ZAGOR MAXI - ÇİZGİ DÜŞLER

Başlatan hanac, 11 Haziran, 2014, 21:54:30

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Nomad



Dün okudum, sıcağı sıcağına yazayım dedim.
Elimizde çok tanıdık bir hikaye var.
Paylaşılamayan bir vadi. Gökkuşağı Vadisi (Yeşil Vadi)
İki düşman aile Mc Horn Ve Mc Gallack (Seferoğulları ve Tellioğulları)
Ortada bir husumet ve husumeti çözmeye çalışan iki kafadar. Zagor ile Çiko (Şaban ile Ramazan)
Macera adı Bat Batterton ama varlığı bizimkileri hikayeye sokmaktan öte bir anlamı olmayan figüran kendisi.
Hikaye inanılmaz kötü işlenmiş.
Zagor bir o çiftliğe gidip atarlı gençleri yatıştırıyor, bir bu çiftliğe gidip atarlı gençleri yatıştırıyor.
Sonra gene gidiyor, sonra gene gidiyor ve sonra gene gidiyor.
Nooluyoruz lan derken de hikaye bitiyor.
Çizimler güzel, yazarlık beş para etmez.
Valla vaktiniz varsa bunu okuyacağınıza gidin Şabanoğlu Şaban ı bir kez daha izleyin.
Çok daha verimli kullanmış olursunuz zaman nimetini.

Nomad



Dün akşam okudum bu harika cildi.
Hafta içleri yoğun iş tempom dolayısı ile akşamına ambale olan kafam hafif okumalar istiyor.
Bu nedenle fumetti birinci tercihim oluyor. Dün akşam da elime bu cildi aldım.
Maxi serisinin yukarıdaki yazılarımda sıklıkla belirttiğim sıkıntıları dolayısı ile beklentisiz başladım cilde.
Daha girişten beni avucuna alan macera bir solukta bitti.
An itibari ile Çizgi Düşler in 18 adet bastığı, 12 tanesini okuduğum maxi ciltleri arasında 2 numaraya yerleşti top listemde.
1 numarada Druidlerin Sırrı var. O da içerdiği fantastik öğelerin hatırına. Daha doğrusu hikayesi Zagor a daha çok yakıştığı için. Yoksa bu cilt te zirveye oynar her türlü.

Günün sonunda çizgi roman görsel bir ortam olduğu için öncelikle çizgilerden başlayayım.
Çizerimiz Prisco harika iş çıkarmış.
Pavone (Judas) ve Milazzo (Ken Parker) tadındaki çizgilerine bayıldım. Ki bu iki serinin hayranıyım.
Geniş açılı çevre çizimleri, yeteneğine güvenerek sıklıkla kamerayı farklı açılara koyması, az ama öz çizgi kullanımı çok hoşuma gitti.
Bazı aksiyon sahnelerinde fon kullanmaması acaba kolaya mı kaçtı dedirtti başlarda ama sonra çevre detaylarına gösterdiği özeni görünce tarzı bu dedim devam ettim.
Kitabın ikinci yarısında çizgilerde bir acele ve tedirginlik hissi vardı. Belki benim kuruntum, belki başka bir şeyler ama genel kaliteyi çok etkileyen bir durum yoktu.

Hikayeyi Burattini yazmış. Yani ilkokul müsameresi tadında birşeyler beklerden beni şaşırtacak derecede iyi bir hikaye ve diyaloglarla karışılaştım. En önemli unsur da kahramana karakterini yansıtma fırsatı vermiş. Daha doğrusu benim kafamdaki Zagor a hikayede başrol vermiş.
Alıştığınız dümdüz Zagor u unutun.
Bu hikayede Zagor ince düşünüyor hiç görmediğimiz bir şekilde. O ecnebinin flat dediği karakterdeki Zagor gitmiş, yerine kendi ve düşmanın adımlarını hesaplayan, düşmanın aklıyla düşünen, ağız burun kırarak ihtiyacı olan bilgiyi söküp alan, gerektiğinde de kafalarına sıkan, direk sonuç odaklı hareket eden, gereksiz acımayan, Tex vari bir Zagor gelmiş.
Çizimler de bunu desteklemiş. Kanlar saçarak girip çıkan mermiler, ağız burun kıran yumruklar, vahşi batı adının hakkını veren karakterler ve aksiyon sahneleri göz okşuyor.
Hikaye zaten sağlam bir girişle sizi avucuna alıyor, sonuna kadar da bırakmıyor.
Hikaye demişken Oğlak ın efsane cilt 4. sayısındaki Uzun Yürüyüş macerasının yan hikayelerinden biri bu.
O macera Chiarolla nın benim beğenmediğim ilk dönem çizimlerinden olmasına rağmen harika hikayesi ile kendini okutmuştu. Hani şu Cherokee lerin kar kış demeden topraklarından sürüldüğü, binlerce yaşlı ve çocuğun hava ve yol koşulları nedeniyle öldüğü yolculuğu anlatan macera.
Cildimizde alt metinlerde kölelik eleştirisi var, soykırım eleştirisi var, kirli siyaset eleştirisi var, sınıflar eleştirisi var.
İç savaş öncesi Amerika nın durumuna bir bakış var.
Bu derin konuları çok da sığ olmayan diyaloglar ve yeterli aksiyon desteğiyle hikayeye yedirmişler. Çok da güzel olmuş.

Okur satarım dediğim cildi arşive kaldırdım. Tekrar tekrar okurum ben bunu.
Siz de okuyun derim. Böyle güzel Zagor her zaman bulunmuyor, kıymetini blmek lazım.

Nomad



Zagor Maxi 13
Veydbad'in Yeni Çılgınlığı

Bu hafta okudum bu cildi de.
Çoğunluğun katılacağı üzere Zagor un en keyifli maceraları fantastik öğeler içerenler ve yol öyküleridir.
Bu Macera ise baştan sona bir kalenin içinde geçiyor.
Kale dediysem öyle matah birşey de beklemeyin.
Bildiğiniz tahta duvarlı, içinde 3-5 baraka olan ufak bir alan.
Zagor gibi bir orman adamını ki tüm olayı balta sallamak, ağaçlarda uçmak, iz sürmek falan olan bir orman adamını böyle klostrofobik bir ortama tıkarsanız ne kadar heyecan verici bir macera yazabilirsiniz ki?
Alkadraz Kuşçusu mu olacak bu adam?
Bir Shawshank Redemption esintisi mi yaşatacak bize?
Süper sıkıcı bir macera.
Kitap boyunca Zagor tutsak.
Sürekli atar gider yapıyor, her seferinde kafaya kabzayı yiyip oturuyor.
Kitap ta öyle bitiyor.
Tüm giriş, gelişme ve sonuç tesadüfi olaylara dayanıyor.
Yarıdan sonra resimlere bakarak hızlı hızlı geçtim.
Yine de bitmedi.
Ben bittim sıkıntıdan.
Yazarlık beş para etmez,
Mangiantini nin harika çizimlerine yazık olmuş böyle leş bir hikayede.




Zagor Maxi 11
Katiller Lejyonu

Yine bu haftanın okumalarından bir maxi Zagor daha.
Nihayet olmuş diyebileceğim bir cilt daha buldum.
Çok keyif aldım.
Gecenin sonuna doğru, uykusuz bir halde başladığım cilt hem hikayesi, hem çizimleri ile beni avucuna aldı.
Bitrmeden bırakamadım.
Chiarolla, ilk dönem çizgilerini sevmeyen beni gösterdiği gelişimle fena ters köşe yapmış bir çizer.
Gene nefis çizmiş.
Hikayenin kendisi, akışı, iyilerin, kötülerin motivasyonu, aksiyonu, her şeyi yerli yerinde.
Biraz hızlı bağlamışlar sonunu ama sorun yok.
Keyifle okunacak, arşive atılacak bir cilt olmuş.
Zagor un Kanada dan dostlarını görmek de bonus bir keyif verdi.
Hikayeyi özetlersem; İngiliz sömürgelerinde yerel birliklerle başarılı olmuş bir subayın, kendisine çok bağlı yerli birliği ile "yeter artık asiller için ölüp öldürdüğüm, sömürüldüğüm, biraz da kendimize çalışalım" diyerek Kanada dan yola çıkıp, Darkwood üzerinden geçerek paralı asker olacağı bölgeye ulaşma çabasını anlatıyor. (Cümleyi yazarken nefesim kesildi. Okuyana Allah sabır versin)
Subay eskisi karakterimiz bana fena halde Volto Nascosto dan Vittorio De Cesari yi anımsattı.
Tabi Darkwood da işler karışıyor biraz.
İşin içine Shawnee ler, Zagor, Kaledeki hırslı genç bir subay, çıtır nişanlısı, İngiliz ordusundan başka bir resmi görevli falan giriyor.
Gerek hikaye, gerek yan karakterler gayet güzel işlenmiş.
Bu cilt alınır, okunur her türlü.

Ps. Zagor Maxi serisini genelde gömsem de hakkını vermem gereken bir Çizgi Düşler gerçeği var.
Temiz iş çıkartıyor Çizgi Düşler. Fiyat politikası dışında eleştirebileceğim bir tarafları yok.
Belki biraz da istikrar diyeceğim ama alıcısı kısıtlı fumetti nin Lal ile birlikte kalan son kalesi olduğu için bunları da hoş görebiliyorum.
Sağolasın İlker Özer deyip çekiliyorum yine sahneden.

haysat

Araya küçük bir bilgi olarak gireyim.
Fuarda İlker'le konuştuğumda Maxi ZAGOR'ların 1. ve 2. sayıların baskıları bitmişti. şu an 9. sayıya kadar olan  kitaplarda bitmk üzereymiş. elimde 30 lu 50 li adetler kaldı dedi.

Eksik sayıları olanlar 1 ve 9 arası sayıları bir an önce edinsinler yoksa yakın zamanda karaborsa olacaklar.
HİÇBİRİNİZ ANLAMAMIŞSINIZ
BENİ SİZİN YANINIZA HAPSETMEDİLER
SİZİ BENİM YANIMA HAPSETTİLER !

elliot

zagor maxi
oda kitap
28.80 tl den elindeki sayıları satıyor
ilgilenenler için fiyat cazip

kırkambar

Arkabahçe'de (1. cilt hariç) baskısı tükenmiş tüm Maxi Zagorlar satışta. Eksiklerini tamamlamak isteyenler için.

caretta

Geçtiğimiz günlerde çıkan Çizgi Düşler 19. sayı (orijinal 31) ile 2017'de çıkan tüm Maksi Zagorları tamamladık.
Bonelli bu seriden ocak, mayıs ve eylül olmak üzere yılda 3 sayı yayınlıyor. En son 38.sayı ocak 2020'de yayınlandı.
Çizgi Düşler keşke bu seriye biraz daha asılsa. Lal Kitabın ayda bir yayınladığı tadımlık Zagor beni hiç kesmiyor.
Üstelik 51 sayı geriden gelmemiz de cabası. 2020 yılında bu seriden 3 adet bekliyorum desem çok mu iyimser olurum?

darkwood

Tam maceralı Fumetti maxi serileri okumanın keyfi başka, hızlandırırlarsa güzel olur.
Darkwood Sakinleri..

caretta

Maksi Zagor 19'da Zagor'n kızılderili dostu Banak'ın öyküsü de anlatılıyor. Çevirmen Elif Kahyaoğlu Banak'ın ilk görüldüğü "Nehir Devriyesi"adlı maceranın koordinatlarını vermedi. Merak edip bakmak isteyenler bu macerayı Tay 350'lik cilt serisi 312-314 sayılarda ve Lal Klasik Zagor 62-63 ciltlerde bulabilirler.
Farklı senaryolu, güzel bir maceradır. Çizimler de Donatelli'nin...

memospinoz



Baltalı İlah'ımızın en güzel serüvenlerini içeren "maxi" serisinin bu eşsiz sayısında yeni bir anlatı denemesiyle karşılaşıyoruz: Küçük yan hikâyelerle birbirine bağlanan güzel ve uzun bir hikâye.

Darkwood ormanı pek çok kişinin ilgisini hâlâ üstünde topluyor.

Benim Adım Banacak ... Geçmişten Anılar ... Karanlık Sesler ... Yedi Adım ... Ay Esintisi ... bu beş başlık altında bölümlenen güzelim macera alışılmışın dışına çıkan farklı sanatsal ve anlatısal tekniklerle okuru anında eline geçirip kitabın son sayfasına kadar da bırakmıyor.

288 sayfa

caretta

Çizgi Düşler Maksi Zagor 19.sayıyı okudum. Banack'ın öyküsünün dışındakileri beğenmedim. Geçmişten Anılar Amerikan Bağımsızlık Savaşı ile ilgili bir macera. Askerlerden kim İngiliz, kim Amerikalı ayıredemedim. Şişede adı geçen aile bulunuyor v.s. Karanlık Sesler ise tam facia. Bir manastırda konuşan iskeletler, öldürülmek için yalvaran bir rahip. Çok sıradan, ipe sapa gelmez bir senaryo. Yedi Adım adlı macerada Zagor'a meydan okuyan bir silahşor var. Bu da boş, saçma sapan bir öykü. Ay Esintisi adlı macerada bir kızılderili kadın tecavüze uğruyor ve hamile kalıyor. Bebeğin babası olan avcıyı öldürmeyi kafasına koyuyor. Derken doğum sancıları başlıyor. Sıkı durun, ebeliği de Baltalı İlah'ımız yapıyo r!!! Yani bir ebeliği eksikti. Öykülere zemin olan Raffaele Della Monica çizimleri güzel. Eski bir macerada geçen Eddy Rufus da hatırlatılıyor. Ikına sıkıla okudum, kitaplığımın da tekrar gözüme gözükmeyecek arka köşesine kaldırdım...

memospinoz

Tanıtım metninde Banacak yazmışlar, şimdi farkettim. Bacanak yazsalarmış bari.   ;D

caretta

Mehmet Bey, referansını verdiğim "Nehir Devriyesi" adlı Lal Yayını macerada ise "Banak". Çevirmen Elif Hanım da birtürlü şu "eninde sonunda" tabirini düzeltemedi. Yine "önünde sonunda" diyor. Bu Maksi Serisi, İtalya'da yılda 3 sayı çıkıyor. 2017 yılı tamam. 2018'de çıkan 32-33-34 sayılar tek maceralık güzel öykülere benziyorlar. 2020 yılında 32.sayı yayınlanır umarım. Kuzey Batı'nın donmuş topraklarında geçiyor ve Honest Joe, Dragoon gemisi de işin içinde. Zagor'un eski bir düşmanı ortalığı karıştırıyormuş. Bu seriden en son 22 Ocak 2020'de 38.sayı çıkmış. 35 ve 37 sayılar da bu 31.sayı gibi "Hikayeler"den oluşuyor.

memospinoz

https://sozluk.gov.tr/?kelime=

TDK sözlükte "eninde sonunda" araranınca "önünde sonunda", "önünde sonunda" aranınca ise "mutlaka" ve "nihayetinde, en sonunda" anlamları çıkmakta. Görüldüğü üzere ikisi de yanlış değil. Ama günümüzde daha çok "eninde sonunda" kullanıldığı bir gerçek, zarf zamanla değişime uğramış. Oysa "ön" ve "son" arasında anlamca bir bağlantı kurulabilirken "en" ve "son" arasında anlamca bir bağlantı kurulamamaktadır.

memospinoz

"Eninde sonunda" deyiminin şu şekilde çıktığı da söylenir:
Kumaş toplarında (bkz: metreyle kumaş) ; ölçüsü, markası vs gibi bir çok bilgi kumaşın eninde yazar. Enindeki bilgi şeridi bir şekilde okunamıyorsa, kumaş topunu sonuna kadar açınız, sonunda da aynı bilgileri göreceksiniz. Yani; gerçek eninde sonunda ortaya çıkar, her şey eninde sonunda anlaşılır.

Bir de buradaki "en", genişlik anlamındaki "en" değildir dolayısıyla "en sonunda" kullanımındaki zarf olan "en" kullanılmıştır deyip sonra da bu iyice pekiştirilmek için "eninde sonunda" olmuştur diyen de bulunmakta.

"En sonunda", "er geç", "nihayetinde" kelimeleri de kullanılabilir.