Ben, Katil - Aylak Kitap

Başlatan memospinoz, 16 Kasım, 2017, 19:32:24

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

memospinoz



Öldürmek bir suç değildir...
Öldürmek bir sanattır...

Seri katil mi? Hayır. Yaptığım işi bu kategoride değerlendirmeyi reddediyorum. Kurşuna dizme, ipe çekme,  elektrikli sandalye, her türden infaz... İşte size gerçek seri cinayetler. Savaşlar, soykırımlar, tasviyeler... Alın size bir sürü seri cinayet. Sadece iktidarlar sistematik şiddet üretmeye muktedirdir...

Kesinlikle ben seri katil değilim...
Benim cinayetlerim özeldir...

Ödürmenin insan doğasında vaolan yaratıcı bir dürtü olduğunu iddia eden ve bir sanat olarak icra eden bir güzel sanatlar profesörü...

Uçma Sanatı'nın yazarı Altarriba, bu karaya ve kızıla boyalı çizgiromandaki devrimci bakış açısıyla polisiyenin çıtasını hiç beklenmedik bir şekilde yukarı çıkartıyor...

Buyrun, titreyin...

ACBD Çizgi Roman Eleştirmenleri Birliği Ödülü

Boyut: 19.5x24.5 cm
Sayfa Sayısı: 140
Etiket Fiyatı: 36 TL

24 Kasım'da raflarda.

memospinoz


ferzan

    Bugünün ikinci okumasıydı...

    Kitaba olan ilk ilgimin ardından kitap elime geçene kadar bir parça uzaklaşmıştım...Cinayet üzerine olan mottosunu sorgularken, kitabın takdiminde bir iticilik hissiyatına kapılarak nötr bir şekilde bekledim...Gerek kitabın atmosferine uygun isabetli çizgileri, gerekse Altarriba 'nın karanlık metinleriyle beğeneceğime ama diğer yandan ifade ettiği şeyi sevmeyeceğime emin olduğum, en nihayetinde ana karakterden tamamen tiksineceğim kanısındaydım okumadan önce...

    Okuduktan sonra fikrim bir parça değişti...Ana karaktere halen en ufak bir yakınlık duymamama rağmen, aynı şekilde bu karakterin sanat ve cinayet üzerine mottosunu tasvip etmemekle beraber hikayeyi akıcı ve kendine özgü buldum...Bir kiralık katilin değil, arada sırada zevk için cinayet işleyen ve kendi kendine bunu felsefi bir temele dayandıran, sanat tarihi ve sanat incelemesi üzerine akademik kariyerine devam edip hocalık yapan orta yaş üzeri kültürlü bir adamı merkezine alan güzel bir grafik albüm...Sansürsüz olması ve aralarda sadece kan için kullanılan kırmızı rengin duruluğunu kaybetmemesi adına siyah beyaz olan eserde kuşe kağıt kullanımı gerçekten elzemmiş...Bu detayı atlamadığı ve fiyat farkına rağmen görselin sunumunu böylesine önemsediği için yayınevine teşekkürü borç bilirim...

    Kitapta sevdiğim, sempati duyduğum bir tek karakter bile olmadı...Katilinden kurbanına, akademik tayfasından öğrencisine, sıradan halka varıncaya kadar kitapta en küçük bir sevgi, saygı yahut sempati duyulası karakter yok...İyi ya da kötü sınırlandırmasında idealize karakterizasyonlar yoktu, herkes tam da gerçek hayatta olduğu gibi kendi çizgisinde kendi doğru ve yanlışıyla akıp gitti...Tüm karakterlerdeki bu gerçekçi nötr yahut antipati hissi, Altarriba 'yı benim nezdimde harika bir öykücü yaptı...''Uçma Sanatı'' 'nda ve ''Kırık Kanat'' 'ta böyle bir durum yoktu...Sempati duyup empati kurabileceğimiz, bize dokunan karakterler ve romantik bir nostalji hissi hakimdi ama günümüzde geçen bu kitaptaki en masum karakterde bile aman aman çok sevilesi bir yan göremedim...Hayatın kendisi kadar gerçek ve itici karakterlerle kuruluydu ve aslında bu karakterler sıradışı ya da anormal diyebileceğimiz hiçbir şey yapmıyorlardı, sadece kendi hayat çizgilerinde, kendi rutinlerine devam ediyorlardı...Keko 'nun çizgileri de bu atmosferin oluşmasında ve desteklenmesinde harika bir rol oynamış...

    Hiçbir karakterinde en ufak bir sıcaklık hissi duymadığım, hiçbir karakterine en ufak bir sempati beslemediğim bu eseri çok beğendim ve çok başarılı buldum...Göz ardı edilmemesi gereken ve ustaca kotarılmış özgün bir anlatı...Antonio Altarriba, bir çizer gibi kendini geliştiren ve gömlek değiştirebilen, rutinini bozmaya ve farklı şeyler sunmaya elverişli bir yazar diye düşünüyorum...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

seastar1000

Bu da yarın ki listeye girdi böylece

kahramanlarsinemada

Bir solukta okudum. Sert içeriğini sanat dünyası içerisinde bir gezinti şeklinde çok uyumlu aktarmış.

karlıova

Memospinoz'a açtığı başlık, Ferzan'a da süper yorum yazısı için teşekkürler.

Başka arkadaş ortamlarında hep dile getiriyorum, Türkiye'de çizgi roman yayınları çeşitlilik açısından mini bir altın çağ yaşıyor. YKY nin Doğan Kardeş denemesinden sonra telifini almış olduğu Tetikçi, Blacksad, Okko gibi türün güncel ve önemli eserlerini yayınlamasıyla başlattığı hareketlilikte bugün Flaneur, Karakarga, Aylak Kitap gibi yayınevleri sayesinde devam ediyor.

Brodeck Raporu, Sıradan Zaferler, Kırık Kanat ve Uçma Sanatı çok kaliteli, ödüllü grafik roman örnekleri. Kitabevlerinde, normalde ÇR okuru olmayanların da dikkatini çekebilecek çalışmalar.

Altarriba, Blacksad yaratıcıları Ruben Pellejero ve Juan Diaz Canales'in ardından, BD türüne bomba gibi giriş yapan İspanyollardan. Esasen bir yazar ve akademisyen. Üniversitede Fransız edebiyatı hocası. İspanyol Televizyonunda eleştirmen ve senarist olarak çalışmaları da var.

İnsanın Altarriba gibi hayli ilginç geçmişe sahip anne-babası olursa, iki otobiyografik çalışma için malzeme elde hazır oluyor. Babasının 2001'de kaldığı huzurevinde intihar etmesi gerçek. Annesinin hayat boyu fark etmediği kırık kolu da öyle. Ancak cinayet işleme "sanatı" üstüne bu son kitabı, her ne kadar ana karakter kendine benzese de, noir türüne ilgisini gösteriyor. Yeni çalışmalarını merakla bekliyoruz üstadın.   


alan ford

  çevirmen Murat Tanakol Altaribba ile söyleşmiş şurada

http://t24.com.tr/k24/yazi/antonio-altarriba,1262

iyi haber bunun bir üçleme olacağı , Ben Deli ve Ben Yalancı ile devam edecekmiş seri. Altaribba'yı herkesten önce keşfedip  yayımlayan (Uçma Sanatı İspanyolca dışında ilk türkçeye çevrildi ) Murat Tanakol ve Versus'a kocaman alkışlar.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

ferzan

Alıntı yapılan: alan ford - 24 Aralık, 2017, 16:26:02
  çevirmen Murat Tanakol Altaribba ile söyleşmiş şurada

http://t24.com.tr/k24/yazi/antonio-altarriba,1262

iyi haber bunun bir üçleme olacağı , Ben Deli ve Ben Yalancı ile devam edecekmiş seri. Altaribba'yı herkesten önce keşfedip  yayımlayan (Uçma Sanatı İspanyolca dışında ilk türkçeye çevrildi ) Murat Tanakol ve Versus'a kocaman alkışlar.

    Çok güzel bir söyleşi olmuş...Altarriba 'ya da, vizyonuna da daha fazla ısındıran, sonraki kitaplarını merakla bekleten bir röportaj...Her satırını keyifle okudum...
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Hayalet

Bilhassa Uçma sanatı ardından da Kırık Kanat'ı okuduktan sonra Altarriba ne yapsa alıp okurum gibime geliyor, bu sebeple Ben, katil'de girdi kitaplığıma henüz okumadım önceden aldıklarımı okumaktan. Normalde bu tarz grafik - çizgi karışımı tarzı pek takip etmezdim Altarriba'nın Uçma Sanatı ve Manu Larcenet'in Sıradan Zaferleri'ni okuduktan sonra benzerlerinin peşine düştüm sadece geçen ay onlarca bu tip bildiğimiz uzun seri olmayan grafik-çizgi roman aldım.


Altarriba şöyle demiş röp.de Uçma Sanatı'nın Türkiye'de de sevilmesi hakkında:
"...bizim ailelerimizin tarihi birçok Türk vatandaşının ailelerinin tarihiyle benzer görünebilir. "
Aynen katılıyorum, ben Uçma Sanatı'nı okurken, bir çok kez 12 Eylül öncesi aktif siyasetin içinde olan babamı ve sonrasında yaşananları, ülkenin geldiği durumu hatırladım ve hüzünlendim.

Röportaj paylaşımı için de ayrıca teşekkürler.
Çizgi roman bir çocuğun okuma alışkanlığı kazanmasının en iyi yollarından biridir, bir büyüğünse hayata çocuk merakı ve heyecanıyla bakabilmesinin.

karlıova

Güzel bir röportaj, gerçekten yakın dönem İspanyol tarihiyle Türkiye tarihi arasında paralellikler kurulabilir. Özellikle yoksul, köy kasaba insanlarının zor hayatları benzeşiyor tabii. Onlarda rahip, bizde imam hayatı şekillendiren ana unsur olmuş.

Bir tek noktayı anlayamıyorum, BDTheque sitesine göre "L'Art de Voler" Mart 2011'de Fransızcaya çevrilmiş. Bizde Uçma Sanatı Mart 2017de çıktı sanırım. Öyle çok yakın tarihler de değil yani. Türkçeye kazandırılması çok güzel bir iş tabii ama İspanyolca dışında ilk Türkçe olarak yayınlandı demek biraz alaturka abartmak oluyor herhalde. Amazon Fransa'dan da aynı bilgiyi teyit ettim.

http://www.bdtheque.com/main.php?bdid=11525&scroll=0

https://www.amazon.fr/s/ref=nb_sb_noss?__mk_fr_FR=%C3%85M%C3%85%C5%BD%C3%95%C3%91&url=search-alias%3Dstripbooks&field-keywords=L%27Art+de+voler+Altarriba&rh=n%3A301061%2Ck%3AL%27Art+de+voler+Altarriba

nocardia


karlıova

OK teşekkürler dostum. Ben Aylak baskısını dikkate almışım. O halde Fransadan önce, güzel bir vizyon ve sezgi örneği olmuş.

Nomad

-Öldürüyorum ama niye öldürüyorum? Bi sor?
-Sordum abi. Niye öldürüyorsun?
-Sanat için olm, sanat için.
-Sie

Öldürmenin insan doğasında varolan yaratıcı bir dürtü olduğu iddiasında olan ve bu eylemi bir sanat olarak icra eden güzel sanatlar profesörünün  hikayesi.
140 sayfa boyunca akademik bir dil ile sanatta şiddetin felsefesi entellektüel bir katilin günlük hayatının arka planında bize veriliyor.
Stilize çizimler ve renklendirme (sadece kırmızı) güzel.
Arka plandaki felsefi yoğunluk ön planda işlenen akıcı hikaye ile sunulmuş ve sıkıcı olmasının önüne geçilmiş. Bu da güzel.
Baskısı, boyutu, şu anki 27 tl olan fiyatı da gayet güzel.
Kitap +18 belirteyim bu arada.
Bir de, okurken karşıma sürekli "oğlum üni de kızlar kendi teklif ediyormuş" muhabbetini getirecek enstantaneler çıktı. Sırıttım.
Ek olarak arka planda siyasi ve sosyolojik mesajlar da var bol bol.
Hikayesi bir okumalık, metinleri defalarca okunacak türden bir eser.
Ha bu metinleri okur ve sindirirseniz size bir hayrı olur mu?
Anca seri katil olursunuz.
Arşive attım. Belki ilerde lazım olur. Birini falan kesersem vicdanımı rahatlatmak için okurum, sanat yaptım diye avunurum.  ;D
Ama polise anlatması zor olur, o kafamı kurcalıyor biraz.
Şöyle birşey olur sanırsam Dikkat link +18

https://youtu.be/95vmMC_TGeY

Süper sıkıcı bir iş toplantısının arasında kafa dağıtmak için yazdım yukarıdakileri.
Biraz dağınık oldu, kusura bakmayın.