Monster - Marmara Çizgi (9 Cilt olarak tamamlandı)

Başlatan dean, 18 Mayıs, 2021, 19:07:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan

    9-10 gün kadar önce hastalık izni alıp istirahate çekildiğim sıralar başladığım Monster okuma yolculuğum dün akşam itibariyle başladığı ve devam ettiği denli muazzam bir final ile sona erdi.

    Japonya'da ufak bir aile hastaneleri varken, onun başına geçecek abisiyle mütevazi bir geleceği paylaşmak yerine makalelerini ilgiyle takip ettiği ünlü bir Alman tıp adamına duyduğu hayranlıkla tıp kariyerine burslu olarak Almanya'da devam eden ve sadece Düsseldorf'un değil, belki tüm ülkenin en iyi beyin cerrahı haline gelen parlak genç yetenek Kenzo Tenma, 1986 yılında 20'li yaşlarının ikinci yarısında fazlasıyla başarılı, kendini tıp araştırmalarına adamış ve hayranı olduğu adamın direktörlüğünü yaptığı büyük hastanenin göz bebeği konumunda bir doktordur. Aynı zamanda direktörün kızı Eva ile de nişanlıdır ve yakında evleneceklerdir. Aslen Dr. Tenma'nın bu aileye girme sürecinde manipüle edilmekte olduğunu fark etme süreci, hastanenin aciline gelen iş kazası geçirmiş bir Türk işçi yerine ünlü bir Alman opera sanatçısının ameliyat önceliğini değiştirmeleriyle ve opera sanatçısının kurtulurken Türk işçinin başka bir doktor elinde hayatını kaybetmesiyle başlar. Tenma için tüm hayatlar kutsaldır ama kayınbabası ve nişanlısı için hiçbir hayat eşit değildir, aslolan tıp bilimine yapılacak katkılardır. Türk işçi üzerine durulmasa da Tenma aşırı vicdan yapar ve işçinin karısı ile çocuğunun hali gözü önünden gitmez iken, içine girmek üzere olduğu ve kendisini başka alanlarda da sömüren bu aileyi iyiden iyiye sorgulamaya başlarken ülkeyi sarsan büyük bir vaka olur. Berlin duvarının yıkılmasının ardından ülkeye geri dönen eski bir bürokrat ve ailesinin katliam haberiyle Almanya sarsılır. Ailenin hayatta kalan 9 yaşında biri kız ve diğeri erkek olan ikizlerinden kız olan şoktadır, erkek olan ise başından vurulmuş bir şekilde acildedir. Ne var ki aynı sıralarda hastanenin en büyük finansörlerinden ve direktörün muhtemel politika geleceğinde rol oynama ihtimali olan vali de evinde düşüp başına darbe almıştır. Dr. Tenma, 9 yaşındaki ikizlerden erkek olanının ameliyatına girmek üzereyken kesin bir talimatla valinin ameliyatını üstlenmesi salık verilir. Ama Tenma, Türk işçinin başına gelenin bu 9 yaşındaki çocuğun başına gelmesine razı gelmeyecek, tüm kariyerini riske atarak emre itaatsizlik edecek, vali yerine çocuğu tercih edecektir. Ne var ki bu seçimi hem onun, hem de yüzlerce hayatın kaderini belirleyen, kökleri çok eskilere dayanan ve artık haritada yer almayan tarihe karışmış bir ülkenin siyasi suçlularından tutun da isimsiz yetimlere, üstün ırk rüyasını sürdüren aşırı sağcılara ve bir çocuk kitabı ressamına değin uzanacak akla hayale sığmayan bir kolektif canavarlığın, çözülememiş cinayetlerin, yarım kalmış ideallerin ve başka şüpheli ölümlerin önünü açacaktır. Sonraki 12 yıl boyunca Dr. Tenma, hayatının en büyük sınavıyla bir ölüm kalım yüzleşmesine girecektir.

   

   

   

   

   

   

   

   

    Naoki Urasawa, 1986-1998 arası bir dönem hikayesi olan Monster'da gerek dönemin Almanya'sını, gerek göçmenlerini, gerek komşularını, gerekse her türden iç ve dış dinamiklerini çok iyi araştırmış. Sadece Türk göçmenler bile hikayede kritik noktalarda yer almakla birlikte dönemin öncesine ve Avrupa ülkelerine dair pek çok siyasal meselenin silinmeye yüz tutmuş izleri de arka planda fazlasıyla göz batmayı becerebiliyor.

    Monster, sade ve hatta beklenti düşüren adının aksine fantastik değil toplumsal gerçekçi bir eser ve psikoloji tabanlı kolektif bir bilinçaltı canavarlık ifşası. Herkesin herkese şüpheyle yaklaşmasına sebep olacak çok büyük olayların, akıl tutulmalarının, bilinç oyunlarının ve geri dönüşsüz hamlelerin anlatısı... Muhteşem tasarlanıp işlenmiş ve derinlemesine inilmiş karakterler ile gelişim süreçleri eşliğinde...

    En başta takıldığım bir detay vardı, birkaç cilt boyunca hatırladığımda canımı sıktı ama sonra önemini yitirdi. Nazar boncuğu olsun dedirtti. O ufak cızırtıyı saymazsak, kusursuz bir tırmanış ve yüksekten atlayıştı benim için. Eşine az rastlanır büyüklükte ve tutarlılıkta bir anlatı inşası söz konusuydu. Kendi içerisinde benzersiz ve muadili olmayacak biricik bir eser okumanın hazzını yaşattı.

    İlk sayfadan son sayfaya kadar 9 cilt boyunca en ufak vasatlığa mahal vermeyen, üst düzey bir edebi roman ya da üst düzey bir polisiye / gerilim dizisi kalitesini gani gani veren, bir saniye olsun pişman etmeyen, şu ana değin okuduğum mangalar arasında kesinlikle en üst sıraya gönül rahatlığıyla koyabileceğim ve hatta geçtim manga türünü, en iyi çizgi romanlarım listeme ilk beşte dahil edeceğim unutulmaz bir eser oldu benim nezdimde. Son cilt boyunca ve bilhassa son sayfalara yaklaşırken adeta tüylerim diken diken oldu.

    Çok nadiren denk geldiğim aşırı iyi anlatılarda her zaman şükretmişimdir. Monster gibi bir eseri okuyup hayal kırıklığına uğramadığım için de şükürler olsun diyorum.

   
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com