Golkonda - Dylan Dog Orijinal Sayı 41 (Rodeo:13)

Başlatan pizagor, 16 Mart, 2011, 10:30:13

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor

Şeytanın telefonuna düşen bir yanlış numara... Gerçek iblislerden oluşan Demons rock grubu... Londra'yı saran Melon şapkalı katiller...

Sıradışı bir Dylan Dog hikayesinin, Golkonda'nın sayfalarında ilerlerken (Rodeo 13. albüm) bir anda Fumetto bir albümden kopup kendimi Frankofon çizimlerinin arasında buldum, 51. sayfayla birlikte karşıma kapaksız nokta gözleriyle çizilmiş karikatürize bir karakter çıktı. Bir yerlerden gözümün ısırdığı bu Frankofon çizgili, özellikle de Hergé edalı karakterimiz arabasıyla ormanlık bir bölgede seyahat ederken ağaçların arasında bir parlaklık görür. Neler döndüğünü anlamak için arabasını durdurur ve merakla hareketin kaynağına ilerler. Hareketin olduğu noktada peri kızlarının neşeyle dansettiğini görünce gözlerine inanamaz (gerçi bu durum bir Dylan Dog okuru için hiç de şaşılası değildir) ve ilk tüyoyu verir : 'Keşke arkadaşım Blake şimdi burada olsaydı!'. Daha sonra peri kızları dostumuzu aralarına çağırır ve beraber dans ederlerken dostumuzun yavaş yavaş yerle teması kesilir, yükselmeye başlar. Dostumuzu gözüm bir yerlerden ısırıyor derken son kareyle birlikte isminin de Philip Mortimer olduğunu görünce gecikmeli de olsa Blake et Mortimer albümleri aklıma geldi. Bu albümler hakkında hiç bir bilgim yok : hikayeler fantastik midir, doğaötesi midir, korku mudur, acaba Sclavi neden bir Dylan Dog hikayesinde Mortimer'e gönderme yapmıştır?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


hanac


tommikser

Dylan her zaman süperdir. Bence İtalyan ekolünün şaheseridir. Diğerleri bir yana Dylan bir yana bence.
O yüzden bu macerası sürreal maceralarının içinde gerçekten ayrıdır. Akşama bir tekrar yapmakta fayda var.

hanac


pizagor

Bu arada bahsettiğim sahne Mortimer'in de sonu...

Şuna benzer ifade var : 'Profesör Philip Mortimer'den bir daha haber alınamadı...'
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


kalidor

Dylan'ın vosvosuyla Londra'dan Hindistan'ın Golkonda şehrine yaptığı yolculuk unutulmaz. Dönüşte hiç durmadan Londra'ya varması da ayrı bir konu zaten :) Tabii böyle bir yolculuk hiç vukuu bulmamışta olabilir ;)
Crom! Ölüleri Say...

peder clemente

Dylan Dog orijinal sayı 41 (Rodeo Kitap Cilt:13)
Yazan:Tiziano SCLAVI           
Çizimler:Luigi PICCATTO
Eserin kapak resmini Claudio Villa, ünlü gerçeküstücü (sürrealist) Belçikalı Ressam Rene Magritte'nin (1898-1967) "Golconda" isimli tablosundan esinlenerek çizmiş.



   Editoryal bigilere göre: Hindistan'da Haydarabad'ın 11 kilometre batısındaki "Golconda" , günümüzde metruk bir şehir görüntüsü veriyor.Oysa bir zamanlar zengin elmas madeni yataklarıyla ünlüymüş.Granitten bir tepe üzerine kurulu olan Golkonda Kalesi, şehrin merkezi ve simgesiymiş.Golkonda sözcüğü, Tlegu dilinde "Çoban Tepesi" anlamına gelen "Golla Konda" tamlamasından türeme.1899'da Hindistan'a Genel Vali olarak giden Lord Curzon, diğer pek çok tarihi yapı ve eser yanında Golkonda'yı da düzenleyerek turizme açmış.Falih Rıfkı Atay'ın "Hindistan Güncesi"nde:"Lord Curzon, yalnız bir kültürü kurtarmadı, Hindistan'a, tükenen Golkonda elmas madenlerinden daha iyi ve ebedî bir maden hediye etti"denmiş.
   Esere gelince:Aşk,şeytan,günah,kadim ruhlar,arafta kalmış acı çeken ruhlar ve başka boyutlara açılan gizli geçitlerde fantastik bir yolculuk...Her şey Amber Cat adlı çekici bir kadının, "İblisler" adlı metal grubu yerine iblisin numarası olan 666'yı aramasıyla başlar...İki genç, iki kişilik bisikletle, daha önce ayak basılmamış bir yere gidip sevişince, bazı bilinmeyen güçler harekete geçer ve başka bir boyuttan süzülerek melon şapkalı adamlar gelir; tıpkı Rene Magritte'nin "Golkonda!" tablosundaki gibi...Bisikletle gezen ve şiddete meyyal dev bir göz, banka soyan melon şapkalı katiller,"Inferno=Cehennem" adlı gece kulübü gibi imgelerle yüklü fantastik bir öyküyü, korku sosuna batırıp, mizahla tatlandırmak ancak, Sclavi gibi bir usta yazarın harcı.Tabii şiddet,ezoterizm ve biraz erotizm de Dylan Dog gibi çok satılsın diye hazırlanan bir serinin olmazsa olmazlarından. Luigi Piccatto'nun çizimleri ile bu eser, UBC Fumetti sitesinde "Top Ten Dylan Dog" listesinde çizim kategorisinde 10.sırada bulunuyor;ortak çalışma kategorisinin de yedincisi.
   Eserde pek çok güzel diyalog var.
   Bankayı soymak üzere içeriye giren melon şapkalı adama Müdür "Hırsızzz!" deyince, melon şapkalı:"Asıl hırsız bankayı soyan değil, kurandır" diyor (Cümle Bertolt Brecht'ten).
Groucho'nun güldürürken düşündüren, bazen sadece gülümseten soğuk esprileri:
1-Dylan Dog:"Uyumaya değil, Hindistan'a gitmeye hazırlanıyorum."
-Groucho:"Oranın modası geçeli çok oluyor yahu!Guruların yeni memleketi burası, İngiltere!...Geçenlerde tanıştığım bir guru devlet memuru olarak işe başlamış;mesai boyunca meditasyon yaptığını kimse çakmadığı gibi, sağlık sigortası ve emeklilik hakkı da var artık.Hindistan'a her giden kendini aramak için gidiyor, işin kötüsü, buldukları zaman kendilerini de beraberlerinde getirmeleri."(Budizm,bürokrasi,memuriyet üzerine böyle özlü ve mizahi bir cümleyi yazmak çok zor)
2-Groucho:"Televizyon reklamına bakılırsa, deterjanların kralı Swim'miş, yani,kirli çamaşırlarımız için ne gerektiğini artık biliyorum!"
-Dylan Dog:"Swim mi gerek?"
-Groucho:"Hayır 'Demokrasi' "
3-Groucho:"hey, selam!Son günlerde iyi bir kitap okudun mu? Ben Kant'ın 'Saf Aklın Eleiştirisi'ni bitirmek üzereyim...Felsefi kısımları hariç fena sayılmaz."(Eser tamamen felsefeden oluşuyor).
Eserin Heavy Metal ile de ilgisi var; bu müzik türünün de "Şeytan" kavramıyla...Dylan Dog ve Groucho, "Inferno" Kulübüne giderken, bir pizzacıda, "Demon=Şeytan" grubunun "Night of the Demon=Şeytanın Gecesi" şarkısı çalıyor.Amber Cat'in aradığı Heavy Metal Grubunun adı "Demons=İblisler". Heavy Metal, 20.Yüzyılın ikinci yarısında müzikal niteliği öne çıkmış en güçlü alt kültür oluşumlarından biri."Devil Horns=Şeytan Boynuzları" ya da "Horned hand=Boynuzlu El" işareti, kırk yıldan fazladır metal ve rock müziğin ikonlaşmış sembolleri arasında yer alıyor.Bu metalcı selamı ilk kez Black Sabbath Solisti Ronnie James Dio tarafından kullanılmış ve popüler hale gelmiş .İtalyanlar bu hareketi iyi şans getirmesi için yaparmış.İtalyan kökenli Dio da bu işareti büyükannesinden öğrenmiş.Slayer'in 1998 tarihli albümünün adı olan "Diabolus In Musica" Latince bir terim olup; ortaçağda 3 tondan oluşan aranın(tritone) şeytani bir tınıya sahip olduğu düşünüldüğünden buna "Diabolus In Musica" denirmiş.
Şeytanın, insanın içindeki kötülük dürtülerinden başka bir şey olmadığı; bu nedenle içindeki iyi insanı besleyip büyütmek gerektiği düşüncesi çok önemlidir.
Dylan Dog serisi,tam olarak anlamak ve zevk almak için belli bir kültürel altyapı isteyen,temalarıyla günümüz insanına yönelik, entellektüel yönden de dokuzunca sanat açısından da ciddiye alınması gereken önemli bir seri.Esinlenilen filmleri,kitapları, müzikleri ve konuları araştırmak da okura katkı sağlıyor.
Kendinize iyi bakın.

hanac

Bu mükemmel tanıtımdan sonra bulup okumak şart oldu.

Teşşekkürler Peder, sana da teşekkürler Pizagor.

Bu arada bu cildin yayınlanma tarihi 14/02/1990 imiş.