Şu anda hangi çizgi romanları okuyorsunuz?

Başlatan hanac, 01 Kasım, 2009, 18:36:08

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Animvader

Bize bu maceraları tekrar hatırlattığın için eline sağlık Dean. JBC bu maceraları basmak için hala neyi bekliyor anlayamıyorum. Year One, Long Halloween ve Hush haricinde hiçbiri basılmadı. Kırk tane Joker kitabı basılacağına şu kitaplar basılmalıydı.

dean

  Batman okumalarımı yaparken türkçe baskı Batman'ler de hikaye anlamında nitelik ve nicelik farkı beni de çok üzdü. Rafımdaki Batman bölümünün ciddi bir kısmı Joker ve Harley Quinn'den oluşuyor. Neyse ki Batman sadece bu iki karakterden ibaret değil.

  Son yıllarda türkçe çizgi roman piyasasındaki en üzüldüğüm olay ise büyük bir şaşa ile başlayan ortak Rebirth dönemi yayıncılığının ortak bir şekilde çökmesi oldu. O olay benim türkçe comics'e olan inancımı devasa bir şekilde kırdı. Ondan beri çok az türkçe comics aldım. Biranda neredeyse onun üzerinde seri yarım kaldı.

rumar80

   Bir yandan Image'dan Nailbiter, diğer yandan Star Wars epic collection Tales of The Jedi 2 okuyorum. İkisi de iyi. Nailbiter oldukça güzel bir seri katil hikayesi. Orjinal okuyan dostlara kesinlikle tavsiye ediyorum. Hoş ben biraz geriden geldiğim için okuyan mutlaka olmuştur.
   Klasik inşallah ülkemizde basılır demek istemiyorum. Çünkü günümüzde tercihler ve fiyatlar malum.

ferzan

    İndirimde görüp hemen atladığım bazı fasikül mini seri, one-shot ve limitli seri ilk sayılarından oluşan ufak bir kargom gelmişti dün. Akşamına sıcağı sıcağına okudum her birinden. Hızlı bir şekilde bahsetmem gerekirse;

    The Beauty: All Good Things (Image Comics)


    Kötü bir başlangıç yaptım sanırım. Kısa bir süre önce merak ettiğim ama okumak için çok da istek duymadığım; gene de ilginç bulduğum 29 sayılık Beauty serisine ait tek atımlık bir fasiküle denk geldim. Seriden bağımsız ya da minimum düzeyde bağımlı olduğunu düşünerek okumaya koyuldum. Ne var ki Fransız kaldım. Meğer 29 sayılık serinin final teklisiymiş bu 48 sayfalık çifte öykülü fasikül.

    Beauty (Güzellik) adını taktıkları bir virüs var ve önü alınamamış sanırım. Bütün olay, gençlik ve bellek tazeleme özellikleriyle kişiyi olabileceği en mükemmel görünüm ve kondisyonuna geri döndürebilmesi ve hatta daha bile iyi hale getirebilmesi, kısaca mükemmelleştirmesi ama bir bedeli var tabi. Ana seri aşağı yukarı bunun üzerine kuruluydu kabaca edindiğim izlenimce. Bu teklide ise her ne kadar Fransız kalsam da gayet içine girebilip sürüklendiğim iki güzel kısa hikaye okumuş oldum. İlk öykü, temelleri ve gelişimi muhtemelen ana seride anlatılmış bir çiftin akıbeti üzerine kuruluydu. İkinci öykü ise yine ana serinin baş karakterleri olduğunu sandığım iki ajanın, çok da gizemli olmayan ama merak uyandıran bir ölümün üzerine eğilmesi ve buruk bir şekilde bu dosyayı istemeye istemeye çözmeleri üzerineydi. Fena gelmedi ikisi de ama bilhassa ikincisi daha iyiydi. Belki bir ara ana seriye başlayabilirim. Gene de çok kötü bir başlangıç yaptım bilgisizliğimden ötürü. Sondan başlamış oldum.

    The Scumbag (Image Comics)


    Bu seri geçen sene devam ederken dikkatimi çekmişti, ilk sayısından beri dijitallerine göz atıyordum aralıklarla ama okuma isteği duymamıştım. En son 2022 Ağustos ayında 14. sayısı çıkmış olan bu serinin ilk sayısı için "Eh işte..." diyebilirim. Devam etmem sanırım ama az biraz ilginç gelmedi desem yalan olur. Devam edeceğim kadar ilginç değil tabi. Gene de ilk sayı için pişman etmedi.

    Uyuşturucu bağımlısı, hergele ve düzenbaz bir keşin, farkında olmadan dünyanın kaderini eline alışı üzerine kurulu bir 80'ler sonu 90'lar başı Dıgıl Dergisi Galip Tekin ve Kemal Aratan senaryolarından hallice bir fikri çıkış noktası olarak almış Rick Remender ve kaçınılmaz olarak bilim-kurguyu dahil etmiş serinin serseri atmosferine.

    Origins (Boom Studios)


    6 sayılık bu mini seri, kıyamet sonrası bir dünyada geçiyor. Geçmişte yapay zeka tarafından yok edilen insanlığın yıllar yıllar sonra yine yapay zeka tarafından yeniden yaratılışı gibi bir tanıtım yazısına denk gelmiştim bir yerlerde. O sebeple gönül rahatlığıyla ve merakla edindim ama ilk sayı itibariyle çok da içine çekilemedim. Sonraki sayılar ne gösterir bilmem. Biraz korkuttu açıkçası. Karpuzun bir kısmı mı kabak, yoksa bir kısmı kabak olan karpuzun aslında her yerinin kabak olduğu gerçeğini mi görmezden gelmek istiyorum,  kalan 5 sayıdan sonra belli olacak.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan



    Bugün güne bununla başladım. Aslında sipariş ettiğim kapak aynı kompozisyonun Spawn'ın üstte olduğu versiyonuydu ama tükendiği için Batman 'in ayakta olduğu versiyonu almak durumunda kaldım. Varyant kapak seçeneği oldukça fazla bir tek atımlık olsa da ben esasen Batman için değil, Spawn için aldığımdan diğer kapak olmasını yeğlerdim ama bir önemi yok.

    Spawn'ın Gotham'a zuhur edişi, Batman'in ana babasının ölüm yıldönümünde ve tam da öldükleri sokak arasında gerçekleşir. Spawn da uğruna ruhunu şeytana sattığı yegane kişiyi kaybetmiştir ve onu geri getirmek uğruna yapamayacağı şey yoktur. İşin içine Baykuşlar Divanı da girer, olaylar gelişir. Joker'in bir elini Batman 'in omuzuna, bir elini Spawn 'ın omzuna attığı sahneyle ben halihazırda beklentim olmadığı halde sırf koleksiyon amaçlı aldığım bu tekliden tamamen koptum ve ciddiyetimi yitirdim. Sadece birkaç sahne hatırımda kaldı, onda da bu tekliyi yazan McFarlane 'in belli ki yıllardır içinde kalmış çok kaliteli bir kelime esprisi ile tekliye konu olan iki baş karakterin şiddetin kalbindeki bazı detayları oldu ama onlar da büyük mesele değildi hani.

    Geçen sene Tex ile Zagor'un karşılaştığı Bandera'dan (Epicenter edisyonuyla yakın zamanda İngilizce'sini okuyabildim) böyle bir basitlik bekliyordum aslında ama o gayet kaliteli bir crossover olmuştu, acayip de isabetli detaylarıyla canavar gibi okutmuştu kendini. Her şeyden önce yazar Mauro Boselli 'nin geçmişte kendi yarattığı karakterlere uygun bir evren oluşturup iki karakteri gayet mantıklı ve makul yoldan çok doğal bir şekilde buluşturmasını sevmiştim. Batman ve Spawn ise tamamen gereksiz ve zorlama geldi bana. Çıkış noktası da, motivasyonu da, ilerleyişi de sarmadı. 90'lı yıllarda da bir ortak teklileri olmuş sanırım Frank Miller 'ın kaleme aldığı. O nasıl bilmiyorum ama 2022 çıkışlı bu güncel tekli beni pek açmadı. Çerez niyetine okuyup kapağını kapattım.

    Birkaç kemikleşmiş ve yakın geçmişte çok tutmuş unsur ile McFarlane'in Batman mastürbasyonu olarak gördüğüm bu tekli için ayrı başlık açmak içimden gelmedi, buradan bahsedeyim dedim ama başlığın açılması gerekli görülürse bu iletinin oraya taşınmasına şimdiden razıyım.

    Göz hakkı gelsin o zaman;

    Benim almak isteyip alamadığım kapak;



    Sean Murphy varyantı;



    Tüm kapaklar;



    Birkaç iç sayfa örneği, tabi ki her zamanki Capullo kalitesiyle;





Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Zeljko

McFarlane'de bir kaç kare çizseydi keşke onu da görseydik.
Batman year two idi sanirim aşağıdaki kareyi çok beğenirim hatta figürleri de var bildiğim kadariyla

Şu Gotham'ın önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim Christopher Nolan

kharon

hosgeldin Ferzan ,ozlettin kendini

Mrtekin

Dc Horror Presents: Sgt. Rock vs Army of the Dead.

Bruce Campbell yazar ve 100 Bullet'dan tanıdık Eduardo Risso çizer işbirliği ile çok keyifli bir okuma oluyor. Türün meraklılarına tavsiye.
They drew first blood...

rumar80

  Bir yanda Ed Brubaker'dan Kill or be killed, diğer yandan Star wars epic collection Menace revealed vol 3.

ferzan

    Bayram haftasından beri paralel üç okuma yapıyorum. The Boys, Preacher ve Daredevil (Ed Brubaker dönemi). Acele etmeden, sindire sindire, gerektiği yerde bırakıp diğerine geçmelik bir şekilde ilerletiyorum bu okumalarımı.

    The Boys'un 6 ciltlik toplu edisyonunu (omnibus yazıyor her bir cildin üzerinde ama omnibustan ziyade book denen formatta, yani iki tpb birleşince book oluyor çizgi roman dilinde, omnibus olmuyor aslında, neden öyle yazılmış bilemedim) bulmuştum uygun fiyata. Nicedir aklımdaydı, başlamak için bahane oldu. İlk cildin yarısına tekabül eden 6 sayılık giriş arkını bitirdim. Elbette dizisinden farklı ama bence çizgi romandaki gidişat ayrı güzel, dizideki gidişat apayrı güzel olmuş. The Boys okumalarımda acele etmeyeceğim, hikaye arkı bazlı ilerleyeceğim aklıma estikçe.

    Tabi Boys'u okurken canım feci şekilde Preacher çekti. Daha önce aralıklarla üç kez baştan sona okuduğum seriye dördüncü kez başladım ama İthaki edisyonuyla ilk kez okuyorum. 7 cildi geride bıraktım. İthaki edisyon olarak şahane iş çıkarmış ama panel içi bazı Türkçeleştirme yazılarında (tabela, obje üzeri ve saire) font olarak çok amatör tercihlerde bulunmuş. Çeviride de sözde Teksas aksanının Türkçe yansımasını yapacağız derken yer yer itici bir his ortaya çıkmış. Ayrıca balon içi yazım yanlışları da gırla. Gene de eserin kendisi her şeyi unutturuyor okurken. Kaldı 2 cilt.

    Bayram haftasından önce başladığım Ed Brubaker dönemi Daredevil'de (Arka Bahçe son seri) ise çok daha yavaş ilerliyorum. 3. cildi bitirmek üzereyim. Kendi başlığında da biraz bahsetmiştim, şahane gidiyor. Onda da fazla acele etmiyorum hemen tüketmiş olmamak için.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

pizagor

Şu sıralar ülke gündemi beni o kadar yoruyor, o kadar meşgul tutuyor ki elime bir çizgi roman, bir roman alasım, okuyasım yok.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar...


ferzan

    Thorgal serisine baştan başladım. Üçüncü turum olması lazım serinin ilk yarısı için, ikinci yarısı için ikinci turum, birkaç albüm için de dört ya da beşinci turum olacak. Bu tekrar okuma esnasında gördüm ki halen çok beğeniyorum, halen çok kaliteli geliyor, halen beni alıp götürüyor. Remzi Kitabevi'nde çıkan orijinal formatındaki ilk 5 albümü bitirdim. Çizgi Düşler'in telif sorunundan ötürü en son basmış olduğu 6. albümü de okudum. Şimdi Çizgi Düşler'in boy küçülterek ve üçerli birleştirerek yayınladığı ilk cildi (7, 8 ve 9. albümler) okuyarak cumartesi gecemi şenlendirme niyetindeyim.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

ferzan

    "Şu anda hangi çizgi romanları okuyamıyorum" desem daha doğru olur. Elime aldığım soluyor benimle birlikte. Genel bir keyifsizlik durumu hakim nedense.

    İki ay önce tekrar okumasını yaptığım Thorgal'ı yarım bıraktım 10'lu 15'li albümlerde. Arada sahaflardan elime geçen ve günlük gazete bantlarından derlenip ciltletilmiş, 1950'lerden kalma birkaç antika Dedektif Nik macerası okudum. Sonra biraz o biraz bu derken aralarda yaptığım bir adet Ken Parker ve bir adet Dampyr seçmece tekrar okuması dışında bitirebildiğim başka şey olmadı.

    Haftalar önce Manu Larcenet'in Grup Terapisi'ne başladım, ilerletemedim. Wolverine VS Punisher'a hevesle başladım, ilerletemedim, kesildim. Kronolojik giderek AD dönemi ilk sayılarından itibaren Nathan Never'a başladım adam akıllı bir daha okuyup sonrasında okumadığım kalın ciltlerine geleyim diye ama birkaç sayıdan sonra mola verme ihtiyacı duydum. Ergenekon 1. ve 2. sayıyı okuyup bitirebildim ama şimdilik yorum yapmayacağım, belki ayrı irdelerim sonra. Forumda da incelemesini yaptığım A Distant Neighborhood'un yazar-çizeri Jiro Taniguchi'nin okumayı çok istediğim başka bir kitabını aldım birkaç hafta önce; "A Zoo in Winter". Başladım, çok da beğenerek okumaya devam ediyordum ki sonra dönemedim. En son yarım bıraktığım da, Timaş Genç'ten çıkmış olan "Bu Bizim Anlaşmamız" oldu. Çok güzel başladı, çok güzel ilerledi derken su gibi akmayıp yer yer yoğunlaşınca, sıvı halden jel haline hafif maddeleşince zaten tahammül seviyemin minimuma indiği son haftaların azizliğiyle yarısında bırakmak durumunda kaldım. Sonra nostalji yapasım geldi, çocukken okuduğum ilk Zagor olan Meydan Gazetesi ilavesi "Mesaj" macerasını, yine aynı ilaveleri sahaflardan takım halinde bulmak suretiyle tekrar arşivime katıp Lal KM ciltlerden yıllar sonra okuduğum halde bir de Meydan eki olarak okuyayım dedim dün ama ne göreyim, 4. fasikül eksikmiş takımda ve satıcı bunun uyarısını yapmamış. Bir şekilde buldum 4. sayıyı da ama hevesimi kaybettim bu sefer de.

    Son olarak Alfa 1999-2001 dönemi Kral Conan haftalık dergileriyle kesişiyorum nostalji damarımdan devam ederek ama acaba 34'lük seriyle mi başlasam, 12'lik Alfa serisinde Belit'li maceraları bininci kez hatim mi etsem, yoksa en temizi Lal KM renklilerden başlayıp Alfa'lara öyle mi geçsem derken gene uzaklaşmak üzereyim. Lanet gibi çöktü üzerime okuyamamazlık. Okunacak neler var halbuki elimde, tanıtılıp foruma yazılacak ne yeni cicilerim var ama heves yok. Bakalım, ben de merak ediyorum bu akşam ne okuyacağımı ya da okuyamayacağımı.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Animvader

Alıntı yapılan: Animvader - 24 Ocak, 2023, 14:59:07Bize bu maceraları tekrar hatırlattığın için eline sağlık Dean. JBC bu maceraları basmak için hala neyi bekliyor anlayamıyorum. Year One, Long Halloween ve Hush haricinde hiçbiri basılmadı. Kırk tane Joker kitabı basılacağına şu kitaplar basılmalıydı.

Ferzan'ın mesajıyla bu başlığa girdim ve eski mesajımı gördüm, aslında bu konu hakkında çizgi roman piyasası ve sorunları başlığında uzun bir mesaj yazıyordum sonra vazgeçip sildim.

Kırk tane Joker kitabı derken ben bile bir Joker kitabının 16+1 farklı kapak ile basılacağını düşünemezdim.

Zeljko

Alıntı yapılan: ferzan - 03 Eylül, 2023, 16:42:12"Şu anda hangi çizgi romanları okuyamıyorum" desem daha doğru olur. Elime aldığım soluyor benimle birlikte. Genel bir keyifsizlik durumu hakim nedense.

Ferzan seni Abdülhamid'in yalnizliğına birakmayacağım ayni duygular bende de oluyor arada neyseki akşama kızların voleybol maçı var belki keyfimiz gelir biraz.
Şu Gotham'ın önü bir uzun alan
Bir tek seni sevdim Christopher Nolan