Batman: Gotham Kapıları - JBC Yayıncılık

Başlatan memospinoz, 23 Eylül, 2016, 16:52:02

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tommikser

Wayne ailesinin geçmişine uzanan bir macera ile karşı karşıyayız.Yalnız macerada Bruce yok .Bence Bruce un olmadığı maceraların şöyle bir güzelliği var;Dick düşmanlara Batman olduğunu ikna etmek zorunda.

Batman'in sadece bir maskeden ibaret olmadığı ve onun da sokaklarda bir ruhu olduğunu anlamamıza neden oluyor bu tarz maceralar.Sadece bir maske giyerek Batman olunmuyor. Batman'in ruhunu da üflemek gerektiğini anlıyoruz.Ben bu açıdan macerayı oldukça beğendim ama öykünün tamamına bakarsak bir şaheserle de karşı karşıya olmadığımızı bilmemiz lazım.

Asıl bu kitapta hoşuma giden son sayfalara sıkıştırılan öykü oldu.

Türk okurunun neredeyse hiç bilmediği Batmancorp un temellerinin nasıl inşa edildiğini ve Bruce un şirkete elaman alırken neleri önemsediğini öğreniyoruz. Marvel'in Mss Marvel'i gibi Müslümaların laf olsun torba dolsun diye kullanılmadığı Müslüman bir karakter var karşımızda.

Paris'in banliyölerinde adalet için mücadele eden kahramanımızın din ekseninde düşünmeden adalet aramaya başlaması ve Paris müslümanlarının yaşadıklarını öğreniveriyoruz bu açıdan Marvel e göre oldukça başarılı.Hem Müslümanların hem Müslüman olan kahramanın sosyolojik ve politik duruşunu öğreniyor hemde toplumsal sorunların temellerine eleştirisel bakış görüyoruz.Ben bu ufacık maceranın çok ama çok iyi olduğunu düşünüyorum.Bir de siz okuyun bakalım.Sizler ne düşüneceksiniz?

Jedmau

Güzel yazı :) Teşekkürler :)

Başka okuyan ?

egeman45

Kitabı yeni bitirdim.Öncelikle çizimleri ve kapağı çok beğendiğimi söyleyebilirim.Hatta arka sayfalardaki Dustin Nguyen'in alternatif kapak çizimlerini de çok başarılı buldum.Hikaye ile ilgili; kitabı almadan önce beklentilerim yüksekti, Gotham şehrinin geçmişi ile ilgili bir şeyler okumak her zaman ilgimi çekmiştir. Gotham'ın inşası sürecinde 3 önemli aile hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Açıkçası hikaye daha derin olarak işlenebilirdi, sonu bir anda oldu bittiye geldi gibi hissettim ama kitap genel olarak beni tatmin etti diyebilirim. Robin ve Red Robin'i türkçe basılmış bir hikayede okumak keyifliydi. Sanırım kitap hakkındaki tek ciddi eleştirim Flashbacklerdeki yazı fontu olacak.Bilmiyorum benim gibi düşünen var mı ama okurken gözlerimi oldukça yordu. Daha farklı bir yazı fontu, kitabın rahat okunabilmesi için seçilebilirdi. Son olarak çoğu arkadaşın belirttiği gibi kitap sonundaki Nightrunner hikayesini oldukça beğendim.

nicholaihel

Kitabı bir yolculukta okumak için tercih ettim. İyi bir yol arkadaşı oldu bana. Bir nevi Gotham'ın "kurucu babaları"nın hikayesi. Jbc Batman one shot seçimlerinde Deadpool'a nazaran daha başarılı bence. Ve evet bende daha önce değinildiği gibi, son kısa öyküden belki de kitabın bütününden daha fazla keyif aldım. Paris banliyölerinde öyle başladı ki hikaye, (benim de daha çok sevdiğim üzere) bir grafik roman benzeri kısa öykü mü, alternatif çizgi roman mı bu da ne diye heyecanlandım. Sonrasında Batman'ın insan kaynakları departmanı olarak dahil olması :) ile olay anlaşılır hale geldi ama beğenide bir azalma olmadı. Empati kurabileceğim, sosyal temelleri yere sağlam basan ilginç bir Müslüman karakter olan Nightrunner ile tanışmış olduk. "Bir başka Paris" vurgusu, "azınlık" kavramı, "şiddet döngüsü" tanımı ve yaklaşımı... kısacık bir bölümde oldukça doyurucu şeyler anlatmayı başarmışlar. Kitabın sonunda okuyucuya adeta bir ödül, yemeğinin hepsini bitiren çocuğa çikolata/tatlı izni gibi olmuş :)

Egeman45 gibi alternatif kapakları (özellikle ilkini, çarklar ve batman kolajı, duvara asarım) müstakil olarak çok beğendim. Sonra düşündüm "bunlar kullanılabilir miydi bizim baskıda" diye. Ama estetik olarak güzel olmakla birlikte kitabın ruhunu ve hikayeyi temsil edebilmesi açısından mevcut kapağın gerisinde kaldıklarını düşünerek doğru kapak tercihi yapıldığına kanaat getirdim. Ama diğer kapaklardan poster olur hani :)

İletiyi telefon ile yazmaktayım. Olası mana ve imla hataları için şimdiden özürlerimle.

afacanx

Gotham 1881. Alan Wayne'in Gotham için büyük planları vardır. Bu planlarını en yakın ortaklarıyla paylaşır. Bunlar Theodore Copplepot (Penguen'in büyük dedesi), Edward Elliot (Hush/ Thomas Elliot'un büyük dedesi) ve Cameron Kane'dir (Kane Ailesinin büyük dedesi).

JBC Yayıncılık tarafından yayınlanan bu eserin öyküsünü Scott Snyeder ve Kyle Higgins yazmış, çizimlerini Trevor McCarthy, Dustin Nguyen ve Derec Donovan yapmış.

Çizimlerde taramanın kullanılmaması, oldukça net çizgiler ve kontrast bir gölgelendirme tekniği dikkate çarpıyor. Açıkcası çizgi romandan ziyade çizgi filmi çağrıştırıyor. Bu tarzın Batman'in karanlık ortamına çok uymadığını düşünsem de öykü içerisinde kullanılan flashbackler ve steampunk tasarımlarda başarılı olduğunu düşünüyorum.

Hikayenin işlenişinde günümüzdeki olaylar ile flashback sahneleri arasındaki paralellik ilgiyi her daim canlı tutuyor. Burada bir anti parantez açıp flashback çizimlerinin ve atmosferinin çok başarılı olduğunu söylememem gerekiyor.

Batman karakterini hikayenin başında biraz acemi bulmuştum. Bunun nedenini daha sonraki karelerde Komiser Gordonla gerçekleştirdikleri bir diyalogta anladım. Gordon, "Eğer senden öncekine biraz benziyorsan, ne düşündüğünü biliyorum." diyordu. Evet karşımızdaki Batman kostümünü giyen kişi Bruce Wayne değil, ilk Robin Dick Garayson'un ta kendisiydi.

Dick Grayson karakterine karşı gerçek bir sempatim olduğunu inkar etmeyeceğim. Kesinlikle en iyi Robin olduğunu düşündüğüm Dick yarasa kostümü içerisindeki ilk gerçek sınavını veriyordu.

Hikayenin çözümüne yaklaşırken Bruce'a nazaran takım çalışmasına daha fazla bel bağlaması hoşuma gitti. Ekip arkadaşları Tim, Casandra ve Damien da oldukça faal bir biçimde rol alıyorlardı. Timin her zamanki gibi müthiş bir dedektif, Damien Wayne'in (Batman'in Thalia'dan olan oğlu) her zamanki gibi sinir bozucu olmayı başarıyordu.

Düşmanımız Architect (Mimar) adında geçmişten gelen bir hayaletin yansıması. Bu ismi neden aldığını, bu nefretin sebebini tabi ki de flashback sahnelerinden öğreneceğiz.

Sonuçta elimizde eli yüzü düzgün bir Batman albümü var. Beşinci bölümün sonunda hem bir aksiyon hem de dedektiflik öyküsü olarak tatmin edici bir maceranın finalini okuyoruz.

Tüm bu olaylar yaşanırken Bruce Wayne'in neler yaptığını da son fasikülde öğreniyoruz. Batman İncooperated'ın Paris temsilcisi banliyo çocuğu Bilal Asselah'ın (Nightrunner) gerçekçi bir üslupla işlenmiş orijin hikayesi bu albümü bitirmek için oldukça güzel bir seçim olmuş.