Ödüllü Conan konusu

Başlatan rumar80, 15 Mart, 2011, 16:31:15

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ümitkr

İlkokulu almanyada okuyordum ve o sıralar çizgi romandan sonra korku filmlerine merak sarmıştım. Derken "Gespenster" ve "Spuck" gibi bazı çizgi korkulara dadandım ardından almanca Kull okudum. Beynim yerinden oynadı adeta. O sıralar bir tersine göç furyasıyla yurda döndüm ve ilk Conan'ımı okudum "Fil Kulesi". Sonra da hiç durmadım. Red Sonja, Kull, Zula, Belit, Zenobia, Valeria, Conn, Radegund, Deryck...

Aqilonya ile Turan imparatorluğunun savaşa gireceği bir sırada biten seri beni çok ciddi hayal kırıklığına uğrattı. Yalan yok bir süre küstüm bile Conan'a sanki bunu o yapmış gibi. Ama, yok, macera denince aklıma sadece Conan geliyor... Tabii hepsi aşık olunası seksi yarı çıplak kadınlarla birlikte...   :-*

pizagor

Eskiden annemizin babamızın kuyruğu olarak eş – dost toplantılarına sürüklendiğimiz dönemlerde gittiğimiz evlerde çizgiromanlar bulmak, böylece o saatleri keyiflendirmek mümkündü... 25 seneden fazla olmuştur herhalde, böyle bir ziyaret esnasında karşıma 'Ayışığında Demir Gölge' ve Conan çıktı... İlginçtir, çizimlerini ve hikayeyi çok beğenmeme rağmen hemen o anda vazgeçilmezlerimden olmadı, daha sonra yavaş yavaş gerçekleşti bu durum...
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


Tarkan Kurt

Conan ile tanışmam  Alfa yayınları ile oldu. İlk aklıma gelen macerası Fil Kulesi. Çizimlere gelince Conan demek benim için biraz da John Buscema demek.  Son dönemde ise Lal den çıkan ve yarım kalan Conan Klasik maceralar (10 Kitap), 6 kitaplık Conan Barbarian serisi ve Marmara nın Conanlarını aldım. Marmara biraz daha düzenli yayınlasa daha iyi olacak ama hiç yoktan iyidir.
Bu arada ödül olarak Solomon Kane Destanını istiyorum. Diğerleri bende var. ;D

Eflatun

Zamanın Merkezindeki Kale....
Samas Sumukin'in kuyusuna salınan dev kova ve uzak geçmişten taşınan Tiranozor.
Hele bu dehşeti avlamak için sur dışına kurulan dev Arbalet hafızadan nasıl çıkarki?

poe

hala "conan 20. yüzyılda" sayısını arıyorum. bulan bilen varsa yeniden okumamı sağlarsa şimdiden teşekkür ederim :D

tommikser

Conan'ın Kaptanla olan macerasını mı diyorsun abi.Sonunda kolunu kestiği.O macerasını çok severim.Conan Newyork'un en meşhur şuç adamı olur.Süperdir valla.

SERFOR26

Conan'la ilk tanışmam conan'ın belit ve red sonya ile birlikte sanırım skelosun kitabı adlı maceranın yayınlandıgı sayı ile oldu. Bir yanda sarışın red sonya, öbür yanda esmer belit karşısında valusya kralı kull süper bir maceraydı.
Kitabı arkadaşım verdiydi.

poe

Alıntı yapılan: gunessemerci - 16 Mart, 2011, 13:24:54
Conan'ın Kaptanla olan macerasını mı diyorsun abi.Sonunda kolunu kestiği.O macerasını çok severim.Conan Newyork'un en meşhur şuç adamı olur.Süperdir valla.

sadece böyle bir macera olduğunu hatırlıyorum, 20 sene geçti aradan içeriğni hatırlamıyorum :(

tommikser

Abi benimde sanırım 10 yıl oldu.Konu İf ile alakalı.Conan bir olayın sonucunda zaman kuyusuna düşer.Burada NewYork şehrinde gözlerini açar.Olayı hemen kavrar.Ateşli silahlardan etkilenir ama korkmaz.Zamanla onu kullanmayı öğrenir.

Harlemde çetelerin başı olur.Herkes ondan çok korkar.Bu durum Kaptanın dikkatini çeker ve onun peşine takılır.Aralarında amansız bir mücadele başlar.Bu arada çete reislerinden biri buna katılmak istemez.Spor salonuna girer.Damblı(hemde baya ağır birini) tek eliyle kaldırır ve der ki"Savaş alanlarında değilde ağırlıkla kas yapanlardan birşey olmaz"kelamında laf ederek adama atar.

Sonunda Kaptan bunu sıkıştırır .Bir yerde kaçarken elini sıkıştırır bir yere.Burada güzel bir laf eder.Can kaybetmektense uzuv kaybetmek iyidir diyerek kolunu keser.

Bu kadarını hatırlayabildim valla.Biraz daha düşüneyim.

kalidor

Bu hikaye ülkemizde Conan Alfa 1999 Sıralı Listede 30. Sayıda "Conan Günümüzde" adıyla yayınlanmıştır. Conan'ın en iyi what if hikayesidir.



Crom! Ölüleri Say...

İlhan Yılmaz

Conan'ın Kaptan Amerika ile savaşını anlatan bu hikaye sıkı bir maceradır. Aksiyon ve heyecan hiç bitmez. Bir de son dönemlerde Wolverin ile geçen bir what if macerası vardır ama nedense Kapt. Amerika ile olan macerası kadar heyecan vermemişti bana.

can amca

80'lerin başı idi. Şile'de yaz tatili için ailece çadır kurmuştuk. Eniştemin kır lokantası gibi bir yeri vardı, gündüzleri orada çalışıyordum. Akşamları ise yapacak birşey olmuyordu, kardeşimle biraz iskambil oynayıp, şehirden getirdiğimiz çizgi romanları okuyorduk. O zamanlar bir numaram tabii ki Zagor'du. Ama çizgi romanlar kısa sürede tükenince Şile meydanındaki büfeye gidip bir şeyler var mı diye baktım. O sırada Alfa'nın çıkardığı Conan gözüme ilişti. Kapak daha sonra Norem olduğunu öğrendiğim çizerin müthiş bir çizimi ile "al beni" diyordu. O zamanlar fasikül şeklindeki yayınların üst kenarı kesilmeden satılırdı. Evde keskin bir bıçakla, eve kadar sabretmeye vaktimiz yoksa kotumuzun arka cebinde taşıdığımız tarağımızla bu kenarı keser öyle okurduk. Yani içeriğine göz atma şansımız ön-arka ve orta sayfa dışında yoktu. İlk sayfayı açar açmaz müthiş güzellikte, yatakta korku içinde durmuş, bakışları bir noktaya sabitlenmiş, yarı çıplak bir kadın çizimi ile karşılaştım (Prenses Shabela of Zingara). Bu o güne kadar çizgi romanlarda gördüğüm en güzel çizimdi. Bu sahne 17 yaşındaki delikanlılığın hormonal etkisi ile birlikte o anda bu kitabı almam için tüm motivasyonu sağlamıştı. Yine daha sonra öğrendiğim üzere J. Buscema-T. DeZuniga çizimi bu macera (Kanlı Düş) benim işte Conan ile ilk tanışmamdı. Fasikülü bir solukta okuyup bitirince bir sonraki sayısını nasıl sabırsızlıkla beklediğim hala hatırımda. Bu macera benim "Kara Nehrin Ardında - Beyond The Black River" ile birlikte en sevdiğim maceradır aynı zamanda. Dur durak bilmeyen bir "aksiyon filmi" kıvamındadır. Amazonlar, insan yiyen bitkiler, taş kurbağa, Kobra tacı, korsanlar, Tothamon; ne ararsan var. O gün bu gündür Conan ile alakalı ne kitap çıkarsa alır oldum.

rumar80

   Bir diğer unutulmaz maceralar da Conan'ın ruh yiyici (devourer) ile mücadeleleridir. Aslında Savage sword'daki maceralar ve ruh yiyici güzeldir. Ancak Conan the barbarian 200. sayıyı içeren bölümdeki tanrısal ruh yiyici nedense hoşuma gitmemişti.

V

Alıntı yapılan: alan ford - 15 Mart, 2011, 22:14:11
Son bir nota not : Bu büyük Cilt 34'lerin birinde, okurdan gelenler köşesinde Yıldıray Çınar ve Mahmut Asrar'ın ortak imzaları var. O zamandan beraber çalışıyorlarmış demekki. Diğerinde de Engin gül adlı bir arkadaşımızın çizimleri var , lakin anatomi çalışması gerekiyormuş ;)

Sevgili Doğa bahsettiğin Conan çizimin aşağıdaki sanırım.


Hayatta belki de gerçekten yapmakistediğim  tek meslekti çizerlik.Özel sebeplerden dolayı olmadı malesef.Ama sevindirici olan yola devam eden arkadaşlardan Yıldıray ve Mahmut'un
başarıları.
"İstemem,eksik olsun.."

V

Benim Conan'la tanışmam,henüz okumaya başlamadan,6. yaşımın o harika yaz ayında
gerçekleşti.Amcaoğlunun dükkanımızın yazıhanesinin üst kısmını kendisine çizgi
romanları saklamak ve okumak için mekan olarak seçtiğini farketmiştim.Bir kaç ay sonra
okula başlayacaktım ama benden köşe bucak kaçırdığı çizgi romanların yerini keşfetmiştim
bir kere.Aşırabildiğim kadarını eve taşımıştım.Tek tek resimlerini incelemeye başladım.
Tabi ki içlerinden en çok Conan'ı beğenmiştim.Kılıçlı-kanlı sahneler,çeşitli yaratıklar,egzotik
mekanlar,çıplak kadın çizimleri vs.Kesinlikle okumayı öğrenmeliydim ki okula başladıktan
1 ay sonra Cin Ali'lerden hemen sonra çizgi romanları okumaya başlamıştım bile..

Conan maceralarından en  çok Akilonya ordusuna paralı asker olarak girmesi,generalliğe
ve krallığa ulaşmasına kadar süren maceralar serisini severim.Öykü ve çizim olarak hayli
güçlüdür bu öyküler.Bir de Conan'ın "Ölüler Lejyonu" isimli bir öyküsü vardır,Bir de
demirci babasının intikamını aldığı öykü vardır.Bir de Kull'la macerası,bir de..
"İstemem,eksik olsun.."