Yayın Periyodları Üzerine...

Başlatan pizagor, 18 Kasım, 2011, 12:44:44

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor

Alıntı yapılan: michel - 18 Kasım, 2011, 00:42:15
...
Tüm essentialler artık orijinal kalınlığında bölünmeden belli bir yayın priyodu olmadan yayınlanacak
...

Yayın periyodu okur için mühim mi, değil mi?

Yayın periyodu belirsizliği o yayından vazgeçmenize neden olabilir mi?

İkinci ya da üçüncü sayının yayınına dair duyulan endişe okurun o seriye hiç bulaşmamasına neden oluyor mu?

Michel Simoni gibi, çıkardığı işlere saygı duyduğumuz bir yayıncıdan gelen yukarıdaki ifade hakkında çizgiroman okurları acaba ne düşünüyor?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


hanac

İlhan Yılmaz da sevdiğimiz bir arkadaşımız ama o da Durango için buna benzer bir açıklama yapmıştı.

Ne diyebilirimki, yayınlamasınlar daha iyi.

gamlıbaykuş

Düzensiz aralıklarla yayınlanan yayınlar belli bir süre sonra soğukluk yaratmaya başlıyor. Bu durum satışlarda düşüşü de etkiler, bakış açısını da etkiler. Yayın periyodu çok önemli; ama görüyoruzki yayınevleri açısından o kadar da önemli değil. Biz takılıyoruz modundalar :)
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

hennessy

Yayın periyodu belirsizliği o yayından vazgeçmenize neden olabilir mi?

Olmaz olur mu, mesela Diabolik'i çok sevmeme rağmen ne zaman yayınlanacağını bilmediğim için elimdekileri sattım, arşiv yapmak istemedim.

Bence sıkıntı yayınevlerinde, çok şey basmaya kalkarak önce çıkardıkları yayınları geriye atıp okuyucuyu soğutuyorlar.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

gamlıbaykuş

'2 defa Diaboliği elimden çıkarmak istedim. Gerkçe basit, düzensiz yayıncılık. Ama eşim okudu ve beğendi diye elimde tutuyorum ve bu devamını (Çıkarsa tabi)alacağım anlamına gelmiyor...
Hayat ne kadar güzel, hoş,
Haydi durma sevgiline koş...

HacıGeraltEmmi

Keşke bütün yayıncılar açıkça söylese. En azından beklenti oluşturmasalar. Bu durumda alacak olan zaten alır, süreklilik bekleyen okurlar da sürekli yazarak YAYINCILARIN RAHATSIZ OLDUKLARI (!) (niye oluyorlar sa artık) durumu yaratmamış olurlar.

Ben alır mıyım yılda birkez veya kafasına göre takılan yayını; beklerim birkaç sayı çıkmasını muhtemelen. Aslında en güzeli hiç bulaşmamak tabi.

pizagor

Konuyu başlatırken sizlere soru olarak yönelttiklerimi aslında birebir hissediyorum... Yayıncı yeni bir seriye başlıyoruz dediği anda bende de şüpheler tetikleniyor ve doğruyu söylemek gerekirse geçmişi bu açıdan şüphe yaratan yayıncıların yeni yayınlarından da uzak duruyorum...

Eğer yayıncı yayın periyodunu sabitleyebileceğine güvenemiyorsa yapması gereken tek sayılıklara yönelmek. Bu sayede ne yayıncı okur karşısında zor durumda kalır ne de okur beklentilerini yüksek tutar...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


rumar80

   Gerçekten sıkıcı bir durum bu.
   Kendimden örnek vermek gerekirse:

Yürüyen ölüler gibi başarılı bir yayını dördüncü sayının ne zaman çıkacağını bilemediğim için yarıda da bırakmak istemediğimden orjinal seriden takip ediyorum.
Nathan Never ve Dampyr gibi çok sevdiğim iki seriyi elimden çıkarmak zorunda kaldım. Dampyr'i bu nedenle tekrar toplamak zorunda kaldım. Nathan'ı ne yapacağım zamanla belli olacak.
Julia ve Bone'u (hele Bone'u) sebepsiz bir şekilde elimde tuttum. Şimdi en azından Julia'nın yeni maceralarını ekleyebiliyorum.
Comics yayınlarına destek vermeme rağmen düzenli yayınlanacağına inan(a)madığım için asla essential wolverine ve X-men'e girmedim. Bu duruş Diabolik ve Vampirella için de geçerli.
Yine ortada kaldığı için HOZ örümcek adamlarımı ve Durango'larımı da elimden çıkarmıştım.
Ne kadar çizgi roman tutkunu olursanız olun, ne kadar hep destek tam destek deseniz de yayınların ortada kalması okuyucunun sıkıntıya girmesine ve kendini geriye çekmesine yol açıyor. Zaten refah içinde yaşamıyoruz, bir de sonu gelmeyecek yayınlara para vermekten çekiniyorlar. Haklılar da.
  Yayıncıların zaten zor olan şartlarda sadece kendilerini korumak amaçlı "süresi belirsiz" yayın çıkarmaya çalışmaları kendileri açısından belki doğru olabilir ama sektörü ayakta tutmaya çalışan biz okurlar için ASLA kabul edilemez bir durumdur. Biz ne verirsek ne kadara verirsek alırlar, okurlar prensipleri dönüşü olunmaz yola götürmekte hepimizi. Artık biraz hassasiyet istemek bizim de hakkımız.
  Şapkayı önüne alıp düşünme zamanı bizim için geçti, DİK DURMA ZAMANI
  Biraz da başkaları düşünsün.
  Nereden nereye getirdin beni Özgür.

darkwood

Yayın periotları yayınevlerinin büyüklüğüne ve disiplinli çalışmalarına bağımlı görünüyor.

Genelde küçük ölçekli yayınevlerinin, maddi kaynakları sınırlı olduğundan, satılan bir kitabın dönüşünden gelen sermaye ile yeni kitabı finanse ediyorlar.
Hele birde Yaysat ve D R gibi kurumlar ile ağırlıklı çalışıyorlarsa bu geri dönüş en az 6 ay'a çıkıyor. Duruma bu şekilde bakınca, bu yayınevleri için 5-6 aylık yayın periodunu normal kabul edebiliriz.
Kendi dağıtım kanalları olan ve sermayeleri daha güçlü Oğlak, Lal, Ntv, Yapı Kredi gibi kurumsallaşmış büyük yayınevlerinde ise düzensiz yayın periodu diye bir durum söz konusu olmuyor. Bu yayınevlerine ait yayınların genelde 15 gün, 1 ay ve 2 ay ara ile düzenli olarak çıktığını görüyoruz.

Orta ölçekli yayınevlerinde ise bu durum 2-3 aylık zaman periotlarına bölünmüş gibi görünüyor.

Şimdi gelelim belli bir yayın periodu olmayan sürekli ve düzensiz yayınlara, bu tip yayınların benim için yarım kalmış "kalacak" yayınlar anlamına gelir, açıkçası hiç başlamamayı tercih ederim. Tek sayılık yayınlarda "one shot" ise zaten bir sorun yok.
Bir yayının kalitesi ne kadar yüksek olursa olsun, eğer sürekli bir yayın ise, yayınevinin ölçeğine göre, ortalama 1 veya 6 ay ara ile devamının çıkması tercihimdir.
Yayın ile ilgili sorun yaratabilecek bazı ekstra durumlarda "ekstra tercüme, kağıt artışı zammı, matbaa değişimi, adres değişimi, kapak çizeri değişimi v.s. gibi"  ise bu süre doğal olarak sadece o sayıya özgü olarak artabilir.
Yayıncı şu tarihte, şu kadar ay sonra bu kitabı çıkarıyorum diyorsa, "yukarıda saydığım özel durumlar haricinde" o tarihlerde bu kitabı yayınlamalıdır.
Çıkaramıyorsa da bunun nedenini okuyucu ile açıkça paylaşmalıdır.
Okuyucunun görüşünü alarak istikrarlı, disipli ve düzenli yayınlar yapan yayınevleri daima ilk tercihimdir.
Darkwood Sakinleri..

rumar80

Alıntı yapılan: darkwood - 18 Kasım, 2011, 14:27:48
Okuyucunun görüşünü alarak istikrarlı, disipli ve düzenli yayınlar yapan yayınevleri daima ilk tercihimdir.

Marmara ve bir zamanlar 1001 roman & JBC diyorsun Mesut

darkwood

Ben ayırım yapmıyorum, hepsi için bu saydıklarım geçerli, sevgili Umar.
Darkwood Sakinleri..

s.b

Çizgiroman yayınlamanın zor bir iş olduğunu zannetmiyorum. İşte örnek; Lal ve Oğlak.

Para kazanamıyorum bahanesine de inanmıyorum. Eğer öyle olsaydı yayıncılar birbirlerinin çizgiromanlarını kapmazlardı.

Eee o zaman yayın periyodu niye oturtulamıyor. Ken Parker ve Julia'yı bu yüzden okumayı bırakmış ve elden çıkartmıştım. Geçenlerde dayanamadım Ken'in 3 adet dobişko cildini tekrar aldım. Düzenli yayın yapmak bu kadar zor olmamalı. İşte burada iş disiplini olmalı. Yayıncı işi bilmediği ve tam manasıyla öğrenmeden işe atladığı zaman bazı ödeme güçlüklerinin içine düşebiliyor. Bu para kazanamıyorum demek değildir. Kazanılan parayı iyi kullanamıyorum demektir.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

BAHADIR

Hoz Comics Spiderlar olsun...Gerekli Diabolikler olsun...1. sayıdan sonra devamı gelen yada macerası tamamlanan hiç bir yayın bana sorarsanız ortada kalmış bir yayın değildir...Buna Durangolar da dahil (ki 3. sayısıda geliyor zaten)

Hoz Spiderman'lere dönecek olursak  "The Other" dan başlayarak ve İç savaş ile birlikte tamamlanmış ve Yepyeni bir güne bağlanmış bir seri...Keza Diabolik yarım kalmış bir macerasını hatırlamıyorum...Bu mantaliteden yola çıkarsak Türkiye'de mini seriler haricinde tamamlanmış hiç bir seri yok...Yine aynı düşünce ile mini serinin de devamı yok okudum elden çıkarırım derseniz kolleksiyon mantığına ters düşer diye düşünüyorum...Lal'in yayınbladığı Atilla bile tek başına rafımda çok güzel duruyor...Hatta okumaya kıyamadığım Psi-kom bile  ;D

Konuyu yine Oğlak yayınları ile bitireceğim..İçime iyi oturdu çünkü...129, sayıya kadar aralıksız takip ettiğim Tex'lere ara vermek zorunda kalmıştım...Yıllık toptan alırım mantığı ile hareket ediyordum...Bu son zamlardan sonra ondan da vazgeçtim...Yani, Oğlak fahiş fiyatla kitap çıkarıyor...ve 15 günde bir yayın periyoduna sadık kalarak bunu yapıyor...Ama düzenli çıkardığı için alkışı hakediyor.Burdan onu anlıyorum...

Küçük çaplı, hep içimizde olan yayıncılarda kendi imkanlarını zorlayarak, bir anlamda yeni bir yayın çıkarırken heyecan duyarak çok para kazanmayacağını bile bile "İlk etapta kendini kurtarsın sonra yavaş yavaş sattığımda kardır mantığı ile bir şeyler yapmaya çalışıyor ve bunun üstüne birde forum alanlarında yerden yere vuruluyor...Yaptığına yapacağına bin pişman oluyor.Kalkıp cevap verse olmuyor vermese olmuyor...Ne yapsın arkadaşlar bu yayıncılar...Bastığı çizgiromanı seviyorsan alıp okursun yok yılda 1 yada 2 tane basıyor ben bunu almam, okumam da diyorsan o da okuyucunun bileceği bir iş ama yayıncıya kızmaya kimsenin hakkı olmadığını düşünüyorum...

Yoksa var mı ? Oğlağa bile kızmaya hakkımız yok...Bir yayının 15 günde bir bu kadar düzenli yayınlanması kolay mı sanıyorsunuz...Herşeyin bir bedeli var...İsteyen bu bedeli ödeyip 15 günde bir düzenli Texlerini okur...İsteyen kapaklardan fedakarlık yaparak biraz daha ucuz okur...Benim gibilerse canı yana yana vazgeçer...


Sevgiyle kalın... :)

pizagor

Sevgili Bahadır, eğer yayıncı çıkıp da bilmemne albümlerini her ay yayınlayacağım diye ortaya çıkar da 6 ayda ya da yılda bir yayınlarsa hatta hiç yayınlamazsa okurlardan olumsuz anlamda tepki almasından daha doğal ne olabilir...

Yayıncının ağzından çıkan ya da klavyesinden dökülen kelimeler okurlarıyla yaptığı bir nevi sözleşmedir. Bu sözlere inanan, güven duyan okur gider o serinin ilk sayısına para bayılır. Sonra da aval aval beklemeye başlar. Hele bir de hoşlandıysa bu yeni tanışıklıktan, ümidin tükendiği noktada, biraz yabancı dili varsa döner amazona orijinalini temin etmenin yollarını arar...

Burada yazılan şuncacık mesajdan yayıncıların çıkarabileceği o kadar ders var ki...

Bir kere yayıncı tutamayacağı, gerçekleşmesi şüpheli sözler sarfetmemeli. Çünkü ağızdan çıkan her cümle yayıncıyı bağlamakta, beklenti yaratmakta...

Seri yayınlama işini periyoda oturtamıyorsa tek sayılık albümlere yönelmek doğru hamle olabilir...

İlla periyod belirtilmesi isteniyorsa yayıncı en kötü senaryoya göre hareket etmeli. Okur kendini ona göre ayarlar. İşler iyi gider de bir de erken yayınlanırsa görün bakın o yayıncı nasıl takdir ediliyor...

Yayın periyodu konusuyla doğrudan bağlantılı değil ama yine bu kadar yazmışken eklemek lazım, yayıncı kesinleşmediği takdirde bunu - şunu - onu yayınlayacağım diye ortaya çıkmamalı. Yayınlamadığı takdirde okur nazarında güvenilirliği yayın periyodlarına uymamaya göre kat be kat fazla sarsılmakta...

Biz bağcıyı dövmeye çalışmıyoruz, sadece aramızdaki güven ilişkisini nasıl güçlendirebilirizi arıyoruz...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


rumar80

   Yayıncılar da bunun kolayına kaçarak "süresiz yayın" diye birşey çıkardılar zaten. Süresiz essential, süresiz Durango...
   Bu kadar basit de olmamalı.