Biz A.Ş. ve Abdülcanbaz.

Başlatan caretta, 09 Nisan, 2012, 22:49:08

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

caretta

Abdülcanbazın 4.serisi yine Biz A.Ş.'den çıkmış. Sitesinde var.

Bu serideki maceralar:

1.Kovboylar 2.Krater Ülkesi'ne Seyahat 3.Bir Köpeğin Anıları 4.Petrol Savşları 5.Gelen Gideni Aratır.

Hepsi de yıllar önce Milliyet Yayınları'nın 24'lük serisinde yayınlandı. Gazetelerde tefrika edilmiş ve kitaplaşmamış Abdülcanbaz maceralarının da yayınlanacağını umarım.

nicholaihel

Zamanında alamadık, şimdi de kutu bir tükenmiş vaziyette. Gerçi sever miydim orasını da bilmiyorum ya.

caretta

Abdülcanbaz da salası verilmiş, fatihası okunmuş yerli çizgi romanlar arasına katıldı.
Keşke yayınevi kutulu, özel edisyon v.s. gibi masraflı yayınlar yerine daha ucuza gelecek bir edisyon politikası izleseydi.

hanac

Abdülcanbaz 1. Kutu

KONCOLOS



Üsküdarlı Yakup, kestirmeden evine yürümek için mezarlığın içine dalar. Dalmasıyla, tuhaflıklar Yakup'un yakasına yapışır. Uzaktan bir bandonun sesi gelmektedir. Biraz yaklaşınca bu bandonun icracılarının da pek normal olmadığını görür. Yakup'un aklı başından çıkar. Bu olay bütün İstanbul'da duyulur. Üsküdarlı Yakup'u çok iyi tanıyan Abdülcanbaz, Tarzan ve Fettah, işin içinde bir şeyler olduğunu düşünerek olaya el koyarlar.

TOP YUVARLAKTIR



Abdülcanbaz'ın bu macerasında, futbol tarihimizin karanlık kalmış yanları açığa çıkarılır. Gözlüklü Sami'nin de içinde olduğu Milli Dayanışma Futbol Kulübü'nün sürekli kural dışı davranışlar ve hakem desteğiyle maç kazanmasına bir son vermek isteyen Cibali Halk Futbol Kulübü, Abdülcanbaz'dan destek istemeye gider. Abdülcanbaz ve arkadaşları takımı yeniden yapılandırırlar. Gözlüklü Sami ve yandaşlarının işi zorlaşmıştır. Ama top yuvarlaktır...

UZAY KATLARI



Abdülcanbaz, Karanfil Hoca'nın diğer âlemlere gidip oralarda yaşamak için bir araç yaptığını öğrenir. Bu durum ilgisini çeker ve Tarzan'la birlikte Karanfil Hoca'yı bulur. Hoca onlara, "Sefine-ül Kebir-ül Arş-ı Âlâ" adını verdiği aracını gösterir. Araç, tüm gök katlarındaki koşullara uygundur. Abdülcanbaz ve Tarzan, Karanfil Hoca'nın yeni icadı ile gök katlarına, ilginç bir yolculuğa çıkarlar.

RAMONA



İspanyol dilberi Ramona, genç yaşta babasını kaybettikten sonra büyük bir servetin sahibi olur ve başına buyruk yaşamaya başlar. Yeryüzündeki en güçlü erkekle birlikte olmaya karar verir ve bunun için yarışmalar düzenler. Hikâyenin bundan sonraki kısmında Ramona'nın aşkı ve serveti için mücadele eden erkeklerle tanışırız. Dünyayı dolaşan Ramona, sonunda "Ne kadar güzel şehir" dediği İstanbul'a gelir ve burada 'Müthiş Türk' Abdülcanbaz ile tanışır.

ALLAHABAD ELMASI



Dünyanın en değerli, en büyük, en ünlü elması "Allahabad", Fransa'nın sayılı zenginlerinden Kont Pier Mansard'ın özel koleksiyonundadır. Çaldıklarının bir kısmını halkla paylaşan ünlü Arsen Lüpen, sevgilisi Anet Lambal için Kont Pier Mansard'ın koleksiyonundaki Allahabad Elması'na göz koyar. Kont Pier Mansard'a gönderdiği mektupta, iki ay sonra Allahabad Elması'nı çalacağını yazar. Çok tedirgin olan kont, dünyadaki tüm ünlü dedektif ve polisleri Paris'e çağırır. Methini duyduğu, İstanbul'da yaşayan Abdülcanbaz isimli "Müthiş Türk"ü de davet eder. Tüm bu önlemlere rağmen Arsen Lüpen'i durdurmak kolay değildir.

ABDÜLCANBAZ KOLEKSİYON BASKI 1



İstanbul Beyefendisi Abdülcanbaz'ın ilk 5 macerasının (Allahabad Elması, Ramona, Top Yuvarlaktır, Uzay Katları, Koncolos) bir arada yer aldığı özel baskı, dev boyut, lüks cilt "Abdülcanbaz Koleksiyon 1" .
172 sayfa ve 30 cm x 42 cm boyutlarında olan, numaralı ve sadece 500 adet yayımlanan bu kitap Türkiye'de bir ilk!

hanac

Abdülcanbaz 2. Kutu

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ



Bu macerada, "Dumancı" namıyla tanınan adamın dumanaltı serüveni anlatılır. Dumancı, mahalledeki kahvede, bu dünyanın "kötüler için cennet, iyiler için cehennem" olduğu sohbetine katılır. Öbür dünyada tam tersi olacağı anlatılır. Dumancı, yeryüzünde cennet hayatı yaşayanların çoğunun bunu hak etmediğini, yarın bunların cehennemde nasıl yanacaklarını düşleyerek "dumanaltı" olur. Bu düşünceye takılan Dumancı, komşu ailenin dokuz ferdini "çok iyi" ve "fakir" oldukları için öldürür. Kasten adam öldürmekten yargılanan Dumancı, mahkemede ilginç bir savunma yapar.

UZAY KIYILARI



Abdülcanbaz'ın "bilim-kurgu" türündeki bu macerası, 2190 yılında, büyük bilgin İlyanov'un insan görünümlü, insanların güç ve yeteneklerinden fazlasına sahip, fakat duygu ve düşüncelerinden yoksun, kauçuk robotlar üretmesiyle başlar. Kauçuk robotlar varlıklarını sorunsuz sürdürürken, insan nesli tükenmeye başlar. 2301 yılında, bilgin Moro'nun geliştirdiği yapay beyin sayesinde mekanik insana dönüşen bu robotlar denizaltına inerler, gökyüzüne çıkarlar; doğal insanların ayak basmayı hayal bile edemedikleri yerlerde uygarlıklar kurarlar. Kendilerini yaratan doğal insanları korumaya söz veren mekanik insanlar, Abdülcanbaz'ın önderliğinde uzayın sınırlarını keşfe koyulurlar.

AL KAPON



Ünlü gangster Al Kapon, çete kurarak Şikago şehrini haraca bağlar. Valiyi yönlendirebilen Al Kapon, devlet içinde devlet gibidir. Seçimlerde Federal Hükümet'in olaya el koyması ile Al Kapon ve çetesi Şikago'dan sürülür ve hiçbir yakın şehirde barınamaz. Bunun üzerine Al Kapon, sevgilisi Klara ve on azılı adamıyla Avrupa gezisine çıkar. İlgisini çeken İstanbul şehrine gelir ve Gözlüklü Sami ile tanışır. Gözlüklü Sami ile bir olup teşkilatçılık anlayışını İstanbul'a da taşıyan Al Kapon, karşısında gazeteci Abdülcanbaz'ı bulur.

KARA EJDERHA



Turgut Reis'in Kara Ejderha isimli kadırgasında, özel bir görev için Girit'in Hanya Kalesi'ne gitmekte olan Abdülcanbaz ve Tarzan'a, Evliya Çelebi eşlik eder. Evliya Çelebi, Kara Ejderha'nın efsanesini ve çıktıkları seferin nedenini anlatır. Esir alınan Osmanlı kalyonu ve ganimetlerine karşı, Osmanlı donanması Girit'e savaş açar. Turgut Reis kaleyi kuşatır. Sen Jan şövalyeleri ile çatışan Abdülcanbaz, Elefteriya adında, adanın yerlisi olan genç bir kadınla tanışır.

KRALİÇE HAMURABİYE



Yeryüzünün en önemli buluşlarından biri olan tekerleğin icadı, milattan yüzyıllarca önce, Kraliçe Hamurabiye ve kocası Çamurabi'nin ülkesinde gerçekleşir. Abdülcanbaz, Fettah ve Karanfil Hoca, Kraliçe'yi ve yiyeceklerini taşımaktan perişan, kıtlık içinde yaşayan fakir fukara halkın dertlerini dert edinirler. Karanfil Hoca, üzerinde uzun zamandır çalıştığı, emeğe hız sağlayacak, insanlığa hizmet edecek, Kraliçe'nin çok beğeneceği ve halkı da mutlu edecek bir araç icat eder. Karanfil Hoca'nın bu yeni buluşu tüm Mezopotamya'ya yayılır.

ABDÜLCANBAZ KOLEKSİYON BASKI 2



İstanbul Beyefendisi Abdülcanbaz'ın ikinci 5 macerasının (Kraliçe Hamurabiye, Kara Ejderha, Al Kapon, Uzay Kıyıları, Gereği Düşünüldü) bir arada yer aldığı 152 sayfa, 30 cm x 42 cm boyutlarında olan, özel baskı, lüks cilt "Abdülcanbaz Koleksiyon 2" sadece 500 adet yayımlandı. Bu dev kitap serisi Türkiye'de bir ilk!

hanac

Abdülcanbaz 3. Kutu

YILDIZ SAVAŞLARI



Amerika ve Japonya'nın yakın gelecekte yeryüzünün iki süper gücü olacağı varsayımına dayanan bu macerada, iki super gücün uzayda geçen Yıldız Savaşları konu edilir. Rivayet odur ki, Amerika Başkanı İkinci Truman, dünyanın tek hâkimi olmak için Japonya'yı çökertmeyi kafasına takar. Uzaya taşınan bu savaşta, Japon Başbakanı Hiroşimata, ülkesini savunmak için her şeyi göze alır. Bu maceranın konusu hayal midir, yoksa yarınların gerçeği mi? Abdülcanbaz ve arkadaşları bu macerada bizler gibi okuyucudurlar.

ÖLÜM IŞINI PROJESİ



Bilgin Fon Karbon ve onun Ölüm Işını Projesi'nin kayıplara karışması üzerine, dünyaca ünlü kahramanımız Abdülcanbaz, dünyanın tarafsız ülkeleri tarafından Vaşington'a davet edilir. Kahramanımız, CIA'in tuttuğu, yarı insan, yarı robot olan Robotek'e karşı, Bilgin Fon Karbon'u bulmak için Amerika'ya gider. Robotek'in peşinden New York'a giden Abdülcanbaz, Kerıl Ketrin adında bir kadınla tanışır, yakınlaşır ve onunla, Bilgin Fon Karbon'u bulmak için Meksika'ya kadar uzanan bir yolculuğa çıkar.

BUZUL İNSANLARI



Akla durgunluk veren olağanüstü bir doğa olayı, bütün dünyayı sarsar. Amerika kıtasında güneş doğmamakta ve gündüz olmamaktadır. Asya yüzünde ise gece olmamaktadır. Amerika'daki halklar, yaşamlarını sürdürebilmek için Eski Dünya'ya tarihin en büyük göçünü gerçekleştirirler. Buzullar ülkesine dönüşen bu kıta, uzayın derinliklerindeki Buzkar gezegenindekiler tarafından ikinci defa keşfedilir. Gönüllüler arasından seçilen, içlerinde Abdülcanbaz'ın da olduğu beş süper insan, Amerika kıtasına gider.

FONCİSTAN'A SEYAHAT



Evliya Çelebi, Karanfil Hoca'nın son icadını görünce bundan yararlanmayı düşünür. Abdülcanbaz, Fettah ve Karanfil Hoca'yı da alıp, bu araçla Osmanlı hudutları dışında, uzak diyarlardaki, kimsenin görmeyi başaramadığı Foncistan'a bir seyahat planlar ve kısa sürede Osmanlı padişahının hem maddi hem de manevi desteğini alır. Karada ilerleyip sahile varan "Kürre-i Devr-i Daim Vel Kara El Derya" İstanbul ile vedalaşıp açık denizlere doğru yol alır. Fonc Diyarı'na yolculuklarında, onları birçok tehlike beklemektedir.

KÖSTEBEK



Kahramanımız Abdülcanbaz ve dostu Fettah, Doğu'nun yetiştirdiği en büyük ilim ve fen adamı olan, aynı zamanda Abdülcanbaz'ın en fazla sevdiği ve saydığı kişi olarak bilinen Karanfil Hoca'nın mucizevi icadı Köstebek'le nice yer katlarına ulaşmak için, haftalarca süren, tehlikeli ve uzun bir yolculuğa çıkarlar. Köstebek'le yerin yedi kat dibine inerlerken karşılaştıkları garip yaratıklar onları hayrete düşürür. Abdülcanbaz'ın dünyaca ünlü Osmanlı Tokadı, yeryüzünde olduğu gibi, yer nihayetlerinde de haksızlığa karşı yankılanacaktır.

ABDÜLCANBAZ KOLEKSİYON BASKI 3



İstanbul Beyefendisi Abdülcanbaz'ın üçüncü 5 macerasının (Köstebek, Foncistan'a Seyahat, Buzul İnsanları, Ölüm Işını Projesi, Yıldız Savaşları) bir arada yer aldığı 188 sayfa, 30 cm x 42 cm boyutlarında olan, özel baskı, lüks cilt "Abdülcanbaz Koleksiyon 3" sadece 500 adet yayımlandı. Bu dev kitap serisi Türkiye'de bir ilk!

hanac

Abdülcanbaz 4. Kutu

GELEN GİDENİ ARATIR



Bir varmış bir yokmuş... Masalya ülkesinin beter veziri El Gözlüklü İbni Sami halkına çok eziyet edermiş. Masalya halkı çözümü Sami'yi indirip kendilerinden saydıkları Harun Bin Karun'u başa getirmekte aramış, fakat şikâyetleri azalacağına artmış. Bir vezir gitmiş, diğeri gelmiş. İktidarın sihirli değneğinin dokunduğu her biri, öncekini aratmış. Bu böyle devam etmiş... Masalya halkının saygın kişilerinden Abdülcanbaz toplantılarda konuşmaz, gelecek vezirlerden herkes gibi medet ummazmış. En beter vezirin yönetimi altında ezilen halkını kurtarma işi başa düşünce, Abdülcanbaz eylemleri ile konuşmuş...

PETROL SAVAŞLARI



Petrol nedeniyle çıkan savaşların ve esrarengiz oyuncularının anlatıldığı bu macera, Osmanlı'nın dünyada düşüşe geçtiği, Kurtuluş Savaşı öncesi dönemde geçer. Osmanlı'nın petrol bölgeleri, her kılığa girip çıkabilen Albay Lawrence ve güzel Gertrude Bell başta olmak üzere, casuslarla doludur. Türk ordusunun vatansever subayı olarak Irak Vilayeti'ni denetlemeye giden Abdülcanbaz, Musul'da casusların peşine düşer. Bu arada, dünyada petrol için savaşlar tüm hızıyla devam etmektedir.

BİR KÖPEĞİN ANILARI



Sıra dışı bir köpeğin öyküsünün anlatıldığı bu macerada, Almanya'da doğan ve Türkiye'de bir yalıya hediye olarak gelen Prens adlı köpek, yaşadıklarını kaleme alarak anlatır. Prens o kadar akıllıdır ki, kısa sürede Almanca'ya ek olarak Türkçe okuma ve yazmayı da öğrenir. Günlerini keyif ve lüks içinde geçirirken, evde yaşanan bir takım gizli saklı olaylara da şahit olur. Yaşadıklarını gizlice yazmaya başlar. Serüvenine başka evlerde ve farklı karakterde sahiplerle devam eden Prens, anı defterini hiç yanından ayırmamış ve yıllar boyunca başından geçen tüm olayları kâğıda dökmüştür. Abdülcanbaz, Prens'in yazmış olduğu bu anıları Turhan Selçuk'a ulaştırır.

KRATER ÜLKESİ'NE SEYAHAT



Karanfil Hoca, insanı Ay'a ulaştıracak olan "Minare-Tül Füze-Tül Kamer" adlı aracı yapar. Gözlüklü Sami'nin fedaileri füzeyi yok etmek için saldırıya geçtiklerinde füzeye sığınan Abdülcanbaz ve dostları, Hoca'nın füzeyi ateşlemesiyle Ay'a seyahatlerine başlarlar. Ay'a ayak bastıklarında, bir kraterin içinde, oldukça ilkel ve adaletsiz bir hayat süren Ay'ın horoz halkı ile karşılaşırlar. Horoz halkının büyük sevgisini ve desteğini kazanan Abdülcanbaz ve dostları, oy kullanılmadan, bilek ve akıl gücüyle yapılan seçimlerde Kral İbik-Ül Bin Pençe'ye karşı aday gösterilirler. Ay'da yeni bir yaşam başlayacaktır.

KOVBOYLAR



Kanca elli korsan Kaptan Marküs, Abdülcanbaz ve dostlarını Sea Dragon adlı teknesi ile İstanbul'dan kaçırır. Büyük bir fırtınaya yakalanan Sea Dragon karaya vurur. Kızılderili Kocamış Ayı kabilesi, Abdülcanbaz ve arkadaşlarını ölmek üzereyken bulur ve kamplarına götürürler. Kötü niyetli olmadıkları anlaşılınca kabile onları kamplarında ağırlar. Kabile reisinin güzel kızı Ceylangöz, Abdülcanbaz'a âşık olur. Ne yazık ki Abdülcanbaz'ın yokluğunda kabile kampını basan, Vahşi Batı'nın Slow Horse kasabasından soluk benizli Sam Çetesi, tüm kabileyi katleder. Çeteyi bulmak ve hesabını sormak Abdülcanbaz ve dostlarına kalmıştır...

ABDÜLCANBAZ KOLEKSİYON BASKI 4



İstanbul Beyefendisi Abdülcanbaz'ın dördüncü 5 macerasının (Kovboylar, Krater Ülkesi'ne Seyahat, Bir Köpeğin Anıları, Petrol Savaşları, Gelen Gideni Aratır) bir arada yer aldığı 248 sayfa, 30 cm x 42 cm boyutlarında olan, özel baskı, lüks cilt "Abdülcanbaz Koleksiyon 4" sadece 500 adet yayımlandı. Bu dev kitap serisi Türkiye'de bir ilk!

hanac


afu

bugün abdülcanbaz'ın 2, 3 ve 4. kutularını aldım  :)
frankofon boyutta, kalın mukavva kutu içinde her biri 5 kitap içeriyor. (zaten görseller yukarıda var)
baskı kalitesi gerçekten olağan üstü.

kendi sitelerinden satış yapıyorlar. d&r'larda da var sanırım.
her bir kutu 45 TL, inanılmaz fiyat! hala 2011 deki çıkış fiyatına satılıyor. bugün tekrar baskısı yapılsa 150 TL den aşağı satılmaz.
tükenmeden almanızı tavsiye ederim.  ;)

80 yıl için abdülcanbaz'ın tüm haklarını satın almışlar. keşke tan burak, tarkan içinde böyle bir anlaşma yoluna gitse.

nocardia

Birinci kutu elimde olmadığı için diğerlerini almaktan korkuyorum...

kharon

Alıntı yapılan: nocardia - 26 Ekim, 2018, 22:56:25
Birinci kutu elimde olmadığı için diğerlerini almaktan korkuyorum...

bence bu fiyata kacmaz; ben de sadece birnci kutuyu almis gerisini getirmemistim
(Acikcasi arka fon icin renk kullanmalari hasta etmisti; ne luzumsuz hareketler )

ama bu kadar hesapli olunca simdi siparis verdim  2, 3 ve 4 icin.
Derli toplu bi baski olsun elde.

Bir de milliyetin verdiklerini tamamlayabilirsem olur bu is  :D

ferzan

    Defalarca elim gitti, defalarca gerisin geri yerine koydum...Abdülcanbaz 'ı çok severim, hatta bayılırım...Bu edisyon da harika, her şey mükemmel ama be birader, ne halt etmeye Turhan Selçuk 'un siyah beyaz bantlarına kafanıza göre gri ton vurup ışık değeri elde edersiniz ki?..Ustası tonlama yapmamış zamanında...Var olan tek şey çizgi ve siyah lekedir ama ne hikmetse yayınevi, üstadın sayfalarına gri ton atama hakkını kendinde bulmuş...Bu ne cürettir?..Bu nasıl bir tezattır?..Her gördüğümde elime alıp nefretle geri koyuyorum...O kadar isterdim ki bu kalitede bir edisyonu kütüphanemde tutayım...Olmadı, olamadı...Oldurmadılar...

    Milliyet döneminden de bir kutulu takım var elimde ama o edisyon da canımı sıkıyor...Bu kez rengi, monokrom tonu ve saireyi değil de, bantların aynı Kızılmaske gibi bölünüp 3 bant dikey sayfa yapılması ve uyarlama esnasındaki sırıtan kompozisyon ve doygunluk hissinden ötürü incelerken kenara koymuştum hediye geldiği halde...Oysa Abdülcanbaz 'ın formatı bant formatıdır ve bir dikey sayfa ancak 4 adet Abdülcanbaz bandının alt alta gelmesiyle oluşur ve albüm ölçüsü de minimum frankofon boydur...

    Elimde 20 albümlük YKY takımına gözüm gibi bakıyorum...Abdülcanbaz 'ı sadece yirmi sene evvelki YKY incelerinden okuyorum...

    Biz A.Ş. gri tonlama cüretinde bulundu...Eski Milliyet edisyonu ise bantları bölerek sayfa yapmış...YKY, Biz A.Ş. kadar albenili olmasa da benim güvenli limanımdır...

    Benim kadar takıntılı değilseniz, Biz A.Ş. mükemmel bir edisyon ama ben beyaz üzeri siyah çizgi ve siyah lekeden ibaret siyah-beyaz Abdülcanbaz sayfalarında nokta kadar bile gri takviyeye tahammül edemiyorum...Yapsa Turhan Selçuk yapardı zamanında gazeteye bantları hazırlarken...Abdülcanbaz bir grafik şaheserdir ve tonlaması bile çizgi iledir...Almama ve nefret kusma sebebim bundan ibarettir...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

kharon

Alıntı yapılan: ferzan - 14 Kasım, 2018, 18:22:33
    Defalarca elim gitti, defalarca gerisin geri yerine koydum...Abdülcanbaz 'ı çok severim, hatta bayılırım...Bu edisyon da harika, her şey mükemmel ama be birader, ne halt etmeye Turhan Selçuk 'un siyah beyaz bantlarına kafanıza göre gri ton vurup ışık değeri elde edersiniz ki?..Ustası tonlama yapmamış zamanında...Var olan tek şey çizgi ve siyah lekedir ama ne hikmetse yayınevi, üstadın sayfalarına gri ton atama hakkını kendinde bulmuş...Bu ne cürettir?..Bu nasıl bir tezattır?..Her gördüğümde elime alıp nefretle geri koyuyorum...O kadar isterdim ki bu kalitede bir edisyonu kütüphanemde tutayım...Olmadı, olamadı...Oldurmadılar...


kesinlikle haklisin Ferzan , ne gereksiz sacma bir fonlama-renk degisimi. Orjinaliyle niye oynarsin.
Kare degisimlerini bile bir yere kadar tahamul edebiliyorum ama bu fon olayi cidden berbat.
(hele ustad hayattayken yapilmis bir degisimse herhalde bir dereceye kadr onaylamistir diye dusunuyorum, en azindan bir itirazini bilmiyorum)

YKY baskisini hic gormedim, istesem de bu fiyata zaten bulamam herhalde simdi piyasada.
Mecbur idare edecegiz Biz baskisiyla.


Gabby

Alıntı yapılan: kharon - 14 Kasım, 2018, 18:34:02
...hele ustad hayattayken yapilmis bir degisimse herhalde bir dereceye kadar onaylamistir diye dusunuyorum, en azindan bir itirazini bilmiyorum...

İtirazı, onaylaması mı kalmış kharon  :), 2006 tarihinde imzalanan sözleşme ile  Turhan Selçuk, Abdülcanbaz'ın tüm mali hakları ve muhtevasını,
Türkiye ve dünya üzerindeki her türlü baskı, çoğaltma, temsil,  söz hakkı ve karar vericiliğini BİZ ve bünyesindeki Cafe City ile Digital Tree Publishing'e
devretmiş. Son tahlilde bu ticari bir yatırım. Süreç içinde farklı formatlarda baskıları muhakkak olacaktır diye düşünüyorum.

kharon

ha yok, itiraz-onaylama derken Milliyet baskini-ondaki degisimleri kastetmistim; karelerin degisimi vs

neyse bakalim; fonlu fonlu okuycagiz artik yenilerini  :)