Basında Çizgi Roman

Başlatan pizagor, 13 Ocak, 2010, 20:18:15

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

alan ford

 
Alıntı yapılan: hennessy - 25 Eylül, 2012, 22:15:24
....Irkçı dediler eşcinsel dediler kadın düşmanı dediler onu dediler bunu dediler.Türkiye'de nargile içiliyor bunun neresi yanlış.Bugün çizgi roman okuyorsam ten ten sayesindedir.Herge biraz bazı konularda sert olsada bu onun hayal dünyası Batman'e bile eşcinsel deniyor bu benim Batman sevgimi eksiltmez....

Öncelikle bu eşcinsel kelimesini lütfen bir suçlama olarak algılamayalım artık. İnsanların ( ve çizgi roman kahramanlarının) cinsel kimliklerinin bizden farklı olması neden sorun olsun. Ve hele hele neden ırkçılık ve kadın düşmanlığıyla aynı kategoride değerlendirilsin anlayamıyorum.

  Bunun dışında Türkiye'de Nargile içiliyor evet ve hatta evet dansözler de var. Fes takanlarımız da vardır belki hala. En azından Herge gibi düşünen turistlere mal satmak isteyen turizmcilerimiz çok sever bu numaraları. Ama koca bir külttürü bunlardan ibaretmiş gibi göstermek aslında hiç de göründüğü kadar masum değildir. Şarkiyatçılık ( ya da tam tersi garbiyatçılık) önyargılarımızı besler, ırkçılığın tohumlarını eker. Sonra olmadık yerden filizlendiklerini görürsünüz. Araplar pis, Türkler barbar , İngilizler sarhoş ve holigan oluverir.

 
Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 26 Eylül, 2012, 11:33:42
Dun bu konuda Isvec sallandi, ilgili kurum ve kisiler geri adim attilar.
Yaptiklari bence tamamen sacmalikti. Bir cocuk Tenten okuyarak irkci oluyorsa o cocugun ailesi ve gittigi okullar bes para etmez demektir.
Benim de bugun cizgi romani sevmemin baslica sebeplerinden biri zamaninda Milliyet gazetesinin verdigi Tenten ve Red Kit ekleridir.

  Kusura bakma Emre Tenten'in o kadar da masum olduğuna bu kadar kolay inanmam. Siyah Afrika'nın , aklı biraz kıt , beyaz adama hayran ve tamamen karikatürize çizilmesi neresinden bakarsanız bakın düpedüz ırkçılıktır. Ve dediğim gibi kitaplığıma sokmam.
Alıntı yapılan: emre ozdamarlar - 26 Eylül, 2012, 20:26:14
Cumlesi de batili toplumlara karsi bizim sahip oldugumuz bir önyargilardan biridir.

Nerdeyse 8-9 senedir yurtdisindayim, salak sorularla, önyargili insanlarla karsilastim mi, evet, bunlarin sayisi fazla miydi? Kesinlikle degildi, tanistigim insanlar arasinda cok cok azinlikta kalan tiplerdi. Ortalama bir batilinin turk/musluman hakkindaki önyargisi ortalama bir Turk'un arap/cinli/japon önyargisindan daha fazla degildir. (ermeni, kürt gibi tehlikeli noktalara dokunmuyorum bile)
Hic bir devletin/toplumun eli, tarihi temiz degildir. Igneyi kendimize cuvaldizi baskasina batirmaliyiz bu konularda.

Ama bu konuda sana tamamen katılıyorum.

Herkese laf yetiştirir gibi oldum ama "hayal kahvem"'in güzel deyişiyle böyleyken böyle ;)
   

 
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

caretta

Bugünkü Hürriyet cumartesi ekinde Marvel yayınları başkanı Simon J.Philips ve karakterleri ile ilgili yazı var.Son günlerde
forum   neredeyse bu Marvel tiplerinden ibaret oldu.Meraklılarına duyurulur...

kalidor

Alıntı yapılan: caretta - 29 Eylül, 2012, 21:47:32
Bugünkü Hürriyet cumartesi ekinde Marvel yayınları başkanı Simon J.Philips ve karakterleri ile ilgili yazı var.Son günlerde
forum   neredeyse bu Marvel tiplerinden ibaret oldu.Meraklılarına duyurulur...

Aynen. Avenjelikler ve Hulki  yetmiyormuş gibi Örümceği başladı şimdi de :D Sağlam bir Conan yazı dizisi başlatmak lazım  :P
Crom! Ölüleri Say...

alan ford

 Bugünkü Yurt gazetesinin kültür sanat ekinde Bone ile ilgili bir yazı var. İnternete düşmemiş daha  yazı . İlgililere duyurulur.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

pizagor

Aydınlık gazetesi bugünki Kitap ekinin kapağını ve 5 sayfasını çizgiromana ayırmış. Nuri Kurtcebe'nin ve İlke dostumuzun yazıları, Bülent Arabacıoğlu ile yapılan bir röportaj vs. Okuyalım bakalım...

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


tunaorhun

Öğle tatili için eve geldiğimde Aydınlık Gazetesini de  aldım. Kitap Ekinin başlığına bakıp, yazıları da okuyunca hemen forum üyelerine durumu bildirmek için internete girdim. Sağolsun Pizagor arkadaş benden önce davranmış. Ayrıca dergide M. Salih Kurt imzasıyla " Bazen bir çizgi roman gelir ve.." başlığı altında Berlin çizgiromanını tanıtan bir yazı da var. Lütfen bu dergiyi kaçırmayalım.

yunusmeyra

HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

aa

Ben de aldım ve inceledim. Gayet güzel bir çalışma olmuş.
Esse Gesse Hayranı...

tommikser

Radikalde çıkmış çok önemli bir haber arkadaşlar...

ABD'de ödüllü çizgi romana sansür

Güney Carolina'da bir kütüphane Alan Moore'un Bram Stoker Üstün Başarı Ödülü sahibi çizgi romanı Neonomicon'u koleksiyonundan çıkardı.

[IMG]http://imageshack.us/a/img22/9838/11neonomicon3dae4cfa519.jpg[/img]

"Watchmen" and "V for Vendetta" gibi çizgi romanların yazarı Alan Moore'un "Neonomicon" adlı ödüllü çizgi romanı "uygunsuz içerik" gerekçesiyle Güney Carolina'daki bir kütüphanenin envanterinden çıkarıldı. Karar, ifade özgürlüğünü savunan örgütlerce "sansür" olarak nitelendi.

Kitapla ilgili tartışmalar bir annenin, geçtiğimiz haziranda 14 yaşındaki kızının kütüphanenin yetişkin bölümünden, bir yetişkin kartı kullanarak kiraladığı kitap hakkında "cinsel çizimler" içerdiği gerekçesiyle şikayette bulunmasıyla başladı. Kitabı inceleyen bir kurul, Moore'un romanının kütüphanede tutulması kararını alsa da "kitabın içeriğinin kütüphane sistemi için uygun olmadığını" düşünen kütüphane icra kurulu direktörü Beverly James kararı uygulamaya koymadı.

Kütüphanenin erişim hizmetleri müdürü Barbara Yonce, "Kitap, ödül sahibi olması ve yazarının ünü göz önünde bulundurularak satın alınmıştı. Ancak daha ayrıntılı bir inceleme sonunda bazı bölümlerindeki rahatsız edici içeriğin bu niteliklerin önüne geçtiğini gördük" dedi.

Lovecraft'ın izinde
Neonomicon, iki FBI ajanının bir dizi ritüel cinayete ilişkin araştırmasını konu ediyor. H.P. Lovecraft'ın yapıtlarının izini süren kitap, ırk ve cinsellik sorunlarına eğiliyor ve sert bir tecavüz sahnesi içeriyor. Kitap çizgi roman dalında Bram Stoker Üstün Başarı Ödülü'nü de kazandı.

Sansüre Karşı Ulusal Koalisyon ve ifade özgürlüğünü savunan diğer organizasyonları, bu gelişmeler üzerine haziran ayında, "Yazarların, cinsel şiddete ilişkin rahatsız edici tasvirleri, bu tür konuların kuşak içinde başka çözümleniş biçimleri üzerine eleştirel bir yorum olarak bilinçli bir seçimle kullandığı, aldığı olumlu eleştirilerin ise kitabın cinsel içeriğin desteklediği ama önüne geçmediği, sanatsal değerinin bir kanıtı olduğu" açıklamasını yaptı.

"Düpedüz sansür"
Kitabın kütüphaneden çıkarılması kararını bu ay öğrenen Çocukların Okuma Hakkı Projesi'nin proje koodinatörü Acacia O'Connor da, "Yaptıklarını 'ayıklama' olarak adlandırabilirler ama bizim aramızda bunun başka bir adı var; sansür" dedi.

"Kütüphaneciler genellikle okuma özgürlüğü konusunda verdiğimiz savaşta sadık müttefiklerimizdir; ancak ne şaşırtıcıdır ki bu örnekte kütüphane hizmetleri direktörü bu hakkı korumak için çalışmıyor. Bölgede Neonomicon türünden kitapların müdavimleri var ve içerikleri onları rencide etmiyor" diyen O'Connor, "Bu okurlar bir kitabı okuyup okumama kararını başkalarıın sübjektif görüşlerine göre değil, kendi başlarına alma hakkına sahiptir" diye konuştu.
(Guardian)

Mister NO



ALİ EYÜBOĞLU

iTALYAN ÇiZGi ROMANDA NÂZIM HiKMET ŞiiRLERi

14.12.2012- MİLLİYET-CADDE EKİ

Nâzım Hikmet'in şiirini dillendiren çizgi romanın kahramanı Julia, hizmetçisine "Benim çok sevdiğim bir Türk şair" diyor. Öte yandan İtalyan Castelli'nin yazdığı, 'İmkansızlıklar Dedektifi' Martin Mystere'ın görevliyle Milliyet gazetesi üzerine konuşmaları dikkat çekiyor

"Ruhum benim, Gözlerini yavaş yavaş yum,  Rüyanda derin sulara gömülür gibi,    Çıplak teninde bembeyaz bir giysi,
Rüyaların en güzeli seni içine alacak.
Ruhum benim,
Gözlerini yavaş yavaş yum,
Kendini benim güçlü kollarıma bırakır gibi bırak,
Rüyanda beni hiç unutma,
Gözlerini yavaş yavaş yum,
O kahverengi gözlerini,
Yemyeşil bir ateşin içinde yanan o gözlerin,
Ruhum benim."
- Aman Tanrım. Bunlar Martin Luther King'in söylevinden. Hiç bu kadar insanın içine işleyen bir şey duymamıştım.
"Evet, gerçekten de muhteşem. Bu Nâzım Hikmet'in bir şiiri. Benim çok sevdiğim bir Türk şairi."

İtalyanların 'Julia'sı
Bu diyalogları nereden aldım biliyor musunuz?
İtalyanların ünlü çizgi romanı Julia'dan.
'Bir Kriminologun Maceraları'nın 'Canlı Yayında Cinayet' serisinden bu sohbet. Nâzım Hikmet'in şiirini dillendiren çizgi romanın kahramanı Julia, Nâzım'ın şiirini Martin Luther King'in söylevi sanan kişi de evin hizmetçisi.
Çevirmenin "Bu dizeler Joyce Lusso tarafından İtalyancaya çevrilmiştir" diye bir not düştüğünü de belirteyim bu diyalogların geçtiği sayfanın sonuna. Vakt-i zamanında çok Tommiks, Teksas, Zagor, Tarkan gibi çizgi roman okumuşluğum var, ama gazete bayisine gidip çizgi roman almayalı yıllar oldu.
Benim ilgi alanımdan çoktan çıktı, ancak az da olsa sayıları, koleksiyoner gibi takip edenler var çizgi romanları.
Kasımda Çizgi Düşler'in çıkardığı Julia'nın üç macerasının bir arada olduğu çizgi romanı okuyan bir arkadaşım söylemese benim de haberim olmayacaktı bundan.

Bir Nâzım şiiri daha
Yine Julia'dan, bir başka Nâzım Hikmet şiiri daha:
"Dalların üzerinden bana göründü,
Tıpkı ay gibi geçip gidiyordu,
Bulutların arasından süzülüp,
O gidiyor ben de onu izliyordum,
Ben duruyordum o da duruyordu,
Ben ona bakıyorum o da bana,
Ve her şey burada bitti."
Emel Altan Ege'nin bu şiirin kullanıldığı sayfadaki dip notuysa şöyle:
"Bu dizelerin Nâzım Hikmet'in 'Ruhum' ve 'Piraye' için yazılmış 'Saat 21-22' şiirlerinden '9 Ekim 1945' adlı eserinden alındığını düşünüyoruz. Ama eklemeler, eksikler ve birbirine karışmış cümleler yüzünden kesin bir yargıya varamadık. İlgilenenlerin bu şiirlere erişip karşılaştırma yapabilmeleri için bu bilgiyi paylaşma gereği duyduk."
Çevirmenin bu notunu vazife edinip, bir gün boyunca taradım Nâzım Hikmet'in şiirlerini.
Julia'daki Nâzım Hikmet şiirlerine en yakın olanlar 'Ninni'yle 'İbrahim'in Rüyası'ydı.

MARTIN MYSTERE'NiN ARŞiViNDEKi MiLLiYET

'İmkansızlıklar Dedektifi' Martin Mystere'i tanır mısınız?
İtalyan Castelli'nin yazdığı bir başka İtalyan olan Alessandrini'nin çizdiği Amerikalı bir çizgi kahraman Martin Mystere.
Dedektif gibi çalışan bir arkeolog.
Lal Kitap, 'On Yıl Sonra', 'Sonu Gelmeyen Anı', 'Programlanan Adam' ve 'Kaderde Yazılı' maceralarının bir arada olduğu kitabını Kasım 2012'de piyasaya çıkardı. 'On Yıl Sonra' adlı macerada Martin Mystere, evine gelince kötü bir sürprizle karşılaşıyor.
Görevli, "Borudan biraz su aktı, yere gazeteleri serdim" deyince Martin Mystere, önce "Çok güzel" diyor, ardından "Eski gazeteleri mi dedin?" diyerek içeri dalıyor ve arkasından görevliye bağırıyor:
"Aman Tanrım, biliyordum. Lanet olsun sana, bu ne biliyor musun?"
Ünlü dedektifin elindeki ıslanmış gazeteye bakan görevli, şöyle diyerek savunuyor kendini:
"Yere serdiğim eski gazetelerden biri." Martin Mystere'in, sağ elinin işaret parmağıyla sol elindeki gazeteyi gösterip, söylediğiyse şu:
"İstanbul'daki Milliyet gazetesi ve üzerine su damladığı için lekelenen de benim resmim. Lanet olsun, benim için çok kıymetliydi. 1982'de İstanbul'a gidişimi yazıyordu." Sonra Martin Mystere'nin İstanbul'a niye gittiği, Türkçe'yi bu denli iyi konuşmasının dedesinin Osmanlı olması üzerine sürüp gidiyor macera. "Romanın orijinalinde de Milliyet var mı, yoksa çevirmen mi öyle yazdı?" diye düşünenler olabilir.
Aynı şeyi ben de düşündüm ve yayınevine sordum.
Milliyet'in çizgi romanın İtalyancasında da olduğunu söyleyip, belgesini de gönderdiler. Aynı şeyi 'Julia' için de sordum. Çizgi Düşler'in yetkilileri, çizgi romanları birebir çeviri yapıp yayımladıklarını söyledi.


emre ozdamarlar

"Göçmen çocukları, evsizler, minik tutuklular. Hepsi aynı çizgi roman için çalışıyor. Projenin mimarı İskender Savaşır 'Dalgın Sular'da bir zaman kayması yaşanıyor ve geçmişten günümüze İstanbul'un tüm karakterleri aynı zaman diliminde yaşamaya başlıyor' diyor"

http://www.sabah.com.tr/Cumartesi/2012/12/15/bu-cizgi-roman-istanbulu-gecmisiyle-yuzlestirecek

alan ford

  Radikal Kitap 2012'nin 52 kitabını seçmiş. Listede 3 tane de çizgi roman var.  Tolbiak Köprüsünde Hava Puslu , Grafik Kanon  ve Tuncer Erdem'in resimlediği Gece Kitabı
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

tommikser

Sadece birisini almışım hatta Gece Kitabını ilk defa duydum ???

alan ford

  Daha yeni çıkan bir kitap zaten Güneş.
Alıntı yapılan: alan ford - 06 Aralık, 2012, 22:59:17
Metis yayınlarından ilginç bir edebiyat uyarlaması geliyor 13 Aralık'ta. Türk edebiyatının en tuhaf kitaplarından Gece'nin başlangıç bölümlerini Tuncer Erdem resimlemiş. Tam olarak çizgi roman sayılır mı görmeden bilemeyiz ama haberi vereyim dedim. Alınca okur yorumumuzu da yaparız  ;)

                                                                                                                                                                                       


Tanıtım bülteninden : 13 Aralık 2012'de kitapçılarda!

Tuncer Erdem / Gece Kitabı

Çizer Tuncer Erdem, Bilge Karasu'nun Türkçe edebiyatın en önemli metinlerinden biri olan Gece'sinin başlangıç bölümlerini resimledi. Kitap bir yandan Erdem'in Gece metniyle kurduğu özel ilişkiyi gösterirken, bir yandan da hepimizin okurken nasıl resimleyerek, görselleştirerek düşündüğümüzü hatırlatan deneysel bir çalışma.

TUNCER ERDEM HAKKINDA: İstanbul'da doğdu. İlk çizimleri Ses dergisinin Atmaca mizah ekinde çıktı. Çarşaf, Gırgır ve Limon dergilerinde çalıştı. Limon'da ilk önce yazısız çizgi öyküleri yayımlandı, sonra bu öykülerde kısa metinlere yer vermeye başladı. Nankör ve Deli dergilerinde de aynı üsluptaki çizgilerini sürdürdü. Yazı ve çizgileri Express, Öküz, Kitap-lık, Özgür Edebiyat, Roll, Kül Öykü, Bir+Bir, Notos, Tic, Levende Billede ve Frigidaire gibi dergilerde yer aldı. Yayımlanmış kitapları şunlar: Tuncer Erdem (çizgi albüm) (Joker, 1991), Şehrin Ilık Solukları (YKY, 1996), Hayalifener (YKY, 2003), Denizlerimizde Rüzgâr (YKY, 2007), Bozkır Kitabı (YKY, 2008), Sulardan Kırlara Kuşlar [Seyrin 80 Hali] (Kül Sanat, 2009), İstanbul: Zamanın Suya İzi (YKY, 2009) ve Kar, Kömür, Keder (YKY, 2011).

kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

kedidiro

 taraf'ın ön sayfasından bir haber:
      '' jacgues tardi, fransız devletinin en prestijli nişanı sayılan legion d'honneur'ü reddetti. açıklamasında;' düşünce özgürlüğüne ve yaratıcılığıma fazlasıyla bağlı olduğumdan, ne bu hükümetten ne de herhangi bir politik güçten ödül mödül almak istemiyorum. bu nedenle, bu nişanı büyük bir azimle reddediyorum' dedi''
   versus tardi'yi getirsin arkadaş...