Bir yanda yeni fasiküllerim, diğer yanda Hickman Avengers macerası (bitirmek üzereyim), öteki yanda bir daha Brubaker'dan Criminal serisi.
 Hepsi birbirinden iyi hikayeler. Belki bir gün bu ülke Criminal'i de okur.

Bir arkadaşımın oğlu set olarak satıyordu Ajin'i, seti satıp borsaya yatıracakmış. Borsa falan dediğime bakmayın, çocuk daha lise öğrencisi. Çizgiroman merakımı bilen bu arkadaşım, çevremden almak isteyen olur mu diye bana sordu; etrafa haber ettim, olumlu bir dönüş olmayınca da 'bir borsa milyarderinin yükselişi'ne mani olmamak için talep ettiğinden biraz daha fazlasını vererek 'bari ben alayım' dedim bu ilk 15 sayılık seti. Serinin eksik son 2 sayısını da tamamladıktan sonra Ajin'e başladım. İlk 2 sayıyı okumuştum, sonrasında yer yokluğundan vs. bir sebeple devamını getirmeyince de elimden çıkarmıştım. Oysa beğenmiştim de. Şimdi de ilk 3 sayı itibariyle ilgiyle devam ediyorum...

Bir yandan da hayret ediyorum ne günlere kaldık diye! Ben hatunlarla yemek için satardım çizgiromanları, şimdiki gençlik atmış o at gözlüklerini, hayata bambaşka bakıyor

   Münch Hausen 'i okudum. Yıllar önce Don Kişot uyarlamasını çok sevdiğim Flix'in bu kitabını da çok sevdim. Hikaye çok güzel bir kere. Vicdan azabından kurtulmak için kendini bir hayal dünyasına hapsetmiş, bunu kendi gerçekliğine dönüştürmüş yaşlı bir adamın hikâyesi. Ya da akıl almaz bir gerçek hikaye. Hangisine inanmak isterseniz. Freud bile tereddütte kaldı neticede.

Ben Leviathan'ı okuyorum. Mangacı olmasam da uzay bilimkurgusu seviyorum. Ah keşke Nathan devam edebilseydi.

Alıntı yapılan: YzbVolkan - 17 Şubat, 2024, 14:02:34Ben Leviathan'ı okuyorum. Mangacı olmasam da uzay bilimkurgusu seviyorum. Ah keşke Nathan devam edebilseydi.

Okuduktan sonra aşağıdaki başlığa yorumlarınızı bekliyoruz Yüzbaşım.

http://altinmadalyon.com/altin/index.php?topic=18218.0

    Ken Parker serisine üçüncü kez baştan başladım. Bazı maceraları ise belki dördüncü, belki beşinci kez okumuş olacağım. Bir iki tanesinin tekrar okuma sayısı yedi ya da sekiz bile olabilir. Velhasıl, Ken Parker gibi bir eserin kalitesini hatırlamak için beş-altı senede bir baştan okuma gibi bir adetim var.

    Dün bir çırpıda 10 sayıyı geride bıraktım. Bugün bu rakamın yarısına razıyım, henüz başlayamadım ama birazdan başlayacağım. Ken Parker ayrı bir doğa olayıdır benim için.

Fumetti olarak Zagor aylık seri, Dylan Dog ve Büyülü Rüzgar okumaları yapıyorum. Mangada Kingdom ve One Piece'de günceldeyim, Jojo's Bizarre Adventures'da part 3 bitti sayılır. Comics dersek geçen sene Dark Horse'dan çıkan Conan serisini ve Star Wars Republic'i okumuştum, o zamandan bu zamana okuduğum tek Amerikan işi çizgiroman Crossed: Wish You Were Here oldu.

Büyülü rüzgar No 89 Sahipsiz topraklar hikâyesini okuyorum. Forumda yazılan büyülü rüzgar iletilerini okuduğum da, okuyucuların genellikle ilk 20_ 30 sayıyı beğendiklerini, sayılar ilerledikçe hikâyelerin vasatlaştığını ifade eden düşünceler görüyorum. Ben ise ilk dönem, yani çok eski ve tutucu bir fumetti okuru olduğum için olsa gerek ki Western de fantastik maceraları pek de tutkuyla okuyamıyorum. Yalnızca bu konuda Tex'i ayrı bir yere koyuyorum , nedeni ise çok çok ender olarak fantastik ve paranormal hikayeleri konu edinmesi. Büyülü rüzgar da sayılar ilerledikçe bu tür hikayelerin azaldığını görüyorum, bu da benim daha çok ilgimi çekiyor, büyülü rüzgar serisini daha da tutkuyla okumamı sağlıyor. ABD tarihinin vahşi batı dönemini böylesine geniş ve gerçekten yaşamış karakterleriyle, olaylarıyla bizlere yansıttığı için büyülü rüzgar serisine daha bir sevgiyle sarılmama neden oluyor.

Alıntı yapılan: pizagor - 19 Ocak, 2024, 12:43:08Bir arkadaşımın oğlu set olarak satıyordu Ajin'i, seti satıp borsaya yatıracakmış. Borsa falan dediğime bakmayın, çocuk daha lise öğrencisi. Çizgiroman merakımı bilen bu arkadaşım, çevremden almak isteyen olur mu diye bana sordu; etrafa haber ettim, olumlu bir dönüş olmayınca da 'bir borsa milyarderinin yükselişi'ne mani olmamak için talep ettiğinden biraz daha fazlasını vererek 'bari ben alayım' dedim bu ilk 15 sayılık seti. Serinin eksik son 2 sayısını da tamamladıktan sonra Ajin'e başladım. İlk 2 sayıyı okumuştum, sonrasında yer yokluğundan vs. bir sebeple devamını getirmeyince de elimden çıkarmıştım. Oysa beğenmiştim de. Şimdi de ilk 3 sayı itibariyle ilgiyle devam ediyorum...

Bu yazdıklarımın üzerinden iki aydan fazla zaman geçmiş, üzerine hepi topu 7 Ajin cildi eklemişim. Belli ki kopmuşum, ilgim dağılmış, bir noktadan sonra sarmamış. Gerçi araya Fantastik Dörtlü Omnibus'u falan girdi ama bu bahane olmamalı.

    Ken Parker tekrar okumalarımda 40 sayı geride kaldı. Her okuyuşumda aynı tatmini, aynı kaliteyi vermeye devam ediyor. Unuttuklarımı hatırlatıyor, yarım yamalak hatırladıklarımı daha da kanıksatıyor. Benim için çizgi romanda edebiyata eş değer çok nadir eserlerden biri. Vaktim ve isteğim olsa, tıpkı Büyülü Rüzgar'a yaptığım gibi forumda sayı sayı Ken Parker irdelemeyi çok isterdim ama şu an için mümkün görünmüyor.

    Kaldı 19 sayı. Ana seri için tabi. Sonrasında bir 19 sayı da özel seri. Onun da son 6 sayısını okumamıştım. En baştan başlamak güzel olacak. Zaten ana seriye de baştan başlama sebebim, özel seriye baştan başlamak istememden ötürüydü. Malum, özel seri de ana serinin devamı çünkü.

 Avengers omnibus Kurt Busiek & George Perez cilt 1 okuyorum. Onslaught sonrası geri dönen kahramanların uyum çabaları ve yeni düşmanlar. Güzel bir dönem.

Allah Allah, hayırdır inşallah. Renkli Mr No, dördüncü sayıyı okurken içim geçmiş, uyuya kalmışım. Bir pınarın kıyısında, yaban gülleriyle süslenmiş, asırlık çınar ağaçları tarafından gölgelenmiş bir vadi de buldum kendimi. Çınarlar, köknarlar, çam ağaçları ve Akbelen ormanları dile gelmişler. Tilkiler, kurtlar, çakallar ve kaplumbağalar, yaban domuzları, kimisi üzerime yatmış, kimisi yanıma uzanmış.  " Ağaç konuşurmu, dereler sevinçle, coşkuyla dile gelirmi " diye düşünmeyin lütfen. Ben bunları gördüm, yaşadım. Ağaçlar bana, " sen bunca kalıcı rahatsızlıkların olduğu halde, Akbelen de, Milas ta, Bergama da, ve doğu Karadeniz de bizlerin katledilmemizi, engellemek için nasıl çabaladığını gördük " diye teşekkür ediyorlardı. Yaban domuzları, kurtlar, çakallar, börtü böcekler ve kuşlar, hepsi birden dile gelmişti. Ve bana, bizler; ormanlar, ağaçlar, kuşlar, dereler, sahiller, milyonlarca yıldır yaşadığımız gibi, 22 yıllık esaretten sonra sizlerin sayeninzde atalarımız gibi özgürce, kardeşçe yaşayacağız " dediler. Uyandım. Elimdeki çizgi roman yere düşmüş. Önce şaşırdım, " Allah Allah" dedim, bu nasıl bir rüya, hiç ağaç konuşurmu, hiç kurt, çakal, porsuk, kaplumbağa dile gelirmi , bu nasıl bir rüya " diye kendi kendime söylendim. Değerli dostlar, ister inanın, ister inanmayın, ben gördüklerimi yazdım...

Gotham Central 3. cilde geçtim. The Incredible Hulk epic 7. cilt bitmek üzere. Hulk epic 8. cilde geçmek için sabırsızlanıyorum. Indiana jones omnibus 1. cilt hazırda bekliyor. Karışık okuyorum.

 Indiana Jones Marvel dönemi mi?

Alıntı yapılan: rumar80 - 02 Nisan, 2024, 07:05:48Indiana Jones Marvel dönemi mi?

Evet Dark Horse'un zamanında yayinladigi omnibus ciltler.