Ülkemizde çizgiromanın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Başlatan pizagor, 20 Şubat, 2011, 12:24:43

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

tommikser

Demirbaş her yerde var, bunu nasıl yaptığını araştırmak lazım. Zile'de ve Turhal'da en çok satılan bakkalda var o poşetlerden. Sanırım alanda var. 18 Lira yerine 5 liralık kitaplar olsa daha da çok alım olur. Malum kıymanın kilosu 20 lira kitap 18 lira olunca tercih bile olmuyor çizgi roman.

Zaten sanat dallarının sıralaması ekonomide daha sonradır. Ekonomi dersinde gördüğüm gibi ilk önce temel ihtiyaçları sağlayacağız. Sonrasında da sanatın diğer dallarına karşı bir açlık besleyeceğiz vede bunu doyuracağız.

Günümüz Türkiye'sinde hala et fiyatları, buğday fiyatları konuşuluyorsa ekonomik olarak değil insani olarak geçinmek 2000 lira ve üstündeyse ,ülkenin %30 undan fazlası asgari ücret ve de aşağısında yaşıyorsa, orta direk kesim hala güçlenemediyse, sanatın tüm dalları sadece entellektüel diye sınırlandırılan bir zümrenin malı olursa ki bizde bu sınıfın içindeyiz. O zaman ne çizgiroman nede sanatın diğer dallarına karşı öyle mi olur böyle mi olur deme şansına sahip değiliz.

İlk olarak ülke güçlenecek. Güçlenen ülkenin kaynakları eşit olmasa da insanların rahat ve refah içinde yaşayabileceği seviyeye getirilecek. Zimbabwe'nin konuştuğu ve tartıştığı şeylerden vazgeçilecek. Gıdasal üretim artık gündemimizden düşecek. Bunun sonucunda da diğer ve de asıl şeylerle uğraşacağız. İlgi alanımıza göre kimimiz heykelle kimimiz astronomiyle keyif için ilgileneceğiz. O zaman da göreceğiz ki dünyaya çok şey katmışız. Çizgi romana çok şey kazandırmışız.

Geleceketen umutluyum. Çünkü ülke bir şekilde fakirlik zincirinden kurtulmaya çalışıyor. Kolay değil tabii bazı şeyler. Fakirlik kültürünün yarattığı mesela çok laf yalansız çok mal haramsız olmaz gibi atasözlerini belleğimizden silmemiz lazım. İlk önce ilkel tabularımızı yıkacağız. Zaman lazım. 70 milyon 700 milyarlık bir bütçeye sahibiz. Fakiriz anlayacağınız. Daha çok çalışıp kat etmemiz gereken yollar var. Mesala Almanya 3 trilyon 845 milyar dolar, Japonya 5 trilyon 354 milyar dolar biz 710 milyar dolar. Hala fakir bir ülke olan bizim fakirlikten ve fakirlik kültürünün yarattığı edebiyatta kurtulmamız lazım.

Okumanın entellik olarak görüldüğü, gezmenin lüks olduğu. Sinemanın ülkenin yarısından fazlasında olmadığı. Nüfüsun 10 milyonundan fazlasının tiyatro görmediği bir yerde bizim sanata daha çok sıra var. Ama gelecek muhakkak gelecek. Fakirlikten kurtulduğumuz an göreceğiz ki dışarda ve iç dünyamızda yaşanacak çok güzel bir alem var. Ben bu yüzden umutluyum. Ülkemden umutluyum.T üm engellemelere, iç çekişmelere karşın umutluyum. Çünkü yapılamaz dediklerini yapan doktorlarımızı duydukça umutluyum. Film çekemez dedikleri halde ödül olan filmlerimizden dolayı umutluyum. Gelecek nesillerin o keskin zekasından dolayı umutluyum. Kitap fuarında gördüğüm o güzel gözlü çocuklardan dolayı umutluyum. Velhasıl umutluyum arkadaş.

Hepimize umut dolu gelecekler...

s.b

Alıntı yapılan: hanac - 21 Şubat, 2011, 10:52:32
Geçen hafta bizim bakkalda çizgiroman gördüm.

Yıllar sonra ilk defa, gazete ve dergilerin yanında.

Demirbaş yayıncılık 3 lü paket 18 TL idi, 30 TL yerine diye yazmışlardı.

İşte bunu herkes yapabilmeli. Bu arada 18 tl ye üçlü pakette ne var bakabildiniz mi?
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

tommikser

Abi teksas veya tommiksin son sayısı diğerleri ise pakete göre değişiyor.Ben almıştım mesala önceden kinowa 1-2 vardı.Diğerleri teksas veya tommiksin ilk sayıları konmuş olabiliyor.

darkwood

Aynı şekilde DY 3 lü paketten, geçen yaz Adapazarına gittiğimde otogarında bende görmüştüm.
İçinde biraz daha eski kitaplarından vardı. Yine aynı fiyattı 18 tl.
Sanırım Yaysat kafasına göre arada değişik yerlere birkaç kitap gönderiyor.
Darkwood Sakinleri..

hanac

Alıntı yapılan: s.b - 21 Şubat, 2011, 13:02:10
İşte bunu herkes yapabilmeli. Bu arada 18 tl ye üçlü pakette ne var bakabildiniz mi ?

Savaş, Tim ve Dan Dane vardı.

alan ford

 Ben optimistlerdenim. Çizgi romanın bollaşacağını düşünüyorum.

Bu "nerede o eski çizgi romanlar" lafı benim ortaokul ve lise yıllarımda da vardı. Hemen her nesil haleflerini beğenmiyor pek. Bir " bizim zamanınımızda görseydin sen bunları" edebiyatı her yerde var. Yinede ben her gelen yeni neslin işi bir adım ileriye götüreceğine inanıyorum.

Şimdi eşim lisede öğretmen.ve çizgi roman takipçisi hatırı sayılır bir öğrencisi var. Evet Tommiks Teksas okumuyorlar belki ama Neil Gaiman'ı , Alan Moore'u takip ediyorlar. Nathan'ın yeni sayılarını merakla bekliyorlar. Ve deli gibi manga okuyorlar internetten. ( buradaki "deli" kelimesi hiç bir kötü anlam içermemektedir, böyle biline) Evet internetten korsan yüklemelerle bu iş uzun sürmez ,ama sonunda internet çizgi romancılığı da kendi mecrasını bulacak elbet.

kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

peyami

Güneş beyin söylediklerinin çoğuna katılıyorum. Yalnız şu noktayı da iyice vurgulamak lazım. Fakirliği ayıplarımızı örtmek için kullanmaktan vazgeçmeliyiz. Sovyetler dağıldığında insanların çoğunun her gün bir ekmek ve peynir alacak parası varken, parklarda kitap okuyan insanlar görürdüm. Sokak çocuklarının dahi o parklarda kitap okuduğuna şahit oldum. Velhasıl, fakirlik ciddi bir faktördür ama okuma kültürüne sahip olan bir halk için engel değildir. Bizde ortalamaya bakarsak hem okuma kültürü gelişmemiş hem de fakirlik var. Dolayısıyla zenginleştiğimiz dönemlerde dahi gelişim güdük kalıyor. Örneğin şu altın çağ denilen günlerde Türk çizgiromanı denince akla hala Karaoğlan'ın gelmesi düşündürücüdür.

Gelecek günler genelde daha kaliteli olur ama kendi geçmiş günlerimize göre. Dünyaya kıyasla baktığımızda maalesef belli halklarla aramızdaki makası kapatacak bir gayret ya da atılımı, çizgiroman da dahil olmak üzere hiçbir alanda gözlemlemiyorum. Tam tersine temelsiz ve içi boş bir şişinme peyda oluyor.

Hayırlısı diyelim


inuen40

aslında iyimser olmak gerekli
ama olamıyorum
çünki
fiyatlar pahalı
okuması gereken yaş grubu
alamıyor..
bilemiyorum..alternatiflere yönelmeli ve kendi kişisel dağıtım ağlarımızı kurmalıyız diye düşünmekteyim

pizagor

Alıntı yapılan: inuen40 - 03 Mart, 2011, 11:31:31
fiyatlar pahalı
okuması gereken yaş grubu
alamıyor..

Benzer cümlelerle seneler evvel Reasurans'taki ilk Gerekli Şeyler dükkanında karşılaştığım Ahmet Kocaoğlu'na geri bildirimde bulunduğumda şu yanıtı almıştım :

'Yayınladığım çizgiromanlar pahalı değil, bir paket sigara parasına... Sigara içeceklerine gidip çizgiroman alabilirler...'

Siagara içmeyen biri olarak bunu güzel bir temenni oalark değerlendirebilirim ama maalesef gerçekçilikten fersah fersah uzak. Bu yanıt üzerine, çizgiroman ve sigaranın aynı kefeye koyulmaması gerektiğini, o yaş grubu için (ki olayın yaşandığı yıllarda hala o yaş grubuna dahildim) sosyalleşmenin ne kadar karşı konulmaz bir güdü olduğunu (ki çizgiromanınsa bu açıdan baktığımızda kişiyi okumaya ayırdığı süre boyunca dış dünyadan soyutladığını, bir nevi asosyalleştirdiğini), kaynak sınırlı o yaşlarda paranın ne kadar hesap ederek harcandığını, bir gencin nazarında önceliklerin nasıl belirlendiğini açıklama çabasına dahi girmemiştim...

Şimdi sorsam yine benzer mealde bir yanıt alacağıma da eminim :)
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


tommikser

Bence bu sene musalladan kaldırırız. Yok artık o kadar da değil derseniz hasta hasta yatalak olarak devam eder.

pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


tommikser

Bugün içim nedense ümitsizlikle kaplı.İşten midir?İnsanlardan mıdır?Yanlış anlamaktan mı anlaşılmaktan mı anlamadım?Önümde Zagor var bakamadım bile.Sanırım içim kararmış  :)

pizagor

İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


tommikser

Devlet dairesi kütüphane diyelim(neredeyse yani).Bazen günde 3KM Zagor okunacak otam oluyor.Hesap et yani  ;D

hanac

Bence bu piyasa daha uzun yıllar gider.

Yakında yayınlayacağımız 2010 katalogundan da anlaşılacağı üzere iyi kötü bir piyasa mevcut.

2010 da sorun şu oldu, gereğinden fazla çr yayınlandı ve piyasa doyuma ulaştı.

Bu durumda da yayınevleri beklemeye geçti.

Piyasa yine aç haline gelince yayınlar devam edecek.

Dolayısıyla ben "b" şıkkı diyorum.

Bazı yayınevleri piyasadan çekilebilir.

Ama bu durum neticesinde piyasadaki çr ler ihtiyacın altına düşerse yeni çr ler basılır.

Ya yeni yayınevleri çıkar ya da mevcut yayınevleri daha fazla yayın çıkarır.