Çizgiroman ve Kadın

Başlatan pizagor, 28 Eylül, 2022, 13:21:15

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor

Şirketiçi bir dergimiz var, hatta birkaç tane var da özellikle bir tanesine arada sırada çizgiroman üzerine yazılar hazırlıyorum. Bunlar da aslında hep daha önce bu platforma ya da bloga yazdıklarımdam derlediğim şeyler. Yeni sayısı için 'çizgiroman ve kadın' temalı birşeyler yazmayı planlarken, yıllar boyunca bu hususta Altın Madalyon'da neler konuşmuşuz diye bakayım dedim ve ilginçtir, 'Çizgiroman101' olarak nitelendirilebilecek şu mevzuya ayrılmış bir başlığa denk gelemedim. 'Çizgiromanda kadın' ya da 'çizgiroman ve kadın' veya 'çizgiromanın kadın kahramanları' veyahut 'Türkiye'de kadın kahraman satmaz abi' gibi bilumum çeşitlenebilecek, dallanıp budaklanabilecek, sonsuz olasılıklı bir evreni nasıl ıskalamış olabiliriz, inanması güç...

Çizgiromanlardaki kadınlar üzerine on yıldan uzun bir süre önce yazdığım, o zamanki testosteron yüksek halimin ürünü satırlar vardı; yine o günlerdeki daha edepli halimin forum için fazla cüretkar bulduğu ve sadece blogda yer verdiği bir yazı. O yazıyla 'Çizgiroman ve Kadın' başlığına yol vereyim...

Bu konuda söyleyeceklerimiz olabilir :)


Çizgi Hatunlar - Tatminsiz Erkekler Çelişkisi Üzerine...
- Mart 27, 2011


İddia ediyorum çizgiroman sevdalısı erkekler geç evleniyor!

Çizgiroman sayfalarında kaybolup, kendini Zagor ile, Logan ile ya da Peter Parker ile özdeşleştirip gerçekliği büken, kendi realitesini kurgulayan, dolayısıyla dışarıdaki gerçeklikten koparak asosyalleşen çizgiroman okurunun alemlerden uzak kalması, uzak kaldıkça kızlar tarafından asosyal inek olarak nitelendirilmesinin şiddetlenmesiyle çizgiromansever gencimizin kırılmış kalbiyle daha da yoğun bir şekilde çizgiroman karelerine gömülmesi şeklinde vuku bulan bir kısır döngü mü bunun nedeni?



Witchblade - Sara Pessini


Kesinlikle değil.. Bu hem çok kolay bir çözümleme olurdu ve hem de gerçeği yansıtmazdı... En yoğun çizgiroman okuduğum dönemler yine en fazla 'Cuma akşamı şuraya, Cumartesi de buraya gidelim, bütün hatunlar oradaymış dostum!' şeklinde yandaş ayarttığım yaşlardı...

Gerçek sebebe gelirsek...

Jim Lee, Michael Turner, Marc Silvestri kaleminden çıkma hatunların okurda tetiklediği, aslında gerçek hayatta olmayan güzel kadın algısıdır esas sorumlu...

Şekilsel beğenisi Jim Lee'nin Psylocke'uyla, Michael Turner'ın Fathom'uyla, Silvestri'nin Sara Pessini'siyle (ki daha çok Witchblade haliyle) yoğrulan erkek okurun 'Banane ben bundan istiyorum!' diye tutturmasıdır asıl suçlu...




Psylocke


Çizgi hatunlar düzeyindeki güzellik beklentisiyle artık ne yan sınıftan Arzu, ne de mahalleden Müjgan beğenilir. Adayların hep birşeyleri noksandır, ya yeterince güzel değildir, ya da yeterince atletik. Kesinkes seksapelinde bir eksiklik göze batar; ya beli iki elimizin baş ve işaret parmaklarıyla kavrayabileceğimiz kadar ince olmadığından burun kıvrılır, ya da hanımkızımız haliyle sırf bacaktan oluşmadığı için kısa görünür... Asgari gereklilikler belirlenmiş, alt sınır çizilmiştir artık. Aslında okur da farkındadır seviyeyi bir miktar yükselttiğinin ancak üstadlar tüm hatun kişileri böyle resmettiklerine göre vardır bir bildikleri diye düşünmektedir...

İşte bu durumdaki erkek okurun tepkileri, gerçek ile kurguyu ayırdemeyen 3 yaşındaki bir yumurcağın Superman gibi uçacağını söyleyerek camdan aşağı atlamaya kalkışmasına benzer, gerçekliği ve kadın anatomisini kabul etmediği sürece burunüstü çakılmaya mahkumdur.



Shanna


Diyelim hasbelkader elinize bir Shanna fasikülü geçti. Hikayeyi okudunuz, çizimlerini incelediniz ve ilk anda bu sarışının fıstıklığını farketmeyip idealistliğine, mertliğine falan vuruldunuz ve 'İşte aradığım kadın bu!' dediniz. Daha sonra bir de farkettiniz ki hatun kişi ortalamanın bir hayli üzerinde bir güzellikle donatılmış. Peki bu güzellik acaba ne kadar gerçek olabilir, Frank Cho'nun çizimi Shanna'yı meşhur pozunu vermiş haldeyken inceleyelim...

Belli ki kızımız zor şartlarda yaşıyor. 'Jarvis, kahvaltımı odamda alacağım' lüksünü falan geçtim, bakkala gidip 'Şener abi, bana 1 ekmek, 3 de yumurta verir misin!' gibi imkanlara dahi sahip değil. Avlanmak, pitorodaktil yumurtası araklamak, mamut sütünden tam yağlı peynir yapmak, yerleri süpürmek, toz almak, bunca işten fırsat bulursa arada da kötüleri temizlemek gibi bir rutini var. Hani derler ya ekmeğini taştan çıkarmak diye işte böyle bir ortamda her türlü fiziksel zorlanmaya maruz kalıyor. Dolayısıyla bu durum Shanna'da gelişmiş kas beklentimizi de artırıyor. Bacaklara baktığımda, şüpheli bir şekilde alt bacaklar bir miktar kaslı görünsede genel durum itibariyle maşallah iki sütun üzerinde yükseliyor gövde. Alt bacaklardaki kaslı görünümle ilgili tespitim aldatıcı olduğu çünkü ayağı hafifçe aşağı doğrultarak aynı duruşu yapmaya çalıştığınızda göreceksiniz ki en futbolsuzundan gelen bacaklarda bile o alt bacak yumrusu ortaya çıkmakta. Bravo Frank Cho'ya, anatominin hoş bir ayrıntısını bize gösteriyor ancak bu bacaklar öyle atlayan - sıçrayan - koşan bir mücadele insanından ziyade evde haraşo örerek, havuçlu cevizli kek yaparak vaktini geçiren bir ablamızınkilere benziyor. Bacaklardan ayrılıp kalça ve karın bölgesine geldiğimizde kesinlikle yağdan arınmış, herhangi bir simit çıkıntısının olmadığı ince bir bel görüyoruz. Kollar ise kadınlarda hiç alışık olmadığımız şekilde gayet kaslı, bir savaşçının sahip olması gerektiği gibi kuvvetli ve inandırıcı çizilmiş. Hafiften kanat da yapmış Shanna, adeta vücut geliştirmeci bir kadının ağırlık çalıştıktan sonraki şişmiş halinde ve 'Ben adamı burarım!!!' mesajını gayet net veriyor. Şimdi can alıcı noktaya geliyoruz : O kas yoğunluğundaki kolların arasındaki XXXL yumrular... Buraya kadar ölçüler inandırıcıydı ama işte tam şu noktada gerçeklikten koptuk. Hangi vücut geliştiren hatunda, hadi abartmayalım hangi sporcuda böyle göğüsler gördünüz? Vücudun üst bölümünü çalıştıran bir sporcuda işin doğası gereği yağ dokusu azalır, kas oranı artar. Yaşanan bu dönüşümde doğal olan tamamen yağ dokusundan oluşan göğüslerin küçülmesidir, hani erkek vücut geliştirmecilerin üzerinde yıllar harcadığı ama izleyicilerin 5 saniyeden fazla dayanamadığı bir sağ – bir sol şeklinde göğüs sektirme hareketinde olduğu gibi bir boyuta gerilemesidir...



Cameron ablamız...


Misal güncel bir örneğe dönelim... Cameron Diaz, son sevgilisinin atletik kadın saplantısı sebebiyle şekilde gördüğünüz hale dönüşerek kendisini harcadı. Cameron ablamızın şu görüntüsü sizi aldatmasın, bir iki makyaj darbesiyle, Shanna'yla yarışacak bir güzelliğe bürünebildiğini defalarca bize kanıtlamış bir hatun. Sarışınsa ikisi de sarışın, boy pos endam derseniz maşallah ikisinde de eksik yok, kollar neredeyse tıpatıp aynı. Sorun şu ki Cameron ablamız kolları şişirirken, beklendiği üzere başka tarafları söndürmüş. Demek ki kas ve göğüs birarada olmuyormuş. Frank Cho bize hayal bir hatun çizip bir güzel yutturuyormuş...



Psylocke


Oldukça çekici bir diğer çizgi hatuna bakalım, Psylocke... İncecik bir bel, makul boyutlarda göğüsler, çok güzel bir yüz, delici gözler, kassız kollar, 5'11'' (bizim anlayacağımız şekilde 1.80) lik bir serv-i revan, fit bir beden, ben diyim 140, siz deyin 150 santimlik bacaklarla adeta bir afrodit... Gel de şimdi bu çizgi afroditin sadece kas ağırlığı 70 kilo çeken erkeklerle göğüs göğüse mücadelelere girdiğine inan. Kişiyi duvara çivileyecek şiddette tekmelerin bu kassız sütunlardan çıkması mümkün mü? Hadi diyelim tekniği farklı, kuvveti kalçalardan alarak o tekmeleri savuruyor. Öyleyse sıkı, kuvvetli kalçalara ihtiyacımız var ki Tinto Brass'ın hayran kalacağı bu yuvarlak kalçalarla o da olmadı...

Şimdi diyeceksiniz ki gerçek hayatta var bunlardan, her sene yılbaşında saat tam geceyarısını gösterirken Victoria's Secret melekleri olarak arz-ı endam ediyorlar ya! Doğrudur ve çelişki de tam buradadır. Psylocke'un bu bedenini unutalım, yerine bizim için daha bilindik olan Adriana Lima'yı koyalım, güçleri falan da yerinde kalsın ve Adriana Lima'yı Sabretooth ile dövüştürelim. Bir kere insan kıyamaz ki Adriana Lima'ya, maazallah böyle bir dövüşe tanık olan erkek 'bunlardan hepi topu 10 – 15 tane var, koruma altına alınması gereken bir tür bu!' şeklinde işleyen mantığıyla tereddütsüz 'Onu bırak, beni al' nidalarıyla kendini Sabretooth'un pençelerinin önüne atar. İnsanlık olarak böyle kadınlardan beklentimiz kahramanlık yapmaktan ziyade soyunu sürdürmesi, o takdir edilesi gen dizilimini sonraki kuşaklara aktarmasıdır.

Demek ki Victoria's Secret melekliği ve vurdulu kırdılı aksiyon kadınlığı da birarada olmuyormuş. Jim Lee usul usul bilinçaltımızdaki erkeğe oynuyormuş...



Red Sonja


Üstad alınmasın ama yanlışı var Red Sonja bacımızın bu çiziminin de... Yıllardır kılıç savurarak bir nevi bench-press çalışması yapan üst bedende böylesi büyük göğüslerin olamayacağını daha önce kanıtlamıştık. Ancak şimdi bu biçimsel hatanın değil, mantık hatasının peşindeyim, üstelik Newton fiziğine dayanan kanıtlarla...

Böyle bir bedenle ilkel çağlarda savaşçı olmak çok zor olmalı. Hemen aklımız fesatlığa kaymasın ve kılıçlı savaş sahnelerini düşünelim. Hanımkızımız kılıcını bir sağa bir sola savurarak önüne çıkanı yere sermektedir. Pekiyi yukarıdaki kızıl hatun böylesi hareketleri tereyağından kıl çeker gibi yapabilir mi inceleyelim... Bir kere o kılıçlar göründükleri gibi kullanıcı dostu olmayıp oldukça ağır çekmekte, mücadelenin ilk dakikalarında tek elle sarılan kabza, kılıç savurmalarıyla yorgun düşen kollarla birlikte kısa sürede çift ele dönmektedir. Kızılımıza çok basit bir hareket yaptıralım, önce çift eliyle tuttuğu kılıcını soldan sağa savursun ve peşisıra sağdan sola savurduğu kılıçla serisini tamamlasın. Şimdi hareketi yavaşlatılmış çekimde kelimelere döküyoruz:

Serinin ilk hareketinde soldan sağa savrulan ağır kılıcın momentiyle gövde de sağa doğru dönecektir.

Bu harekette eylemsizlik prensibi gereği gövdeyle birlikte göğüsler de sağa doğru hareketini sürdürmek isteyecektir. Malum kütlenin oldukça büyük olması eylemsizlik etkisini arttıracağı için ağırlık merkezi kayacak, eğer kızılımız ayaklarını doğru konumlandırmadıysa (misal iki ayağını birbirine çok yakın tutuyorsa) devrilme tehlikesi geçirecektir.

Diyelim devrilmedi ve göğüsler sağa doğru hareketini sürdürüyor, serinin bir sonraki hareketini yapabilmek için öncelikle o büyük kütlenin eylemsizliğini kas gücüyle sönümlemesi gerekecektir. Pekiyi hatunda var mı o kaslar, maalesef kızılımızın her tarafı kaslı ama gel gör ki malum bölge kalan zamanlarında süt annelik yapıyor izlenimi verircesine yumuşak. Bu durumda hala göğüslerin hareketini durduramadık, kendi haline bıraktık, onlar yavaşladı, sonra durdu. Artık serimizi tamamlayabiliriz. İki elle tutulan kılıcı şimdi de sağ taraftan sol tarafa savuruyoruz. Bu durumda az evvelki eylemsizliğe bağlı döngü yeniden başladı.

İki hareket arasında geçen bu eylemsizlik süresince düşmanın fair-play deyip durmasını beklemek bir miktar safdillik olur...

Amazonların daha iyi ok atabilmek için tek göğüslerini feda ettikleri bir çağda bu vücutla öyle göğüs göğüse kılıçlı mücadeleye girmek inandırıcı değil. Burada oldukça geniş açılı hareketler yapması gereken kolların bu iri kütleler tarafından engelleneceği, kolların bir yerde takılıp, o noktadan öteye döndürülemeyeceği gerçeğinden bahsetmiyorum bile...

Öyleyse kızılımızın bu görüntüsünü biraz eşelersek altından ne çıkabilir?

Ya kızılımız seksi görünmek için göğüsleri büyük gösteren dolgu destekli sütyen zırh kullanmaktadır...

Ya da yine gerçek olamayacak bir hatunla üstad bizi kandırmaktadır...

Aldatılıyoruz dostlar. Birileri gerçeküstü çizgi hatunları pompalayarak biz erkeklerin ağzı açık ayran budalası halinden faydalanmaya çalışıyor...


İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


Volrath

Elinize sağlık. Gördüğüm kadarıyla Mutantları Chris Claremont'un zaten amacı fazlasıyla belli X-Women kitabından almışsınız. Yaratıldıkları dönemin modasıyla sıfır belli, 50 kilo memeli kadın karakterler maalesef çok fazla. Şimdilerde yeni karakterler ya da karakterlerin yeniden yorumlanmasıyla bu durum dengelenmeye (düzeltilmeye) çalışılıyor ancak onlar da fazla fazla tepki görüyor. Yeni Superman için TikTok fenomeni, yeni He-Man için emo vs. dendi durdu.

İnsanlar takım ya da siyasi parti tutar gibi çizgi roman karakteri tutuyor. Hem şikayetçiler hem değişmesini istemiyorlar  ;D

Mesela görsellik, efekt açısından saatlerce konuşulabilecek She-Hulk twerki karaktere ihanet diye lanse edildi bir takım camia tarafından, halbuki She-Hulk hep böyleydi, zamanında makarena da yapmıştı, çünkü çizgi roman nihayetinde pop kültürdür.

Bir de çizgi roman okumak, daha genel bakış açısıyla geeklik, nerdlük gibi kavramlar eskiden eziklik gibi görülüyordu. Artık durum tam tersi, hatta çizgi romancılarla filmciler birbirilerine girip duruyor.

Açıkçası ben memnunum. Yesinler birbirilerini  ;D Ama anatomik olarak biraz daha gerçekçi karakterler görmek ister deli gönül. FRP oyunlarında kadın zırhlarının bir Red Sonja, bir Vampirella kostümünü (kostüm = don+ sütyen) andırmasına rağmen koruma açısından erkek ortaçağ şövalyesi zırhlarından daha fazla şeyler vaad etmesi de zamanla silindi, bunlar da yolunu bulacaktır diye düşünüyorum. Bu konuda en beğendiğim yanıt Star Wars'un resmi twitter hesabından gelmişti:



(nedense hızlı resim linki açılmadı, resmin linkini bırakayım bari: https://tr.pinterest.com/pin/134826582571650248/)

İngilizce bilmeyenler için anlatayım; yorumu yapan kişi, cinsiyetçilik gibi olmasın ama zırh kadınsı değil, içinde kadın olduğu belli olmuyor diyor. Star Wars hesabı da bu gördüğün zırh giymiş bir kadın, kadınsı olmasına gerek yok diyor. Yani yorumu yapan kişi, hesapta cinsiyetçilik yapmak istemiyor ama meme çıkıntılarının eksikliğinden şikayetçi aslında. Bence çizgi roman camiasında da bu karmaşa yaşanıyor. Göğüsleri olsun ama o kadar da büyük olmasın kavgası veriliyor. Bir sütyen bedeninde anlaşsalar da rahat etsek  ;D

TKnKT

    İçeriğini doldurmaya niyetlendiğiniz konu başlığı fazlasıyla ele alınabilir bir konu lakin medyanın kadın standartları yelpazesinin sadece bir teli. Ancak hemen defansa koşarak geldiğimi bildirmek isterim. Tezatlık ile konuya girmiş olsanız da çizgi roman okurlarına dışarıdan bakılan algı halen çoğunlukla sabit. Bu yüzden "kısır döngü" savınıza kadar yazdıklarınızın ardına, bu düşünceyi savunanlara hitaben, iki paragraf da ben eklemek isterim. Niyetim toxic masculanity perçinlemek değil, streotip ve kavramsal algıları didiklemektir.

    Çizgi roman sever erkekler ile evlilik arasında bir korelasyon sunulabilir mi şaibeli. Sunulsa dahi o meşhur "correlation is not causation" tabiri beynimde çalkalanır durur. Lakin biz yine de sunmuş olduğunuz savı ele alalım. En sevmediğim tartışma olan çizgi roman tabirinin şemsiye terim olup olmadığı konusu da tabii burada devreye giriyor olabilir. Nitekim bir özdeşleştirme yaşayan ve kendi realitesini kurgulayan erkek hep "kahramanlar" üzerinden bir gerçekliği bükme gerçekleştiriyor örneklerde. Ancak çizgi dünyanın beni cezbeden kısmı grafik roman olgusu ve hikaye içerikleri bu tanımlamaların fazlasıyla dışında kalıyor. Eğer ki "kahramanlar" dünyası üzerinden konuşacaksak bu aşamada ilk çıkıştan tartışmadan ayrılabilirim.

    Ah bizim gözlüklü, sivilceli, saçı yağlı "nerd"lerimiz. Çizgi roman sever sosyal dünyadan uzaklaşır bana ilk olarak Türkiye dışı, ikincil olarak gerçek dışı, üçüncü olarak da çağ dışı bir söylem olarak geliyor. İnsanları sosyal çevrelerden uzaklaştıran çizgi roman sever olmaları değil kişilikleri olabilir. Sosyallikten uzak kalan kişilik tipleri eğer ki çizgi romana yönelim gösteriyorsa bu çizgi roman X asosyallik ilişkisinde bir aracılık etkisi sunar ki bu da direkt olarak çizgi roman sever olmak ile tanımlayamayız demek oluyor. Nitekim günümüz medeniyetinin dijital nimetlerinde insanlar kendi "geek" dünyasına hitap eden devasa topluluklar oluşturmaktalar. Eğer ki söylemler, asosyel bireyler çizgi roman yönelimleri ile sosyalleşme tercihlerinden vazgeçiyor bu şekilde durumlarını perçinleştiriyor olarak düşüneceksek, burada da ikinci çıkıştan tartışmadan ayrılabilirim.

    Pek sevgili Pizagor'un asıl savına gelecek olursak, çizgi roman da bir medya ürünü ve medyadan kaçmanın artık namümkün olduğu bir dünyada toplumsal güzellik algısının pekiştirildiği ürünler olarak sadece çizgi romanları hedef tahtasına koymak çok masum bir girişim olacaktır. Kaslı ve büyük göğüslü bir kadın kahramanın peşine düşen erkeğimiz ertesi gün 4 göğüslü bir karakter ile karşılaştığında onun peşine de düşerse bizi yanıltmamış olacaktır. Ha illa ki o dart oklarını atacaksak kurgu ile gerçeklik arasındaki farkı ayırt edemeyen okurları da ben tahtaya dizme taraftarı olurum. Benliğimiz gerçek dışı bir standart peşinde koşmayı kabullenecek kadar saf ve çelimsiz olmamalı ya da kahramanlar dünyasının kas yığını erkekler gibi olmadan kahraman kadını arzulayacak kadar iki yüzlü.

    Büyük oyunu buradan bozacak değiliz ancak bir yandan da artık her şey göz tatmini. Hayır, sadece moda ve insanların fiziksel görünüş şemalarından bahsetmiyorum. Masadaki yemeğimin tadından çok şeklinin mühim olduğu, kitaplığımın içeriği değil de nasıl göründüğü ya da okuduğum kitabımın satırları değil de yanındaki kahve fincanının onay gördüğü bir dünyadan bahsediyorum. Biz sosyal canlılar olarak da tatmin edilme ve onaylanma ihtiyacına deliler gibi açız. Bu yanınızda bulunan insana da sirayet edebiliyor.

    Sahte benliklerimiz ile bu tatminin peşinden koşalım, gerçek beklentilerimizi dizginlediğimiz müddet. Ancak çizgi roman dünyası size tam olarak istediğiniz hayal dünyasını veriyor. Bu aldatmaca değil, bunu siz istiyorsunuz  ::)

*Yine erkekler toplanmış kadınları sağa sola çekiştiriyorsunuz girdabına düşmemek için, çizgi roman okuru kadınları sahneye davet etmek isterim.
"The man who opens topics faster than his shadow"

pizagor

ahahahaha... Yazdıklarımı ciddiye alma tuzağına düşmeyin dostlar, Asteriks başlığındaki lgbt tartışmasına dönmesin sonra :)

Ama süper yorumlar geliyor, o da ayrı...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


TKnKT

Alıntı yapılan: pizagor - 28 Eylül, 2022, 15:26:05
ahahahaha... Yazdıklarımı ciddiye alma tuzağına düşmeyin dostlar, Asteriks başlığındaki lgbt tartışmasına dönmesin sonra :)

Ama süper yorumlar geliyor, o da ayrı...

    Ne demek fizik kanunları, siz çizgi roman karakteri kadınların bedenleri ne hadle yargılıyorsunuz! Çizgi roman kadınları da vardır...
"The man who opens topics faster than his shadow"