Korku - Gerilim Kitapları

Başlatan V, 21 Aralık, 2009, 12:01:03

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hennessy




Okurken keyif alacağınız bir polisiye daha

Ev, Stockholm polisi tarafından gözaltında tutuluyordu. Günün birinde, bir patlama oldu evde. Birkaç kişi alevler arasında hayatını yitirdi. İşin içinde kundakçılık mı vardı? Cinayet mi? Yoksa bir kaza mıydı bu? Daha önceki bir intihar olayıyla ilgisi neydi?

İsveç polisiyelerine bayılırım. Bu zevki bana Aydın Arıt'ın güzel Türkçesiyle çevrilen ve hiç ara vermeden altı cildini arka arkaya okuduğum Martin Beck dizisi kazandırmıştır. Maj Sjöwall'in ölümüyle yarım kaldığını öğrendiğimde hüzünlenmiştim. Taşınmalarımın birinde elden çıkarmışım o kitapları. Bazen özlüyorum.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

alan ford

 Bu seriyi çok seviyorum bende. İnkilap kitabevi aynı seriyi yine Aydın arıt'ın çevirisiyle bastı. yalnız bu kitap "Kayıp İtafaiye Arabası" adıyla basıldı.Ama "Uçtu Uçtu itfaiye Arabası Uçtu" ismi çok daha güzelmiş. Punto süper indirimli kitaplardan serinin bir çok kitabını 2-3 TL gibi fiyatlara almıştım :)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

rumar80

    Martin Beck serisi 2003-2006 arasında benim en favori polisiyelerimdendi. Minimal aksiyon maksimum soruşturma ve sıradan bir ev hayatı....
   Anılar depreşti birden.
   Sağol Murat

hennessy

Arturo Pérez-Reverte

Arturo Pérez-Reverte İspanyol edebiyatının son yıllarda yetiştirdiği en önemli yazarlarından biri, belki de birincisi. Yalnız ülkesinde değil, Avrupa ve Amerika'da da bir hayli ünlü ve popülaritesi her geçen gün artıyor; tabiî ki kitaplarının satışı da... Geçtiğimiz yıl Jean Monnet Avrupa Edebiyatı Ödülü'nü kazanan Reverte'nin İspanyolca adıyla "El club Dumas"ı, bugüne kadar 12 dile çevrildi. Ve "pek yakında" Polonyalı ünlü yönetmen Roman Polanski tarafından filmi yapılacak; büyük ihtimalle de başrolünü ünlü oyuncu Johnny Depp oynayacak.
Dumas Kulübü, bir kulüp adı değil. Alexander Dumas'yla da doğrudan bir ilgisi yok. Arturo Pérez-Reverte öyküsünü, ipuçları Üç Silahşörler'in yazarının dikte ettirdiği rivayet edilen bir elyazmasıyla, 17. yüzyıldan kalma, engizisyoncuların elinden nasılsa kurtulmuş gizemli bir kitabın ilk baskısında bulabilecek bir dizi cinayet kuruyor. Öyküsünü anlatırken, entrika, gerilim gibi polisiye edebiyatın bütün türlerini hünerli ve incelikli bir anlatımla kullanıyor. Dumas Kulübü, okurken bir sonraki sayfanın gelmesini merakla bekleyeceğiniz, enfes bir roman...

Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy

Baltimore,1849. Edgar Allan Poe'nun bedeni, üzerinde hiçbir şey yazmayan bir mezar taşının altına gömülmüş. Herkes Poe'yu, hayatının son dönemini bir ayyaş olarak geçiren, ikinci sınıf bir yazar olarak görüyor yazarın şerefini kurtarmak için kendi kariyerini ve itibarını tehlikeye atacak kadar şevkli bir Poe hayranı olan, genç avukat Quentin Clark dışında.

Yazarın son günlerinin, polisin özellikle yanıt aramadığı cevapsız sorularla dolu olduğunu keşfeden Quentin, bir anda kendini uluslararası polis teşkilatı, bir kadın suikastçı, Baltimore'un yozlaşmış köle ticareti ve Poe'nun son saatlerinin kayıp sırlarıyla dolu, karmaşık ve tehlikeli olayların içinde buluyor.

Poe'yu bu kötü yazgısından kurtarabilmek adına, Quentin'in gerçeği bulması gerekiyor.

Hünerli anlatımı, ince nükteli tarzı ve beklenmedik olaylarıyla, Poe Gölgesi daha önce hiç açığa çıkmamış ve çığır açabilecek nitelikteki tarihi gerçeklere sahip Poe'yu gerçek anlamda onurlandıran bir kitap.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy



Glenn Meade İkinci Dünya Savaşı'nın ortasında Mısır'da geçen ilginç ve heyecanlı bir öyküyü anlatıyor.
Yıl 1939'dur. Prusyalı bir anne ile Amerikalı bir babanın oğlu olan Jack, ailesinin yanında bahçıvan olarak çalışan adamın oğlu Harry'yle birlikte Mısır'a, Sakkara kazılarında çalışmaya gider. Orada güzel Alman Yahudisi Rachel Stern'le karşılaşan iki genç ona aşık olurlar. İkinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla Jack Avrupa'ya döner. Mısır'da kalan Rachel naziler tarafından yakalanır ve ortadan kaybolur. Dört yıl sonra, Roosevelt ve Churchill savaşın en önemli zirve toplantısı için Mısır'a gelir. Olaylar Harry, Jack ve Rachel'in Mısır'da tekrar bir araya gelmelerini sağlar, ancak bu kez farklı taraflardadırlar. Ortak konuları sadece savaşın değil, bütün XX. yüzyılın kaderini değiştirebilecek bir cinayettir. Meade'in alışılmadık ve ilginç öyküsü gerçek bir hikayeye dayanıyor. Meade, "Nazilerin, 1943 yılında çok önemli bir toplantı için Ortadoğu'ya gelen Roosevelt ve Churchill'i öldürmek istemeleri tarihi bir gerçektir." diyor. Kitap çok iyi anlatılmış ilginç bir öyküye dayanıyor. Gerçek ve yarı gerçek noktalar birbirlerine iyi bağlanmış, esas karakterler kusursuzca seçilmiş.
(Arka Kapak)
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy



Ocak 1953. Soğuk Savaş'ın en gergin dönemi. Başkan Dwight Eisenhower, Stalin'in akli dengesinin bozulmakta olduğu yolunda ürkütücü bilgiler alır. SSCB'nin korkunç temizlik operasyonlarına yeniden başlayacağını ve dünyayı üçüncü bir savaşın eşiğine getirecek nükleer bomba programının tamamlanmakta olduğunu öğrenir. Böylece yemin töreninden yalnızca birkaç saat sonra, hiçbir Amerikan başkanının cüret edemeyeceği bir karar alacak ve "Kar Kurdu" operasyonunu onaylayacaktır. Karıkoca rolünde iki CİA ajanı Rusya'nın buzlu topraklarından geçerek Moskova'ya gitmek ve dünyanın en güçlü adamını öldürmek zorundadır. Ne var ki, onlar daha Sovyet topraklarına ayak basmadan, KGB bu planı öğrenir. Artık iki CİA ajanı iki yönden gelen ölüm tehlikesiyle karşı karşıyadı. Birine hazırlıklıydılar, ama ya diğeri?

Glenn Meade de bu yeni romanıyla Çakal'ın yazarı Forsyth'ın doğal mirasçısı olduğunu kanıtlıyor.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

Peyami



The Walking Dead: Rise of the Governor
Robert Kirkman ve Jay Bonansinga

Üçleme olarak planlanan ve Governor'ın hikayesi üzerine odaklanan bir roman dizisi. Kaptan köşkünde yine Robert Kirkman var. İlk bölüm çıkmış durumda. Hem satışları hem de genel olarak okuyucu tepkisi iyiymiş. İkincisinin de bu yıl içinde çıkması planlanıyor.

kadri kerem

Poe hayranı olduğum bir yazardır. Ben de İthaki'den çıkan tek cilt halindeki baskıyı okumuştum. Ara ara da açıp yeniden okurum. "Veba Kralı"", "Gammaz Yürek", "Ligeia", "Morella", "Usher Evi'nin Çöküşü", "Kara Kedi" öykülerine özellikle bayılırım.  İthaki baskısı da güzeldi. Ancak bir arkadaşın da belirttiği gibi okumak zor oluyor. Bir de dip notları kitabın sonuna liste halinde koymuşlar. İnsan bazen üşenip buna da bakmayayım diyebiliyor.

April'in çıkardığı Poe çizgi romanına gelince, sonuna kadar okumuştum ama hiç sevmemiştim. (Aynı durum Lovecraft için de geçerli. Zaten onun öykülerini resimlemek bence imkansıza yakın.) Çizimlerinin çok daha farklı olması gerekirdi.  Örneğin Creepy dergisinde yayınlanan Kara Kedi'nin çizgileri gibi olsa harika olurdu.

Bir de son dönemde  YKY'den çıkan Peter Ackroyd'un "Poe: Kısacık Bir Hayat" adlı eserini okudum ve Poe'ya  bir kez daha hayran kaldım. Gerçi o denli zorlu bir hayat yaşamasa zaten bu öyküler çıkar mıydı, tartışılır. 

kadri kerem

[IMG]http://img6.ressim.net/out.php/i5691783_344347-2-jpg[/img]

Çocuk kitaplarını oldum olası sevmişimdir. Belki kitaplarla değil de filmlerle büyümüş olmamdır neden, bilemiyorum.

Neyse konuyu dağıtmadan devam edeyim isterseniz. Epey oldu bir alışveriş merkezinde dolanırken mini bir kitap fuarı ile karşılaştım. Çocuklar için kitap basan yayınevleri, toplamışlar kitaplarını yığmışlar alışveriş merkezinin bir köşesine. Hemen bitiverdim başlarında. Tudem yayınlarının standına göz atıyordum ki kapağı, boyutu, kısacası basımı çok hoşuma giden bir kitapla karşılaştım. Aldım elime, inceledim. Daha önce hiç tanımadığım bir yazara aitti. Satın alıp geldim eve. Ve akşam harika bir kitap aldığımın farkına vardım.

Konusu kısaca şöyle: Ethan ve  Cathy babalarıyla birlikte bir uçurumun tepesine kurulu eski bir handa yaşamaktadırlar. Han günlerdir süren bir fırtına tarafından kuşatılmıştır. İki kardeş hastalanınca babaları doktor bulma ümidiyle handan ayrılır. Yalnız başlarına kalan çocuklar ansızın vurulan kapı ile ürkerler. Gelen genç bir denizcidir. Ve gece boyu iki kardeşe yaşadığı, duyduğu dehşet dolu deniz öyküleri anlatacaktır. İşte kitap bir ana konunun etrafında birleşen bu hikayelerden oluşmaktadır. 

Chris Priestley'i okurken kendimi Poe okuyor gibi hissettim. Dili ve anlatımı harika. Çocukların ve hep çocuk kalacakların ıskalamaması gereken bir yazar. Priestley, ülkemizde henüz kıymeti anlaşılmamış harika bir yazar bence. Umarım daha fazla kitabı dilimize kazandırılır.   

Not: Dilimize çevrilen bir diğer kitabı ise "Montague Amca'dan Dehşet Hikayeleri"

alan ford

Alıntı yapılan: kadri kerem - 06 Mayıs, 2012, 13:23:11
  İthaki baskısı da güzeldi. Ancak bir arkadaşın da belirttiği gibi okumak zor oluyor. Bir de dip notları kitabın sonuna liste halinde koymuşlar. İnsan bazen üşenip buna da bakmayayım diyebiliyor.



Aslında bu baskının beş kitaba bölünmüş karton kapaklı bir versiyonu da var. Kitap sırtlarını yan yana koyduğunuzda Poe'nun portresinin çıktığı güzel bir baskı. Ama dip notları nasıldır bilemem. Yine de tek ciltten okuması zor gelirse düşünülebilir. Poe'nun derli toplu tek baskısı İthaki'den çünkü. Bildiğim kadarıyla bazı hikayeler başka yerde yayınlanmadı. Yine de Hard Cover'ı daha güzel. Bu arada Poe'nun şiirlerini de es geçmemek lazım.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

kadri kerem

Üniversite kütüphanesinde o bölünmüş karton kapaklı kitapları da okudum, ama dipnotları nasıldı hatırlamıyorum.  ???

kadri kerem

[IMG]http://img7.ressim.net/out.php/i5699184_images-jpg[/img]

"Karanlıkta 33 Yazar", adından da anlaşıldığı gibi korku edebiyatına dehşet dolu eserler kazandırmış 33 yazarın öykülerinden oluşuyor. İşte antolojide yer alan isimlerden bazıları:

Bram Stoker "Yargıcın Evi" öyküsüyle yer alıyor kitapta. (Bu öykü, Creepy'nin 5. sayısında Reed Crandall'ın çizimleriyle de çıkıyor karşımıza.) William W. Jacobs "Maymun Pençesi", Poe "Bir Kayalık Dağ Öyküsü", Arthur Machen "Beyaz Tozun Öyküsü" ile karşımızda.

Lovecraft ise "Adsız Kent" ve "Ulthar'ın Kedileri" isimli iki tekinsiz öyküyle selamlıyor okuyucuyu.

Günümüz yazarlarından iki harika isim de var 33 yazar arasında: Stephen King (Yağmur Mevsimi) ve Clive Barker (Korku).

"Karanlıkta 33 Yazar" korkuseverlerin kitaplığında mutlaka bulunması gereken bir eser.

hennessy

alıp arşivimize koyup okuyacağız....



Arka Kapak

Tüm dünyada heyecanla izlenen Yürüyen Ölüler dizisinin ilk romanı sizlerle! "Serinin hayranları için müthiş bir haber! Ama dikkatli olun, çünkü Kirkman'ın zombi hikâyelerinin tadını bir kez alan, bir daha bırakamaz!"
The Ossuary

Her şey dönüşümle başlamıştı. Bildikleri o eski dünya yok olmuş, küllerinden dev ölü kentler doğmuştu. Tüm sevdikleri tek tek dönüşüyor, her geçen gün içlerinden birileri yürüyen ölüler kervanına katılıyordu. Bu yeni ve acımasız dünyada hayatta kalabilmek, âşık olabilmek mümkün müydü?Bu dünyada artık korkuya, ümitsizliğe, sevgiye yer yoktu! Zombilerle savaşmaktan bitap düşen Philip Blake, duyguların şimdiki yerini, yani yersizliğini anladı. Eski dünyanın yıkıntıları ve ölüleri arasında canlı kalabilmeyi başarmak yalnızca bir şarta bağlıydı: duygusuzlaşarak o ölülerden biri olmak!


Yazar:Robert Kırkman
Yazar:Jay Bonansinga
Çevirmen:Hanife Kılıç

Sayfa Sayısı: 456
Dili: Türkçe
Yayınevi: Arunas Yayıncılık
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy

Trendeki Yabancılar Patricia Highsmith

Tren, öfkeli bir zangırtı tutturmuş gidiyordu. Sık aralıklarla dizilmiş ufak istasyonlarda durması gerektiğinde, bir an sabırsızca bekliyor, sonra yine çayıra dalıyordu. Ama ne kadar yol aldığı belirsizdi. Çayır, ara sıra gelişigüzel silkelenen güneş çalığı bir battaniye gibi şöyle bir dalgalanıyordu, o kadar. Tren hızlandıkça zangırtı da artıyor, göz korkutuyordu. Guy gözlerini pencereden ayırdı, koltuğuna yaslandı. En iyi olasılıkla Miriam boşanmayı erteleyecekti. Belki boşanmak istemiyordu, tek istediği para koparmaktı. Bir gün ondan boşanma umudu var mıydı gerçekten? Ona duyduğu yoğun nefret, düşüncelerinin akışını sekteye uğratıyordu galiba, New York' ta mantığının gösterdiği çıkış yollarından şimdi çıkmaz yollara sapıyordu. Yolun ucunda Miriam dikiliyordu, az ötede, çilli pembe teninden sağlıksız bir ısı saçarak, pencerenin önündeki şu çayır gibi. Katı ve hain.'
Polisiye romanın kraliçesi Patricia Highsmith, bu romanında Amerikan toplumunu kıyasıya eleştirirken, Amerika' nın ürettiği en yoz, en kötü örnekleri sergiliyor: İşlenen bir cinayet karşısında kılı bile kıpırdamayan, sorumluluktan kaçan, eline para geçince bir üst sınıfa tırmanmaya çalışan, lüks evler, geniş çimenlikler, semt klüpleri, yerel süpermarketler peşinde koşan bir güruhu. Alfred Hitchcock' un aynı adla sinemaya uyarladığı bu sürükleyici roman, usta yazarın ilk yapıtı olma özelliğini de taşıyor.

Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları