'Kabus’ Sonrası Kafama Takılanlar...

Başlatan pizagor, 03 Ağustos, 2012, 11:48:56

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

pizagor



Zagor'un müthiş destanı 'Kabus' bitmesine bitti ama bütün taşlar yerine oturdu mu, hayır! Böylesine karmaşık bir hikayeden, dikkatli bir okumaya rağmen benim için yanıtsız kalanları sıralayayım :


Bu hikayenin zaman boyutuyla ilgili bir sıkıntı yok mudur?

Zagor bu hikayeyi Hellingen'in yarattığı paralel bir gerçeklikte yaşamışsa da Naatani Dağı'ndaki son büyük savaş Zagor'un aşina olduğumuz evreninde gerçekleşir. Naatani Dağı da bataklıktaki kulübeye uzak olduğuna göre hikayenin buraya kadar ki bölümü farklı gerçeklik ve zaman algısında geçse bile bundan sonrası gerçek zamanlı olmalıdır...

Dolayısıyla Zagor'un dile gelen geyikle karşılaşmasıyla Kiki Manitu'nun yeşil çayırlarından geri dönmesine kadar geçen zaman farzedelim ki bir göz kırpması kadardı, en azından Naatani'den kulübeye kadar geçen sürede Zagor'un kayıp olması gerekir...

Pekiyi bu durumda Çiko'nun bir anda ortadan kaybolan sevgili dostu Zagor'u merak etmesi, onun için endişelenmesi gerekmez mi? Belki de 'Manitasıyla beraberdir' diyerek rahatsız etmekten çekinmiştir Çiko...

Oysa ki Zagor'un Çiko'yla karşılaşması bir kucaklaşmadan ibarettir, ölümüne tanık olduğu yakın dostunun hayatta olduğunu görmenin sıcaklığını taşır Zagor açısından, Çiko açısından ise hiç darılmaca gücenmece yoktur. Hatta Zagor başından geçen bu ultra fantastik macerayı Çiko'ya aktardığında dostunun tepkileri gayet normal ve sıradandır! Oysa ben kendisinden elinde oklavayla eve geç gelen kocayı bekleyen kadın klişesinde olmasa da bir 'nerelerdeydin hayırsız?' sorgusu beklerdim :)


Neden ölü olarak kaldılar?

Hikaye boyunca öldüğünü gördüğümüz Çiko, Baron La Plume ya da Tonka gibi onca karakter Hellingen'in yarattığı gerçekliğin karakterleriydi ve bizim bildiğimiz gerçeklikteki bu dostlar herşeyden habersiz gündelik rutinlerine devam ediyorlardı. Peki öyleyse yine bu yalan gerçeklikte hayatını kaybeden Makuaty ve Akoto neden Zagor'un aşina olduğumuz gerçekliğinde de ölü olarak kaldılar?

Hellingen Zagor'u gerçek evreninden yalan dünyasına taşırken yanında eşantiyon niyetine Akoto ve Makuaty'yi de mi getirmiştir?

Bildiğimiz evrene dahil olup da bu hikayeyi gerçekten yaşayan Zagor, Akoto, Makuaty, Hellingen ve Kiki Manitu olmak üzere sadece beş karakter mi vardır?


Çiko'nun ölümü...

Kiki Manitu şöyle diyor Zagor'a 'Başka evren dedim, çünkü sayısız evren var ve hepsi de gerçek. Mesela bir evren var ki sen orada hiç yaşamadın... Bir diğerinde ise, az evvel kendini öldürdün...'

Peki ya Çiko'nun işkence direğindeki ölümü! Kiki Manitu'nun yukarıdaki sözlerinden hareketle acaba bu dehşet sonraki panellerde gösterildiği üzere Akoto'nun gördüğü bir rüyadan mı ibaret yoksa bahsedilen sayısız evrenlerden birinde gerçekten yaşanmış olabilir mi?


Neden Kiki Manitu?

Hellingen'in yaşamı Akronluların ışınlama kabininde sona ermesiyle kendisini bulduğu sonsuz boşlukta karşılaştığı (ya da onu karşılayan) uzay gemisinde karşısına neden Tanrı olarak Kiki Manitu çıkar! Kendisi pagan bir kızılderili değildir bildiğim kadarıyla...

Haydi diyelim ki Zagor yıllardır kızılderililerle yaşaya yaşaya onların kültüründen yoğun şekilde etkilenmiş, Kiki Manitu'nun varlığına inanmış ve öldüğünde Kiki Manitu ona da görünmüş olsun, Hellingen'in bu inanç çerçeveli ambiyanstaki konumuyla ilgili garip bir durum değil midir Kiki – Hellingen buluşması?


Kiki Manitu'nun çifte standardı...

Tanrı fügürü olarak Kiki Manitu öte tarafta Hellingen'e gösterdiği sabrı ve tatlı yol göstericiliği neden iyi ve örnek insan Zagor'dan esirger? Zagor kendisine Hellingen'den farklı ne demiştir ya da ne saygısızlık yapmıştır da Zagor'un ne düzenbazlığı ne sözde ilahlığı kalır, aşağılanır, dahası hırpalanır? Bu bir çelişki değil midir?
Yaşarken enayi – salak damgası yiyen iyi niyetli, doğru insanlar öbür tarafta da mı aşağılanacak, iblisler ise el üstünde tutulacak, gözde olacaktır?


'Geleceğin Kitabı'na ne oldu?

Makuaty'nin dile getirdiği ve herşeyin yazılı ve değiştirilemez olduğu 'Geleceğin Kitabı' çizgiroman için oldukça kullanışlı bir malzeme... Metafor olduğunu düşündüğüm bu kitap bir daha Zagor hikayelerinde karşımıza çıkacak mı acaba?


Peki ya gerçeklik...

Şu asıl gerçeklik nedir şüphesi yok mu! Acaba bir gün misal Burattini çıkar da 'Kabus'u referans göstererek 'Aslında o hikayeden sonra yaşananların hiçbirisi gerçekten olmadı. Zagor'un hikayesi başına dayadığı silahın tetiğini çektiği an bitmişti!' der mi?
İlk Biriktirici... Vampir Dişçisi... Huysuz İhtiyar... KRONİK İTTAPAR!!!
Hayat sana sokak hayvanlarına davrandığın gibi davransın!


NIC

Abi belki Zagor oruçtan falan kabus görmüştür

Şimdi ben bile sıcak bir yandan oruç bir yandan neler görüyorüm bir bilsen

DAMPYR

Alıntı yapılan: NIC 39 - 03 Ağustos, 2012, 12:19:09
Abi belki Zagor oruçtan falan kabus görmüştür

Şimdi ben bile sıcak bir yandan oruç bir yandan neler görüyorüm bir bilsen

Güzeldi, işte bu günün espirisiydi. Ama birde Zagor Müslüman olsaydı yerine cuk oturacaktı.... 8) ;D ;D

yunusmeyra

Alıntı yapılan: pizagor - 03 Ağustos, 2012, 11:48:56
...Peki ya gerçeklik...

Şu asıl gerçeklik nedir şüphesi yok mu! Acaba bir gün misal Burattini çıkar da 'Kabus'u referans göstererek 'Aslında o hikayeden sonra yaşananların hiçbirisi gerçekten olmadı. Zagor'un hikayesi başına dayadığı silahın tetiğini çektiği an bitmişti!' der mi?

pizagor benim şahsi görüşlerim senin son paragrafındaki saptamayla başlıyor..bu maceranın bu kadar çok soruya yol açtığı(belki fazlasına!) muhakkak..
çünkü farklı "benzetme" ve "mecazları" farklı yorumlayabilriz..onun için yazının son cümlesindeki soru anlamlı ve yazar açısından bir seçenek..aslında zagor'un yaşadığı veya yaşayacağı varsayılan evrenler açısından da geçerli..çünkü yazar bu macera ile bize,zaten sonsuz sayıdaki ve zagor'unda yaşadığı farklı evrenlerden birinden zagoru anlattığını vurguluyor..ve bütün soruların temelindeki asıl gerçek şu ki,tek bir evren değil sonsuz olasıklıkları barındıran "evrenler" var ve bu öyküde ve toplam zagor serisinde anlatılan öykülerde bunlar içinden rastgele seçilen biri.."rastgele" dememin nedeni bu kadar "sonsuz" olasılık içinde ;"her an" bir başka seçimle yaşanan ve yeniden yeniden değişen "zamanları ve mekanları" yaşıyoruz ve bunun "kavranabilir" bir "olasılık"" problemi veya matematik formül olarak izah etmek imkansız..

  gerçekten bir görüşe göre zagor şakağına tabancayı dayadığı an öykü bitti ve zagor'da..belkide biz bu andan sonrasını klasik ve doğrusal bir neden-sonuç ilişkisinin sonucu olarak ilerlemesini bekliyorduk,böyle olmalıydı..bildiğimiz dünyanın yasaları bunları söylüyordu..ancak "paralel" evrenler kabulü doğru ve herhangi bir şekilde bunlar arasında geçiş mümkünse bildiğimiz neden-sonuç ilişkileri ile sonuca gidemeyiz..aslında mevcut hikayede bir çok yerde yinelendiği gibi "bir sonuçta" olmaz ortada..sadece "anlar" yaşanır ve herkes kendi gerçekliğini anlamaya çalışır..hikayede uykuya dalış ve uyanış anlarıda belki rüyalara kapı açmakta,belki de farklı "dünyaların" bize anlatılan ,gösterilen gerçekliğine bir nokta koyup diğerine geçilmektedir.. (bir başka yazarı,boselli'yi, bu hikaye ve sonrasına ilişkin yorumu olan öyküde yani D&E zamanı yayınlanan son hellingenli macerada okuyup farklı yorumlarımıza yenilerini katmakta mümkün..)
   
  hellingen'de belki (bir başka okuma şekline göre) zagor'u, kabusu sayılacak diğer evrenlere taşımamaktadır. zagor'un kabusu olacak durumları, şartları defalarca farklı evrenlerde en uygun ve ızdırap verici halde yeniden oluşturmakta,farklı evrenlerin zagor ve çiko'larına bunları yaşatmaktadır.... hani son 10 yılda seyrettiğimiz bazı filmler var ya: hikaye bir "akıl hastasının" hayal gücü mü,"paranormal" olaylar mı,paralel evrenler mi diye çelişkiye düşürüyor ve bu filmleri de çok olasılıklı kabul ediyoruz; böyle bir şey gibi okudum öyküyü... ayrıca bu," farklı evrenler ve rüyalar mı,gerçekler mi ,hakikat ne" soruları üzerine bende farklı bir etki bırakmış bir kitap okuduğumu hatırlıyorum,"amak'ı hayal"... en az bir yüzyıl önce ŞEHBENDERZADE FİLİBELİ AHMED HİLMİ tarafından yazılmış. bir de film "zindan adası"...

  belki'de bizim anladığımızı sandığımız olaylar gerçekten o silah şakağa dayandığı anda bitti... ve bir sonraki hellingen'li macerada şahit olduğumuz "poe" gibi dehalar vasıtasıyla bize farklı gerçeklikler anlatılmaya devam ediyor.."ilham" dediğimizde belki farklı "dünyalardan" beynimize kaçak" yapan sızıntılardır..  ;)
HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR

NIC

Alıntı yapılan: yunusmeyra - 03 Ağustos, 2012, 23:02:18

pizagor benim şahsi görüşlerim senin son paragrafındaki saptamayla başlıyor..bu maceranın bu kadar çok soruya yol açtığı(belki fazlasına!) muhakkak..
çünkü farklı "benzetme" ve "mecazları" farklı yorumlayabilriz..onun için yazının son cümlesindeki soru anlamlı ve yazar açısından bir seçenek..aslında zagor'un yaşadığı veya yaşayacağı varsayılan evrenler açısından da geçerli..çünkü yazar bu macera ile bize,zaten sonsuz sayıdaki ve zagor'unda yaşadığı farklı evrenlerden birinden zagoru anlattığını vurguluyor..ve bütün soruların temelindeki asıl gerçek şu ki,tek bir evren değil sonsuz olasıklıkları barındıran "evrenler" var ve bu öyküde ve toplam zagor serisinde anlatılan öykülerde bunlar içinden rastgele seçilen biri.."rastgele" dememin nedeni bu kadar "sonsuz" olasılık içinde ;"her an" bir başka seçimle yaşanan ve yeniden yeniden değişen "zamanları ve mekanları" yaşıyoruz ve bunun "kavranabilir" bir "olasılık"" problemi veya matematik formül olarak izah etmek imkansız..

  gerçekten bir görüşe göre zagor şakağına tabancayı dayadığı an öykü bitti ve zagor'da..belkide biz bu andan sonrasını klasik ve doğrusal bir neden-sonuç ilişkisinin sonucu olarak ilerlemesini bekliyorduk,böyle olmalıydı..bildiğimiz dünyanın yasaları bunları söylüyordu..ancak "paralel" evrenler kabulü doğru ve herhangi bir şekilde bunlar arasında geçiş mümkünse bildiğimiz neden-sonuç ilişkileri ile sonuca gidemeyiz..aslında mevcut hikayede bir çok yerde yinelendiği gibi "bir sonuçta" olmaz ortada..sadece "anlar" yaşanır ve herkes kendi gerçekliğini anlamaya çalışır..hikayede uykuya dalış ve uyanış anlarıda belki rüyalara kapı açmakta,belki de farklı "dünyaların" bize anlatılan ,gösterilen gerçekliğine bir nokta koyup diğerine geçilmektedir.. (bir başka yazarı,boselli'yi, bu hikaye ve sonrasına ilişkin yorumu olan öyküde yani D&E zamanı yayınlanan son hellingenli macerada okuyup farklı yorumlarımıza yenilerini katmakta mümkün..)
   
  hellingen'de belki (bir başka okuma şekline göre) zagor'u, kabusu sayılacak diğer evrenlere taşımamaktadır. zagor'un kabusu olacak durumları, şartları defalarca farklı evrenlerde en uygun ve ızdırap verici halde yeniden oluşturmakta,farklı evrenlerin zagor ve çiko'larına bunları yaşatmaktadır.... hani son 10 yılda seyrettiğimiz bazı filmler var ya: hikaye bir "akıl hastasının" hayal gücü mü,"paranormal" olaylar mı,paralel evrenler mi diye çelişkiye düşürüyor ve bu filmleri de çok olasılıklı kabul ediyoruz; böyle bir şey gibi okudum öyküyü... ayrıca bu," farklı evrenler ve rüyalar mı,gerçekler mi ,hakikat ne" soruları üzerine bende farklı bir etki bırakmış bir kitap okuduğumu hatırlıyorum,"amak'ı hayal"... en az bir yüzyıl önce ŞEHBENDERZADE FİLİBELİ AHMED HİLMİ tarafından yazılmış. bir de film "zindan adası"...

  belki'de bizim anladığımızı sandığımız olaylar gerçekten o silah şakağa dayandığı anda bitti... ve bir sonraki hellingen'li macerada şahit olduğumuz "poe" gibi dehalar vasıtasıyla bize farklı gerçeklikler anlatılmaya devam ediyor.."ilham" dediğimizde belki farklı "dünyalardan" beynimize kaçak" yapan sızıntılardır..  ;)

Sevgili yunusmeyra ellerine ve yüreğine sağlık, ne güzel yazmışsın

yunusmeyra

Alıntı yapılan: Saki - 04 Ağustos, 2019, 18:38:24
Çiko'nun kafasının baltayle yarılması ve ölümünü ilk defa görüyorum, peki bu sahne Kabus macerasındanmı, Teseka'nın attığı balta mı Çikonun başını yarıyor, o yerleri çok iyi biliyorum ama bu kare orda kesin yok, yoksa bizde yayınlanan macerada bu kare atıldımı acaba.

Bu kareyi ilk defa görünce şok oldum.

Özgür bu sahne gerçekten Kabus'a mı ait, ben çok merak ettim...


orijinal no'su 278(zenith 329), "il ritorno di hellingen". bizde(lâl-klasik maceralar serisinde 72. cilt içinde 2. kitap olarak yayınlanan "hellingen'in dönüşü" adlı bölümün içinde var bu panel. evet, teseka'nın baltayı atmaması için yalvarmaktadır çiko, tam onun attığını görmeyiz aslında... akoto'nun düşü olduğu anlaşılır sonrasında, az sonra "balta"nın çiko'yu öldürmediği farklı bir durum anlatılır vs

HULK DEĞERLİ BİR KAHRAMANDIR!
HSD YENİ ÜYELERİNİ BEKLİYOR