ALPAGO ÇİZGİROMANI YAYINLANSA ALIR MISINIZ?

Başlatan altay1944, 17 Ekim, 2013, 09:06:47

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

connyapku


ferzan

    Bir süredir kafamı meşgul eden,beğenilerimi sorgulamama yol açan bir konudan,bu başlık vesilesiyle bahsetmek istiyorum...Bir nevi kendi kendime terapi olacak,bunu da Alpago üzerinden gerçekleştireceğim...

    Uzun süredir aktif bir şekilde forumda yer almıyorum ama eskiden yazdıklarımı hatırlayanlar varsa,benim ne denli azılı bir Türk Çizgiromanı savunucusu olduğumu bilirler...Ergenliğimden bu yana,yani 90'ların sonlarından itibaren,tam da gazete çizgiromanlarının son demlerini yaşayıp da son patlamalarla zamana,beğeniye ve tercihe yenik düşüp kendini imha etmesinden ve geriye tek tük tozlu kırıntıların kalmasından sonra neredeyse hergün andığım,özlemimi dile getirdiğim,olsa da okusam,günlük takip etsem yine dediğim bir konuydu...1998'den bu yana elimde tuttuğum,tutamadığım binlerce sayfa tefrika örneği ve onlarca kitap haline getirdiğim öykü ve macera arşivimde yer alıyor...Zaman zaman elden geçiriyorum,zaman zaman tekrar okuduğum,nostalji yaptığım oluyor,zaman zaman da internet aracılığıyla ulaşamadığım daha binlercesinin örneklerine ulaşıp inceliyorum ya da çok ağrım tutmuşsa eğer üniversite kütüphanesinin gazete arşivini,artık okulla bir bağım kalmamış olmasına rağmen ziyaret edip istediğim gibi kurcalayabiliyorum...Bu vesileyle Alpago'nun Hürriyet'teki maceralarının bir kısmını okuma fırsatı bulabildim...Bu yazı boyunca Alpago üzerinden aslında genel gazete tefrika çizgiromanlarına olan bakış açımın geldiği noktayı vurgulamış olacağımı sanıyorum...

    Yanlış hatırlamıyorsam 99 senesinin Güneş gazetelerinden birinde,Alpago'nun renkli yayınlanan son bir macerasının bir sayfasına denk gelmiştim ve takip edemediğim o maceranın elimde olan tek dinamik sayfasını da yitirdim.O günlerde benim için büyük bir merak konusuydu bu çizgiroman...Suat Yalaz'ın da Alpago'nun altyazılı 2 macerasını çizmiş olması da merakımı cezbetmiş ama bir türlü hiçbir yerde bulamamıştım...Muhtemelen ikisi de aynı Alpago çünkü Yalaz,bir yazısında Metin Soysal-Fikret Kol-Suat Yalaz ittifakı benzeri birşeyi satır arasına sıkıştırmıştı...O altyazılı Alpago'larla ilgili daha fazla bilgisi ve fikri olanlardan bizi daha fazla aydınlatmasını rica edeceğim ama asıl konumuz Fikret Kol'un Alpago'su...

    Niyetim,kimseyi caydırmak,soğutmak ya da uzaklaştırmak değil...Zaten pek çoğunuzun dikkatini çekmiştir...70lerden bu yana tefrika örneklerini incelediğinizde çok fazla yabancı çizgiroman ve karakterlerden intihallere rastlarsınız...Kaldı ki bu bize has birşey değil,tüm dünyada,bilhassa klasik dönemde bile yoğun bir intihal furyası olmuş,bu intihaller üzerine yerli-yabancı sayısız forum sayfası ve blog internette yer almıştır,almaya da devam edecektir...Benim dikkatimi çeken nokta,Alfa yayınları ve dolayısıyla rahmetli Ali Recan vesilesiyle Conan ülkemize girdikten sonra yerli üretimlerimizde görünen Conan ve Buscema etkisidir...80'li ve 90'lı yıllarda Türkiye Gazetesi'nde altyazılı yayınlanan Kurtoğlu'ndan tutun,2000'lerin başında Akşam'da yayınlanan,Bahattin Atak'ın hazırladığı Baykara'ya kadar gazete sayfalarında çok fazla sarkık bıyık,sarık,kalpak çizilmiş Conan'la haşır neşir oldum...Türkiye Çocuk dergilerindeki örnekler ve şu an hatırlamadığım pek çok tefrika da cabası...Bunların arasında en belirgin yer kaplayanlardan biri de Alpago'dur benim için...

    Alpago çizimlerinde,Conan ve Buscema dolaylı (ve bir o kadar da Axa ve Modesty Blaise için çizimler yapmış Latin çizer Enrique Badia Romero'nun) dinamizmin farkına varmadan önce kostüm ve tipleme olarak kesinlikle eksikliğini duyduğum tam bir Orta Asya tiplemesi hissetmişimdir,şu an bile gördüğüm yerde buruk da olsa içimi ısıtır,kendine baktırır...Sayfalara baktığınızda Fikret Kol çinisiyle yorumlanmış Conan desenlerini az-buçuk Conan aşinalığı olan herkes farkedecektir ve daha detaylı araştırma yapmak isteyen sıkı Conan'cılar da çok değil,en fazla yarım gün içerisinde Conan'dan alınıp yorumlanmış desenlerin kendilerini de rahatlıkla bulabileceklerdir...Aynı durum,kadın desenleri için de geçerlidir...Axa bantlarından yorumlanmış erotik kadın tiplemeleri de sıklıkla Alpago sayfalarında yer alır...Yine de benim maksadım,Conan intihali olan görsellik değil...Çünkü bazı büyük yönetmenlerin sinemada yaptığını Fikret Kol'un kısmen de olsa Alpago'da gerçekleştirdiğini sanıyorum...Kes,kopyala,yapıştır,makasla,orasına burasına dokun,baştan çiz,aynen kullan ve kendinden birşeyler kat...Ortaya çıkan iş,artık orijinaliyle alakasızdır,andırır ama kopyadan ziyade başka bir form olmuştur ve kolaj olarak görsel,artık kendi anlatısına hizmet eder...Alpago görsellerinde hissettiğim de tam anlamıyla bu...Dinamik bir eser üzerinden yine dinamik başka bir şeye dönüşmüş...Ben bir noktada kabul edilebilir görüyorum ve dert etmiyorum...Çünkü kendine has bir havası var artık...Yalnız benim bu eserde sevmediğim ve kabul etmediğim tek nokta,hikayelerin yapısı ve döneminin gerektirdiği ölçüde her daim o günlük olarak kalacak olması...Okuduğumuz ve izlediğimiz bunca şeyden sonra Alpago öyküleri için rahatlıkla vasatın bir adım önünde diyebilirim...Sorunum da temelde bundan kaynaklanıyor...

    Çok sevdiğim ve toz konduramadığım gazete tefrikalarını tekrar tekrar okuduğumda ve güncellenmiş beğenimle değerlendirdiğimde,bugün iyidir diyebileceğim yerli eserimiz o kadar az ki...Kahraman bazında konuşmuyorum,tamamen macera bazında...Çünkü sevilen bir yerli kahramanın da çok vasat maceraları olabiliyor...Yine de Alpago kendi döneminin iyileriyle karşılaştırıldığında,bana göre o günler için bile vasatın üzerinde kalıyor...Asla ortanın iyisine çıkamıyor...Bir parça alışılageldik yerli çizgiroman ve anlatım kalıpları,merkezde yer alan intikam çıkışlı bir orijin,klişe bir adanmışlık ve mükemmel oldurulmaya çalışılmış bir ana karakter...Çelik gibi iradeli,şahin bakışlı ve sert...Kendi döneminin eserlerinden ufak bir farkı varsa,o da Conan hikaye mantığına bir parça daha yakın olması ve asla olmamış kurgusal ve göze hitap eden bir Orta Asyalılık sergilemesi...Sözde Ötüken'li,Altaylı olup da tek bir çekik gözlüye ya da mongoloid ırka rastlamadığımız,batılı fiziki normlarında,beyaz tenli,kara saçlı,Avrupai fiziksel özellikler...Bir gün bir çizgiroman yaparsam,kahramanını zaman zaman korkabilen,ne olursa olsun bir an için bile olsa duraksayıp kendi akıbetini düşünebilecek gerçeklikte,orta boylu,sıska,erkek güzeli olmaktan çok uzak ama erdemli ve olayların merkezinde gayet de ilgi çekici olabilecek bir yaklaşımla ele alacağım...Yine de bu durumu eleştiremeyiz,çünkü bu da sinemada olduğu gibi çizgiromanda da o dönemin tarzı...Hatta şimdi bile...

    Alpago öyküleri,ilk bakıldığında çok güzel şeyler vaad etse de okunduğunda ağızda köpüğü olmamış ve şekeri tam tutmamış kahve tadı vermiştir hep bana...Belirli aralıklarla kendimi zorlasam da,ısrarla okumaya çalışsam da fikrim her seferinde aynı oluyor ve üzerinde çalışılsaymış,dönemin ihtiyaçları dahilinde günü kurtarmak ve modaya ayak uydurmak uğruna harcanmasaymış Tarkan gibi güzel ve kalıcı bir eser olabilirmiş diyorum her seferinde...Titiz araştırmalarla,bir parça mitoloji,bir parça da gerçeklik katılsaymış,üstünkörü ve bilindik tarihi çizgiroman isimlemeleriyle bayağılaştırılmasaymış kalıcı olabilirmiş diyorum içim burularak...2 sene önceki Altın Madalyon İzmir buluşmasında bizzat kendisiyle tanıştığım için rahatlıkla söyleyebiliyorum ki,beni hayal kırıklığına uğratmayan bir isim Fikret Kol...Eserini takip etmeyen,yaşandı bitti dercesine günübirlik çizmiş,arkasında durmayan,ama iş yeni-tekrar basıma geldiğinde büyük paralar talep eden ve eserini dönemin en kalitelisi gören zihniyetten...Maalesef çoğu ustamızda olduğu gibi...

    Çıkarsa alır mıyım bilmem...Ama alırsam iki sebebi olur...Üreticisine rağmen esere duyduğum buruk sempati ve yayıncının esere uygun bir şekilde sunacağı edisyonun kalitesi...Almamın tek açıklaması bunlar olur...

    Öte yandan,bu yazıyı mevcut bilgi ve izlenimimi paylaşmak amacıyla yazdım...Hiçbir şekilde intihalle ilgili konulara kayılıp başlığın amacından sapmasını istemem...Fikret Kol'u da uzun yıllar Türkiye Çocuk'tan takip etmiş ve eserlerini o zamanlar keyif alarak okumuş biri olduğum için,şu an meslektaşım diyebileceğim bu ustanın mesleğe yaklaşımı ve genel anlamda türden dolayı uğradığım hayal kırıklığı dolayısıyla bunca şeyi sakınmadan söylemek istedim...Yine de sadede gelmek gerekirse,romantik biri değilseniz ve gerçekten sağlam ve orijinal birşey okumayı bekliyorsanız Alpago ancak benim gibi nostalji tutkunları için birebirdir derim...Ötesine birşey ifade edeceğini hiç sanmıyorum...   
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

kalidor

Ferzan uzun bir aradan sonra böyle uzun bir yazıyla seni görmek çok güzel. Yazını beğeniyle okudum, formdaki iletilerin çoğunluğu geyik modunda olduğu için bu tür yazıları çerçevelettirip asmak istiyorum :)
Crom! Ölüleri Say...

alan ford

Alıntı yapılan: ferzan - 19 Ekim, 2013, 17:31:16
   ...Bir gün bir çizgiroman yaparsam,kahramanını zaman zaman korkabilen,ne olursa olsun bir an için bile olsa duraksayıp kendi akıbetini düşünebilecek gerçeklikte,orta boylu,sıska,erkek güzeli olmaktan çok uzak ama erdemli ve olayların merkezinde gayet de ilgi çekici olabilecek bir yaklaşımla ele alacağım...


Umarım çok beklemeyiz o günleri  :)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

yunusmeyra

  öncelikle bu konuda çokça Ferzan gibi düşündüğümü söyleyerek başlayayım..sonra da en sonda söyleyeceğim anket görüşümü en baştan açık edeyim:şahsen almam..ama farklı sebeplerle çizgi roman tefrika ve yayıncılığımızda bir yeri olan bu kahraman ve maceralarının en azından koleksiyonerler ve meraklılar açısından görülmesinin "iyi" olacağını düşünüyorum..üstelik bu yayını yapacak dostlarımızın her halükarda kendilerince geçerli sebepleri vardır buna da inanıyorum..
  Ferzan'ın ayrıntılı görüşlerini çokça paylaştığımı söyledim ..bir kere hem çizer hem çizgi roman sevdalısı dostumuz çizgi roman ve tefrikalarını ve hatta kendinden önceki kuşak ve dönemlerin çizgi dergi ve gazete tefrikalarını da merakla ve araştırmacı bir gözle elden geçirdiği (bazı durumlarda  birden fazla incelediği..) anlaşılıyor..dedikleri eski ve ünlü bir çok "usta" için doğru üstelik..yani sorun "alpago" ve Fikret Kol değil sadece..çoğunlukla "esinlenme" dediğimiz ancak görsel örnekler önümüze konduğunda bu da olur mu?! dediğimiz cinsten "intihaller! Bu konuda birkaç başlıkta  özellikle Suat Yalaz üzerinden ,"esinlenmelere" (J.Giraud'nun "blueberry"  sayfalarından verilen örnekler eşliğinde ve Hal Foster'ın da adını zikr ederek Tarkan Kurt'un açtığı bir başlıkta..) Ferzan'ın da değindiğini hatırlıyorum..tabii Suat usta sadece Hal Foster için değil sonraki yıllarda hem kendisi hem de haftalık olarak 60'lı yıllarda yayınlanan Karaoğlan dergisi çizimlerini yapan, Abdullah Turhan başta olmak üzere başka çizerlerinde çalıştığı "resimli roman ajansı" üretimi sayfalarda ;ünlü İngiliz çizer Frank Bellamy'den yaptıkları "esinlenmeleri" de kabul eder..orjinal "prince vailant" sayfaları ve mesela İngiliz "eagles" v.s. dergilerindeki Bellamy çizimlerini ,saydığımız ustaların yerli çizimleriyle karşılaştırdığınızda bir çok "intihalle" yani kibarca kopya ile karşılaşırsınız..hatta Suat Yalaz bu çizimlerle bir çok kare ve  sayfa değil macera kotardığını kabul eder..(bu mevzular güneş serisi ve lal serisi karaoğlan sohbet sayfalarında geçer mesela..)
  1950'lerin son yılları ile "dengiz","kaan" ve peşinden "karaoğlan" maceraları bir "prince vailant"a çok şey borçludur..(bu konuda kısmetse bu haftadan başlıyarak "türk çizgi romanında esinlenmeler" başlığında görsel örneklerle bu dediklerimizi genişçe işlemeye başlayacağız..)ancak  uzunca bir süre yabancı ustalardan kopya çalışan yerli çizerlerimizden  çok azının tamamen özgün ve "ustaca" bir stile,tekniğe ve anlatım şekline eriştiğini görebiliyoruz..bunların başında Suat Yalaz ve Abdullah Turhan geliyor..özellikle bu ustaların 70'li yıllardan ve bilhassa 80'li yıllardan itibaren çizdikleri sayfalar,tamamen "ustaca" ve kendine has örneklerini oluşturuyor çizgi roman yayıncılığının..öyleki "atları","kötüleri tiplemeleri","kadınları","geri planları","doğa ve yapı çizimlerini","aksiyonları" ve bunların üzerinde yer aldığı "panelleri"  v.s. kullanış ve ele alışları tamamen kendi imzaları haline geliyor..
  Fikret Kol'da ise farklı bir şey oluyor..aslında yerli çizerlerimizde  geçmişte çoğunlukla bu olmuş; "esinlenilen" yabancı çizerlerin sayfaları,panelleri ve kompozisyonlarının muhteşem ağırlığı altında kalmış çizerlerimiz..Buscema'nın veya başka iyi conan çizerlerinin-çinicilerinin etkileri sıkça hissedilmenin ötesine geçiyor "alpoga" sayfalarında..o dönem conan ve alpago sayfalarını karşılaştırma şansına erişenlerimiz biraz dikkatli bakışla bunları sıkça deneyimler..buscema'nın "anatomi" ve "kompozisyonları" esir alır sayfaları,conan'da ki "kötü adamlar","bina-yapı çizimleri" mesela zindan ,sokak arası çizimleri hücum eder panellere..kompozisyondaki dramatik etkiler için kullanılan "beden dili" veya "ışık-gölge" yi ele alışlar conan çizerlerinin sayfalarından gelir ve bize kendini hatırlatır..
    sayın Fikret Kol hürriyet'teki tefrikalarda kullandığı bu tarzı,tekniği v.s. özgün bir hale getiremez, burdan "alpago" daki "esinlenilen" tarzın ötesine taşıyamaz sayfalarını..dahası çizerin yetkinliğine ,bu çokça esinlenilen  "anatomilerin","kompozisyonların" v.s. çizimlerin kalıcı bir katkısı olmaz.. daha sonraki yıllarda yerli "artist" portrelerini kullandığı "gerçek hayat" çıkışlı çizgi öykülerinde de,türkiye çocuk'ta çizdiği öykülerde de başka ve daha kendi  bir  çizerle karşılaşırız..daha iddiasız ve kendi halinde çizimlerdir bunlar..maalesef "alpago"nun içindeki "conan çizerlerinin ruhu" terketmiştir sayfaları..
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

darkwood

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 20 Ekim, 2013, 02:44:32sayın Fikret Kol hürriyet'teki tefrikalarda kullandığı bu tarzı,tekniği v.s. özgün bir hale getiremez, burdan "alpago" daki "esinlenilen" tarzın ötesine taşıyamaz sayfalarını..dahası çizerin yetkinliğine ,bu çokça esinlenilen  "anatomilerin","kompozisyonların" v.s. çizimlerin kalıcı bir katkısı olmaz.. daha sonraki yıllarda yerli "artist" portrelerini kullandığı "gerçek hayat" çıkışlı çizgi öykülerinde de,türkiye çocuk'ta çizdiği öykülerde de başka ve daha kendi  bir  çizerle karşılaşırız..daha iddiasız ve kendi halinde çizimlerdir bunlar..maalesef "alpago"nun içindeki "conan çizerlerinin ruhu" terketmiştir sayfaları..

Bir nemedya efsanesi derki...
Conan çizerlerinin ruhunu taşıyan kitaplar her zaman okunur.   ;)  8)  :o
Darkwood Sakinleri..

yunusmeyra

Alıntı yapılan: darkwood - 20 Ekim, 2013, 16:41:16
Bir nemedya efsanesi derki...
Conan çizerlerinin ruhunu taşıyan kitaplar her zaman okunur.   ;)  8)  :o
abi bunu bir de kalidor'a soralım  ;)  ;D
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

kalidor

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 20 Ekim, 2013, 19:25:04
abi bunu bir de kalidor'a soralım  ;)  ;D

Taklitler aslını yaşatır  ;) Ama kolaj, esinlenme, intihal her ne olursa olsun öykü iyi değilse kaybedilen zamana yazık oluyor.
Crom! Ölüleri Say...

Tarkan Kurt

Ferzan'ın müthiş değerlendirmesini büyük bir keyifle okudum. Tadı damağımızda kalan İzmir buluşmasında çizimlerini de görüp hayran olmuştum. Alpago'yu ancak çok iyi bir edisyonla basılırsa almayı düşünebilirim. Eskiler basılacaksa bence Karaoğlan'ın en iyi serisi olan ve gerek hikaye gerekse de çizim olarak Suat YALAZ'ın zirve yaptığı 158 fasiküllük renkli güneş serisinin hardcover koleksiyonluk bir kalitede yayınlanmasını isterim.

haysat

 
Alıntı yapılan: Tarkan Kurt - 21 Ekim, 2013, 22:13:58
. Eskiler basılacaksa bence Karaoğlan'ın en iyi serisi olan ve gerek hikaye gerekse de çizim olarak Suat YALAZ'ın zirve yaptığı 158 fasiküllük renkli güneş serisinin hardcover koleksiyonluk bir kalitede yayınlanmasını isterim.


Bencede Suat yalaz'ın 158 fasiküllük renkli güneş serisi hardcover olarak hazırlanıp yayımlansa harika olur.
HİÇBİRİNİZ ANLAMAMIŞSINIZ
BENİ SİZİN YANINIZA HAPSETMEDİLER
SİZİ BENİM YANIMA HAPSETTİLER !

haysat

Fikret Kol abimiz Facebook sayfasında daha önceden hazırlamış olduğu (Ve bir kaç sayfasını bana hediye etmişti ) bir çizgi romandan sayfalar paylaşmış.

Deli Memed isimli karekterden bir kaç örnek






HİÇBİRİNİZ ANLAMAMIŞSINIZ
BENİ SİZİN YANINIZA HAPSETMEDİLER
SİZİ BENİM YANIMA HAPSETTİLER !