Çizgiromana ara vermek ve yeniden başlamak...

Başlatan Lami Tiryaki, 19 Kasım, 2009, 09:18:05

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Lami Tiryaki

Böyle bir sey nasil olabilir diyebilirsiniz ama insanin hayatinin bazi dönemlerinde mecburen oluyor.

Benim en yogun olarak ÇR ve kitap okudugum dönem ilkokuldan liseye kadar olan dönemdir. Kitaplarla besleniyordum adeta. Annem yemegimi kitabimin üstüne çikarip zorla yedirirdi bazan. Victor Hugo'lar, Tolstoy'lar, Balzac'lar, Zola'lar, Dickens'lar, dünya kadar ÇR'lar daha ben bacak kadar çocukken su gibi gitmisti zihnimden asagi. Sonra lisede birdenbire ders çalisma denen illetle tanistim. Ve akabinde de ergenlik, ilk gençlik derken kizlar ilk asklar geldi ve hem ÇR hem de diger kitaplari okumada bir duraklama oldu. Sonlara dogru toparladik filan ama bayaa bir zaman kaybettik. Üniversite yillari daha bir bela tabii. Bir yandan ODTÜ gibi dersleri türkçe bile olmayan son derece agir bir okulu 5 para gelir olmadan okumaya çalismaktan, hem de büyümenin getirdigi vatan askiyla yine ÇR'lardan uzaklastim. Parasizlik ve vatan kurtarma muhabbeti her seyin önüne geçiyordu o yaslarda. Her gün her saat ülkenin daha iyi bir demokrasi, daha iyi bir yasama kavusmasi için neler yapabilirdik'i düsünür olmustum. Bizler o yilarda ÇR kovalamak yerine jandarma önünde kaçmayi tercih ediyorduk. Hani derler ya bazi okullardan her sey çikar, arada bir de mühendis doktor flan çikar diye, öyle bir yerdeydim iste....

Üniversite sonrasi Kocaeli'ne yerlesme, is, evlilik, geçim derken bir gün Bilim Teknik dergisinde Hakan Alpin imzali bir ilan aldim. Bilim Kurgu sevenlerle yazismak istiyordu. Hemen yazdim. Aninda 4 adet Atilgan bir adet Darkwood Sakinleri ÇR dergisi geldi adresime. Hakan'in hayatimda yeri çok önemlidir o nedenle. Sonra Hakan'in davetiyle Istanbul'da bilim kurgu ve ÇR doplantili günler basladi. Dönüp dolasik kürkçü dükkanina dönmüstüm yine. Eski kitaplarimi çikarip yeniden dizdim raflara... Sonrasini bilirsiniz. Hala birlikteyiz sizlerle. Ya sanirim bizim gidecek baska yerimiz yok...

Selamlar
Lami

s.b

Evet hayatimizin bazi bölümlerinde çr den ayri kalinabiliyor. Ben de is, evlilik ve degisik kapakla ayni maceralarin tekrar basimlari sebebiyle cr yi terketmistim. Ama nihayetinde cr ye dönüyoruz.

Lami bey sizin yazinizdan anladigim kadariyla Hakan beyin böyle bir ara verme durumu olmamis galiba. O hep çr ile bir ömür sürmüs.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

pizagor

Itiraflardan takip ettigim kadariyla bir sürü okur satin aldiklari çizgiromanlari en azindan bir bölümünü okumadan kitapligina koyuyormus benim gibi...

Bu da bir nevi çizgi roman okumaya ara vermek degil mi? Ya da en azindan ben böyle hissediyorum.

Arkadaslarima hep söylerim, okuma hizim alma hizima yetisemiyor diye. Bu zamansizlikta birakin geçmise dönmeyi günceli takip edemezken aranin gün be gün açildigini görmekten duydugum suçlulugu ve mutsuzlugu giderebilecegim tek adres olarak 25 sene sonraki emekliligimi görüyorum...

Maalesef...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


Gambit

Alıntı yapılan: pizagor - 21 Kasım, 2009, 03:19:21
Arkadaslarima hep söylerim, okuma hizim alma hizima yetisemiyor diye. Bu zamansizlikta birakin geçmise dönmeyi günceli takip edemezken aranin gün be gün açildigini görmekten duydugum suçlulugu ve mutsuzlugu giderebilecegim tek adres olarak 25 sene sonraki emekliligimi görüyorum...

Ayni durumdayim. Ancak emekli olunca sanirim oturup okuyabilecegim. Onda da soyle bir durum var. Ya 25 sene sonra zevkler degisirse. Ya su anda aldigimiz zagor cok banal gelirse ? (ki olasi muhtemel)

hanac

Bendeki durum farkli.

Ben hiçbir zaman ÇR okumaya ara vermedim, satin almaya ara verdim diyebilirim.

80'li yillarin sonunda üniversiteye baslamamla birlikte para sikintisi bas göstermisti.

ÇR ye ayiracak param yoktu, o yillarda da yayinlar zaten bitmeye baslamisti.

Bu dönem içinde hep eldeki stoklari tekrar tekrar okudum.

Sonra 1996 da sanirim AD / DE nin çikardigi serilerle birlikte satin almaya yeniden basladim.


darkwood

Bende arada inisler çikislarda olsa, ilkokulun basladigim 1975-76 li yillardan beri ara vermeden okurum.
Okul zamanlari para durumumuz malum olmadigindan sürekli büyük abilerimle takas yapar o sekilde kitap okurdum.
En az çizgiroman okudugum dönem Lise ve üniversite zamanlarida dahi ayda 2-3 kitapta olsa yine okumaya devam ettim.
O zamanlar okumak için vakit boldu, kitap alamadigimizdan veya bulamadigimizdan buldugumuz kadarina kanaat edip okuyorduk.
Simdi ise çok sükür kitap bol is çoluk çocuk derken okumaya fazla zaman bulamiyorum ama haftada en az 3-4 kitap yine okuyorum.
Darkwood Sakinleri..

V

 Askerlik sirasinda hiç okuyamadim..Yedek subay olarak yaptim.Konya,Çukurca,Hakkari merkez ve en son olarak da Mardin Mazidagi ilçesinde Askerlik Subesi Baskani olarak görev yaptim.Askerlik psikolojisinden midir ,nedir?16 ay boyunca,müsait olmama ragmen,elimi süremedim çizgi romanlara...Döndükten sonra ilk isim Ankara ve Istanbul seferleri ile yüklü miktarda ÇR. alimi yapmak oldu...
"İstemem,eksik olsun.."

hanac

Alıntı yapılan: judas2099 - 24 Kasım, 2009, 21:38:39
Askerlik sirasinda hiç okuyamadim..Yedek subay olarak yaptim.Konya,Çukurca,Hakkari merkez ve en son olarak da Mardin Mazidagi ilçesinde Askerlik Subesi Baskani olarak görev yaptim.

Personel, personel ...

Boyle bir marsimiz vardi.  :)

Ben de Konya da 4 ay egitim aldim.

Sonra meslek kurasi ile bursaya gittim.

1996 Agustos-Aralik arasi Konya da idim, kacinci donemdim acaba ?

V

275.dönem.2000 Agustos'ta Dutlukir 'daydim.10 sene olmus..Mars söylemedik hiç.Ama çok eglenceliydi sinif okulu...
"İstemem,eksik olsun.."

BAHADIR

Askerlik dönemi ayri bir handikap...Okumak zor tabi ama almak konusunda kendimi ordada tutamadim...Hele hele ben askerdeyken Tex Dev albüm ve Martin Dev albümlerin ilk saylarinin yaninda çizgiromanciligin yavas yavas tekrar yesermeye basladigi günler çikan yeni yayinlar askerde de olsak ayni heyecani yasatiyordu...(Yil 2000 Bizim için ne milenyum diye bir sey vardi ne de Galatasaray'in Uefa kupasi sampiyonlugu...Izleyemedim abi hemde hiç bir maçini,yani denk gele gele kupayi almak bizim döneme denk gelmis ne yapalim,kismet)
Ayrica görevimi Ankarada yapmam tüm yayinlara ulasmami dahada kolay kildigindan benim askerden sonra toplu alim gibi bir sikintim olmadi...
Çizgiroman okumaya ara vermek mi? Biz hiç bir zaman normal olmadik ki...Bundan sonra da zaten olmak gibi bir niyetim yok...

Lami Tiryaki

Ben, üniversite yillarinda uzak kaldigim çizgi romanlara askerlikte küçük bir dönüs yaptim. Eskisehir 2. Ana Jet Üssü'nde kisa dönem kütüphane sorumlusuydum. Kütüphanede her konudan binlerce müthis kitap vardi ve hepsini okumak için askerde kalmaya bile raziydim, cennet gibiydi yahu. F-104 ve F-4'lerin arasinda kendimi Yüzbasi Volkan'da gibi hissediyordum. Aksamlari da kim aliyrodu hatilamiyorum ama düzenli olarak Alfa'nin Conan'lari geliyordu yatakhaneye. Sirayla okuyorduk... Hatta mini bir Conan kütüphanemiz bile olmustu...

Selamlar
Lami

can amca

Benim de çok kisa bir aram vardir. 1985 yilinda ITÜ'yü bitirince burslu olarak Almanya'ya okumaya gittim. Yeni ortam alisma çabasi, kisitli bütçe filan derken 1988'e kadar ÇR'dan uzak kaldim; haa bu arada takip ettigim serileri kardesim Türkiye'de kendi harçligindan arttirabildigi kadari ile almaya devam ediyordu ben de yaz tatilinde geldigimde iki gün eve kapanip okuyordum bu nedenle tam da ara vermis sayilmam.

Neyse Almanya ÇR için bir cennet degil, Türkiye'nin su anki durumu ne ise o yillarda Almanya'da öyle. 1988 yilinda okulu bitirdim ve arastirma görevlisi olarak is bulup para kazanmaya basladim. Külüstür de bir arabam vardi. (1978 Model Opel Record). Birgün yakin bir sehirdeki Sting konserine gittik, o sehirde isi olan bir arkadasim da benimle geldi ve arabami ödünç alarak ben konserde iken islerini halletmek üzere ayrildi. Konser çikisi beni alacakti. Çikista gelmedi, çünkü benim külüstür ariza yapmis. O zamanlar cep telefonu filan yok. Haber verme imkani yok. Saatlerce orada bekledim, polisi aradim bir kaza var mi diye yok. Sonunda baktim gece yarisi olacak son trene yetisip bari eve gideyim diye tren istasyonuna gittim, ama kaçirdim. Bir sonraki tren 6 saat sonra. Ne yaparsin bütün gece istasyonda? Dolasirken açik bir kitapçi vardi istasyonda. Girdim okuyacak bir seyler bakiyorum. Baktim bir kösede büyük boy güzel kapakli birseyler var. Frankofon türü ÇR yigini imis. Biraz karistirdiktan sonra hiçbir fikrim olmasa da çizimlerini begendigim XIII serisi ilk sayisi, STORM, bir de Kara Murat zamanlarimdan tanidigim Blueberry aldim. Alis o alis. O gece sabaha kadar tren beklerken hepsini okudum, özellikle XIII öyle bir sardi ki (Yillar önce Robert Ludlum'un romanini okudugum Jason Bourne hikayesine de çok benziyordu) ertesi gün eve gidince hemen kitapçiya kosup devamini aldim ve baktim ki artik her ay 5-10 tane ÇR aliyorum. 1994'te TR'yeye döndügümde 10 orta büyüklükte koli ÇR ile döndüm böylece.

Fakat bu kez de TR'de bir bosluga düstüm. Kriz nedeni ile ÇR piyasasi ölmüstü. Bu sefer Almanya'daki arkadaslarima siparis verip (internet yok tabii) yazin TR'ye gelince getirmelerini istiyordum. Bu arada kardesimin takip etmeye çalistigi Conan, Zagor, Mr. No, Atlantis koleksiyonlarimda ciddi eksikler olusmustu. Hatta bazilari "ödünç" verilip geri gelmemisti. Iste bunlari tamamlamak için aramalara baslayip, önce sahaf cafe ile tanistim, sonra Kadiköy esnafi ile. Bu ise ayri bir hikaye.
Merak edenler için arkadasim arabayi tamir ettirip ertesi gün getirimisti.

pizagor

Bazen ebeveynlerin olaya dahil olup gözümüzden sakındığımız çizgiromanları sobaya atması ya da eskiciye verip karşılığında plastik leğen alması, bazen maddi olanaksızlıklar sebebiyle çizgiromanları elden çıkarma ve uzunca bir süre alamama, kimi zaman arkadaşların 'Koca adam oldun, bırak bunları okumayı' telkinine aldanma, kimi zaman 'Artık keyif alamıyorum çizgiromandan, soğudum' gibi sebeplerle pek çoğumuz bazen hiç dönmemecesine çizgiroman okumaya ara veriyoruz.

Peki bu olay kaç defa başımıza geldi, kaç defa yeniden çizgiroman okumaya, yeniden koleksiyon yapmaya başladık?

İşte size bir anket sorusu...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


rumar80

   Bu biraz karmaşık bir durum.
  Öncelikle çizgi roman okumaya HİÇ ara vermedim. Düzenli olarak çizgi roman alamadığım dönemler oldu. Kırşehir'de bir yıl doktorluk yaparken çizgi romanın "Ç"si yoktu. Hatta bir gün bir kırtasiyede bir numara yayıncılığın renkli Batman'ini görünce nasıl mutlu olmuş hemen alıp okumuş, çabucak bitti diye üzülmüştü. Böyle zamanlarda hep evimdeki çizgi romanlar bana destek çıktı.
   Ama bir dönem oldu ki sadece okumak için çizgi roman alıp eldekileri de sattım.
   Yine de eğer esas soru çizgi roman okumaya kaç kez döndünüz ise cevap: hiç bırakmadım

Tarkan Kurt

Benimki iki kez ara vermek sayılabilir. Çocukluğum çizgi romanlarla dolu geçti. Sonrasında bu kitapların bir şekilde (yakılarak, atılarak) elden çıkmasından sonra çok kısa bir ara verdim. Ancak Güneş gazetesinin ilk sayısını bedava verdiği Karaoğlanlar ile tekrar okumaya başladım. İşin kötü tarafı bu seriyi tamamen aldıktan bir süre sonra tamamını kendi ellerimle çöpe attım. Hatta yıllar sonra bir gazete bayiinde Leman yayıncılık tarafından basılmaya başlayan Karaoğlan kitaplarını görünce hala bunları okuyan var mı diyerek gülümsediğimi hatırlıyorum ancak  2009 yılında çizgiroman'a kesin dönüş yaptım. Maddi imkanlarım dahilinde bunca yılın acısını çıkarıyor ve ne var ne yok toplamaya çalışıyorum. Allah bir daha çizgi romanlardan beni ayırmasın. :)