Mister No-Gölgedeki Katil (152/154)

[Zeljko]

Hapisten çıktıktan hemen sonra eski savaş arkadaşı Borg, Mister No'dan kız arkadaşının katilini aramak için yardım ister. Vücudu, beş yıl önce Bahia yakınlarında denizde bulunan Lupe'nin cinayet davasındaki birçok mantıksızlığı  ve karanlıktakileri açıklığa kavuşturmaya çalışan pilotumuz kendini hiç beklemediği olayların içinde bulur.

SENARYO
Alberto Ongaro
ÇİZİM
Roberto Diso
KAPAK
Roberto Diso



Ongaro ismine çok aşina olmadığımdan açıkçası çok fazla beklentiyle başlamadığım hikaye,sayfaları çevirdikçe olay örgüsünü oluşturan tüm tesadüfi döngülere rağmen senaryo açısından maksimum düzeyde kullanılan bir suç hikayesine dönüşmesinin verdiği heyecan ve haz beni bu satırları yazmaya itti,öyleki Ongaro adını özel olarakta araştırmaya başladım.


Ongaro, entrika dolu tarihi bir şehir olan Venedik'te doğmuş, bu nedenle  suç temaları ve gizemlere olan tutkusu hiç şaşırtıcı değil. Ormanın en gizemli sırlarına değilde, insanlara yöneliyor olması da bu sebepten. Kişisel dramalar ve bir doz trajedi içeren karakterler, eserlerinin  arkasındaki itici güç olmuş çoğunlukla. Daha çok giallo olarak bilinen ve sarı olarak çevrilen İtalyan polisiye edebiyatının tipik bir temsilcisi olarak görülmekte.Ne yazıkki bu özellikleri Mister No serüveninin kısa sürmesine akabinde de Nick Raider'a transfer olmasına sebep olmuş.

Ongaro'nun tüm Mister No'ları



Hikayenin çok yönlü olması hemklasik okuyucuyu hem de bu tarza uzak olanları aynı ölçüde yakalamasını sağlıyor.Yazar,Mister No'nun savaş günlerini,psikolojik tahlilleri,gri karakterleri hep dozunda kullanıyor.Asıl hikaye ise iki yönde ilerliyor: Lupe Herreira cinayetiyle ilgili soruşturma ve soygundan elde edilen ganimeti arama.Para iz bırakmadan kaybolduğu için o kısım daha az dikkat çekiyor ve çizgi romanın son sayfalarına kadar arka plana düşüyor. İkinci kısım, yani katilin aranması çizgi roman boyunca devam ediyor ve inanılmaz derecede çok sayıda olası araştırma ve şüpheli yön olmasının yanı sıra birbirine uymayan çelişkili ipuçları da ortaya çıkıyor.Lupe Hereira vakası ilk bakışta çözülemez gibi görünüyor, çünkü Bahai polisinin de cinayete karışma ihtimali var. Amma velakin suç hikâyelerinde ortak bir motif olarak burada da en büyük kanıt haline gelen  kaset kaydı olayların tüm seyrini değiştirecek ipucunu bizlere sunuyor.Gerçek hayatta da yaşamış müzisyen Erroll Garner'ın Body And Soul albümü ve pek çok cinayetin arasındaki ilişki acaba ne olabilir?

Gölgedeki Katil ile Ongaro muhtemelen bu dizide yaratıcılığının zirvesine ulaşmıştır diye düşünüyorum (diğer kitaplarını da okuyacağım en kısa zamanda) Katmanlı ve ince düşünülmüş senaryo, baştan sona gerginliğin sürdürülmesi, öngörülemezliği ve etkileyici karakterler bu güzel romanın bize sundukları. "Femme Fatale",cinayetler,zenginlerden sokak gangsterlerine kadar ilginç yardımcı karakterler...hepsi birlikte kimseyi kayıtsız bırakmayacak bir tema oluşturuluyor. Ve tabiiki Roberto Diso... 50'li yıllardan kalma evlerin iç mekanları ve görünümü, yüzme havuzlu villalar, plajlar, kadınlar,aksiyon sahneleri,en asil ve yanıltıcı duygular,pişmalıklar, nostalji ve gerginliği nasıl yakalayacağını Diso kadar bilen çok az sanatçı vardır.Sık sahne değişimleri ,siyah mürekkebi az kullanma... Zaten harika olan bu hikayeyi bir seviye daha yükselttiğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Size kalan kahvenizi alıp,odanıza da kapanıp,arka planda çalan müzikle bu harika hikayeyi sindirerek okumak olacaktır.

[Nemo]

Emeginize saglik Zeljko bey 241. sayi ile baslayan Kizil Ruzgarlar sagasini da kaleminizden okumak isteriz.

[hennessy]

Güzel yazı olmuş