Alıntı yapılan: pizagor - 20 Nisan, 2025, 20:43:51Çizgiromanda yapay zeka tartışması nedir sayın Lucky Luke? Artık metinlerde insan girdisi ortadan kalkmış mı, bunun dedikodusu mu dönüyor?

Sayın Pizagor, senaryo ya da metin üzerinde dönen bir tartışma değil bildiğim kadarıyla. Sorun çizimler ve renklendirmeler ile alakalı. Çizerlerin yapay zeka destekli işlerinin çoğalması hatta bu işin ayarının kaçması durumu. Yapım maliyetini ve zamanını düşürmek için firmalar, freelancer olarak çalışanlar, bireyler bu yola başvurduğu söyleniyor. Hatta piyasada yapay zeka sanatçılığı diye garip bir meslek türemiş. Ufak tefek rötuş atma, düzeltmeden...vs bahsetmiyorum. Tamamen panellerin, kapakların bu şekilde yapılmaya başlandığı konuşuluyor. Takdir edersiniz ki bu verilen emeğin ciddi bir ölçüde önüne geçmeye başlamış. Yapay zeka algoritması çizerlerin, sanatçıların önceki işlerini de tarayarak bir şeyler ortaya koyuyor. Kimi çizer ise işin kolayına kaçıp AI programlarını kullanarak kendi yapması gerek emeği AI'a devrederek, yapmış gibi gösteriyor. Bu konu yeni bir hırsızlık çeşidini de ortaya çıkarmış. Hiç çizim olmadan sadece metin yoluyla da yapay zeka programları resim yapabiliyor ve bu sistem Türkiye'de de ciddi oranda kullanılıyormuş öğrendiğim kadarıyla. Piyasaya sürülen resimli çocuk kitapları, bazı romanların kapakları hep yapay zekaya yaptırılıyor. Çizer, Ressam, İllüstratör maliyeti yüksek olduğundan bu yol tercih edildiği bahanesi söylense de bence hiç hoş bir şey değil. Eserin değerini ciddi oranda düşüreceği kanaatindeyim. Nerede elle yapılan, el emeği göz nuru olarak icra edilen çizim sanatı, nerede yapay zekanın yaptığı kreatif gibi görünen ama kolaya kaçınarak yaptırılmış resimler. Bir de basılan yayınların satış fiyatların da da bir düşüş söz konusu değil. Yine yüksek fiyatlardan satılmaya devam ediyor. O da işin ayrı bir boyutu tabi. Bu konu çok derin, o yüzden burada bıraksak daha iyi olur. Dileyenler, merak edenler netten de araştırma yaparak konu hakkında detaylı bilgi edinebilirler.

Merhaba değerli Lucky luke. İletilerinizi ilgiyle okuyorum . Bilgilenerek, severek takip ediyorum. Ölümsüz liderimizin  " toplumu uyaran  " deyişini alıntılayıp , her iletinizin altında belirtmenizin de çok çok sevinç duymama neden olduğunu bilmenizi isterim .  Ancak, dün itibariyle  saat 17: 43:19 da gönderdiğiniz iletiniz beni düşündürdü. Düşündürdü diyorum. Çünkü, bir çizgi roman dost'u , hem bütün fumettileri takip eder hemde Nasıl olurda Tex okumaz diye düşündüm. Ben de  ( iflah olmaz bir Tex sevdalısı olarak ) hepsini değilse de pekçok fumetti ve frankofon ürünleri takip ediyorum ve Lal kitap'ın yayınladığı Dylan dog ve Martin Mystere' yi şu an için okumasam da destek amacıyla satın alıyorum. Bu yazdıklarım biraz konumun dışında oluyor ancak , üsteki iletinizde belirttiğiniz bütün fumettileri takip etmeniz düşüncenize saygı duyduğumu , amma on yıllardır dünya  fumetti, western zirvelerinin bir numaralı kralı olan  Tex'i liste dışında bırakmanıza ise saygı duymadığımı da bilmenizi istiyorum. Yazımın sonunda şu özdeyişimle belirtmek isterim ki:  " Tex okumam " diye bir düşünce yoktur .  " çizgi roman okuma kültürüm henüz Tex evrenini anlayacak kadar gelişmedi " . Özeleştiri vardır . Saygılarımla.

Alıntı yapılan: Ustura Kemal - 21 Nisan, 2025, 11:12:02Ancak, dün itibariyle  saat 17: 43:19 da gönderdiğiniz iletiniz beni düşündürdü. Düşündürdü diyorum. Çünkü, bir çizgi roman dost'u , hem bütün fumettileri takip eder hemde Nasıl olurda Tex okumaz diye düşündüm. Ben de  ( iflah olmaz bir Tex sevdalısı olarak ) hepsini değilse de pekçok fumetti ve frankofon ürünleri takip ediyorum ve Lal kitap'ın yayınladığı Dylan dog ve Martin Mystere' yi şu an için okumasam da destek amacıyla satın alıyorum. Bu yazdıklarım biraz konumun dışında oluyor ancak , üsteki iletinizde belirttiğiniz bütün fumettileri takip etmeniz düşüncenize saygı duyduğumu , amma on yıllardır dünya  fumetti, western zirvelerinin bir numaralı kralı olan  Tex'i liste dışında bırakmanıza ise saygı duymadığımı da bilmenizi istiyorum. Yazımın sonunda şu özdeyişimle belirtmek isterim ki:  " Tex okumam " diye bir düşünce yoktur .  " çizgi roman okuma kültürüm henüz Tex evrenini anlayacak kadar gelişmedi " . Özeleştiri vardır . Saygılarımla.

Sayın Ustura Kemal, değerli görüşlerinizi paylaştığınız için ben de teşekkür ederim. Ben de forumdaki yazılarınızı ilgiyle takip ediyorum. O yüzden siteminizi anlıyor ve kabul ediyorum. Ancak Teks hiç okumuyorum ya da okumayacağım demedim. Zagor ile ortak macerasını aldım tabiki. Okuma sırama koydum, vakti gelince okuyacağım.

Teks konusunda açıklık getireyim ki yanlış anlama olmasın. Teks sevdalıları alınmasın lütfen. Maceraların yavanlaşmasını mazeret edip elimdekileri elden çıkarmıştım ama sonradan az biraz pişman olmadım değil hani. Sonradan tekrar heves ettim ama baktım olacak gibi değil. Evi ipotek ettir, arabayı elden çıkar, ikinci emekliliği de bu arada yakma imtihali belirince bu sevdadan vazgeçerek yola elimdekilerle devam kararı verdim. Pişman mıyım? Biraz. Geri dönseydim yine aynını yapar mıydım? Muhtemelen Evet. O dönem için başka seçeneğim yoktu çünkü. Kendimce zevklerime göre en mantıklı kararı verdiğime inanıyorum. Saygılarımla...

Değerli Lucky Luke . Yazımı okuyup hoşgörüyle yanıtladığınız çok teşekkür ediyorum.  Liderimiz M.Kemal Atatürk'ün nesline de böylesi yakışır. Maceraların yavanlaşması ve tekdüze bir şekle bürünmesi, kendini tekrarlaması 770 sayıları bulmuş bir çizgi roman için kaçınılmaz gerçeklerdir. Bu tekdüzeliği ancak yeni senaristlerle ve yeni çizerlerle aşabileceğini gören bonelli hanedanlığı pek çok yeni çizeri Tex dünyasına katmış, C. Nizzi gibi kalıplaşmış senaristleri ise emekliye sevk etmiştir. Tex'in yan serileri ile ilgili birşey diyemem. Veya yan seriler ile ilgili şöyle fikir yürüteyim. Tex'in gençliğini anlatan Tex Willer serisi, aylık serinin öncülü olduğu için  ve bir noktada sık sık aylık serideki hikayelere atıfta bulunduğundan bu serinin tamamlayıcısı oluyor. Tex Willer özel seriyi de Tex evreninin tamamlayıcı unsurlarından biri olarak görebiliriz. Diğer seriler için yorum yapamasam da , yayınlananları alıyorum. İşin ekonomik boyutuna gelirsek , her çizgi roman koleksiyoneri gibi ben de bu fahiş fiyat  artışlarından dertliyim. Şikayetçiyim. Ancak ne yapayım ki ,  çizgi romanlar beni yaşama bağlayan en büyük zenginliğim olduğu için bu uğurdaki harcamalarımı gözüm görmüyor. Son canlı örnek : Mart ve Nisan aylarında Eskişehir ve İstanbul dan sipariş ettiğim klasikleşmiş çizgi roman serilerine emekli maaşımın üçte ikisini verdim.  Olmasa iyi olurdu amma maalesef hayat böyle birşey. Kimisi kazıklayacak , benim gibi çizgi romanlara gönül vermiş kimi faniler de kazıklanacak. Saygılar ve sevgiler sunuyorum.