American Primeval

Başlatan Gabby, 23 Ocak, 2025, 21:13:34

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Gabby


American Primeval, yani yarının sınırında erken dönem İlkel Amerika yani özetle bildiğin Vahşi Batı...  Çekirge sürüsü gibi gemiler dolusu yerleşimci istilasıyla, çoğu bölgesi el değmemiş "Yeni Dünya" nın bakir doğasının örümcek ağı gibi demiryolu inşaatlarıyla, petrol kuyularıyla; güzelim ovalarının umarsızca dikenli tellerle çevrilmesini düşününce, aslında Kıta'nın öncesinin mi sonrasının mı ilkellik/vahşilik olduğu tartışması çok su götürür... 

Toplam 6 bölümden oluşan ve halihazırda dumanı üstünde tüten 2025 tarihli bu Netflix dizisinin ilk bölümünden sonra, -Netflix kalite çıtasını aşması dolayısıyla- emin olmak için bu bir HBO yapımı olmasın diye kontrol ettiğim, başlayıp bitirmelik ve bu kadar kısa sürede  IMDb'den 8.2'yi cebine koymuş bir yapım... Bana göre "arka plan Vahşi Batı" tasarımı en az Di Caprio'nun en iyi erkek oyuncu, Meksikalı Alejandro González Iñárritu'nun da en iyi yönetmen oscarını kazandığı Diriliş filmi kadar etkileyici ve iç karartıcı...

Ekürisi diyebileceğim 1883 dizisi gibi bu da bir western yol hikayesi. Genç anne Sara Rowell, bir ayağında ortopedik sorun olan oğlu Devin'i, Crooks Springs'teki babasının yanına sağ-salim götürebilmek için bölgeyi bilen bir rehber aramaktadır.

Ürkek anne Sara Rowell'in hal gidişat ve gelişimi, Sam Peckinpah Usta'nın, uzunca süre Birleşik Krallık'ta gösterimi yasaklanan Straw Dogs (Köpekler) filmindeki Dustin Hoffman'ın sünepe/ezik bir matematik Profesörünü canlandırdığı başarılı tiplemeyi hatırlattı; Sözü geçen dönem filmini izlemiş olanlar hatırlayacaktır...

Dizinin ana temalarından biri olan "Mormonlar Tarikatı" da, dine dair kavramlar üzerinden "vadedilmiş topraklar" ayağına mide bulandırıcı bir inanç istismarı ve maddi hedef doğrultusunda sergiledikleri acımasızlıkla dikkat çekiyorlar.


***




Art by: Paul Goble (1933-2017)

Lucky_Luke

Tanıtımınız için teşekkür ederim.

Ben iki defa izledim. İlki yalnız olarak, ikincisi babamla beraber. O da bayıldı, bende. Gerçekten enfes bir dizi. Tek kelime ile olağanüstü.

Bu kadar iyi bir yapım olabileceği hiç düşündürtmemişti başlarda ama ilk bölümün sonundan itibaren çok sürükleyici bir yapıma dönüşü veriyor.

Ken Parker severler ya da sinema dünyasında ki karşılığı olan Jeremiah Johnson' ına ilgi duyanların çok daha fazla zevk alacaklarını da belirtmem gerek. Gerçi genel olarak Western severler ve hatta hiç Western sevmeyenlerin bile rahatça memnun kalacakları bir yapım söz konusu.

Müzikler, sinematografi, görüntü yönetimi, oyunculuk, senaryo, gerçekçi atmosferi ile dört dörtlük bir seri olmuş. Tanıtımda da belirtilen Leonardo Dicaprio'nun oynadığı The Revenant ( Diriliş ) ile ciddi benzerlikler taşıyor. Senaryo yazarı Mark L. Smith bu  yapımında senaryosunu yazmış.

Tek eleştirim biraz kısa olması. Altı bölümden daha uzun olsaydı keşke diyorsunuz. Şöyle 10-15-20 bölüm olaydı ne iyi olurdu. Doyamıyorsunuz izlemeye, yapımdaki atmosfere geri dönmek istiyorsunuz. Umarım bu ve bunun gibi yapımların sayısı artar. Çünkü çok nadir geliyorlar. On senede bir falan yani  ::)

KenParker

Resim de pek hoşmuş. Bakalım dizi nasıl.