Kinowa59'dan Büyülü Rüzgar Okumaları

Başlatan Kinowa59, 15 Ocak, 2024, 12:27:35

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hanac

Alıntı yapılan: Kinowa59 - 16 Nisan, 2024, 20:34:36Sizlerde anlayın artık lütfen. Bu kadar çalışmama karşılık, sayfama bir kişi bile ileti göndermiyor.

Moralini bozma Bayram abi, sen yazmaya devam et.


Kinowa59

Değerli hanac dost. Ben, 78 kuşağı genci olduğum için ( çokça da gırgır dergisi kuşağı ) olayları daima " bilimsel" olarak irdelerim. Efsanevi ve Western ötesi " Kinowa59 dan büyülü rüzgar okumaları " sayfasına gelen az sayıdaki cevap ve beğenileri de bilimsel bir gözle inceledim."  Bilim yanıltmaz" teorisiyle olayı ele aldığımız da şu sonuca ulaşıyoruz. Demek ki benim sayfamdaki büyülü rüzgar serisiyle ilgili bilimsel tespitlerimi her fani anlayamıyor. Bir akademisyen titizliğiyle kaleme aldığım bilimsel görüşlerimi anlamak ve sayfama ileti göndermek için belirli bir akademik formasyon dan geçmek gerekiyor. Dangul dungul okuyucular tezlerimi anlayamıyor.
" Kinowa59 dan büyülü rüzgar okumaları " sayfama az sayıda ileti ve beğeni gelmesini bu bilimsel gerçeklere bağlıyorum. Dangul dungul okuyucuların beğeni ve ileti göndermemeleri benim sayfamın akademik değerini artırır. Şimdi gelelim son bilimsel tespitime: dangul dungul olanlar beğeni ve ileti göndermez. Bilgili, donanımlı ve gerçek çizgi roman tutkunları beğeni üzerine beğeni, ileti üzerine ileti gönderir. Sonuç: görelim bakalım, kimler dangul dungul, kimler gerçek birer çizgi roman tutkunu...

rumar80

   sevgili arkadaşım Büyülü rüzgarı okuyalı o kadar zaman oldu ki, benim için uzaklardaki bir anı gibi. O yüzden yazdıklarınızı okumakla birlikte bir şeyler karalamam zor oluyor. Siz moralinizi bozmayın. Okuyan birileri mutlaka vardır.

Kinowa59

 İletilerime  beğeni ve karşılık verilmiyor diye kesinlikle moralimi bozmuyorum . Ancak , aklın ve bilimin yol göstericiliği ile  ele aldığım akademik çalışmaların sonucu ortaya çıkan gerçek beni düşündürüyor . Uzun  yıllar akademisyenler , bilim insanları öncülüğüyle ortaya çıkan tarihsel ve çizgi roman dünyasını sarsan  tezlerin gerçekleşmesi aklı başında her çizgi roman tutkunu gibi ; çizgi romanın geleceği hususunda beni de endişelendiriyor . Bir önceki iletimi okuyan " gerçek " çizgi roman tuttkunlarınında akademik çalışmalar sonucu ortaya çıkan " dangul dangul  " okuyucu profilinden rahatsızlık duyacaklarına inanıyorum.  Forum üyesi bazı dostlarımızın , " ne yani , o berbattan bile berbat iletilerine beğeni atmıyorsak veya cevabi yazılar yazmıyorsak bizler dangul dangul okuyucumu oluyoruz " diye düşündüğünü duyar gibiyim.  Bu hususta son olarak şunları söylemek istiyorum.  Arkadaşlar , ben hiçbir forum üyesi dost ' a, dangul  dungul diyecek kadar deli değilim . Arkadaşlar kafama güneş geçti , huni ' mi gören varmı ...?

Kinowa59

Biraz evvel , büyülü rüzgar 107 sayı,  " Çinli vampirler " hikayesini okudum . Tex'de , çinlileri  uyuşturucu , haşhaş , kadın ticareti işleriyle işdikal eder gördüğüm için olsa gerek , Çinli vampirler hikayesini beğenmedim . Senaryo olarak zayıf , çizim olarak Tex'de de gördüğümü zannettiğim soy ismi leomaks olan bir çizer . Eh işte hiç olmazsa çizgiler güzel . Bu sayıdan evvelde Aiways , kara yön tarikatı , hogan , ABD gizli teşkilatı 6- 7 sayı süren karmakarışık bir hikaye. Yani ,  "  " "büyülü rüzgar  aşuresi " bu hikayeden de pek birşey anlamadım. Kim kimi rehin almış , kim kimi kaçırmış , kim kime ihanet etmiş . Aiways öldümü yoksa öldürdümü valla ben bu hikayenin içinden çıkamadım. Sayın Ferzan bey veya sayın hanac yazsalarda öğrensem .

worldman

Yazdığınız yazıları takip ediyorum. Siz yazmaya devam ediniz.

Kinowa59

Günaydın değerli worldman. Dünya çizgi roman tarihine altın harflerde not edilecek " kinowa59'dan büyülü rüzgar okumaları " sayfamdaki bilimsel tespitlerimi okumanız ve beş üzerinden on yıldızla ödüllendirmeniz , beni onore etti. Sağ olunuz , çok teşekkür ediyorum.

Kinowa59

15 yıl kadar önce Hint asıllı olarak bildiğim İngiliz yazar Robin Sharma ' nın  çok satılan bir kitabını okumuştum. Ferrarisini satan Bilge. Ana içeriği, insanların ruhsal arınmaları ve Dünya'da ne için varız, ne amaçlarla yaşıyoruz sorgulaması üzerine kurgulanan kitabın bir bölümünde okuyucuya şunu öneriyordu. " Gün içinde, kendi kendinize baş başa kalabileceğiniz küçük bir yer oluşturunuz. Bu yer evinizin, ofisinizin küçük bir köşesi olabilir. Veya bahçenizde herhangi bir yer de olabilir. Orada 10 dakika, 15 dakika sesten ve diğer insanlardan arınmış olarak tamamen zihninizle baş başa kalarak, hayatınızı, yaşamınızı, dünyanızı sorgulayın. Bir süre sonra, kendinize, insanlara, doğaya, kısaca Dünya'ya bakışınızın değiştiğini, daha bir bilge ruhlu olduğunuzu hissedeceksiniz. Bunu yalnızca siz değil, çevrenizde fark edecek."  Forumda daha önce de yazdığım gibi evimin hemen yanında küçük bir dere ve derenin bitişiğinde koruma altında büyük bir orman var. Şu an yaptığım gibi, gün içinde yanıma birkaç çizgi roman ve içecek alarak ormanın sessizliğinde yalnızca kuş sesi ve yaprak hışırtıları eşliğinde ( kedilerim ve köpeğim de mutlaka peşim sıra geliyorlar ) büyük bir sığla ağacının altında, büyülü rüzgar No 108 sayı, sürgün hikayesini okumaya başlıyorum. Vahşi batı tarihinde en çok ilgimi çeken bölüm olan kızılderili kıyımının artık sonlara geldiği süreci anlatan bu hikaye, bakalım oturan boğa ve kabilesinin sonunu nasıl gösterecek.

hanac

Alıntı yapılan: Kinowa59 - 18 Nisan, 2024, 00:25:33Aiways öldümü yoksa öldürdümü valla ben bu hikayenin içinden çıkamadım. Sayın Ferzan bey veya sayın hanac yazsalarda öğrensem .

Ben 80. sayılarda ara vermiştim. Bir ara devam edeceğim deyip duruyorum  ;D

KenParker

İlk 40 sayısı çok iyiydi. Ondan sonra gittilçe tökezlemeye başlıyor.
Yine de okumaya değer Büyülü Rüzgar. Şimdi tekrar okunmak için sırasını bekliyor.

Kinowa59

Dün akşam itibariyle büyülü rüzgar No 107 ve 108 sayıları da hallettim. Iki sayılık bu hikaye, oturan boğa ve işgalci ABD ordusuyla ilgili olduğu için beni heyecanlandırmıştı. " Işte, kızılderili katliamlarının tarihsel bir belgesi daha " diye düşünmüştüm. Ancak hikâyenin sonuna geldiğimde, böyle olmadığını, daha çok Tex' de gördüğümüz çete, soygun gibi uventür bir macera olarak kaldığını gördüm. Sonra, okuduğum 108 sayıya kadar olan süreci anlayabildigim kadarıyla zihnimde yorumladım, ve şöyle bir sonuca vardım. Büyülü rüzgar serisi, büyü, kara büyü, sihir, fantastik hikayeler ve paranormal olayları canlandıran hikayeleriyle, bu tarzın sevenlerini memnun edecektir, ancak benim gibi vahşi batı tutkunları için kesinlikle yeterli değildir. Tex'deki vahşi batı anlatımının derinliği yanında, büyülü rüzgar serisinin o döneme yaklaşımı daha yüzeysel kalmaktadır. Gene bence, büyülü rüzgar serisinde gördüğüm şu dur ; Western tarihinde yaşanmış gerçeklere doğa üstü bir takım kurgular eklemek, hikayelerin gayrı ciddi hâle gelmesine neden olmaktadır. Bu hususta son söyleyeceğim şunlar olsun: Western, Western olarak kalmalı. Doğa üstü olaylar ,sihir, büyü, fantastik hikayeler, kendi türünün çizgi romanlarının konusu olmalıdır. ( Tamamen kişisel bakışımı anlattım )

pizagor

Hiç katılmıyorum :) Fantastik western harika bir kurgudur bana kalırsa; klasik western hiç şaşırtmadan, olağan akışında devam ederken, fantastik western insana sert vurur. Büyülü Rüzgar da bunun okuduğum, izlediğim en güzel örneğidir seri anlamında. Tekil olarak ise Zagor ve 'Kabus' derim. 1001Roman'ın 'Billy The Kid - Ölmeyen Kin' de oldukça tatmin edicidir.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


Kinowa59

Evet değerli pizagor. Farklı bakışlar , farklı yorumlar kişilerin bilgi ve beğeni dağarcığını zenginleştirir . Ben , yalnızca çizgi roman konusunda değil , yaşamımın her alanında olaylara bu bakışla yaklaşırım.  Geçen gün bir iletimde de belirttiğim gibi ben inançlı bir 78 kuşağı mensubu olduğum için ağabeylerimiz olan 68 kuşağı neslinden bu şekilde gördük, bu biçimde eğitim aldık . Ondan dolayıdır ki , bizim kuşağımız da, tıpkı 68 liler gibi felsefe , mantık , edebiyat kuşağı olarak anılır. Övünmek gibi olmasın amma bizim kuşağımıza yakıştırılan bir ismimizde , son pozitivist , son idealist kuşaktır . Değerli pizagor. Yaşınız kaçtır , bilemiyorum amma üstteki " western ve fantastik hikayeler " deki beğenilerinizi okuduğumda  benden birkaç nesil ( 30- 35 yaş ) daha ileri , daha yeni , daha modern bir bakışla çizgi romanlara yaklaştığınızı görüyorum. Ben , klasik dönemin klasik bakışlı , klasik düşünceli bir çizgi roman severi olarak elbetteki bu hususta sizlere göre daha muhafazakar olacağım. Benim dönemimde western tarzı serilerde en fazla , deli bilim Adamı , profesör hellingen görebilirken, büyülü rüzgar türü çizgi romanlar bulunmuyordu. 1001 Romanın çıkardığı "  Billy the kid " i beğendiğinizi yazmışsınız .Ben o kitabı İlyas Erkul ' un dükkanında gördüğümde İlyas a " ya İlyas , bu ne rezillik ,  bill kid 'i ne hale çevirmişler " dediğimi hatırlıyorum . Bu bakışım benim doğrum du  . Siz ise çok beğenmişsiniz. Bu da sizin doğrunuz . Çünkü ben Bily kid'i  55 yıl önce Red kit ' te okumuş, tanımış ve o şekliyle benimsemiştim . Kahraman'larımın değişik ve farklı kulvarlarda gösterilmesini kabullenemiyorum. Zagor & Drogonero gibi .Veya  Zagor & Flash gibi . Bilemiyorum , belki de çizgi roman hikayeleri de moda gibidir. Her çağın , her dönem gençliğinin kendine göre beğeni tarzı vardır .

Kinowa59

Evet değerli pizagor. Farklı bakışlar , farklı yorumlar kişilerin bilgi ve beğeni dağarcığını zenginleştirir . Ben , yalnızca çizgi roman konusunda değil , yaşamımın her alanında olaylara bu bakışla yaklaşırım.  Geçen gün bir iletimde de belirttiğim gibi ben inançlı bir 78 kuşağı mensubu olduğum için ağabeylerimiz olan 68 kuşağı neslinden bu şekilde gördük, bu biçimde eğitim aldık . Ondan dolayıdır ki , bizim kuşağımız da, tıpkı 68 liler gibi felsefe , mantık , edebiyat kuşağı olarak anılır. Övünmek gibi olmasın amma bizim kuşağımıza yakıştırılan bir ismimizde , son pozitivist , son idealist kuşaktır . Değerli pizagor. Yaşınız kaçtır , bilemiyorum amma üstteki " western ve fantastik hikayeler " deki beğenilerinizi okuduğumda  benden birkaç nesil ( 30- 35 yaş ) daha ileri , daha yeni , daha modern bir bakışla çizgi romanlara yaklaştığınızı görüyorum. Ben , klasik dönemin klasik bakışlı , klasik düşünceli bir çizgi roman severi olarak elbetteki bu hususta sizlere göre daha muhafazakar olacağım. Benim dönemimde western tarzı serilerde en fazla , deli bilim Adamı , profesör hellingen görebilirken, büyülü rüzgar türü çizgi romanlar bulunmuyordu. 1001 Romanın çıkardığı "  Billy the kid " i beğendiğinizi yazmışsınız .Ben o kitabı İlyas Erkul ' un dükkanında gördüğümde İlyas a " ya İlyas , bu ne rezillik ,  bill kid 'i ne hale çevirmişler " dediğimi hatırlıyorum . Bu bakışım benim doğrum du  . Siz ise çok beğenmişsiniz. Bu da sizin doğrunuz . Çünkü ben Bily kid'i  55 yıl önce Red kit ' te okumuş, tanımış ve o şekliyle benimsemiştim . Kahraman'larımın değişik ve farklı kulvarlarda gösterilmesini kabullenemiyorum. Zagor & Drogonero gibi .Veya  Zagor & Flash gibi . Bilemiyorum , belki de çizgi roman hikayeleri de moda gibidir. Her çağın , her dönem gençliğinin kendine göre beğeni tarzı vardır .

pizagor

Ben de kendimi huysuz ihtiyar olarak etiketleyen biriyim sayın kinowa59, yaşa bağlamayın lütfen  :)

Anlam veremediğim bir konuyu da dile getireyim: Siz bir Zagorsever de değil misiniz? Zagorsever birisinin fantastik western sevmiyor olması mümkün değil ki! Zagor'u Zagor yapan o kendi fantastik evrenidir. Sırf Darkwood bile her yönüyle paranormaldir, ne bileyim bir deprem olur insan türünün tek gözlü uzak bir türü yeryüzüne çıkar. Vampirler, kurtadamlar, kaplanadamlar, uzaylılar çok sever Darkwood'u, favori mekanlarıdır. Deli bilim insanları çılgın testlerini burada yapar, süper askerleri amfibi yaratıklara dönüşebilir buralarda. Mutantı bile vardır. Ve bunlar hep fantastik öğelerdir. Zagor evreninden çıkarıldıkları takdirde Zagor evreni yavanlaşır, yok olur, keyifsizleşir. Zagor fantastik westerndir maalesef  :)
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!