Ana Menü

X-men

Başlatan rumar80, 15 Temmuz, 2010, 14:23:17

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

alan ford

 Tamam isimler Larry Trask ve Steven Lang'dı.  Daha soruyu soramadan cevabımı aldım.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

rumar80

   Steven Lang'le ilgili yazmama az kaldı.

rumar80

BÖLÜM 3
Üçüncü bölüme başlamadan ufak bir açıklama yapmak istiyorum: Bildiğiniz gibi comics'lerde en çok kullanılan yazım tetkiklerinden biri de macera içinde ileriki bölümlerde gelişecek olaylara hazırlık yapmaktır. Bunu en çok kullanan yazarlardan biri de Chris Claremont'tıt. Bu nedenle bundan sonraki yazılarımda önce ana öyküyü yazıp, ardından ara sahneleri belirteceğim. Şimdi üçüncü bölüme dönelim:
   Thunderbird'ün ölümü bütün takımın moralini bozmuştur. En çok ta takımın lideri olan Cyclops bu olaydan etkilenmiştir. Malikânenin korusunda dolaşırken sinirle güçlerini ortaya çıkarır. Gözlerinden çıkan ışınlar ağaçların arasında saklı duran bir anıtı parçalar.
   Bu anıt aynı zamanda başka bir boyuta açılan bir geçittir. Yıllar önce dünyamızda yaşamış Nagarai adlı bir ırk burayı kullanarak dünyamıza tekrar dönmeye çalışır. Önce Cyclops, ardından tüm ekip Nagarai'nin yaratığı ile micadele eder. Ancak her yenilişinde yaratık tekrar ayağa kalkmakta ve ekibin enerjisini de emmektedir. Yaratığı durdurmanın tek yolunun geçidin kapatılması olduğunu anlayan Profesör X Storm'u görevlendirir.
   Anıta ulaşan Storm orada başka yaratıklarla karşılaşır. Güçleri onlara etkisiz kalır. Yaratıklar Storm'u yakalar ve geçide doğru sürüklemeye başlarlar. Ancak Storm'un kimsenin bilmediği bir sorunu vardır: Klostrofobiktir. apalı yerlerde kısılmaktan korkan Storm bu panikle tüm güçlerini kullanır ve geçidi yok eder. Dünya kurtulmuştur.
    Uzun zamandır rüyalarında uzayda farklı ırklar arasında bir savaş ve savaş sorası bir geminin dünyaya geldiğini gören Profesör X bu rüyalar nedeni ile zihnen ve bedenen yorulmaktadır. Bu nedenle iki karar alır: Eski arkadaşı Moira MacTaggert'ı malikâneye bakmak için çağırmak ve tatile çıkmak. Moira ve Sean arasında bir romantizm başlar.
   Tatile gidecek olan Profesörü uğurlamak için havaalanına giden X-men çıkarlarken iki eski üyeye rastlarlar: Havok ve Polaris. Ancak Jean Grey onlarda bir tuhaflık fark eder. Gerçekten ikisi de Kızıl Erik denen biri tarafından ele geçirilmiş ve onun isteklerini yapmak zorunda bırakılmıştır. Kızıl Erik'in istediği de Profesör X'i ele geçirmek ya da öldürmektir. Havok, Polaris ve Kızıl Erik'in saldırısı X-men tarafından önlenir. Üçlü kaçar. Arkalarında kardeşinin neden bunu yaptığını merak eden bir Cyclops bırakarak.

   X-men 96 ve 97. sayıları içeren bu bölümde extralar:
1) Steven Lang adında birinin Sentinel programını tekrar aktif hale getirmeye çalışması ve bunu engellemek isteyen arkadaşı Michael Rossi'yi öldürmesi
2) Profesör X'in rüyası
3) Wolverine'in çabuk öfkelenmesi, sinirlerine hakim olamaması ve en büyük çatışmasının bu olması

   Dördüncü bölümde görüşmek üzere

kalidor

Bi de aktör olan Stephen Lang var  ;)



Crom! Ölüleri Say...

rumar80

BÖLÜM 4 (X-men 98-100)

   Yılbaşında tüm X-men New York'ta eğlenirken, hiç beklemedikleri bir anda sentineller tarafından saldırıya uğrarlar. Bu ilk saldırı sırasında Jean Grey, wolverine ve Banshee sentinellere esir düşer. Profesör X de daha önceden esir olmuştur. Sentineller esirlerini yörüngede SHIELD tarafından terk edilen, artık Steven Lang'in kullandığı uyduya götürür. Esirler kaçmaydener ancak uzayda oldukları için yakalanırlar.
   Geride kalan ekip arkadaşlarını kurtarmak için Profesörün arkadaşı Peter Corbeau'nun kullandığı uzay mekiği ile uyduya saldırır ve çarparlar. Sentinellerle ilk çarpışma sonrası Cyclops yeni X-men'i esir arkadaşlarını bulmaya yollar ancak kendisi yakaanır. Yeni X-men esir arkadaşlarını kurtarır ancak karşılarında beklenmedik bir düşman bulurlar: Eski X-men
   Eski takım yenileri tanımamakta ve onlara saldırmaktadır. Başabaş geçen savaş sırasında Wolverine duyuları sayesinde savaştıklarının X-men değil onlara benzetilmiş sentineller olduğunu ortaya çıkarır. Bu da savaşın dengesini değiştirir. X-men sentinelleri yener ve arkadaşları ile Profesörü kurtarır. Kaçmaya çalışan Lang ölür.
   X-men dünyaya dönmek istemektedir ancak bir sorun varıdr: Uzay mekiğinin kalkanları ve bilgisayarı hasar görmüştür. Kısaca dünyaya dönmeleri için bir mucize gerekmektedir. Jean Grey telepatik güçleri ile kalkan yapabileceğini iddia eder. Arkadaşlarının itirazlarına rağmen anları koruema kapsülüne yollar ve mekiği kullanmaya başlar ancak kısa süre sonra kalkanı zayıflar ve radyoaktif güneş ışınları mekiğe girmeye başlar. Jean'in son sözleri "Scott" olur.

   Bu bölümde
   1) Storm'un klostrofobisi bir kez daha gösteriliyor
   2) Banshee'nin İrlanda'da bir malikanesi olduğu ve kuzeni Black Tom'un onu öldürmek için plan kurduğu
   3) Colossus'un Mikhail adında bir abisi olduğu, kozmonot olan ağabeyinin bir uçuş sırasında öldüğü
   Ek olarak anlatılmaktadır.

Görüşmek üzere

rumar80

BÖLÜM 5 (X-men 101-103)

   Geçen bölümün sonunda Jean Grey uzay mekiğinin içinde arkadaşlarının hayatını kurtarmaya çalışırken güçleri yetersiz kalmış ve radyasyon mekiğin kontrol bölümüne girmeye başlamıştı. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Jean Grey mekiği Kenedy havaalanının yanına Jamaika körfezine indirmeyi başarır. Tüm X-men kurtulmuştur, ancak Jean ortada yoktur. Herkes ona ne olduğunu sorarken Jean suyun yüzeyine fırlar güçleri artmış, üzerindeki elbise değişmiştir. Artık kendisine Phoenix (Anka) adını koymuştur.
   Jean hemen hastaneye kaldırılır. Burada dinlenmesi ve tedavisi sürecektir. Bunun üzerine Profesör X yeni takımın bir süreliğine tatile gitmesine karar verir. Banshee de kendisine gelen mektup nedeniyle ekibi İrlanda'ya Cassidy şatosuna götürür. Başlangıçta hiçbir sorun yok gibidir, ancak bu bir tuzaktır ve X-men de tam içine düşmüştür.
   Tuzağı hazırlayanlar Banshee'nin kuzeni Black Tom ve Juggernaut'tur. X-men'e saldırırlar. Şatonun zindanlarında mücadele başlar ancak bu Storm'un klostrofobisini tetikler ve arkadaşlarını yalnız bırakır. Banshe ve Black Tom dövüşürlerken diğer X-men Jugernaut ile çarpışır. Ne kadar iyi mücadele etseler de yenilmekten kurtulamazlar. Sadece baygın olan Nightcrawler şatoda yaşayan küçük adamlarca kurtarılır.
   Juggernaut ve Black Tom X-men'e işkenceye başlarlar. Amaçları bu sayede Profesör X'in yardıma koşmasını sağlamak ve ondan de intikam almaktır. Küçük adamlarca kurtarılan Nightcrawler Profesörün kılığına girer ve kargaşa yaratır. Juggernaut Nightcrawler'a saldırır ancak yumruğu ıskalayıp şato duvarlarını parçalar. Açık havayı hisseden Storm kendini toparlar ve arkadaşlarını kurtarır. X-men ve düşmanları arasında savaş tekrar başlar. Black Tom Banshee'ye saldırırken şatonun kulesinden düşer. Bunu gören Juggernaut da arkadaşına yardım için atlar. Savaş bitmiştir.

Bu bölümde:
  1) Wolverine'in Jean Grey'e hisleri
  2) Storm'un klostrofobisinin nedenleri: Storm'un annesi Kenya'da prenses iken bir Amerikalı gazeteci ile evlenmiş, ardından önce ABD ardından Mısır'a yerleşmiştir. Süveyş savaşı sırasında bir savaş uçağı Ororo ve ailesinin bulunduğu eve çarpar. Ororo enkaz altında ailesinin cesetleri ile bir zaman geçirmek zorunda kalır. Bu da onda klostrofobiye yol açar.
  3) Ororo'nun bir dönem Afrika'da bir hırsız çetesinde çalıştığı
  4) Nightcrawler'ın vücudunun yapısı sayesinde gölgelere saklanabildiği
  5) Black Tom ve Juggernaut'u Kırmzı Erik'in kiraladığı
  6) Jean Grey'in New York'taki oda arkadaşının Misty Knight olduğu (Daha sonra özellikle Power man ve Iron fist dergisinde önemli bir rol alacak)
  7) Wolverine'in adının Logan olduğu anlatılır

  Görüşmek üzere.....

rumar80

BÖLÜM 6 (X-men 104-105)

   Profesör X'i ele geçirme planı bir kez daha başarısızlıkla sonuçlanan Kızıl Erik Moira MacTaggart'ın Muir adasındaki mutant araştırma merkezini basar. Daha önce Defenders dizisinde çocuk haline dönen Magneto'yu tekrar erişkin haline sokar ve X-men'e karşı ortaklık kurarlar.
   Adadan haber alınmaması üzerine Moira İrlanda'daki X-men ile irtibat kurar ve adaya gitmelerini sağlar. Kendisi de Cyclps ile birlikte adaya hareket eder.
   Adaya varan X-men tuzağın ortasına düşmüştür. Magneto takımın bireylerini birer birer yener. Bu arada adaya varan Cyclops olayın arkasında Kızıl Erik'in olduğunu anlayınca Profesör'ün New York'ta korumasız kaldığını ve asıl amacın da bunu sağlamak olduğunu fark eder. X-men'i toplar ve Wolverine'in itirazları ve korkak demesine rağmen New York'a uçar.
    Kızıl Erik daha önceden Galactus'un hizmetlisi olan Firelord'la karşılaşır. Onu kandırmak için emrinde olan Havok ve Polaris'e kendisine saldırmalarını emreder. Firelord Kızıl Erik'i kurtarır. Erik de X-men'in dünyayı ele geçirmek istediğini bu nedenle de kendisini öldürmeye çalıştığını söyler. Daha sonra karşılaştıkları Diğer X-men'in de kendisine saldırmaları Firelord'un inanmasına yardımcı olur.
   Jean Grey'in evinde Jean, Misty Knight, rofesör X ve Jean'in anne-babası otururlarken Xavier'in uzun zamandır hayallerini gördüğü uzaylı yaratık karılarına çıkar. Bu prenses Lilandra'dır. Abisi İmparator D'ken'e karşı yardım istemeye profesöre gelmiştir. Tam o sırada firelord Profesöre saldırır ancak Phoenix ona engel olur. Kargaşadan yararlanan Kızıl Erik Lilandra'yı yakalar ve kendi galaksilerine götürür. Phoenix yıldız geçidini tekrar açar ve Profesör dışında tüm takım geçitten geçer. Ancak geçit kapandığında Profesörün karşısında öfkeli bir Fire lord vardır.

  1) Moira MacTaggart ile Charles Xavier'in eskiden beri ilişkileri olduğu,
  2) Moira'nın Muir kendine ait Muir adasında mutant araştırma merkezi olduğu
  3) Jaime Madrox (Multiple man)'un ilk görünüşü
  4) X-men ile Magneto'nun savaşı sonrası adada hapis olan Mutant X'in özgür kaldığı
  5) Starjammer adlı isyancı grubu
  6) Nightcrawler'ın görmediği ya da bilmediği bir yere körleme teleport olamadığı
Ayrıca anlatılmaktadır.

   Hoşçakalın.....

rumar80

BÖLÜM 7 (X-men 106-108)

  Yazıma başlamadan önce 106. sayıdaki dolgu macerasını X-men bütünlüğünde çok anlamı olmadığı için yazmadığımı belirteyim.

  Abisi İmparator D'ken'in ajanı kızıl Erik tarafından kaçırılan Profesör X'in ilk görüşte aşkı Lilandra'nın ardından yıldız geçitinden geçen X-men karşılarında Gladyatör adlı Superman bozmasının yönetimindeki İmparatorluk Bekçilerini (Imperial Guard) bulur. Bekçiler imparatorlarının emrine uyarak X-men'i engellemeye çalışırken D'ken de kardeşini idam etmeyi denemektedir. Ancak araya giren Nightcrawler Lilandra'yı kurtarır.
  İki ekip çatışmayı sürdürürken Lilandra Phoenix ve Cyclops'a olanları anlatır: İmparator D'ken M'kraan kristali adında bir güç kaynağı bulmuş ve yıldızlar belli konuma geldiklerinde bu kristalden elde edeceği güçle yenilmez bir imparator olmayı planlamaktadır. Ancak ortaya çıkacak gücün yaratacağı yıkımdan korkan Lilandra abisine isyan etmiş ve yardım için kaçmıştır. Bir şekilde Profesör X ile zihinsel bir bağ oluşmuş bu nedenle de Dünya'ya gelmiştir.
  X-men sayıca kalabalık rakibi tarafından yenilmek üzereyken sahneye imparatora karşı çarpışan Starjammers grubu çıkar ve savaşın seyri kahramanlarımızın lehine döner. Yeni gelen dostları ile savaşırken Phoenix korkunç bir gerçeği öğrenir (Telepati yolu ile): Starjammers'ın lideri Corsair'in adı Christopher Summers'tır ve Cyclops ile Havok'un babasıdır.
  Bu arada yıldızlar uygun konuma gelmiştir. Kristal parlar ve Phoenix'in de etkisi ile kahramanlarımızı içine çeker. Yapılabilecek hiçbirşey yok görünürken Phoenix kendisinin de farkında olmadığı olağanüstü güçlerini kullanarak günü kurtarır. D'kenn yenilmiştir. Starjammers ayrılırken Phoenix'ten sırrını saklamasını ister. Phoenix te kabul eder. Storm ve kendisi dışında Corsair'in Cyclops'un babası olduğunu bilen başkası artık yoktur.
  Ekip dünyaya geri döner. Onları Profesör tarafından aydınlatılmış Firelord karşılar. Kısa bir süre sonra da yıldız geçidinden Lilandra geçer. D'ken'in yerine o geçecektir, ancak bu işler olana kadar sevdiği adamla olacaktır.

   Bu macera sırasında Profesör ile Moira arasında zamanında bir aşk yaşandığı da anlatılmıştır.

  Umarım yazılarım hoşunuza gidiyordur. Yakında sizlerin de okumadığı macerlarla devam etmeyi de umuyorum
  Görüşmek üzere....

yunusmeyra

sadece klasik" uncanny" döneminden maceralar okumuş(bu arada jim lee'nin çizdiği rekor satışlı seriyi bir kaç kez okumuş olarak..) daha çok da "wolverine" gibi tekil karakterlerin maceralarına yönelmiş bir okuyucu olarak,serinin ,"temel" dergilerinde nasıl yol aldığını özetleyen yazılar ,özelliklede 1960'lardan beri yayınlanan bir serinin dönüm noktalarını yakalamak ve kafamızda yerli yerine oturtmak açısından kaçırılmayacak bir fırsat..okumaya devam ediyoruz,devamını ısrarla bekliyoruz..
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

Al Simmons_Spawn

Özellikle Claremont dönemi X-Men'lerini sevmeme rağmen hiçbir zaman X-Men'in bu kadar uzay macerası içinde olmasına sıcak bakamadım nedense bir şey yavan duruyor. Mesela tüm zamanların en iyi X-Men hikayelerinden biri olan Dark Phoenix Saga'nın finali dünyada gerçekleşse tüm o Shiar muhabbetlerine bulaşmasa benim açımdan çok daha etkileyici olurdu. Tamam Fantastic Four ve Superman gibi çizgi romanlarda bu sırıtmıyor ama nedense X-Men gibi gerek konu gerekse karakter bakımından uzayla hiç alakası olmayan bir serinin bu kadar çok uzay macerası geçmesinede anlam veremiyorum.

kalidor

1991'de yayınlanan Jim Lee'nin Chris Claremont ile yazdığı ve çizdiği  X-Men #1, Guinness Rekorlar Kitabına göre tüm zamanların en çok satan çizgiromanıymış ??? 5 ayrı kapakla yaklaşık 7 milyon dolarlık bir satış yapmış.


Soldan sağa: Chris Claremont ve Jim Lee
Crom! Ölüleri Say...

rumar80

   O kapaklar birleşip tek bir kapak ta oluşturur.
   Gerçekten X-men 1 Todd McFarlene'in aynı dönemlerde çıkan Spider man 1'ini bile satışlarda geçmişti.
   Her iki seriyi de zamanında bir numara renkli olarak bir süre yayınlamıştı.
   Bu seri ile birlikte X-men de bence sıradanlaşmaya başlar. Bir iki sayı sonra Jim lee ile fikir ayrılığına düşen Claremont dergiyi bırakır ve hala sevsem de dergi asla eski havayı bulamaz. Bir de buna Marvel'in her yıl üç dört dergiyi birden sattırmak için yarattığı cross-over'lar gelince. (Claremont döneminde de bu cross over'lar vardır ama o dönemki maceralar inanılmaz kaliteli ve güzeldir.)

hanac

Alıntı yapılan: kalidor - 26 Ocak, 2012, 15:28:57
1991'de yayınlanan Jim Lee'nin Chris Claremont ile yazdığı ve çizdiği  X-Men #1, Guinness Rekorlar Kitabına göre tüm zamanların en çok satan çizgiromanıymış ???



O kapaklardan biri bu mu ?

Alıntı yapılan: rumar80 - 26 Ocak, 2012, 15:38:12
O kapaklar birleşip tek bir kapak ta oluşturur.

Vay be, yani 5 kapak yan yana geliyor ve büyük boy bir kapak oluyor.

Görmek isterdim.

hanac

Bütün kapakları buldum. 4 tane imiş.

Bu Beast/Storm/Jean Grey kapağı



Bu Wolverine/Cyclops kapağı



Bu Colossus/Rogue/Gambit/Psylocke kapağı



Bu Magneto kapağı



Ve ... 4 tanesi bir arada


yunusmeyra

kısa süreli serilerde yakalanan içerik ve çizim "patlamaları" dışında ,bu bahsi geçen ve 1 numara yayıncılığında 9 sayı yayınladığı seriden sonra eski "efsaneyi" yakalayamamıştır..(belkide popüler değerlendirmelerin dışında diziyi takip etmeyen ben yanılıyorumdur..) rumar daha iyi takip ediyor ,ve hislerimde yanılmıyorsam bu "zirveden" sonra bir iniş başlar..ve evet özellikle marvel 90'larda bu farklı-çok kapak,yok kalın-ince kapak,yok hologramlı kapak v.s. işinin bir süre satış "tadını" alınca yayıncılık anlayışlarıda değişmeye başlamıştı..
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR