2021 yılından akılda kalanlar

[DAMPYR]

Manga beni hiç sarmadı, zaten bi tuhaf arapların kitapları gibi tersten başa okunuyo bir türlü alışamadım ama gençlerin hoşuna gidiyo belki iyidir ama ben bir türlü alışamadım ne diyeyim o 2013 senesini çok arıyorum.Ha şunuda söylüyeyim Fumettide aşırı Fantastiğe kaçtıkları zaman onuda pek sevmiyorum Martinin yeni serisinin sevilmeme nedenide o sanırım ,en  iyisi ayağı yere basan aksiyon içeren konular

[KenParker]

+ Mangaların artması
- Frankofonların hala dipte gezinmesi. Ki gelecekte de umudum yoktur
+ Felix   Omnibus diye bir şey varmış
- Zamların ayak sesleri
+ Grafik romanların hızına devam etmesi
- Zaten küçüçük ÇR piyasasında sınırılı sayıda diyerek yüksek fiyattan atılan kazıklar

[Saki]

Ben artik Conan okuyamiyorum nedense, Tex de ilginç gelmiyor, kaldı MM, Mister No ve Zagor 

[caretta]

Lal Kitap:11 adet Aylık Zagor,2 adet Zagor Kökler,5 adet Zagor Darkwood Novels
5 adet Zagor Klasik Maceralar.Toplam 23 adet.
Çizgi Düşler:1 adet Maksi Zagor,2 adet Aylık Teks,3 adet Klasik Teks
1 adet Teks Magazin,1 adet Maksi Teks,1 adet Renkli Teks.2 adet Tex Willer.Toplam 11 adet.
Hiç yorum yapmadan değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.

[DAMPYR]

Lal Kitap:11 adet Aylık Zagor,2 adet Zagor Kökler,5 adet Zagor Darkwood Novels
5 adet Zagor Klasik Maceralar.Toplam 23 adet.
Çizgi Düşler:1 adet Maksi Zagor,2 adet Aylık Teks,3 adet Klasik Teks
1 adet Teks Magazin,1 adet Maksi Teks,1 adet Renkli Teks.2 adet Tex Willer.Toplam 11 adet.
Hiç yorum yapmadan değerlendirmeyi sizlere bırakıyorum.

Çizgi düşler geçen yıl tökezliye tökezliye gitmiş Lal kitap istikrarlı bir şekilde ben onu anladım

[OZAN BALIM]

Ben izliyorum ara sıra. Western filmleri en çok hoşuma giden filimlerdir.

1883 dizisini tavsiye ederim. Henüz 3 bölümü yayınlandı gerçi ama unutulmayacak bir batıya hücum western dizisi olacağı kesin.

[Mösyö Lejant]

Daha önce yazmayı unutmuşum, 2021'de çizgi roman adına en önemli unsurlardan biri omnibus formatının raflarda yerini alması oldu. Belki daha önce de bu formatta yayın çıkmıştır, şimdi anımsayamadım ama çıktıysa da en azından tekrar geri dönmüş oldu.

Bence bu format kısa süre zarfında çizgi romancılıkta yaygın format olabilir. Hem hikayenin devamı ne zaman gelir diye beklemek icap etmiyor hem de ayrı ayrı ciltlerle kıyaslayınca daha iyi bir alternatif teşkil edebiliyor.
Saygılar.

[dayıcomics]

Fasikül sistemine geçip, gençleri çizgi romana çekmedikçe hiçbir şey düzelmez. Ben bizzat gözlerimle görüyorum sürekli, çizgi roman dükkanına 10 genç giriyorsa 9 tanesi manga alıp çıkıyor. Mangalar zamlanmasına rağmen hem de. Harçlıklarını biriktirip manga alıyorlar. Çizgi romana el süren yok. Bu fiyatlarla zor sürerler. Biz de ah vah edip dururuz.

[someoneofgod]

Fasikül sistemine geçip, gençleri çizgi romana çekmedikçe hiçbir şey düzelmez. Ben bizzat gözlerimle görüyorum sürekli, çizgi roman dükkanına 10 genç giriyorsa 9 tanesi manga alıp çıkıyor. Mangalar zamlanmasına rağmen hem de. Harçlıklarını biriktirip manga alıyorlar. Çizgi romana el süren yok. Bu fiyatlarla zor sürerler. Biz de ah vah edip dururuz.

+1.

6 ayda 1 cilt, senede 2 cilt çıkarmaktansa, her ay düzenli şekilde günü gününe 1 sayı fasikül basılsın, öyle takip edelim. yeni ve kısa serilerde denenebilir bu.

[Kauss]

Şahsen ben ciltten yanayım. Maalesef ülkemizde fasikülü bile periyodik basacaklarına inanmıyorum.
Hiç değilse one shot hikayelerde cildi alıp, bitiriyorsun. Zaten uzun serilerde filan fasikülün basılıp biteceğine de inanmıyorum.
Mangaların hesaplı olması büyük etken olabilir fakat okuduğum mangalarda bir sonra ki cildi merakla bekleten ve hızlı bir konu akışı söz konusu.
Çizgi romanlarda ise mangalarda ki akıcılık bu kadar yüksek değil.

[Vassago007]

Çok fazla kere dile getirdim ama destekler bir mesaj alamadım. Çizgi roman yayıncıları hani bir ara fuara Hamburga gidiyorlardı, telif alıp dönüyorlardı, ne var ne yoksa aldılar ve döndüler. Ne oldu ellerindeki telifler şişti, ne oldu basamaz oldular (bunda ülke şartları da ne yazık ki köstek oldu) birde diğer yayınevi almasın diye telifleri topladılar. Kusura bakmasınlar el birliği ile comics olayını bitirdiler. Batman gibi bir çizgi roman basılamıyor şaka mı hayır gerçek. Marmara Yürüyen Ölüleri ve Spider-man'ı basamıyor. Çizgi Düşler kendi kitaplarını basamıyor. Kimse kusura bakmasın periyot yoksa okurda takip etmiyor. İngilizcelerini alan bir dünya insan var daha mı ucuz hayır ama İngilizceleri düzenli geliyor, Türkçeleri basılamıyor. Burada asla yayınevi sahiplerini yermiyorum çok sever ve saygı duyarım hepsine ama yöntemleri yanlıştı. Tüm dünyada nasıl bir çizgi roman periyodik çıkıyorsa Türkiye dede öyle olmalı.   

[pizagor]

Çok fazla kere dile getirdim ama destekler bir mesaj alamadım. Çizgi roman yayıncıları hani bir ara fuara Hamburga gidiyorlardı, telif alıp dönüyorlardı, ne var ne yoksa aldılar ve döndüler. Ne oldu ellerindeki telifler şişti, ne oldu basamaz oldular (bunda ülke şartları da ne yazık ki köstek oldu) birde diğer yayınevi almasın diye telifleri topladılar. Kusura bakmasınlar el birliği ile comics olayını bitirdiler. Batman gibi bir çizgi roman basılamıyor şaka mı hayır gerçek. Marmara Yürüyen Ölüleri ve Spider-man'ı basamıyor. Çizgi Düşler kendi kitaplarını basamıyor. Kimse kusura bakmasın periyot yoksa okurda takip etmiyor. İngilizcelerini alan bir dünya insan var daha mı ucuz hayır ama İngilizceleri düzenli geliyor, Türkçeleri basılamıyor. Burada asla yayınevi sahiplerini yermiyorum çok sever ve saygı duyarım hepsine ama yöntemleri yanlıştı. Tüm dünyada nasıl bir çizgi roman periyodik çıkıyorsa Türkiye dede öyle olmalı.

Comics olayının bitmesinin nedeni olarak 'başka yayıncı basmasın diye telifleri toplama' dürtüsünün ötesinde birşeyler olduğunu düşünüyorum.

Etkisi yok mudur, tabi ki vardır ama dolaylıdır:

Birincisi, yayıncılarda gerçekten kayda değer birşeyleri mi alıyorum, bunun bizim okurlarda karşılığı olur mu acaba sorgusunun bir miktar zayıf kaldığını düşünüyorum. Yatırımı doğru yere yapıp yapmadığının analizi, işi ince eleyip sık dokuduğu meçhul ki aklıma ilk gelen örnek Büyülü Çizgi'nin Valiant açılımı...

İkincisi, yayın hakkını satın aldıktan sonra telifin yanmaması, verilen birkaç bin doların havaya gitmemesi için kitabı raflara çıkarma dürtüsü söz konusu ki bu da aslında yavaş yavaş çıkmaza, açmaza, şişen stoklara götüren bir sürece dönüşüyor. O birkaç bin doların yanmaması için çok daha fazla birkaç binlik bir yatırım yapılıyor ve bunların geri dönüşü ise çok uzun vadeli oluyor.

Bunlar dediğim gibi dolaylı etkilerdir. Ancak esas sorun, zaten birkaç binle sınırlı olan ama buna rağmen belirsiz ve düzensiz yayıncılıkla her geçen gün okurunu orijinal baskılara ve güncel dijitale kaptırarak azalan Türkçe comics çizgiroman okuru sayısındadır. Bu kadar yayın çeşitliliğini böylesi az sayıda meraklısı taşıyamaz. Son noktada bir albüm çıkar; ne yayıncısı karından memnun olur, ne de okuru satın alma maliyetinden.

Bazı arkadaşlar çeşitlilik çeşitlilik diye seviniyor, bunu piyasanın büyümesinin göstergesi olarak değerlendiriyor. Ve söz konusu durum bana biraz 'bekara karı boşamak kolaydır' lafını hatırlatıyor. Neden derseniz bu iddiadaki arkadaşlardan birisi sıklıkla konu özelinde tartıştığım bir dostum ve o çok methettiği artan çeşitlilikte ayda üç - dört albümden fazlasını almıyor (adedi fazla bile söylemiş olabilirim; bir - iki dahi olabilir) ve bunların arasında comics yok bile Ama bir başka grup daha tanıyorum ki, kendi şartlarını ciddi ciddi zorlayarak artan çeşitliliğe mümkün olduğunca yetişmeye çalışıyor ama her geçen gün vazgeçişleriyle birlikte ilerliyor süreç. Kimisi diyor ki bende orijinali olan albümü almayacağım, bir başkası diyor ki seri tamamlansın öyle edineceğim ya da bir diğeri ikinci elini kovalamaya başlıyor.

Bu çeşitlilik çizgiroman yayıncılığının da, okurluğunun da maliyetini anbean arttırıyor. Yayıncının elinde hemen paraya dönüşecek on bin potansiyelli bir manga yok ki piyasayı comicse boğsun. Olması gereken buydu zaten ve biz de o süreci yaşıyoruz birkaç senedir.

[KenParker]

Görüyorum ki herkes kanayan yaraya parmak basmış. Ne diyebilirim? Doğru tespitler.

Ben de başka bir pencerden bakayım. Çağ dijital dünyaya evrildi. İnsanlar sayısal kodlu makinelerden duygularını tatmin edecek şeyler arıyor. Buluyor mu? Bilmem, belki. Çizgi roman adına pek az. Belki bir gün mouse tutan parmaklar yeniden toprağa dokunmak ister. Burnuna gelen kokuları, teninin hissettiklerini yeniden duymak ister. Bir metre ötedeki bilgisayar ekranı yerine yüzlerce metrelik etrafına bakmak ister. İşte o zaman çizgi roman yeniden sanat duygularına tercüman olur. Elimizdeki resimlerden hayal dünyasına yolculuk yapar, toprağa bastığımız zaman altımızdaki yerküreyi yeniden hissederiz. Hayal işte.

[pizagor]

Görüyorum ki herkes kanayan yaraya parmak basmış. Ne diyebilirim? Doğru tespitler.

Ben de başka bir pencerden bakayım. Çağ dijital dünyaya evrildi. İnsanlar sayısal kodlu makinelerden duygularını tatmin edecek şeyler arıyor. Buluyor mu? Bilmem, belki. Çizgi roman adına pek az. Belki bir gün mouse tutan parmaklar yeniden toprağa dokunmak ister. Burnuna gelen kokuları, teninin hissettiklerini yeniden duymak ister. Bir metre ötedeki bilgisayar ekranı yerine yüzlerce metrelik etrafına bakmak ister. İşte o zaman çizgi roman yeniden sanat duygularına tercüman olur. Elimizdeki resimlerden hayal dünyasına yolculuk yapar, toprağa bastığımız zaman altımızdaki yerküreyi yeniden hissederiz. Hayal işte.

Metaverse gümbür gümbür geliyorken gerçekten hayal gibi kalıyor

İnsanlar Metaverse evreninde sanal arsalar satın alırken, Nft'ye yatırım yaparken geleceğin dünyası Ready Player One gibi birşey olacak sanki. Ve bu cesur yeni dünyada biz ihtiyarlara yer yok