekici buluyorum ama son beş senedir yaptığı mini serileri kabaca inceleyen biri olarak işlediği konuların birbirinin varyasyonu olmasından çekiniyorum. Albümlerine denk gelince sepete atıp son kertede çıkardığım çok oluyor. Düştüğüm tekrar hissinin konulardan ötürü mü, yoksa görsellikten ötürü mü olduğunu merak ediyorum. Crave'i bitirdiğinizde hem onun hakkındaki kısa yorumunuzu, hem de şayet okuduysanız başka Llovet eserleri hakkındaki fikrinizi öğrenmek isterim. Belki bu vesileyle ben de eserlerinden bir ya da birkaçını edinmeye çalışabilirim.

Öncelikle bende sizin gibi Maria Llovet'in tarzını çok çekici buluyorum. Nedense eserlerinde ki çizgiler beni içine çekiyor. Şuana dek Brian Azzarello ile işleri olan Faithless'ı bitirdim. Şuanda Violent Flowers serisine aboneliğim var fakat daha okumadım. Faithless ve Violent Flowers için konuşmak gerekirse iki eserde doğaüstü öğeleri barındırıyor. Ve bu iki esere baktığım zaman evet kendisini tekrar eden, benzer öğelere sahip eserler diyebilirim. Crave için ise doğaüstü öğeler barındırmıyor. Spoiler vermeden biraz bahsetmek gerekirse; öğrenciler arasında Crave adında bir uygulama yayılıyor. Bu uygulama günümüzde ki "tinder" gibi bir flört uygulaması diyebiliriz. Fakat burada kullanılan tinderdan farklılıklar mevcut. Uygulamanın yönlendirmesi ve öğrencilere opsiyonlar sunması söz konusu. App ise okulda ki bazı öğrenciler tarafından bir proje olarak yaratılmış. Biraz bana facebook'u andırdı bu kısmı Masum görünen crave uygulaması kısa sürede; insan ilişkileri ve okulda kaosa sebep oluyor. Kahramanlarımız ise bu sorunu çözmeye çalışıyor. Ayrıca kahramanlarımız arasında ki ilişkileri de ele alıyor. Günümüzde gayet yaşanabilecek bu konu ilgimi çekmişti fakat çizgi roman bence yavaş başlamasına rağmen orta ve final kısmı çok hızlı tamamlanıyor. Bana kalırsa çok güzel yerlere gidebilecek ve değerlendirilebilecek bir konuyu heba edilmiş. Bu kısmı boğazda kekremsi bir tat bıraktı diyebilirim. Sırf bu sebepten; kesinlikle okunmalı yada okunmalı diyebileceğim bir eser değil. Dönüp tekrar konusu için okur muyum diye kendime soracak olursam; bir daha okumam sadece çizimleri için tekrar şans verebilirim. Tavsiyem de; eğer tarzını seviyorsanız ve bu sefer doğaüstü bir hikaye aramıyorsanız öncelik olmadan alınabilecek bir eser. Son olarak Crave'de bildiğiniz yetişkin öğeleri barındırıyor bunu da belirtmem gerek.

[ferzan]

    Çok teşekkür ederim, epey tatmin edici bir değerlendirme oldu benim için. Sanırım biraz daha mesafeli kalmaya devam edeceğim ama eninde sonunda bir eseri illa ki arşivime girecektir diye düşünüyorum.

[Animvader]

Bugün The Long Halloween Deluxe Edition'ı sipariş verdim.Bahsettiğiniz kitapta halen stoklarda var

Haunted Knight'ı da aldım ben ama daha okumadım. Amazon'da bu üç deluxe edition mı yoksa Loeb&Sale omnibus mu çok gittim geldim ama en sonunda deluxeler daha cazip geldi, sadece bu ikilinin yazdığı Catwoman: When in Rome eksik kalmış oldu.

[Zeljko]

Haunted Knight'ı da aldım ben ama daha okumadım. Amazon'da bu üç deluxe edition mı yoksa Loeb&Sale omnibus mu çok gittim geldim ama en sonunda deluxeler daha cazip geldi, sadece bu ikilinin yazdığı Catwoman: When in Rome eksik kalmış oldu.

Bir de şöyle bir şey var Long halloween ve dark victory arasinda geçiyor sanirim

[Nemo]

Image'in yayınladığı ve Marvel'in ilk 50 sayısını barındıran "compendium"u okumaya başladım. Tuğla gibi maşallah. 50 sayı bir arada olunca ve omnibüs gibi sert kapak olmayınca, okuması azıcık dikkat gerektiriyor. Ama benim gibi ilk sayıdan okuma hastalığı olanlar için bire bir. Tavsiye ederim.
İlk sayıda önemli bir bilim kadınını, Cobra'nın elinden kurtarıp,  ikinci sayıda da kutuplarda Rusların kiraladığı Eskimo'ya karsı mücadele ettiler. Snake Eyes adamım

[rumar80]

  Benim de en büyük korkum o kapak ve basım.

[rumar80]

 Sanırım ilk 19 sayısını Ali Recan döneminde basmışlardı. O zaman için bana ilginç gelmişti. Arada değişik sayılarını da okumuştum. Genel olarak severim. Hatta ben de bu cildi aldım. Devamlarını da alacağım. Ama yeni çıkan oyuncakları pazarlamak için konuya almaları, bir de Transformes ile team up yapmalarını sevememiştim.
 

[rumar80]

   Şu anda ne okuyorum diyorsanız; bir yandan One piece okumalarım devam ediyor (26. sayıdayım). Diğer yandan Fall of Mutants Omnibus okumaya başladım.

[ferzan]

    Şu sıralar akşamları Carlos Trillo ve Enrique Breccia ikilisinin 70'li yıllardaki üretimi olan Alvar Mayor ile kaldığım yeri unutup baştan başladığım Dampyr'lere eş zamanlı devam ediyorum.

    Birkaç sene önce bir online alışverişte denk gelip hemen atladığım Alvar Mayor, Epicenter etiketiyle 4 ciltte toplanmış ve bir de kutulanmış. Diğer ciltleri birkaç yere birden ısmarlayıp getirtemeyince, Alan Ford abim sağolsun bir de o şansını denedi ve sayesinde geçtiğimiz hafta gıcır gıcır kutulu edisyonlarımız elimize ulaştı. Latin ekolünün en kıymetli işleri arasında olduğunu öğrendiğim ve Enrique Breccia'nın tam anlamıyla rüştünü ispatladığı bu seri, 16.yüzyıl Güney Amerika'sında geçiyor. İlk İspanyol işgali sonrası kıtayı birbirine katan konkistadorlardan biri ile bir yerli kadından doğma melez Alvar Mayor'un her biri ortalama 10-14 sayfa arası süren kısa maceralarından birini her akşama pay etmeye çalışıyorum. Fırsat bulursam bol görsellik incelemesini de yapacağım ileride.

    Dampyr ise bizdeki yayını bittiğinden beri elimdeki stok tükenmesin diye korka korka ilerlemekten anca 14.cilde kadar gelebildiğim (Maceraperest dörtlü ciltler) ve kaldığım yeri hatırladığım halde öncesine dair pek çok detayı unuttuğum kıymetlilerimdendi. Şimdi baştan alarak bazı maceraları üçüncü ve hatta dördüncü kez, bazılarını da ikinci kez okumuş olacağım 14.cilde kadar. Umarım okuma devamlılığım aksamaz.

    Bir de aralarda Kemal Aratan'ın Bi Gece Daha'sına bakıyordum. Mürekkep edisyonuyla geçmişte birkaç kez bitirdiğim ve çok sevdiğim bu albümü bir de İthaki edisyonu ile akşamdan akşama üçer beşer onar sayfa okuyarak yakın zamanda bitirmiş oldum.

[Kauss]

Batman Cult deluxe edt.'a başladım özellikle yeni deluxe edt.'ı çok beğendim.
Mangalardan da Yedi Ölümcül Günah 25. Cilt

[rumar80]

 One Piece sayı 29 ile Fantastic Four Epic collection 1 okuyorum. 60'lı yıllar için çok akıcı bir anlatımı var. Şimdi bakınca yazım ve mantık hataları hemen göze çarpıyor ama zamanı için çok güzel bir başlangıç.