İstanbul Kitap Fuarı Günlüğü

Başlatan tommikser, 30 Ekim, 2010, 21:14:36

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

banac

selam hasan,
resimler süper :) ve banada tisört aldin degilmi?

aaciltan

Arkadaslar;
1001 Roman yayinevinin tüm çalisanlarina ve sahibi sayin Fuat Aktüre'ye, bize bu imkanlari sagladiklari için
Küçüklükten beri hayallerimizi süsleyen büyük ustalarla bizleri yanyana getirdikleri için
Sevgili Ali (haysat), Günes Semerci, sevgili hanac, Sitki Siyril ve diger Altin Madalyon sakinlerine varliklari için
Çok çok tesekkürler...
Böyle güzel bir gün yasadigim için çok mutlu oldum...

Sitki Siyril

Fuar'dan Notlar:

Yillardir yazistigim bir sürü çizgi-roman sevdalisi ve camianin bir çok önemli simasi  ile tanisma olanagi buldum. Benim için ve konustugum kadari ile katilan herkes için dolu dolu geçen unutulmayacak bir gündü.

Sirt çantamda Zagor baltasiyla güvenlik kapisindan geçerken güvenlik görevlisi "çantayi aç bakalim" dese "ne  ederim acep" diye bir ara heyecanlandim.  Karakolda kendimi "efenim, simdi... Zagor baltasi...Ferri'ye imza... Srraak"  seklinde debelenirken gördüm. Güvenlik görevlisi  ile göz göze gelmemeye çalistim. Akabinde gerçek bir profesyonel gibiydim.  Bir tane para ya da metal bir objenin ötüp, baltayi ele vermesini engellemek için metalsiz bir sekilde tereyagindan kil çeker gibi geçtim kapidan.  Geçtikten sonra arkamdan gelen sesleri dinledim. Biri "hoop" dese aninda topuklayacak teknolojiyi gelistirdim.

5 numarali salonu bulabilen sansli kisiler 1001 roman standina ulasabildi. 1-2-3-4 seklinde gayet mantikli bir sekilde yan yana uzayan salonlar, 5 salonun sadece küçük bir kisminda imza günü oldugu için dipte kalan  kismini bulmak güçtü. Tahminim çogu niyetli, 5. Salonu ararken kalabaliktan bunalip "eeeh baslarim Zagoruna da, Ferrisine de" deyip oracikta namaza baslamistir . Buna ragmen Ferri yaklasik 6 saat boyunca bir saniye bile bos kalmadi. Önünde daima uzun bir kuyruk vardi.

Kollari püsküllü harbi Zagor gömlekli bir abi ile tanistik. Gömlegi ile diger Zagor tshirtlüleri kiskandirdi. Kartvizitinde ismi Zagor Masirova yaziyordu. (facebookta  bulunmakta kendisi) Çantasindan stilize Zagor baltasi çikti. Herkesin ilgi odagiydi.

5 farkli Zagor baltasi görüldü.  Fuat Aktüre'nin baltasi, Zagorcu Masirova'nin stilize baltasi,  Altin Madalyon üyesi Guantanamo'nun  Ferri'ye elini öperek hediye ettigi küçük baltasi, 1001 roman standindaki gümüs minyatür baltalar ve benim, digerlerinin yaninda hirpani kalsa da tamamen Zagor yöntemiyle yapilmis vahsi baltam.


Ara ara, koca salonda yankilanan çiglik sesleri duyuluyordu. Baslarda insanlar "kime n'oluyor acaba" diye saga sola endiseyle baksa da sonradan bunlarin Levent Çakir'in rutin ahyaak'lari oldugu anlasilarak benimsendi.

Altin Madalyon ekibi oradaydi. Günes Semerci fuarin sempatigiydi. Ferri'nin omuzlari altindaki fotograflariyla, "Hepimiz  Gogol'un paltosundan çiktik" diyen Dostoyevski gibiydi.

Dylan Dog'un çizeri Angelo STANO, imzacilara inanilmaz suluboya çizimler yapti.  

1001 Roman'in sag kolu Tamer Özcan ari gibi oradan oraya kostururken, bir ara standlarin arkasinda don atlet Zagor kostümü giymeye çalisirken tarafimdan basildi. Gözlerinden  acisi okunuyordu. Fotografini çekmeyip sadece birkaç el hareketimden  gördügü gibi iyi niyetimi anlamis olmaliydi.

Ferri imza fazli bittiginde aska gelip Levent Çakir'a arkadan sarilarak kurt kapani denedi. Birkaç silkeleyip havaya kaldirdi. Gözlerimiz yuvalarindan ugradi. Müthis sahnelerdi.

Zagor parodisi Zigzagor'un  yaraticisi  Marcello Toninelli'ye benim de bir çesit Zagor paradisi yaptigimi,  çikacak kitap için bir seyler çizmesini istedigimizde, Kahramani Zigzagor ve beni yan yana çizerek, zigzagor'un balonuna "Hey sen, bu benim isim!" yazdi. Zagor'un Sözü Bu kitabinda cevabini verecegiz.

1001 Roman'in yöneticisi Fuat Aktüre  çizgi-romanda en son bu imza günü ile de doruga ulasan olumlu havayi kaybetmeden  islevsel ve sürekli çalisan bir çizgi-roman dernegi kurmaktan bahsetti. Bu konuda herkesin fikir ve desteklerini bekliyorlar.

Sadik Demirci,  sonlara dogru burasi "Burasi çizgi-romancilarin kâbesi olmus, tavaf ediyorlar standi" dedi. Kayitlara geçirildi.

Ümit Kireççi her yerde herkesle çizgi-romanin her detayi ile ilgili konusurken görüldü. Keçiboynuzu mu yemis, cevizli sucuk mu sikip içmis de böyle enerjik olmus bilinemedi.

Aksam 19 gibi panel  için imza salonu terk edilip. 40-50 kisilik grup kendi panellerini aramaya basladi.  Birkaç turdan sonra üst kattaki panel salonu bulundu.   Ersin Burak (Çizer), Ömer Muz (Çizer), Moreno Burattini (Bonelli bas yazari), Marco Verni (Zagor ve Bonelli Yayinevi Çizeri), Angelo STANO (Dylan Dog Çizeri), Laura Scarpa (Scuola di Fumetto dergisi yayin editörü), Marcello Toninelli (Çizer-Zigzagor), Diego Cajelli (Çizgi Roman Yazari-Pis Isler), Riccardo Burchielli (Çizer) ve Ferri  bir masada karsimiza dizildiler.

Ersin Burak ve Ömer Muz, Türk çizgi-roman sektöründeki güdüklükten hareketle, medyanin ilgisi olmamasi, para kazanilmamasi itibariyle karamsar bir tablo çizdiler. Söz Italyanlar'a gelince onlar da (bizimkilerden mi etkilendi bilmiyorum) genel itibari ile "çizgi-romanin genç nesille bir savas verdigini, durumun kritik oldugunu" söylediler, neyse ki Manfredi çikti sahneye:

Manfredi,   "Yillardir konusuluyor. Sinema çikti tiyatro öldü dediler, televizyon çikti sinema öldü dediler, internet çikti televizyon öldü dediler.  O arada, edebiyat öldü, müzik öldü, çizgi-roman öldü. Bütün bunlar öldü ise biz yillardir ne yapiyoruz acaba?" diyerek yüreklere su serpti.

Dylan Dog'un çizeri Angelo STANO ise noktayi koydu:  25 senedir Dylan Dog çiziyorum. O zaman da çizgi-roman öldü diyorlardi, simdi halâ Dylan Dog çiziyorum, simdi de çizgi-roman öldü diyorlar. Çizgi-romanin öldügü falan yok.   <alkislar kopar>

Yanima ve sürekli tasidigim cüzdanimi ve not defterimi almadan yola çikmisim. Dolayisi ile fuardaki bir sürü detayi aklimda kaldigi kadariyla yazabildim. Bir imza ve iki satir muhabbet için  o rezil trafikte saatlerini harcayip gelen tüm çizgiroman sevdalilari ve  tamamen amatör bir ruh ile böyle büyük bir organizasyonun altindan kalkan Fuat Aktüre, Tamer Özcan ve Emre  Senses basta olmak üzere tüm 1001 roman ekibine sonsuz tesekkürler. Unutulmayacak bir güne imza atildi sayelerinde.

rumar80

   Sabah Kadiköy'de olup sonra fuara gidememenin üzüntüsü içinde resimlere ve yazdiklariniza imrenerek bakiyorum.
  Öncelikle Fuat Bey ve tüm 1001 roman ekibine bende can-i gönülden tesekkür ediyorum. Su bir haftayi heyecan ve mutlulukla geçirmemizi sagladilar.
  Günes'e tesekkürler. Her gün Günes gibi parlayip fuar günlügü tuttugu için
  Italyan ustalara tesekkürler. Kim olursan ol biraz tevazu ve insanligin nelere kadir oldugunu gösterdigi için

Artik sira fuar sonu degerlendirme toplantisinda. Hadi dostlar planlamaya

alan ford

  Sevgili günlük. Sonunda bu basliga yazmak nasip oldu. Biraz ertesi günlük oldu ama olsun. Bu korkunç espiriyi geçip g(d)ünü anlatayim biraz. Sabah 7 otobüsüyle Guantanamo'yla birlikte yola çiktik Edirne'den.  Ferri ile kahvalti olayini kaçirdik malesef ama olsun hepsini fuarda gördük zaten. Istanbul trafigi korkunçtu dün. Sis bir yandan kamyonlar bir yandan fuara ulasmak 11.30'u buldu. Kisa bir fuar turundan sonra çizgi roman alisverisi ve ardindan ver elini imza salonu. Basladik beklemeye. Bu arada Sitki Siyril ile tanistik.Kendisiyle popülerlik konusunda yarisabilen tek kisi Ferri idi ,o kadar yani. Hatta Ferri'den önce Sitki Siyril burada mi diyene bile rastlanmis(bkz:Pizagor). "Zagor'un Sözü Bu" da kitap oluyormus. Seneye de onu imzalatiriz artik. Balta yapmis bir tane orijinal. Tarttim agir çekiyor harbiden. Kendi deyimiyle "kafaya eklestirirse pekmezi akitir" cinsten. Tirstim biraz. Üstelik sonra birde "Sitki Siyril vs Alan Ford" diye sanal alemde kapisip elaleme rezil olmak var.  :)
 Ardindan Ferri geldi. Üstat Ingilizce bilmiyordu. Zaten ben de bilmiyorum. Ee haliyle Italyanca'da bilmiyorum.O yüzden konusamadik bir türlü. Ama Italyan'lar vücut dilinden iyi anliyor sevgili günlük. Hangi dilde konusursan konus anlasiyorsun iste bir sekilde. Fotograflar çekildi. Ferri ve Levent Çakirla bol fotograf çektirdi herkes. Hayatta çocuk olmayi hiç bukadar istememistim sevgili günlük. Üstat çocuklara hep öncelik verdi. Sarilip sarilip fotograf çektirdi. Neyse benim de kismetime de yaninda dikeldigim bir kaç poz düstü. Imza fasli gerçekten uzun sürdü. Ama bekledigim her ana degdi. Insanlarin gözlerinde inanmazlik ve mutluluk bir aradaydi. Italyanlar kimseyi kirmadi. Bol bol imza dagittilar çizim yaptilar.Çok bekledigim Zagor LP'sine de kavustum sonunda. Üstelik hem Ferri hem de Graziano Romani imzali.Görebildigim benden baska 3-4 kisi daha aldi plagi.
 Guantanamo el emegi göz nuru Zagor baltasini Ferri'ye hediye etti. Üstadin elini elini öpmeye çalisti ama Ferri mütavazilikta sinir tanimadi. Kendi elini kendi öpüp basina koydu. Ayhan'i yanaklarinda öptü. Hepimiz alkisladik. Süper bir andi.Çok duygulandim sevgili günlük.
  Herkeste bir inanmazlik bir heyecan vardi dedim ya sevgili günlük.Öyleki Hiç tanimadigim bir amca elime telefon tutusturup anlat buradaki ortami dedi. Bende karsida hiç tanimadigim bir kisiye Ferri söyle,Manfredi böyle diye anlatirken buldum kendimi.Inandi mi bilmiyorum.? Ama amca sevmis beni ki fotograf da çektirmisiz. Daha bu sabah farkettim :)Amcayla tanisamadim ama tanistiklarimda var. Fuar girisi komik Adam'la karsilastik. Sonra Günes ve Haysat biraz rötarli tesrif ettiler. Forumun bes yildizli maresali hanac'la da tanistik.Pizagor, Ümit Kireççi ve Baris Müstecaplioglu ile kisa muhabbetler ettik. ( Bu arada gerçekten su toplantilar çok iyi olur elimden geldigince katilmaya çalisirim) Bursa'nin nabzini tutan Çizman'le de tanistik.Lami Tiryaki ile aramiza Istanbul trafigi girdi. O çok geç geldi ben biraz erken çikmak zorunda kaldim. Ama ayaküstü de olsa iki laf etme sansini yakaldim.Biraz da kiskandim. Burattini'nin yazip Verni'nin çizdigi maceralari bulup getirmis imza için. Ben niye düsünmedim diye kizdim kendime. Akilli adam vesselam.(Evet sevgili günlük yazinin geneline yayilmis yalakaligi sen de hissetin di mi. Yok bes yildizli maresal yok akilli adam,forum yöneticileriyle arami iyi tutuyorum çok feci planlarim var ;)) Daha fazlasi çizgi roman toplantilarini basina.Ilk defa Alan Ford'u bilen biriyle tanistim. O da sevgili Ilhan Yilmaz. Karar aldim Ona baski yapacam yayinlasin diye.  Çok iyi bir insan, beni kirmaz gibime geliyor :)
Ha bir de Onur var. Onu nasil unuturum. B film hastasi kisa film yönetmeni. Fildir fildir gözler zekanin belirtisi. Hakkaten ariza bir hafizasi var üstelik. Söz verdi filmlerini gönderecek. Üstelik Ed Wood filmlerini de gönderecek.Izleyince yazarim filmler hakkinda. Merakla bekliyorum simdilik.Söz verdim ona birde Frank Miller ve Alan Moore Batman'lerini okuyacagim. Onlari da okuyunca yazarim.
 Dönüs ise tam bir azapti sevgili günlük. Süper zeki servis soförümüz ve Nilüfer seyahatin muhtesem organizasyonu sayesinde 8 arabasini kaçirdik.9 arabasinda bana yer bulamadilar ve gecenin11'ine kadar otogar da kös kös oturdum (lafin gelisi kös kös oturdum açtim aldigim çizgi romanlari okumaya basladim) Beklemek degil de paneli kaçirdigima üzüldüm. Ama olsun gülün dikeni misali bu kadar güzel bir günün sonunda bu kadar aksiligi haketmisimdir elbet. Kizmak gereksiz.
 Son söz olarak böyle güzel bir gün için tekrar tekrar tesekkürler 1001 roman. En azindan böyle bir organizasyonun yapilabilecegini gösterdiniz.Aksakliklar, acemilikler vardi elbet. Ama olsun niyet iyiydi her seye degdi. Böyle etkinliklerin artmasi dilegiyle tekrar görüsünceye kadar simdilik hosçakal günlük.
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

BAHADIR

Ahh!...Su kalbimde tam surada bir sikinti cereyan etti...Orada olamamanin verdigi kiskançlik mi ? imrenme mi? yoksa baska bir seymi bilmiyorum ama kimle konustuysam, kim bir seyler söylediyse, herkes söz birligi etmiscesine dün olan organizasyonun son günün muhtesemliginden ve coskusundan bahsetti...Orada olamayipta bu tarihi olaya taniklik edememek gerçekten yikici bir izadirap...Her zaman derim bazi çoskulari, sevinçleri ve üzüntüleri kelimeler tarif edemez diye...Bu tarif edelimeyecek konu, bugün ne yazik ki benim üzüntülerim oluyor...

Fotograflarla ne kadar teselli olunabilirse ben de o kadar teselli oluyorum ama ne fayda...Bir insanin belki de ömürde bir defa yasayabilecegi bir organizasyonda olamamanin verdigi izdirabi gelinde kelimelerle anlatmaya çalisin...Saglik olsun...

hanac

Alıntı yapılan: Kagan - 07 Kasım, 2010, 12:40:13
Bir de su Zagor rozetlerini nasil ve nereden buldugunuzu söyleseniz...  ??? (bkz. Sitki Siyril'in ceketi.)

Rozet + Anahtarlik birlikte dün fuarda 1001 Roman tarafindan satildi.


pizagor

Imza kuyruguna 2'de girip 4 buçuk gibi çiktigimda etrafta tanidik sima kalmamisti...

Ben de herhalde herkes ayrildi diyerek Gerekli Seyler standina dogru yola koyuldum, sonra dayanamayip yine geri döndüm...

Yine kimseyi göremeyince 'Kesin ayrilmislar' diyerek çikmaya karar verdim...

Bu arada binadan çikisi bulmam kolay olmadi, insan selinden ürküp tenha yerlere kaçarak, gayet bilinçsiz, içgüdülerimle, agaç gövdelerindeki yosunlardan yönümü tayin ederek çikisi buldum...

Ama keske içgüdülerim beni konferans salonuna götürseymis :)

Bir de, farkettim ki yerimi kaybetmeyeyim dye siradan hiç çikmayarak fotograflari da iskalamisiz hep :(

Bu arada Hasan'dan Ferri ile otelde çektirdigimiz resimleri buraya koymasini rica ediyorum... Ama dikkat et Hasan, içerisinde ben de olayim :)
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


hanac

Alıntı yapılan: pizagor - 07 Kasım, 2010, 14:05:09
Bu arada Hasan'dan Ferri ile otelde çektirdigimiz resimleri buraya koymasini rica ediyorum... Ama dikkat et Hasan, içerisinde ben de olayim :)

Soldan saga: Pizagor, hanac, rumar80, kahramanlarsinemada



Üst sira: kahramanlarsinemada, günes semerci, Levent Çakir, Ben, pizagor

Alt sira: Burattini, Ferri, rumar80



Üst sira: pizagor, kahr...  :) , günes, Levent Çakir, haysat (ne demekse ??), hanac,

Alt sira: bkz. üstteki foto


hanac

Gözler Zagor filminde, Ferri acayip egleniyordu filmi izlerken.

Fotodakiler: herkes  :)



Filmi izlerken



Ferri bensiz yapamiyor  :)


kedidiro

     fuarin havasini bizim de günbegün solumamiza vesile olan günes basta olmak üzere tüm altin madalyon ailesine tesekkürler...sayenizde gitmesekte görmesekte bu fuar bizim fuarimiz da oldu.ismini bildigimiz çizgi roman dostlarinin fotolar sayesinde cismini de görmüs olduk...herkese bin selam

s.b

Hepinize çok tesekkürler arkadaslar. Bu görüntüler bir harika. Ahhyyaaaaaaaaakk!
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

Lami Tiryaki

Sevgili günlük,
Herkes için döktü heyecanini anlatti sana... da bir ben kaldim. Malum fuarin büyük günü Cumartesi katildigim için bu güne kismetmis. Detaylari arkadaslar bolca anlattigi için bana özel kisimlari anlatmakla yetinecegim. Cumartesi sabahi saat 11.00 civari yola çiktim. Sevgili IlhanYilmaz'i da yanima alarak müthis bir gün yasamak üzere Istanbul'a dogru yola koyulduk. 1 saatte Istanbul giselerinden çiktik... Çikar çikmaz da durduk! Meger Istanbul kilitlenmis haberimiz olmamis. 1 saat kadar sürecek olan yolun bundan sonrasini tam 3,5 saatte gidebildik. Dur kalklarla geçen 3,5 saat Ilhan'i ve beni nasil bezdirdi anlatmasi zor. Canimizi sag salim kurtarip fuara duhul ettikten sonra kiyamet gibi bir kalabaligin içinden otoparka girmek üzere giseye yanastik. Sabit ücret her gelen araçtan 10 kagit aliyorlar. Zaten canimiz burnumuzda, organizasyon sahiplerinin sülalelerinin hatirlarini anarak verip parayi girdik durduk bir yere. Fuar girisinde de adam basi 5TL aliyorlar. Allah'tan Ilhan'in davetiyeleri varmis parasiz girdik, sevindirik olduk!.. Neredeyse bütün Istanbul ve dahi tüm Türkiye'den akin akin insanlar sular seller gibi cosup kitap görmeye almaya geliyorlar. Ama Istanbul sehrinin altyapisizligi ve de sanki her kes aylik en az 5 milyar maas aliyormus gibi fiyatlandirmalari görünce bir daha TÜYAP denen bu rezalete katilmamaya içimden söz verdim. Bir konunun altini siddetle çizmek isterim. Memlekette insanlarimiz kitap okumuyormus masallarini kimse anlatmasin artik. Insanlarimiz kitap okumak için canini dislerine takiyorlar. Milyonlarca insan fuarlara akin ediyor, kitaplari seviyor. Ancak kitap okutturulmuyorlar. Olay bundan ibaret. Neyse... Olayin kalan zevkli kisimlari bundan sonra basliyor bas agritmayalim daha fazla.

Saat 16.00 gibi Salon 5'e girince Altin Madalyoncularla fazla birlikte olamadik tabii. Çocuklar ayrilmadan önce, imza kuyrugunda biraz sohbet etme imkani bulduk. Hasan bana bir Zagor tisörtü hediye etti, sagol dostum onur duydum. O tisörtle bol bol fotograf çektirip facbook'taki sayfama koydum. Serkan(Sitki Siyril)'la tanismak için benim için günün en büyük güzelliklerinden biri oldu. Sevgili Serkan bana sevimli mi sevimli bir Zagor baltasi hediye etti. O baltayi koleksiyonumun raflarinda gözüm gibi bakarak saklayacagim dostum. Fuar boyunca yaptigimiz güzel sohbetleri de unutmayacagim.

Fuar salonlari belli amaçlara göre tasarlanmis. Bazi salonlar sadece sanat sergileri için(resim tablo vb) bir salon sirf okul kitaplari, bir baskasi karisik ve nihayet 5 numarali salon; sadece ve sadece  1001 Roman'in standina ayrilmis. Kocaman salonda yüzlerce insan, büyük küçük, erkek, kadin ellerinde fumettileri imza ve çizim kuyrugundalar. Ve o uzun kuyruk hiç bitmiyor. Ya gençler fumetti okumuyor falan demesin artik kimse, o manzarayi gördükten sonra insanin umutlari yeseriyor yeniden. Yanimda omuzlari dövmeli, burnu çift hizmali bir güzel kiz vardi. Tanistik sohbet ettik. Dylan Dog hayrani ve Angelo Stano için gelmis. Daha bir sürü örnek. Imza standinda Ferri'den baska Marco Verni, Moreno Burattini, Gianfranco Manfredi, Angelo Stano, Grazio Romani ve bizden Ersin Burak, Ömer Muz, Talat Güreli, Mehmet Sevinç vardi. Aslan Sükür'ü geç gittigimiz için maalesef kaçirmisiz. Yukarida saydigim isimlerden bazilari sohbet için bazilari imza için oradaydi. Sanatçilarla ilgili detaylara girmiyorum arkadaslar her seyi dibine kadar mükemmelen anlatmislar. Aynen hepsini ben de yasadim ve yazilanlarin hepsi de dogrudur arkadaslar. Italyan sanatçilar basta Ferri olmak üzere agirbaslilik ve dost canlisi olma örnegi verdiler. Onlarla birlikte olmak nsan hayatinin nadir zevklerinden bir tanesi. Türk sanatçilarimiz Ömer Muz, Ersin Burak keza öyle muhabbet dolu insanlar. Hele bir Talat Güreli varki dostlugun ve yakinligin abidesi gibi. Hepsinin sohbetleri hepsi müthis keyifliydi. Ve tabii Levent Çakir! 1966'da Zagor filmlerinde oynayan bu güzide sanatçimiz müthis bir insan. Yok böyle bir muhabbet. Levent Abi insanlarla kaynasmanin kitabini yazmis. Filmlerini alip imzalatmak bizler gibi insanlar için müthis bir ani. Levent Abi'yi dinlemek onun gerek imzada gerek panelde muhabbetini dinlemek müthis keyifti. Imza sonrasi saat 19.00'da panele geçtik. Maalesef isi bilmeyen bir oturum baskani sayesinde panel alakasiz bir iki soru ve laf kalabaligiyla beklenen doyuruculuktan uzak geçti. Gerçi ustalari karsimizda konusurken görmenin degeri paha biçilemezdi ama yine de kafamizdaki binlerce sorudan birkaçini olsun sormak isterdik. Levent abi ve Ferri'nin panel sonrasi fotograf çektirirken yaptiklari "sirt güresi"nin fotograflarini lütfen birisi yayinlasin. Yok böyle bir sey. Ne eglendik ama. Böylesi bir panel minimum yarim gün olmali bu arada bunu da gördük. 1 saat kulagimizin pasina degemedi bile. Imza sirasinda Burattini'ye Çiko serisini neden bitirdiklerini sordum. Serinin çizeri Francesco Gamba'nin emekli oldugunu seriyi çizecek kimse kalmadigi için bitirdiklerini söylediler.

Fuardaki alisverislere gelince. Bir kere fuar için özel indirimler filan söz konusu degil arkadaslar. Hatta Kadiköy'den daha indirimli almak mümkün. Hiç kimse fuardan ucuz bir seyler aliriz diye düsünmesin(zaten fuara gitmenin eziyetini düsünüce ucuzluk filan kalmiyor akilda). Bu sadece çizgi romanlar için degil diger stantlar için de geçerli. Geç gittigimiz için diger salonlari isik hizinda turlayabildim. Sadece Inkilap bir ucuzluk standi açmis "her kes kitap okusun" isimli, oradan bir miktar alis veris yaptim. Inkilabi kutluyorum. Tudem gibi çogu yayinevi etiket fiyatindan satiyordu. Bir kaç standda %40 gibi bir seyler gördüm ama fazla bakamadim. Ilyas'in standina gittim eksiklerimi aldim. Ilyas makina gibi çalisiyor kitap alanlara ve para verenlere adeta yetisemiyordu. Eski sayilardan çok vardi ama Zagor gibi yeni sayilarin hiç biri kalmamis. Sevinsemmi üzülsemmi bilemedim. Indirim oranlari ayniydi.

Fuardan yaptigim alisverisin iki yildizi oldu. Birincisi ve en muhtesemi Graziano Romani'nin Zagor; King of Darkwood Uzun Çalar'i! Yok böyle bir güzellik. Çift tarafli kapak. Kapagin çizeri Ferri ve müthis bir tablo. Kapak içlerinde sarkilarin sözlerini de içeren yazilar ve Romani'nin resmi. Ve siki durun! Uzun Çalar çift plaktan olusuyor. Her iki taraftan da birer plak çikiyior. Plaklarin gövdeleri Zagor renkleri ve semboleriyle süslü. Bu albümün fotograflari da facebook sayfamda. CD'si de vardi ama Uzun Çalar'i varken yüzüne bile bakmadim. Eve gelir gelmez gece yarisi iki plagi da dinledim Darkwood'da dolastim. Uzun Çalar 60TL fiyatli. Epey tuzlu ama degdi dogrusu. Alisverisin ikinci yildizi Teks Almanak'ti. Belgeselleri konmus, büyük boyutlu basilmis 176 sayfalik harika bir eser çikmis ortaya. 1001 Roman nihayet okuyucunun istedigi Almanak albümünü yapmis Insan açip okumaya kiyamiyor. 1001 Roman, Fuat bey, Tamer Özcan hepinizi candan kutluyorum dostlarim. Bu bizim istedigimiz Almanak. Içindeki belgeseller birilerinin iddia ettigi gibi sadece Italyan'lari ilgilendiren konular degil. Teks okurlarini ilgilendiren konular. Bu is böyle yapilir, ellerinize saglik dostlarim. Lal'in yaptigi almanak katliamini düsününce insanin aklina neler neler geliyor. Neyse...

2010 yilindaki bu aktivitesiyle 1001 Roman, Türk çizgi roman tarihine damgasini vurmustur. Simdiye kadar yapilmis en kapsamli, en dolu ve en seviyeli etkinlik olarak 2010 kitap fuari 5 numarali salon tarihe geçmistir. Panelden çikan herkesin agiz birligi ettigi tek konu buydu. Zagor yayinlamiyor olmalarina ragmen duyarli bir yayinevi olarak yaptiklari bu faaliyetten dolayi 1001 Roman'in emektarlarini bir kez daha kutluyorum.

Günlük, herkesin basini fena agrittik. Fuarda birlikte oldugum, Sadik Demirci, Ümit Kireççi, Hasan Anaç, Serkan, Doga Demiray, Onur Çetincengiz ve kardesi, Hakan Karabey ve oglu, Mesut Korkmaz(darkwood) ve kizi, Yasar Firat(komikadam), Ilhan Yilmaz ve adini hatirlayamadigim tüm dostlara muhabbetleri için tesekkür ediyorum. Anlatacak çok sey var ama bu yazi epey uzadi. Baska zaman artik...

Selamlar
Lami        

emre ozdamarlar

Anilarini yazan, fotograflari paylasan tum arkadaslara tesekkurlerimi sunmak istiyorum. Elinize, emeginize saglik.
Deli gibi de kiskaniyorum hepinizi bunu da belirtmeden gecmeyeyim :)

alan ford

Alıntı yapılan: Lami Tiryaki - 07 Kasım, 2010, 18:23:01

Fuardaki alisverislere gelince. Bir kere fuar için özel indirimler filan söz konusu degil arkadaslar. Hatta Kadiköy'den daha indirimli almak mümkün. Hiç kimse fuardan ucuz bir seyler aliriz diye düsünmesin(zaten fuara gitmenin eziyetini düsünüce ucuzluk filan kalmiyor akilda). Bu sadece çizgi romanlar için degil diger stantlar için de geçerli.

  Bu konuda benim gözüme çarpan Kabalci'daki %50'lik indirimdi. Bütçemin çogunu çizgi romana ayirdigimdan ,üstelik araya Zagor DVD'leri, long play ve portfolyo falan da girdiginden ben bir tek Mircae Eliade'nin Dinler Tarihine Giris'ini alabildim. Tugla gibi olmasa da epey kallavi bir sey ve 12.50 TL'lik fiyat çok uygundu. Ama ayni indirimi sanirim Besiktas'taki dükkanlarinda da uyguluyorlarmis. Bunun disinda çogu yayinevi %20'lik bir indirim yapmis ki zahmet edip yapmasalar da olurmus hani. Zaten çogu kitapçi ve hemen tüm internet siteleri ayni indirimi hatta daha fazlasini tüm yil boyunca uyguluyor. Yine de fuar havasi çok güzel. Kitap karistirmak, yayinevi çalisanlariyla sohbet etmek ve isteklerini bire bir iletmek çok güzel. Ah birde trafik olmasa ;)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir