Conan the Barbarian - Titan Comics

Başlatan Nightrain, 28 Nisan, 2023, 00:06:25

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan

    Serinin #9, #10, #11 ve #12 nolu sayılarına yayılan üçüncü macerayı okudum. Jim Zub, hem kitap ve çizgi roman evreninin, hem de film evreninin mirasına sahip çıkarak kendi farkını koyma çabasına ve kendi destansı yolunu çizme coşkusuna devam ediyor ama ben gene tam ikna olmuş değilim. Bir önceki dört sayıda yer alan ikinci maceraya göre kesinlikle daha akıcı bir macera, üstelik ilk macerada olan bazı olaylar ve karakterlerle ilgili uzaktan bağlantılar ve olay ardışıklıkları devam ediyor. Kesinlikle bir "Jim Zub Era'sı" var diyebiliriz bu seride, ilmek ilmek de örülmeye devam ediyor ama dediğim gibi, ben halen ikna olma sürecimi tamamlayamadım.

    Daha önce Piktler ve onların proto-Pikt ataları bu denli irdelendi mi Conan maceralarında hatırlamıyorum. Öyle çok abartılı bir irdeleme de değil ama ilk maceradaki Pikt savaşçı kadını Brissa sonrası hem Piktlerle, hem de Brissa'nın ataları bazında Pikt halkları geçmişiyle bir bağımız oldu. Normal şartlarda Pikt dediğin şey ilkel, hayvani ve görüldüğü yerde katli vacip ehlileştirilemez bir halktır Conan'da. Bir tek "Kara Nehrin Ardında" macerasında o denli içlerinde girmiştik diye hatırlıyorum ama bu kez bir duygusal bağ ve kader ortaklığı da kurulmuş durumda.

    Bilmemkaç yüzüncü göbekten Brissa'nın atalarından bir Pikt savaşçısı ile Conan arasında kurulan bağ, Atlantisli Kull, Fil Kulesi macerasında ki kadim yaratık Yara'nın, Conan'ın belleğinde gördüğümüzden daha fazla yer edişi ve Thulsa Doom faktörü gibi tam anlamıyla aşurelik bir kombinasyon içeren bu macerayı okunabilir kılan elbette Torre'nin akıcı ve Buscema'nın kendisine bile burun kıvırtan Buscema üstü Buscemavari görsel anlatımı yanı sıra hikayenin de bu alacalı beleceli şaşırtıcılığı oldu. Her şey bittiğinde; "Bu neydi ki şimdi? Ne okudum acaba ben?" dedirtse de, Titan Comics Barbar Conan serisi kredim inatla tükenmemeye devam ediyor. Muhtemelen 24 sayı olana kadar da bu kredinin kırıntıları idare edecek ama sonrası için bir şey diyemiyorum.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan

    Serinin 4. macerasını da dün okudum. Yakın bir zamanda elime geçen #16 ile birlikte #13, #14, #15 ve #16 nolu sayıları pazar öğleden sonrası okumalığı yaptım.

    Serinin ilk 4 sayısındaki ilk macera haricinde giderek düşen modumu önceki iletilerimde belirtmiştim. Jim Zub kendi döneminin farkını koymaya çalışıyor ve Conan'a yeni bir saga örmeye çalışıyordu ama bunu yaparken eline yüzüne bulaştırıyordu. #13 - #16 arası son okuduğum dörtlüde ise bu inşaaya bir mola vermiş. REH'in özgün hikayelerinin birinden yola çıkarak Conan'ın ergenlik ve erken gençlik dönemine dair bir yorumlamada bulunmuş. Ne var ki Buz Devinin Kızı Atali'yi de dahil etmiş. 2000'lerin başlarında Dark Horse 50'lik seride Kurt Busiek ile Cary Nord'un elinden çıkan çok daha iyi bir yorum varken lüzumsuz bir tekrardan öteye geçememiş. Üstelik odağı da belirsiz. Bir çocuk Conan görüyoruz, tanrısı Crom'u sorgulayan. Bir genç Conan görüyoruz Aesirlerle sırt sırta çarpışıp Wulfhere'nin akıncıları ile pusuya düşen ve Atali ile karşılaşan. Atali mevzusu üçüncü fasikülde zaten bitiyor, dördüncü kısıma (sayı 16) gene çocukluk ve yerel tanrı sorgulama kısmı kalıyor. O da hiç mi hiç tat vermiyor. Lal Kitap'ın 20 sene evvel Türkçe olarak bastığı Dark Horse 50'lik serinin kalitesini mumla aratıyor. Bence Jim Zub giderek tıkanacak ve tıkandıkça tüm tuşlara basmaya başlayacak. Yakında şu ana kadar yapılmış beşinci Fil Kulesi çizgi roman yorumlamasını görürsek hiç şaşırmayacağım ki bir önceki hikayede sinyalini verdi zaten.

    Bu sayının çizeri, De La Torre ile dönüşümlü olarak dörder sayı dörder sayı boy gösteren siyahi çizer Doug Braithwaite idi. Tıpkı geçmişte Cary Nord'u, yakın geçmişte de Mahmud Asrar'ı gönülden kucakladığım gibi artık Doug paşayı da Conan çizimlerinde ayıla bayıla yorgun bağrıma basıyorum. Ama bir sonraki dörtlüde Roberto De La Torre'nin gelmesini iple çekiyorum. Jim Zub'u ise daha fazla görmek istemiyorum senaryo koltuğunda. Sanırım bir 8 sayı daha kredi vereceğim. 24. sayıdan sonra devam edip etmemeyi düşüneceğim.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com