İt - Baobab Yayınları

Başlatan ferzan, 18 Kasım, 2023, 21:03:08

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ferzan



    "Tekinsiz zamanlar, tekinsiz insanlar...

    Taşranın sıradanlığında bir şekilde yırtma umudunu yitirenler için hayat boğucu bir hal alabilir. İşte o zaman insanın elinden ilkel güdülerine dönmekten başka ne gelebilir?"


    Yazar ve Çizer: Oytun Yılmaz
    Editör: Doğan Şima
    Yayın Tarihi: Kasım 2023
    Sayfa Sayısı: 120
    Ebat: 16.5cm × 23.5cm
    Fiyat: 128 TL

    https://baobabyayinlari.com/kitaplar/it















Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan

    Öncelikle, çok iyi bir çizer ve görsel hikaye anlatıcısı ile karşılaştım. Şu kitabın kapağında Baobab yerine Image ya da Dark Horse logosu görsem yadırgamazdım. Gerçekten görsel anlatımın bir kimliği var. Bir gram emanet ya da özenti bir hissiyatı olmadığı gibi dibine kadar da yerli olmuş. Ben çok beğendim, okurken kaptırdım kendimi ama en önemlisi, bir yerli çizgi romanda, özellikle yeni bir eserde hiç yapmadığım ama yapmayı çok istediğim bir şeyi yapmış oldum; kendimi tamamen anlatının kollarına bıraktım. Sağolsun beni yere düşürmedi. Çok yükseğe de çıkarmadı ama düşürmemesi ve yer seviyesinden nispeten yüksekte tutması yetti. Görsel anlatım olarak terasa çıkardı, o ayrı.

    Salt hikaye bazında ele alırsak;

    Anlatının bana kalırsa bir odağı yok. Anlattığı aman aman derli toplu bir şey yok. Bir buçuk günlük bir sürece odaklanıyor sadece. Başlayıp biten, başı sonu belli olan ve belli başlı senaryo normlarına uyan bir yanı yok. Hani, kalıpsal olarak demiyorum ama insan bir ana damar ve odak noktası arıyor. Buna rağmen dağınık değil. Daha da ilginci, sürükleyici ve tüm ekonomik yaklaşımına rağmen kısmen de olsa karakterleri kendi yüzeysellikleri içinde güzel yediriyor. Bir mevzu yok ama süreci merak ediyorsunuz. Dolayısıyla sürece eşlik ederken sıkılmıyorsunuz. Ama bittiğinde de sanki bitmesi gereken yer orasıymış gibi gelmiyor. Yarım da bırakmıyor ama böyle güzel bir görsel üslup ve anlatım için, her ne kadar akıcı olsa da öykünün bir yere bağlanmasını istiyor insan. Süreç ve kesit anlatıları apayrı bir profesyonellik, bence daha ilk kitabından buna hazır bir anlatıcı olmadığı gibi basitçe bir olay örgüsü ve final konusunda üreticisinin fazla tecrübesi yok belli ki.

    Gene de okurken sıkılmadım, bunalmadım, amatör bulmadım. Tam tersi, olayı zaten diyaloglar ve arka plan sesleri götürmüş. Sadece başlangıcındaki mevzunun da, sondaki olayın da biraz daha irdelenmesi ve az biraz aydınlanması gerekiyordu bence. Ayrıca kitabın adıyla içerik arasındaki bağlantıyı oldukça zayıf buldum. İnsanoğlunun itliği ise mevzu, kısmen havada kalıyor. Köpek dövüşleri ise, birkaç panelden sonra görmüyoruz bile, tamamen meze olmuş. Başlık, konu ve önerme bakımından zayıf buldum.

    Ama altını çiziyorum, çok keyifli bir okuma oldu benim için. Anlatacağı mevzusu ham da olsa, mevzuyu ele alışı eksik de olsa, diyalogları yerli yerinde, anlatıyı sırtlayıcı ve ikna edici. Gönül isterdi ki senaryoda bir Germakoçi doygunluğu olsun ama olmadı. Kebenin Gölgesinde gibi de olmadı. Kendi kendine bir şeyler oldu ama ben bu şeyden çok memnun kaldım eksiklerine rağmen.

    Başka kitaplarını da görebilmek, okuyabilmek dileğiyle. Benim notum 7 / 10.

    Not: Bir Southern Bastards esinlenmesi ve öykünmesi yok kesinlikle. Örnek görseldeki tam sayfa havlayan köpek belki öyle bir düşünceye sokabilir, ben de gardımı alarak okuyordum ki gayet uzağında olduğunu görerek sevindim.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

pizagor

Yine okura ulaşacağından şüphe duyduğum bir albüm...

Cevheri görebilmek için bazen alışageldiğimiz, sıkı sıkıya bir fanatizmle, asla bırakmamacasına tutunduğumuz çizgi ve renklendirme tercihi inadından vazgeçmemiz gerekiyor. O ilk anda çekici gelmeyeni denemek bazen bağnaz okurun karşısına beklemediği lezzetler çıkarabiliyor.

'İt'in üzerinde Baobab etiketi yer almasa ya da sevgili ferzan'ın albümle ilgili olumlamaları olmasa panellere ve ekonomik renk kullanımına bakıp aldığım rafa terk edeceğim bir cildin son sayfasını devirirken bende bıraktığı 'acaba devamında ne oluyor?', 'acaba şu ya da bu kişiye ne oldu?' soruları.

Tadına bir bakın derim...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!