Brooklyn Dreams - Arkabahçe (IDW)

Başlatan memospinoz, 23 Kasım, 2017, 10:56:17

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

nicholaihel

Kitabı şimdi bitirdim. Oldukça hacimli bir eser. Biraz iş yoğunluğundan da ötürü ikiye bölüp okumuş oldum. Başarılı buldum diyebilirim. Uzun uzun okuyup da hiç iz bırakmayan nice eser arasında bu farklı iş Türkçeye çevirilmese haberim dahi olmazdı.

Çeviri yukarıda da sorulmuş. Sorulmasaydı da okurken aklıma gelmiş, ve beni etkilemişti. Elbette orijinal eseri okumadım ve ahkam kesecek altyapım yok ama yer yer ağır, yer yer edebi, yer yer ağdalı, yer yer şiirsel, bazen argo metinler barındıran kitap akmayı başarıyor. Kötü bir çevirinin ızdırap olabileceği, bu haliyle ise özenli, başarılı, akıcı bir çeviri sunduğu izlenimi bıraktı bende.

Kısa bir döneme ait kısa bir hikayeyi uzun uzun bizimle paylaşıyor çizer. Kitapta sadece tek bir bölümde, sanıyorum eniştenin cenazesi dolaylarında, öykünün biraz sündüğünü düşündüm. Ki orada da çizer kendi araya girerek "biraz uzattık galiba" diyor ve durumu toparlıyor diyebilirim. Yoksa zaman zaman araya açtığı uzun parantezlerden anlatımı zenginleştirenler de mevcut.

Anlatıldığı dönemin ruhunun ve bölgenin ve belki kimi "kimyasalların" dahi anlatımda rolünün yeri muhakkak önemli ama, en azından benim için, empatiyi güçleştirici bu farklı değişkenler hikayede kendimden ve çevremden ve zihnimden parçalar bulmama engel teşkil etmedi. Nihayetinde insan, ruh, zihin, aile... her yerde benzer türevler, tezahürler...

Bir kendisi ve geçmişi ile muhasebe hikayesi. Bir arayış ve belki de bir buluş hikayesi. Hayli kişisel ve bir o kadar evrensel. Aslında ben çizgi ile anlatımda çok fazla metin sevmem ama burada okuduklarımdan rahatsız olmadım. Yer yer daha karanlık, daha ayakları yere basan, daha az "pop" dev bir "sandık içi" bölümü okuyor hissi oluştu bende.

Biraz biyografi, biraz dönem, biraz psikoloji, biraz inanç, biraz aile ve bolca uyuşturucu  :)

Geçen bir arkabahçe videosunda duydum, sert kapaklı hali de az sayıda varmış. Elimde normali olmasa belki düşünürdüm ama mevcut ekonomim ikinci kurşuna şans tanımıyor. Meraklısına not olsun.

yidar

Alıntı yapılan: nicholaihel - 19 Aralık, 2018, 21:23:19
Kitabı şimdi bitirdim. Oldukça hacimli bir eser. Biraz iş yoğunluğundan da ötürü ikiye bölüp okumuş oldum. Başarılı buldum diyebilirim. Uzun uzun okuyup da hiç iz bırakmayan nice eser arasında bu farklı iş Türkçeye çevirilmese haberim dahi olmazdı.

Çeviri yukarıda da sorulmuş. Sorulmasaydı da okurken aklıma gelmiş, ve beni etkilemişti. Elbette orijinal eseri okumadım ve ahkam kesecek altyapım yok ama yer yer ağır, yer yer edebi, yer yer ağdalı, yer yer şiirsel, bazen argo metinler barındıran kitap akmayı başarıyor. Kötü bir çevirinin ızdırap olabileceği, bu haliyle ise özenli, başarılı, akıcı bir çeviri sunduğu izlenimi bıraktı bende.

Kısa bir döneme ait kısa bir hikayeyi uzun uzun bizimle paylaşıyor çizer. Kitapta sadece tek bir bölümde, sanıyorum eniştenin cenazesi dolaylarında, öykünün biraz sündüğünü düşündüm. Ki orada da çizer kendi araya girerek "biraz uzattık galiba" diyor ve durumu toparlıyor diyebilirim. Yoksa zaman zaman araya açtığı uzun parantezlerden anlatımı zenginleştirenler de mevcut.

Anlatıldığı dönemin ruhunun ve bölgenin ve belki kimi "kimyasalların" dahi anlatımda rolünün yeri muhakkak önemli ama, en azından benim için, empatiyi güçleştirici bu farklı değişkenler hikayede kendimden ve çevremden ve zihnimden parçalar bulmama engel teşkil etmedi. Nihayetinde insan, ruh, zihin, aile... her yerde benzer türevler, tezahürler...

Bir kendisi ve geçmişi ile muhasebe hikayesi. Bir arayış ve belki de bir buluş hikayesi. Hayli kişisel ve bir o kadar evrensel. Aslında ben çizgi ile anlatımda çok fazla metin sevmem ama burada okuduklarımdan rahatsız olmadım. Yer yer daha karanlık, daha ayakları yere basan, daha az "pop" dev bir "sandık içi" bölümü okuyor hissi oluştu bende.

Biraz biyografi, biraz dönem, biraz psikoloji, biraz inanç, biraz aile ve bolca uyuşturucu  :)

Geçen bir arkabahçe videosunda duydum, sert kapaklı hali de az sayıda varmış. Elimde normali olmasa belki düşünürdüm ama mevcut ekonomim ikinci kurşuna şans tanımıyor. Meraklısına not olsun.
Güzel inceleme için teşekkür ederim. Çok merak ettiğim bir kitaptı.

ferzan

    Birkaç hafta önce bitirebildim...Okurken hiç acele etmedim, dört güne yaydım her bölümünü...

    Bu albümü sırf kitaplığımda bulunsun diye almıştım...Öyle çok bir beklentim yoktu, hatta okurken gayet de sıkılabileceğim düşüncesindeydim ama öyle olmadı...Çok farklı, güzel ve tatmin edici bir okuma oldu...

    Uzun uzun neden sevdiğimi yazamayacağım, zira nicholaihel benim diyeceğim çoğu şeyi demiş...

    Çizgi romanı özel bir tür ve sanat olarak seven herkesin arşivine yakışacağını düşündüğüm nitelikli bir albüm olduğunu düşünüyorum...

Alıntı yapılan: nicholaihel - 19 Aralık, 2018, 21:23:19
Kitabı şimdi bitirdim. Oldukça hacimli bir eser. Biraz iş yoğunluğundan da ötürü ikiye bölüp okumuş oldum. Başarılı buldum diyebilirim. Uzun uzun okuyup da hiç iz bırakmayan nice eser arasında bu farklı iş Türkçeye çevirilmese haberim dahi olmazdı.

Çeviri yukarıda da sorulmuş. Sorulmasaydı da okurken aklıma gelmiş, ve beni etkilemişti. Elbette orijinal eseri okumadım ve ahkam kesecek altyapım yok ama yer yer ağır, yer yer edebi, yer yer ağdalı, yer yer şiirsel, bazen argo metinler barındıran kitap akmayı başarıyor. Kötü bir çevirinin ızdırap olabileceği, bu haliyle ise özenli, başarılı, akıcı bir çeviri sunduğu izlenimi bıraktı bende.

Kısa bir döneme ait kısa bir hikayeyi uzun uzun bizimle paylaşıyor çizer. Kitapta sadece tek bir bölümde, sanıyorum eniştenin cenazesi dolaylarında, öykünün biraz sündüğünü düşündüm. Ki orada da çizer kendi araya girerek "biraz uzattık galiba" diyor ve durumu toparlıyor diyebilirim. Yoksa zaman zaman araya açtığı uzun parantezlerden anlatımı zenginleştirenler de mevcut.

Anlatıldığı dönemin ruhunun ve bölgenin ve belki kimi "kimyasalların" dahi anlatımda rolünün yeri muhakkak önemli ama, en azından benim için, empatiyi güçleştirici bu farklı değişkenler hikayede kendimden ve çevremden ve zihnimden parçalar bulmama engel teşkil etmedi. Nihayetinde insan, ruh, zihin, aile... her yerde benzer türevler, tezahürler...

Bir kendisi ve geçmişi ile muhasebe hikayesi. Bir arayış ve belki de bir buluş hikayesi. Hayli kişisel ve bir o kadar evrensel. Aslında ben çizgi ile anlatımda çok fazla metin sevmem ama burada okuduklarımdan rahatsız olmadım. Yer yer daha karanlık, daha ayakları yere basan, daha az "pop" dev bir "sandık içi" bölümü okuyor hissi oluştu bende.

Biraz biyografi, biraz dönem, biraz psikoloji, biraz inanç, biraz aile ve bolca uyuşturucu  :)

Geçen bir arkabahçe videosunda duydum, sert kapaklı hali de az sayıda varmış. Elimde normali olmasa belki düşünürdüm ama mevcut ekonomim ikinci kurşuna şans tanımıyor. Meraklısına not olsun.
Bağnaz okur, memnuniyetsiz beşer, işkilli büzük, sıfır tolerans iksmen, taş kalpli ahkam efendi...

https://ucuztefrika.blogspot.com

Darkseid is.

Bayıldım bu çizgi romana ancak sonunun daha iyi olabileceğini düşünüyorum. Yazar kafasındaki sonu bence yansıtamadı ya da ulaşmak istediği etkiyi yaratamadı. Biraz zaman geçince tekrar okuyacağım, sert kapaklı edisyonu da almayı düşünüyorum.

pizagor

Vincent Carl Santini'nin anlatıcı rolünde arzı endam ettiği sayısız panelinin hikayeyi ve öykünün akışını gölgelediğini  düşünüyorum. Otobiyografik anlatım, o sayfalarda adeta çizim eklenmiş düzyazı haline dönüşüyor ve tempo bir anda dibe vuruyor. Oysa burada anlatılan çok da güzel bir hikaye var.
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


V

Alıntı yapılan: pizagor - 07 Aralık, 2020, 07:09:59
Vincent Carl Santini'nin anlatıcı rolünde arzı endam ettiği sayısız panelinin hikayeyi ve öykünün akışını gölgelediğini  düşünüyorum. Otobiyografik anlatım, o sayfalarda adeta çizim eklenmiş düzyazı haline dönüşüyor ve tempo bir anda dibe vuruyor. Oysa burada anlatılan çok da güzel bir hikaye var.
Düşük temposu nedeniyle benim de bitirmem bir hafta sürmüştü .Ama öyküsü güzel olunca her seferinde devam etmeye gitmişti elim.Sonuçta beğendiğim bir otobiyografi oldu..
"İstemem,eksik olsun.."