Harakiri..

[kültürelgüncel]

Mayıs ayında Kutlukhan Perker, Bahadır Boysal ve Aslan Özdemir editörlüğünde yepyeni bir aylık mizah dergisi çıkacak. Adı "Harakiri". Dergi henüz çıkmadı, fakat ben çeşitli yazar ve çizerlerinden istediğim bilgiler ışığında yazdım bu tanıtıcı yazıyı.

Bahadır Boysal, Faruken Bayraktere, Behiç Pek gibi ustaların yanı sıra genç yeteneklerin, -laflarından pek hazzetmediğim- Küçük İskender'in (sevenleri alınmasın) yer alacağı dergi hem boyut, hem de içerik bakımından iddialı geliyor.

     Harakiri format olarak tıpkı haftalık çıkan Gırgır, Uykusuz, Penguen ve Leman gibi ama aylık olarak çıkacak.

Yani kendinden önceki L'Manyak, Lombak ve Koala geleneğini sürdürmeyen bir yayın politikası izleyecek.

Devamı blogumda;  http://kulturelguncel.blogspot.com/2011/04/maysta-harakiri-var.html

[ferzan]

    Vay canına...Ee,hayırlısı olsun bakalım,ne diyeyim...Umarım öncekilerden biraz daha farklı,daha dolu bir dergi olur da,çizgiromana,çizgi öyküye doyarız...Perker ile Sencer bile almam için yeterli sebep bu dergiyi...

[nacho_grande]

Kutlukhan Perker dışında ismi geçenlerden pek haz etmem, ama sevenleri muhakkak vardır. Umarım başarılı bir yayın hayatı olur.

[kültürelgüncel]

Bence diğer aylık dergilere göre bu derginin en büyük artısı boyutu olacak. Leman'ın bu boyutta çıkardığı özel sayılar(1000. sayı, Bayan Yanı) markette çok dikkat çekiyordu.

Yazar ve çizerlere hiç değinmiyorum bile. Çünkü çoğu ayrı birer yetenek timsali.

Güzel bir çalışma olacağına eminim. Tek dileğim uzun soluklu olması.

[emre ozdamarlar]

[tommikser]

Kendinizi öldürmeyin: Harakiri piyasada
Yeni mizah ve çizgi roman dergisinin kurucusu Kutlukhan Perker
29 Nisan 2011 Cuma, 13:37:54


HABERTURK.COM         

Türkiye yeni ve kaliteli bir aylık yayına daha kavuştu. Harakiri adlı mizah ve çizgi roman dergisi Harakiri kitapçı ve gazetecilede satılmaya başlandı. İlk baskısı 80 bin olan derginin kalitesi ve içeriğiyle yüksek satış rakamlarına ulaşması bekleniyor.

Zira Harakiri, usta bir kadronun elinden çıkma. Kurucusu, New York Times, Wall Street Journal ve New Yorker gibi prestijli gazetelerde sayısız illüstrasyonu yayımlanan ödüllü çizer Kutlukhan Perker. Yazarları ve çizerleri arasında Bahadır Boysal, Serhat Gürpınar, Aslan Özdemir, Sencer, Metin Kaçan, Küçük İskender, Can Barslan, Atilla Atalay, Behiç Pek gibi edebiyat ve mizah ustaları var.

Kuşe kağıda ve tamamı renkli basılan derginin Lemanyak ve Lombak gibi dergilerden farkını, kurucu Kutlukhan Perker şöyle özetliyor: "Çizgilerin ve görselliğin ön planda olmasını hedefliyoruz. Görsellik ve mizanpaj farklı olacak. Çok iyi yazılmış öykü ve karikatürleri çok iyi çizgilerle birleştirip okuyucuya sunacağız. Yazarlarımız çok politik değil edebi. Güncellik olacak ama New Yorker gibi yaklaşacağız."

Derginin kadrosunda şu isimler yer alıyor:

Kutlukhan Perker, Aslan Özdemir, Serhat Gürpınar, Küçük İskender, Bahadır Boysal, Birol Bayram, Metin Kaçan, Atilla Atalay, Behiç Pek, Can Barslan, Cezmi Ersöz, Sencer, Can Baytak, Emrah Ablak, Mesud Ata, Faruken Bayraktare, Emirhan Perker, Esin Özbek, Cemil Cahit, Doğan Pehlevan, Barış Keşoğlu, Cemal Söyleyen, Felat Delibalta, Erhan Candan, Fatoş Bozoguz, Taylan Kurtuluş, Erda Gümüş, Ersin Gündoğdu, Miray Özcan ve Güven Bilge.

[ferzan]

    Dergiyi bugün aldım,okumadım henüz ama bayağı bir inceledim...Sanırım 1 Mayıs,Pazar'a denk geldiği için erkene almışlar çıkış tarihini...Herneyse...
    İlk izlenimlerim,kocaman bir hayalkırıklığından ibaret...Derginin,haftalık dergi mantığında ama aylık olarak çıkacağını biliyordum elbette her ilgilenen gibi ama,haftalık dergilerin neredeyse tüm kalıplarını uygulayacakları aklımın ucuna gelmemişti...Kapaktan başlarsak,her birkaç sayfada bir Perker'in çizgilerini görüyoruz...Boysal,aynı Boysal...Yıllardır olduğu gibi...Tek farkı,gün geçtikçe daha da antipatik çizgilere kavuşuyor olması...Halbuki ne kadar severdim önceleri,ne kadar değişikti...Klasiğe yakın çini anlayışıyla mizah dergilerinin sıyrılan çizerlerindendi...
    Kapağı çevirir çevirmez şaşırdığım bir diğer unsur da,dergi aylık olmasına rağmen 3.ve4.sayfa politik karikatürlerin olması...Ben o geleneği haftalık formatta sıcak bulurum oysa...Dediğim gibi,daha okuyamadım ama şöyle bir inceleme sonucu elle tutulur bir öykü okuyabileceğimi de pek sanmıyorum...Perker'in çabaları,Boysal'ın sayıklamaları ve uzun bir aradan sonra Sencer'in varlığı bile kurtaramayacak gibi dergiyi....Tabi,benim gönlümde kurtaramayacak diyorum,yoksa alanı olur elbet...Tüm dediklerime rağmen bir umut belki diyerek ben de sonuna kadar almaya devam edeceğim...
    Karikatür köşeleri,mizah yazıları,hatta çizgi öykülerde tam sayfa harici haftalık dergi formatındaki kalın ayak-ince ayak sistemi bile aynen mevcut (kalın ayak,sayfanın üçte ikisini kaplayan dikey sayfa formatı...Hatırlarsanız Sandık İçi de Penguen'de ilk o formatla başlamıştı...İnce ayak ise,kalın ayaktan arta kalan üçte birlik dikey bölüm...Genellikle ya mizah yazıları sığdırılır,ya da çok fazla yeri olmayan bir karikatürcünün eşit çerçevelerle çizdiği 4-5 karikatürü koyulur...Bir nevi bantın dikey versiyonu.)...
    Niye bu kadar dertlendin,ne olacak ki derseniz sözüm yok...Zira tüm tanıtım yazılarında,haftalık mizah anlayışının aylık ve daha zengin versiyonu olacağı belirtilmişti...Bunları görmezden gelen benim...Dolayısıyla bu kadar sorun etmeye de gerek yok ama ne bileyim...Belki bir ResimliRoman türevi yayın olur,belki o tadı verir,ne de olsa Perker başı çekiyor diye düşünerek beklentimi çok yüksek tutmuştum...Yanılmışım...Yine de inatla almaya devam edeceğim...Daha önce pek çoklarına yaptığım gibi...
    Ya,ben şunu anlayamıyorum...Özellikle liseli ve üniversiteli kesimden başlayarak,16-45 yaş arası bir okur kitleleri var bu mizah dergilerinin...Aralarında parmakla gösterilecek,halen çizmekte olan ya da elini eteğini çekmiş çizgiromancılar var...Uykusuz harici mizah dergilerinden zevk alamaz hale gelen,kıdemli bir mizah okuru ve mütevazi bir eski-yeni mizah arşivinin sahibiyim...Çizme aşkımı,ergenlik dönemlerimde onlarla harlar,ateşe verirdim ama tüm eski güzel günlerine ve bıraktıkları izlere rağmen rahatlıkla iddia edebiliyorum ki,acilen çizgiromana el atmalı buralarda yer edinmiş ve yerinden memnun bazı çizerler...Leman'ın,yakın bir geçmişe kadar kafeler zinciriyle ayakta kalıyor olduğunu bizzat mutfakta yer alan eski bir tanışımdan öğrendim...Yıllarını Leman'a vermiş,teknik ve görselden sorumlu tayfadan bunu diyen...Eski parlak günlerindeki tirajını,zannımca 1000.sayı vesilesiyle yeniden yakaladı Leman...
    Yine de popüler olan,mizah dergisi çizerleri...Genç kesimi yakalayanlar da,çizgiromana yatkın olan bir avuç yeteneği barındıranlar da onlar...Üstelik çizgiromana yatkın bu bir avuç yetenekten bazıları,mevcut dergilerinin editörleri,yayın sorumluları konumundalar...Dolayısıyla çizgiroman popülaritesi patlarsa,bu grupla patlar...Tabi alternatif çizgiromandan bahsediyorum...Hatırlarsınız,L-Manyak bomba gibi patlamıştı bir zamanlar...Keza,Lombak da öyle...Çoğu çizer,yaptığını çizgiroman olduğunu bile bilmiyordu...Zamanla onlar bile farketti...Yeni birşeydi,farklıydı,denenmemişti...Ama Harakiri'yle,tutmuş ve kemikleşmiş 2 formatın harmanlanması,biraz zorlama geldi bana...
    Kısacası,bu sefer de çizgiromana dair bir umudum vardı,olmadı...Tüm sinirim ondandır...

[Hayal Kahvem]

"Komşumuzun torunu Sema'nın, kız ve bana göre cüce olmasına rağmen benden önce okula başlamasına fena halde içerlemiştim. Bir kaç kez okulda harfleri öğrendiklerini, oynamaya gelemeyeceğini, okuması gereken kitaplar olduğunu filan söyleyip hepten delirmeme neden oldu. Ben de konuyla ilgili duygularımı kaleme almaya karar verdim.

Gelgelelim çok fazla harf bilmediğimden Sema'nın dedesine ait park halindeki arabanın üzerine beton çivisiyle sadece "At" yazdım. Yazım büyük ses getirdi. Telif ücreti olarak babam İstanbul'dan arabasını karaladığım adama ikiyüz lira para gönderdi."

NOT: 44 pûr-i pak renkli sahifeli ve içerisinde kapağında hal-i hazırdaki isim ve mahlaslara ilaveten daha nice mürekkep erbabı ve muharrirlerin iştiraki ile defter idülüp dürülmüş aylık neş-e ve cambazlıklar mecmuası HARAKİRİ'nin ilk sayısından seçtiğim ilk alıntı yazı, 24. sayfadaki Atilla Atalay'ın  "İlk yazdığım yazı: Konusu kıskançlıktı ve iki harften oluşuyordu: At..." başlıklı yazısıdır.

[devrimk]

Harakiri dergisinin ikinci sayısında Vedat Özdemiroğlu'nun yazdığı, benim çizdiğim, kısa bir çizgi roman var.

[tommikser]

İlk sayısını kafede arkadaşlarla okurken kahkahadan kırılmıştık.Herkes bize deli mi diye bakmıştı.İkinci sayısıda güzel olacaktır eminim.

[devrimk]

İlk sayı Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu tarafından +18 kapsamına girdi.

[kalidor]

Dergiyi okumadım fakat kapağına hayran kaldım.

[ferzan]

    2.sayıda Sencer'in çizdiği hoş bir öykü ile Perker'in bir öyküsü,uzun ve tatmin edici olmuş diğerlerine göre...Okurken müthiş zevk aldım...''Kalın Ayak'' formatında,uzunlamasına 3'er sayfaya tekabül ediyor 2 öykü de...Boysal'dan da Tarkan-severleri gülümsetecek çok hoş bir çizgi-anı var tam sayfa...En arka sayfadaki Serhat Gürpınar'ın öyküsü ise gözümden yaş getirdi resmen...
    İlk sayı için hayal kırıklığına yakın bir hisse kapılmıştım ama bu sayı,ilkine göre daha iyi olmuş...Çizgiroman dergisi açlığımı tatmin edemese de kapanmayan bir yaraya merhem oluyor,kanı durdurabiliyor en azından...Bu sayıdaki gibi öykülerle Perker'i gördüğüm,Sencer'i de ona ayrılan daha fazla alanda okuduğum sürece almaya devam edeceğim...Çünkü bu iki isim,tekrara düşen diğer ünlü isimlerin rutinini bozmaya yeter sanıyorum...

[alan ford]

 Az önce Ümit Kireççi'nin Çrop'unda okudum kötü haberi. Harakiri maalesef iflas bayrağını çekmek üzereymiş. Müsebbibi " Başbakanlık Küçükleri Muzır Neşriyattan Koruma Kurulu".

haberin linki:
http://cizgiromanokurlariplatformu.blogspot.com/2011/06/ve-harakiri-kapand.html


 

[ferzan]

    ...Şaka gibi bir haber,şaka gibi bir rakam...Diyecek hiçbirşey bulamıyorum...Verilen emeklere,kurulan hayallere yazık...Sanki ikinci sayıyı inadına poşetsiz basmışlar gibi ikinci bir ceza...Kaldı ki poşetsiz yayınlansa sanki çok etkileyecekti küçükleri...Daha öncesinde neler yapıldı halbuki,Harakiri göze battı...Yakın bir gelecekte haftalık mizah dergilerine de kafayı takacakmış gibi bir his var içimde bu ''Muzır Kurulu''nun...Oldu olacak,bundan evvel Lombak,L-Manyak,Leman grubundan çıkan eski albümleri de toplatsınlar...