GASTON

Başlatan yunusmeyra, 23 Ağustos, 2017, 22:54:00

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

yunusmeyra


Gaston Lagaffe
ülkemizde tanındığı ismiyle sadece "gaston" ...
yerli çizgi roman okurunun, özellikle de çizgi roman severlerin bir kısmının anılarında gaston`un bir yeri olduğu muhakkak...ama en azından benim kuşağım (bugün 40-50 yaşları arası olanlar) ve daha gençler açısından gaston`un çok bilinmediği söylenebilir. hatıralarım ise çoğunluk ucuz baskılı ve telifsiz-kopya yayınlardaki dolgu çizgi romanı olarak rastladıklarımla sınırlı(mesela 80`lerde, küçük boy ve kopya olarak basılan "red kit"lerdeki dolgu malzemesi olarak hatırlıyorum). ülkemizde telifsiz ve kopya olarak basılmış da olsa; sayfa yapısı,panelleri bozularak ve çevirileri baştan savma yapılarak da yayınlansa; bir çok farklı çizgi romanda dolgu olarak da kullanılsa; nihayetinde 60`ların ilk yıllarından 80`lere kadar devam eden bir yayın macerası var gaston`un.

"gaffar" konusu var bir de, değil mi? bu adla, hangi tarihte ve hangi gazete de yayınlandığını ("tercüman gazetesi" deniyor ?!) belgeleyip forumda da paylaşmak gerek. bu konulara daha sonra bir miktar ayrıntılı değineceğimiz için sevgili gaston`un orjinalinden bahsedelim biraz...


"spirou" adlı haftalık dergide okuyuculara merhaba diyen"gafların efendisi"nin 60. yılı kutlanıyor bu yıl... başta Belçika ve Fransa olmak üzere bir çok ülkede gönüllere yer etmiş bir çizgi kahramanın 60. yıldönümü. Fransa ve Belçika`da medya ondan bahsediyor, hakkında yeni yazılar, yeni kitaplar yayınlanıyor... bugün farklı kuşaklar, sergilerde,panellerde gaston`u hatırlıyorlar... gaston`un yayınlanan ilk dönem  sayfalarından başlayarak, farklı çizim ve sayfa örneklerinin yer aldığı açıklamalı görseller şehir içinde panolara yerleştirilip, sergilemeleri yapılıyor... gaston artık frankofon popüler kültürünün 20. yüzyılda hafızalara kazınan ayrıcalıklı ürünlerinden biri durumunda...

"spirou" dergisinde ilk görüldüğü tarihte(28 şubat 1957, "spirou, no: 985"), önceleri belli sayfa boşluklarını dolduran  vinyetler halinde okuyucu ile buluşacaktı. peşinden bir-iki panel halinde çizimleri yayınlanacak, ilerleyen sayılarda düzenli sayfaları ve "gag"larıyla okuyucularla buluşacaktır...



gaston, daha ilk sayılardan itibaren çocuk ve genç okurun ilgisini çeker, yayıncının istediği neşeyi ve hareketliliği sağlar... derginin, çoğunlukla mizah ve güldürüye dayanan çizgi serilerinin yeni temsilcisi oluverir... "spirou" dergisinin haftalık yayınlarında bazen kapakta, başlığın üzerinden veya civarından(!) okuyuculara gözükür; onu, haftalık dergi içeriğinin tanıtımını yaparken gördüğümüz gibi, kimi zaman kapakta da "gaf"larına devam eder...



eylül 1957`de yayınlanan ve derginin "lokomotifi" olan, "spirou et fantasio" maceralarından birinde de("le voyageur du mesozoique") bir kaç panelde gözükür. gaston`un artan bir ilgi gördüğü ortadadır...





bir süre sonra haftalık yarım-sayfaları (çift bant) artık standart hale gelmiştir. 1966 yılına değin "yarım dergi sayfası ve çift bant"tan oluşan "haftalık" kısa maceraları, daha sonra "bir dergi sayfası ve dört bant" düzenine geçecektir. gaston tek sayıda başlayıp biten küçük macera ve güldürüleriyle okuyucu ile buluşacak, 1996 yılına  kadar efsane "gaf"larına devam edecektir...



"dupuis" yayınevi 1960 yılında albüm serisini yayınlamaya başlar. ilk albüm çok ilginç bir formatta basılır: hani eskiden İtalyan çizgi romanlarından bazılarının basıldığı orjinal format vardır ya(yatay ve her sayfaya bir bant gelecek şekilde, "piccolo" derler), o şekilde... şimdilerde koleksiyoncuların ve fanların çokça aradığı bu ilk baskı, o yıllarda bir albüm olarak değil de adeta bir "promosyon" olarak algılanır..."dupuis", sonradan yarım sayfa ve çift bant formatına uygun şekilde albümler basar("bd sitesi"nde bu formata "İtalyan" ismi verilmiş) ve peşinden gaston maceraları tam sayfa olunca albümlerde ona uygun (tam sayfa- dört bant) basılarak tüm koleksiyon albüm formatında toplanır(son bir kaç albüm "marsu productions" logolu çıkar) bugün tüm seriyi kapsayan yeni koleksiyon baskıları da mevcut...



yıllar içinde, hayatında yer edecek bir çok yeni karakter de gaston`un "gaf"larla dolu dünyasına dahil olur: fantasio(yazı işleri müdürü olarak ilk andan itibaren gaston`a maruz kalır), monsieur de mesmaeker (patron!), prunelle(editör), lebrac(çizer),mademoiselle jeanne(gaston`a aşık sekreter), boulier(muhasebeci) ve diğerleri...



bugün "wiki"de  ve "bedetheque" gibi sitelerde, gaston`un yayın macerası ayrıntılı olarak bulunuyor. önemli karakterlerin ve olayların diziye katkısı, tarihleri ve açıklamalarıyla ele alınmakta; ilk kareden itibaren çizim ve yayın formatında meydana gelen değişmeleri de aktaracak tarzda listeler ve kronolojiler verilmekte. keşke geçen senelerde, orjinal haliyle ve hafızalarda kalacak özende ulaşmış olsaydı da, seriyle ilgili ayrıntıları daha çok paylaşabilseydik.



"spirou" dergisinin yayın yönetmeni (ve aynı zamanda pek çok çizgi romana fikri katkıları ayrıca not edilmesi gereken) Yvan Delporte (1928-2007), bir yandan yayıncı "dupuis" ailesinin kendisine verdiği işi en iyi şekilde yapmaya gayret ederken, bir yandan da içeriği "gelenekselleşen" dergide yenilikler peşindedir. ünlü çizerlerden André Franquin (1924-1997) ile yepyeni ve diğerlerinden farklı bir karakterin, gaston`un doğumunu hazırlarlar(aslında gaston`a esin kaynağı olan bir çalışması daha var Franquin`in: "mimile", ki ona da bir sonraki bölümde kısaca değinelim...) bir süre sonra Franquin`in yoğunluğu sonucu, dergide asistanlığını da yapan  Jidéhem(1935-2017) çizim ekibine dahil olur ve "Franquin&Jidehem" imzası kalıcı hale gelir...



yukarıdaki görselde(yayınlanan bir albüm kapağından alıntı) Franquin`in biyografisinden tarihler dikkat çekici... Fransa tarihinin önemli dönüm noktalarıyla beraber ele alınmış :) 

"ofis boy" hüviyetinden "anti-kahraman" olmaya giden  bir varoluş...
döneminin yerleşik sosyal hayatının(başta da iş hayatı!) gereklerine duyarsız halleriyle tam bir uyumsuzdan söz ediyoruz! frankofon ekolündeki mizahi içerikli çizgi romanlar başta olmak üzere diğer kahramanlara benzemez gaston; 50 lerin  sonu ve 60`ların ilk yıllarına kadar çocuk ve gençlik dergilerindeki serilerden ısrarla beklenen özelliklerden ("sonuçta kahramanın kazanması"  veya "geleneksel aile değerlerinin yüceltilmesi" gibi...) farklı bir içeriğe ve mizaha açıktır... 



okuyucunun karşısına çıktığı ilk çizimden itibaren neden ve nasıl işe alındığı muamma olan, çalışma fikrinin kendisiyle sorunlu bir "çalışan" (genç!) düşünün... neredeyse çalışmamak için daha çok gayret sarfeden, ancak kaçınılmaz olduğunda, mecburen çalışan bir genç!  bunun en başta yayıncı "dupuis"ler için sorun olduğunu söylemeye sanırım gerek yok. yayınlandığı "spirou" dergisinin patronları "dupuis"ler, geleneksel katolik sosyal değerlerin savunucusu bir ailedir.

evet, ilgi gören "gag"lar, çılgın aksiyonlar, hareket komedisi yaratan ve enerjik, dışavurumcu bir tavırla çizilen paneller baştan itibaren eksik olmayacaktır seride...  zaten dizi bugün frankofon üretimli çizgi romanlar içinde özel bir okul olarak anılan "marcinelle ekolü(1)" nün de önemli bir örneği olarak görülüyor.



sadece bu enerjik çizimleri, söze ve harekete dayalı esprileri  ve tembel,sarsak, patavatsız, becereksiz, uyumsuz halleriyle mi hatırlanır gaston?  Jidehem`in büyük bir maharetle desteklediği ve taslaklar üzerinde çokça çalıştığı çinilemesi ile geri planlardaki katkısı nasıl unutulur: ayrıntılı ve dönemin tasarım modalarına uygun çizimleri ( mekanlar, mobilyalar, ofis malzemeleri, araç-gereçler...) ve otomobiller...



resim ve müzik sevgisi (yeteneği tartışmaya açık!), ilginç ve sınırları zorlayan  icatları (yol açtığı kazalarla mucitliği sık sık sorgulanan!),  efsane haline gelen "gaf"larının desteklediği mizahı ve  en çok da "insan sevgisiyle" (aslında kaktüsler ve çiçeklerden tutun  farelerden ,kedilere,kaplumbağalardan,inek ve martılara varana değin her canlıya sevgisi ve hassasiyetiyle...) hatırlanıyor bugün...



(1) Marcinelle ekolü: Dupuis yayınlarının adresi: Rue Jules Destrée a Marcinelle şeklindeydi. Ekolün kurucuları olarak Franquin, Morris ve Jijé gösterilir. Spirou dergisi merkezinde ortaya çıktı. Spirou, Boule et Bill, Red Kit, Şirinler, Gaston, Cedric gibi ÇRlar bu ekolün temsilcisi olarak gösterilir. Karikatürümsü ve çocuksu çizgilere eşlik eden yuvarlak balon kullanımı en belirgin özelliğiydi. (Peyami`den alıntılandı)

gaf: yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık pot.
gaffar: kullarının günahlarını affeden, bağışlayan, bağışlayıcı anlamında Allah'ın isimlerinden biri.
gag: oyuna komiklik ve neşe katan beklenmedik söz veya hareket, gülüt.

(gaston üzerine gevezeliklerimiz sürecek, 1.bölüm sonu)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra


Franquin,gaston ve...

gaston, 1957 yılında "spirou" dergisi sayfalarında ilk gözüktüğünde, André Franquin frankofon diyarların usta çizerlerinden biri durumundaydı."spirou" dergisine de ismini veren "spirou et fantasio" serisini 1946 yılından beri çizmekte ve bizde de "sipru" olarak anılan kahramanın "efsanesini" yaratacak en önemli katkıları ("marsupilami, champignac kont'u, zantafio, zorglub" karakterlerini hatırlatsak sipru severler anlayacaklardır)yapmaktaydı..."spirou" dergisinin ve "marcinelle ekolü(1) "nün yıldızıydı; dergide imzaları parlayan ve her biri bugün efsane olan Morris, Will, Roba ve tüm bu sanatçıların öncü ustalarından Jije gibi diğer önemli yıldızları unutmuyoruz tabii.

1924 yılında Belçika`da doğar Franquin. ikinci dünya savaşının ağır şartlarında, 1944 yılında sanat akademisine başlar, ancak çok geçmeden hayallerinin peşine düşer. bir yıl sonra (1945)akademiyi bırakmış, bir çizgi film yapım stüdyosunda(c.b.a.) iş bulmuştur.kısa çizgi filmler üreten bu stüdyoda, tüm yaşamında dostları ve iş arkadaşları olacak çok özel sanatçılarla tanışır: Jije, Morris,Peyo...

aynı yıl ikinci dünya savaşı biter, bu sırada çalıştıkları stüdyo kapanmıştır. aynı süreçte Belçika`da çizgi film piyasasında Amerikan üretimlerinin baskısı hissedilecektir. Franquin`in stüdyodan arkadaşı Morris o günleri şöyle anlatmaktadır:

"Çalıştığım şirket çok kısa filmler yapıyordu. Orada Peyo, Franquin ve Eddy Paape'yi tanıdım. Oradaki çalışma atmosferimiz çok hoş ve neşeliydi. Şarkılar söyler, güler, konuşur tartışırdık. Savaş sona erip Amerikalılar çizgi film pazarını ellerine geçirene kadar her şey çok iyi gitti. "

hayal ettiklerini çizginin özgün diliyle anlatmak, heyecanla çalışmak ve üretmek;  Franquin ve arkadaşlarının idealleridir! hele hele bu işi dünya`ya sevdiren Amerikalılar kadar iyi ve hatta daha iyi yapmak, yetenekli  gençlerin hayalini süslemektedir o yıllarda... pek çoğunun idolü ise artık Amerikalılar değil,  "Herge" ve "tintin"dir. bu arada unutulmamalı ki, Belçika`da çizgi romanlara sayfalarını açan dergiler savaş öncesinden beri yayınlanmaktadır: "petits belges, le petit vingtieme, le moustique, bonjour, la patriote Illustree" ve özellikle "spirou" gibi...

Jije`in teklifi böyle bir zamanda gelir: yetenekli genç çizer, "spirou" dergisinde baş kahraman "spirou"yu çizmeye başlar. Franquin, Jije`den devraldığı seriyi "efsane" haline getireceği çalışmalarına başlamıştır; seneler içinde, gerektiğinde dergideki pek çok yazar ve çizerle de(Jijé, Rosy, Will, Greg, Jidéhem, Roba...)  yardımlaşarak seriyi 1968 yılına kadar devam ettirecektir. aynı yıl Morris`te "lucky luke"a başlayacaktır "spirou" sayfalarında(1946).

savaş sonrası yıllar, yirmili yaşlarının başında olan pek çok yetenekli yazar ve çizer için ekmek peşinde koşmakla geçecek, bir`den fazla dergi, gazete veya ajansa çalışan pek çok yeteneğin hayatındaki zor yıllar olarak anılacaktı... "dupuis" ailesinin yayınlarının(başta "spirou") önemli dayanakları olan, başta Jije olmak üzere  Morris, Franquin, Will gibi bir çok sanatçı için de zor yıllardır. 1948 yılında, "spirou" dergisinin "as"ları Amerika`ya göç edip, hayallerini orada varetmeye karar verirler. o dönemi şöyle anlatırlar:

Jije, "Avrupa'daki politik çöküşün tesiri altındaydım. Avrupa bitmiş görünüyordu, çok karamsardım. Gerçekten Amerika'ya göç niyetiyle gittik."

Franquin, "Sonra Rusya ve Amerika arasında 'soğuk savaş' başladı. Sanıyorum Jije korkuyor ve Meksika'ya yerleşmek istiyordu. Morris ise bizim göç kararımıza hemen uyup bize katılmıştı. Çünkü o Amerika'daki Walt Disney çizgi film stüdyolarında çalışmayı hayal ediyordu. Fakat Amerika'dayken bile Belçika'daki "Spirou" dergisinde maceralarımız devam ediyordu. Ve biz sayfalarımızı Amerika'da çizip, Belçika'ya postalıyorduk.
Jije, Amerika'yı dolaşabilmemiz için kullanılmış bir araba satın aldı. Fakat sürücü belgesi sözlü sınavını veremediği için işler hallolana kadar birbuçuk ay New York'ta zorunlu bekledik. Sonra güneye indik. Morris Kaliforniya'daki Walt Disney stüdyolarım ziyaret etmek istediği için önce oraya uzandık sonra Meksika'ya geçtik. Morris her gittiğimiz yerde Amerikan gerçeğini yakalamak için resimler çizip duruyordu. Fakat bu kadar güneye inmekle hata yaptığımızı da anladık çünkü bizim işin piyasası kuzeyde, New York'daydı.
Meksiko'da kalmak isteyen Jije'den ayrılıp Morris'le tekrar New York'a döndük. Amerika'yı göreceğim kadar görmüştüm. Vatan hasreti beni Belçika'ya çekiyordu. Morris New York'da kalmaya niyetli olduğunu söyledi. O kafasına Amerika'da çalışmayı takmıştı.
Amerika western'ın öz yurduydu. Ve Morris gerçek bir western hayranıydı. Böylece onları bırakıp ben döndüm."


Amerika`da kaldıkları süre içinde, Belçika`daki işlerini aksatmamışlar; "spirou" dergisine posta ile orjinal çalışmaları yollarken, büyük zorluklarla üretip çalışmışlardır. Morris değinir o yıllara,

"Bazı sayfalar postada kaybolduğu için bunları yeniden yapmak zorunda kalırdım. Yeni sayfalar tabii eskilerin aynı olmazdı. Daha az posta parası vermek için kâğıdın iki yüzünü de kullanırdım. "
......................................
"Bugünkülerin tersine, o dönemin çizerleri önceden belirlenmiş bir senaryodan yola çıkmazdı. Maceranın sonu okuyucuya olduğu kadar çizere de yabancıydı. "Spirou''da çalışırken sadece o hafta ne çizeceğimizi düşünürdük. Olayın gelecek hafta nasıl akacağı hakkında en ufak bir fikrimiz bile yoktu. Yayıncı bizden olayı gerilimde tutmak için her sayfasının son karesine bir heyecan unsuru koymamızı isterdi. Bir yandan da bu son kareye ne koyacağımızı düşünürdük. Bu son kare esprisi çok önemliydi tabii. Çünkü okuyucu gelecek haftaki dergiyi, bu son kareden sonra acaba ne olacak merakı yüzünden satın alacaktı. "



evet, Franquin Amerika`dan dönmüştür... bir süre sonra yayıncılarıyla yaşadığı bir anlaşmazlık sonrasında "spirou" dergisinin en büyük rakiplerinden "tin tin" dergisine de çalışacaktır. "spirou"da devam etmesi için, yayıncı "dupuis" bir hayli çaba harcayıp ikna edecektir sanatçıyı... burada "modeste et pompon" başlığında, neşeli ve enerjik çizimleriyle, çocuk-genç okuyucuların sempatik bulacağı bir seriyi 4 yıl hazırlamış(1955-1959 ve bir kısım senaryolara Goscinny`nin de katkısı vardır); aynı zaman diliminde "spirou" dergisine de çalışmaya devam etmiştir. bazı çizgi roman yazı ve yorumlarında, o tarihlerde "iki dergiye çalışan çizgi romancı" olarak bahsi geçse de, aynı yıllarda başka yazar ve çizerlerin de, birden çok dergiye çizgi roman ürettiklerini biliyoruz.


frankofon çizgi roman ve dergilerinin, albümlerinin tirajlarda ve popülerlikte patlama yaptığı ve daha büyük patlamaların yaşanacağı 1960`lı yıllara hazırlanıldığı zamanlardır ama, "ekmek hala aslanın ağzındadır!" telifler ve sürekli bir çalışma güvencesi konusunda, hatta çalışmalara atılan imzalar konusunda(çoğu yazar yayınlanan sayfalara sadece çizerin imzasının atılmasına razı olmaktadır) sanatçılar zorluklar yaşamaktadır. tatminkar ve yapılan işin popülerliğine uygun bir ücretlendirme konusunda ise sanatçılar yavaş yavaş seslerini yükseltmeye başlamışlardır. frankofon ekolünün efsanelerinden biri olarak andığımız Goscinny ve sanatçı arkadaşları(Uderzo, Charlier...), kurdukları ajanslarıyla(edipress/edifrance) o günlerin en yakın tanığıdırlar :

"Çizerin ismi belirtilir ama yazarın ismi belirtilmezdi. Yazı sanki anonim bir yapıymış gibi görülürdü. "Biz bu isim konusunda da standartlaşmayı sağladık."

"Bir ekip anlayışımız vardı. Birbirimize çok bağlıydık ve kendi fiyat politikamızı oluşturmuştuk. Bu fiyat politikası çevremizde hoş karşılanmıyordu. Yayıncılar fiyatları yükselttiğimiz için karşımızdaydı (yeni fiyat politikası ve standardizasyonu çizgi roman piyasasına Goscinny'nin kazandırdıklarından biridir). "

"1956 yılında Brüksel'de Fransız ve Belçikalı çizgi romancılar kendi aralarında toplanıp mesleki sorunları tartıştılar. Goscinny de davet edildi. "Bu toplantıya biraz meraktan, biraz da insanları tanımak için katıldım (bu toplantıda Franquin ile tanışır). Bu toplantıdan bazı yayıncılar çok rahatsız oldu. Yazar ve çizer takımının kendi içinde dayanışması, belki sendikal haklara varan örgütlenmesi..."

işte tam Goscinny`nin bahsettiği 1956 yılında, hani Franquin`in hem "spirou" hem "tintin" dergisine çalıştığı bir zaman diliminde, daha sonra gaston`un doğumuna da ilham verecek bir şey olur! o sıralarda Charlier`in(Jean-Michel Charlier diye biliriz ve bizde en çok "blueberry"nin yazarı olarak anılır)bir projesiyle, "france dimanche" gazetesi için "le supplément illustré" adlı bir çizgi roman eki hazırlanmaktadır. hazırlık, yazar-çizer ortaklığıyla kurulan "edipress/edifrance" ajansına aittir. projede, belçika ile fransa`nın genç ve usta yazar-çizerleri buluşmuştur*. ancak "0"ıncı sayısı görülen "ek projesi" yarım kalır. Franquin`e de "çift bant" çizeceği bir bölüm ayrılmıştır; devamı gelemeyecek yeni kahramanı bir ofis boy`dur: "mimile"
"mimile", bir sene sonra (1957) gaston fikrine ilham verecektir.


*küçük bir ara not: alıntılarda ve Franquin dahil bazı sanatçılardan bahsederken Belçika ve Fransa kökenli ajans, çizer ve dergiler arasındaki farklara çok girmiyoruz; fakat belli ayrıntılar, "frankofon" olarak toptan yaklaştığımız çizgi romanların tarihçesi açısından önem kazanmakta, ayrı ve ayrıntılı ele alınmayı gerektirmektedir.

1960`ların başlarında Franquin, spirou ve gaston`daki performansıyla, "bd"nin ve avrupa kıtasının çizgi romandaki zirvelerinden birini temsil etmektedir. dünya ve avrupa kıtası  ise sosyal ve politik olarak esmekte olan "değişim rüzgarlarını" hissetmeye başlamıştır. 1950 ve 60`larda çizgi roman meraklısı olan çocuklardan bir çoğu genç yetişkinler olarak kendi ülkeleri başta, dünya`nın değişimini talep edecekleri yılları yaşarlar(68`ler)... ne ilginçtir, gaflarıyla ve özgün halleriyle sistemin karşısında bir anti-kahraman olarak görülen ve hatta muhalif bir politik anlam yüklenen bir gaston`dan bahsedilmektedir. gaston`un yaratıcısı Franquin ise, ilerleyen yıllarda "politik tavır almamak" ve "piyasa ilgisine yönelik işler yapmakla"  ilgili eleştirileri(hatta uzun süre "dupuis"yi bırakıp başka dergilerde yer almayacak olması bile eleştirilecekti) göğüslemek zorunda kalacaktı...

evet, 68 olaylarının dünyayı ve avrupayı değiştirmek konusunda ne kadar mesafe aldığı tartışılıyordu ama, "bd ekolünün" değişimini hızlandırdığı kesindi. zaten 60`ların başından itibaren genç ve yetişkin okuyucuyu gözeten çizgi romanlar, dergi içerikleri ve albümler hazırlama girişimleri vardı. underground fanzinler, bağımsız yayınlar ve küçük yayınevlerinin idealist çabalarıyla "bd"nin sınırlarını genişleten ve artık yetişkin bireylere de anlatacak şeyleri olduğunu iddia eden  frankofon yazar ve çizerleri, yeni arayışlara ve denemelere girişiyorlardı. "underground"dan "sosyal  ve siyasal eleştiri taşıyan bilim kurguya",  "fantastik kurgu"dan "erotizm"e, "absürd"den "kara mizaha",  "otobiyografiye" kadar farklı içeriklerde üretimlerle frankofon çizgi romanı, insana dair her şeyden bahseden bir sanat olduğu gerçeğini kabul ettiriyordu...

Fransa`da "pilote" ile kendini göstermeye başlayan ve "tintin" gibi Belçika çıkışlı dergileri de kapsayan "değişim" farkediliyordu. özellikle 60`lar ve 70`lerin ilk yarısına kadar çıkan dergilerin çokluğuyla beraber, içerik ve anlatım çeşitliliği de bunun göstergesiydi: bir çok dergi(Charlie Mensuel, Hara-Kiri, L'Echo de savannes, Ah! Nana, Le Canard Sauvage, Mormoil, Metal Hurlant, Fluide Glacial, Circus, Charlie Hebdo...)  ve fanzin , "bd" okuyucusuna seslerini duyurdular. çoğu genç ve yetenekli sanatçının(Gotlib, Druillet, Mandryka, Bretécher, Bilal, Clerc, Margerin, Crespin, Montellier, Benoit, Varenne, Schuiten, Caza,Moebius...)  çalışmaları, "bd"nin(yani "çizgi roman"ın) sadece çocuklara yönelik eğlendirici bir tür olmadığının da ispatı olacaktı...

1974 yılında Angouleme festivali başlıyor ve "bd"ye olan ilgi taçlandırılıyordu. Franquin, yaşam boyu başarısı için "büyük ödül" almıştı. 30 yıldır emek verdiği bande dessinee`nin en usta sanatçılarından biri olarak anılıyordu.


"Angoulême"deki ilk festivalin önemli yabancı çizgi roman sanatçısı konuklarıyla Franquin bir arada: (soldan) Harvey Kurtzman,Andre Franquin, Burne Hogarth ve festivalin düzenleyicilerinden... bir sene sonraki festivalin afişinde ise gaston var

festivale dair arşiv görüntüleri:  1974: le 1er festival de la Bande Dessinée à Angoulême
https://www.youtube.com/watch?v=Bd8wU6-Lcr4

"bd"nin geldiği noktadan, genişleyen ve özgürleşen anlatım olanaklarından sadece genç sanatçılar değil, büyük ustalar da etkileniyordu. tam o yıllarda, Franquin`in "karanlık fikirler"i zihninin derinliklerinden gün yüzüne çıktı : "ıdées noires "!


hem kendi sanatı hem de "bande dessinee" açısından çok farklı ve önemli serisinin(fikri yine Delporte ile olgunlaştırmışlardı) yayınına başlayacaktı. yayıncılarına bir müddet yayınlatabildikleri, özgür editoryal tercih ve beğenilerini sergilemeye çalıştıkları  "çizgi roman eki", dupuis tarafından desteklenmedi. "karanlık fikirleri"ni, Gotlib`in teklifiyle, "fluide glaciale"da devam ettirecekti(1977-1983,fluide glacial`de, Yvan Delporte ve Jean Roba ile). Franquin  genç ve yetişkin okurlara farklı bir mizahi çizgi roman vaadediyordu: "Idées noires" ile "felaketlerden, ölümlerden, karanlık  ve umutsuzluktan" bahsedecekti...


geçmişte katkı koyduğu "le petit noël(1957-1959)", "ısabelle(1978-1986)" gibi çizgi romanlar da var Franquin`in. ancak, "spirou" maceralarını çizerken yarattığı ve hayali bir coğrafyada, "palombie" ormanının derinliklerinde yaşayan "marsupilami" (1952 de) karakterini özellikle unutmamak gerekir. 1968 yılına kadar Franquin tarafından üretilen maceralarda "spirou ve fantasio"ya eşlik eden bu harika canlı, Franquin denetiminde(1987-1989) ve "marsu productions" yayınevi tarafından 1987 yılında bağımsız olarak ele alınmış; sanatçı Batem`in çizgileri(sonra Yann`da seriye dahil olacaktır) ve Greg`in senaryolarıyla başlayan seri, yoluna yeni albümler ve animasyon filmlerini de katarak devam etmiştir.

okurların ilgiyle takip ettiği binlerce güzel sayfadan sonra,  1997 yılında aramızdan ayrılır Franquin...

not: yazıdaki "koyu-italik" alıntılar, "YKY- SANAT DÜNYAMIZ-SAYI:64 (1997) ÇİZGİ ROMAN: ÇİZGİ, ROMAN" adlı sayısından. bahsi geçen alıntıların yapıldığı yazılar:
- Asteriks`ten "Yalnız Kovboy"luğa: Rene Goscinny- Ali Platin
- Ben Garip, Yalnız Bir Kovboyum... Red Kit ve Ötesi- Cuno Affolter ve Urs Hangartner 


bu noktada, gaston`un varoluşunda Franquin ile ortak imzaya sahip diğer ustayı da özel olarak anmak gerekir: Jidehem!
izin verirseniz bu sene vefat eden usta ile ilgili bölümü, Peyami`den alıntılayalım




"Asıl adı Jean de Maesmaker olan, Jidehem ismiyle tanınan sanatçı 81 yaşında hayata gözlerini yumdu. 1957-1969 arasında pek çok albümde Franquin'le çalıştı, Marcinelle(1) ekolünün önemli isimlerinden sayılıyor, Sophie'nin yaratıcısı. Spirou dergisinin temel direklerindendi. Fransa-Belçika ekolünün altın çağına has çizimleriyle tanındı. Starter serisinde neredeyse aşkla çizdiği otomobiller unutulmaz işleri arasında yer alıyor.

Herge'nin isminin ilk harflerini kullanarak (RG-erje olarak okunuyor) yeni bir isim yaratması gibi o da kendi isminin ilk harflerini kullanarak kendine yeni bir isim buldu (JDM-Jidehem).
Çizmeye Tenten albümlerini kendisi tekrar çizerek başladı. Saint-Luc Enstitüsü'nde sanat eğitimi aldı. Maurice Tillieux hayranıydı. Özellikle de Felix serisinin. O da Ginger isminde benzer bir polisiye seri yarattı ve Greg ve Tibet'in yanısıra Tilleux'nün de çalıştığı dergide yayınlattı. Zaten Franquin'le tanışmasını da Tilleux sağladı.

1956 yılında Spirou dergisinin patronu Charles Dupuis, Franquin'in birkaç seriyle birden baş etmeye çalıştığını bildiğinden onu asistan olarak yanına gönderdi.  Önceleri arka plan ve çinilemeden sorumluydu. Franquin'le birlikte çalışmaları uzun yıllar devam etti. Spirou dergisinin hayatındaki önemi iş yaşamından ibaret değildi. Derginin baş redaktörünün sekreteri Gwendoline'le tanışarak evlendi. Zamanla Franquin'in çalışmalarına senarist olarak da ciddi katkıları olmasının yanında kendi serilerini de yarattı. Franquin tarzını yarı-gerçekçi, enerjik ve ekspresif olarak ifade eder. Özellikle Gaston Lagaffe albümlerinde ciddi emeği var. Yine Spiru albümlerinin arka planına Franquin'in yardımcısı olarak büyük katkısı var.
Mösyö Aime de Maesmaker meşhur bir Gaston Lagaffe karakteri. Aslında bu karakter Jidehem geldiğinde varmış ama görünce gülmeye başladı ve aynı babama benziyor dedi. Bunun üzerine aynı ismi koydular.   
Sophie ilk kez 1964 yılında Starter'in Maceraları serisinin L'Oeuf de Karamazouf macerasında görünür. Tutulunca spin-off olarak kendi serisi çıkarıldı. Bir bilim insanının yarattığı ve kızı olarak gördüğü Sophie'nin babasının buluşlarını çalmak isteyenlere karşı maceraları anlatıldı. Sophie, BD'nin ilk kadın kahramanlarından. Aynı zamanda Spiru dergisinde yayınlanan ilk kadın kahraman.
Starter önceleri otomobillerle ilgili bir yazı dizisiydi. Franquin illüstrasyon yapmaya başladı. Sonra bu işi Jidehem'e bıraktı. Jidehem arabaları o kadar güzel çiziyordu ki iş büyüdü ve Starter isimli bir otomobil tamircisinin maceralarını konu alan bir macera çizgiromanına dönüştü.
Son yıllarında ÇRdan ziyade illüstrasyon işleriyle ilgilendi."


(1) Marcinelle Ekolü: Dupuis yayınlarının adresi: Rue Jules Destrée a Marcinelle şeklindeydi. Ekolün kurucuları olarak Franquin, Morris ve Jijé gösterilir. Spirou dergisi merkezinde ortaya çıktı. Spirou, Boule et Bill, Red Kit, Şirinler, Gaston, Mavi Ceketliler, Cedric gibi ÇRlar bu ekolün temsilcisi olarak gösterilir. Karikatürümsü ve çocuksu çizgilere eşlik eden yuvarlak balon kullanımı en belirgin özelliğiydi. "

bölüme ek: yukarıda ismini verdiğimiz ustalarla ilgili bugün belge niteliğinde olan, Fransa`da yayınlanmış bir televizyon programından ("tac au tac") kayıtlara göz atmak isteyenler için: "Tac au tac" Franquin, Morris, Peyo et Roba, 1971 https://www.youtube.com/watch?v=_kKMbdOQCWs

"tac au tac", 1969'dan 1975'e kadar yayınlanan bir Fransız televizyon şovu. bir çok frankofon çizgi roman sanatçısının (kimi bölümlerinde dünya çizgi romanının başka büyük ustalarını da izleriz) konuk olduğu bölümleri var. ustaların bir araya geldiği ve "çizgilerle atışma" havasında geçen tarihi anlar... 

(2.bölüm sonu)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra

gaston`un "yerli" yayın macerası

gaston hakkında yazmaya başlarken şöyle demiştik,
"yerli çizgi roman okurunun, özellikle de çizgi roman severlerin bir kısmının anılarında gaston`un bir yeri olduğu muhakkak...ama en azından benim kuşağım (bugün 40-50 yaşları arası olanlar) ve daha gençler açısından gaston`un çok bilinmediği söylenebilir. hatıralarım ise çoğunluk ucuz baskılı ve telifsiz-kopya yayınlardaki dolgu çizgi romanı olarak rastladıklarımla sınırlı(mesela 80`lerde, küçük boy ve kopya olarak basılan "red kit"lerdeki dolgu malzemesi olarak hatırlıyorum). ülkemizde telifsiz ve kopya olarak basılmış da olsa; sayfa yapısı,panelleri  bozularak ve çevirileri baştan savma yapılarak da yayınlansa; bir çok farklı çizgi romanda dolgu olarak da kullanılsa; nihayetinde 60`ların ilk yıllarından 80`lere kadar devam eden bir yayın macerası var gaston`un."

evet, 1960`ların ilk yıllarında başlayan bir yayın macerasından bahsediyoruz. yerli okuyucu ile tanışması, telifsiz ve kopyalanmış çizgilerle oluşturulan dolgu sayfalarıyla olmuş. gaston, ülkemizde tek kopyalanan ve telifsiz olarak yayınlanmış çizgi roman değil. fakat kabul edilmeli ki, orjinali 1957`de başlayan dergi yayını ve 1960`ların başında da ilk albümleri yayınlanan bir seri olarak avantajları var: orjinal hali haftalık yarım sayfa(2 bant) ve sonraki yıllarda(1966 sonrası) tam sayfa (4 bant) olarak yayınlanmış "spirou" dergisinde. aynı hafta başlayıp biten "mizah" içerikli kısa üretimlerden oluştuğu için, kopyalandığında ve bizde yayınlanan fasikül formatına uygun hale getirildiğinde "harika"(yayıncılar için!) olmuş. 1 veya çoğunluk 2 sayfa halinde kullanıma uygun bir hayli yayın stoğu elde edilmiş ve bu da yerli fasiküllerde boş kalan 1-2 sayfalık yerler için tercih ebebi olmasına yetmiş. gaston ve benzeri bir çok yayının frankofon ekolündeki özel yeri, o yılların yerli yayıncıları tarafından ne kadar takdir edilmiş bilinmez; mizahi içeriğin ve hareketli panellerin çekiciliği yanında, Franquin`in harika çizgileri de okuyucu tarafından sevilmiş olmalı.



gaston`un kopyalandığı ilk yayınlarda, Franquin`in bir diğer küçük serisi, "le petit noël (1957-1959,dupuis) de "küçük noel" adıyla dolgu olarak yayınlanıyor bir süre: "bilgi yayınları" künyeli ve 3. seri olarak anılan, 1961 başlangıçlı "red kit" serisindeki bazı fasiküllerde, gaston yanında "küçük noel" ve hatta kısa "sipru ve fanto" dolgularını bir arada görebiliriz.


1961 yılındaki "red kit" serisinde, 9 no`lu fasikülde ("pot poker" macerası`nda), "yılbaşı pastası" adlı bir minik öyküsü ile "noel adlı çocuk" olarak takdim edilir. ayrıca gaston ve kısa bir "sipru ile fanto" dolgusu vardır. "dalton biraderler" adlı  macerada, 12`inci fasikülde "küçük noel" adıyla bir başka kısa öyküsü vardır. sonraki yıllarda aynı sayfalara bir çok kez daha rastlarız.

Franquin`in "modeste et pompon" serisinin de zaman içerisinde yayıncılarımız tarafından kullanıldığını not edelim.



karaoğlan sayı: 166, 1967 ve "bücür" dergisi, sayı:2, 1970 (yukarıda)

konuştuklarımızı, frankofon kökenli çizgi romanların yerli yayınları üzerinden örneklendirdiğimizi hatırlatayım. amerikan ve italyan kökenli telifsiz ve kopya yayıncılıkta da benzer durumlar mevcut. daha önce başka başlıklarda da konuşmuştuk; mesela "spirou"nun(sipru) bizdeki yayın macerasından bahsederken bazı yayınevlerini sıralamıştık. bu yayınevleri ülkemizde pek çok frankofon çizgi romanını, çok fazla tekrarla ve uzunca süre yayınlayan("telifsiz ve kopya") yayınevlerini oluşturdular. hem yayınladıkları asıl yayınlar hem de dolgu olarak kullandıkları çizgi romanlar, dönemin popüler frankofon başlıklarından("spirou", "tintin" gibi dergiler başta olmak üzere frankofon dergilerin önemli çizgi serileri ve daha çok da onların albümleri) seçiliyordu. "red kit(lucky luke)", "sipru(spirou et fantasio )", "küçük prens(johan et pirlouit )" asıl yayın başlıkları olurken(bazen aynı yayınevlerinin "karma" içerikli dergilerinde de yayınlandılar); "gaston", "tif et tondu ", "boule et bill", "le vieux nick et barbe-noire", "strapontin", "signor spaghetti", "zig&puce","barelli", "benoît brisefer" ve daha niceleri kullanıldıkları farklı sayılarda sayfalarla, dolgu çizgi romanları görevi görüyorlardı.


gaston`un da kullanıldığı yayınların macerası "bilgi yayınları(sahibi Adnan Şakrak)" ile başlıyor; "yurdagül yayınları(sahibi Sait Yurdagül)", "yeni resimli güneş haftalık mecmuası(sahibi Bilge Şakrak)", "şilliler(sahibi Yaşar ve Coşar Şilliler)" yayınevi ve onların envai çeşit dergilerinde devam ediyordu. bahsi geçen yayınevleri açısından bu dönem 1950`lerin sonundan 1980`lere kadar sürecekti... bu dönemde yayınevlerinin isimleri değişiyor; birinin kopyaladığı yayınları diğeri kullanıyor(bazen yeniliyor, ekler yapıyor); bazıları piyasadan çekilirken "yayın mirasını" kendinden sonra gelen yayıncılara devrediyordu... gaston bu sayılan yayınevlerinin, bahsi geçen tarihlerde yayınlanan fasiküllerinde sık sık görüldü.

az yukarıda, "küçük noel" dolgularından da bahsederken ismi geçen 1961 serisi ( "bilgi yayınları" 3. serisi) "red kit"lerde bulunan gaston sayfaları, benim rastladığım en eski tarihli sayfaları. 1961 serisinde, "red kit"in(bilgi yay.) 3`üncü fasikülünün sonunda gaston kullanılıyor(mayıs 1961). gaston`a, aynı yayının bir çok fasikülünde de rastlıyoruz. mesela aynı seride, 48`inci fasikülde dolgunun adı, "gaston`un dümenleri" olmuş... peşinden 1962 yılındaki "yurdagül yayınları"na ait "red kit" serisinde gaston dolgu sayfaları geliyor. hazır yeri gelmişken, bazı site ve bloglarda sıkça rastladığımız, "gaston`un yerli yayınları" içerikli alıntıya değinelim. mevcut alıntılar sanırım ülkemizde yayınlanan geniş hacimli bir "çizgi roman ansiklopedisi"ndeki "gaston" maddesinden:

"Ülkemizde ilk kez 1960'ların ortasından itibaren boy göstermeye başlayan Gaston maceraları, 1965, 1968, 1971 ve 1972 yıllarında Bilge Şakrak'ın Red Kit serilerinde; 1966 yılı ortalarında Sait Yurdagül'ün Yurdagül Yayınları'ndan çıkan Yuki ile Asım Şakrak'ın Kardeş Yayınları logolu Şarlo dergilerinde; 1966-1967'de bazı Bahadır sayılarında; 1967'de Bilge Şakrak'ın Arkadaş dergisinde ve 1968'de Alptekin; yine aynı yıl Güneş adlı dergide yayınlanan Mandrake'nin arka kapağına; 1970'de Yaşar ve Coşar Şilliler'in Cingöz, Fatoş ile Bilge Şakrak'ın Zapo; 1971'de Tom Roks, 1975'de 5 Macera'da ve Dandi'de; 1976'da Yaşar Şilliler'in Altın Kanat; 1983'de Bilge Şakrak'ın küçük boy basılan Viking gibi dergilerde bazen birer bazen de birkaç sayfalık dolgu çizgiromanı olarak kullanılmıştır.Gaston Lagaffe çizgi romanları birkaç farklı seride yayınlandı."

alıntı metindeki gaston`un yerli yayınlarına örnekler doğru olmakla birlikte, araştırıldığında daha başka yayın isimleri de yazılabilir sanırım. ayrıca yazıda geçen, "Ülkemizde ilk kez 1960'ların ortasından itibaren boy göstermeye başlayan Gaston maceraları, 1965, 1968, 1971 ve 1972 yıllarında Bilge Şakrak'ın Red Kit serilerinde..."   satırlarının, bu bilgilere ek olarak sunduğumuz iki paragraf yukarıdaki yayın bilgileri ( "bilgi yayınları" ve "yurdagül yayınları"ndaki gaston dolgularının 1961 ve 1962`ye tarihlenmesi) ile güncellenmesi gerekmekte. ayrıca bu bahsettiğimiz tarihlerden daha önce aynı yayıncıların, başka dergilerinde gaston sayfalarının kullanılmadığının da "garantisi" yok. zaten gaston`un ilk yayınını (telifsiz ve kopya da olsa) tarihlendirmenin bir esprisi olabilir ama, on`larca farklı serinin yüz`lerce fasikülüne yayılan bir yayın macerasını eksiksiz listelemenin, en azından benim, "önümüzdeki otuz yıl sağ kalırsam yapacağım 100 şey!" listesinde yeri yok  ;D Bilge Şakrak sahipliğinde, 1963-1973 arasında yayınlanan on`un üstündeki ayrı "red kit" serisi var; bu serilerin  yüzlerce fasikülünde dolgu olarak kullanılan gaston`ları listelemek bile "başarı" olurdu  ;)

şimdi, gaston ve ona dolgu olarak yer veren yayınları da akılda tutarak, o yılların dergilerinin yapısına göz atmaya devam edelim.
ilk başlarda kopyalanan serilerde dolgu çizgi romanlarının kullanılmadığı da olmuş ve maceralar bittiğinde peşinden yeni maceralar eklenmiş. eski yayınları inceleyenler bilir; bazı fasiküllerde bir macera biterken, fasikülün son sayfalarında da olsa yeni maceralar başlar. sonradan ciltlenerek de piyasaya sürülecek fasiküllerin, bir cilt içinde 3-4 fasikül ve "tam macera"ya denk getirilmesinin daha avantajlı olacağı görülmüş olmalı. bu şekilde iade fasiküllerle yapılan cilt halinde yayınlarda ve tekrar baskılarda maliyetlerde azaltılmış olacaktı. kopyaları ortalama üç fasiküle(her fasikül ortalama 32 sayfa, ancak arttığı da, 16 sayfaya düştüğü de olur) yaymak "orjinal stokları" kullanmakta da ekonomi sağlayacaktı. böylece, çoğunluk frankofon kaynaklı(ve bazen de "walt disney" vs.) çizgi romanlar dolgu malzemesi olarak yayınlara dahil edilmeye başlanmış oldu. asıl çizgi roman başlıkları(örnek: red kit, sipru, küçük prens vs.)  genelde 3 fasikülde bitirilirken, son fasikülde boş kalan yerlere farklı çizgi romanlar ile dolgu yapılmış. orjinali  40-50 sayfa tutan seriler 70-90 sayfa arası, küçük boy fasikül baskısına uygun 3 bantlı( ve hatta bazen 2 bantlı) sayfalar haline getirilirken; son fasiküldeki(genelde maceralar 3. fasikülde tamamlanırdı) boşluklarda amerikan ve frankofon  çizgi romanlarından kopyalanan(genelde güldürü içerikli) sayfalar kullanılmış. kalan boşluklar  2 ve 4 sayfa gibiyse; gaston ve onun tarzında  1-2 sayfada başlayıp-biten kısa çizgi romanları kullanmak çok büyük kolaylık sağlamış şüphesiz.



1962 yılı baskısı "yurdagül yayınları" künyeli, "red kit" serisinde 4. fasikülde başlayan "mississipi kumarbazı" adlı macera (32 sayfa), peşinden 5. fasikülde de devam ediyor(32 sayfa daha) ve 6. fasikülün 20. sayfasında bitiyor. orjinal dergi ve albüm yayınında 44 sayfa süren macera bizde 84 sayfa olarak 3 fasikülde yayınlanmış oluyor.bu yayında her fasikilün 32 sayfadan oluştuğunu söyleyelim. 6. fasikülde 12 sayfalık bir boşluk mevcut: 10 sayfasında, "edi ile büdü kardeşler" adında mizahi bir frankofon çizgi romanı dolgu olarak ekleniyor ve son kalan 2 sayfada da gaston kullanılıyor.(yukarıda)

bazen yayıncıların "çr stoklarını" ekonomik kullanma gayretiyle, en az 32 sayfalık fasikülün yarısını dolguya ayırdıklarını da görüyoruz. asıl çizgi romanın yarısını oluşturduğu fasiküldeki ikinci dolgu çizgi romanının yanında gaston(1 sayfa, 2 sayfa veya 4 sayfa olarak) ve benzerlerinin kullanıldığı olmuş. senelere yayılan uzun yayın macerası içinde gaston`un dolgu sayfaları bazen, "16 sayfalık gaston ilavesi" diye okuyuculara duyurulmuş. 64 sayfalık bir red kit fasikülünün 16 sayfasının gaston`a ayrılması da ayrıca not edilmeli.



1967 yılında, "yeni resimli güneş haftalık mecmua" (Bilge Şakrak sahipliğinde) serisinde çıkan "viking" başlıklı seride, orjinal ismi "bronco" olan frankofon kökenli çizgi roman var. serinin fasikülü 64 sayfa yayınlanmış. fasikülde ilk 30 sayfada "viking" çizgi romanı yayınlanıyor. sonrasında 2 sayfa gaston dolgusu mevcut. peşinden "zapo" adlı kahramanın 30 sayfalık çizgi romanı ve son 2 sayfada tekrar gaston dolgusu(yukarıda)



1968 yılında, Bilge Şakrak sahipliğinde yayınlanan "alptekin"(Abdullah Turhan) çizgi romanının 13 sayfası asıl kahramana ayrılmış. diğer sayfalarda "red kit" ve "turok" çizgi romanlarına rastlıyoruz; "karma çizgi roman dergisi" havasında olan yayının arka kapağında tam sayfa gaston kullanılmış.(yukarıda)




1985 yılında basılan ve "şilliler" yayınevi künyesine sahip, "tam maceralı" bir "red kit" cildinde seneler önce kopyalanmış macera, bilmem kaçıncı tekrar yayını ile bize ulaşmış. 82 sayfalık, "mavi ayaklılar" macerasından(orjinal macera 44 sayfadır) sonra 12 sayfalık, "demir şeytan" adlı bir dolgu çizgi romanı kullanılıyor, son kalan 2 sayfa ise gaston`a ayrılmış.

bölüme ek 1:

"ne sihirdir, ne keramet..."
buraya kadar gaston`un yayın macerasından(saptayabildiğimiz kadarıyla) ve seneler içinde dolgu olarak kullanımasından bahsettik. gaston dahil pek çok çizgi romanın(asıl başlık olarak veya dolgu olarak), uzun seneler rahatça ve bolca kopyalanarak kullanıldığını konuştuk. peki, bunca çizgi roman kopya ve telifsiz yayınlanırken hiç mi sorun çıkmamış? o yayıncılıklar nasıl yapılmış? bir kaç alıntı yaparak bu konuda ilk akla gelen sorulara değinmiş olalım.

Yener Çakmak bir yazısında "tintin" yayınını ve ülkemizdeki serüvenini anlatırken, kopyalarının yapıldığı dergileri( "çocuk alemi","armağan","tom teks", "resimli hikayeler dergisi"...) özetler ve 1949-1958 arası yayın macerasına değinir. sonra şu bilgileri paylaşır,

".............................
1 Ağustos 1958 tarihinde yayıncılığını geliştiren Hamid Şendur, Armağan Çocuk Gazetesi adına ilk müstakil, haftalık Tenten dergisi ilk macerası "Kırmızı Korsanın Hazinesi" ile yayınına başladı. 18 Temmuz 1959 tarihine kadar 1 – 51 sayı çıktı. Hamid Şendur'un Çocuk Yayınları Müessesesi adına yayınladığı Tenten maceralarının kopyalama ressamlıklarını: Pietro Karlotti, Mehmet Tekdal,Yılmaz Bora, Turhan Şimga, Erdoğan Bozok, Hayri Önder, Şemsi Güner, Orhan Doğu, Erol Kandiyar yaptılar. Tenten maceralarını 1959 yılında basan ise bu kez  Bilgi Yayınları, oluyordu.1961 yılında Tenten dergisi yayıncılığına Burhanettin Şener (1930 Eskişehir – 1994 İstanbul) başladı ve 16 maceralık seriyi cilt dizisi olarak çıkarttı. Daha sonra Tenten maceralarını tekrar yayınlar olarak, haftalık 36 sayfalık siyah beyaz baskılı dergi serileri olarak yayınlamayı sürdürdü.
........................................."


Erdoğan Bozok kendisinin de içinde bulunduğu ve çalıştığı dönem hakkında şunları anlatır,

"Resimli Roman Yayıncılığımızdan Anılar
..............................

YAVRUTÜRK, ÇOCUK HAFTASI, BİNBİR ROMAN artık çıkmaz olmuştu. DOĞAN KARDEŞ dergisi de belli, kısıtlı bir yaş grubuna seslenebiliyordu.
Oysa, çocuk yayınları piyasasında okur sayısı çığ gibi büyüyor, piyasadaki bu boşluk yayıncı olsun, olmasın çok kişinin iştahını kabartıyordu.
KAĞIT KARABORSASI VE ÇOCUK DERGİCİLİĞİ
Demokrat Parti'nin yönettiği yıllar. İktidar muhalefet ilişkileri son derece gergin. Eleştirilerden yılgın hükümet, basına gözdağı vermek için, bir kağıt sınırlaması getirmiş. Büyük gazeteler, gerçek ihtiyaç sahipleri kağıtsızlık yüzünden yanıp tutuşurken bazı açıkgözlere gün doğmuştu. Adamını bulan kendisine kağıt tahsisi çıkartıyor, bunun pek az bir bölümünü yayın (!) işinde kullanıp gerisini karaborsaya sürüyordu. Hiç riski olmayan tatlı bir Pazar kurulmuştu. Cağaloğlu'nda, her han kapısında sırt hamalları bekleşirdi. Kağıda gereksinimi olan siparişini bu hamallara verirdi. Devir değişip, furya sona erdikten sonra, çoğu hamalın ya matbaa kurduğunu, ya da büyük kağıt mağazaları açtığını gördüm.
Devletten tahsis koparmanın en kolay, en pratik yolu ise çocuk dergisi çıkarmaktı.

AYDINGER ÜZERİNE KOPYA, KLİŞE, OFSET TEKNİĞİ, PİSTOLE ...
Çocuk dergisi nasıl çıkar? Kağıdın olunca iş kolay... Alırsın Avrupa'dan en son gelen "comics" çizgi romanlardan birkaç tane, bir rulo aydınger kağıdı... Balonlardaki yazıları tercüme ettirirsin. Bir "kopya ressamı" bulursun. Bu kopya ressamlığı olayı o dönemin teknik yoksulluğundan kaynaklanan bir zanaattı diyebiliriz. Yabancı dergiler renkli baskılı idi. Ressam aydınger kağıdını renkli resimler üzerine koyar, konturları siyah çini mürekkebiyle çizerdi. Balonların Türkçe çevirisi de yazıldıktan sonra bu resimler klişeciye verilirdi. Artin ve Dikran ustaları asit ve kurşun kokuları ile anımsıyorum.

Sonraları ofset tekniği ile tanışıldı. Daha ekonomik ve daha pratik olduğu için hemen benimsendi. En önemlisi aynı serüvenler, zaman içinde, tekrar tekrar kullanıldığından filmleri saklamak klişeleri saklamaktan çok daha kolaydı. Bu sistemde, aydıngere çizilen resimler filme alınıyor, filmden çinko plakalara aktarılıyordu. Ressamlar zemin tramlama tekniği renklendirme işlemini çinko üzerinde yaparlardı. Her renk için ayrı bir çinko kalıp hazırlamak gerekirdi. Daha sonraları İstanbul'a gelip yerleşen Karlotto Pietro ismindeki bir İtalyan ressam, ofset baskıda tram yerine pistole tekniğini tanıtmıştı. Bu teknikle yapılan renklendirmeler resme daha bir canlılık ve hareket veriyordu. Mehmet Tekdal da bu tekniğin başarılılarındandı. Bizim müessesede ben resimleri çizerken Turhan Şimga pistole kullanıyordu.

Evet... Bu sıralarda (1950 başlarında), Hamit Şendur'un Çocuk Yayınları Müessesesi'nde Turhan Şimga'nın yamağı olarak çalışmaya başlamıştım. Güzel Sanatlar Akademisi'ne girmiştim. Böylece piyasa deneyimimin artacağını umuyor ve seviniyordum. Oysa daha ilk günden önüme bırakılan yabancı resimli romanları aydınger üzerine kopyalamaya başlamıştım. Benden başka Göçmen Hayri (Önder), Erol Kandiyar, Şemsi Güner gibi anımsadığım isimler de bizde kopyacı olarak zaman zaman çalışmışlardı. Piyasanın diğer kopyacı ressamları olarak Sabahattin Yılmaz, ağabeyi Fuat, Orhan Doğu'yu anımsıyorum. Kısacası, o dönemde resim ve karikatür hevesi ile Babıali'ye uğrayıp da kopya işine bulaşmamış kimse yoktu diyebilirim.

Nezih Dündar balonların yazımında usta idi. Samim Utkun, Cemal Dündar kapak resimleri çizerlerdi. Samim Utkun, 2001 yılında aramızda ayrıldı. Ceylan Yayınlarında uzun yıllar çalışan Utkun daha çok kapakları ve illüstrasyonları ile tanınıyordu. Ceylan yayınlarında kaligrafiden pikaja varıncaya kadar birçok işte çalıştı.
Diğer dergilerden de kopya işleri alırdım. Vakvaka Kardeş'in maceralarını, balon yazılarını da ben uydurarak kopyalamıştım. Harçlıklarını çıkarmak için eli çizmeye yatkın çoğu mahalle arkadaşıma kopya yaptırmıştım. Bunların arasında Prof. Dr. Yılmaz Akalın'ı sayabilirim. Kopya yapanlar için en büyük güçlük kaliteli aydınger kağıdı edinebilmekti. O yıllardaki ithalat rejimi dolayısıyla, yerli -yağlı mumlu kağıtlarla yetinmek zorunda kalır, gözlerimizi perişan ederdik.

TOMMİKS, RED KİT, TENTEN VE DİĞERLERİ
Çalıştığım yayınevi Yavrutürk, Binbir Roman benzeri dergiler çıkarıyordu... TOMURCUK, ARMAĞAN gibi... O sırada Erdoğan Egeli (Ceylan Yayınları)'nin çıkardığı TOM MİKS okuyucu sayısında büyük bir patlama yapmıştı.Daha sonra TEKSAS çıkmaya başladı.Bunu ZAGOR vs izledi.

Eh biz de TENTEN'i bulmuştuk.Yabancı yayınların satıldığı kitapevlerinde tabi...

Tenten'in Maceraları yayınlanmaya başladı ve tutuldu da. İlginç bir anımı aktarayım... Alaaddin Kral, İtalya'dan PEKOS BIL'in yayın hakkını satın almıştı. Bir sabah duvarların PEKOS BİL afişleri ile süslendiğini görünce, hemen harekete geçmiş ve PEKOŞ BİL (Pek hoş Bil anlamında) dergisini bayilere vermiştik.

Bir çizgi roman kahramanına istediğiniz ismi verebiliyordunuz. Daha sonraları yayınlanan Adnan Şakrak'ın sahibi olduğu RED KİT de böyle uydurma bir isimdi. Bütün dünyada LUCKY LUKE adıyla bilinen kahraman, ülkemizde RED KİT adıyla ünlendi."


gaston dolgularının yayınlandığı ilk yayınlardan(red kit) bahsederken ismini andığımız "bilgi yayınları" ve sahibi Adnan Şakrak hakkında da Kaya Özkaracalar`ın bir yazısından alıntı yapalım("TÜRKİYE'DE YAYINLANAN İLK RED KİT DERGİSİ", Gölge e-Dergi, sayı:97 ):

"...................................
Nitekim Adnan Şakrak'la 1984'te Gelişim TV dergisinde (2) yayınlanan söyleşide de bizzat Şakrak'ın Red Kit isminin nasıl türetildiğini, aradan 25 yıl geçmiş olmanın getirdiği kısmi bir yanlış anımsama payıyla birlikte, aktarımı yukarıdaki saptamamı destekler ve takviye eder nitelikte: Şakrak bu söyleşide "elime geçen ilk maceranın adı Red Soil idi, Red sözcüğünü buradan alarak Red Kit adını oluşturdum" demektedir. Şakrak "Kit" sözcüğünü ise Kansas Kit ve Kit Karson adlı çizgiroman karakterlerinin adlarından esinlenerek kullandığını aktarmaktadır ki gerçekten de 1959'da Bilgi Yayınları'nın Red Kit'i yayınlamaya başladığı döneme baktığımızda ilk Red Kit sayısı çıkmadan yalnızca birkaç hafta önce Kansas Kid adlı bir çizgiroman dergisinin piyasaya çıkmış olduğunu ve bu derginin ilk sayılarında 'Kit Carson' adlı bir başka yayının anonsunun yeraldığını görüyoruz! ayrıca birkaç yıl önce de Kit Karson adlı bir dergi yayınlanmış.

İlk Red Kit dergisini hazırlayanlar
Şakrak yukarıdan anılan söyleşide ilk Red Kit sayılarına kaynaklık eden Lucky Luke albümünü Beyazıt'taki Saray kitabevinden satın aldığını söyler."
2) Bu söyleşiyi benimle paylaşan Suzan Dilek Yılmaz'a teşekkürler"


Şakrak`ın anlatımıyla, "Beyazıt'taki Saray kitabevinden satın alınan" bir albümün kopyalanması ile başlıyor red kit efsanesi! ne diyordu anılarında Bozok, "Çocuk dergisi nasıl çıkar? Kağıdın olunca iş kolay... Alırsın Avrupa'dan en son gelen "comics" çizgi romanlardan birkaç tane, bir rulo aydınger kağıdı... Balonlardaki yazıları tercüme ettirirsin. Bir "kopya ressamı" bulursun..."

o yıllarda bildiğimiz kadarıyla, kopya ve telifsiz yayınlar konusunda sadece bir iki sorun yaşanıyor. bunlardan ilki, "tintin"in telifsiz ve kopya yayınları üstüne:
"Hikayenin başı, 1960'lara dayanıyor. O yıllarda telif vb. olgular daha Türkiye'ye tam
yerleşmemişken, Burhan Yayınları, TenTen maceralarını basıyor ve yayımlıyordu. Bunu da telif ödemeden yapıyordu. 1959'da kurulan ve döneminin ilk modern copyright ajansı olan ONK Ajans sahibi Osman Nuri Karaca, bu konuyu Herge'ye taşımıştı. Herge konuyla ilgilenmiş ve hemen mahkemeye verilmesini sağlamıştı. Dava açılmış ve konu yargıya taşınmıştı. Dönemin hakimleri, biraz da yerli üreticiyi korumak için, çok enteresan bir karar vermiş ve Burhan Yayınları'nın TenTen hikayelerini, Herge'nin TinTin hikayeleri ile aynı olarak görmemişti. Nasıl olur bu değil mi? Yine yazılan anılara göre, mahkeme her iki kitabı yanyana koyuyor ve diyor ki: "Biri küçük boy, biri büyük boy; biri renkli, biri siyah beyaz; biri TenTen, biri TinTin bunlar aynı değillerdir." Bu şekilde Burhan Yayınları, 1960'larda TenTen'leri yayımlıyor ve oldukca güzel bir okuyucu kitlesine ulaşıyordu."
not: daha önce başka yazılarda da geçen yukarıdaki olayın özetini, "hayalet" derginin 3. sayısındaki Çağrı Çalışır`ın yazısından("TENTEN İSTANBUL'DA YA DA") alıntıladım.

telifsiz ve kopya yayınlar içerikli yaşanılan ikinci olayda ise, iki "yerli" yayınevi birbirleriyle "dava"lık oluyorlar. başrolde ise "lucky luke", bugün yerleşmiş ismiyle "red kit" yayını var. bu davada, 1959`dan itibaren telifsiz ve kopya yayıncılık yapan bir yayınevi("bilgi yayınları" ve sahibi Adnan Şakrak) ile 1962 yılının ocak ayında yayına başlayan, orjinaline sadık ve telifli baskılar yapan bir yayınevi("karaca yayınevi" ve sahibi Haluk Yetiş) karşı karşıya geliyorlar. hukuki sonuç konusunda net bir bilgimiz yok, fakat bu sürecin sonu tam manasıyla ibretlik! "davalı" yayıncı ve ardılları(aynı yıl içinde Adnan Şakrak`ın yayınına ek olarak Sait Yurdagül`ün "yurdagül yayınları"da telifsiz ve kopya "red kit" yayıncılığına giriyor) yollarına devam ederken, telifli ve kaliteli yayıncılık yapanlar ise yayın dünyasına veda ediyor(karaca yayınevinin yayınladığı "arkadaş dergisi" 42. sayısı ile 1962 yılı sonuna doğru kapanıyor).

birilerinin uzun yıllar, bu "yayıncılık anlayışı" sayesinde bir şeyler kazandıklarına şüphe yok, ama yerli çizgi roman yayıncılığına ne faydası olmuş ayrıca tartışalım.

bölüme ek 2:
orjinal hali yerine, telifsiz-kopya olarak ve dolgu malzemesi şeklinde kullanıldığı uzun yıllardan sonra, "alfa yayınları"nın "çizgi roman ansiklopedisi" projesindeki ekler içinde rastlarız gaston`a... adına düzenlenen kısa bölümde "gaston lagaffe" olarak bize tanıtılır. madde içeriğinde ufak tefek yazım ve bilgi yanlışları olmakla beraber; yazar-çizer isimlerine, içeriğine dair ilk derli toplu bilgilere ve çeşitli yayınevlerince  yayınlandığı (kopya ve telif olayına girilmez!) vurgusuna burada rastlarız ...

"alfa yayınları"nın, küçük ve katlanıp bir araya getirildiğinde bir kitapçık oluşturacak şekilde yayınlanmış "çizgi roman ansiklopedisi" ekleri 120 sayfadan oluşur. ilk önce "alfa  grafik serisi" başlığı altında yayınlanan kısa ömürlü çizgi roman serisinde verilmeye başlanır, ancak yarım kalır. "alfa"nın bir diğer çizgi roman serisi olan "punisher"da (1991-92 civarı) yayınlanarak tamamlanır.


bölüme ek 3:

"hayalet" e-derginin, nisan 2017`de çıkan ikinci sayısında gaston ile ilgili bir tanıtım yazısı yayınlanmıştı: "Gafların Ötesinde- Gaston Lagaffe"
"BD Humor"  adlı sayfada, Süheyl Toktan`ın yazısıydı. yazarın kendi blogunda da( stoktan.blogspot.com), geçmiş yıllarda "popüler" olmuş frankofon kökenli bir çok çizgi romanı ve onların yayınlarını ele aldığı yazıları vardır. ülkemizde de yayınlanmış dergi ve fasiküllerden örnekler paylaşıp yaptığı tanıtımları, yorumlarını ilgiyle okuyabilirsiniz. Toktan yazısında, gaston`un yayın macerası ile ilgili bazı tarihleri paylaşıyor:
"Devamında, bu tek kare yayınlar epey sürecek, bu arada Journal de Spirou 1014 (19 Eylül 1957)'da "Le voyageur du mesozoique" (Canavarın Peşinde-Yeni Resimli Güneş, 1968) adlı Spiru hikâyesinde (şekildeki gibi),iki karelik bir Gaston 'bulaşması' gerçekleşecektir. Bu yapısıyla bir dolgu karakter özelliği gösteren Gaston, kısa sürede ağırlığını koyacak ve derginin 5 Aralık 1957 tarihli 1025. sayısında yarım sayfa kişisel bandına kavuşacaktır"




gaston`un 2 panelde gözükerek dahil olduğu macera("le voyageur du mesozoique")  ve görsel örneklerini ilk bölümde paylaşmıştık. Toktan, ülkemizdeki "sipru" yayınlarında(telifsiz ve kopya olan serileri anlayın) bu maceranın yayınlandığını kayıt altına alıyor. evet, bu macera "canavarın peşinde" adıyla Bilge Şakrak sahipleğinde çıkan "yeni resimli güneş-haftalık mecmua(1968)" fasiküllerinde (#25,#26,#27) yayınlanıyor. ancak maceranın asıl yayını(kopya olarak ilk kullanılması diyelim) bir kaç yıl daha önceye tarihlenebilir. Sait Yurdagül sahipliğindeki "yurdagül yayınları", bahsi geçen macerayı 1963 yılında çıkardığı "sipru" serisinde yine aynı adla ve 3 fasikülde(#1,#2,#3) yayınlıyor.


(3.bölümün sonu)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

yunusmeyra

"gaffar"dan "şapşal gazi"ye...

gaston`un, "gaffar" ismiyle yayınlandığı konusuna gelince...
"gaffar"ın isim olarak verilmiş olma ihtimaline biraz gülümseyerek bakıldığı anlaşılıyor. ancak hem ülkemizde hem dünyanın bir çok ülkesinde yabancı çizgi roman isimlerinin ilginç buluşlarla "yerelleştirilmeleri" yaşanmış... geçtiğimiz 40-50 yıl ile de sınırlı değil üstelik, çok daha eski yıllara dayanıyor. bunun sebepleri üzerine ve döneme, yayıncıya göre avantajlarına, okuyucuda karşılık bulmasına veya bulmamasına dair konuşmak ise başka ve başlı başına bir yazı konusu olacak kadar geniş. kısaca söyleyebiliriz ki, geçmiş yıllar içinde frankofon çizgi romanları dahil yabancı karakter ve tiplemelere yakıştırılan(çoğu durumda "uydurulan!) adların bir kısmı orjinal isimlendirmeleri gölgede bırakacak kadar okuyucuda karşılık bulmuş: "tommiks","red kit"," şirinler" ilk akla gelenler... bazıları ise döneminde sempatiyle ve ilgiyle karşılaşsa da, mevcut yayının gördüğü popüler ilgi bitince  unutulmuş. geçmiş yıllarda yayınlanan bir çok frankofon(bir kısmı uzun yıllar dolgu olarak ve çoğunluk telifsiz-kopya olarak yer almış) çizgi romanını, kaç kişi orjinal adıyla söylendiğinde(yazıldığında) hatırlayabilir?  "strapontin, modeste et pompon, tromblon et bottaclou,belloy, boule et bill, benoît brisefer, johan et pirlouit, prudence petitpas, les schtroumpfs..." ve daha niceleri, saydığımız adlarla değil bambaşka adlandırmalarla hatırlanıyorlar...

gaston`a yakıştırılan ve bazı çizgi roman meraklılarınca hatırlanan, "gaffar" ismiyle yayınını("gaston" adıyla olduğu kadar bile hatırlayan çıkmamasına rağmen)  bu açıdan ciddiye alıyoruz. "tercüman" gazetesinin ismi geçiyor ki, olasılığı yüksektir; "tercüman" gazetesi 70`lerdeki "inci" eki dahil uzun seneler çizgi roman sayfa ve bantlarına sayfalarını açan yayınlarımızdandı. farklı zaman aralıklarında verdiği yerli ve yabancı çizgi roman eklerini, tercüman çocuk dergisindeki çizgi roman zenginliğini, yan yayın organı "bulvar" gazetesinde 1980`lerde bolca yayınlanan örnekleri, "asteriks" yayıncılığını da hatırda tutarak anmalıyız gazetenin çizgi roman yayıncılığını... yayınladığı çizgi romanların bir kısmı frankofon dergi ve albüm dünyasından seçilmiş telifli örneklerdi. gaston`un "gaffar" adıyla yayını, internet ortamında bazı forum ve blog`larda tekrar ediliyor. ancak yayınlanmış bir görseline rastlamadığımız (şahsen diyeyim) veya net bir tarihlendirme yapılamadığı için, "kesinleştirilmeye ihtiyacı var" kategorisinde bir müddet bekletmeliyiz...

1998`e tarihlendirilen ve "hürriyet" gazetesinin internet sitesi arşivinde gaston ismi yanında "gaffar" ismini de anan bir yazıya rastlıyoruz mesela... site arşivindeki yazının ismi, "Çizgilerdeki otomobil"
"..............
Konuşma balonlu sahnelerin en motorize çizeri Andre Franquin her zaman kırmızıyla çalıştı. Belçikalı sanatçı, düzensiz kahramanı Gaston Lagaffe'a (bazıları onu Gaffar olarak tanır) eski bir Fiat 509 verdi. Bu eski araç da en az direksiyonunun arkasındaki uykucu kadar canlı ve neşeliydi.
.................."



bir de, "şapşal gazi" yakıştırması var ki, evlere şenlik!
üstelik bu isimlendirme, gaston`un uluslararası bilgi edineceğiniz sitelerinden birinde duruyor: "chapchal gazi (sapsal gazi)-Turquie" diye yazılmış ve gaston`un farklı ülkelerdeki adlarının anıldığı  listeye dahil edilmiş! valla ben böyle bir yayın görmedim, duymadım ve görene de şu ana kadar rastlamadım! doğrusu sitedeki bu adlandırmanın kaynağını da çok merak ediyorum. bu adla bir sayfa bile yayınlanmış olsa(yaygın olmasa ve şöhret bulmasa dahi), gaston`un ülkemizdeki yayın tarihçesine eklememiz gerekecektir.


peki, imkansız mı?
işte buna peşin olarak "hayır" diyen çıkmaz diye düşünüyorum; en azından ülkemizde son 40-50 yılda çıkan çizgi romanların (dergiler,ekler,gazetelerdekiler dahil) içeriğine bir miktar hakim olan çizgi roman sevdalılarından, "hayır" diyen çıkmayacaktır. bir kaç örnek verelim:

milliyet çocuk dergisi`nin, 1990`ların başında yayını bir kaç defa kesintiye uğramış ve bir kaç başarısız gazete eki ve yayın denemesinden sonra yayın hayatımızdan çekilmişti. işte 1994 yılında gazete eki olarak çıktığı son dönemde, her zaman olduğu gibi frankofon çizgi romanlarına da(mizahi ağırlıklı olanlar) yer vermişti. "uğursuz tayfa keramettin" bu serilerden biriydi. serinin orjinal adı, "les naufragés". adlandırmadaki ilginç buluşun başarısını ölçecek bir tanınırlığa sahip olamadan, derginin kısa süren yayınıyla, "hatıralar galerisinde" yerini almıştı...




milliyet gazetesi 1992 yılında, içinde yerli ve yabancı çizgi romanlara yer verdiği "galaksi" ekini ("çocuk dergisi" alt başlığıyla) yayınlamıştı. dergideki, "yallah tazyik" başlıklı sayfalar yerli okuyucunun daha önceden tanıştığı bir tiplemenin yeniden isimlendirilmiş haliydi.  biz "yallah tazyik"i, 1984 yılında, "hürriyet çocuk" dergilerinde "tilki vezir yallah fettah" adıyla tanımıştık! dizinin orjinal ismi, "les complots du grandvizir iznogoud". goscinny ve tabary`nin yarattığı mizahi çizgi roman dizisi...




madem 1980`ler civarına geldik, bugün bizdeki yayını az bilinen bir frankofon örneğiyle devam edelim:  "zurnacı ile peşrevci". goscinny ve godard`ın mizahi çizgi romanına bu adla 1981 yılında, "ses" dergisinin "çizgi roman ve mizah" ilavesi "atmaca"da rastlıyoruz. serinin orjinal ismi, "les aventures de tromblon et bottaclou". kökeni "pilote" dergisine dayanan bu seri, "atmaca" ilavesinde telifli yayınlanıyor("editions jacques glenat"). baş tiplemeler şöyle adlandırılmış: "zurnacı" ile köpeği "mantar", "peşrevci" ile atı "otlakçı"



aynı macera ve aynı tiplemeler aslında yerli okuyucumuzun karşısına, "gıdık, haftalık mecmua, sayı:1"de ("öy" önder yayınları), "hayal" adlı bir macera ismiyle de çıkmış. hem de yıl 1963! bu sefer "gıdık" adlı dergide telifsiz ve kopya olarak, diğer frankofon örnekleriyle bir arada kullanılmış.  baş tiplemeler bu yayında şöyle adlandırılmış: "külah dodo" ile köpeği "kotkafa", "tulum bob" ile atı "ot kafa"

"asterix"in bizde "bücür" adlı dergisiyle ve "serterik" adıyla, kopyalandığını bilen çok az kişi vardır sanırım... başka örnekler de verilebilir muhakkak. ben frankofon çizgi romanlarından seçtiğim bir kaç örneği vermekle yetindim. mizahi içerikli olan bu örneklerde de görüleceği gibi bazen aynı seri için, "bir"den fazla isim bulunmuş, denenmiş... telifli veya telifsiz-kopya yayınlarda olması fark etmemiş; özellikle mizah içerikli olduğuna karar verilen pek çok seri için "ilginç" isimler bulmada yarışılmış!

(4.bölüm ve son)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

Levent Suberk

Yunusmeyra, hani neredeyse kitap yazmışsınız. Gaston hakkında bu kadar ayrıntılı bir yazı bulunmaz. Her zamanki gibi ilgiyle okudum.

Not: Yukarıda bir fotoğrafta Harvey Kurtzman, Andre Franquin ve Burne Hogarth'la birlikte görülen kişi Angouleme'in üç kurucusundan biri olan Francis Groux.

yunusmeyra

teşekkürler  :)
bir ara Peyami`de altını çizmişti, "...ve yerli üretimi güçlü olmayan hiç bir sektörün uzun soluklu olması mümkün değildir bence."
frankofon dahil pek çok yabancı yayının geçmiş yıllardaki yayın maceralarını konuşurken bile iş dönüp dolaşıp,  bizlerin çizgi romana, kültürüne ve yayıncılığına bakışımıza, hatalarımıza, sevaplarımıza geliyor. bu yüzden laf uzadıkça uzuyor kimi zaman ;) başka başlıklarda da konuştuğumuz pek çok konuyu yeniden ele almak, gözden geçirmek gerekiyor. aslında gaston vs. konuşup karşılıklı bildiklerimizi ortaya koyarken, bir yanımız bu bahsettiklerimizin "muhasebesinin" sağlıklı yapılıp, bizim çizgi romancılığımıza da fayda sağlamasını(kırıntı kadar bile olsa) istiyor. açıkçası ben bir "nostalji" düşkünlüğü için yazmıyorum(hem bu tarz bir düşkünlüğün de kimseye zararı olmaz  :) ). yerel üretimlerin canlanmasını, artmasını istiyoruz(yani bolca gevezeliğe varım, ama "ansiklopedi" maddesi yazalım derdim yok  ::) ).
herkes heybesindekileri döksün ki, çizgi roman çoğalsın, ayakları artık bu topraklara sağlam bassın :)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

Levent Suberk

Yazının uzaması, farklı yerlere gitmesi güzel oluyor, ilginç oluyor. Hem ne demiş eskiler: Laf lafı açar, laf ta tabakayı, yak bir sigara ahbap.

seastar1000

Çok güzel çok değerli bir inceleme emeğinize sağlık Yunus bey

pizagor

Bu incelemeyi okuyan herhangi bir çizgiroman sevdalısı Gaston'a hayır diyebilir mi! Hayat felsefesiyle idolüm, rol modelim olabilir  ;D

Tembellik Hakkı'na, Doğa'ya selam olsun...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


alan ford

Alıntı yapılan: pizagor - 24 Ağustos, 2017, 23:24:11
Bu incelemeyi okuyan herhangi bir çizgiroman sevdalısı Gaston'a hayır diyebilir mi! Hayat felsefesiyle idolüm, rol modelim olabilir  ;D

Tembellik Hakkı'na, Doğa'ya selam olsun...

  Bu incelemeden sayenizde haberim oldu sayın pizagor , müteşekkirim .
  Yunusmeyra her zamanki gibi hakkını vererek yazmış ama ben vakti zamanında atlamışım bu başlığı. Gaston'u ise hayal meyal hatırlıyorum ama o yaşta okuduysam bile pek anlamamışım demek ki. Türkçe yeni baskıları görmek konusunda pek umudum yok ama bizde yayımlananları not aldım . Yunusmeyra on numara inceleme olmuş sağolasın .
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

Nightrain

Fransa'da böyle güzel bir Gaston seti satılıyor fakat fiyatı bir hayli yüksek; 299 Euro! :o

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"