MARVELS - Arkabahçe Yayıncılık

Başlatan dean, 27 Nisan, 2015, 23:01:28

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

@Serhan

Alıntı yapılan: battlehammer - 07 Eylül, 2015, 19:14:55
HC'ı satış sitelerinde göremedim bu arada. Eğer "biz bunu sadece dükkanda satacağız" diye bir mantıkla bastılarsa belirtmeliyim ki dev pazarlama hatası. "E iyi o zaman, amazondan orijinalini alayım bari" diye düşündürüyor.
Arkabahçenin sitesinde mevcut

pizagor

Yazının janjanlı hali http://pizagorgunlukleri.blogspot.com.tr/2015/09/marvels-mucizeler.html?m=0   adresinde...


MARVELS - MUCİZELER


Marvels – Mucizeler, konunun sıradan bir insanın çevresinde döndüğü, muktedir kahramanların ise figürana dönüştüğü inovatif bir hikaye..

Fasiküller boyunca kendini tekrar eden tema, yeni bir çağın, kahramanlar çağının ortaya çıkışıyla bu 'Mucizeler'in birer kahraman mı yoksa tehdit mi olduğunun sorgulanması. Hikaye edilen, alalade hayatını sürdüren sıradan insanın, ilk mucizeler Human Torch (bu noktada gerekli bir açıklama; bahsi geçen karakter Marvel Comics'in öncülü Timely Comics döneminin Human Torch'u, Fantastic Four'unki değil) ve Namor'un ortaya çıkışıyla, bu yeni duruma, bu köklü değişikliğe ne tepki vereceğini şaşırması, sevse bağrına mı bassa yoksa nefret mi etse bilememesi üzerine en temelde..

İz bırakan Marvel öykülerinden devşirilmiş paneller eşliğinde mucizelerin kendi iç dünyalarında yaşadıkları gelgitler ve sebep oldukları yıkımlar; kendilerine verilen kahraman ya da devlet düşmanı payeleri arasındaki gidip gelmeler; bazılarının bazen birer moda ikonuna dönüştürülmeleri, bazen de yaşadıkları binadan atılacak kadar dışlanma durumları; 'homo superior'un ortaya çıkışıyla evrimsel manada 'homo sapiens'ın devrinin kapandığının dillenmesi; insanlığın dünyadışı kitle imhacılarla – gezegen yutucularla tanışması vs..




Ve Kurt Busiek, ardarda gelen bu darbeler karşısında insanın çaresizliğini, muhtaçlığını, ikiyüzlülüğünü ve kıymet bilmezliğini anlatıyor sayfalar boyunca. Konjonktür değişiyor, hem de en temelinden, hem de en hızlısından, ama böylesi bir değişime hazırlıksız yakalanan insanlık beklenildiği üzere direnç gösteriyor, kabullenmiyor, konservatif davranıyor, geçmişine tutunmaya çalışıyor. Konfor alanını alabora eden bu tsunamiyi biçare boğmayı amaçlıyor..

Marvels - Mucizeler, grafik olarak nedense Stan Lee'ye benzettiğim (gerçi Alex Ross bambaşka bir kişiye referanslıyor) Phil Sheldon isimli bir gazetecinin gözünden anlatılan bir hikaye. O da benzer aşamalardan geçiyor, mucizelerin pıtırak gibi çoğalmasıyla içsel bir kararsızlığa ve karamsarlığa sürükleniyor. Tek farkı adaptasyon yeteneğinin diğerlerine göre biraz daha fazla olması. İlk başlarda birlikte hareket ettiği sürüden ve sürü psikolojisinden sıyrıldıkça sıradan insanın vefasızlığını farkeden Sheldon, tehlikeden kurtulana kadar kahramanların sırtını sıvazlarken, peşisıra onların kanını isteyen sokaktaki insanların davranışlarındaki çarpıklığın ayırdında sorgulamaya başlıyor. En nihayetinde kendi çapında birşeyler yapmaya karar vermesiyle (aslında pek de birşey yapamamasıyla), olayları gözlemleyip anlatmaya devam etmesiyle sürüp gidiyor hikaye. Ki bu durum bile subliminal bir 'Haddini bil!!!' mesajına dönüşüyor..




Daha önce de dediğim gibi, yazın olarak farklı bir deneme, bu tekrarlı temadan ara ara sıkılsam da ilgiyle okudum.

Lakin yine de kurguda zorlamalar hissettim. Marvel evreninin o koca koca olaylarına gönderme yaparken görece önemsiz Gwen Stacy'nin hikayede yer alması Örümcek Adam gibi en temel bir Marvel karakterini de hikayeye dahil etme maksatlı bir yama gibi göründü bana. Gerçi Fantastic Four ve Avengers'ın taraf olduğu küresel ve hatta galaktik olaylar ve tehditlerden yola çıkıp küçük çaplı bir George Stacy cinayetinin peşine düşmek, sıradan insanın yapabileceklerinin sınırlarını, çapının darlığını göstermesi açısından anlaşılır ve betimleyici olsa da hikayenin bütününe bakılınca o ana kadar dile getirilen mucizevi olaylara nazaran gayet önemsiz bir noktayla sonlanmasına neden oluyor bana kalırsa..

Ezip geçen Alex Ross gerçeğini bir tarafa koyarak yazıyorum; Marvels – Mucizeler bambaşka bir deneyim. Marvel çizgiroman evrenine herhangi bir şey katan bir kitap değil, bir yandan okur için hızlı ve konsantre bir altın ve gümüş çağ hatırlaması bir yandan da mucizelere tamamen dışarıdan bir bakış..

Şimdiye kadar hep merkezinde kudretli kahramanların olduğu, okur olarak her daim kahramanların gözlükleriyle baktığımız, süperlerle kendimizi özdeşleştirdiğimiz bir evren vardı. Ama bir yandan da o evrenin yok sayılan milyarlarca sıradan insanı söz konusuydu. Ve biz okurlar onların farkında değildik, olanlar karşısında hissiyatlarını, ne düşündüklerini, tepkilerini bilmiyorduk. Galiba merak da etmiyorduk. Ama tüm bu mücadele insanlık adına veriliyordu. Yaman bir çelişki aslında; kahramanların varoluş sebeplerine böylesi umursamaz davranma..

Mucizelerin dünyasında sokaktaki adamın olayların merkezinde tutuluşu ve iç dünyasını yansıtılıyor oluşu, kameraların ona çevrilmesi kendi adıma yeni/yenilikçi bir durum. Fraction'ın Hawkeye'da yaptığı gibi sıradan insanı olabildiğince öyküye dahil etmek, hatta hikayeyi onların çevresinde dokumak gibi bize sıradışı gelen yaklaşımların tadı da belki bu bakirlikten geliyor..



Ve Alex Ross..

Albümün sonunda genişçe bir bölüm kendisine ayrılmış ve bence albümden bile daha keyifli bu sayfalar. Bu sayede nasıl özenli çalıştığını öğrendiğim üstadın karşısında saygıyla eğiliyorum. Ve artık o Örümcek Adam kostümünün tuhaflığını, şekilsizliğini, estetikten uzaklığını, giyenin üzerinde iğreti duruşunu sorgulamıyorum bile..
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


hanac

Güzel bir analiz Sn. Pizagor, emeğine sağlık.

rumar80

   Gerçekten başarılı bir eser.
   İlk fasikülde kahramanımız Phil Sheldon'ın "mucizeler" adını koyduğu süper kahramanların ilk çıktıkları ikinci dünya savaşı zamanındayız. İnsanlık beklemediği bu süperler ile tanışıyor ve "alışmaya" başlıyor.
   İkinci fasikül artık süper kahraman çağında geçiyor ve mutant tehlikesini göz önüne seriyor. Sıradan insanın nasıl kör ve bilinçsiz olabileceğine ilk elden tanıklık ediyoruz.
   Üçüncü fasikül ile insanoğlunun kendi dünyasında nasıl bir karıncadan farksız olduğunu, sıradan hayatı içinde debelenirken onun dışında inanılmaz bir dünya olduğunu görüyoruz. Burada Fantastic Four'un Silver Surfer ve Galactus ile ilk karşılaşmaları temel almış ve çizimler inanılmaz.
   Son fasikülde Sheldon'ın gözü ile kahramanların gerçek amaçları ama bunu yaparken bazen yetersiz kalabilmeleri anlatılıyor.
   Ben çok sevdim. Daha önce okumamıştım. Busiek çok başarılı anlatmış. Ross inanılmaz çizmiş. Tüm cilt boyunca Marvel tarihinden sayfalar karşımızda, bazen de arka planda. en sonda panel panel tanıtılmış ta.
   Kaçırmayın. okuyun. yazık olur.

   Bu arada bence ayın kitabı yarışmasında bu aya sıra geldiğinde yarışma yapmayıp kafadan Özgür'e hediyesini verelim. Yazısı ile şimdiden hak etti. Sadece Gwen yorumuna katılamayacağım, ama çok başarılı bir yazı.

Sakızlı Ohannes Paşa

Oldukça farklı bir çalışma. Kendi içinde ayırırsam 1 ve 4. sayıları çok beğenmememe rağmen 2 ve 3. sayılar oldukça hoşuma gitti. Aslında çizgi romanlarda sıklıkla kullanılan beni de bayan bir klişenin özüne iniliyor. Kahramanlar çabalar, canlarını tehlikeye atar, dünyayı yok olmaktan kurtarır sonra yere tükürdüler diye insanlar tarafından linç edilir. Yani gerçekten biz insanoğlu nankörüz de bu kadar da değil :)

Alex Ross'un çizimleri ise tam benim zevkime uygun değil. Benim için nasıl desem fazla "gerçekçi". Ben hafif karikatürize edilmiş çizimleri daha çok beğeniyorum. O nedenle ayılıp bayılmadım. Ama bir silver surfer çizimi var ki insanın ağzının suyu akıyor.

Kitabın sonunda yer alan "kaynaklar" kısmı da çok iyi düşünülmüş. Kitapta geçen olaylar marvel külliyatında hangi serinin hangi sayısında yer alıyor gösterilmiş. Alex Ross'un çizim sürecinde kullandığı teknikler de kitabın sonunda yer alıyor.

Genel olarak hoş arşivlik bir eser. Okurken zevk aldım. 8/10.

nicholaihel

Alex Ross'un Mad Men'vari bir atmosfer yaratan cizimlerini (Netter'i de hatirladim nedense, anatomi atlasi cizeri  :) ) oldukca begenmeme ragmen oykusunu zayif buldum.
Cogu zaman cizgi romanlari elimden dusuremem. Burada mola vererek okumak durumunda kaldim.

Kisisel gorusum bunlar tabi. Marvel kulliyatina ve tarihine daha hakim okurlar belki daha yogun keyif almislardir. Ama aslinda konu super kahramanlarin maceralari degil, siradan insanlara tesirleri. Oyle olunca kahraman hikayelerini bilmeden de yorum yapilabilir diye dusunuyorum. Siradan insanin, olaganustu olan ile, buyuk ve kontrolsuz gucle mucadelesinden, suc, ceza, yargisiz infaz, inisiyatif gibi kavramlardan "alinti" yapilacak, aforizma kivaminda kareler gormeyi bekledim. Ama bekledigimi bulamadim. Super insanlar iyi mi, kotu mu sorusu ve insanlarin (kismen) nankor/menfaatci yaklasimina ustunkoru deginilmis. Metin daha zekice, carpici olmaliydi diye dusunuyorum.

En begendigim bolum sanirim son kitap oldu.

Not: bilgisayarimdan uzagim. İmla ve turkce karakter konusunda affiniza siginiyorum.

hennessy

Bir fincan kahve ve Hennessy VSOP konyak eşliğinde okuyup bitirdiğim şaheser..........

Bir gazeteci gözünden süper kahramanlr son zamanlarda okuduğum en iyi çizgi romanlardan biri idi. Çizimleri olsun, insan gözünden süper kahramanlara yaklaşımı olsun harika idi.....
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

Chuck

Hikayeyi ve çizimleri herkes anlatmış zaten. Genel olarak bir Marvel tarihi özeti okumuş gibi oldum.  Benim en çok beğendiğim kitap ikinciydi. Alex Ross'un çizimleri nasıl yaptığı sayfaları okumak çok eğlenceliydi.

Bir de ufacık gazete yazıları bile Türkçe'ye çevrilmiş. En çok hoşuma giden noktalardan biri de buydu.
+ Her girdiğim yol çıkmaz sokakla son buluyor
- O halde yeni bir harita bulmalısınız

Kauss

Geç olsada başlayabildim. Elime alır almaz 3. kısımın başına kadar geldim. Son zamanlarda okuduğum en güzel ve farklı çizgi roman diyebilirim.

zydaba

Hikaye güzel baskı kaliteli ama ne yazık ki bir sefer okudum geçen gün tekrar bakayım dedim ilk sayfalar ayrıldı...

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

frodo

Ne denebilir ki hâlâ piyasada varken alın arşive koyun.
"Yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. Ölülerden bazıları da yaşamı. Yaşamı onlara verebilir misin? Ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma. En bilgeler bile her sonucu bilemez"

ZGeralt

Bir türlü fırsat bulmadığımdan sürekli ertelemiştim  Marvels'ı . Ne büyük kayıp ...

Bütün Marvel tarihine dışarıdan bir bakış aynı zamanda, Human Torch'dan, X-men'e, F4'dan Spider-Man'e kadar.
Yukarıda çok güzel anlatılmış benim ekleyeceğim pek bir şey yok.

Sadece o küçük mutant kızın sahnelerine değinmek istiyorum, içimi dağladı. Alıp bağrıma basasım geldi kızı :)

Çok güzel iş, gerçekten çok güzel.

Nightrain

"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

BAHADIR

Çizimler her zaman ki gibi Alex Ross... Hikayede belki güzeldir ama... Marvel Karakterlerinin hikayenin bu kadar içinde olması ve konuşması... Ana hikaye kurgusunda ki "efsanevi kahramanlar", "yakın olmasakta varlar", "tanrısal güçler" mitini sanki biraz yerle yeksan ve tarumar etmişler gibi olmuş... Hikayedeki o destansı hava sanki kaybolacakmış gibi bir his var içimde...

Tabii hikayeyi daha okumadığım için bunlar birer öngürü ama bu tarz bir şey olursa açıkçası benim açımdan hiç ve MARVELS özelinde çok iyi duracağını düşünmüyorum...