Çizgi Roman Derneğini Tartışmak...!

Başlatan ümitkr, 22 Kasım, 2011, 18:21:01

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ümitkr

Daha doğrusu Hanac'ın belirttiği gibi belli başlık üzerinden fikir paylaşımında bulunmak...

"Sorun çıkar" öngörüsünde bulunuyorum ve onaylamıyorum!

Çünkü...

Forum ve yayıncılarla ilişkilerine dair ilişki ve sorunları inceleyen bir yazı hazırlıyordum ama bu gidişle yayınlabilecek kadar bile toparlayamayacağım için burada ana başlıklar halinde bunları paylaşırsam belki üstteki fikri onaylamama sebebim de anlaşılır:

ÇR okurunun tez canlı ve kanlı olduğunu eminim hepimiz kabul ederiz. Hangi yaşta olursa olsun vercek bir aklı, bildiği bir konusu, öğretecek bir yolu oluyor yayınevlerine, sürekli. Ancak yazışmalardan takip ettiğim kadarıyla hemen hepsi aynı sonuçlanıyor bu sohbetlerin.

Yayınevi foruma üye oluyor. Ürünlerini tanıtıyor. Belki bazı sıcak paylaşımlarda da bulunuyor işin doğasına dair ve işte o zaman işler zıvanadan çıkıyor.

Okurlar satış noktalarının azlığını onaylıyorlar, telif, çeviri, baskı v.s. sürecinin zorluğunu onaylıyorlar, dağıtımcılar nedeniyle çrnin fiyatının ikiye katlandığını onaylıyorlar, krizleri, ülkenin ekonomik koşullarını, okurların azlığını, bilemmneleri okurlar hep onaylıyorlar ve kader birliği etmiş gibi yayınevine destek olmak istiyorlar ve sonra baskıdan matbaaya, dağıtımdan reklama kadar her konuda akıl vermeye başlıyorlar. Sohbet ilerledikçe ve yayınevi "yok o dediğiniz öyle olmuyor" dedikçe ipler geriliyor, iş tartışmaya dönüyor, bozuşmalar başlıyor, kavgalar büyüyor, tatsızlıklar artıyor v.s.

Bu samimi olmakla birlikte "akıl verme" düzeninde heyecanlı gençlerle yayıncılığı hiç bilmedikleri halde yaşlarından dolayı bilgili olduğuna hükmetmiş okurların hemen her konuya balıklama atlamaları bir zaman sonra ilişkileri çıkmaza sokuyor. Yayınevi işi bilmeyen ama fikri olanlara laf anlatmaya çabalıyor, akıl veren tarafsa çoğu zaman fikri sabit üstelemeyle yazışmayı sürdürüyor. Birçok zaman da yazışmalar onlarca akıl verildikten ve devamlı surette açıklama yapıldıktan sonra "aaa, işler öyle mi yürüyor bilmiyordum" denilerek sona erdiriliyor.

Bilgi edinme noktasında sorun olmasa da konunun işlenişi ve bu aşamaya gelişindeki süreç son derece yıkıcı ve hırpalayıcı oluyor her defasında. Oysa "dağıtım sorunu nedir" diye sorulsa yine bilgi edinilebilinirdi. Bunun için akıl verme ve sesli düşünmeyle ilişki yıpratmaya ihtiyaç olmazdı. Hele de birçok okurun "bu yayınevleri okurları hiç dinlemiyor, bizi adam yerine koymuyorlar"a bağlamaları ve tepki ortaya koyup yayınevini "okumayız seni ha" şeklinde üstü kapalı veya doğrudan tehdit eder hale gelmeleri de çok rastlanan bir durum. "Seni seviyorum, ya benimsin ya toprağın" modu hiç hoş olmuyor. İyi amaçlarla başlayan sohbet psikopata bağlanmış dövüşe dönüşüyor :)

Yayınevleri bu her konuda verilen akıllardan son derece rahatsızlar. Bakın "eleştiriden değil" akıl verlilen konulardan ve bu moddan.

İşin içinde olmayan ve sürece dair hiç bilgisi olmayanların fikri olması ve inatla bunu dayatması son derece yorucu bir ilişkiyi ortaya koyuyor.

Yakın zamanda Durango üzerinden yaşanan tartışma buna en güzel örnektir bence. İlhan Yılmaz gayet içten ve samimi bir şekilde yayının neden geciktiğini ve bunun için önlem olarak neden İSBN kodu aldığını anlatıyordu hatırlarsınız. Forum üyesi "İSBN diyerek benimle alay edemezsin" diyerek her mesajında bunu gündemde tutarak ortalığı kızıştırıyordu. Uç bir örnek olduğunun farkındayım ama yayınevlerinin kırılma noktası ve şekilleri buna benzer bir şekilde gerçekleşiyor çoğunlukla ve forumlardan ayrılan gidiyor gelmiyor. Veya az uğruyor veya az yanıt veriyor v.s.

Bununla birlikte bu söylediklerimden asla ve asla "yayınevleri eleştirilmesin" anlamı çıkmasın! Çok eksikleri var ve çok yanlış yapıyorlar. ancak onları eleştiren okurların da aynı şekilde tutarlı olmadığı da ortada. "Dinime küfreden müslüman olsa"...

Güneş (gene Güneş, hep güneş :), kızma sana denk geldi mevzuu), belki de Marvel'la bile görüşmeden Rom basmayı düşündüğünü paylaştı. Hemen herkes onu tebrik edip akıl verdi burada. Bir dostun iş yapması için arkasında durmaya tamam, ama genel olarak yayınevlerini eleştirdiğimiz tüm aşamalar burada da yok mu? Yayınevlerini eleştirdiğimiz unsurları Güneş sağlamış mı bir kişi sormadı... Ben de sürekli "bilen adam modunda ukalalık ettiğimden bari orada susayım" diye konuya dahil olammıştım. Ama sorulmadı... Kimse çeviriyi kime yaptıracağını sormadı, editörünü sormadı, dağıtımı nasıl çözdüğünü sormadı, dergi satmasa da düzenli basacak kadar parası olup olmadığını sormadı, deposu olup olmadığını, taa anadolunun bağrından süreci nasıl takip edeceğini de sormadı, Marvel'dan telif almadan konuyu açmış olmasının da profesyonelce olmadığını da hatırlatmadı.

Bugün çevirileri kötü, editörlükleri kötü, baskıları kötü, dağıtımı sorunlu, şusu busu eksikli yayınlar ve yayınevleri yok mu? Onları eleştirmiyor muyuz? Güneş'e nasıl destek oldunuz birden ortada fol yok yumurta yokken?

Ha, inşallah basarlar inşallah başarılı olurlar ve inşallah yardımcı olabilmek için hala elimizde imkanlar olur...! Ancak forumun bazen ne kadar yanıltıcı ve tutarsız olabileceğine ilişkin bir örnek olarak tüm bu yazışmalar da oralarda bir yerlerde duruyor.

Şimdi... Dernek ve/veya dernekle ilgili bir konu bir forumda sağlıklı tartışılabilinir mi derseniz? Yanıtım HAYIR'dır.

Dernekçiliği ve süreçlerini bilmeyen birinin akıl vermesi ancak tavsiye niteliğinde olabilir. Herkes mütevazi bir şekilde akıl verip onay alamadığında takıntı halinde kavga çıkarmayacaksa belki. Her söylediği ret edilince cıngar çıkarmayacaksa yazışan belki. "Bilmiyorsun bi sus ama ya" dendiğinde gurur yapılmayacaksa belki. V.s. belki...

Çizgi roman okuma ortaklığı noktasında birileriyle bir arada olmanın keyfini sürmekte sakınca yok hatta olumlu birşeydir tamam. Ancak ne forum adminleri, ne sahipleri ne de kimi zaman; ben de dahil, üyeleri sohbetin zıvanadan çıkmayacağının garantisini veremez. Bu da kurum olarak derneği, ortam olarak forumu sürekli tehdit eder, tedirgin eder, belki de ilk darbeyle bağların kopmasına neden olur.

Bu nedenlerden ötürü ben derneğin işleyişi veya bir aktivitesi ile ilgili tartışmaların forumda yapılmasına asla hayır dememekle birlikte resmiyet bağlamında onay veremiyorum. İsteyen tartışır, isteyen dernek üye ve yönetim kurulu üyesi bireysel olarak okur ve/veya katılır ancak herkes bu sohbetlerin hiç bir bağlayıcılığı olmayacağı noktasında fikir birliğinde olur, uygulanmayan veya dikkate alınmayan görüşler nedeniyle küsmeler, darılmalar olmaz, o zaman sorun da kalmaz.

Derneğin yönetim kurulu üyesi olarak ben yetkilendirilmediğim için böyle bir başlık açamam. Açmak isteyen forum üyesi olursa zaman ayırabildikçe seve seve katılır fikrimi belirtirim bunu da belirteyim. Ancak ne söylersem söyleyeyim bu derneği bağlamaz, kişisel görüşüm olur ancak. Bir de "dernek yönetim kurulu üyesiyle tartışıyorum demek dernek beni duyuyor" yanılsamasına da kimse kapılmasın böyle bir şey olursa.

Bugünkü dersimiz bitti, haydi tenefüse :O)

hanac

Ümit konuya yavaş yavaş gireyim.

Bir gerginlik olursa müdahale ederiz.  :)

Ben bu başlık altında Derneğe tavsiyelerde, eleştirilerde ve yardımlarda bulunalım diyorum.

Yayınevleri konusu ayrı, Dernek ayrı.

Benim bildiğim kadarı ile dernekte yayıncı olduğu kadar, okuyucu, koleksiyoncu, yazar-çizer vs. bulunuyor.

Niye olayı sadece Yayınevleri açısından bakıyoruz ki ?

Mesela benim ÇRD den beklediklerim

- 2011 Yayın Yıllığı çıkarılması

- Bugüne kadar çıkan ÇR lerin listelenmesi

- Dağıtım sorununda Yayınevlerine yardımcı olunması (Madem bu dağıtım sorunu çözülemiyor)

- İmza günleri düzenlenmesi

- Satış miktarlarının takip edilmesi

Bunları tartışalım.

tommikser

Ümit abi ROM benim basma hayalim.Param var basacak yalnız bende şu sorun var memur olduğum için şirket kuramıyorum.Eğer kurabilecek olsam hemen basarım.Haaa satar mı satmaz mı sorusunu düşünmedim.Batmazsa para kaybederim diye düşündüm.Olursa zaten kaybetsemde önemli değil.

Tokat'tan iş yürütmek zor olabilir ama grafik,tercüme baskı vs işleri yapacak tanıdık çok fazla arkadaş var.Az çok nazım geçer diye düşünüyorum.

Dağıtım ise sade Kadıköy bile olsa ne yapalım.Biz çalar biz oynarız. ;D

Tarkan Kurt

Derneğin asıl fonksiyonu bence Çizgi Romanı ülke gündeminde tutmak olmalı. Böyle bir türün hala var olduğunu ve ülkemizde yayınlanmakta olduğunu anlatabilmek için televizyon programları , gazete röportajları ayarlanmalı. Bunun dışında gazetelerle iletişim halinde olarak, çizgi roman yayınlamaları konusunda gazeteler teşvik edilmeli, ayrıca yerli çizer ve senaryo yazarları desteklenerek eserleri basılmalı.

rumar80

  Sevgili Ümit'in yazdıklarını okuduktan sonra ona hak verdim. Gerçekten dernek hakkında tartışmaya gerek yok. Çünkü hiçbir yere var(a)mayacağı aşikâr.
  Benim önerim dernek yapması gerekenleri (kendi tüzüklerinde vardır) yapmaları ve başarılı olmalarıdır.
  Forum olarak biz de susalım(!)

ümitkr

Hasan'a :)

İnatla benim açtığım başlık altına dayıyorsun ya konuyu helal olsun.  ;D
İyi, olur.

Güneş'e
Abi yap, bas, hayalini gerçekleştir. İnşallah da güzel olur her şey ama hemen her yayınevi aynı bahaneye sığınıyor: Amatörce yayıncılık, hayal gerçekleştirme! Sonra papara yiyecekler kervanına katılma istiyorum. Eş dostla bir yere kadar. El elin eşeğini türkü söyleyerek ararmış...

Umar'a
Alınmaca, darılmaca olmayacaksa sohbet edilir, Umar. Hatta belki harika fikirler çıkar birileri dikkate de alır. Olay bir forum alanının sohbetini kesmek değil, dayatmacı kısmı kenara bırakmaktır. Yoksa ne olacak ağzı olan konuşsun :)

Mesela Hasan'ın ÇRD'den bekledikleri:

- 2011 Yayın Yıllığı çıkarılması
Aidatlar düzenli toplanır, yer bulunursa mümkün. Ve kesinlikle katılıyorum.

- Bugüne kadar çıkan ÇR lerin listelenmesi
En az iki yıllık bir çalışma. Üyeler tam zamanlı çalışmadıklarından işlerinden artan zamanda yaparlar bunu. Sürer en az iki yıl.

- Dağıtım sorununda Yayınevlerine yardımcı olunması (Madem bu dağıtım sorunu çözülemiyor)
Bu derneğin işi değildir. Doğrudan yayınevlerini ilgilendirir. Ayrıca dağıtım olsa ne olur? Anadolu'da bazı illerde 1 adet kitabevi vardı 2000 yılında. İlçelerde de kırtasiyeden bozmalar hariç hiç yoktu tiyatro turnelerinde görürdüm. Dağıtım yapılsa bile nereye yapılacak? Geçtim, yer bulunsa bile kime okutulacak? Kim alacak? Asıl sorun çizgi romanın hayati bir öneme sahip olmayışıdır bence. Yoksa talep olduğunda kim satmak için dükkan veya raf açmak istemez ki? Kaç kişi Anadolu'da belediyede tanıdığı varsa çizgi roman şenliği yapılmasını istedi ki? Yemek, yol, belki az para konulacak sanatçıların cebine bitti. Salon var, sınıf var, otobüs var v.s. Hiç mi iş adamlarından oluşan dernek yok oralarda? 3-5 bin TL'ye ben edebiyat şenlikleri düzenliyorum Türkiye'yi gezerek. Hiç mi çıkmaz bu paralar bazı dernek, oda, vakıf, kooperatiften? Bu olaylar ilişkiyle yürür.
Etkinlikler yapılması için aracı olunsa Dernek buradan onlarca sanatçı getirir koşullara göre. O zaman derneğin kasasına para gireceği gibi çizgi roman hatırlatılır, tanıtılır, talep oluşturulur, dağıtıma hizmet edilir, bu arada sanatçı varlığı hatırlandığı için onore olduğundan daha çok etkinliğe katılmayı arzular. Bence dağıtım, talep olmadığı sürece çözülmez. Çizgi roman, okurunu arttırarak bir güç olmadığı sürece dağıtım ağı ona üvey evlat muamelesi yapar.

- İmza günleri düzenlenmesi
Bu olur. Olacak da zaten. Da... Nerede? Sadece İstanbul, belki Ankara, İzmir, Bursa... Bu mudur? Yukarıdaki ile ilintili bir başlık ve çözüm bence.

- Satış miktarlarının takip edilmesi
Teknik olarak bu gibi işler meslek odalarını falan ilgilendirir. Dernek için bu ancak hobi, mesleki merak olabilir. Bunları takip etmek, açıklamak, peşine düşmek dernek tüzüklerinde yoktur ve işlevsel değildir. Belki çizgi romanın gidişaı hakkında bilgi sahibi olabilmek için... Ama bunları takip etmek ve duyurmak, hele de yayınevlerinin hepsi dernekte üye değilken ve birbirleriyle bu konuyu konuşmuyorken... Zor bence.

Tarkan Kurt
"Derneğin asıl fonksiyonu bence Çizgi Romanı ülke gündeminde tutmak olmalı. Böyle bir türün hala var olduğunu ve ülkemizde yayınlanmakta olduğunu anlatabilmek için televizyon programları , gazete röportajları ayarlanmalı. Bunun dışında gazetelerle iletişim halinde olarak, çizgi roman yayınlamaları konusunda gazeteler teşvik edilmeli, ayrıca yerli çizer ve senaryo yazarları desteklenerek eserleri basılmalı."

Basım kısmı hariç tüm söylediklerine katılıyorum. Yerli ve yabancı yayınları basma noktasında ciddi mali sıkıntılar sözkonusu. Dağıtım ve satışı da klasik sorun. Bir de bandrol alınamadığından rafa konulamıyor bunlar dernek adına. Bu iş yayınevlerinin işi. Dernek daha çok kurumsal iletişim sağlayarak bağlantı kurabilir kanımca.
Çizgi romanı gündemde tutmaksa baş işidir. Önerilerin de yerinde ve doğrudur. Ha, nasıl yapılır, karikatür gibi güçlü bir alan tv'de ve gazetelerde yer bulamazken (popülerleri hariç) çizgi roman yer bulabilir mi? Bulur. Nasıl bulur ittire kaktıra. Ne kadar bulur? Bulduğu kadar.

Bence etkinlikler icad etmek gerekir. ÇROP tarzı atraksiyonlar. Çizgi romanı insanların ayağına götürecek çalışmalar. Eminim daha sonra bu iş daha da büyür. 

Gambit

Umit etkinlik falan olusturmadan once derneginizi dogru durust bir tanitsaniz, reklam yapsaniz, ilgili kisilere en azindan soyleseniz ?

20 yildir CR okur toplarim, tanimadigim cok az adam var, derneginizden 10 - 15 gun once haberdar oldum henuz

ben her hafta Kadikoy de olan birisi olarak yeni duyuyorsam ortada bir yanlislik vardir diye dusunuyorum

kolay gelsin

ümitkr

Alıntı yapılan: Gambit - 23 Kasım, 2011, 09:07:12
Umit etkinlik falan olusturmadan once derneginizi dogru durust bir tanitsaniz, reklam yapsaniz, ilgili kisilere en azindan soyleseniz ?
20 yildir CR okur toplarim, tanimadigim cok az adam var, derneginizden 10 - 15 gun once haberdar oldum henuz
ben her hafta Kadikoy de olan birisi olarak yeni duyuyorsam ortada bir yanlislik vardir diye dusunuyorum
kolay gelsin

Kesinlikle doğru bir tespit. Dernek 2009'da kuruldu. 2011'e kadar da varlık gösterecek bir şey yapamadı kimi nedenlerle. Geçen yaz yönetim değişti ve şimdi herkes derneği konuşuyor az çok... Üç ayda buraya gelindi ve açık kapatıldı. Ne başardık? Yolun uzuuuuun olduğunu görebildik :O) Bir sonraki yönetim kuruluna daha kolay bir rota bırakma kısmındayız işte.

Teşekkür ederim uyarı için.

rumar80

   Yine de dışarıdan görülen derneğin üyeler hatta yönetimdeki bazı kişiler için de geri planda olduğu şeklinde.
   Kadıköy ve çevresinde düzenli olarak alış veriş yapan bizlere bu konuda bilgilendirme genelde yapılmıyor. Dernek kurulacağını (!) bize (Hasan, Hakan, ben) Fuat Bey bizzat söyledi. Biz de bir iki arkadaşa ilettik, ancak ASLA Kadıköy çevresinde dernek vardır. Şunları planlıyor diye başka bir şey konuşulmadı.

ümitkr

Alıntı yapılan: rumar80 - 23 Kasım, 2011, 09:49:32
   Yine de dışarıdan görülen derneğin üyeler hatta yönetimdeki bazı kişiler için de geri planda olduğu şeklinde.
   Kadıköy ve çevresinde düzenli olarak alış veriş yapan bizlere bu konuda bilgilendirme genelde yapılmıyor. Dernek kurulacağını (!) bize (Hasan, Hakan, ben) Fuat Bey bizzat söyledi. Biz de bir iki arkadaşa ilettik, ancak ASLA Kadıköy çevresinde dernek vardır. Şunları planlıyor diye başka bir şey konuşulmadı.

Dernek yeni yönetimi 6 ay önce falan oluştu hatırladığım kadarıyla. Araya yaz girdi. V.s. Önceki yönetim son derece yoğun ama çr aşığı adamlardan oluşuyordu. (http://cizgiromanokurlariplatformu.blogspot.com/2010/09/cizgi-roman-dernegi-kuruldu.html) Ama son derece yoğun olmak ve dernekçiliği sürdürebilmek kolay olmayacaktı, olmadı.
Yeni yönetim... Ki bu arada yönetim denince birçok alanda okuduklarımdan anladığım kadarıyla akla "sürekli görüşen, bir arada yaşayan, yedikleri ayrı gitmeyen, sadece dernek için yaşayan insan topluluğu" falan geliyor gibi. Yanlış! Aynı ortamda yaşamıyoruz, hatta bazılarıyla yakından tanışmıyoruz, aynı şeyleri düşünmüyoruz, süreçleri aynı değerlendirmiyor, aynı aynı pencereden bakmıyor, çözümü aynı yoldan aramıyoruz. Öncelikle bizim tanışmamız, bizim demokratik, hoşgörülü bir dili oluşturup sürece yavaş yavaş uyum sağlamamız gerekir. Hepimizin organizasyon birikimimiz farklı, çr içerik birikimimiz farklı, dernekçilik birkimimiz farklı v.s. Birbirimizi destekleyerek, eksiklerini kapatarak, öğreterek, öğrenerek, gelişerek, taşıyarak, omuzlayarak bir olmayı becermemiz gerekiyor. Sonrası zaten gelir.

Dernek işi çok zor bir iştir. Onlarca defter, muhasebe, cart, curt, kayt, kuyt formalitelerini doldurmak gerekiyor düzenli olarak devlete göstermek ve ceza almamak için. Geçenlerde bir başka derneğin belgelerini tamamlamak için iki gün sabahladık teftişe gelineceği için mesela. Bir belge eksik çıktı da mahkemeye başvuru yapmak için avukatlarla konuşuluyor şimdi ciddi bir ceza yememek için. Olay gördüğünüz üzere sadece kurulma gerekçesi olan çr'ye dair cici işler yapmayı istemekle bitmiyor. Devletin dayattığı zorunluluklar ve yükümlülükler de var. Bu arada bir arada yaşamayan ve birbirini tanıma aşamasında olan dernek yönetimi bunlarla boğuşup ayakta kalmaya çalışıyor.

Bu aralar bir yayıncılar derneğinin yazışmaları oluyor hararetle. Yaklaşık 30 yıllık bir dernek. Aksilik olmazsa paylaşırım yazışmaları. Aklınız çıkacak okuyunca. "Nasıl yani diyeceksiniz, 30 yıl ve hala tartıştığınız şey bu mu?"

Apar toparla buraya kadar geldik ve ben inanıyorum ki daha da ileri gideceğiz. afişler, duyurular, broşürler, etkinlikler... Yapılır, olur :)

hanac

Çizgi Roman Derneği hala var mı ?  ???