Yalnız Kurt ve Yavrusu - Marmara Çizgi (28 Cilt olarak tamamlandı)

[ZGeralt]

Guera'nın çizimlerini çok beğeniyorum. Özellikle Scalped'da hikayenin tonu ile muazzam birleşmişti. Çizimler ve hikaye tam manasıyla bir bütün oluşturabildiği zaman, yani ikisini "bir" olarak değerlendirebildiğimiz zaman sanırım "çizgi romanın" en üstün eserleri olmuş oluyor.
Ancak paylaşılan çizimde suratlar bariz bir Japon'dan ziyade daha "karışım" gibi geldi. Nasıl ifade etsem ? Kalın hayvan kürkleri giydirsek Eskimo, şortla bıraksak Hawaii yerlileri veya Polinezyalılar gibi.
Yine de stilini özgün buluyorum.

[Nomad]

Itto reis olmuş Akuma.
Böyle babam olsa altıma ilk taktıkları bezle bebekliğim biter.
Korkudan içe doğru yaparım hep 
Gerçi Shogun un baş suikastçisine de bu tip gitmiş.
Resmin sb halini renkli halinden daha çok sevdim.
Guera nın çizgileri bence serinin ruhunu yansıtmış.

[Nomad]

    Dün gece son çıkan 22. ve 23. ciltleri okudum...

    Seri iyice çığırından çıktı...Öyle mangaymış, çizgi romanmış, dokuzuncu sanatmış, geçti bunları...Seri tüm dünyevi formlarından sıyrıldı...Rüzgar oldu, şarkı oldu, şiir oldu; hali hazırda destan iken iyice koptu...Parıl parıl parladı...Şimdi bu tat ve tempo, kalan 5 cilde nasıl yayılacak, nasıl damak şaklattıracak belli değil...

    Kendimi artık tamamen eserin kollarına bıraktım...O beni bildiği gibi götürecek...Bana da kalan 5 cildin tadını çıkarmak düşecek...

Dün akşam itibariyle 3 haftaya yayılan 23 ciltlik okumam bitti.
Her satırından, her panelinden, her anından tarifsiz keyif aldım.
Sevgili İlke nin yazdığı "şimdiye kadar okuduğum en iyi şey" satırlarının altına imza atmak için konuya geldim.
Coşkulu bir övme isteği vardı içimde seriyi.
Sonra Ferzan ın yukarıda alıntıladığım yazısını gördüm.
Küçükken kardeşimle kızgın sobanın üzerine kartopu koyardık.
O kartopu saniyeler içinde erir, önce küçük bir su birikintisi olur, sonrasında cızırtılar ve annemin bağırtıları içinde yok olurdu.
Çocuktuk, buharlaşma falan bilmezdik.
Bizim için o kartopu yok olurdu.
Ferzan ın yazısını okuduktan sonra seriyi övmek için zihnimde şekillenmiş tüm övgü sözcükleri o kartopu gibi yok oldu.
Bunların üstüne ben daha ne söyleyecektim ki?
Oysa serinin hikaye anlatıcılığında çıtayı arşa çıkardığı gibi afilli tanımlamalar yapacaktım.
Gerçek tarihsel dönem ve olaylardan vücuda getirilmiş arka planlara kusursuz yerleştirilmiş protagonist ve antagonist in nasıl ying yang misali bütünleştiği şeklinde uzakdoğu felsefesi parçalayacaktım.
Karakterizasyon konusunda, her öyküde hakkında ayrı bir seri yapılabilecek karakterler ortaya koyabilmek nasıl bir yetenektir falan diyecektim. Aklımda yer eden karakterlerden birkaç satır bahsedecektim.
Bir hikayenin en önemli unsurlarından olan genel atmosfer ve karakterlerin eylemsel motivasyonları konusunda da nirvanada olduğuna değinecektim.
Goseki Kojima sanki bu hikâyeyi çizmek için doğmuş bir yetenek falan diyecektim. O muhteşem çizgilerinin hikayeye verdiği ruhtan da dem vuracaktım.
Heyhat, çok şeyim vardı yazacak.
Artık yok.
Kızgın sobanın üstündeki kartopu oldu hepsi.
Alacağın olsun Ferzan.
Ayrıca buradan forum yönetimine de sesleniyorum.
Övme işi karneye falan bağlansın.
Ferzan ın yaptığı gibi kendinden sonrakilere diyecek birşey bırakmayan üyeler uçurulsun, Taksim meydanında sallandırılsın, günde 20 saat Twilight serisi okuma cezası verilsin   
Kendimi hakkı yenmiş yetim gibi hissediyorum.
Alacağın olsun Ferzan.
Forum yönetiminden de davacıyım.

[hanac]

Dün akşam itibariyle 3 haftaya yayılan 23 ciltlik okumam bitti.

Benim hayalimde arka arkaya bütün seriyi bir seferde okuyup bitirmek.

Davaya gerek yok, arabulucuya gidelim. 

[İdrava]

Daha bir cilt bile okumamış ben 28. Cilt çıkınca öyle yapacağım...

[KenParker]

11'den 20'ye kadar ciltleri de bitirdim. Serüven aynı tadıyla devam ediyor. Sonlara doğru hüzün dozu yükselmeye başladı. Ogami oğluyla bereber ayı seyrederek ona bir konuşma yapıyor. Annesinden, geçmişlerinden, amaçlarından bahsediyor. Aya baktıkça annenle beni hatırla diyor. Orada sanki ben de aya bakıyormuş gibi oldum. O kadar içten yazılmış. Ciltlerden birinde yolculuğu denizden yapıyorlar. Çizer öyle bir deniz çizmiş ki ben de durdum hayran hayran dalgaları seyrettim. O kadar güzel çizilmiş.

Acilen serinin bitmesini bekliyorum.

[darkwood]

Son çıkan cilt hariç, seriyi okudum. Final yaklaştıkça heyecan ve okuma keyfi okuyor.
Umarım yıl sonuna kadar seriyi tamamlarlar.

[seastar1000]

11'den 20'ye kadar ciltleri de bitirdim. Serüven aynı tadıyla devam ediyor. Sonlara doğru hüzün dozu yükselmeye başladı. Ogami oğluyla bereber ayı seyrederek ona bir konuşma yapıyor. Annesinden, geçmişlerinden, amaçlarından bahsediyor. Aya baktıkça annenle beni hatırla diyor. Orada sanki ben de aya bakıyormuş gibi oldum. O kadar içten yazılmış. Ciltlerden birinde yolculuğu denizden yapıyorlar. Çizer öyle bir deniz çizmiş ki ben de durdum hayran hayran dalgaları seyrettim. O kadar güzel çizilmiş.

Acilen serinin bitmesini bekliyorum.

Seriyi almayı bıraktım fakat deniz çizimleri olan macerayı almak isterim hangi cilt belirtebilirmisiniz

[İdrava]

Seriyi almayı bıraktım fakat deniz çizimleri olan macerayı almak isterim hangi cilt belirtebilirmisiniz

neden bıraktınız?

[seastar1000]

neden bıraktınız?

Beğenmediğimden değil o aralar çok seri takip ediyordum evde yer sorunu oluyordu ondan bıraktım
Yer sorunu hala dert arada biraz kitap satıp yer açıyorum

[İdrava]

Beğenmediğimden değil o aralar çok seri takip ediyordum evde yer sorunu oluyordu ondan bıraktım
Yer sorunu hala dert arada biraz kitap satıp yer açıyorum

bende sürekli hanımla yer kavgası yapıyorum😊

[seastar1000]

bende sürekli hanımla yer kavgası yapıyorum😊

Galiba hepimizin derdi aynı 😂😂😂😂😂

[KenParker]

Seriyi almayı bıraktım fakat deniz çizimleri olan macerayı almak isterim hangi cilt belirtebilirmisiniz

17. Cilt, Hikaye adı: Ölümün İçinde Yaşam.

Zemheri ayındalar. Bildiğiniz gibi Yalnız Kurt'ta rastgele bir zaman yok. Mevsimler bile yaşanarak macera ilerliyor. Bir mağaranın içindeler. Daigoro hasta, ateşler içinde. Babasının getirdiği yemekleri yiyemiyor. Yiyemediği için de ölümün eşiğine gelmiş. Dudaklarının arasından belli belirsiz 'mikan' kelimesi dökülüyor. Bu portakala benzeyen şeyi bulmak için Ogami karlı Japonya'da hızlı bir yolculuğa çıkıyor. O mevsimde bir tek Japonya'nın bir bölgesinde, denizcilerde bulabileceğini öğreniyor. Havada fırtına var. Bütün imkansızlıklara rağmen "Ölümün İçinde Yaşam"ı bulabilecek mi?

Sayfa 282, 283'te tek kare bir deniz manzarası var. Evet fırtınalı havada deniz böyle olur diyorsun. Ancak bu kadar güzel çizilebilir.

Cilt 18 ve 19'da da deniz öyküsü var. Fakat ben çizim bakımından 17'ye hayran kaldım.

[seastar1000]

17. Cilt, Hikaye adı: Ölümün İçinde Yaşam.

Zemheri ayındalar. Bildiğiniz gibi Yalnız Kurt'ta rastgele bir zaman yok. Mevsimler bile yaşanarak macera ilerliyor. Bir mağaranın içindeler. Daigoro hasta, ateşler içinde. Babasının getirdiği yemekleri yiyemiyor. Yiyemediği için de ölümün eşiğine gelmiş. Dudaklarının arasından belli belirsiz 'mikan' kelimesi dökülüyor. Bu portakala benzeyen şeyi bulmak için Ogami karlı Japonya'da hızlı bir yolculuğa çıkıyor. O mevsimde bir tek Japonya'nın bir bölgesinde, denizcilerde bulabileceğini öğreniyor. Havada fırtına var. Bütün imkansızlıklara rağmen "Ölümün İçinde Yaşam"ı bulabilecek mi?

Sayfa 282, 283'te tek kare bir deniz manzarası var. Evet fırtınalı havada deniz böyle olur diyorsun. Ancak bu kadar güzel çizilebilir.

👍👍👍👍👍

[İdrava]

Yarım bırakma konusunda bence bir daha düşünülmeli...