Dağın Kalbi - KaraKarga

Başlatan memospinoz, 29 Kasım, 2021, 20:37:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

memospinoz

Parisli genç bir mimarlık öğrencisi olan Pierre, İsviçre'de bir dağın kalbinde bulunan Vals Kaplıcaları'na gider. Aynı zamanda tezinin konusu olan bu yapı, eşsiz çizgileriyle onu büyülemekte ve hayallere daldırmaktadır. Yapının dilden dile dolaşan gizemli bir öyküsü vardır ve Pierre bu öyküye ikna olup gerçeklerin kapısını aralamaya karar verir.

16.5x22 cm, 152 sayfa

hanac


pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!



nicholaihel

Ufff... fiyat işini en sert hissettiğim yayınevi Karakarga şu an. Diğerleri de arkasından gelecek muhtemelen. Bu fiyatlar prestij edisyon, özel edisyon fiyatlarıydı...

Avrupa işi grafik roman seviyoruz ama ne yapacağız bilmem. Bu da ilginç duruyor.

Nightrain

Kara Karga en son sağlam zam yapmıştı çizgi romanlara. Son zammın üstüne bir zam daha gelirse o fiyatları düşünemiyorum. ::)
"Bu yıldızı çok mu istiyorsun Heatie? Al ye o zaman!"

İnancomic

Bu fiyatlarla uzun süre yaşayamaz kara karga tamam kriz var ama karakarga fiyatlari uçuk

Saint2


KenParker

Renklendirmesine hiç ısınamadım.

Kitapta ismi geçen mimar Peter Zumhort'un Vals Kaplıcası gerçekten var. Yapıtlarını doğayla tümleşik yapmayı seviyor.

TKnKT

    İlginç bir başlangıç olacak, bunu dile getirme noktasında büyük bir itki hissettim. Kitapları okumaya başlamadan önce, daha önceden okumuş olsam da arka kapak yazısını okuyarak başlıyorum. O esnada arka kapaktaki etiket fiyatının altında yazan "KDV'den muaftır" yazısı nedense beni eğlendirdi. Okumanın lüks olmayacağı hayallerimizi geri kazanacağımız günler gelir umarım. Google çevirinin bana sunduğu Almanca ile şöyle es geçeyim bu paragrafı: "der mund der Wirtschaft", ancak sadece birimizi değil, bütün ülkeyi yutan bir ağız.

    Pek yoğun ama verimsiz bir dönemimdeyim. Ortaya ele gelir bir şey koymadıkça yeni bir kitaba başlamamayı kural koymuştum kendime. Lakin tezinin ve araştırmasının peşine düşen bir karakterin peşine düşmem kabul edilebilir bir merak çerçevesi. Eserin hikayesinin de bir merak ve gizem çerçevesi var. Ancak bütüncül bakışta pek doygunluk hissinin eksik kaldığı kanaatindeyim. Yani bu spoiler sayılmaz affınıza sığınarak söylüyorum eserin arka planı bildiğiniz "earth bender" kavramının ortaya çıkışını ele alan bir "Avatar" spin-offu olsa daha makul olurdu ve heyecanla okurdum. Çünkü işin özünde sunulan sadece bu. Evet eser bana bir gizemi çözeceğini vadetmiyor ancak anlattığı pek bir şey de olmuyor. Kitabın başlarında geçen "der mund des berges" efsanesinin adını duymam ve üç satır açıklamasını okumam ile bütün kitabın anlattığı aşağı yukarı eşit bir şey. Tüm olaylar zaten ana karakterimiz üzerinden dönüyor ancak nereden baksanız yan karakterler vasıfsızdan öte değiller. Kör göze parmak bazı eklentiler ise eseri uzatma çabasından öte bir şey değil. (Buna ek olarak karsız yolda aracının lastik zinciri olmadan gidemeyen biri neden var? Yollar buzlu ise kamyonet nasıl lastiksiz rahat ilerliyor. Üstelik virajda ani direksiyon kırmada uçmuyor, buz varsa. Çizdiklerimize bakalım gözününüzü seveyim sayın Harari). Çizerin niyeti ilgi çekici ancak nihai ürün hayal kırıklığı gibi. Doğa ile etkileşimli bir mimarinin gizeminin peşinde sürüklenmek kesinlikle ilgi çekici bir konu ancak bu kitapta o yok. Bence yok. Hele mimari tamamen kılıf, tek mevzu "earth bending".

    Yapısal olarak bahsetmek gerekirse, paneller arasında boşluk olmadığı gibi kitabın karanlık temasında panaller arasındaki o ince siyah çizgi o kadar görünmüyor ki birkaç kez kayboldum. Kare bitti mi, bu yeni bir kare mi, sıradaki kare hangisi gibi karışıklıklarım oldu. Yani ilk defa böyle bitişik paneller görmüyor olsam gerek ama kitabın temasında daha bi bütünselleşiyor tüm kareler. Hafızam pek yardımcı olmuyor ama Çizgi Romanı Anlamak'ta kareler arası boşluğun önemine değinilmişti. Sanırım bu etkinsizlik pütürlü bir okuma oluşturdu.

    Son söz Karakarga için olsun. Yanılmıyorsam bu forumda dile getirdiğim editoryel hataların çoğu Karakarga'nın kitapları üzerine. Hani bir olur iki olur, bundan sonrası standart bir hata kalıbı oluşturuyor. Kitabın son okumasını yapan saygı değer emekçiye burdan bir selam göndermek isterim. Hatalı kelime yazımları mevcut. Sayın editörüm, siz ticari ürün ortaya koyuyorsunuz şuan için piyasadaki kalite-fiyat bandında üst seviyelerden. En azından tüketici/okuyucu gözünde biraz değer gösterdiğinizi hissettirin ürününüze. Kusurların küçüklüğü olmadıkları anlamına gelmez. Bu da buradan açık mektubum olsun. Hoş son okuma böyleyse, kitaba gelen yorumları internette arayacaklarını da sanmıyorum.

*Bir küçük de nazlanmamı ekleyeceğim. Karakarga kitaplarına kitabın kendi ayracını ekliyor. Bu kitabın içinden bana Senso'nun ayracı çıktı. Yayıncıya mı carlıyım, satıcıya mı bilemedim. Bu arada elbette hayır, asabi olan ben değilim, onlar özensiz.
"The man who opens topics faster than his shadow"