Şu anda hangi çizgi romanları okuyorsunuz?

Başlatan hanac, 01 Kasım, 2009, 18:36:08

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 8 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Ahmet Oktay

Uzumaki'yi okuyorum, ilk 2 cilt bitti. Korku/gerilim türünü aman aman seven, arayan biri olmasam da böyle eserler büyük keyif veriyor. Hard cover cildi alsa mıydım keşke diye de düşünüyorum. Bakalım son cilt nasıl olacak, hikaye nasıl bağlanacak?

caretta

Şöyle bir tabir vardır:"Benim oğlum bina okur,döner döner yine okur".Bina eskiden medreselerde okutulan bir
gramer kitabı.Günümüzde de açılımı belli kalıplara saplanıp kalma anlamında kullanılır.Ben de aynen Çizgi
Düşler'in Nisan ayından beri Teks yayınlamamasına ufak ufak kafası bozularak eski Teks maceralarını
tekrar okuyorum!

ferzan

    Dönüşümlü olarak üç seriyi okuyorum...Yıllar sonra tam set halinde alıp arşivleyebildiğim Manara 'nın ''HP ve Guiseppe Bergmann'' serisini, Herge 'nin ''Joe, Zette ve Jocko'' mini serisini ve eksik olan albümü tamamlar tamamlamaz baştan başladığım Hugo Pratt 'ın Dost Kitabevi 'nden çıkan ''Corto Maltese'' lerini okuyorum...

    10 sene kadar önce karışık bir şekilde birkaç albümünü okuduğum Guiseppe Bergmann serisi enteresan gidiyor...Detayda ilginç şeyler verme ile saçmalama arasında gidip geliyor ama çok keyif alıyorum...Tabi arka arkaya okuyunca değil, günde bir albümle falan...Şimdi 7. kitaba geldim...

    Herge ile yıldızım hiç barışmamıştı ama bu 5 albümlük Joe, Zette ve Jocko serisini bulunca kaçırmadım...Hiç de fena gelmedi ilk iki albüm itibariyle...Naif, tatlı ve dinlendirici bir sadelikte, iddiasız ve keyif verici bir okumalık...Tam dinlenmelik...Sanırım yıldızımın barışmadığı Tenten 'lere de başlayacağım bir ara...

    Corto Maltese 'lere ise baştan başladım eksik olan o tek albümü bulunca ama birkaç sefer okuduğum ve bende hep apayrı bir yeri olan ilk kitap ''Bir Tuz Denizi Şarkısı'' nedense bugün eski tadı vermedi...Hala çok beğenmekle birlikte uzunluğundan ve durak yerleri olmadığından ötürü çiğnedikçe lokmalar büyüdü ağzımda...Belki tekrar okuma olduğu içindir...Devam edeceğim bir ara...

    Geçenlerde yarım bıraktığım Hürriyet promosyonu Tarkan ''Gümüş Eğer'' ikinci bölüme başlayacağım şimdi...İlk göz ağrım Tarkan, nedense Sezgin Burak 'ın o bayıldığım muhteşem atmosferine rağmen beni son dönemde okurken boğmaya başladı...Bunda açıklama yazılarının görseli tekrar etmesinin büyük etkisi var sanırım...Çizimde Tarkan'ın hasmını atından düşürmesini zaten görüyoruz ama yazıda da çizimde gördüğümüz şeyi okumak, akıcılık adına bir parça yoruyor...Günlük yayınlandığı dönemde her gün bir sayfa okunduğu için aslında normal bir üslup ama kitap halinde arka arkaya okuyunca fazla tekrar kaçıyor görsel/metin ilişkisi...Eskiden bu kadar takılmazdım, hatta açıklama yazıları olmayan ve sırf resim ve dialogla akan çizgi romanları yadırgardım ama şimdi tam tersi oluyor artık...Bu noktada Karaoğlan'ın akıcı ve yormayan evrensel üslubunu da yad etmiş olalım...Öte yandan, avantürde ilk göz ağrım Tarkan'ın da yeri ayrıdır elbette...

    Gene karıştırmışız epey...Manara, Herge, Pratt ve Burak...Tam büyücü kazanında karıştırmalık, sonsuz serüven iksirini elde etmelik keskin bir karışım... :)
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

peder clemente

Sevgili Saki71, Zagor'un "Kabus=Incubi" macerası çok ünlü ve sıradışı bir maceradır.Ben okuduğumda çok etkilenmiştim.275-280 arijinal sayıları arasında yayımlanmış destansı bir maceradır.Senaryo'yu yazan Sclavi aslında kendini özgür bırakarak bir deneme yapmış ve deha düzeyinde iş çıkarmıştır.Hellingen bu macerada tekrar dönüyor fakat Zagor neyin kabus neyin gerçek olduğunu anlayamıyor.Zagor ve Çiko'nun kişilik analizleri de yapılıyor.Zagor Manitu(KİKİ) ile karşı karşıya geliyor, konuşuyor.Paralel Evren de kullanılan bir kavram.Mistik ögelerle tüm sınırlar zorlanıyor.Bu senaryoya Ferri'nin çizgileri de uyunca ortaya büyük bir eser çıkıyor.Zagorsever olarak sizin okumamış olmanıza biraz şaşırdım.Sevgiler ve Makedonya'ya selamlar...

peder clemente

Zagor'un, vampirle ilk karşılaştığı maceranın adı "Angoscia" 85-87 sayıları arasındadır.Angoscia, İtalyanca:sıkıntı, korku, kaygı, tedirginlik anlamına geliyor."Gallieno Ferri-Zagor ile bir yaşam kitabında "Endişe" olarak macera adlandırılmış.Ayrıca 85. sayının kapağı, Zagor okurlarınca en iyi kapak seçilmiş.Macera, Türkiye'de "Tören adıyla yayımlandı.Hellingen'in dönüşü macerasının adı ise "Kâbus=İncubi".

yidar

Yalnız kurt ve yavrusu serisine başladım.3 Cilt bitirdim.Yavaş yavaş okuyorum.

yidar

Yalnız kurt cilt üçten sonra bir ara verip uçma sanatına başladım.Çok güzel bir eser

darbove

TASM gwen stacynin ölümü normal seriye ara verdim one shotları bitirdiğimde dönüş yapacağım
The Bird of Hermes is my name, eating my wings to make me tame.

Ahmet Oktay

Marvel 1602'ye başlamıştım. Seyfettin Efendi ve Cedric okuyup sonra 1602'ye döneceğim.

HacıGeraltEmmi

Kırık Kanat.
Harikulade bir anlatı, nefis bir grafik roman. 10/10
Nasıl güzel, nasıl büyük insanmışsın sen Petrita!

pizagor

Vampir Şövalye 10. kitap bitti, aşk - meşk olayları arka planda kalınca sıkmayan bir entrika - intikam mangasına dönüştü. Buna kız mangası diyenler halt etmiş  :)

Araya Wonder Woman - En Büyük Savaşları girdi. Maalesef henüz olumlu birkaç cümle edebilecek yakınlığı karşılıklı kuramadık. BUnların neresi en büyük savaş anlayamadığım gibi, Wonder Woman'ın 80'lerin sonlarından itibaren çeşitli dönemlerinden çeşitli hikayelerinin kiminin başını, kiminin kıçını bilmeden okumak kime keyif verecek, bunu yayımlama kararı verirken ne düşündünüz, nasıl bir okur tatmini hedeflediniz diye YKY'ye de sormak gerekiyor kanaatindeyim.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


hanac

Wolverine'in Ölümünü okuyorum.

Çizimler çok iyi.

pizagor

19 sayı süren Vampir Şövalye'yi nihayetlendirdim dün akşam itibariyle. Pişman değilim, yer yer keyif dahi aldım okuduklarımdan. Matsuri Hino'nun yapabildiği o hep aynı erkek yüz çizimi; tek model saç kesimi bilen berber gibi havalı olsun diye bir sürü erkek karakterde saçlara verdiği aynı şekil ve iletişimde olağanüstü yeteneksiz olduğunu ispatladığı okurla diyalog köşeleri aklımda kalacaklardan  :)
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


yidar

Uçma sanatını bitirdim.Çok güzel bir kitap devamında kırık kanata başlayacam.Bu arada yalnız kurt serisini okurken araya girdiler.:)

pizagor

98 senesinden Aksoy Yayınları etiketli Cehennem Yolu.

Kara filmleri seviyorsanız, 30'lu yıllarda Chicago, gangster teması ilginizi çekiyorsa bayılacaksınız.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!