Muzaffer İzgü'nün Ardından

Başlatan Levent Suberk, 27 Ağustos, 2017, 20:17:47

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

Levent Suberk

Senelerce Akbaba dergisinde mizah hikayelerini okuduğum Muzaffer İzgü de aramızdan ayrıldı, ne olduğunu bilmediğimiz, sadece adını duyduğumuz öbür dünyaya göç etti. Aziz Nesin'den sonra memleketin en güzel mizah hikayeleri onun kaleminden çıkmıştı. Yusuf Ziya Ortaç onun için "İzgü'nün gönlü memleket dolu" diyor ve devam ediyor "Gündüz mektebe gider, gece sinemada gazoz, simit, fıstık, şeker satardım diyor... Yapmadığı iş, öğrenmediği sanat kalmamış okul çağında... Tenekecilik, terzi çıraklığı, marangozluk, elektrik, radyo, sinema tamirciliği... Her şey."... "Bir yılı geçti sanırım, bir mektup geldi. Korka korka açtım. Nasıl korkmayayım?... Tanrının günü böyle mektuplar, mektuplar, mektuplar geliyor. O kalın zarfın içinden umduğum çıktı: bir mektupla, bir hikayecik... Şöyle böyle idi...Vardı birşeyler.. Ama Akbaba'ya giremezdi. Acımayı unutan ellerim, onu da sepete attı merhametsizce... Sonra bir hikaye daha... Bir hikaye daha... Bir hikaye daha! İş inada binmişti. Bir gün, ilişik mektubunda inadını açıkladı bana: Hikayelerimi size beğendirinceye kadar göndereceğim diyordu. Gözümde büyüdü adam..."

İzgü'nün gönlü memleket doluydu.


kedidiro

 Yıllardır izmir kitap fuarına hangi gün gitsem muzaffer izgü orada bir masanın başında oturuyor olurdu. Bazen önünde çocuğunu elinden tutmuş bir anne veya baba bazen tek başına. Kızlarımla gitmişsem mutlaka; " Aaa bakın muzaffer izgü. Çocukluğumuzda ökkeş serisini...." diye başladığım cümlem " biliyoruz baba, her sene söylüyorsun zaten" diye kesilirdi... Ayaküstü uğrar selamımı verirdim. Artık orada olmayacak. Bizde bıraktığı boşluksa sadece kitap fuarındaki  masayla sınırlı değil...

ferzan

    Her çocuk gibi benim de Muzaffer İzgü ile geçen uzun ve zevkli okumalarım olmuştu geçmişte...Bando Takımı ve diğer öyküleri halen ara ara açıp aynı keyifle okuduğum eserleri arasındadır...Ne var ki zaman içerisinde başka mecralar, başka meşgaleler ve başka ustalar bulunca ilk hikaye anlatımındaki bu ilk göz ağrımı unutmuş, zayıf bir nostalji hissinden öte anmaz olmuştum...Taa ki 2 yıl evvel Bilgi Yayınevi'nden aldığım serbest bir iş vesilesiyle okumadığım onlarca kitabından ikisinin 11. baskıları için yeni kapaklar ve iç resimler istenene kadar...Muzaffer İzgü ile okumaktan zevk alıp uzun zaman sonra iki Muzaffer İzgü eserine çizgilerimle katkıda bulunmak benim için mutlulukların en büyüklerinden biriydi...Keşke geçmişte kendisinin Anneannem serisinin tekrar basımları için teklif edilen resimlemeleri de yapacak vaktim olabilseydi...Bu işi vakitsizlikten geri çevirmek zorunda kalmış olmam da beni ayrıca üzer her aklıma geldiğinde...

   
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com