Mister No Çizerleri

Başlatan hanac, 28 Eylül, 2018, 11:44:57

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac

Peder Clemente ne kadar güzel bir yazı bu böyle.

Teşekkürler.

Tuco Ramirez

Suarez gerçekten iyi bir çizermiş. Tex 24. Dev albümde pek hoşuma gitmemişti ama buradaki örnekleri çok beğendim.
Daha önce Mister No'da dikkatimi çekmemişti.

peder clemente

Ne demek. Asıl ben teşekkür ederim Orestes Suarez'i tanıttığınız için, değerli yöneticimiz Hanac.

ferzan

Alıntı yapılan: peder clemente - 17 Ekim, 2018, 18:48:21
 
Orestes Suarez'in çizdiği karakterler, gerçekten yaşayan,yaşamış,canlı tiplerdir.Bilgisayar başında dijital olarak üretilmiş plastik comics karakterleri değildir.Dokuzuncu sanatın, kağıt-kalem-fırça-hayalgücü ve hünerle yaratılmış has ve organik ürünleridir.
Not:Bu yazıyı hazırlarken, Mister No sayı 147(orj.353):Yanoama Adaleti adlı maceranın girişindeki editoryal yazıdan ve TEX Dev Albüm 24:Küba Asileri adlı maceradaki yazılardan yararlandım.Bazı ifadeleri aynen kullandım.


    Alıntıladığım kısım, notta da belirtildiği üzere Bonelli yayınevi editörlerinden birinin yorumu sanırım...Bazı editörler halen dijital sanatı kabullenebilmiş değil...Zamanında çok tartışmalar oldu, yorumlar yapıldı, üreticiler ikiye ayrıldı...Oysa o kadar gereksizdi ki bu tartışma, bugün halen bazı eski ustalarca deşilse de eskisi gibi prim yapmıyor neyse ki...

    Şöyle düşünelim; yazarlar eskiden salt kalemle yazıyordu değil mi?..Sonra daktilo icat oldu ve daktilo ile başlarda temize çekilmeye, sonraları da tamamen yazılmaya başlandı...Bu kalem tutan eli öldürmediği gibi halen pek çok yazar el yazısıyla notlar alıp parçalar yazabiliyor taslak niyetine...Sonra bilgisayar dönemi başladı ve çeşitli yazım programları türedi...Bugün elle de, daktilo ile de, bilgisayar ile de yazanlar mevcut...Peki elle yazan daktilocudan, daktilo ile yazan da bilgisayarcıdan daha mı samimi yazıyor acaba?..Tabii ki de hayır...Olay bu kadar basit işte...

    8 yıla yakındır dijital çalışan bir çizerim...Daha önceleri fırça/mürekkep ya da çizim kalemleriyle çalışıp suluboya ya da ecolin ile renklendiriyordum...Bazen de nefret ettiğim guaj ile kapaklar yapıyordum...Malzemem kaliteli değildi, çünkü malzemenin kalitelisi çok pahalı bir şey...Şöyle bir aylık yoğun bir çalışma için her telden malzeme almaya kalksanız asgari ücreti bulursunuz en kötü ihtimalle...Dolayısıyla elde hazırladığım işleri tarayıp bilgisayar ortamında renk ya da kontrast ayarlarıyla oynuyordum...Hata yaptığınızda en başa dönersiniz, resmi baştan hazırlarsınız şayet hata makyajlanamayacak düzeyde ise...Pek çok işim birden fazla parçadan oluşmuştu bu yüzden...Ya da düzelteyim derken çamur gibi olmuştu...Bu uğraş, kısıtlı vakitlerle çalışan çizerler için inanılmaz ölçüde vakit kaybı demek, işin yetişmemesi demek, stres demek, ölüm demek...Dijitalde ise gene çizen sizin eliniz, bilgisayar çizmiyor...Bilgisayar renklendirmiyor...Tabletler ya da ekranlı cintiqler aracılığıyla gene çizen eliniz...Sadece hata diye bir şey ortadan kalkıyor...Katmanlı (layer) çalışıyorsunuz zaten, her farklı aşamayı yeni katman üzerinde deneyip hatayı yapıp anında düzelterek, ctrl + z tuşuyla 100 hamleye kadar geri alarak ya da bir alttaki katmanı iptal ederek veyahut da yerleştirmede hata yaptığınız bir çizimin konum ve büyüklüğü ile oynayıp değiştirerek özgürce çalışabiliyorsunuz...Ben dijitale geçtikten sonra daha özgür denemeler yapıp çizgimi ileriye taşıdım...Oysa gelenekselde tarama yaparken bile kasılırdım...Dijitaldeki özgürlük, bir yerden sonra el alışkanlığına döndü ve şu an aynı işleri elde de yapabiliyorum aynı rahatlıkla...Çünkü dijitalde kullandığım fırçam da elde yaptığım çizimlerde kullandığım fırça ve kalem uçlarından hallice...Arada hiçbir fark olmuyor...Fark sayılabilecek yegane unsur, elde yapılan çizimin taranıp bilgisayara aktarılması ve flu çıkan siyahlıkları koyulaştırırken bir anda çizgilerin tırtıklaşmaması oluyor...Dijitalde bu ara safhaları geçip doğrudan doygun ve net çizgi atıyorsunuz, olduğu gibi baskıya gönderebiliyorsunuz...Renk konusunda ise gene rengi seçen göz marifetli değilse bir işe yaramaz...Dijitalin artısı şu şekilde; istediğiniz kadar renk kombinasyonu yapıp tüm varyasyonları görebiliyorsunuz...Her rengin kodları var zaten, yeterince iyi bir renkçiyseniz dijitalde başarılı olursunuz, çünkü gelenekselde de başarılısınızdır...Gelenekselde başarılı olamayan dijitalde başarılı olamaz zaten...

    Bugün çoğu comics çizeri geleneksel çalışıyor...Dijitaldeki ayarda temiz çini yapabilen çok sanatçı var...Benim şimdiye dek incelediğim comics sanatçılarının %70 'i geleneksel çalışır sırf kağıt dokusunu ve mürekkep kokusunu sevdikleri için...Ama dijitalin kıymetini bilirler ve daha kısıtlı zaman isteyen işlerde de dijital çalışırlar...Renk aşaması zaten dijitaldir, çünkü baskıya gidecek rengin ayrımı da, kodu da, bilmemnesi de ancak dijital ile daha sağlıklı olur...Elde yapılan renkler bile dijital ortama aktarılır, ufak tefek düzeltmelerden geçip öyle baskıya gider bugünün şartlarında...Eskisi gibi orijinal sayfanın arkasına renk katmanı ya da sayfa şeffaf baskısının renk uygulamalı alt katmanı gibi durumlar zaten mümkün değil...Bir grafik ajansında 2018 itibariyle Windows 98 işletim sistemi kullanmakla aynı şeydir çünkü bu durum...

    Bazı yeteneksiz ya da az yetenekli üreticiler, dijitalin p.çliğine kaçar...Çizeceği poz için bir fotoğraf bulur, netliğini silikleştirip üzerine yeni katman açar ve başlar fotonun üzerinden çizmeye...Bunu çok amatörce yapan üreticileri şayet eski kafa bir çizer yakaladı mı başlar ''Dijital icat oldu mertlik bozuldu.'' demeye...Sanıyorum bir dönem Bonelli editörleri, senaristleri ya da bazı çizerleri de bu kafadaydı...

    Sözün özü, dijitali de, gelenekseli de yapan eldir...Bilgisayar ortamı sadece size varyasyonlar sunar, kafanızı açar, hata payınızı ortadan kaldırıp sizi özgür kılar...Çizgiyi de, rengi de ayarlayan gene eliniz, gözünüz ve beyninizdir...Tıpkı kitapları daktiloların, bilgisayarların değil de yazarların yazması gibi...Ayrıca kalitesiz üreticiyi dijital bile kurtaramaz...Oysa kaliteli üretici için dijital çok kullanışlı bir araçtır...Bir işi kağıt üzerinde eskizleyip, dijitalde çinileyip, kaliteli dokulu sulu boya kağıtlarına çıktısını alıp üzerinden geleneksel boyama yapıp yeniden dijital ortama aktarabilirsiniz...Ya da tamamen dijital hazırlanmış bir işi sergilemek için tuval bezine çıktı da alabilirsiniz...Bu gözler, renk altyapısını dijitalde kurup tual bezine metrelik çıktı alıp şaselere gerip üzerinden yağlı boya ile devam eden sanatçıları da gördü, kağıt üzerine akrilik zemin renkleri hazırlayıp tarayıcı ile dijital ortama aktarıp çizime tablette devam eden usta bilekleri de...Biri diğerinden daha plastik ya da organik diye bir durum yok...Kaliteli sanat eseri beş duyuya değil, zihne hitap eder...Beş duyuyla olan etkileşimi ise detaydır sadece...

    Peder Clemente 'nin güzel ve doyurucu yazısının sonundaki bu dijital hakkında alıntı satırlar üzerine birkaç kelam etmeden edemedim...Ne güzel oldu da başka önemli bir konuya değinmiş olduk böylece...Kendi adıma teşekkür ederim böyle bir vesile için... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

peder clemente

Sevgili Ferzan, öncelikle profesyonel düzeyde bilgiler içeren açıklaman için teşekkür ederim.Hatta bazı mesleki sırları bile anlatmışsın.
   Alıntıladığın paragraf, benim kendi fikrim.Hiç kimseden alıntı değil.Sadece hissiyatımı yazdım.Bana öyle geliyor.Bir sanat eseri duygular üzerinden yürür.Bir resme bakarken,bir müzik eserini dinlerken,  bir şiir okurken sizde yarattığı duygular önemlidir.Tabii tüketicinin zevkleri,kişiliği,kültürel birikimi de duyguların oluşumunda rol oynar.Elle yapılan çizimlerde "Ruh" var ve ben bunu hissedebiliyorum.Dijitalde yaratılan bazı karakterler bana yapay geldiği için plastik tabirini kullandım.Yoksa dijitalde üretilen her şey yapay, elle çizilen herşey organik gibi bir şeyi kastetmedim.Dijital'in olanaklarını anlayabiliyorum.Yeniliklere ve değişime açık bir insanım.Tutucu değilim.Ancak, geleneksel elle çizim hatalarıyla da güzel.Batman:Ölümcül Tasarım'ın çizeri Dave Taylor, karakalem hazırladığı eserde bazı hataları olduğu gibi bırakmış.Düzeltmeden çizmiş.Hayatta hatasız veya mükemmel ne var?Hayat da, düzeltmeden elle resim yapma sanatı gibi değil mi?Bazen hatalarımızı düzeltme şansı olmuyor.Mesele, şiir gibi iyi bir eser yaratabilmekte."Zen Sanatı" diye bir kavram var.Daha çok üretim sırasında sanatçının ruh hali ile ilgili.%100 anı yaşayarak, adeta bir meditasyon gibi full konsantrasyonla,kendini tamamen yaptığın işe vererek farkındalıkla üretim yapmak.
   Bir de müzikten örnek vermek isterim.Dijital müzikten çok hoşlanmıyorum.Ana melodiyi hissedemiyorum.Pulp Fiction=Ucuz Roman filminin tema müziği "Mısırlou".Herkesin aşina olduğu bir eser.Yüzden fazla yorumu var.Tüm Dünya'ya malolmuş bir eser.Bestecisi bilinmiyor.Nicholas Roubanis adına kayıtlı.1927'de Yunanlı Şarkıcı Tetos Demetriades tarafından "Rembetika" tarzında yorumlanmış.Eserin adı "Mısırlı".Yunanca'da "Mısırlou" olmuş.Bir Osmanlı tarafından Mısırlı bir kız için yazılmış diyorlar.Zeki Müren de bu eseri "Yaralı Gönlüm" adıyla plağa kaydetti.Hatta Youtube'da şahane bir kolaj clib'i var.Elvis Presley, Michael Jackson,Ray Charles, James Brown, Fred Astaire ve bazı caz sanatçılarının görüntüleri kolajlanmış.İzlemeni öneririm.Dijitalde böyle bir eser üretilebilir mi?Dijitalde "Uzun ince bir yoldayım" veya "Yemen Türküsü" üretilebilir mi?
   Comics türüne tavır aldığım anlaşılmasın.O türü ve onun kaliteli ürünlerini de çok seviyorum.Çizgi roman tarihini değiştiren "Maus", Art Speigelman'ın kara kalem çizgileriyle yaratıldı.Üstelik hayvan figürleriyle daha etkili anlattı hikayesini.Alan Moore'un, dokuzuncu sanatı yücelten "Watchmen"ini Dave Gibbons geleneksel tarzda çizdi.Bilgisayarın renklendirmedeki önemini ve işlevini çok iyi anlatmışsın.Anladım...Batman:Öldüren Şaka'da Brian Bolland'ın mükemmel kapağının ve kitaptaki çizimlerinin renkli hali de çok güzel.Tabii ki bilgisayar kullanıldı.
  Ben çizgi roman okuruyum.Senin kadar profesyonel bilgim yok.İyi bir müzik dinleyicisi ve film izleyicisiyim.Aydınlatıcı ve konuyu derinleştiren değerli mesajın için teşekkür ederim.

ferzan

    Yanlış anlamanızı istemem, ben sadece kendi penceremden olaya yaklaştım ama sizin de demek istediğinizi geç de olsa anladım...Doğrudan dijitali dışlamayıp kağıt üzeri yaşanmışlığı olduğu gibi kabul etmek istiyorsunuz ve o ruhu algılayabiliyorsunuz...Bu çok değerli bir şey...Diğer yandan, farkında olmadan çok bilmiş bir yorum yapmak istemediğimi de belirtmek isterim...Ben o kısmı yıllardır süren dijital - geleneksel tartışması üzerine bir de Bonelli editörlerinin yorumu olarak algılayıp aradaki farka yoğunlaşmadığım için dayanamayarak yorumladım...Yukarıdaki mesajınızı da okuyunca demek istediğinizi anladım...Sonuç olarak ikimiz de haksız değiliz...Durumun detay olarak bu vesileyle irdelenmiş olması yanımıza kar kalsın diyelim o halde... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

hanac

8-Paolo Bisi

1964 doğumlu, 1996-2005 yılları arası Mister No çizmiştir.

Zagor Çizerlerinde de kendisini kısaca tanımıştık.

http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,10709.msg194598.html#msg194598



Çizdiği Mister No Maceraları;

257, 324, 325, 339, 357,
Speciale Mister No 14

Örnek çizimler,












hanac

9-Marco Bianchini

1958 doğumlu, 1985-2006 yılları arası 20 yılın üzerinde Mister No çizmiştir.

Oldukça güzel çizgileri vardır ve en çok Mister No çizenlerden biridir.



Çizdiği Mister No Maceraları;

125, 126, 127, 128, 159, 160, 161, 169, 170, 171, 172, 173, 193,
194, 195, 196, 200, 207, 208, 218, 219, 227, 228, 238i 239, 244,
253, 265, 296, 297, 316, 317, 334, 335, 360, 361, 367, 368
Maxi Mister No 1

Örnek çizimler,














hanac

10-Franco Bignotti
1930-16 Şubat 1991

1975 den başlayarak 1991 deki ölümüne kadar Mister No çizmiştir.

İlk iki sayıyı çizen Ferri'den bayrağı devralmıştır, kendisini pek çok severiz.  :)



Çizdiği Mister No Maceraları;

3, 4, 5, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 17, 18, 19, 20, 22, 23, 24, 27, 28, 30,
31, 34, 35, 37, 38, 39, 40, 44, 45, 49, 50, 51, 53, 54, 56 ,57, 58,
59, 60, 61, 62, 69, 70, 71, 78, 79, 80, 101, 102, 103, 104, 108,
109, 110, 116, 117, 118, 119, 133, 134, 135, 136, 138, 139, 145,
146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 173, 174 ,175, 182, 183, 184,
185, 186, 187, 191, 192, 181, 193, 203, 204
Avventura Magazine (ortak çizerler ile)

Örnek çizimler,














hanac

Böylece 10 tane Mister No çizerini tanıttık, kaldı 6 tane.

1- Bruno Marraffa
2- Vincenzo Monti
3- Domenico ve Stefano di Vitto Kardeşler
4- Alessandro Bignamini
5- Giuseppe Viglioglia
6- Fabrizio Busticchi ve Luana Paesani
7- Orestes Suarez
8- Paolo Bisi
9-Marco Bianchini
10- Franco Bignotti
.........
16- Roberto Diso

Mister NO

Adamım Bignotti.

Mister No'nun dalgacı, şakacı halini çok iyi yansıtan kareler çizmiştir.

Kahramanımıza en yakışan çizimler bence kendisine aittir.

1980 lerin başlarında BIGNOT imzasını görür bu da neymiş diye düşünürdüm.

O yıllarda çizer- yazar vb bilgilere ulaşmak çok zordu.

Çizerlerin genelde imza atmaması konusunda da Bignotti diğerlerinden ayrılırdı  :)

hanac

11-Fabio Valdambrini

1964 doğumlu olan çizer, 1993-2004 arası Mister No çizmiştir.

Oldukça güzel çizgilere sahip olduğunu düşündüğüm Valdambrini, Mister No'ya yakışmaktadır.



Çizdiği Mister No Maceraları;

219, 220, 230, 231, 232, 244, 248, 268, 270, 273, 305, 306, 320, 347, 348
Special Mister No 13, Avventura Magazine (ortak çizerler ile)

Örnek çizimler,












hanac

12-Giovanni Bruzzo

1961 doğumlu olan çizer, 1996-2004 arası Mister No çizmiştir.

Valdambrini için yazdıklarım Bruzzo için de aynen geçerlidir;

"Oldukça güzel çizgilere sahip olduğunu düşündüğüm Bruzzo, Mister No'ya yakışmaktadır."



Çizdiği Mister No Maceraları;

250, 266, 298, 314, 315, 344
Maxi Mister No 2, Avventura Magazine (ortak çizerler ile)

Örnek çizimler,












hanac

13-Marco Santucci

1974 doğumlu olan çizer, 2000-2006 arası Mister No çizmiştir.



Çizdiği Mister No Maceraları;

296, 297, 316, 317, 334, 335, 360, 361, 367, 368

Örnek çizimler,






Mister NO

Valdambrini ve Bruzzo Mister No'nun destansı hikayelerinin bazılarına hayat vermiştir.

Bir Zamanlar New York'ta ve Gençlik ya da Genç Bir Amerikalı isimli maceralar  destansı bir film havasında senaryolara sahiptir. Çizimler ise bu iki çizere aittir.