Kızılderili İntikamı

Başlatan pizagor, 16 Şubat, 2011, 16:27:41

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor



Gian Luigi Bonelli'nin yazdığı, Giovanni Ticci'nin resimlediği tek sayılık bir öykü Kızılderili İntikamı...

Adının duyulması için acımasız bir katliamdan çekinmeyen, ün peşinde bir albay...

Bu hırs uğruna yokedilen bir kızılderili köyü, genç yaşlı, çoluk çocuk demeden katledilen insanlar...

Biri haricinde yaşanacak katliama itiraz dahi edemeyip, sadece verilen emri uygulamakla yükümlü olduğunu düşünen subaylar...

Son anda albayı fikrini değiştirmese askeri mahkeme korkusuyla katliamdan sağ kurtulan birkaç esiri kurşuna dizme emrini de acımasızca verebilecek bir yüzbaşı...

Kızılderililerin intikam duygularını tatmin edecek şekilde Gece Kartalı'nın diğer şefleri ikna ettiği bir plan...

Öyle bir plan ki yaşanacak onca çatışmaya rağmen kızılderili savaşçıların kesinlikle ordu mensuplarından herhangi birisinin kılına bile zarar vermemek üzere emir aldığı ve işin ilginci bunu becerebildikleri, sadece ordunun muhimmatının yok edildiği...

Bu imkansız planın gerçekleşmesiyle sadece orduyla ilişiği kesilen, kendini alkole veren bir katil...

Bir beyazın ölümü üzerine intikam için askerlerin bir köyü dümdüz ettiği hikayeleri hatırlarsak onlarca kızılderilinin ölümünün karşılığı sadece yitirilen bir ünvan, mahvolan bir hayat mıdır sizin için?

Kabul edilemez bir beyaz bakış açısı değil midir bu?

Adaletin bu mu Sayın Bonelli?

Katledilen onlarca insanın kanı yerde kalmadı mı, ezilmediler mi beyaz adaletinin olanca ağırlığının altında?

Gerçi albümün son sayfalarında bir nevi günah çıkarmış Baba Bonelli ama olmamış...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


Huma

Alıntı yapılan: pizagor - 16 Şubat, 2011, 16:27:41
Kabul edilemez bir beyaz bakış açısı değil midir bu?

Kitabı okumadım fakat yazdıklarınızdan yola çıkarak kabul edilemez bir durum yok bence.

pizagor

Ölen onlarca suçsuzun katilinin böylece sıyrılabilmesini vicdanım kabul etmiyor...

Böyle bir intikam planı diğer kızılderili şeflerine sunan Tex'in intikam bekleyen bu gururlu insanları ikna edebilmesi, işte bu bana hiç inandırıcı gelmiyor...

Vicdan çoğu zaman göze göz, dişe diş, kısasa kısas sarmalında ilerler, hele ki vay bana yan bakarsın ha gibi uyduruk nedenlerle insanların düello yapıp birbirlerini öldürdükleri vahşi batıda...

Teks bu insanlara bize açık açık gösterilmeyen karelerde 'Bakın bu ölümlerin esas sorumlusu bu adamdır. Diğerleri onun verdiği emirleri uygulayan piyondur sadece. O yüzden suçsuzdurlar. Bizim hedefimiz bu adamdır. Önce onu ve birliğini madara edeceğiz ama bunu yaparken hiçbir asker yaralanmamalı. Sonra üslerine bu katliamı anlatacağız. Üsleri bu adamın tüm rütbeleri sökecek, tekmeyi basacak. Böylece intikamımız alınmış olacak..' diye anlatmış olmalı.

Böyle bir intikam planına mı evet diyecek o gururlu insanlar?

Söyler misiniz bu mudur kızılderili intikamı?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


darkwood

Bu konunun değişik versiyonlarını işleyen, farklı çizgiromanlarda maalesef birçok maceralar mevcut.
Mesele sadece kitabı satmak oimamalı.  :(
Darkwood Sakinleri..

Huma

Alıntı yapılan: pizagor - 16 Şubat, 2011, 23:15:02
Teks bu insanlara bize açık açık gösterilmeyen karelerde 'Bakın bu ölümlerin esas sorumlusu bu adamdır. Diğerleri onun verdiği emirleri uygulayan piyondur sadece. O yüzden suçsuzdurlar. Bizim hedefimiz bu adamdır. Önce onu ve birliğini madara edeceğiz ama bunu yaparken hiçbir asker yaralanmamalı. Sonra üslerine bu katliamı anlatacağız. Üsleri bu adamın tüm rütbeleri sökecek, tekmeyi basacak. Böylece intikamımız alınmış olacak..' diye anlatmış olmalı.

Şöyle bir bakınca hepsini öldürmekten daha mantıklı geldi bana :). Tex'i tabii benden daha iyi tanırsınız ama bence sonuçlarını da düşünerek iyi bir karar vermiş :).

alan ford

 Okumadığım kitap hakkında yorum yapmak haddime değil. Ama konu bence ilginç. İki kelam etmeden duramadım bende.Hatam olursa şimdiden affola.

Önce Bonelli'nin kaleminden bir alıntı:
"... Başarısız çizgi roman karakterleri, bütün olarak ya da kısmen, bir karakteri karakter yapan özelliklerden yoksundur. Başarılı bir çizgi roman karakteriyle karşı karşıya kalan okur , bu kahramanın yaratılmış olduğunu bilir ama yine de ona "gerçek" gözüyle bakar.Başarılı olan karakterlerin arkasında zaten gerçek bir kişi vardır. Teks'i örnek vereyim: Kırk yılı aşkın başarısının arkasında yaratıcısı Gian luigi Bonelli vardır.Gian luigi Bonelli hepaynı özelliklerle donatmıştır Teks'i.Bir barda otururken de, arkadaşlarıyla sohpet ederken de Teks aynı Teks'tir. Başarısız olan kahramanlar orada başka, burada başka  davranan kişilerdir..." ( Dylan Dog Efsanevi Maceralar 1 ; Zeynep Akkuş'un önsözünden)

  şimdi üstat kusura bakmasın ama yukarıda anlatılan Teks bizim bildiğimiz Teks değil. Bildiğimiz Teks o katliamda payı olan herkesin peşine tek tek düşer, hepsinin adil bir şekilde yargılanmasını sağlardı. yargılama önceside biraz okşardı haliyle. Bu "emir demiri keser" teranelerine, onlar da emir kulu ayaklarına pabuç bırakmazdı. tamam anlıyoruz şef olarak sorumlulukları var, soğukkanlı olmak zorunda falan ama bu kadarı hiç yakışmamış hiç ;)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

Lami Tiryaki

Özgür konuyu açınca Indıana Vendetta(Kızılderili İntikamı)'yı tekrar okudum. Hikaye 1968 yılında yayınlanmış, yani tam 43 yıl önce. Dönemin kovboy hikayeleri gözönüne alınırsa bence bir miktar cesur davranılmış gibi geldi bana. 1930-1970 arası dönemde yaratılan hemen tüm western öykülerinde gösterilen kötü yerli-iyi beyaz klişesini İtalyan'ların gerek çizgi romanlarda gerekse sinemada bir miktar alaşağı ettiğini bile söyleyebiliriz. Yine de konjonktüre uygun olarak bazı ayarlamalar yaptıkları da su götürmez. Teks'in yerinde Bella Bronco'daki gibi bir yerli olabilir miydi sizce? Çok zor? Böyle bir olayın gerçekleşebilmesi için 80'lere gelinmesi gerekti. O zamana kadar Teks karizmayı çoktan katlamıştı zaten.

Maceraya gelirsek. Teks bildiğimizin aksine epey yumuşak davranmış. Gururlu kızılderililerin gururlarının bir kez daha kırılmasına neden olmuş. Diyecek bir şey yok. Ama senaryoyu gözönüne alırsak ve tarihsel gelişimi de gözönünde tutarsak daha büyük bir yerli katliamını önlediğini de söyleyebiliriz. Yerlilerin aklına uyup hadi öldürelim hepsini deseydi, belki de şu anda Teks'i okuyor olamazdık. Beyaz babanın orduları isyan eden Navajo, Piute ve diğerlerini çoktan toprak altına göndermiş olurdu. Yazıldığı döneme uygun olarak ve hatta birazda ileri görüşlü bir bakış açısıyla beyazların moron, yerlilerin olağanüstü bilgece duruşlarıyla tarafını çok iyi oturtmuş. Ama bu bizim gibi ateşin düştüğü yerde duranları tatmin etmedi tabii. Baba Bonelli akıllı bir yazar. Senaryoya daha baştan sıkı bir kilit atmış. Albay Arlington dışında katliamı onaylayan bir tek karakter koymamış. Böyle yaparak bir nevi Teks'i çok zor duruma düşürmüş. Teks askerlere saldırıp o da bir katliam yapsaydı nasıl düşünürdük acaba? Bonelli işi baştan çözüp hedef tahtasını sıkı kurmuş. Bunu içimizi yakmak pahasına yapmış.

Bu senaryo günümüzde yazılsaymış, son iki sayfası daha uzun ve daha +18'lik yazılırmış diye düşünüyorum. Indiana Vendetta, talihsiz bir senaryo. Bu ayrıca Teks'in neden bazı klişelere sonun kadar dayandırıldığını da açıklıyor. Teks için yazılacak bunun gibi daha gerçekçi senaryolar Teks'in 1 numaradaki yerini çok zorlardı bence.

Bu arada kimsenin dikkatini çekmemiş galiba. Giovanni Ticci'nin 1968 yılında yaptığı çalışma gözlerime müthiş bir ziyafet çekti. Tertemiz çizgileri, sert mesajları ve atların tablo güzelliğindeki olağanüstü çizimleriyle daha o yıllardan Teks için müthiş bir çizer adayı olacağını kanıtlamış üstad. Keşke kapağı da kendisi çizseymiş. Sizler ne düşünürsünüz bilmiyorum ama ben Galep'i şaşı bakışlı Teks kapaklarından hiç hazzetmiyorum yahu.

Selamlar
Lami   

hanac

Arkadaşlar "Kızılderili İntikamı"nı şimdi Efsanevi Tex Maceraları:3 den okudum. 1-2 şey de ben yazayım dedim.

Yazılanların hepsine hak veriyorum, esas sorun şu gibime geldi.

Bu Ticci'nin çizdiği ilk macera, Galep ve Letteri'ye alışan Tex okurlarını Ticci ile bu macerada tanıştırmak istemişler.

Ticci'ye lafımız yok, 1.sınıf bir iş çıkarmış.

Senaryo ise zayıf kalmış, keşke macerayı 2 sayıda anlatsalarmış.

- Albay'ın niye katliam yaptığı çok net verilmemiş

- Tex'in kızılderilileri nasıl ikna ettiği anlatılmamış

- Son 2 sayfa da baştan savma olmuş, çok iyi anlatılsa mükemmel bir son olurmuş

Bu tip serilerde bu gibi onlarca macera mevcuttur.

Ben bunlara dolgu macerası diyorum.

Özgür'e bu tartışma ortamını yarattığı için de ayrıca çok teşekkür ediyorum.