Bırakın Yaptığımın Tadını Çıkarayım!

Başlatan ümitkr, 18 Mayıs, 2012, 21:19:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

ümitkr

Kaç yıl oldu... Altı, tam altı yıl... ÇROP teranesi kurulalıberi ne rahatım kaldı ne bir şey... Neden? Muhtemelen çok para kazanıyorumdur da ondan! Yat aldım, kat aldım vs

İçinde olmayanlar bilmezler: Ne zaman bir etkinlik yapılacak olsa daha etkinlik duyurusu başlarken özelden genelden tacizler ve hakaretler ardı ardına gelmeye başlıyor. Küfür edenler, bir bahaneyle kavga çıkaranlar, bir şekilde eleştiride bulunup küçük dağları yaratmanın hazzını yaşayanlar... İş yapılana kadar kimsenin aklında olmuyor o proje ama gerçekleşeceği duyurulunca herkes daha iyisini biliyor. Gerçekleşince de allah allah eleştiri yağmuru...

Bir iş yapıp da tadına vardığımı hatırlamıyorum. Bir yerlerden birileri bir şeyler yapıp içine turp doğramayı başarıyor öyle ya da böyle... Neyse dertleri artık.

Ha bu bazen iri bir şey oluyor (projemizin yürümesi veya bizden önce gerçekleştirip baskın yapma ya da bizimkini sabote edecek atraksiyonlar), bazen basit şeyler oluyor (Ali Recan örneğinde olduğu gibi. 100 telefon ettim, bin yerle görüştüm. Herkes bir koldan uğraştı hala uğraşıyor ve bu forumdan bir arkadaş çıkıp "altın madalyon olarak biz yapalım mezar taşını" önerisinde bulunabiliyor rahat rahat bu olayın alt yapısını hazırlayanlar tesadüfen oradan geçiyormuş gibi) veya şu anda olduğu üzere Ali Recan yarışması düzenleniyor gündem fırsat bilinip ama bu arada bu iş için didinenlerin bununla ilgili başka planı var mı yok mu o hiç düşünülmüyor... Bunca arama, tarama, konuşma... Acaba başka ne yapmak ister ki insan bu kadar emek sarf ettikten sonra? İstemez mi? Bunu düşünen yok. Konu bulduk atla üstüne. Olaylar bu kadar basit değil ve basit yürümüyor. Birileri bir şey yaptı mı önce bir bakmak lazım, önce bir tadını çıkarmalarına izin vermek lazım, neler yaşamışlar belki öğrenmek lazım.

Bilmeyenler için:
- Ahmet Yüksel bana 10. ölüm yıl dönümünü hatırlatıyor.
- Boş bir yazı yazmak yerine mezarını ziyaret geliyor aklıma.
- Yaklaşık 10 yazışma ve 5 telefondan sonra mezarın yerini bilen birine ulaşıyorum
- Beni başkasına yönlendiriyor onunla yaklaşık 6 kere telefonlaşıyoruz
- Mezar taşı olmadığını öğreniyoruz ve İstanbul'daki tüm taşçıları arayarak fiyat soruyoruz
- Çarşamba günü ben Üniversiteden erken çıkıp Zincirlikuyuya gidiyorum bilgi alıyorum (Davutpaşa'dan)
- Ailesinin izni olmazsa çiçek bile dikemezmişiz mezara
- Tekrar telefon trafiği
- Derse gidiyorum (Maslak)
- Akşama doğru Ali Recan Mezar ziyaretini falan duyuruyoruz bin yerde
- Yazışmalar, yine küfürler, hakaretler arasında ailesini araştırıyoruz
- Telefon trafiği ve aileye ulaşabilecek herkes aranıyor (yaklaşık 100 telefondan bahsediyorum abartısız)
- Bu arada telefon faturamı karşılayacak kimse var mı? Yok. Beklentim var mı? O da yok!
- Pazara kadar bu iş sürüyor.
- Pazar günü mezarı bulmak için Fatih Okta'yı 20 kez arıyoruz neredeyse. Ahmet elinde telefon mezarlık çok değişmiş.
- Güneşin altında 1 saat aradıktan sonra bir mezarda karar kılıyor ve dua ediyoruz.
- Ailesinin bilinen tüm telefonları aranıyor. Yanıt yok.
- Oradan çıkıp dünyanın parasını harcayıp bir etkinlikte görevliydim kozyatağına geçtim.
- Halen arama tarama çalışmaları sürüyor. Bir sürü bilgi topladık haber olacak. Hala aileye ulaşamadık.

Ve soruyorum şimdi: Niye yapıyoruz abi biz bunu? Ahmet, beylikdüzünden geldi, Ahmet Yüksel gece çekiminden uyumadan geldi, ben evim yakındı ama gideceğim yer uzaktı katıldım, Şerif Engin Göktürk'ten geldi acil yarım bıraktığı iş için geri döndü... Derdimiz neydi? Hiç mi bu emeğimizin karşılığını almak, devamını getirmek gibi bir hakkımız yoktu ki?

Çok yorucu ve zahmetli bir süreç oluyor haliyle. Kimileri pek umursamasa da basit gibi görünen işler aslında hiç basit değil ve karşılığını almak istiyoruz.

"Kaç kişiyiz ki şurada?" sorusu çok soruluyor ama kimse incelikler kısmına dikkat etmek istemiyor nedense. Gerçekten ya, kaç kişi kaç kişi olduğumuza bakıyor?

Bir yazı yazacağım zaman daha başlamamışsam o konuda çalışma yapanlar varsa izin alıyorum mesela ben. Bir proje hazırlığı yapılırken bu konuda ilerlemiş birileri varsa hemen izin istiyor, olmadı bilgileri aktarıyor, olmadı destek veriyoruz ÇROP olarak bizimkini başka bahara bırakmak üzere. Biz bunu yapabiliyorken başkaları neden yapamıyor diye soruyorum ister istemez... Başkalarının yaptığı işlere ne kadar saygılıyız ki? Elimizde onca yazar ve bilgi varken e-dergi çıkarmadık mesela sırf Gölge palazlansın diye. Çok mu zor bir e-dergi çıkarmak ki? Yapmadık. Yazılarla destek verdik. Her şeyi yapmak zorunda değiliz, yaptığımızı da iyi yapmak istiyoruz. Ama keyfini de çıkarmak istiyoruz....

Olay sadece Ali Recan ve bunun devamında birikmiş kinin şu son günlerde dışa kusumu olayı değil bu arada bunu da açıklayayım. Başka bir sürü şey daha var ama kin kusumu değil...

Örnekleyecek olursak:

Geçen sene ÇROP ödülleri oylanırken altın madalyonda "sahte oy kullanmanın binbir yolu anlatıldı" hatırlarsanız. Bu yönetimin bunları durdurmasını bekledim ve ne oldu? Devamı geldi. Daha da yazıldı. Sonra? Sonra günde 2-3 oy alan forum alanı aniden sabaha karşı 04.00'lerde bile 40 oy alır oldu ve burada bulunup da herkesi eleştiren hiç kimse "hop ne oluyor " diye sormadı bile ilginçtir. Yanlışlıkla kazansanız belgenizi alamayacaktınız bu yüzden. Allah aşkına siz de biz de hak ediyor muyuz bu durumlara düşmeyi? Kendi oylamanızda 100 civarı oy toplayabildiniz ancak. Keşke birisi çıkıp da "300 küsur oy nereden geldi peki?" diye sorsaydı da içimiz rahatlasaydı. Olmadı ama.
Tabii bizim oylamanın cılkını çıkarıp birilerine; kimse onlar artık, sahtecilik yapmada kapı açıldı... Bu arada bir oylama yaptınız hiç bir güvenliği yok. Farklı mail adresi olan ve örneğin iş yerlerinden mail atmak isteyenler istediği kadar oy atabilir istediğine. Eee, ne oldu o kadar eleştiri. Kendinizi ve az kalsın bizi sokacağınız durum...? Bu forumun yönetimi ne işe yarıyor? hak ediyor muyuz gereksiz gerginlikleri? Kaç kişiyiz şurada sorusunun yanıtı nerede burada?

Sonra başka bir olay onu buradan paylaşmayacağım vs.

Sonra Dampyr kampanyası... FRPNET üzerinden yapabilecekken inatla buradan yapmaya uğraştığımı hatırlıyorum kampanyayı. İmza formum hazır, yerim hazır, blogum hazır, duyuracak mecralarım hazır, okuyucular hazır ama inatla altın madalyonla yapılacak. Forumun ilk zamanları, 150 üyesi var çoğu aylardır girmemiş. Şu anda bile yazışan insan sayısı 20 civarı. Derdim ne? Yöneticilerden biri istemeyince kimlere nasıl ulaştığımı ve bu olayı nasıl bu forumla paylaşmak için uğraştığımı biliyorum, birçok kişi de biliyor... Niye uğraştım? Neydi derdim? Bu forum bana bankada hesap mı açtı? Neyimi karşıladı? Bir beklentim var mıydı ki? Başka şeyler de yapamaz mıydık bazı aksilikler olmasaydı?

Çok şey yapardık!

Sonuç olarak bu gibi irili ufaklı olaylar çok yorucu oluyor ve neden bir tarafımızı yırtıp projeler geliştirdiğimizi kime ne göstermeye çalıştığımızı sorguluyoruz bir süre sonra.

Dahası, sürekli bir savunma modunda geziyoruz bir süre sonra. Bir iş yapar yapmaz kutlama yapmak yerine bakalım kim nereden küfür edecek, kim ne yazacak, kim sövecek, kim hakaret edecek, dün yüzüne gülen ama bugün belden aşağı vurmaya karar vermiş hangi şahsiyet ne yapacak diye beklemeye başlıyoruz hep beraber. Keyif meyif hak getire! Her seferinde aynı terane...

Şu son olayda da Gambit yurt dışından yeni geliyormuş ve birçok konuda da bilgisi yokmuş, sorusu ondanmış. Haydi bakalım, baltayı taşa vurmuş olduk sert yanıt verip. Yazıştık ettik vs. Ama öte yandan bu forumun yöneticisi konumundaki arkadaş tam da yukarıdaki mevzuuyu haklı çıkaracak bir şeyler yapmayı beceriyor ve durum gene gerginleşiyor...

***

Bu yazımdan bir özür veya "kinim yok derken nasıl da giydiriyor" mesajı çıkarmayacağınızı ümit ederim. Bu mesaj daha çok bu forum üzerinden derdimi anlatmak için örneklerle doldurduğum bir dert paylaşım metnidir. Başka alanlarda da başka şekillerde gelişiyor olaylar ve başka yazışmalar oluyor başka örnekler üzerinden.

Başkaları nasıl görüyor bilmiyorum ama ben forum alanlarını her zaman" kurum" olarak gördüm ve en azından en tepedeki yöneticilerinin belli bir iletişim sistemi içerisinde davranmasını bekledim, bekliyorum umutla.

Ha hiç eleştiri olmayacak mı? Hiç mi yanlış yapmıyoruz? Valla çok yapıyoruz kusursuz değiliz ama konular hemen hiç oralardan açılmıyor ki! 

İt-köpekten gelen hakaret ve küfürleri hiç umursamıyorum çünkü onları tanımıyorum ve çok uzaktan havlamaları bana hiç koymuyor. Ancak tanıdığım, konuştuğum, birçok özel bilgiyi paylaştığım veya yeri geldiğinde dertleştiğim kişilerin duyarsız bulduğum davranışlarından da nefret ediyorum.

Tüm bunların arasında da en çok gerçekleştirdiğim güzel bir işten keyif almak istiyorum! Umuyorum...!

s.b

Bizi birbirimize yaklaştırması gereken çizgiroman sevdamız, ne yazık ki, zaman zaman alkol müpteleları gibi bizi birbirimize düşürüyor. Çizgiroman bizim ortak keyfimiz ve aramızda sağlanan dostluğumuzun kaynağı konumunda. Bu ortak zevkimiz sayesinde birbirimizi tanıyıp yeni dostluklar kurduk. Ama tüm samimiyetimle söylüyorum "hiçbir çizgiroman aramızdaki dostluktan üstün değildir. İstirham ediyorum yazı yazarken bunu unutmayınız.
İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN YAŞADIĞIN GİBİ İNANIRSIN

poe

Ümit, arada benim adım da geçiyor.
Ben ne yaptı isem kendim için yaptım. Kimse için birşey yapmadım. Dampir'e oy kullanırken de, Ali Recan'ın mezarına giderken de, Gölge olarak 3. çizgi roman okur ödülü alırken de hep kendimi düşündüm.
Senin için de birşey yapmadım.
ilk 2 oylamanın adaylarını belirlerken de müdahale ettim hatırlarsan, ikisinde de son dakikada adaylarıo değiştirmiştiniz. Bu sefer son dakkada adayları gözden geçirttiniz. Büyük ihtimal egom yine üste basar müdahale ederdim ama olsun.
Ben çizgi roman alırken de kendim için alıyorum, okurken de.
Altın madalyon toplantılarına da kendim için katılıyorum.
Büyük ihtimal etkinlikler cumartesi olacağı için katılamayacağım. Ama arkama baktığımda kendim için yaptığım pek çok güzel gün görüyorum. Tüm okur arkadaşlarım şu üç günlük dünyada kendi egoları için yaşasınlar. Sizden daha kıymetli birşey yok...

ümitkr

Alıntı yapılan: poe - 18 Mayıs, 2012, 21:45:46Ümit, arada benim adım da geçiyor.
Ben ne yaptı isem kendim için yaptım. Kimse için birşey yapmadım. Dampir'e oy kullanırken de, Ali Recan'ın mezarına giderken de, Gölge olarak 3. çizgi roman okur ödülü alırken de hep kendimi düşündüm.
Senin için de birşey yapmadım.
ilk 2 oylamanın adaylarını belirlerken de müdahale ettim hatırlarsan, ikisinde de son dakikada adaylarıo değiştirmiştiniz. Bu sefer son dakkada adayları gözden geçirttiniz. Büyük ihtimal egom yine üste basar müdahale ederdim ama olsun.
Ben çizgi roman alırken de kendim için alıyorum, okurken de.
Altın madalyon toplantılarına da kendim için katılıyorum.
Büyük ihtimal etkinlikler cumartesi olacağı için katılamayacağım. Ama arkama baktığımda kendim için yaptığım pek çok güzel gün görüyorum. Tüm okur arkadaşlarım şu üç günlük dünyada kendi egoları için yaşasınlar. Sizden daha kıymetli birşey yok...

İğrenç bencil :) Lütfen bencilliğini bizimle paylaşmaya devam et  ;)

S.b., sözlerinizi dikkate alacağım söz. Ama uygulayabilir miyim bilemiyorum :) Yıllar önce eski bir kız arkadaşımla sohbet ediyorduk kız bana "bana attığın tokadı hiç unutmayacağım" demişti. Hayatımda bir kadına el kaldırmadım, kesin bir yanlışlık vardı vs "Bir gün tartışırken çizgi romanını fırlatmıştım, sen de almak için peşinden koşmuştun" dedi, hatırlıyorum oldu, "işte o arada geçerken tokadı yapıştırdın" dedi, hiç hatırlamıyorum...  :-[ :P :'(

rumar80

    İnsanlar tutkuları için, güzellikleri paylaşabilmek için çabalar dururlar. Ortak paydada bir yere varmaya çalışırlar. Bazen yanlış anlamalar olur, kırgınlıklar, istenmemiş sözler söylenir, kalpler kırılır. Sonra keşke olmasaydı denilir.
   Sevgili Süleyman ile oluşan yanlış anlaşılma bir şekilde (yazıların yazan tarafından editlenmesi ile) sonlanmış durumda.Bu güzel. Ancak bu arada forum için yazılanlar kolay yutulur tarzda değil.
   Haklı olmaya çalışan eksikli azınlık olarak adlandırılan bu forum çoğunluğunu çizgi romanı okuyucu olarak yaşayan inşaat mühendisinden diş hekimine, avukatından tıp doktoruna değişik meslek gruplarından insanlardan oluşmuştur. Amatör ruhla yazılar yazılmakta, paylaşımlar yapılmaktadır. Herşeyi biz biliyoruz diyecek kadar "kaliteli" olduğumuzu ASLA iddia etmedik.
   E-dergi çıkarırken de biz en iyisini yaparız diye yapmadık. Ortak zevklerimizi, diğer arkadaşlarla da paylaşalım diye çıkardık. Ben Gölge'nin (haberim olduğundan beri) en düzenli okurlarından biriyim ve yaptıkları işi de içten takdir ediyorum. ASLA onlarla rekabette olmayı düşünmedik, hem düşünsel ne kazanacaktık. Ortada maddi bir çıkar yok ki...
   ÇROP oylaması konusunda ise, forumu ve üyelerini sahtekârlıkla suçlamak, kazansanız da alamayacaktınız demek te gerçekten nahoş bir davranış. Forumda yazılan yazılarla kimseyi sahteciliğe yönlendirmediğimiz gibi bu konuda özelden de uyarılarımız oldu, ama sahtekârlık biraz aşırı oldu bence. Forum olarak korsan yayın ve paylaşıma bu kadar karşı iken sahtekar olarak adlandırılmak ta acıdır.
   Dampyr oylamasında bahsedilen yöneticimiz şu anda forumumuzdan maalesef ayrıldı ki onun bu konudaki itirazlarına rağmen bu forum bu oylamaya destek çıkmıştır.
   Yayınevleri bu forumdan neden gidiyor? sorusuna cevap vermek gerekirse JBC, Özer, Marmara, gerekli şeyler, demirbaş yayıncılık  ve HOZ şu anda forumda üyedir. Bazıları yazmasalar bile düzenli olarak takip etmektedir. Ayrılan dostlardan Cem Bey daha önce ayrılsa da geri dönmüştür. Sadece sevgili Fuat Bey forumumuzdan ayrılmıştır. Bu da soruya bir cevaptır herhalde.
   Son olarak sevgili Ahmet'in de dediği gibi: Ben de arkama baktığım da güzel şeyler yaptığımı düşünüyor ve keyfini çıkarıyorum, ama kendi başıma. Bırakalım keyfimizi çıkarmaya, çizgi roman okumaya devam edelim. Bol çizgi romanlı günler.
   Bir üyemizin de dediği gibi: Bu konuda bir daha cevap yazmayacağım.
   Sevgiler.

ümitkr

Umar izninle sırayla yanıt vermek isterim yazdıklarına:

"Haklı olmaya çalışan eksikli azınlık olarak adlandırılan bu forum çoğunluğunu çizgi romanı okuyucu olarak yaşayan inşaat mühendisinden diş hekimine, avukatından tıp doktoruna değişik meslek gruplarından insanlardan oluşmuştur. Amatör ruhla yazılar yazılmakta, paylaşımlar yapılmaktadır. Herşeyi biz biliyoruz diyecek kadar "kaliteli" olduğumuzu ASLA iddia etmedik."

Öncelikle bu başka bir başlığın konusuydu  burada yeri olmadığına inanıyorum ama daha da önemlisi o yazıdan forumun tüm üyelerini suçlamışım gibi tarafgir bir yorum yaparak beni itham ediyor olman kesinlikle yanlış bir davranış. Bununla birlikte beni "hedef gösteriyor" olman sadece senin yorumunla ilgilidir benimle bir ilgisi yoktur! Süleyman'la yazışmada yanlış anladığım bir ifadesine yönelik olarak verdiğim yanıtın bir yerine takılıp yöneticilerin sırayla yanıt yazma gereksinimi duyması çok ilginç o ayrı bir konu... Başkalarını kalitesizlikle suçlayacak ve kendimi üstün görerek popomu tavana çarptıracak kadar küçülmedim daha. Bir gün olur inşallah ama bugün o gün değil  :D

"E-dergi çıkarırken de biz en iyisini yaparız diye yapmadık. Ortak zevklerimizi, diğer arkadaşlarla da paylaşalım diye çıkardık. Ben Gölge'nin (haberim olduğundan beri) en düzenli okurlarından biriyim ve yaptıkları işi de içten takdir ediyorum. ASLA onlarla rekabette olmayı düşünmedik, hem düşünsel ne kazanacaktık. Ortada maddi bir çıkar yok ki..."

Sizin dergi çıkarmanızdan bahsetmedim hiç! Hatta gönderme bile yapmadım. Metin içinde öyle anlaşıldıysa özür. Hani sinemaya dalıp uyarlamaları ele alarak Kahramanlar Sinemada'nın işine el atmak istemedik de diyebilirdim. Tercihimizle ilgili hassasiyetimize bir örnekti sadece. Bunun dışında konu gelmişken söyleyeyim, ilk sayıyı indirdim ve çok büyük hayal kırıklığı yaşadım mizanpajdan ötürü. Belki Fuat Aktüre dahil herkes övdü ama iyi örnekleri varken neden hiç onlardan ders çıkarılmadı ki oldumdu. Heves kırılmasın, ukalalık etmeyeyim diye de hiçbirinize bu düşüncemi yazmadım ayrıca. Diğer sayıları indirmedim ama bu gazla ama mesela Avengers özel sayısına da bayıldım. Diğerlerini de merak ettim ama iş-güç ve aciliyeti olmamasından bekletiyorum. Yapacaksanız yapın, bana ne!? Kimim ben?!!!

"ÇROP oylaması konusunda ise, forumu ve üyelerini sahtekârlıkla suçlamak, kazansanız da alamayacaktınız demek te gerçekten nahoş bir davranış. Forumda yazılan yazılarla kimseyi sahteciliğe yönlendirmediğimiz gibi bu konuda özelden de uyarılarımız oldu, ama sahtekârlık biraz aşırı oldu bence. Forum olarak korsan yayın ve paylaşıma bu kadar karşı iken sahtekar olarak adlandırılmak ta acıdır."

Öncelikle forum yönetiminin genel görevi hakaret, kötüleme, küfür gibi şeyleri önlemektir! Haliyle korsana karşı olup da genelden yapılan "arka kapı" açıklamalarını da engellemek işleriniz arasındadır diye düşünüyorum! Beni özelden uyarmıştın doğrudur ama blog oylama şablonunu değiştirilemezken sahte oy kullanmanın yolları da anlatılmaya devam ediyordu. Bu bir adamı dar yolda kıstırıp üzerine araba sürmeye ve çarpmaya benziyor, korna çalınması kaçacak yeri olmayan adamı kurtarmaz, çarpan kişiyi suçlu yapar! Buradan sizi suçlamıyorum ve elimde kanıt yokken şu yaptı bu yaptı diyemem ama aynı olay ilk oylamada çizgili forumda da olmuştu ve ora yönetiminden iki kişiyle yaşadığım ciddi soruna rağmen haklarını vermeliyim ki adamlar kaybettiler! Sabaha karşı aniden artan oyları olmadı hiç! Nahoş bir durum varsa bunun sebebi yönetim olarak gösterdiğiniz zaafiyettir ve benimle ilgisi yoktur. Hakaret, küfür, saldırı, kötüleme ve emeğe saygısızlığı önlemekle görevlisiniz! Önlemezseniz "neden" diye sorarlar, sordurmayın!

"Dampyr oylamasında bahsedilen yöneticimiz şu anda forumumuzdan maalesef ayrıldı ki onun bu konudaki itirazlarına rağmen bu forum bu oylamaya destek çıkmıştır."
Tamam, ben de onu dedim zaten. Sizlerden birilerine ulaşamasaydım, onay alamasaydım yapamazdım ki zaten. Kim benim tek başıma kahramanlık ettiğimi anlamıştır ki yazdığımdan? Fiziki koşullar mümkün kılmaz zaten. Boşuna açıklamışsın bence bu kısmı! 

"Yayınevleri bu forumdan neden gidiyor? sorusuna cevap vermek gerekirse JBC, Özer, Marmara, gerekli şeyler, demirbaş yayıncılık  ve HOZ şu anda forumda üyedir. Bazıları yazmasalar bile düzenli olarak takip etmektedir. Ayrılan dostlardan Cem Bey daha önce ayrılsa da geri dönmüştür. Sadece sevgili Fuat Bey forumumuzdan ayrılmıştır. Bu da soruya bir cevaptır herhalde."

Yine başka bir başlığa yanıt... İnan olsun bu dediklerin doğruysa ne hoş derim. Ancak ara ara bazı forum yöneticileri kendilerini kaptırıp bu yayınevlerinin "özel" durumlarını üyelerle paylaştıklarından çok da inanasım gelmiyor. Veya işlevsel bulmuyorum bu açıklamayı.
Öncelikle "özel" derken neyi kast ediyorum onu açıklayayım: Bu aralar benim oğlanın dili çözüldü annesi bana soru sorunca benim yerime yanıtlıyor. Ben de "oğlum belki ben yalan söyleyeceğim" diye kızıyorum şakacıktan.

Burada yaklaşık olarak bu durum yaşanıyor ve "şu yayınevi şu kadar zamandır girmiyor, şu yayınevi sadece okuyor, şu yanıt vermiyor" gibi bilgileri paylaşıyorsunuz bilmiyorum her üye bunlara cart diye ulaşabilir mi? Yönetici olarak o üyelerin özelini açıklıyor gibisiniz sürekli. Belki onlar bu şekilde deşifre olmak istemiyorlardır? Belki yalan söyleyecekler o haklarını ellerinden alıyorsunuzdur...? Bunu bir düşünün bence. Ve hatırladığım kadarıyla bu paylaşımlarınızda pembe tablolar çizilmiyordu hiç! Tüm bu saydığın isimlerin deli aktif ve süper paylaşımcı olduğuna dair mesaj hatırlamıyorum. Dahası normal aktiflikleri olanlar bile azdı sanki... Ama yanlış biliyor olabilirim tabii o ayrı...

"Son olarak sevgili Ahmet'in de dediği gibi: Ben de arkama baktığım da güzel şeyler yaptığımı düşünüyor ve keyfini çıkarıyorum, ama kendi başıma. Bırakalım keyfimizi çıkarmaya, çizgi roman okumaya devam edelim. Bol çizgi romanlı günler."

Aynen :)
   
"Bir üyemizin de dediği gibi: Bu konuda bir daha cevap yazmayacağım."

:D Bu benim sana yazdığım özel maildeki son cümlemdi doğru hatırlıyorsam! Hani şu çizgi roman oylamasıyla ilgili çıkan sorunla ilgili yazdığım! Şimdi bilmeyenler soracak bu nedir diye, konuyu "sokuşturma" şeklinde açtığın için mecburen açıklamak gerekecek.

Efendim olay şu:
Umar bana "ümit oylamalarınızda açık var haberin olsun" uyarısı gönderdi özelden 2 ödül oylamasında.
Ben de samimi görüp ona "Önümüzdeki sene 2012 oylamasını hemen Ocak ortasında başlatacağız, Umar, FRPNET'ten sağlıklı ortam aldık" diye yanıt verdim teşekkür ederek.
Sonra ne oldu? Hiç yanıt gelmedi veeeee

15 Ocak bizim 2. Oylama bitti.
16 Ocak ben sonuçları açıkladım
17 Ocak günü Altın Madalyon oylaması baskın gibi duyuruldu hem de birkaç gün önce yaptığım açıklamaya rağmen hem de haber verilmeden hem de normalde Martta yaptığınız oylamayı geriye kaydırarak!

Tarihlere bakan görür bir önceki de bizimkinin önüne koyularak oylamamızı sabote etmişti çünkü yer gök 23 Nisan'da başlatacağımızı biliyordu 2. oylamayı. Başlattığımız işte başkasının takipçisi konumuna düşürülmüştük. Biz ileriye aldık, şu oldu bu oldu Aralık'a kaldıktı. Emeğe saygı vs... Sonra da özelden yazışıp bilgi aldığınız halde oylamamızı ikinci kez sabote etmiş oldunuz büyük başarıyla.

Haliyle ben de "Bu yaptığınız doğru oldu mu şimdi, bir süre yazışmayalım, çok sinirliyim, sakın yanıt yazma "Bu konuda bir daha cevap yazmayacağım vs" demiştim sana özelden. Hatta "bari haber verseydiniz, bir iki kavga etsek küfürleşsek ama ortada uzlaşsaydık, hiç mi nezaketiniz kalmadı" falan da demiştim. Şimdi üzerinden bu kadar zaman geçti ve sen marifet gibi bunu hatırlatıyorsun. İstesem o zamanlar ortaya yazardım, rezalet çıkarırdım sapına kadar haklı olarak, ÇROP blogda yayınlardım yanıtımı protestomu...
Ama olay açık ki forumlar sadece üç-beş yöneticinin alanı değil! Orada birçok aklı başında ve saygın insan, dost, arkadaş var. Birileri görev ve saygı kavramlarından bihaberse bunun ceremesini neden tüm üyeler çeksin ki? Ben şu ana kadar susmuştum ama tekrar söylüyorum neden bunu gündeme getirdin, neden yara kaşıdın, neden altın madalyon yöneticisi olan kendini ve muhtemelen diğerlerine de söylemişsindir onları da burada teşhir ettirmeye karar verdin anlamadım ben şimdi? Mutlu oldun mu bilmiyorum ama umarım seni mutlu etmişimdir. Hani sonuçta çizgi roman kardeşiyiz, şunun şurasında kaç kişiyiz ki, birbirimize destek olmalıyız....

Biraz eleştirildi yönetim olayların geldiği yere bakın hele... Biraz daha yara kaşımak isteyen yoktur inşallah aranızda. Lütfen kaşımayın! Forumdan eleştiri yapıldığında sert çıkan yayınevlerine ve herkese verdiğiniz öğüde uyun ve eleştirileri biraz düşünün derim ben. Agresif ve akıllıca yanıtlar vererek üstün çıkmayın örneğin. Daha da üzücü oluyor.

Ciddiyim, bırakın dertleşip sohbetimi ederken bir gün yaptığım işlerin keyfini sürebileceğim günleri hayal edeyim!


Louis Gara

Ümit kirecci, bloglariniz yazdıklarınız ve gerçekleştirilen isler ne kadar seviyeli, düzenli ve tutkulu olarak bu işlerle ugrastiginizin kanıtıdır bence. Cekememezlik vb. Toplumun herkesiminde her türlü organizasyonda var ne yazık ki, forumlarda, dernek klüp  yönetimlerinde hep aynı olaylar var.. yukarıdakileri okuyunca senelerdir hardcore olarak takip ettigim 7 tane forumdakiler bir kez daha deja vu olmuştur... Yılmadan aynı sekilde devam edeceğiniz tutkumuzdan belli, tadını çıkarın, inanın iyi isleri sessizce takip eden büyük bir cogunlukta var.

You've got to ask yourself one question: Do I feel lucky? Well, do ya, punk?