Marvel Cinematic Universe

Başlatan dean, 17 Haziran, 2015, 14:57:05

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

dean

  İşin ilginç tarafı Marvel nedense Nova filmi asla yapmak istemiyormuş gibi davranıyor. Ne zaman sorulsa yarım ağızla cevap veriyorlar. Aslına bakılırsa Nova son derece sağlam bir karakter. Hazır Nova Corps'ta tanıtılmışken Nova bence değerlendirilmesi gereken bir seçenek. Üstelik Inhumans'ı dizi yapmışken. Yalnız Inhumans'ın dizi yapılması benim Marvel Cinematic Universe'te ki en büyük hayal kırıklığım oldu. Hakkıyla yapılan bir Inhumans üçleme filmi yeri yerinden oynatırdı be !

Nightrain

Inhumans kesinlikle film olmalıydı. Infinity War'dan sonra gelse de olurdu. :'(
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

dean

  Guardians of the Galaxy Vol. 2'nin vizyon girmesiyle listeyi değiştirmek gerekti.

1- Captain America: Civil War
2- Doctor Strange
3- Captain America: The Winter Soldier
4- Avengers: Age of Ultron
5- Guardians of the Galaxy Vol. 2
6- Guardians of the Galaxy
7- Iron Man
8- The Avengers
9- Captain America: The First Avenger
10- Thor
11- Ant-Man
12- The Incredible Hulk
13- Iron Man 2
14- Thor: The Dark World
15- Iron Man 3

dean

Yazının ikinci kısmı ile villainlara devam ediyoruz.

Chitauri



  Chitauri ilk kez Ultimate evreninde karşımıza çıkan bir uzaylı ırkın. Filmin ardından gelen çizgi romanlarda özellikle de Nova serisinde Earth-616 evreninde de Chitauri'ye rastlıyoruz. Ben Marvel'ın kozmik evrenini çok seven biriyim. Kozmik evrendeki ırkları takip etmesini de seviyorum. MCU, çizgi romanlardaki önemli ırkların pek azını kullanabildiği için Avengers filminde az bilinen Chitauri'yi ön plana çıkarmıştı ve bence iyide oldu. Üstelik Kozmik rotasyona bir ırk daha katılmış oldu.

  Chitauri'nin Avengers: Infinity War ve Avengers 4 filmlerinde kullanılacağını düşünmüyorum. Yoksa çok fazla kendini tekrar etmiş olurlar. Chitauri ilk Avengers filminde Loki önderliğinde olan bir ordu olarak görevini bence yeteri kadar yaptı.

Aldrich Killian



  Aldrich killian normalde Extremis çizgi romanında gözüken ve çok uzun soluklu olmayan bir karakter. Marvel Cinematic Universe'de ise kendisi ""Real" Mandarin olacak kadar ön planda. Çizgi romanda sınırlı bir orijini olduğu için filmde de bolca değiştirilmiş. Killian'ın Tony Stark için fena bir villian olduğunu düşünmüyorum ama iş Iron Man'e gelince durum değişiyor. Üstelik o filmde Mandarin varsa. Aaa tabi Mandarin aslında Killian.

  Aldrich Killian için yapılan eleştirilerin başında balkonda bekletildiği için villain oldu eleştirisi geliyor. Ama temelde tabi ki öyle değil. Aynı Batman ve Superman'in annelerinin adı aynı olduğu için barışmaması gibi. İkisinde de daha derin bir alt metin var. Yalnız iki filmde de aynı hata var bunu seyirciye geçirmede sorun yaşıyorlar. Iron man 3, Mandarin Twist'iyle uğraşırken, Mandarin için beklenti oluştururken filmin ilk yarısı Killain'ı işlemiyor, işlese bile kendini umursatamıyor. Filmde Mandarin var çünkü. Mandarin sahneden inince elimizde balkonda bekleyen adam kalıyor maalesef.

Mandarin



  Marvel Cinematic Universe, yolculuğu boyunca bir çok kaliteli villain'ı hiç düşünmeden harcadı ama hiçbiri Mandarin'in yanına bile yaklaşamaz muhtemelen. Her süper kahramanın bir baş düşmanı var. Captain America'nın Red Skull'ı var. Fantastic Four'un Doom'u var. Thor'un Loki'si var. X-Men'in Magneto'su var. Iron Man'in de normal şartlarda Mandarin'i var.

  İlk filmden bu yana Mandarin'i görmek için fanlarda haklı olarak çok büyük bir heyecan vardı. Üstelik önceki iki filmde mirror villainlarda karşılaşmış bir Iron Man için Mandarin çok büyük bir farklılık olacaktı. Mandarin karakteri ilk önce Çinli bir karakterden Arap bir karaktere evrildi. Iron Man'in filmlerde orijini retconlandığı için anlaşılır bir hamleydi. Daha sonra ise düşmanlarımızı biz yaratırız mantığı ile esas villain Killian oldu. Mandarin ise onun Dünyaya karşı kullandığı kötü yüzü oldu.

  Mandarin ile ilgili şöyle bir durum var. İkinci filmin geldiği zamanlardı. O zamanlar Iron Man gibi teknolojik bir karakterin karşısına Mandarin'i koymanın olumlu bir hamle olamayacağına dair yapımcılar açıklama yapmıştı. Yalnız baktığımız zaman MCU içerisinde Iron man'i uzaylılar ile kapışırken görüyoruz. Tanrılarla omuz omuza dövüşürken görüyoruz. Hatta önümüzdeki sene konuşan bir rakun ile göreceğiz. Bunları düşündüğümüz zaman bildiğimiz Mandarin'in Iron Man'in karşısına çıkması hiçte mantıksız değil aslında.

  All Hail the King isimli kısa filmde ise gerçek bir Mandarin'in olduğundan bahsediliyor. Lakin o da Iron Man 3'e kızan fanları susturmak için yapılan bir hareketten öte bi'şey değil.

Malekith



  Marvel villainlarının bence dip noktası Malekith. Karakterin motivasyonu kesinlikle yok. Sorsak "Malekith amacın nedir ?" Diyecek ki "Dokuz diyarı yok etmek" Yine sorsak "Peki neden ?" Malekith'in diyecek hiç bir cevabı yok. Malekith ile ilgili çok ilginç bi'şey daha var ki beni hep şaşırtır. Marvel olur olmadık karakterlerden bile mizah çıkarmasını bilen ya da çıkarmaya çalışan bir görünüm çiziyor. Lakin kaynak materyalde mizahi olan Malekith'i de son derece ciddi bir karakter olarak uyarladı. Burada ciddi kelimesini iyi anlamda kullanmıyorum. Zaten Malekith o kadar kötü yazılmış bir villain ki ciddi olsa ne olur olmasa ne olur klasmanında. 

Winter Soldier



  Geçen seferki yazımda kas ve beyin gücünden bahsetmiştim. Winter Soldier, bu filmin kas gücünü oluşturuyor. Marvel, tek filmde kullanacağı villainlara fazla önem göstermezken Bcuky'nin MCU yolu uzun olduğu için bu filmde derinlemesine bir bakış atabiliyoruz Winter Soldier'a. Marvel'ın mizahından şikayet eden seyirci için Winter Soldier tam aranan kan; Soğuk, cool ve görev odaklı.

  Captain America: The First Avenger'da bolca Bucky gördüğümüz için ikinci filmde Winter Soldier'ın Bucky olduğu ortaya çıkınca taşlar yerine oturuyor ve tam olması gerektiği gibi orijin hikayesini doldurup, eksiksiz bir villain haline gelmesini seyredebiliyoruz. Civil War filminin de belli kısımlarında villain halini görmemizde birleşince Winter Soldier, Marvel'ın en iyi villainlarından biri haline geliyor.

Alexander Pierce



  Filmdeki kas gücü Bucky ise Alexander Pierce ise beyin gücü. MCU filmlerindeki bu sistemin en iyi işlediği ikilinin bunlar olduğunu söylemek mümkün. Captain America: The Winter Soldier, MCU'nun çehresini değiştirmişti. Alexander Pierce bu değişimin en önemli isimlerinden biri hiç kuşkusuz. Pierce'ın varlığı, S.H.I.E.L.D.'deki konumu, yaptıkları ve amaçları onu Captain America düşmanı olmasının yanında bir Nick Fury düşmanı haline de getiriyor. Pierce sayesinde Nick Fury'de derinlik kazanıyor.

Ronan



  Ronan, adını rahat bir şekilde zayıf Marvel villainları arasında yazdırıyor. Ronan ile ilgili temel problem onu en başında bir villain olarak konumlandırmak. Ronan kötü bir karakter değildir. Filmde ise terörist olarak resmediliyor. Bu sebepten ötürü film başlamadan bile karakterin en önemli özelliklerini kaybediyoruz. Filmdeki motivasyonuna baktığımız zaman yeterlilik sınırlarında gezdiğini düşünüyorum. Film daha çok kahramanlarının nasıl bir takım haline geleceğine odaklandığı için Ronan'a fazla vakit ayıramıyor. Villain'a odaklanmayıp kahramana odaklanmak zaten genel bir Marvel refleksi ama odaklanılmayan karakter, Ronan kadar Cosmic Universe'de önemli bir karakter olunca biraz can sıkabiliyor. Belki başka bir karakter bu konumda kullanılsaydı bu kadar rahatsız etmezdi.

  Ronan'ın tek filmde çıkıp yine tek filmde fazla etkileyici olamadan aramızdan ayrılması Marvel'ın Ronan ile en başından beri fazla planın olmadığını gösteriyor. Ronan'da Mandarin gibi bir çok şey yapabilecekken potansiyelinin çok altında kalıyor.

Nightrain

Aralarında en iyisi Alexander Pierce. Robert Redford farkı. :)
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

dean

Alıntı yapılan: Nightrain - 05 Mayıs, 2017, 19:39:36
Aralarında en iyisi Alexander Pierce. Robert Redford farkı. :)

  Film vizyona girmeden evvel hep Alexander Pierce'in Red Skull çıkmasını ummuştum.

Nightrain

Alıntı yapılan: dean - 05 Mayıs, 2017, 20:01:16
  Film vizyona girmeden evvel hep Alexander Pierce'in Red Skull çıkmasını ummuştum.

EMH de öyleydi ve çok iyi olmuştu.
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

dean

  Kevin Feige, film karakterleri ve dizi karakterlerinin eninde sonunda buluşacağını söyledi. Lakin bunun crossover ya da repetition olabileceğinden bahsetti. Crossover zaten herkesin beklediği ve istediği bi'şey. Önemli olan repetition ile neyi kastettiği.

  Belli ki film tarafının dizi karakterlerini şu anki halleriyle bünyesine katmaya pek gönlü yok. Benim aklımda bu kelime ile günün birinde dizi karakterlerinden bazıları filmlerde görünmeye başlarsa yeni casting ile gelecekleri fikri oluşuyor. Muhtemelen orijin hikayesi aynı tutup başka bir oyuncu cast edebilirler. Bir nevi Mark Ruffalo'nun Hulk'ı gibi olur.

  Yalnız bu kısımda da karakterlerin üzerinden fazla hikaye anlatılmış olacağından kaynaklı filme transferde çok dar bir alan meydana gelir. Özellikle dizi sayısının artışından sonra Marvel kendisini sıkıştırıyormuşçasına bir izlenim uyanmaya başladı bende. Kesinkes filmlerde kullanılmayacaklarsa bazı title'ların dizi olması son derece anlamsız duruyor. Agents of S.H.I.E.L.D. ya da Agent Carter önemli değil büyük resimde. Ama siz gelip Inhumans dizisi yapıyorsanız ve bu dizinin Cinematic evrende geçtiğini iddaa ediyorsanız bu derece büyük karakterlerin sizin sinemadaki sürekliliğinizi de etkilemesi gerekiyor.



  Netflix dizilerine baktığımız zamanda benzeri şeyler geçerli. Diziler hiç durmadan büyüyor ve gelişiyor ama film evrenini etkileyecek gibi durmuyor. Bu noktada keyifler kaçmaya başlıyor. Diziler her ne kadar güçlü karakterizasyon yaratma konusunda çok başarılı bir anlatım yönüne sahip olsada bir sinema filminin etkileyiciliğine sahip olamıyorlar. Bu durumda benim Daredevil'ı sinemada görme şansıma sadece dizinin varlığı sebep oluyorsa o zaman istediği kadar kaliteli olsun ben o diziyi boynum bükük izlerim.

  Film ve dizilerdeki bu sıkıntının oluşma sebebi Marvel filmlerinin Marvel Studios adıyla Marvel Entertainment'tan ayrı hareket etmesi. Film ve diziler ile ilgili kararlar bir kafadan çıkmıyor. Açıkçası şu noktada Netflix, Ghost Rider ya da Moon Knight dizisi duyurursa sevinemeyeceğim. Bu sinema filmlerinde çıkmayacak demek. Artık ciddi ciddi zaten keşke film ve diziler aynı evrende geçmeselerdi diye düşünmeye başladım. Netflix dizilerinde "kocaman yeşil adam" deyince biri sevinir olduk. It's All Connected olayı biraz hayal kırıklığına uğratmaya başladı.

dean

  Kevin Feige genelde kendisine sorulan Fox karakterleri ile ilgili sorunlara bariz bir şekilde olumsuz yanıt veren bir isim. Yalnız en son kendisine sorulan X-Men ve Avengers'ın bir araya gelip gelmeyeceği sorusuna şöyle bir yanıt verdi.

  "Benim en büyük amacım aynı çizgi romanlarda olduğu gibi filmlerde de bu karakterlerin bir araya gelmesi. Son on yılda bunu başardık. Bir rüya gerçekleşti ve Spider-Man, Civil War'a ve Infinity War'a geldi. Diğer karakterler için (Fox'ta ki karakterler) şu an için bir plan yok. Ama her zaman dediğim gibi asla asla dememek lazım. Geleceğin neler getireceğini bilemeyiz."



  Belki de iki stüdyo arasında arasında bu tavır değişikliğine sebep olan güzel gelişmeler yaşanıyordur.

dean

  Yazıda Guardians of the Galaxy Vol. 2 filminin villainları da var. Onlarla ilgili olan kısımlarda spoiler içermekte. O kısımların filmi izlemeden okunmaması tavsiye edilir.

Ultron



  Ultron'un bir çok seyirci için hayal kırıklığı olduğunu biliyorum. Zaten film olarak baktığımızda da Age of Ultron ilk Avengers filmine oranla bir çok kişi için hayal kırıklığı olmuştu. Lakin bunlar benim için geçerli değil. Ben Age of Ultron'u ilk Avengers filminden çok daha fazla seviyorum. Ultron'un ise çok başarılı bir villain olduğunu düşünüyorum.

  Ultron'u başarılı bir villain olarak görmek ve görmemek arasında bir temel nokta olduğuna inanıyorum. Bu da film için edilen modernizenin kafanızdaki Ultron karakterine uyup uymaması. Çizgi romanlarda çok daha sert ve görev odaklı bir Ultron okuduk hep. Terminatorvari bir Ultron ile karşılaştık. Filmde farklı bir Ultron vardı. Daha şımarık, biraz mizahi anlayışı olan, durduk yere öfke patlamaları yaşayan, biraz dengesiz bir Ultron.

  Bu Ultron'un ben günümüz Dünyası açısından çok başarılı bir yorum olduğunu düşünüyorum. Bu Ultron günümüz internet trolünün bedenleşmiş hali. Mesela gelişimi hızlı oldu deniyor. İyide günümüz internet dünyasında zaten her şey hızlı. Üstelik ciddi bir kısmı da çarpık bilgilerden oluşmakta. Ultron'da bunun bedenleşmiş hali. İnternete tam kontrol ile ulaşınca hızlı karar alması mantıklı.

  Kişilik olarak baktığımız zaman ise nasıl ki çizgi romanlarda kişiliği ve psikolojisi babası Hank Pym'e benziyorsa filmde ise Tony Stark'a benziyor. Tony Stark tarafından yaratılan bir Ultron'un belli dozda mizahi anlayışa sahip olması çok doğal. Yalnız ben de elbette Ultron'un filmlerde de Hank Pym tarafından yaratılmasını tercih ederdim.

Wolfgang von Strucker



  Süper kahraman filmleri genellikle ciddi aksiyon sahneleri ile açılmayı severler. Özellikle devam filmleriyse. Age of Ultron'da vizona girdiği zaman en büyük çizgi roman uyarlamalarından biriydi ve elbette büyük bir aksiyon sahnesi ile açıldı. Bu sahne ile birlikte harcanabilir bir villian kullandı.

  Strucker aslında çizgi romanlarda önemli bir villain. Fakat Captain America filmleri 6-7'ye gitmediği takdirde herhangi bir şekilde kullanılması zor olan bir villain. O yüzden Hydra'nın belki de phase 1 sonrası en ağırlıkta çıktığı son filmde görünmesi bana mantıklı geliyor. İsmi itibariyle evet kolay harcandı. Ama dediğim gibi bu film dışında belki de hiçbir kullanım alanı yok. Belki Agents of S.H.I.E.L.D. dizisinde daha geniş bir rolle kullanılırdı ama MCU dizilerinden biraz soğuduğum bir dönemde filmlerde azıcık çıkan bir karakteri bile diziye tercih eder oldum.

Darren Cross/Yellowjacket



  Marvel'ın en unutulabilir villain'ı. Kötü bir villain olmasının yanında diğer zayıf tasarlanan villainlardan başka bir özelliği var bence. Malekith ya da Mandarin gibi agresif kötü değil. Yani aradan zaman geçse dahi Malekith için kötü bir villaindı diyebiliyoruz. Ama Yellowjacket o kadar unutulmaya müsait bir karakter ki MCU filmlerini birer kez izleyen bir seyircinin aradan geçen zamanda onu hatırlaması neredeyse imkansız.

  Yellowjacket aslen Hank Pym'in kullandığı isimlerden biri. Darren Cross ise bambaşka bir Ant-Man villain'ı. Karakter olarak Cross'u alıp Yellowjacket kostümü giydirmişler ve güçlerini değiştirmişler. Hank Pym'in yaşlı olduğu bir evrende ve kesinlikle Yellowjacket olamayacağı bir evrende yapılan bu uyarlama mantıklı. Ama keşke Cross biraz daha işlenseymiş.

Helmut Zemo



  Aynı sene vizyona giren Batman v Superman: Dawn of Justice filmindeki Lex Luthor'a benzer bir karakter bence bu filmdeki Zemo. Yalnız o filmdeki Luthor'ın olmaya çalışıp olamadığı her şeyi layıkıyla yerine getirmeyi başardı. Bu tip filmlerde bu kadar az screen time alıp, bu derece etkiyi, bu kadar mantıklı şekilde yapan bir karakter ben daha görmedim. Asıl olayların büyük süper kahramanların arasında geçtiği bir filmde Zemo bir satranç ustasıymışçasına hikayeyi ve karakterleri yönetmeyi bildi.

  Zemo ile ilgili tek problemim onu full kostüm görememek. Yalnız şunu da belirtmek lazım. Bu filmin hiçbir anı Zemo'nun kostüm giymesine müsait değil. Bu filme baktığımız zaman Zemo'nun kostüm giymesi filmin kalitesini düşürmekten başka hiçbir işe yaramaz. O yüzden bu film olmasada günün birinde Thunderbolts, Marvel Cinematic Universe'e dahil edilirse Zemo orada kostümü giymeye hazır olacaktır.

Crossbones



  Ben genel olarak Crossbones'un MCU içerisindeki yolculuğundan memnunum. Özellikle hikayesinin iki filme yayılmış olması daha geniş şekilde işlenmesine ve harcandı gitti demememize neden oluyor. Winter Soldier'da Brock Rumlow olarak zaten nasıl Crossbones'a dönüştüğünü izlemiştik. Civil War'da ise kısa da olsa bu dönüşümün karakteri hangi noktaya götürdüğünü izleme fırsatına sahip oluyoruz.

Kaecilius



  Kaecilius bir formülün ürünü etkisi yaratıyor bende. Bu şöyle bir formül. Bir villain yaratacağız. Bu villain baş karakterimizi aksiyona sokmak için gerekli her şeyi yapacak. Bunları geçerli bir mantıkla yapacak. Seyirci karakter ile ilgili iyi de demeyecek kötü de demeyecek. İşte benim açımdan Kaecilius bu.

  Kaecilius karakteri kağıt üzerinde baktığımız zaman aslında gelişmeye son derece müsait bir karakter. Filmin kesilen sahnelerine ve yayınlanan filmle alakalı Prelude çizgi romanlarına baktığımızda filmdekinden çok daha derin bir karakter olduğunu görüyoruz. Filmde bunun yansıtılmayıp sadece Doctor Strange'e odaklanma kararını anlıyorum ama katılmıyorum. Özellikle karakterin motivasyonunu çok net ortaya koyan ve nasıl Stephen Strange'in anti tezi olduğunu ortaya koyan çok güzel hikaye parçaları var prelude çizgi romanlarda. Karakterin zaman takıntısı ve Dormammu'ya yakınlaşması çok güzel bir altyapıya sahip aslında. Filmde bunu kullanmamak bence bariz hata. Filmin süresinin çok uzun olmadığını düşünürsek bence kesinlikle bu kısımlar filme eklenebilirdi.

Dormammu



  Dormammu benim en fazla görmek istediğim Marvel villainlarından biriydi. Üstelik sadece Doctor Strange villainı olarak değil. Dormammu'yu Thanos sonrası büyük villan olarak görmek istiyordum. Kevin Feige'nin açıklamaları büyük villain'ın yine kozmik taraftan geleceğini gösteriyor. Olsun Dormammu, Doctor Strange filmlerinin büyük villlan'ı olarak kalsa da olur yapacak bi'şey yok.

  Dormammu'yu beklediğimden daha farklı bulsamda genel olarak beğendim. Yalnız devam filmlerinde Dormammu ve Dark Dimension'ın daha fazla gelişmesi gerekiyor. Zira bu haliyle potansiyeli itibariyle yetersiz kalacaktır. Dormammu'nun bu filmdeki varlığını biraz Fantastic Four: Rise of Silver Surfer filmindeki Galactus'a benzetmek mümkün. Ama tabi ki onun başarılı şekilde yapılmış halinden bahsediyorum. Helmut Zemo'nun Lex Luthor'ın başarılı versiyonu olduğu gibi.

  Dark Dimension'ın tasarımı ve gördüğümüz kadar ki işlevi çizgi romandakinden çok farklı. Bu farkın temel sebebi elbette filmde kendisine yer bulan Time Gem'e kontrast oluşturmak. Yalnız ağır ağır bildiğimiz elementleri ekleyebilirler. Zaten mindless ones eklendi. Clea gibi karakterlerde yoldadır.

Baron Mordo



  Aynı Loki'de olduğu gibi Baron Mordo gibi villainları tek filmde harcamadan uzun uzun işleyip bir karakter olarak derinlemesine ele almak daha mantıklı. Neticede bu filmler bir tane çekilen filmler değiller. Aynı baş karakter gibi villain olan karakterinde origini işlenebilir. Doctor Strange filmi sadece Doctor Strange'in değil aynı zamanda Baron Mordo'un da origin filmi. Mordo önümüzdeki filmlerde full time villain olsa bile son derece derinlemesine işlenmiş olacak. Böylece tam manasıyla tatmin etmiş bir düşman ile karşılaşacağız.

  Marvel bu sistemi Loki ve Baron Mordo'da yapmayı başardı. Ama ben aynı mantığın Captain America ve Iron Man'de de yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mandarin ve Red Skull, sadece tek filmde çıkacak karakterler değillerdi. Bütün üçlemeye yayılan derin hikayelere sahip olabilirlerdi.

  Mordo'ya tekrar dönersek filmde çizilen karakter portresi aslında beklediğimden daha gri bölgede. Bu noktada onu tamamen karanlık bir bölgeye çekecekler mi çok merak ediyorum. Kamar-Taj'dna ayrılma sebebi Dormammu ve Time Gem ile olan ilişki olduğu düşünülürse devam filmlerinde göstereceği tavır çok ilginçleşiyor.

Ego



  Öncelikle Ego benim açımdan kurtarılmış bir karakter. Hakları Fox'ta olan nice muhteşem karakterin doğru düzgün uyarlanmış bir hali. Peter Quill'in babasını ilk filmden beri bekledik. Onun Ego çıkması son derece başarılı bir hamle olmuş. Çizgi romanlardaki babası filmlerin izledikleri yol düşünülürse fazla Kraliyet Ailesi kıvamında. Ego'nun işlemesi için Ego ve Peter arasındaki kimya çok önemliydi ve film bunu doğru şekilde yansıtmayı başardı.

  Filmde Ego'yu bir Celestial olarak görüyoruz. Bu da bizi önümüzdeki filmlerde Celestial konseptiyle oynanabileceği düşüncesine götürüyor. Normalde Celestials fiziksel olarak birbirlerine benzeyen hareket alanı belli karakterler. Ego'da Elders of the Universe olarak andığımız bir karakterdi. Yalnız filmde Ego'nun Celestial olmasının çok güzel bir şekilde işlediğini de belirtmek lazım.

Ayesha



  Ayesha izlemesi çok keyifli bir villan bence. Özellikle kendisi ve ırkı olan Sovereign çok başarılı yaratılmış. Tabi ki Ayesha'nın origini çok değiştirilmiş. Lakin Ego'da olduğu gibi film içerinde harika bir şekilde işliyor.

  Ayesha, Guardians of the Galaxy'nin önümüzdeki maceralarını da çok etkileyecek bir hareket yaptı after credits'te . Adam Warlock'u hayata getirecek. Warlack ise bilindiği üzere son derece önemli bir karakter.

dean

  Disneyland'de bulunan Guardians of the Galaxy - Mission: Breakout'ta gösterilen bu replicalar, MCU fanları arasında Beta Ray Bill ve Namor için beklenti oluşturdu.




dean

  Tom Holland, Marvel Cinematic Universe'de Spider-Man'in üçleme olacağını onayladı.


dean

  Kevin Feige, şu noktada bir planları olmasa da gelecekte MCU dahilinde R-Rated filmlerin gelebileceğini söyledi. Yakın zamanda böyle bir film çekeceklerini düşünmüyorum ama R-Rated olarak Ghost Rider ve Moon Knight harika olurdu.




dean

  Amy Pascal, Venom ve Silver & Black filmlerinin MCU'da geçeceğini onayladı. Tom Holland'ın bu filmlerde görünebileceğini söyledi.




dean

  Guardians of the Galaxy Vol. 2'nin ardından artık Orijinal Guardians of the Galaxy ekibinden de bahsetmemiz gerekiyor. Filmde ekibin tekrar toplandığını görüyorduk. Kevin Feige ve James Gunn'ın söylemleri de bu ekibin MCU'da tek seferlik olmadığını gösteriyor. O yüzden biraz karakterleri tanımak gerektiğini düşünüyorum.



  Bu ekip çizgi romanlarda Guardians of the Galaxy 1969 team ya da Guardians 3000 gibi isimlerle anılıyor. İlk kez 1969 yılında Marvel Super-Heroes serisinin 18. sayısında görünmüşler. Yaratıcı ismi Arnold Drake. Ekibimiz Earth-691'in 31. Yüzyılında ikamet ediyor. Filmde paralel evrenlere ve geleceğe gidilmemiş. Onun yerine Ravagers ekibi ile köken hikayeleri birleşmiş. 



  Starhawk



  Gerçek adı; Stakar Ogord

  İlk görünüş; Defenders 27 (Eylül 1975)

  Güçleri; Hawk God'tan geldiğine inanılan süper insan kuvvetine, dayanıklılığa, hızına, çevikliğine, reflekslerine sahip. Ölümsüz, ışığı manipüle etme yeteneğine sahip. Bununda güçlü lazerler atabiliyor. Aleta ile birleştiğinde karanlığı da kontrol edebiliyor. E bi'de uçuyor. (Zaten bu kadar özelliğe uçmaması abes kaçardı.)

  Earth-691'de 2001 yılındaki War of the Worlds sırasında Quasar, Kısmet tarafından kurtarılır. Kısa süre içerisinde Kısmet hamile kalır. Kısmet çocuğu Vesper isimli gezegene götürür. Quasar ise Dünya yolunda ölür. Çocuk doğduktan sonra kötü yaratık Era tarafından kaçırılır ve Arcturus IV'a bırakılır. Ogord tarafından Stakar ismiyle büyütülür. Bilinci zamanda hep geriye gönderildiği için 31. yüzyıla kadar hayatta kalmayı başarır.

  Yaşadığı gezegene uyum sağlamaya zorlanan Stakar, arkeoloji ile ilgilenmeye başlar. Bir kaza sonucu Aleta Ogord ile birleşerek Starhawk kişiliğini kazanır. İkili birlikte Guardians of the Galaxy'e katılır.

  Aleta Ogord



  İlk Görünüş; Defenders 29 (Kasım 1975)

  Güçleri; Stakar ile benzer güçlere sahip.

  Aleta, 31. yüzyılda Arcturus IV isimli gezegende doğuyor. Babası Ogord tarafından sert bir şekilde yetiştiriliyor. Üvey kardeşi Stakar ile birbirlerine aşık oluyorlar ve evleniyorlar. İkili Forbidden City'a seyahat ediyorlar ve Hawk God heykelini keşfediyorlar. Aleta kazayla Hawk God'ı harekete geçiriyor. Bedeni enerji halini alıp Stakar ile birleşiyor.

  Martinex



  İlk Görünüş; Marvel Super-Heroes 18 (Ocak 1969)

  Güçleri; Pluvia'lı olmasından kaynaklanan fiziksel güçleri var. Vücudu kristalize halde. Normal bir insandan daha güçlü ve daha dayanıklı. Gözlerini aşırı ışığa ve karanlığa adapte edebilir. Aşırı sıcağa ve aşırı soğuğa dayanıklı.

  31. Yüzyılda Dünya gezegeni bir çok gezegene yayılmış halde. Martinex'in doğduğu Pluto gezegeni de bunlardan biri. Martinex'in ataları Dünyadaki Afrika'ya kadar uzanıyor. Martinex yetişkin biri olduğunda bilim adamı oluyor. Badoon'lar tarafından saldırıya uğradığında Vance Astro yolları kesişiyor. Böylece Guardians of the Galaxy'nin bir parçası oluyor.

  Charlie-27


  İlk Görünüş; Marvel Super-Heroes 18 (Ocak 1969)

  Güçleri; Normal insanlardan 11 kat daha güçlü ve 11 kat daha dayanıklı.

  Jupiter'in Galileo City şehrinde hayata geldi. Genetik olarak normal insan bedeninden 11 kat daha fazla kas yoğunluğuyla güçlendirildi. Asker olan Charlie-27, Badoon saldırısı sırasında aldığı görevden tek sağ kurtulan olarak Guardians of the Galaxy'e katıldı.

  Mainframe



  İlk Görünüş; Guardians of the Galaxy 5 (1990)

  31. Yüzyıldaki Vision gibi düşünülebilir. Bir gezegeni yönetebilecek kapasitede.

  Krugarr



  İlk Görünüş; Guardians of the Galaxy Annual #1 (Temmuz 1991)

  Güçleri; Çok çeşitli büyü güçleri vardır. Astral seyahat, uçma, mistik yıldırımlar.

  Krugarr, Lem isimli ırktandır. Bu ırk devasa kurtlara benzeyen ve çok uzun yaşayan bir ırktır. 22. yüzyılda Doctor Strange tarafından bulunur ve onun çırağı olmayı kabul eder.

  Yondu Udonta



  İlk Görünüş;  Marvel Super-Heroes 18 (Ocak 1969)

  Güçleri; Fiziksel güç açısından insandan farkı yoktur. Ama ırkının getirmiş olduğu çeşitlik empatik güçlere sahiptir. Altıncı hissi çok gelişmiştir. İyi bir dövüşçüdür. Elbette en önemli silahı ok ve yaydır.

  Centauri-IV isimli gezegende doğmuştur. Güneş sistemi dışında ilk kolonizasyonlardan biridir. Vance Astro'nun gemisi Centauri IV'a indiğinde uzun zaman sonra Dünya ile ilk kontak kurulmuş olur. Yondu'da Badoon saldırısı sonrası kendisini Guardians of the Galaxy'de bulur.