Çizgi Düşler / Dampyr

[Saint2]

Bir ara sıkıldığımı fark ettiğim bir dizi. Sonradan gördüm ki Supernatural havası sinmiş diziye. Ama bunun dışında aynen senin gibi eksikliğini hissediyorum Dampyr'in. Hani şeytan diyor yayınevine ortak bul, kendin de ortaya para koy düzenli bastırt. Para kazanma ama keyfini yaşa, yaşat, belki de okur kazandırıp okur sayısını arttır bu keyfi başkalarına da kazandır falan filan ...

Benim hep bir dahaki sefere diye ertelediğim bir seriydi. Bu mesajlardan sonra 10 sayıyı bir seferde aldım.

[ümitkr]

Mavi boncuk filminde rahmetli Münir Özkul'un dediği gibi: "Batarız. Ama ne güzel batarız." diyorsun . 

Valla tam da öyle olsun istiyorum yalan yok 

[rumar80]

  Bugün 13-16 sayıları içeren dördüncü cildi okudum.
  İlk macera kahramanımızın dostlarından kahin Ann Jurning ile ilk tanışması ve birlikte bir cadı ile dövüşüyorlar.
  İkinci macerada ise bir diğer dost(lar) ile tanışıyoruz: Medical team. Sınır tanımayan bu doktorlar ile kötülüğün sadece canavarlarda olmadığını, para/petrol için insanların nasıl katledildiklerini, çocukların çocukluklarını nasıl kaybettiklerini okuyoruz.
  Son iki sayı ise bizi Blues dünyasına ve Mississipi'ye götürüyor.
  Boselli ne kadar iyi bir yazar olduğunu burada bir kez daha gösteriyor. Keyifle okunan bir cilt.

[İdrava]

Valla ben dampyrnin her bir sayısını film tadında okuyorum. Kapağını kapattığımda şöyle bir 10 dakika o sayı hakkında düşünüyorum. Beni başka diyarlara götüren ender bir seri dampyr...

[İdrava]

Ha şunuda söyliyeyim. Burda uzun bir zamandan beri olmama rağmen her zaman mesafeli yaklaştığım bir seriydi dampyr. Hiç oralı bile olmuyordum. Tesadüfen sizlerin yorumlarını okuduktan sonra ilk cildini hadi öylesine 15 tlye almıştım. Aldıktan 3 ay sonra zorla elim giderek okumuştum. Ama okuduktan sonra resmen dumura uğradım. Nasıl olurda benim için en iyi olan fumettiyi en sona bırakmıştım. Nasıl bu kadar önyargılı olabilmiştim. İşte zaten dampyrnin satmamasındaki en büyük sorun bu. Önyargı... Türkiyede çizgi roman okuyorum diyen kesim bir kez bu çizgi romana şans verse belkide en çok baskı yapan kitap olacak. Bence çizgi roman piyasasında en büyük haksızlık yapılan seri net Dampyrdir...

[darkwood]

Dampyr son cildinin ilk hikayesini (orj.109.cildi) acele etmeden bu akşam keyifle okumaya başladım,  acele etmeden hafta sonuna
kadar bitirmeyi düşünüyorum.
İkinci hikaye için ise hiç acele etmeden 3 ay kadar ara verip sonra okuyacağım. Böylece bekleme arasını bayağı bir kapatmış olacağım.      

[rumar80]

  17 Kont Magnus: Harlan ve Tesla Norveç'te yıllar önce simya ve büyü ile ilgilenen, ama sonra vampire dönüştürülen Kont Magnus ile çarpışacaklar. Harlan'ın "aşklarından" Astrid ile ilk tanışmamız da gerçekleşiyor.
  18 Şeytani perde: Sinema sanatına hayran bir gecenin efendisi, korku filmlerini kullanarak kurbanlarını öldürmektedir. Ekip tam kadro Amsterdan sokaklarında bu efendi ile dövüşmekte
  19 Kara Işık: İnsanlar başarı için neleri feda eder? Bunun bedeli nedir? Başka boyutlarda yaşayan yaratıklar ve onların güçleri. Harlan Marakeş'te bu canavarlardan biri ile mücadele etmekte
  20 Karpatlardaki şato: Dracula efsanesi ne kadar doğru? Bu efsanenin Harlan'ın babası ile arasındaki bağ ne? Harlan ve Tesla Romanya'da bunları araştırırken karşılarına başka bir gecenin efendisi çıkar. Bu sayıda Draca ilk defa cisimsel olarak karşımızda.

  Aksiyon dolu dört güzel macera daha. Biri Harlan'ın geçmişi ve ana öyküsü için de önem arz etmekte. Yoksa hala okumadınız mı?

[rumar80]

  21 Transilvanya ekspresi
  Boselli'nin yazdığı bu macera kahramanımızın ana öyküsüne yeni katkılar sağlıyor. Caleb Lost'un verdiği bir roman üzerinden Birinci Dünya Savaşı sırasında Draka, Sandy O'Sullivan ve Edward Foster arasında geçen bir macera, herkesin aradığı esrarengiz bir silah ve aşırı sağcı mavi kurtlar. Kahramanlarımız bu macerada geri plandalar ama macera diğer sayıda devam edecek.
  Son olarak macerada karşımıza çıkan Edward Foster karakteri ünlü oyuncu Michael Caine'den esinlenilmiştir.
  Yoksa hala Dampyr okumadınız mı?

[kırkambar]

Dampyr - Transilvanya Ekspresi, iç içe girmiş iki hikaye kurgusuyla harika bir tat bırakıyor. Tesla'nın okumasıyla takip ettiğimiz romanla, Harlan Draka'nın -muhtemelen- babasını daha yakından tanıyor ve onun (spoiler değil, zaten başlarda Harlan, romanda anlatılan kişinin muhtemelen babası Draka olduğunu söylüyor) "vicdanlı" ve "romantik" bir vampir olduğunu görüyoruz. Kahramanımızın arayışı sürmekle birlikte sorun da yok değil: romanın yazarı ikinci kısmı tamamlayamadan "sır" olmuş.

[rumar80]

  22 Yedi Şehrin Sırrı
  Kahramanlarımız Transilvanya'yı bir uçtan bir uca gezerek Töton şövalyelerine ait gizli silahı bulmaya çalışmaktadır. Ancak silahı arayan sadece onlar değildir. Hatta Mavi Kurtlar Tesla'yı yakalamıştır. Ekip bir kişi eksik iken beklenmedik birinden yardım gelir. Silah nedir? Nasıl bir gücü vardır?
  Geçen sayı başlayan macera Boselli'nin akıcı anlatımıyla bu sayıda tamamlanıyor. Ama soruların çoğu hala cevapsız. Bu sayıda beklenen buluşma da gerçekleşiyor ve Harlan yıllar sonra babası ile yüz yüze geliyor.

[rumar80]

   23 Şeytan İksiri
   Yenide Prag'dayız. Sinsice hazırlanılmış bir plan Harlan'ın içindeki vampiri ortaya çıkaracaktır. Ekip onu eski haline getirmeye çalışırken yanlarında beklenmedik bir müttefik var: Nikholaus.

[rumar80]

    24 Karanlık Ordu
    Vampirler rahat hareket edebilmek için düzensizliğin ve karmaşanın olduğu yerleri tercih ederler. Kolombiya da işte tam böyle bir yer. Gecenin efendilerinden biri bölgesel bir uyuşturucu baronunu ve ekibini dönüştürür. Kahramanlarımız Kolombiya polisi ile işbirliği içinde onlarla mücadele eder.
    Aksiyonu bol, çizimleri güzel bir macera. Bu sayı bize bir daha gösteriyor ki Dampyr sadece bir çizgi roman değil. Aynı zamanda yaşadığımız dünya hakkında da bilgi veriyor. Örneğin Kolombiya'da insanların yaşamak için neler yaptıkları ve kartele nasıl baktıkları güzel anlatılmış. Bonelli'nin en iyi işlerinden biri bence.

[rumar80]

  Büyük bir keyifle Dampyr okumalarım devam ediyor. 102. sayıya ulaştım. Aylık seride sona ulaşınca maxi ve diğer maceraları okuyacağım.  Boselli adım adım Mavi Kurtlar, Draka, Harlan arasındaki ilişkiyi işleyerek bize sunuyor. Dampyr gibi serileri en güzel yanı bu aslında. Büyük bir hikayenin sayılara yavaş yavaş yedirilerek okuyucuya sunulması. Ama bizim gibi düzenli bir yayın programı olmayan ülkelerde birkaç sayı önce ne olduğu da kolay unutuluyor. Bu da bazen olayın içine girmeyi zorlaştırıyor.
  Umarım bu güzel eser yine de yayınlanmaya devam eder. Evet ekonomik şartlar gittikçe zorlaşıyor. Düzenli bir yayın istemek de zor ama böyle bir dergi için artık okuduğumuz her sayı bir kazanç bence. Eğer elinde bu seri olan dostumuz zamanı da varsa baştan okursa daha da büyük keyif alacaktır.

[rumar80]

   103. sayıda Harlan'ın iki eski düşmanı ortak bir plan yaparlar. Amaçları bir taşla bir kaç kuş vurmaktır. Geçmişte ve günümüzde geçen bu maceranın sonunda Dampyr'in en eski dostlarından birine veda ediyoruz. Biraz hüzünlü ama güzel bir macera.

[DAMPYR]

Arkadaşlar Dampry in düzenli yayınlanması için ne yapabiliriz. İlker Beyle konuşsakta limitli düzenli yayınlasa böyle olmuyor italyayla ara gittikçe açılıyor İlker Beyle görüşen var mı Dampryi devam ettirecek mi bilen var mı ben artık düzenli yayınlanmasını istiyorum keşke Lal Dampryie el atsa da düzenli her ay 1 sayı olarak düzenli yayınlansa gelin kampanya yapalım