Rehine - KaraKarga Yayınları

Başlatan memospinoz, 14 Aralık, 2020, 14:53:55

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

OZAN BALIM

Zaten 72 TL yapmışlar fiyatı. Bu gece İdefix'te en uzun gece indirimi var. %45+%10 toplamda 58,50.-TL'ye geldi. 175 TL'ye (SEPET20TL) 20 TL ekstra indirim ile birlikte...

Alıntı yapılan: justanordinarygeek - 18 Aralık, 2020, 01:28:34
Hiç orasıyla uğraşma derim dostum. Kidega'da %45 indirim var, daha ucuz.
Ben de vaktinde aynı özensizlikte gönderim olunca soğumuştum, daha sonra 6 ay - 1 sene filan geçti yine sipariş verdim, yine aynı şekilde göndermişlerdi. Bir daha da şans vermedim. Şimdi Kudüs Günlükleri sadece kendi sitelerinde satışta olunca mecburen sipariş geçeyim dedim, o da nesi üyeliğim silinmiş, şifre kurtarma yapayım filan dedim komple e-postayı, her şeyi silmişler. Neyse tekrar üye oldum ve Kudüs Günlükleri'ni sipariş verdim. Başka sitede olsa inan ki uğramazdım.  ;D

nicholaihel

OZAN BALIM, kaçırdık mı acaba ben %45 indirimi görüyorum ama +10'u göremiyorum idefix'de?

OZAN BALIM

Net %10 olmuyor aslında. 58,51 / 120 =
%51,24 indirim. 125 TL'ye 15 TL, 175 TL'ye 20 TL ekstra sepet indirimi var.

Alıntı yapılan: nicholaihel - 19 Aralık, 2020, 18:38:18
OZAN BALIM, kaçırdık mı acaba ben %45 indirimi görüyorum ama +10'u göremiyorum idefix'de?

OZAN BALIM

2015'ten beri 250 civarı siparişim var İdefix'ten. Eskiden elde olanları hemen gönderirlerdi beklemeden, şimdi kargo maliyetlerinin artması ile birlikte tek paket yapmak istiyorlar. Paketlemede eski özenin olmadığı değerlendirmesine kısmen katılabilirim. Bazen kutu tercihinde hataya düşüyorlar, havalı naylonların sönmesi ile kitaplar zarar görebiliyor. Kendi adıma büyük bir sıkıntı yaşamadım.

Alıntı yapılan: TKnKT - 19 Aralık, 2020, 18:54:10
    100 TL üzeri alışveriş yaptığınızda kullanabileceğiniz indirim kuponları tanımlanmış etkinlik bünyesinde. 100-124 TL arasındaki alışverişe "SEPET10TL" kodu ile birlikte alışverişinizde 10 TL indirim kazanıyorsunuz. Idefix bu indirimi kitapların fiyatları arasında dağıtarak uyguluyor. Sanıyorum bahsedilen +10%'luk indirim bu şekilde indirim kodları ile ortaya çıkan yeni fiyatlar.
    Bu arada idefix konusunda ekstra ekstra ön yargılıyım artık. Kitaplar elinize geçtiğinde kitap temin süresi, kitap kondisyonu, paketleme gibi faktörler üzerinden değerlendirirseniz çok sevinirim OZAN BALIM.

TKnKT

    Karakarga ile ilgili bir ileti yazarken fiyat politikasına değinmediğimiz ya da yayınlanan eserlerin kapak tasarımlarına tecavüz etmelerine isyan etmediğim bir yazı yazma şansı yakaladım sonunda. Ancak yine de takılacak bir şey meydana geldi. Ya bana gelen kitap sorunluydu ya da kitap ciltlemesinde yanlış bir yöntem kullanılmış. Kitabın kapağı ve cildi, kuşe kağıdından ağırlaşan kitap sayfalarını tutmakta zorlanıyor. Cilt sağa sola bükülüyor, sayfa sayısı çok olunca sanıyorum ki böyle bir sorun ortaya çıkıyor. Kitabın kenarları düzgün kesilmemiş bir şekilde pürüzlü olmasını matbaa sorunu, cildin üst sırtının ezilmesini dağıtım sorunu varsayıyorum. Sert kapak olmasa da en azından cildin sırt kısmını daha kalın ve içeriği tutacak şekilde yapsalarmış iyi olabilirmiş. Son olarak, tahmin edilen ama elimizde teyidi mevcut olmayan bilgiyi buraya bırakayım. Evet, kitap kuşe kağıda basılmış Ekinokslar gibi, satış sitelerindeki ikinci hamur ibaresi gerçek dışı.
   
    Şimdi biraz daha Guy Delisle üzerinden devam edebilirim. Bu zamana kadar Guy Delisle'nin Türkiye'de yayınlanan eserlerine baktığımızda bir seyahatname çerçevesinde, gözlem odaklı eserler ortaya koymaya dair bir eğilimi olduğunu görebiliyoruz. Ancak bu gözlemlerin vurgusunun görsel olarak aktarımından çok yazılı aktarımına ağırlık verildiğini hissettiğimi söylemem gerekir. Benim için çizgi roman dünyasının iki tür anlatısı mevcut. Kabaca ifade etmem gerekirse ilki "size göstermek istediğim şeyler var, yazılarla bu göstermek istediklerim arasında yolunuzu bulabilirsiniz" şeklinde bir amaç içeriyor. İkincisi ise "size anlatmak istediğim bir şey var, ifademin eksik kaldığı noktada ya da gözünüzde canlandırmakta sorun çekerseniz diye şuraya bir de görsel bırakıyorum" tarzında bir ifade içeriyor diyebilirim. Guy Delisle benim için kesinlikle ikinci kategorinin eserlerini ortaya koyuyor. Bunu Delisle'nin eserlerini yermek için söylemiyorum bilakis hepsi keyifle okuduğum çizgi romanlar. Ancak burada odağın çizimlerde değil, yaşananları anlatma güdüsünde olduğunu hissettiğimi dile getirmek isterim. Rehine de tam olarak bu doğrultuda ortaya koyulmuş bir kitap. Eserin ana kahramanının anlatılacak bir hikayesi var ve biz bu hikayeyi dinliyoruz aslında. Görseller sadece bir canlandırma, eşlik etme seviyesindeler.
   
    Kitabın içeriğine geçiş yapmadan önce şunu dile getirmek isterim ki Guy Delisle'nin, Sınır Tanımayan Doktorlar'ın fahri sponsoru olduğunu artık netleştirebileceğimizi belirtmem gerektiğini düşünüyorum. Sınır Tanımayan Doktorlar farklı bir yerde önüme düştüğünde Guy Delisle eserleri gözümde canlanırken, Delisle'nin eserlerini okurken de mutlaka bir kenardan bir köşeden bu kuruluşun ismini görüyorsunuz. Rehine ya da Fransızca orjinali ile "Kaçış" da bu iki ismin birbirine dokunduğu noktadan ortaya çıkan bir eser. Kitap isimlerindeki farklılaşmayı kabullenmesem de buradaki hem "rehine" hem de "kaçış" başlıklarının ikisinin de kitap içeriği için çok uyumlu olduğunu dile getirebilirim. Tüm bunlarla birlikte Delisle'nin önceki eserlerinin aksine burada eşlik edeceğimiz hikâyede özne artık Delisle olmaktan çıkıyor ve Sınır Tanımayan Doktorlar'ın Kafkasya sorumlusu Christophe André'nin anlatılarına tanık oluyoruz.
    Öncelikle belirtmem gerekir ki Rehine'nin içeriği sadece grinin iki tonlamasından oluşuyor. Kapaktaki renklendirme ile hemen hemen aynı. İçerikte genellikle maviye kaçan gri tonu hikayenin akışına dinamiklik katarken, arka plan düz bir grilikte sunuluyor. Bu gri-lacivert kontrastı eseri biraz daha siyah-beyaz konseptine benzer bir dikotomi (dichotomous) havasına büründürüyor.
   
    Hikayemize gelecek olursak, Christophe'nin 1 Temmuz gecesi bulunduğu binadan soyguna uğradıklarını düşünürken kaçırılması ve bu kaçırılmanın bilinmezlikleri silsilesi olarak devam ediyor. Kitap günler özelinde bölümlere bölünmüş bir şekilde aktarım sağlıyor. Her gün ifade edilmemekle birlikte birbirini takip eden bir tarih düzleminde, farklı bir gün farklı bir bölüm ile başlıyor. Kitapta diyalog neredeyse yok denecek kadar az. Okuduklarımızın büyük çoğunluğu Christophe'nin kafasının içerisinde geçen düşünceler ya da kendi kendine konuşmalarından meydana gelmekte. Hiçbir şey bilmediğin bir durumda, hiçbir şeyin olmadığı bir yerde sıkışıp kalsan ve anlaşabildiğin hiç kimse yoksa ne yapabilirsin ki? Takip edebildiğin tek şey her yeni bir gün ile birlikte ilerleyen tarihler. Tüm bunlarla birlikte arka plan neredeyse sürekli olarak aynı. Delisle'nin sürekli olarak aynı odayı çizme azmini takdir ediyorum (her ne kadar oda içerisinde çizilecek pek bir şey olmasa da). Bu sebeple eseri okurken Christophe'nin yaşadığına benzer bir bunalım yaşıyorsunuz siz de sayfaların arasında gezinirken. Her yeni bir bölümün başlangıcında yine mi bu oda daha ne kadar devam edecek diye darlandığımı hisettiğim zamanlar oldu. Her bir bölüm kabaca "uyan-yemek ye-tuvalete git-akşam yemeği ye-elin kelepçeli uyumaya çalış" döngüsü devam ediyor. Takibindeki her bölümde de Christophe'nin psikolojik durumunun zorlanmasını, çaresizliği hissedişini ve umutsuzluğu gözlemliyorsunuz. Bu örüntü ve hisler iki kere ortam değiştiriyor ancak süreç tamamen aynı. En sonunda Christophe'nin rehinelik statüsünün sona erdiği bir sekans mevcut. Bunca şeyin üstüne ne sizin okumayı bekleyeceğiniz bir kurtuluş ne de Christophe'nin hayal edebileceği bir kurtuluş.
   
    Kitabın bir sayfasında daha önce tanıtım bülteninde de yer alan şu cümle ile karşılaşıyorsunuz: "Rehine olmak hapiste olmaktan kötü". Benim aktarımdan edindiğim kadarıyla kitabın ana temasına bunun üzerine kurulmuş ve biraz daha açık ifade etmek gerekirse: "Bilinmezliğin içine düşmek ve en ufak bilgi kırıntısına muhtaç olmak her şeyden beter" şeklinde bir hissiyatı aktarmak amaçlanmış. Her şey bir kenara eseri beğendim mi diye soracak olursak çizgi romanda aktarılan bir hikaye olmasını düşünerek onluk bir skalada ancak beş puan verebileceğimi düşünüyorum. Okuduğuma pişman değilim ama okumasam da bir şey kaybetmezmişim.     
"The man who opens topics faster than his shadow"