Marvel - Cilt Tanitimlari

Başlatan Gambit, 28 Mayıs, 2012, 22:57:18

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

berkuralcan

Son paragrafta değindiğin durum kesinlikle var popüler kültürün her alanında. Cilt okumak her zaman daha keyifli oluyor, dizilerde, seri kitaplarda da genelde böyle durum. Bilmiyorum gözüne çarptı mı, AltEvren'de ben baya baya oturup teorize etmiştim bu işi, Marvel - DC'den nasıl keyif alınabileceği yönündeki yazılarda :)

Neredeyse kelimesi kelimesine denk gelmiş, alakalı bölümü buraya da ekliyorum:

Alıntı Yap B - Kollektif bir okumadan alınan keyif, genelde, tek tek okumaktan alınan keyiften fazladır.

Bu ikinci "teori" ise, benim çizgi romanlardan çok, dizi izlerken farkına vardığım, ve açıkçası en çok da dizilere uyduğunu düşündüğüm bir teori - fakat aslında çok da farklı bir endüstri olmadığından, çizgi romanlara da uyduğunu düşünüyorum.

Bu durumu, "dizi izlerken farkına vardım" dediğim deneyimi biraz açarak anlatmaya çalışayım.

Bundan bir sene önce, muhtemelen pek çoğunuzun bildiği bir dizi olan Chuck'u izlemeye başladım. Ben başladığımda, dizi beşinci sezondaydı, ve boş bir zamanıma denk geldiğinden, diziyi aşağı yukarı iki - üç hafta içinde dört sezonun tamamını bitirecek bir hızla izledim.

Diziyi başından beri izleyen arkadaşlarım, dördüncü sezonda dizinin yavaş yavaş ritmini kaybetmeye başladığını, komedi unsurlarının azaldığını ve dizinin eski kalitesinde olmadığını söylüyorlardı; fakat ben ilk dört sezonu bir anda izlediğimde, böyle bir sorun görmemiş, hatta, dördüncü sezonda da, tıpkı birinci sezonda yapılan esprilere benzer şeyler yakalayıp mutlu olmuştum.

Peki, nasıl oluyordu da, diziyi bölüm bölüm çıktıkça izleyen arkadaşlarımla, bir anda izleyen ben, bu kadar farklı yorumluyorduk?

Ben, bunun arkasında birden fazla sebep olduğunu düşünüyorum.

Fakat bunlardan en önemlisi, bölüm bölüm izleyen arkadaşlarımla benim aramdaki en büyük fark, "bekleme süresi" meselesiydi. Onlar, sezon aralarını bekleyip, yeni sezon için heyecanla hayaller kuruyor, en sonunda bir bölüm izledikten sonra, bir hafta boyunca yeni bölümün yayınlanmasını bekliyorlardı. Yayınlanan bölüm kötü olduğunda ise, bu bir haftalık bekleme süresine "değmediğini" hissedip, bir dahaki haftayı beklemeye koyuluyorlardı. Hele üst üste üç - dört kötü bölüm yayınlandı mı, bu adamlar bir ay boyunca, dört bölümde, kötü bir Chuck (veya başka bir dizi) deneyimi yaşamış oluyorlardı.

Oysa ben, bölümleri art arda izlediğimden, böyle bir sorun yaşamadığım gibi, kötü bölümleri de daha kolay "atlatıyordum". Onlar için, atıyorum, "2 kötü bölüm, 1 iyi bölüm, 3 kötü bölüm" gibi bir durum, Chuck'un iki ayda bir tane kabul edilebilir bir bölüm yayınlaması gibi bir olay olurken, ben, belki bir saat boyunca o kadar tatmin olmuyor, fakat daha sonra bir iyi bölümle kendime geliyor, sonra üç kötü bölüme yine rahatlıkla katlanıyordum.

İşin içine, sezonlar arası açıldıkça, sezonların ayrı ayrı birer "bütün" haline gelmesi gibi, eski bölümlerle duygusal bağların kurulması gibi faktörler de girince, tabi bölüm bölüm izlemekle, bir bütün olarak izlemek arasında çok ciddi bir "keyif" farkı oluyordu.

Dizilerle ilgili bu muhabbeti çok uzatmak istemiyorum - ama bu fikri, çizgi romana da, oldukça kolay bir şekilde uygulamak mümkün.

Bir çizgi roman dükkanına girdiğinizde, çizgi romanları alabileceğiniz temel olarak iki farklı yol var: Ya Amerikan çizgi romanının geleneksel dağıtım yolu olan "fasikül"leri alırsınız, ya da, son on yılda yükselen bir trend olan, farklı cilt boyutlarına yönelirsiniz. Bunlar, benim dizi deneyimimle açıklamaya çalıştığım, "bölüm bölüm izleme" ile, "bir bütün olarak izleme"nin bir yayın formatına dökülmüş halidir.

Okuma deneyimi olarak, dergiye benzer, ince fasikülleri veya daha kalın, daha oturaklı ciltleri tercih edebilirsiniz. Fakat, ben çizgi romanda, ister cilt olarak, ister de art arda okunan fasiküller olarak okunduğunda, bir "bütünü" okumanın, çoğu zaman daha keyifli / daha objektif bir okuma olduğunu düşünüyorum. Bu durum, hem aradaki bekleme süresini azaltıyor, hem de bir ay boyunca bir dergiyi beklemiş olmanın yaratabileceği hayal kırıklıklarının önüne geçiyor.

Özellikle Trade Paperback denilen ve genelde altı yedi sayıdan oluşan ciltlerin çizgi roman sektörü için önemli bir unsur haline gelmeye başladığı şu dönemde, ileride bu formatta basılacakları düşünülerek, beş, altı, yedi sayılık "bütünler" olarak kurgulanan hikayelerin, birlikte okunmasının daha isabetli yorum yapmaya olanak sağlayacağı bir gerçek.

Bu yüzden, her çizgi roman için, her macera için konuşmasam da, en azından daha sağlıklı bir yorum yapabilmek için, hikayelerin tasarlandıkları gibi, bir bütün olarak okunmalarının faydalı olabileceğini düşünüyorum.

Dediğim gibi, bunlar ÇROY gibi, konsantre olması gereken daha temel konular olan bir yazı dizisi için "ileri" seviyede tavsiyeler. Fakat bu yazı dizisini şimdilik durdurma gibi bir niyetim yok, o yüzden sekizinci yazıyı böyle konulara ayırdığım gerçeğini çok daha kafaya takmamaya çalıştım.

Yazının ilk savunduğu teori de ilginç aslında, merak edenler orijinal halini şuradan okuyabilir:

http://www.altevren.net/index.php/cizgi-roman-yazlar/genel/517-croy-8-ki-popueler-kueltuer-teorisi

kalidor

Ben de Conan çizgiromanlarımı özellikle fasikül olarak alıyorum ama okumak için mini seri ise bunun tamamlanmasını, uzun bir seri ise ilgili konunun/öykünün bir yere kadar bitmesini bekliyorum. Diğer türlü son fasikül belki konuyu toplayıp, okuyucuyu bir nebze de olsa tatmin edebilecekken, öncekileri okuyup diğerlerini beklemek hem konuyu unutturuyor hem de hayal kırıklığına sebep olabiliyor.
Crom! Ölüleri Say...

dean

Alıntı yapılan: berkuralcan - 23 Mayıs, 2014, 07:33:36
Son paragrafta değindiğin durum kesinlikle var popüler kültürün her alanında. Cilt okumak her zaman daha keyifli oluyor, dizilerde, seri kitaplarda da genelde böyle durum. Bilmiyorum gözüne çarptı mı, AltEvren'de ben baya baya oturup teorize etmiştim bu işi, Marvel - DC'den nasıl keyif alınabileceği yönündeki yazılarda :)

Neredeyse kelimesi kelimesine denk gelmiş, alakalı bölümü buraya da ekliyorum:

Yazının ilk savunduğu teori de ilginç aslında, merak edenler orijinal halini şuradan okuyabilir:

http://www.altevren.net/index.php/cizgi-roman-yazlar/genel/517-croy-8-ki-popueler-kueltuer-teorisi

  O kısmı okumamıştım link için sağol. Dizi teorine de aynen katılıyorum.

dean

Thanos Rising



  Titan hesabına göre her yıl olduğu gibi Thanos yine doğduğu şehre gelmiştir. Thanos, annesi Sui-San'ın mezarına gider. O anda geçmişe döneriz. Sue-San çok zor bir doğum geçirmiştir. Daha bebekken annesi Thanos'un gözlerinde ölüm olduğunu söyleyip onu öldürmek istemiştir ama atrafındakiler bebeği kurtarmıştır. Thanos çocukken dış görünüşü yüzünden çok dışlanan bir çocuk olmamıştır. Titan, bilimsel açıdan çok ilerde bir topluluk olduğu için genetik bir mutasyon deyip Thanos'u dışlamayıp üstüne diğer çocuklar niye ayrı takılıyorsun gel bizle oyna felan diye teşvik bile etmişlerdir. Thanos'un küçükken çok kibar olduğunu üstelik kan tuttuğunu felanda atlamamak lazım. Thanos, Cythera diye bir kızdan hoşlanmaya başlar ve ona çıkma teklifi etmeye karar verir. (Arkadaş Thanos'una, Galactus'una, Beyonder'ına bakmaz bu aşk işte :D ) O sırada çocukların arasında yeni bir tip belirir. Thanos'a bu kadar nazik olma. Sen nasıl bilim adamı olacaksın iki kan görünce kusuyorsun felan diye gaz vermeye başlar. Thanos bu yeni tipten aldığı bilgi ile arkadaşları Cythera ve Argos'u bir mağaraya götürür. (Kıza mağara çıkma teklif edecek heralde. Herkezin tarzı farklı tabi) Neyse bir anda mağara çöker ve herkez taşların altında kalır. Thanos üç gün uğratıktan sonra anca arkadaşlarının cesedine ulaşır. Çocuklar Hayvanlar tarafnından kemiklerine kadar yenmiştir. Haber tabi ki yayılır. Çok üzgün bir şekilde geri dönen Thanos yine o garip kızın verdiği gaz ile mağaraya geri döner ve bütün hayvanları doğramaya başlar. Artık Thanos için değişim vakti gelmiştir.



  Thanos okulundan tarihin en iyi dereceleri ile mezun olur. Okul'un bana öğrettiği şeyler bitti artık daha fazlasını öğrenmede sıra der ve o gerip kızla birlikte hareket etmeye başlar. Kendisini diğer Titanlılardan farklı kılan şeyin ne olduğunu araştıran Thanos, irili ufaklı hayvanlar üzerinde deneyler yapar. Ama açlığını çektiği bilgilere ve gerçeklere ulaşamaz. Artık Thanos için daha büyük oynama zamanı gelmiştir. Bu seferde Titan'ın insanları üzerinde deneyler yapmaya başlar. Yerli halk arasında kaybolan çocuklar endişe yaratır. Titan halkı cinayeti, savaşı, kötülükleri neredeyse bilmeyecek kadar aydınlık bir topluluktur. Sui-San ise içten içe bütün kötülüklerin kaynağının oğlu olduğunu bilmektedir. Thanos kesip biçmeye devam eder ve artık işin bilim ile alakası olmadığı ve öldürmekten keyif almaya başladığını kabul eder. Sıradaki kurbanı ise annesidir. Bu arada Thanos o garip kıza sarkıntılık eder. Kızdanda tokadı yer o da önemli bir ayrıntı.



  Büyüyen Thanos, Titandan ayrılı ve evreni dolaşmaya başlar. Gitti bazı yerlerde çocuk sahibi olur. Bir daha adam öldürmemeye karar veren Thanos, bir korsan gemisine katılır ve evren yolculuğuna devam eder. Yolculuğu boyunca sayısız çocuğu olur. Bulunduğu korsan gemisinin kaptanının sayısız sataşmaları sonucu istemedende olsa kaptanı doğrayan Thanos en sonunda Titan'a geri döner. Annesinin mezarı başına gider ama onu orada o kız beklemektedir. Tek ve gerçek eşkı olduğunu düşündüğü garip kız. Thanos gel benim gelinim ol der. Kız Thanos'a tek şartla evet der. O şart ise evrendeki bütün karılarını ve çocuklarını öldürmesidir. Thanos ise kabul etmiştir.



Thanos kendi genetiğini geliştiren deneyler yapar ve ulaşılamaz güçler elde eder. Evrenin her yerinde sayısız gezegen yok eder. Ama o kız hala Thanos'un gelini olmak istemez. Sinirlenen Thanos'u adamlarına kızı hücreye atmalarını söyler. Adamları ise kızı göremediklerini söylerler. İşte gerçek ortaya artık çıkmıştır. Kız kendisinin ölüm olduğunu açıklar. Thanos çıldırır ve kendi adamlarını yakıp yıkmaya başlar. Ölüm evrendeki herkes ölmedikçe onla olmayacağını söyler. Thanos ise rotayı Titan'a çevirir.



  Thanos, Titan'ı gördüğü zaman füzeleri gönderir. Titan zaten savaş nedir onu bile bilmeyen bir gezegen olduğu için savunma bile yapamazlar. Thanos, Titan'ı yerle bir eder. Sadece babası hayattadır. Babası Thanos'a ölümü dinlememesi gerektiğini, öyle birinin bile olmadığı, sadece aklının oyunlar oynadığını söyler. Thanos inanmak istemez. Babasını evrene neler yapacağını görmesi için hayatta bırakır. Ölüm ise yıkık gezegenin kemikleri üzerinde ilk kez Thanos'u öper.



  Bir köken hikayesi olarak çok beğendim. Zaten aile mevzuları, aşk meşk girince hikayeleri beğenme olasılığım daha da artar hep. Özel olarak, diğer karakterlerde çok gördüğümüz "dış görünüşüm yüzünden çok itildim ühühü ühühü" gibi ağlanmamaların olmaması ve Thanos ile ölüm arasındaki ilişki ciltin ön plana çıkan özellikleri. Thanos'un geçmişinde Dexter olmasıda hoştu. Bence harika bir cilt.

10/10

dean

Avengers vs. X-Men



  Hikayeye giriş sayısı olan ve karakterlerin o anki konumunun belirleyen sıfırıncı sayı Scarlet Witch'in M.O.D.O.K saldırısını durdurması ile açılır. Ms. Marvel ve Spider-Woman'da olaya dahil olur. Daha sonra ikili Scarlet Witch'i Avengers Mansion'a götürür. Avengers Mansion'da Vision, Scarlet Witch'i kovar ve eve almaz.

  Sayının diğer kısmında Hope Summers'ı Cyclops ile tartışırken görürüz. Hope, bi' süredir sırtına Jet-Pack atıp Utopia'dan ayrılıp kahramanlık yapmaktadır. Cyclops buna izin vermez ama Hope, Cyclops'a bi' göz ışını atıp Utopia'dan normal dünyaya geçer ve bir soygunu durdurur. Cyclops ve Emma Frost onu almaya gelir. Hope, Cyclops'un Phoenix Force'un gücünden korkmasını anladığını, kendisi için geldiği zaman bu güç ile kendi bildiği yoldan yüzleşeceğini ve buna karışmamaları gerektiğini kibar bir dille anlatır. Son sayfada ise Phoenix Force'un gelmek üzere olduğunu görürüz.



  Ana hikayeye başladığımızda ise Phoenix Force önüne ne gelirse yok ederek yolculuğuna devam eder. Dünya'da ise Avengers Kulesinde kahramanlarımız günlük işlerine(o ne demekse artık) devam etmektedirler. Tam o sırada önüne geleneni parçalayan bir gök cismi atmosfere giriş yapar kahramanlarımız harekete geçer ve can kaybını önler. Gelen Nova'dan başkası değildir. Ve "Its Coming" deyip komaya girer. Utopia'da ise Cyclops, Hope'u ağır bir antreman programına sokmuştur. Güçlerini kullandırtmadan kendisi ile dövüştürür. Bu derece zorlu antremanlar yapmalarının sebebini söylemez. Hope'da "bana cevap ver" diye çıkışır. Chakrası Phoenix şeklini alır. (fazla Naruto'dan chakra dedim ama tabi Phoenix Force'u kullananın etrafında Anka Kuşu şekli görünür ya o hesap)



  Diğer taraftan Tony ve Steve'i American hükümetini gelen tehlike üzerine uyarıyor. Hope'un Cyclops'a yaptığı çıkış yüzünden Phoenix Force'un harekete geçtiği haberi Tony'e gelir. Cap, Wolverine'in yanına gider ve kendilerinin tarafında olmasını ister. Daha sonra Utopia'ya geri döneriz. Scott, Phoenix Force'dan artık korkmamaları gerektiğini Hope'un gücü kontrol edebileceğini böylece mutantların tekrar yükselebileceğini kurmaylarına söyler. O anda Captain America, utopia'ya giriş yapar. Cyclops'a Hope'u kendisine teslim etmesini Hope'u Phoenix Force'dan korumaları gerektiğini söyler. Cyclops'ta "hadi oradan bu güç aynı zamanda yeniden doğum demek, yeniden mutantların yükselmesi demek" der. Ortam gerilir. Cap, ben rica etmiyorum olması gerekeni söylüyorum deyince. Cyclops, göz ışınıyla Cap'i uçurur.



  Captain, Avengers Assemble diyince, Avengers dolu bir S.H.I.E.L.D. Hellicarrier'ı mekana gelir. "Tek tek şu bunla dövüştü demek yerine aklınıza gelen bütün Avengers üyeleri X-Men'e daldı" demek daha doğru olur. Diğer taraftan Thor, War Machine, Vision, Valkyrie, Beast, Protector ve Ms. Marvel'dan oluşan bir takım Phoenix Force'u Deep Space'de karşılar. Utopia'da ise Wolverine ve Spider-Man gizlice Hope'a ulaşmak için kanalizasyonu kullanır. Hope bunları görünce Pheonix Force'un gücüyle onları etkisiz hale getirir. Phoenix Force Dünyaya yaklaştıkça Hope'un da güçleri artmaktadır. Wolverine'i yakar sonra da Utopia'dan kaçar. Avengers ile X-men savaşı da X-Men'in kaçması ile bitmiştir. Artık iki taraf için Hope arayışı başlamıştır.



  Wolverine, Phoenix Force'un ne bela bi'şey olduğunu bildiği için Hope'u öldürmek istemektedir. Ama tabi Captain buna karşı çıkar. Wolverine'in elinin kolunun rahat durmayacağını bildiği içinde onu Antartikanın orta yerine bırakır. Wolverine ise artık kendi yoluyla Hope'u bulmaya karar verir. Avengers ve X-Men Wakanda, Tabula Rasa, Latveria, Wundagore Mountain ve Savage Lang gibi mekanlarda Hope'u ararlar. Tabi aksiyon olsun diye dövüşmeyi de ihmal etmezler. Wolverine, Antartika'da kafasında kutup ayısı postu ile ilerlerken onu beklenmedik bir şekilde Hope bulur. Hope, Wolverine Pheonix Force'u Ay'ın yüzeyinde karşılayacağını söyler. İkili birlikte bir A.I.M. üssü basar. ( Arkadaş, A.I.M. üssü basıldı yine ya :) ) Bir roketle Ay'ın Mavi Yüzüne geçerler.


 
  O sırada Wolverine, Avengers'ı haberdar etmiştir. Avengers gelir. Haberdar etmeyi haber alan ! X-Men'de Ay'a gelir. İki ekip tam birbirlerine dalacak iken Thor yanlarına bir kurşun gibi düşer. Phoenix Force'u karşılayan ekip yenilmiştir. Phoenix Force ise o an başlarının üstünde belirir. Pheonix Force'un yaklaşması ile iyice güçlenen Hope, hem Avengers'ı hem X-Men'i denklem dışı bırakır. Ama güç çok fazladır. Wolverine'den kendisi öldürmesini ister. Wolverine, Hope'un üstüne çullanır ama Cyclops engel olur. O sırada Tony Stark, Phoenix Force'u öldürmek için zırh yapar(yavaş!) Phoenix Force'a saldırır. Artık nasıl bir fiziksel, kimyasal, biyolojik, felsefik, sosyolojik, psikolojik ve antipatik tepki oluyorsa oluyor Phoenix Force, Hope ile değil orada bulunan diğer X-Men üyeleri olan, Cyclops, Emma Frost, Colossus, Namor ve Magik ile birleşiyor. Bu beşli baygın Hope'u da alıp Ay'dan ayrılıyorlar.



  Aradan zaman geçtiğini görürüz. Bu süreçte Phoenix Beşlisi Utopia'yı geliştirirler. Tabi sadece bunla kalmıyıp Dünyayı daha yaşanabilir hale getirirler. Savaşları bitirir, su kaynakları yaratır ve sınırsız enerji sağlarlar. Ama Avengers bütün bu olanlar karşısında bile X-Men'den şüphelenmektedir. Çareyi Hope'u kaçırmakta bulmuşlardır. Bir Quinjet ile Utopia'nın üstüne gelirler ama tam Hope'a ulaşmışlardır ki Cyclops ile Emma Frost gelir. Doğal olarak bu saçma plan suya düşmüş olur. Avengers büyük bir bozguna uğramak üzereyken Avengers'ın Phoenix Force tarafından katledildiği imgelemini gören Scarlet Witch mekana giriş yapar ve Avengers ile Hope'u alarak kaçar. Cyclops ise Avengers ile ilgili kararını "No More Avengers" diyerek vermiştir.



  Cyclops önemli olanın Scarlet Witch olduğuna karar verir. X-Men, Avengers'ın bulunduğu yere gelir ve hemen dövüş başlar. Scarlet Witch, Magik'i yener. Tam Emma Frost, Scarlet Witch'e saldıracakken araya Hawkeye girer. Hawkeye'ın bedeni yanar ama ölmez. Avengers, Scarlet Witch'ın The Phoenix Five karşısında çok önemli bir güç olduğunu görünce onu daha fazla kullanmak ister. Dr. Strange, Scarlet Witch'i kopyalayarak savaş alanına sürer. Orjinal Scarlet Witch ise Namor'u alt eder. Tepesi atan Namor, Cyclops'a da karşı gelerek, Avengers'ın bulunduğu Wakanda'ya dalar. O sırada Iron Man, Lei Kung, Wolverine ve Hope K'un-Lun şehrine geçmeyi başarır. Namor'un saldırısı Wakanda'yı harap eder. Avengers toplanarak Namor'a saldırır. Final darbesini de Scarlet Witch koyar ve Namor yenilir. O sırada mekana The Pheonix Five'ın diğer üyeleri gelir. Yenik Namor'un gücü Cyclops, Emma Frost, Colossus ve Magik ile birleşir. Bütün bunlar Avengers'ta K'un Lun şehrine kaçmayı başarır. Xavier'de telepatik yoldan Cyclops'u durması için uyarır.



  Avengers savaşa devam edebilmeleri için esir üyelerin kurtarılması gerektiğine karar verir. Böylece Avengers üyelerinin hapis tutulduğu Limbo'ya geçiş yaparlar. Colossus, Spider-Man'i feci döver ama Spidey, Colossus ve Magik'i birbirine düşürmeyi başarır. İkili birbirlerini etkisiz hale getirirler. Onların Phoenix Force'u güçleri iyiden iyiye kontrolden çıkan Cyclops ve Emma Frost'a geçer. Cyclops ise K'un Lun'da Avengers'ı karşılar. Hope'u almaya gelmiştir. Avengers, Cyclops'a saldırır. Savaş sürerken Hope ejderha Shao Lao ile geri döner. Cyclops ile dövüşmeye başlamıştır. Cyclops'un üstünlüğünde dövüş sürerken Hope yine Phoenix Force benzeri güçler kullanır. Cyclops'un güçleri de kesintiye uğramıştır. Fırsatı değerlendiren Hope, Cyclops'u bir yumrukta ay'a gönderir. Emma Forst'da güçleri yüzünden tamamen kontolünü yitirmiştir. Kendi ırkına karşı bile acımasız davranmaya başlamıştır. Cyclops kendisini toparladıktan sonra Utopia'ya geri döner.



  Captain America, Hulk'ı yanına çeker. Xavier ise X-Men üyelerini Cyclops'un yaptığının yanlış olduğuna ikna eder. Artık Avengers ve X-Men, Cyclops ve Emma Frost'a karşıdır. Magneto'nun çağrısı üzerine Avengers, X-men ortaklığı Utopia'ya gelir. Yine dövüş başlar. Xavier, Cyclops'a bu deliliğin durması gerektiğini söyler. Avengers ne yaparsa yapsın Cyclops'u yenmeye yaklaşamaz bile. Cyclops, Emma'yı da devirerek onunda gücünü alır ve Phoenix Force'u tek başına taşır. İyice sinirlerini bozan Xavier'i ise öldürür. Artık fizyolojik ve psikolojik gelişimini tamamlayan Cyclops Dark Phoenix'e dönüşür.



  Dünyanın çeşitli yerlerinde Cyclops ve Avengers/X-Men ortaklığı dövüşür. Tabi hep Cyclops kazanır. Tony Stark, "Cyclops'u anca Hope, Scarlet Witch ikilisinin ortak çalışması durdurur" der. Cyclops dövüşleri sırasında bir ara kontrolü geri kazanır ve beni öldürün diye bağırır. Ama hemen Phoenix ortaya çıkıp yakıp yıkmaya devam eder. Scott bir ara Jean'i gördüğünü zanneder. Tam o anda Scarlet Witch ve Hope ortak bir saldırı yapar. Phoenix Force böylece Cyclops'un bedeninden ayrılmış olur. Hope ise ayrılan Phoenix Force ile birleşir. Yakılıp yıkılan yerleri düzelttikten sonra Scarlet Witch ile birlikte "No More Phoenix" diyerek. Phoenix'i sürgün ederler. Dünyanın heryerinden de yeni mutantlar türediğinin haberleri gelir. Olaylar sonrası Scott Summers'ı özel güvenlikli bir hapishaneye alırlar. Scott, yaptıklarından pek de pişman sayılmaz. Yeni mutantların ortaya çıkışını zafer olarak niteler. Diğer taraftan Avengers ve X-Men'in ortak ekibi Uncanny Avengers'ın temelleri atılır.



  Bazı kısımlarda inanılmaz derecede saçmalasa da bütünüyle bakınca fena sayılmayacak bir macera. Hepsini bir arada okuyunca, tek tek okuduğum ilk zamandan daha çok beğendiğimi söyleyebilirim.

7.5/10

dean

Silent War



Not: Olaylar Civil War ile Secret Invasion arasında geçmektedir.

  Hikayemiz Silent War'un origin'i ile açılıyor. Bildiğiniz gibi Scarlet Witch'in House of M'de ki ünlü "No More Mutants" lafından sonra mutantların tamamına yakını güçlerini kaybetmişlerdi. Gücünü kaybeden mutantların arasında Scarlet Witch'in kardeşi Quicksilver'da vardı. E tabi mutantlar ergenliklerinden itibaren güçlere sahip olan ve bu güçlerle yaşayan canlılar. Bu güçlerin ellerinde alınması bir çok mutant'ı rahatsız ettiği gibi Quicksilver'ı da rahatsız etti. Quicksilver ise eşi Crystal'ın Inhuman olmasından da faydalanarak kendini Attilan'a sokuyor. Attilandan, Terrigen Mist'i çalıyor. Terrigen Mist ise yine bildiğiniz gibi Inhumanlara gücünü veren bir tür element. Quciksilver'ın amacı ise başta kendisi olmak üzere Terrigen Mist'i kullanarak mutantlara güçlerini geri getirmek. Quicksilver, Terrigen Mist sayesinde zaman yolculuğu gücünü kazanıyor. Dünyaya geri dönüyor. Direktman başkanlığa bağlı The Office of National Emergenc(O.N.E.) ise Mist'i Quicksilverdan çalıyor. Bunun üstüne Inhuman lideri Black Bolt Terrigen Mist'in kendilerine iadesini talep ediyor. Hükümet, Terrigen Mist'i iade etmiyor. Black Bolt ise United States of America'ya karşı savaş ilan ediyor.



  Günümüze gelindiğinde ise başını Gorgon'un çektiği Inhuman gurubu New Yorkta bir opera gösterisini basar. Gorgon oradaki rehineleri kullanarak hükümete şantaj yapmak istemektedir. Yanındaki Inhumanlardan biri olan Jolen, işi abartıp masum rehineleri öldürmeye başlar. Artık çizgi aşılmıştır. Mekana Fantastic Four giriş yapar. FF ile Inhuman grubu arasında ciddi bir dövüş başlar. FF karşılaşmadan galip ayrılır. Inhumanları ise O.N.E. tutuklayıp, Pentagondaki üstlerine götürür. Orada Gorgon üzerinde deney yapılır. Gorgon bir kere daha Terrigen Mist'e maruz kalır. Görünüşü değişir ve canavarlaşır. Kapsülün kırılmasıyla deneyi yapan profesör Carteright'a da Terrigen Mist gelir. Cartwright'ın kas yapısı gelişir.



   Bütün bunlar olurken Attilan'da ise America'ya karşı nasıl bir tavır takınılacağıyla ilgili kafalar karışıktır. Black Bolt herkesin fikrini alır. Lakin oda tam bir karar veremez. Quicksilver'ın kızı Luna, Terrigen kristallerinin Pentagonda olduğunu duyurur. Inhuman vurucu timi başlarında Black Bolt ile birlikte Lockjaw'ı kullanarak Dünyaya teleport olur lakin onları Sentry karşılar. Herhangi bir dövüş olmaz ama bu kapıda kapanmıştır. Luna kristaller için bir yer daha keşfeder. Orasıda babası Quicksilver'ın yanıdır. Ekibimiz Quicksilver'ın yanında gelir. Kristallerin nerede olduğunu sorarlar. Quicksilver ise cevabu söylemez, gösterir. Taşlar derisinin altına kazınmıştır. Quicksilver yeni güçleri ile gittiği gelecekten bazı bilgiler verir. Savaşı çıkarsa Attilan yok olacaktır. Bu savaşın ise kaçınılmaz olduğunu söyler.



  Inhumans, Attilan'a geri gelir. Black Bolt'un karısı Medusa, Black Bolt'a çocukları Ahura'nın Black Bolt'un kardeşi Deli Maximus ile aynı psikolojik hastalığı paylaştığını söyler. Quicksilver'ın kızı Luna'nın mental güçlerini oğulları ve Maximus için kullanmak istediğini söyler. Milyon tonluk baskının altındaki Black Bolt, iyice gerilir. Medusa ise Maximus ile görüşmeye gider. Dünyada ise O.N.E., deniz piyadelerine Terrigen Mist uygulayarak onlara güç kazandırır ama bunu sonuçları kötüdür. Terrigen Mist, Cartwright'u değiştirmiştir ama ölümüne gidecek kapıyı da açmıştır. Terrigen Mist'in kullanıldığı haberi Atillan'a ulaşır o sırada Black Bolt, kendisinin arkasından Maximus'la görüşen karısı Medusa'ya iyice sinirlenir. Pentagon'a saldırı onayı verir.



  Black Bolt önderliğindeki Inhumanlar Pentagon'daki öncü birliği hemen hallederler. Saldırıyı durdurmak için Mighty Avengers gelir. O sırada Tutsakları kurtarmak için Inhumanlardan biri içeri sızar. Gorgon başta olmak üzere tutsaklar kurtulur. Üstelik bedeni iyice deformasyona uğrayan Cartwright taşları Inhumans'a geri verir. Black Bolt ve Inhumans, Atillan'a geri dönerler. Deniz piyadelerinden human-ınhuman'dan oluşan ordu ise savaşa hazırdır. Attilan saldırısı için emir verilir. S.H.I.E.L.D. Hellicarrier'ları ile Attilan'a baskın yapılır. O sırada Medusa ise Luna'yı kullanarak Maximus'un psikolojik rahatsızlığını iyileştirir (?) Onun hemen ardından da soluğu Ahura'nın yanında alırlar. Luna onu da iyileştirir. Inhuman birlikleri deniz piyadelerini yener ve bazılarını ise esir alır. Lakin S.H.I.E.L.D.'in planı farklıdır. esir alınan piyadelerin içine bomba gizlenmiştir. Bomba aktive edilir ve gerçekten Quicksilver'ın gelecekte gördüğü gibi Attilan şehri yerle bir olur. Bu aynı zamanda Black Bolt'un da düşüşü demektir. Inhuman halkının lideri artık Deli Maximustur.



  Politik göndermeleriyle; savaştan ziyade, savaşın bunalımıyla ilgili konusuyla benim beğendiğim bir maceradır Silent War. Ama pek popüler Marvel karakterlerini barındırmadığı için özellikle Türkiyede pek dikkat çekmiyor. Lakin Inhumans filminin 2018'te geleceğini düşünürsek belki gelecekte yayıncılarımızın dikkatini çekebilir.

9/10

dean

Age of Ultron



  Bir önemli nokta var macera ile ilgili o da adı. Hepimizin bildiği gibi Mayıs ayında adı Age of Ultron olan bir Avengers filmi geliyor. İkisi arasında bir bağlantı yok. Sadece isim benzerliği o kadar. Bunu da aradan çıkardığımıza göre artık cilt'e geçebiliriz.



  Hikayemiz yakın bir gelecekte harap olmuş bir New York'ta açılır. Hawkeye hücre evi gibi bir yere baskın yapar. Ufak bir çatışma çıkar. Evin bodrum katında Spider-Man tutulmaktadır. Hawkeye, Spidey'i kurtarmayı başarır. Bu süreçte çatışma iyice şiddetlenir. Ultron'un drone'ları mekana gelip binayı ablukaya alırlar. Bizimkiler kendilerini kurtarmayı başarır. Ama "sizinle anlaşma yaptık, bizi öldüremezsini, bla bla bla" demeye çalışan suçlular, drone'ların ışınlarıyla hakkın rahmetine kavuşurlar. Hawkeye ve Spider-Man ise Ultron'un gazabından kaçmayı başaran bir avuç kahramanın sığınağına giderler. Orada da durum çok kötüdür. Herkes umudunu kaybetmiştir.



  America'nın diğer kısımlarında ise Black Widow, Moon Knight yada Red Hulk, Black Panther, Taskmaster gibi ortaklıklar kurulmuştur. Herkes kendi çapında hayatta kalmaya çalışmaktadır. New York'ta ki ekibimiz de Ultron'un ana üssüne iki ajan sokmaya karar verirler. Luke Cage ve She-Hulk merkeze gelirler ama Ultron'u beklerken karşılarında Vision'u bulurlar. Ultron, bu zamanda bile değildir. Ultron herşeyi gelecekten kontrol etmektedir. Bu bilginin alınmasından sonra She-Hulk, Luke Cage'i ana üsten dışarı atar ve tek başına Vision ve Drone'lara girişir ama sonuç She-Hulk'ın ölümü olur. Mühim olan bu bilginin kahramanlarımıza ulaşmasıdır.



  Kahramanlarımız, Ultronla bu şartlar altında savaşamayacaklarına karar verirler ve Savage Land'e giderler. Hayatta kalmayı başaran diğer kahramanlarda kendilerince sebeplerle Savage Land'e yol alırlar. Amaç Nick Fury'nin sığınağını bulmaktır. Luke Cage, yaralı olmasına rağmen onların yanına gelmeyi başarır. Emma Frost' yaralı Luke Cage'in aklını okur. She-Hulk'ın öldüğünü ve Ultron'un olayları Vision aracılığıyla gelecekten kontrol ettiğini öğrenirler.  Ekibimiz ormanın derinliklerine yol alır. Artık sığınağı bulmuşlardır. Red Hulk kapıyı parçalar. Kapının arkasında onları bekleyen ise Nick Fury'den başkası değildir.



  Nick Fury sığınağı Skrull istilası sonrası yapmıştır. Sığınakta Marvel Universe'ün en önemli silahları ve icatları vardır. Ultimate Nullifier, Doom'un zaman makinesi gibi. Fury'de Ultron'un gelecekten olayları kontrol ettiğini çözmüştür. Bu yüzden kahramanlarımızdan bir kısmını silahlandırır ve Ultron'un olduğu zaman dilimine doğru Doom'un zaman makinesiyle yola çıkar. Wolverine'in ise tamamen farklı bir planı vardır. O geçmişe gider, Hank Pym'i Ultron'u yaratmadan öldürmeyi planlamaktadır. Onu Sue Storm takip eder. Gelecekteki ekip New York'a vardığında Ultron'un şehri tamamen organik yaşamdan ayırdığını ve şehrin tamamen teknolojik olduğunu görürler. O sırada Ultron robotları ekibimizi tespit eder ve hepsini öldürür. Geçmişte ise Wolverine ve Sue Storm, Hank Pym'i bulur. Wolverine ve Pym belli bir süre dövüşür. Wolverine, Pym'i öldürür. Herşeyin düzeldiğini umarak geldikleri zamana geri dönerler.



  İkili New York'a döner. Ama herşey beklediklerinden farklıdır. Hank Pym'in o noktada öldürülmesi Avengers'ın dağılmasına ve bir çok olayın üst üste ters gitmesine neden olmuştur. Kree/Skrull savaşı, Secret Invasion hep farklı sonuçlanmıştır. Asgar ve Latveria savaşmış ve sonuç olarak yeni Dünya Morgana Le Fey çağına girmiş daha askeri bir hal almıştır. Sue ve Logan ilk önce The Defenders ile karşılaşır. Bir nevi o dönemin Avengers'ı diyebileceğimiz ekip. Colonol America, Dr. Strange, Captain Marvel, Hulk, Thing, Star-Lord, Wolverine, Cable gibi isimlerden oluşmaktadır. Ama bildiklerimizden çok farklıdır. The Defenders, Sue ve Wolverine'i yakalayıp, liderlerine yani vücüdünün tamamı artık robotlaşmış bir Tony Stark'a teslim ederler.



  Morgana Le Fey çağının Iron Man'i, Sue ve Wolverine'in anılarını inceler. Bütün olaylara inanmaktadır ama anlam verememektedir. Wolverine ile konuşurken. Aslında Hank Pym'i öldürmek yerine basitçe Ultron'a kapatma düğmesi eklemesi tavsiyesinde bulunmasını söyler. Ama tabi şu an için herşey geçmiştir. Sue, tutulduğu yerden kaçmayı başarır. The Defenders ise bizimkilerin samimiyetine inanır ve onları kurtarmak ister. O sırada Morgana Le Fey, saldırıya geçer. Büyük bir savaş başlamıştır. Savaşın sonucunda New York, toza döner. Wolverine beş gün sonra kendine gelir. Etraf öncesinden bile beterdir. Bedeninin yarısı yok olan Iron Man, Wolverine'i zaman sürekliliği bozmaması konusunda uyarır. Bu kadar zamanda oynamanın evreni yok edebilecek bir zincirleme reaksiyonu başlatabileceğini söyler.



  Iron Man'i dinlemeyen Wolverine tekrar geçmişe gider. Bu sefer Hank Pym'i öldürecek olan kendini durdurur ve Sue Storm ile beraber tatlı tatlı Pym'e durumu anlatır. Ultron yaratılacaktır. Hatta Age of Ultron'a kadar yeaptığı her şeye izin verilecektir ama Age of Ultron arifesinde Ultron şimdi koyacakları bir sistem sayesinde durdurulacaktır. Pym bunu kabul eder. Ama bu olayları unutması gerekmektedir. Wolverine ve Sue tekrar herşeyin iyileşmiş olabileceği umuduyla geleceğe giderler.



  Hank Pym bir ileti alır. Kapısının önüne Sue Storm tarafından bir tablet bırakılır. Tablette kendi çektiği bir video vardır. Video'da gelişen olayları kendisine anlatır. Böylece Age of Ultron'a sebebiyet veren olayların başına dönülür. Bir Avengers ekibi Intelligencia isimli kötüler grubuna saldırır. O sırada Intelligencia'nın uzaylı teknolojisi diye buldukları Ultron canlanır. Ekibimiz Ultron ile dövüşürken Stark'a Pym bağlanır. Durumu özet geçer ve Ultron'u yok edecek kodu yükler. Ultron, Thor'un Mjolnir darbesi ile un ufak olur.



  Logan ve Sue, New York'a bir daha geri dönerler işte şimdi herşey olması gerektiği gibidir. Sue ailesini görmek için Wolverine'den ayrılır. İşte o an günümüze kadar gelen Marvel'ın en önemli olayı gerçekleşir. Uzay-Zaman sürekliliği darmadağın olur. Olayın ardından Tony Stark, Hank Pym ve Hank McCoy buluşur ve durumu görüşürler. Sonuç çoklu evrensel kaostur. Zaten Galactus, Ultimate evreninde görünür, Spawn evreni karakter Angela, Marvel Universe'e geçer.



  Tam macera olarak okuyunca çok daha fazla beğendim. Ultron'un hiç görünmemesi ilk okuduğumda canımı sıkmıştı. Ama tabi ki event'ın adında Ultron geçmesi bizi Ultron çıkmak zorunda gibi bir fikre yöneltiyor ama Age of Ultron'u okuyunca şu açık şekilde belli oluyor ki Ultron'u göstermeden de pek ala güzel bir Ultron öyküsü anlatılabiliyor. Ben beğendim. Yakında Türkçe olarak da yayınlanacak. Kaçırmayın derim.

9/10

yunusmeyra

güzel bir ön okuma yapmış olduk  :) teşekkürler dean..
dediğin gibi ,bizdeki yayınını merak edenler içinde iyi bir tanıtım ..ve marvel muhabbetinde tüm önemli yayınları gündeme getirmişsin ki harika olmuş  :)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

hennessy

9Age of Ultron  okuduğumda bir türlü ısınamadım 10/ 9 görünce sıkıntı bendeymiş anladım :) Silent War merak ettiğim bir kitap
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

dean

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 02 Şubat, 2015, 20:09:46
marvel muhabbetinde tüm önemli yayınları gündeme getirmişsin ki harika olmuş  :)

  Evet, çoğunu elimden geldiğince paylaşmaya çalışıyorum. Bu ara Marvel üzerine yazılar arttı ve artarak devam edecek. Moon Knight gibi Marvel'ın daha az ve forumda pek konuşulmamış karakterlerine de odaklanacağım. Onları tanıtan yazılarda devam edecek. Marvel bölümü coşacak.

hanac

Alıntı yapılan: dean - 02 Şubat, 2015, 18:38:03
Age of Ultron 9/10

Mükemmel bir tanıtım olmuş dostum.

Çok emek vermişsin, teşekkürler.

Berkuralcan neredesin, senin yorumunu da bekliyoruz.

rumar80

Alıntı yapılan: dean - 02 Şubat, 2015, 20:46:51
  Evet, çoğunu elimden geldiğince paylaşmaya çalışıyorum. Bu ara Marvel üzerine yazılar arttı ve artarak devam edecek. Moon Knight gibi Marvel'ın daha az ve forumda pek konuşulmamış karakterlerine de odaklanacağım. Onları tanıtan yazılarda devam edecek. Marvel bölümü coşacak.


Sen yaz keyifle okumak ve destek benden.

dean

Alıntı yapılan: hanac - 02 Şubat, 2015, 21:40:04
Mükemmel bir tanıtım olmuş dostum.

Teşekkürler.

Alıntı yapılan: rumar80 - 02 Şubat, 2015, 22:07:40
Sen yaz keyifle okumak ve destek benden.

Teşekkürler. Aslında Dc ile ilgili de bazen bi'şeyler yazmak istiyorum ama Dc bilgim çok yetersiz kalıyor yazı yazmak için. O yüzden Marvel ile devam  :)
 

rumar80

   Genç olmak böyle bir şey. Vakit bulabiliyorsunuz. Benim kafamda Thor'u bitirmek, Green Lantern'a kaldığı yerden devam etmek ve 80'lerin Avengers maceralarını yazmak var ama bir de zaman bulabilsem. Neyse. Inşallah diyelim.

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Batman - 02 Şubat, 2015, 20:25:23
9Age of Ultron  okuduğumda bir türlü ısınamadım 10/ 9 görünce sıkıntı bendeymiş anladım :) Silent War merak ettiğim bir kitap
aslında "sıkıntılı durumu!" , "age of ultron"u ilk ele aldığı zaman dean'de yaşamış,yukarıda da söylediği gibi  ;) ve çok ilginç bir şey yapmış,ilk "sıkıntıyla" yazılan ilk "yargılarını" silmek istememiş ve son fikrini ve aldığı kararı bize açıklamış  :)
http://altinmadalyon.com/altin/index.php/topic,6508.30.html
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR