Teks Sohbet Odası

[Kinowa59]

Değerli dostlar, sağlığımla ilgili güzel dilekleriniz için çok çok teşekkürler ediyorum. Var olunuz, sağ olunuz.

[Saki]

Geçmiş olsun Bayram bey, Teksin çıkacağına çok sevindim, lkbahar ve yaz boyunca hep Teks okudum sanırım 200 den fazla sayı.

[Mrtekin]

Çok geçmiş olsun Bayram Ağabey. Allah acil şifalar versin.

[Orontes81]

Geçmiş olsun

[battlehammer]

Geçmiş olsun Bayram Hocam, hiç anlamam Western'den ama senin için Teks okuyacağım bugün

[Kinowa59]

Çok teşekkür ediyorum değerli dostlar. Sayın battlehammer ( anlamını bilmediğim için birkaç kez kontrol ederek yazdım) 50 yıldan uzun süredir tutkunu olduğum Tex ve Zagor ( daha sonra Ken Parker ve Mr.No) beni yaşama bağladığı gibi, karakteriminde bir parçası oldular. Hastahane den çıkalı üçüncü gün olmasına rağmen, üç gündür Muğla'nın dağlarını, ıssız köşelerini, antik kentlerini Tex ve Zagor gibi dolaşıyorum. Tek farkımız Tex at la, Zagor ağaçlardan ağaca atlayarak, ben ise elimde bir sopa, sırtımda sırt çantasıyla. Sosyal medya kullanamadığım için çektiğim görselleri WhatsApp durumda paylaşıyorum. Sayın battlehammer, özellikle Tex okumak, insanı yaşama bağlıyor. Sonuç olarak bizlerde doğanın bir parçası olarak doğduk, yaşıyoruz. Hayvanlar ve bitkiler gibi de öleceğiz . Bence yaşamı fazla da abartmamak gerekir. Cennetin ve cehennemin bu Dünya olduğuna inanan bir fani olarak şimdiden bütün organlarımı bağışladım. Cesedimi de bir fakülte kadavra olarak degerlendirirse bana bu Dünyadaki en büyük iyiliği yapmış olur. Ne hoca isterim ne cenaze töreni. Eminimki, Tex ve diğer kahramanlarım da, onların döneminde tıp bu kadar ilerlemiş olsaydı bu şekilde insanlığa hizmet ederlerdi. Sayın battlehammer gününüzü Tex'e ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Kalınız sağlıcakla.

[yidar]

Bayram bey geçmiş olsun.Bir an önce düzelmek dileklerimle.Saglikli günler sizle olsun.

[Saki]

Sayın Bayram ikimiz de tamamen aynı görüşteyiz,

Battlehammer demek savaşta kullanılan çekiç, Thor un çekici gibi, battle-muharebe, hammer-çekiç

ben Texin şehirlerde değil, kırsal bölgelerde, çöllerde, kırık dökük yerlerde yaşanan maceralarna bayılıyorum...

[Kinowa59]

Merhaba sayın saki. Benden epey genç olmanıza rağmen aynı değerlere sahip olmamız beni mutlu kıldı. Ama Tex'in maceralarının geçtiği ortamlarla ilgili beğenilerimiz bayağı bir farklılık gösteriyor.  Ben sizden farklı olarak kentlerde geçen maceraları daha bir ilgiyle takip ediyorum. 1870_ 80_ 90 ' li yıllar New York, San Francisco, New Orleans, Chicago, Utah ws.gibi kentlerin o dönem görüntüleri ile bugünkü olağanüstü farklılıkları ve o kentlerde yaşanan polisiye tadındaki maceralar benim en çok beğendiğim maceralar olmuştur. Iyi geceler diliyorum.

[Saki]

Ben işte tam tersi, örnek Mister No'nun New York-Mafya, Japonlar maceralarnından daha çok cangilde geçen maceralarnı seviyorum, çünkü cangilde her adımda bir tehlike bekliyor, dediğim gibi Texin de dağlarda, çöllerde, Mexico nun kırık dökük kasaba-köylerindeki meceralarna hastayım,
Conana da gelince en çok çöllerde, kaybolmuş eski kasabalardaki maceralarnı en çok seviyorum,
bu durum Zagor için de geçerli, bu şehir maceralarnı hiç sevemedim ama örneğin Yedi Cibola kenti veya Afrikadaki Kain ve Nekromantlar ile...offf ha ha

Sana da iyi geceler...

[hbegec]

Çok teşekkür ediyorum değerli dostlar. Sayın battlehammer ( anlamını bilmediğim için birkaç kez kontrol ederek yazdım) 50 yıldan uzun süredir tutkunu olduğum Tex ve Zagor ( daha sonra Ken Parker ve Mr.No) beni yaşama bağladığı gibi, karakteriminde bir parçası oldular. Hastahane den çıkalı üçüncü gün olmasına rağmen, üç gündür Muğla'nın dağlarını, ıssız köşelerini, antik kentlerini Tex ve Zagor gibi dolaşıyorum. Tek farkımız Tex at la, Zagor ağaçlardan ağaca atlayarak, ben ise elimde bir sopa, sırtımda sırt çantasıyla. Sosyal medya kullanamadığım için çektiğim görselleri WhatsApp durumda paylaşıyorum. Sayın battlehammer, özellikle Tex okumak, insanı yaşama bağlıyor. Sonuç olarak bizlerde doğanın bir parçası olarak doğduk, yaşıyoruz. Hayvanlar ve bitkiler gibi de öleceğiz . Bence yaşamı fazla da abartmamak gerekir. Cennetin ve cehennemin bu Dünya olduğuna inanan bir fani olarak şimdiden bütün organlarımı bağışladım. Cesedimi de bir fakülte kadavra olarak degerlendirirse bana bu Dünyadaki en büyük iyiliği yapmış olur. Ne hoca isterim ne cenaze töreni. Eminimki, Tex ve diğer kahramanlarım da, onların döneminde tıp bu kadar ilerlemiş olsaydı bu şekilde insanlığa hizmet ederlerdi. Sayın battlehammer gününüzü Tex'e ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Kalınız sağlıcakla.

Öncelikle çok büyük geçmiş olsun Bayram Bey dilerim en kısa sürede sağlığınıza kavuşursunuz.Yazdıklarınızı okurken kendi küçüklüğüm aklıma geldi.Yaşım sizden sanırım bir 20 yaş daha küçük ama bende babamın aldığı Conan'ları,Asterix'leri,Tenten'leri,Red Kit'leri,Superman'leri ve daha nicelerini okuyarak geçti.Yeri geldi tahtaları yontarak ve tutacak yerlerine demirler çakarak Conan kılıçları yaparak dikenlere saldırdım.Bir başka sefer beyaz atletin üzerine Superman amblemi çizip anneannemin de namaz örtüsünü boynuma dolayıp başladım uçmaya.Hatta Tarzan olup balkondan atlayınca kolumu çatlatmıştım.Yani uzattım ancak o kadar iyi anlıyorum ki çizgi roman kahramanlarının yaşama bağlayıp karakterinin bir parçası olması mevzusunu,o yüzden yazmak istedim.Sağlıcakla kalın sevgili ağabeyim...

[Kinowa59]

Merhaba genç kardeşim, güzel insan hbegec. Geçmiş olsun dilekleriniz ve onore edici söylemleriniz için çok teşekkür ediyorum. Benim, Sayın Mefisto ve Hellingen ile yaptığım anlaşmaya göre _ Tex klasik seri tamamlanana kadar_ yaşama sürecimi banko garantiledim. ( Tex klasik seri kolay kolay tamamlanamayacagi için banko garantim 50 yılı bulabilir) Tam sekiz yıldır bu akit'e ( ara sıra teklemelerim olsa da) karşılıklı olarak bağlı kaldık. Bu sürede bana " üzme kendini, Allah'tan geldik; Allah'a gideceğiz" diye akılları sıra moral veren pek çok doğa ve hayvan düşmanıni öte tarafa, Tex'in deyimiyle kömür küreme ye tatile gönderdim. ( Özellikle, 🌲 ağaç kesenler, doğa ve hayvan düşmanları müebbet kömür küreme cezasına mahkum olurlar İnşallah.)  Bu arada şunu da ifade edeyim. 10 yıl kadar önce memleketim de kestiği ağacın altında kalıp def- i hacet olan bir ağaç katilinin mefisto ' ya komşu olması üzerine sevinçten iki jarjor mermi yakmıştım da rahmetli annem beni ayıplamısti. Değerli genç kardeşim. Tüm bunları neden ifade ettiğimi anlatayım. Tam şu dakika ikamet ettiğim Köyceğiz'den 100 km. Uzakta Fethiye ye bağlı bir dağ köyünde kahvehanede yaşlı köylülerle sohbet ediyorum. Buraların 60_ 70 yıl önce nasıl olduğunu özlemle buruk bir şekilde anlatıyorlar. Bende onlara, yaşadıkları köyün yeryüzü cenneti olduğunu ve kesinlikle maden şirketlerine kanmamalarini , arazilerini satmamalarini anlatıyorum. Değerli Tex tutkunu dostlarıma yazacağım son söylemim şunlar olsun. Tex bugün yaşasaydı, tam bir çevreci aktivist olmaz mıydı. Tam bir doğa dostu, hayvan sever olmaz mıydı. Doğayı mahveden, suları kirleten, ormanları talan eden çok uluslu maden şirketlerine karşı köylülerle birlikte hak, hukuk, adalet mücadelesi yapmazmıydı. Herşey gönlünüzce olsun. Kalınız sağlıcakla.

[Mrtekin]

Bayram Abi,

a-) Tex'in "altın madenleri" yok mu? Maden ağası değil mi?

b-) Sıkıştığında garibim Meksikalılara "dinamit" fırlatmıyor mu?

c-) Kit Carson'la lgbt ilişkileri gibi şeyler de konuşuluyor?

Takılıyorum

[Kinowa59]

Merhaba Mrtekin dost. Üç sorunuza üç cevap veriyorum. El cevap 1. Tex'in altın madenleri yok. Yalnızca Navajo dağlarında ufak tefek kaynakları var. Bu arada Tex oğlak kitap büyük albümler serisinde ( sayısı aklımda kalmamış)  dev su pompalarıyla dağları mahveden altın madenleri patronlarıyla Savaşı'nı anımsatırim. Gene, Tex oğlak kitap aylık seride şef beyaz Bulut'un ölümüyle sonuçlanan maceraya da dikkatinizi çekerim.                                                               El cevap 2: Atom bombası vardı da atmadımı yani.                                                  El cevap 3: Kit karson ile lbgt ilişkisini hangi nonoş uyduruyorsa , kendisi uluslararası nonoş lar derneği başkanıdır. Nokta.                                                               

[Zeljko]

Carson ve Tex olayina bende ihtimal vermiyorum ama Oğlak 181/182. sayilardaki Kizilderili Şerif hikayesi bana biraz garip gelmişti.Teksin hikayedeki kizilderiliyle arada "tek" başına buluşmasi,gölde ikisinin beraber banyo yapmalari bunlari anlatirken tekste daha önce görmediğim duygusalliklar falan yani bilemiyorum  Hikayeyi hatirlayan var mi?