Fiyatlardan dem vuruyoruz ama bana kalırsa, bazı yayınevlerinin bir sürü telif alıp doğru düzgün yayın periyoduna oturtmaması ve tekrar baskı yapmaması durumuda var. Özellikle bu dediğim manga için geçerli. Yine de habire yeni seri duyurmaya devam ediyorlar. Son zamanlarda benim sinirime dokunan bir durumda bu.

Alıntı yapılan: Kauss - 01 Temmuz, 2024, 16:00:32Fiyatlardan dem vuruyoruz ama bana kalırsa, bazı yayınevlerinin bir sürü telif alıp doğru düzgün yayın periyoduna oturtmaması ve tekrar baskı yapmaması durumuda var. Özellikle bu dediğim manga için geçerli. Yine de habire yeni seri duyurmaya devam ediyorlar. Son zamanlarda benim sinirime dokunan bir durumda bu.

Dergi mantığıyla yayımlanan çizgi romanların, ülkemizde kitap mantığıyla yayımlanması da başka bir etken. Derginin sürekli izleyicisi olur, bu da çizgi roman dizisini yaşatır. Kitabın ise sürekli izleyicisi değil, alıcısı vardır; aynı kitabın farklı yıllardaki farklı baskılarını okuyucu, "dilediği zaman" alır, okur, yararlanır. Derginin yaşamını sürdürebilmesi için ise kendisini izleyen bir kitleye gereksinimi vardır.

Bir zamanlar okuyucuların "tuğla gibi" diye tanımlanan ciltleri görünce ağzının suyu aktı, çok güzel bir şey sandı. Ama bunlar dergi mantığıyla yaşayan çizgi romana darbe oldu; çizgi roman dizisi yaşayabilmek için, periyodunu sürdürmeye ve bu periyodu izleyen okuyucuya muhtaçtır.

Bir zamanlar Tay Yayınları, fasikül dizisi ve öteki dizileri ile bu mantığı yürütüyordu. Ama Maceraperest Çizgiler'in kalın ciltleri, çizgi romanı dergi ve periyodik yayın kapsamından çıkardı; ardından öteki yayıncıların kalın ciltleri de işin tuzu biberi oldu. Marmara Çizgi'nin 2019'da başlayan Marvel'in "Conan the Barbarian" dizisini (ki bence fumetti okurunu da, comics okurunu da doyurabilecek olan çok güzel bir dizi) bir türlü tamamlayamamasının nedenlerinden biri de budur kanımca (tamamlanmasına yalnızca 2 fasikül kaldı).

Alıntı yapılan: Kauss - 01 Temmuz, 2024, 16:00:32Fiyatlardan dem vuruyoruz ama bana kalırsa, bazı yayınevlerinin bir sürü telif alıp doğru düzgün yayın periyoduna oturtmaması ve tekrar baskı yapmaması durumuda var. Özellikle bu dediğim manga için geçerli. Yine de habire yeni seri duyurmaya devam ediyorlar. Son zamanlarda benim sinirime dokunan bir durumda bu.

Aynı durum 8 yıl kadar öncesinde Marvel ve özellikle DC tarafında da vardı. Özellikle DC diyorum çünkü Rebirth basılmaya başlandığı dönemde yayınevleri pastayı keser gibi birçok kahramanın ve serinin telifini aldı ama neredeyse hiçbir yayın 1. sayıdan öteye gidemedi, gidenlerde ise 3'ü geçen nadir oldu. Hal böyle olunca okur da yeni yayın çıkınca yayınevine güvenmez ve sadece tek sayılık hikayeleri alır oldu.

Umarım manga konusunda böyle olmaz diyeceğim ancak tarih tekerrür edecek gibi duruyor. Şu anda manganın avantajı popüler olarak yeni okuyucu çekmesi ancak devam etmeyen ya da geciken seriler okuyucuyu eminim basılı yayından uzaklaştırıp internete yönlendirecektir.

Ne güzel enflasyonda yüzde 1.64 gelmiş.. At yalanı ...inananı.
Maaş artışı da kuş oldu.

Az önce feysbukta karşılaştığım bir ileti. Eskiden okey oynarken yanda oturup beleşe çay, meşrubat içenlere "sinek" derdik ("yancı" da denirdi). Bu iletiyi yazan da öyle... Çizgi roman okuru değil, çizgi roman otlakçısı.

Yayınevi dış firmayla anlaşacak, telif ödeyecek, matbaada bastıracak, satış noktalarına ulaştıracak, bunların hepsini yaparken masrafa girecek. Sen de kalkıp birilerinin sanal ortama yüklemesini bekleyeceksin ve oradan 5 kuruş harcamadan okuyacaksın. Üstüne bir de "bir zamanlar çizgi romanları çok okurdum" diyerek kendini çizgi roman okuyucusu ilan edeceksin. Yapma be... Yayınevlerinin, çizgi roman dükkanlarının hakkını yediğinin farkında değilmiş gibi davranacaksın... Vay anasını sayın izleyiciler...

Tabi biz de bu arada bedelini ödeyip dürüstçe satın aldığımız için enayi oluyoruz. Yok yok; "enayi" değil, "erdemli" oluyoruz. Tabi anlayana...

Bu tür kişilere gerçekten gıcık oluyorum. Bu tipleri üzmek gerek; ödün vermeden...



Not: Hiçbir yeyıneviyle ilgim, yakınlığım yoktur. Gerektiğinde onları da en ağır biçimde eleştiririm. Ama ulu orta, göstere göstere hak yenmesi ve bunun "paylaşım" adıyla kamufle edilmesi sinirime dokunuyor.

Elçiye zeval olmaz; direkt İstanbul piyasasından aldığım duyuma göre; "Blue Lock" adlı manganın son sayısı "200.000" adet satmış. Abartı mı değil mi manga sever arkadaşlarımız daha iyi bileceklerdir.

Bu anlamda; manganın bıraktığı kâr cidden müthiş. Kıyasen; Fümettinin en fazla 500; Amerikan çr'sinin 1000-1500 sattığı yerde; mangadaki cevheri erken keşfedip kendini ona göre pozisyonlayanlar; hakkaten hayatlarının kârlarını kazandılar/kazanıyorlar bu işten.

Alıntı yapılan: Mrtekin - 25 Temmuz, 2024, 18:17:41Elçiye zeval olmaz; direkt İstanbul piyasasından aldığım duyuma göre; "Blue Lock" adlı manganın son sayısı "200.000" adet satmış. Abartı mı değil mi manga sever arkadaşlarımız daha iyi bileceklerdir.

Bu anlamda; manganın bıraktığı kâr cidden müthiş. Kıyasen; Fümettinin en fazla 500; Amerikan çr'sinin 1000-1500 sattığı yerde; mangadaki cevheri erken keşfedip kendini ona göre pozisyonlayanlar; hakkaten hayatlarının kârlarını kazandılar/kazanıyorlar bu işten.

Bana sayı fazla geldi açıkcası. Kitaplarda bile zor ulaşılan bir rakam. Son sayısı 2 ay önce yayınlanmış görünüyor. Bu kadar kısa sürede bu manganın bu rakama ulaşması bana pek olası gelmedi.

Alıntı yapılan: Mrtekin - 25 Temmuz, 2024, 18:17:41Elçiye zeval olmaz; direkt İstanbul piyasasından aldığım duyuma göre; "Blue Lock" adlı manganın son sayısı "200.000" adet satmış. Abartı mı değil mi manga sever arkadaşlarımız daha iyi bileceklerdir.

Bana abartı gibi geldi, Kitapyurdu sitesindeki satış miktarlarına baktım

1.sayı 201
2.sayı  88
3.sayı  81
4.sayı  82 adet satmış.

Bazen kitaplar, belli yerlere ücretsiz olarak da veriliyor; böylece satış adedi yüksek gibi gösterilerek, yazarın reklamının yapılması ve/veya asıl satışların yükseltilmesi (ya da yüksek gibi gösterilmesi) hedefleniyor. Ama bu dediğim düşük kaliteli kitaplar için geçerli. Şimdi hatırlamıyorum ama bir manken (ya da orasını burasını açıp prim yapanlardan biriydi; herneyse, dedim ya hatırlamıyorum) bir kitap yazmıştı. Daha doğrusu başkası yazıp onun adına yayımlanmıştı. Bu kitap yüksek satış değerlerindeydi. Ama sağa sola ücretsiz dağıtıldığı ortaya çıkmıştı.

Ancak yukarıda da yazdığım gibi bu, düşük kaliteli kitaplar için geçerli; mangalar, bizim manken bozmasının yazdığı kitap gibi düşük kaliteli değil (hiç manga okumadım ama Japonlar'ın düşük kaliteden uzak olduğu da ortada). Yine de alıcı olarak Türk insanının profilini düşündüğümüzde, 200.000 uçuk bir rakam...

Alıntı yapılan: Kuzgun - 26 Temmuz, 2024, 12:15:44Bazen kitaplar, belli yerlere ücretsiz olarak da veriliyor; böylece satış adedi yüksek gibi gösterilerek, yazarın reklamının yapılması ve/veya asıl satışların yükseltilmesi (ya da yüksek gibi gösterilmesi) hedefleniyor...

Alıntıladığım kısmı okurken, trafik kazası sonrası oğlunu da yanına alıp önce Mısır, oradan da ABD'ye topuklayan yazar bayanla ilgili medyada çıkan haberlerde yazılanlar aklıma geldi. Bilmiyorum ne kadar doğru ama çok satanlar listesine giren bir kitabını tek tek internet üzerinden toplamış. Meğer bu işin incelikleri varmış, tek seferde eğer 10 kitap alırsanız 1 alışveriş olarak görünüyormuş ama 10 kitabı teker teker aldığınızda 10 ayrı alışveriş görünüyormuş. Etik-metik işler, daha neler duyacağız...  

Merhaba değerli Gabby. Trafik kazası değilde, anne baba servetinin verdiği şımarıklıkla trafik cinayeti işleyip önce Mısır'a,  oradan da ABD 'ye topuklayan kadın ve katil oğlundan bahsediyorsunuz . Evet , o yazar olduğu iddia edilen kadın , yazdığı kitaplarında, " erdemli olmak " üzerine insanlara dersler verirken , ehliyeti bile olmayan  17 yaşındaki şımarık oğluna milyonluk arabayı verip hayat dolu genç bir babanın ölümüne neden olduktan sonra , ABD ' ye kaçmaları insanım diyen her yurttaşın kalbini yaralamıştır. 65 yıllık yaşam deneyimimin verdiği dersler sonucu, paranın her kapıyı açacağını bilsemde, gerekli cezayı alacakları hususunda büyük şüphelerim olsa da inşallah cinayetten ve katili saklayıp kaçırmaktan yargılanıp en ağır cezayı alırlar diyorum.

Yani fiyatların duracağı yok maalesef; komik olan ingilizce versiyonların (ki çok daha kaliteli bir basıma sahipler.) artık Türkçe versiyonlardan daha ucuza mal edilebilmesi. Şaka gibi gerçekten...

Enflasyondan ve fahiş zamlardan kaçınmak için milletin tatile Yunana kaçması gibi biz de bu gidişle seve seve ya da sevile sevile İngilizce versiyonları seçeceğiz galiba...

Ortalama okuyucu olarak bakalım daha ne cambazlıklar yapıp, şapkadan tavşan çıkartmaya devam edicez, merak ediyorum.

Daha fazla cambazlık yapabileceğimizi sanmıyorum. Sevgili Kuzgunun dediği gibi gelirimizle kitaplara ödediğimiz gider makası giderek açılıyor.

Benim gibi kitapları yurtdışından alanlar için kötü haber geldi. Gümrük muafiyeti sınırı 150€'dan 30€'ya düşürüldü ayrıca kitaplarda gümrük bedeli %0 olarak uygulanır yazan madde de çıkartılmış gözüküyor. 30€ altında cilt olmadığını düşünürsek Amazon gibi yerler üzerinden kitap getirme işi de bitti gibi.

Değerli dostum , büyülü dükkan genel müdür müdürü İlyas Erkul bey her hafta en az bir iki kez adını sanını duymadığım karikatür çizimlerini andıran çizgi roman duyurusu yapıyor. İster istemez şu şekilde düşünüyorum. Zagor, Tex başta olmak üzere diğer fumetti tarzı yayınlara yayıncı döviz cinsinden  okkalı bir telif ücreti öderlerken , bol keseden duyuruları yapılan üstte belirttiğim " karikatür çizimleri' " ni andıran ve bol sayıda yayınlanan bu çizgi romanlara telif ücreti ödenmiyor mu ? Gene düşünüyorum. Acaba diyorum, telif ücreti ödeyen fumetti yayıncılarına , bu yayınlar beleş olarak mı veriliyor. Yani dostlar, hakikaten düşünmüyor değilim..