Polisiye Öyküleri

[hennessy]

   Evet gösterildi. İnternetten kontrol ettim Jeremy Brett diye biri oynamış. Bendeki DVD'lerde ingilizce alt yazı var

Muhteşem bir başyapıt mükemmel bir oyuncu kesinlikle izlenmesi gereken bir dvd

[peyami]

İlk gençlik yıllarımdan beri sıkı bir Holmesian olduğumdan Sherlock Holmes muhabbetine kısa süreliğine de olsa iştirak etmeden duramadım. Gerçi sohbetin çoğunu kaçırmış oldum ama forum aracılığıyla konuşmanın böyle bir iyi yanı var. Konuşanlar oradan ayrılsa da konuşulanlar mevcudiyetlerini sürdürüyorlar

Öncelikle Holmes hayranlarına tavsiyem maceraları orjinalinden okumalarıdır. Karşılaştırmalarımda tercümelerde  ciddi hatalar ve sadeleştirmeler tespit etmiştim. Hatta sırf Sherlock Holmes okumak dahi İngilizce öğrenmek için yeterli bir sebeptir bana göre. Zaten günümüzde
dil öğrenmek bir kaç senede temel seviyede halledilebilecek bir mesele.

Sherlock Holmes'ün laflarını not ettiğim özel bir defterim vardı. O lafların bana hiç sezdirmeden kişiliğimi yönlendirdiğini sonradan fark etmişimdir. Mesela "Three Students" macerası. Bir okulda sorular çalınır ve müdür Holmes'ten olayı araştırmasını ister. Kolejdeki öğrencilerden biri soruları almış, ancak sonra pişman olarak, henüz Holmes olayı aydınlatmadan Britanya İmparatorluğu dahilindeki Rodezya'ya memur olarak tayinini istemiştir. Holmes olayı çözdükten sonra genç adama o kadar ölçülü bir cevap verir ki, buram buram bilgelik kokmaktadır. 

"As to you, sir, I trust that a bright future awaits you in Rhodesia. For once you've fallen low. Let us see, in the future, how high you can rise."

"Size gelecek olursak beyefendi, Rodezya'da sizi parlak bir geleceğin
beklediğinden eminim. Bu olayda alçalmanıza mani olamadınız. Bundan
sonra ise ne kadar yükselebileceğinizi göstermenin zamanıdır."

Jeremy Brett'in TV dizisini de Basil Rathbone'lu filmlerin çoğunu da seyrettim. Benim de favorim Jeremy Brett'in dizisidir.

Son olarak 2010 yılında "Soleil"den 2 ciltlik bir Sherlock Holmes çizgiromanı çıktı."Sherlock Holmes et Les Vampires de Londres" Belki bir tanıtım yazısı yazabilirim, belki de yazamam ama haberiniz olsun.

[IMG]http://i51.tinypic.com/r9kdq8.jpg[/img]

Son Not: dün House karakterinin dişi versiyonu olarak değerlendirilen "Body of Evidence" dizisinin ilk bölümü oynadı. Henüz seyretmedim ama bir bölüm şans vermek lazım.

[IMG]http://i54.tinypic.com/im8knb.jpg[/img]

[V]

Dynamite 6 sayılık bir Sherlock Holmes serisini yayınlıyor.
Sherlock Holmes:Year One'ın 3. sayısı çıktı..

[hennessy]

işte bunları ülkemizde de görmek istiyor insan türkçe olarak

http://www.comixology.com/previews/JAN111151/1/

http://www.comixology.com/previews/JAN111151/4/

http://www.comiclist.com/media/blogs/news/HolmesYearOne01-Cov-Lindro.jpg

http://www.comiclist.com/media/blogs/news/HolmesYO01-01.jpg

[rumar80]

   Teşekkür mü etsem, sövsem mi?
   Listeme güzel bir dergi eklediniz. Ocağıma incir ağacı....

[mcyz]

Ben de bu seriye başlamayı düşünüyordum ama fasikül olarak almak tpbden daha pahalıya mal oluyor sanırım, o yüzden cilt beklemeye karar verdim.

[rumar80]

    Ben de trade'ini bekleyeceğim.
    Zaten x-men fasiküllere dönüş yaptım, başka fasikül alamayacağım.

[hennessy]

Paris'i dolaşmaya gelen 'Pırlanta Kralı' Rudolf Kesselbah gücünü daha da pekiştirecek esrarengiz bir adamın peşindedir. Ancak Kesselbah projelerini hayata geçirmeye fırsat bulamadan bir sabah otel odasında ölü olarak bulunur. Maktülün üzerinde Arsen Lüpen'in kartı vardır. Cinayet, Kibar Hırsız Arsen Lüpen'in nefret ettiği bir eylem olmasına karşın, bir cinayet isnatıyla karşı karşıyadır. Düşüncelerini bile okumayı başaran gizemli bir şahıs, onun adına cinayetler işleyip, onu pes dedirtecek durumlara sokmaktadır. Ne var ki Arsen Lüpen, yüksek dehası sayesinde olayları bazen dört duvar arasında çözerken, Alman İmparatoru'nu dahi ayağına getirtecek kudrette olduğunu kanıtlar.

ben bu kitabı bitirdiğimde kafayı sıyırmıştım taavsiye ederim hele lupen in hapishane sahneleri olamaz olmaz..........

[mcyz]

Ben de last phantom fasikül alıyorum ama onun bile ilk cildi çıkmış Amerika'da, Türkiye'de fasikül okumakla cilt okumak arasında fazla fark olmuyor gibi, o yüzden en mantıklısı cilt beklemek. Bu arada GL:Rebirth'ü yarıladım bugün. Hikayesini beğendim baya, bir de neredeyse bütün DC karakterleri varmış kitapta, o da ayrıca hoşuma gitti.

[hennessy]

benim gibi bu konularda geveze adamı susturmak zordur muhteşem film muhteşem kitap muhteşem bogart

alta Şahini (özgün adı: The Maltese Falcon), John Huston'ın Dashiell Hammett'ın aynı adlı romanından uyarladığı ve yönettiği 1941 ABD yapımı filmdir. Romanın bu üçüncü sinema uyarlamasında özel dedektif Sam Spade'i Humphrey Bogart, onun femme fatale müşterisini Mary Astor oynadı. Bu oyunculara karakter oyuncusu Peter Lorre ve ilk sinema filminde oynayan Sydney Greenstreet eşlik etti. Yönetmen John Huston'ın da ilk filmi olan Malta Şahini, üç dalda Akademi Ödüllerine aday gösterildi.

Film, San Francisco'lu bir özel dedektifin kendisini üç hırslı ve acımasız kişinin mücevher kaplı ve değeri milyon dolarlar eden bir şahin heykelini ele geçirmek için verdiği mücadelenin içinde bulmasını konu alır.

Malta Şahini, sinema eleştirmeni Roger Ebert'a[1] ve Entertainment Weekly'ye göre[2] göre tüm zamanların en iyi filmlerinden biridir. Ayrıca kara film kavramını ortaya atan Fransızca kitap Panorama du Film Noir Américain tarafından bu türün ilk örneği olarak gösterildi.[3]

http://www.nadirkitap.com/malta-sahini-dashiell-hammett-kitap766590.html

[hennessy]

Holmes severlerin kaçırmaması gereken eser

Arsen Lüpen - 3 / Herlock Sholmes'e Karşı (isim hakkı yüzünden böyle yazılmıştır)

http://www.kitapokuyoruz.com/kitap/83131/Arsen-Lupen---3--Herlock-Sholmese-Karsi/

Edebiyat dünyasının iki ölümsüz kahramanı karşı karşıya...

Tüm zamanların en sempatik, en çapkın, en zeki ve en usta hırsızı Arsen Lüpen'le tüm zamanların en ünlü dedektifi Sholmes karşı karşıya... Olağanüstü gözlemlerini ve dahiyane yeteneklerini çok iyi bildiğimiz Herlock Sholmes, bu kez yardımsever Lüpen'le lozlarını paylaşıyor.

Büyük ikramiye vurmuş bir biletle, köklü bir aileye ait mücevherlerin çalınmasında Arsen Lüpen'in parmağı olduğundan hiç kuşkusuz olmayan Başmüfettiş Ganimard, efsanevi dedektif Sholmes'den yardım ister. İki cambaz bir ipte oynamaz misali, şeytani zekaya sahip bu iki edebiyat kahramanı arasındaki düelloyu bakalım kim kazanacak!..

[rumar80]

   Ben de last phantom'u alıyordum trade'i beklemeye karar verdim.
   GL'i sevdiğine sevindim. Yazılara tekrar başladım. Blackest night'a kadar gideceğim. Umarım seversin

[rumar80]

   İşte film noir'a çok güzel örnek. Bogard süper bir oyuncu.
  Peki bu filmi izleyenler söylesin... Blacksad konusunda haksız mıyım?

[hennessy]

Kapalı oda cinayetlerinde genelde, cinayetin işlendiği oda katilin kaçamayacağı şekilde içeriden kilitli, sürgülü olması esastır. Odaya girildiğinde cinayete kurban gitmiş şahsın cesedi dışında kimse olmaz; katilin nasıl olup da bu cinayeti işlediği romanın temel sorununu oluşturur. İğne Deliği'nde odada kurban dışında bir kişi daha var ki, bu durum onu cinayetin tek zanlısı haline getiriyor. Oysa değildir; kendisine J.D. Carr'ın meşhur tiplemesi Henry Merrivale, nam-ı diğer H.M. dışında kimse de inanmaz.

Merrivale savunma avukatlığını üstlenir; roman dava sürecini anlatır. Dolayısıyla romanda izlediğimiz katilin yakalanmasıyla sonuçlanan tahkikat süreci değil, zanlı James Answell'in ipten kurtulmasıyla sonuçlanan mahkeme oturumlarıdır. Bu özelliği ile de bu romanın özel bir yeri var külliyat içerisinde. Okur kendini detektifin yerine değil, jüri üyelerinin yerine koyabilir ancak. Ne de olsa hafiyelik romanda anlatılan olayların dışında bir yerlerde yürümüş, Merrivale olayları açığa çıkarmayı başarmıştır. Ama biz bunları sonradan, mahkemeye sunulurken öğreniriz. Merrivale'in motivasyonu da katilin yakalanmasından ziyade, müvekkilinin kurtulmasıdır; katili bilmekle beraber ifşa bile etmez. Katil ancak, uzatılmış bir finalde ortaya çıkar.

http://www.kitapokuyoruz.com/kitap/62979/Igne-Deligi/

polisiye roman şaheseridir...........

[pizagor]

Altın Madalyon İtkisi sadece çizgiromanlar üzerine olmuyor! Bu başlığı gördükten sonra hemen kitabı edindim ve okumaya başladım. Sonunu bilir halde yeniden okunur mu emin değilim ama ilk defasında kesinlikle elden düşmeyecek, buna eminim. Kitabın farklı bir çekiciliği var, yazın anlamında sadeliği sebebiyle yer yer sürükleyiciliğini yitirir gibi olsa da öyle bir esrar var ki satırlar nasıl sonuçlanacağının merakıyla akıp gidiyor... Ayrıca öyle bir hikaye ki kimsenin okurken çözümüne ulaşabildiğini sanmıyorum. Belki de bu yüzden yüzyılın en iyi polisiyesi olarak gösterilmektedir...