Bouncer - Marmara Çizgi

Başlatan hennessy, 27 Kasım, 2011, 15:54:45

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tulgan

Alıntı yapılan: orhan şafak - 30 Aralık, 2019, 00:11:07
Bu nasıl iştir ya tay ceylan her hafta bir değil iki değil üç değil dört değil 10 çeşit kitap bastılar bunlar senede bir kitap basamıyorlar bu nasıl lakayıtlık kardeşim bize sakın hiç bir mazeret uydurmasınlar tamamen lakayıtlık okuyucuya saygısızlık mesleğe saygısızlık daha bir çok anlayana bu kadar da yeter.

Anlayamadım, "daha bir çok" kısmını azıcık açar mısız? En heyecanlı yerde kesmişsiniz.

orhan şafak

Özür dilerim biraz ağır oldu galiba afedersiniz. Neyse kaldığımız yerden devam edelim hepinizi çok seviyorum. Saygılarımla.

hanac

72 kişi olmuşuz  ;D

ilk 2 cildi aldım, 3. çıksın hemen alırım ................ 52
3. cildi çıkınca 3 cildi birden alırım ...................... 20

darkwood

1. ve/veya 2. cildi aldım, devam etmeyi düşünmüyorum'u işaretledim.

Zira ilk cildi alıp, zar zor yarısını okuyabilmiştim. Bunun nedeni olarak;

"Frankofonlar da orijinal büyük boyut tercih ettiğimi ve özellikle bu seride 4 hatta 5 bant çizilmiş sayfalar bulunduğunu, kitap ebadının küçük basılmasından karelerinin çok küçük kaldığını, bundan dolayı çizim ve görselliklerinin iyice anlaşılmadığını ve ayrıca yazı fontunun karmaşıklığından seri olarak okumanın zor olduğunu ve nihayetinde orijinal büyük boy ve okunaklı düzgün bir font ile tekrar basılırsa" tüm seriyi satın alacağımı daha önce belirtmiştim zaten.
Darkwood Sakinleri..

hanac

Alıntı yapılan: hanac - 02 Ocak, 2020, 09:41:04
72 kişi olmuşuz  ;D

ilk 2 cildi aldım, 3. çıksın hemen alırım ................ 52
3. cildi çıkınca 3 cildi birden alırım ...................... 20

Hala 72 kişiyiz ama durum değişmiş   :)

ilk 2 cildi aldım, 3. çıksın hemen alırım ................ 53
3. cildi çıkınca 3 cildi birden alırım ...................... 19

kharon

hanac sayesinde okudum, cok Spoilerli yazdim

SPOILER

https://paneller.blogspot.com/2020/01/ruya-ve-kehanet.html

Ruya ve Kehanet*

Jodorowsky ismiyle Western turu bir turlu kafamda eslesmemisti zira yazari hep bilim-kurgu, fantazi turleri uzerinden, yarattigi Jodorverse de denen Incal evrenindeki hikayelerinden tanimistim. O yuzden Bouncer'in ilk bes hikayesini okurken acikcasi ne bekleyecegimi bilemiyordum. Evet, Bouncer oldukca sert, guzel kurgulanmis bir Western. Fransiz Western albumlerinden beklenen herseyi karsiliyor, cizim-renklendirme stili olarak da Komanci'ye oldukca yakin bir noktada duruyor zaten ama  Jodorowsky tur olarak Western'e bir yenilik getirmese de kendi damgasini vurmasini bilmis.

Buyuk yazarin mitolojiye, paranormale, astral beden/seyahat, tarot fali, samanizm gibi mefhumlara ilgisi malum. Bunlari Incal gibi bilim-kurgu/fantazi turune yedirmekte de maharetli; hele bir de "Beyaz Lama" serisi var ki Tibet'de gecen macera boyunca mistik alani (elbette Tibetlilerin mitolojisi,  dini inanclari ve karsi tarafta kurumsallasmis Hristiyanlik diniyle catismasi uzerinden ) cok daha derinlemesine kullanmis.





Bouncer gibi bir Western'de ise bunu yapabilecegi tek cerceveyi, yani Kizilderileri kullanmis. Hemen her maceraya bir beden-otesi deneyim yerlestirerek samanizm ve panteizm ogretilerinden ogeleri ustaca maceralarin icerisine serpistirmis. Malum, samanist rituellerde "kendinden gecme" metodu olarak muzik, dans ve bedene zarar verme-eziyet etme gibi yontemler kullanildigi kadar psikoaktif madde kullanimi da icermekte... (bu metodlarin pek cogunun izlerini daha sonra gelisen kurumsal dinlerin tasavvuf ekollerinde bulmak da mumkun)

Bu maddeleri kullanan saman-kam bedenini terkederek tanrilarin/ruhlarin katina, madde otesinin bambaska dunyasina kanatlandigini, madde perdesini yirtarak bambaska ruhsal dunyalari deneyimledigine inanmakta. Kullanilan maddeler ise rituellerin cografyasina gore degismekte elbette; cesitli mantarlardan narkotik etken maddelere sahip bitkilere hatta cesitli zehirlere kadar ama nihayetinde hep dogadan elde edilen, doga anayla baglantili maddeler bunlar. Bu maddeler kullanani euphorik-esrik bir vaziyete getirmesi, coskun-taskin hareketler sergiletmesi yuzunden tercih edilmekte ve "etkisi ne kadar gucluyse o kadar iyi" gibi bir denklemle yaklasilmakta.

Bouncer'in hemen ikinci macaresinda bu madde kizilderilerin de rituellerinde kullandigi bir kaktus turu olarak ortaya cikmaktadir:





Seth'in kaktusun tadina bakip beden disi deneyiminde soyledikleri ayrica ilginctir: "Hayvanlarim, Gok Yuzuyum... Gunes... Ben Hedefim..." Insanin doganin sadece ayricaliksiz bir parcasi oldugunu ve avciyla avin aslinda ayni sey oldugunun altini cizen bu sozler ne kadar da tanidik...


Ucuncu macerada afyon kullanimi ile meydana gelen beden otesi deneyim sergilenir:








Bizde yayinlanan son macera ise Bouncer'in babasi uzerinden kabilesinin son uyesi oldugunu ve kabilesinin geleneksel esrime yontemini ogrendigi maceradir : yilan zehri





Beyaz Lama'da Tibet'e giren (elbette silah zoruyla) beyaz insanlar yerlilerin dinlerini-kulturlerini nasil asagi-anlamsiz gormektelerse ve yerlileri katletmelerini nasil onlari medenilestirmek olarak nitelemektelerse Jodorowsky Bouncer'da da ayni motifi kullanmistir (Bu sefer de beyaz adam-kizilderili ikiligi ustunden).





* Bouncer'da da cok rahat kullanilabilecek bu baslik yazarin Beyaz Lama hikayesindeki ilk bolumun basligidir.

Nomad

@kharon
Üstad eline sağlık.
Uzuuun zamandır rafta okunma sırası bekleyen ciltlere dair itkilendim.
Bir western tokluğu vardı bünyede ama Bouncer klasik western kalıplarının dışına çıkmış diyerek merakta bıraktın beni.
Okuduktan sonra birkaç satır da ben karalarım.

seastar1000

Alıntı yapılan: seastar1000 - 25 Aralık, 2019, 16:03:06
Ben daha önce okudum vede çok beğendim bu eseri yorumum 10/10 tabii boyut dışında onada bişey demiyorum artık konu açılınca tekrar okuyayım dedim evde bulamayınca yenıden ısmarladım

Bugün Marmara nın iki ciltlik Bouncer ini tekrar okudum Öncelikle yazılar balonlar vs küçük gelmedi Rahatlıkla okunuyor
Çizimler senaryo renklendirme çok güzel bazı bölümler biraz koyu olmuş gibi geldi bana bir mesaj durumumu yoksa bizim Marmara baskısından mı anlayamadım
Aralık 2012 de basılan ilk cilt hala piyasada ve biz üçüncü cilt çıksın diyoruz
Kaç basmışlardır acaba 1500 desek yahu adamlar 7 senede böyle kaliteli bir işi satamamışlar
Valla yayıncılık için kötü ne diyelim

kharon

Alıntı yapılan: Nomad - 27 Ocak, 2020, 09:33:05
@kharon
Üstad eline sağlık.
Uzuuun zamandır rafta okunma sırası bekleyen ciltlere dair itkilendim.
Bir western tokluğu vardı bünyede ama Bouncer klasik western kalıplarının dışına çıkmış diyerek merakta bıraktın beni.
Okuduktan sonra birkaç satır da ben karalarım.

ben tesekkur ederim,
keske yukarida bahsettigim sayfalara/unsurlara daha cok agirlik verselermis diye icimden gecirmedim degil

hanac

74 kişi olmuşuz  ;D

ilk 2 cildi aldım, 3. çıksın hemen alırım ................ 54
3. cildi çıkınca 3 cildi birden alırım ...................... 20

KenParker

Kargo ücreti bedavaya gelsin diye aldığım Bouncer cildinin getirdiği yere bak? Aslında frankofon ciltleri bitmeden satın almama karı vermiştim ama gönül ferman dinlemiyor. Seri tamamlanmasa bile aklıma, keyfime dur diyemiyorum, elim gidiyor.  Hemen ardından ikinci cildi sipariş verdim.  Frankofonlar hakkında hassasiyetim vardır. Çizimi, hikayesi yoğundur, uğraşılmıştır; emeğin düşüncenin süzgecinden kırk kere geçip yazılmıştır, çizilmiştir hatta boyanmıştır. Türkiye'de basımına devam edilmeyeceğini bildiğim halde ikinci cildi de aldım. Almaz olaydım, çünkü Türkiye yılda bir basılan frankofon cenneti içinde devamı gelmeyecek çizgi roman cehennemi. İyiki almışım çünkü Bouncer haaarika bir çizgi roman.

Neden harika? Çok şey söylenebilir. Ama ben sadece birini söylesem... Bu çizgi roman içindeki karakterlerin her biri gerçekten yaşıyormuşçasına anlatılmış. Ana karakter yanındaki yan karakterler, yancılar, hikayenin etrafında döndüğü kişiler, hikayeye küçük bir parça katan kişiler, bira getiren barmen, kanun paradır diyen şerif, müşteri bekleyen or.spu, takım hazırlayan terzi, çatıda zıplayan kızılderili yahut yoldan geçen biri, ekliyorum arka ayağı eksik bir köpek... çizgi romanın içinde büyük resmin bir parçası. Varlar, nefes alıyor, gerçeklik katıyor, okunan sayfanın dünyasına çağırıyorlar. Yani şöyle düşünün Teks okurken şakır şakır öldürdüğü hangi adamın varlığını fark ediyorsunuz?

10 Tommiks okuyacağıma adamakıllı iyi yazılıp çizilmiş 4 Teks okurum daha iyi. Adamakıllı 4 Teks okuyacağımıa 2 Bouncer okurum daha iyi. 2 Bouncer okuyacağıma... Öhhö öhö!... Buranın sürer gider ama zevkler ve renkler dünyası içinde bende kalsın. ;D

Türkiye'de devamı gelmeyeceği için İngilizcesini almak zorunda kalacağım bir seri daha.
İngilizce çizgi roman almak için yardımcı olabilecek arkadaş varsa özelden ulaşsın lütfen.

kırkambar

Geçen yıl Nadir'de vardı İngilizce HC, sanırım 350 ya da 400'dü. Satılınca almadığıma pişman olmuştum. Ayrıca, forumda ara sıra dile getirilen, Türkiye'de yarım bırakılan seriler de ayrı bir yara, hatta tüketici mahkemelik bir durum. Eğer devamı gelmeyecekse önce basıp sattıklarını iade almalılar; çünkü ürün ayıplı-kusurlu ürün sınıfına girer. Bir kitabın üzerine "1" yazıyorsan bu devamını getireceğinin bir taahhüdüdür. Sırf bu güvensizlikten bitmemiş serileri, ciltleri almıyorum, devamı basıldığında alacak olsam da bu defa eski sayıların bazısı tükenmiş oluyor. Bu, okur açısından bir eser kaybı, yayınevi açısından bir okur kaybı oluyor.

worldman

Çok çok güzel bir eser. Nasıl talep olmuyor anlamıyorum gerçekten...

aitor03

Frankofon olarak sadece Asteriks, Tenten ve Red Kit'in sürümünün olduğu memlekette, yayıncının taşın altına elini koyarak epi topu 2500 tane bastığı bir çizgi romanın baskısı 8-9 yılda satılamıyorsa bunun sorumlusu yayıncı değil sanki. Fahiş bir fiyat da söz konusu değil üstelik (Bouncer da, XIII de 20-22 lira bandında)

Baştan beri eleştiriler Bouncer'ın boyutlarına yönelik. Almayanlar da boyutu yüzünden almıyor. Tebrik ederim (!) bu dirayetli duruşlarından ötürü.
Gelgelelim, YKY'nin beş Frankofon serisi Komançi, Okko, Samuray, Tetikçi ve Haçlı Seferi de orijinal boyut olmamasına, küçültülmesine rağmen yok satıyor, bazılarının ikinci, üçüncü baskısı bile tükeniyor (gerçi Samuray da yarım kalmış bir dizi)
Çizgi Düşler'in Remzi'den devralarak boyutunu küçültüp devam ettiği Thorgal'de de seriyi tamamlamak mümkün değil şu anda çünkü bazı sayılar bitmiş ve baskısı yok,
Demek boyut küçülse de, HC ya da karton kapak da olsa bazı Frankofonlar bitebiliyor. Dirayetli duran sayısı, bu seriler özelinde daha az demek ki.

Peki orijinal boyutta basılanlara ne demeli? Valerian gibi çizgi romanın ve sinemanın (etkisi göz ardı edilemez) mihenk taşı bir eseri YKY yarım bırakıyor.
Blueberry gibi, eski kıtanın en popüler Frankofon western'i de keza aynı şekilde. Vakti zamanında İlyas taşın altına elini sokup seriyi devam ettirmeye çalıştı, maliyet yüzünden boyutu ufalttı, buna rağmen sonuç ortada. Seri tamamlanamadı. İlyas'la iki satır muhabbet edenler hala daha depoda satılmamış Blueberry'ler olduğunu biliyordur eminim.
Jim Cutlass... orijinal boyutta basılmasına rağmen tamamlanmamış bir başka seri. Adele Blanc Sec de öyle. Spirou ve Fantasio da da durum aynı.
Üstelik bunlar büyük yayınevlerinin işleri (İlyas haricinde).

En azından ana hikaye örgülerinin tamamlanmasına özen göstermiş Marmara. Hem Bouncer, hem de XIII için geçerli bu.
Yoksa orijinal boyutunda ve fasikül -daha doğrusu kitap kitap- basılacak olsa, satış rakamları ve geri dönüş babında ömrü en fazla 3 kitapta kalıp yarım kalacak bir seri 5 kitap çıkmış, buna da şükür demek lazım bence.

Asıl üzücü olansa, basılabilecek daha onlarca, yüzlerce Frankofon çizgi roman varken, neresinden tutsak dökülecek piyasa şartlarında Frankofon basmanın; yayıncıların kafalarına kurşun sıkmalarıyla aynı anlama gelmesi.

alan ford

 aitor03 bazı kitaplarda boyut sıkıntısı sorun olmuyor benim için, ama bouncer özelinde o boyutta okumak çok zor oldu. İlk sayı fazla balonlu ve bana göre fazla sıkışıktı. Yky ya da thorgallar da, ya da XIII'de bu sıkıntı yok mesela ama bouncer'ı okumak tam bir işkenceye dönüştü benim için, ilk sayıdan sonra devam etmedim o yüzden. yky için de okko'yu orijinal boyutunda okuyamadığıma üzülürüm en çok.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir