Ana Menü

Ne okuyoruz?

Başlatan kadri kerem, 26 Eylül, 2012, 22:19:16

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 4 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

kedidiro

Alıntı yapılan: alan ford - 11 Şubat, 2014, 09:24:57
Çavdar Tarlasında Çocukların ilk baskısı derken , umarım , nedense Fransızca'dan çevrilen Gönülçelen adıyla çıkan Tahsin Yücel çevirisini almamışsındır ;)

Alıntı yapılan: tommikser - 11 Şubat, 2014, 09:43:53
Cem yayın evinden çıkan Adnan Benk tercümeli 1967 1. baskısı :D İyi mi bari?

   her iki çeviri ve tabii YKY baskısı var elimde. eşe dosta, öğrenciye kitap hediye edeceksem genelde ilk tercihim bu kitap olur. kesinlikle çok değerli bir kitap. okunmalı,okutulmalı...

tommikser

Peki ne  farkı var tercümelerin acaba??

kedidiro

   Tahsin Yücel'in 'gönülçelen' isimli tercümesinde çevirmenin öztürkçe kaygısı okuru zaman zaman yorabiliyor. Diğer iki çeviri arasında ben büyük bir fark hatırlamıyorum ama yine de kitapları yeniden bir gözden geçirmek gerekli olabilir.

tommikser

Benim bildiğim cem yayınlarının tercümesi oldukça sadık kalmış.küfürler vb. argolar direkt yayınlanmış.Olmazsa karşılaştırmalı okuma yaparım.

alan ford

 Adnan Benk çevirisini okumadım ama  Tahsin Yücel çevirisine aman bulaşmayın. Gerçekten çok yorucu. Geçenlerde Roland Bartes'ın Çağdaş Söylenler'ini okurken çevirmen Tahsin Yücel'in yine kulaklarını çınlattım. Öztürkçe kaygısı beni gerçekten çok yoruyor. ;)

   Bu arada Salinger'ın Franny ve Zoey'i vardır ki atlamayın sakın , şahanedir :)
kaçmayı denemek bir tutsağın görevidir

tommikser

Gönül çelen ve Çavdar tarlasında çocukları paralel okuma ile okudum (deli miyim ben Allah'ım).İki kitabın tercümesi arasında dünyalar kadar fark olduğunu söyleyebilirim.

Benim tahminim Sn Coşkun Yerli ya oto sansür uygulamış veya YKY tercümenin daha naif olmasını istemiş.Her ne kadar bu süreçleri geçirmiş olsa da kitap çok fazla ellenemediği için argo yer yer kullanılmış.En azında orospu,orospu çocuğu ve ibne gibi kelimeler sansüre uğramamış.

Sansüre azda olsa peki iyi bir tercüme değil mi?Bence değil.Rahmetli Adnan Benk bu tercümenin tam hakkını vermiş.Kitap sonuçta kaybolmuş,arayış içinde olan kişilik ve kimlik bunalımı olan bir genç üzerinden ilerliyor.Genç hayata karşı çok asi.Bunu Adnan Benk tercümesinde rahatlıkla görebiliyorsunuz.Çok fazla sokak ağzıyla,çok fazla argo kullanılarak ve bence aslına daha yakın olarak tercüme edilmiş.

Cem yayınlarının tercümesinde yayınevinin hiçbir şeye karışmadığı ve tercümanı rahat bıraktığı görülüyor.Aklımda kalan yaklaşık cümlelerle şöyle örnek verebilirim:

"Hava memeleri sarkmış yaşlı cadı gibi soğuktu" YKY
"Hava memele uçları büzüşmüş soğuk bir cadı gibi etrafı yalıyordu"Cem

"Kıza sen hiçbir şeye yaramazsın dedim"YKY
"Ona bok gibi bir kız olduğu söyledim"Cem

Bunun gibi çok fazla örnek var.Birde 1967'deki kelime denemeleri çok hoşuma gitti.En aklımda kalanı ise psikolog oldu.Dilimize pelesenk olan bu kelime o zamanlar "ruhdeşen" olarak kazandırılmaya çalışılmış maalesef başarılı olamamış. Ruhdeşen ile araya güzel espriler sıkışmış.Yok babana gidersem beni deşer,delik deşik eder vb.

Kitap,genel olarak günümüzden bakıldığında çok fazla anlam teşkil etmeyebilir.1950'lerin kapalı ve baskıcı Amerika'sında ise bence de devrim.Yani 16 yaşında bir çocuğun otoriteye,sisteme ve eğitim sistemine baş kaldırılışı çok güzel yazılmış.Günümüzde hala kütüphanelerde neden yasaklı olduğu,Amerikan eğitim sistemine getirdiği sert eleştiriler ve açmazları yüzüne vurması açısından değerli bir edebi metin.

tommikser

Şimdi de sırada  Efsane olan Androidler elektrikli koyun düşler mi?


Ahmet Oktay

Adam Fawer'dan Olasılıksız'ı okuyorum.

tommikser

Androidler elektrikli koyun düşler mi? sabah itibari ile bitti.6:45 yayınlarının tercümesi konusunda çekincelerim vardı.Çok şükür bu çekincelerimin boş olduğunu görmek iyi geldi.Tercüme konusunda bence hiç bir sıkıntı yok.

Kitaba gelecek olursam;daha önceden Bıçak sırtı filmini izlediyseniz konu çok tanıdık gelecektir.Daha doğrusu filmin romandan uyarlandığını anlayacaksınız.Filmi,uzun zaman önce izlemiştim ve o zaman beni etkilemişti.Kitaba gelecek olursak;bence filmden çok daha iyi.İnsanlar mı makineleşmiş yoksa makineler mi daha fazla insan?Bu ironik soru üzerinden kitap insanlığı,insanı duyguları ve insan olmanın erdemleri üzerine sert eleştiriler getirerek sorular soruyor.



İnsanların duygularını kaybettiği aksine Andy'lerin bu duygu için ölümü göze almaları çok önemli bir ironiydi.Dinin sorgulanması,İncil ve İsa'nın sert eleştirisi de oldukça ilginçti.Günümüzde hayvanların değerinin olmadığı ama bu dünyada bir prestij unsuru olduğu vurgusu,yazarın içindeki hayvan sevgisini ve insanın hayvana bakış açısını değiştirmesi gerektiği yönündeki eleştirisini günümüz dünyasının daha fazla dikkate alması gerektiğini düşünüyorum.

Kitap,bir bilimkurgu romanı olmasına karşın insanlık üzerine derin sorular soran güçlü bir edebi eser.Bilimkurgu ve felsefenin harmanlandığı kitabı umarım benim sevdiğim kadar seversiniz.

Sıradaki kitabım Ölüm prn'su.Şimdiden 50 sayfa okudum şu ana kadar oldukça güzel ilerliyor.Bitince gözlemimi yazarım.

Not:Bu kitap ülkemde zamanında gündem oluşturmuştu.En gelişmiş demokrasilerden olan güzide ülkem,kitabın tercümanını neden tercüme ettin diye cezalandırmaya çalışmıştı.Bu guinness rekorlar kitabına girecek bir olaydı bence.Yazarın değil tercümanın cezalandırılmaya çalışılması ilginç bir gelişmeydi.Güzide ülkem ve demokrasisi bu sınavdan başarı ile çıkamadı ki kitap yeni baskılarıyla hala satılmakta.


tommikser

Ölüm pornosu bitti.Sırada  bir klasik olan  Stephen King'den "O".

doktor1881

ölüm pornosu hakkındaki yorumunuz ??? ??? ???

DAMPYR

Alıntı yapılan: tommikser - 23 Şubat, 2014, 20:08:12
Ölüm pornosu bitti.Sırada  bir klasik olan  Stephen King'den "O".
O Romanı Stephen King'den benim çok sevdiğim bir korku romanı.Özellikle filminide izlemeni de öneririm.sanırım o yaşıyor gibi devam filmleride var... 8) :D :)

tommikser

Kusura bakmayın hemen yazamadım.Şimdi yorumumu ekleyeyim.

Ölüm prn'su yeraltı edebiyatı dediğimiz,biraz daha karanlık ve biraz daha bizden bir edebiyat tarzı.İnsanın karanlık tarafına odaklanan,insanın konuşmaktan hatta düşünmekten korktuğu şeyleri yüksek sesle söyleyen bir tür.

İçimizden geçirebildiğimiz ve hemen uzaklaştırdığımız her şey bu edebiyat da var.İnsan öldürmeyi mi düşündünüz,homofobik misiniz?Öyleyse neden?Acaba bilinç altında bu korkunun nedeni ne?İnsanların karanlık fikirlerinin dehlizinde gezinen bir tür.Zaman zaman çok zorlayan,okurken kasan hatta iğrenebileceğiniz her fikir bu türde açık açık söylenebiliyor.Eğer bu tarz edebiyat sizi rahatsız edecekse uzak durmanızı ve Elif Şafak'ın Türkçe tercüme romanlarını okumanızı öneririm :D

Kitaba gelecek olursak:Bir prn kraliçesinin,prn sektörüne en çılgın şekilde veda edişinin öyküsünü anlatıyor.600 erkek ile beraber olacak ve bu şekilde dünya rekorunu kırarak emekli olacaktır.Bu rekor denemesinde 600 erkek içinden bay 600,72 ve 137 ile asistanı Shelia'nın bakışından konu anlatılmakta.

Konu ilk başta prn mu okuyacaz lan? diye düşünürken işin aslının öyle olmadığını zamanla anlıyorsunuz.Evet filmin çekim aşaması anlatılırken çok ağır argoların olduğu ve prn literatürünün hiç çekinilmeden kullanıldığı bir gerçek.Hatta bu kitabı mükemmel derecede gerçekçi yapmış.Kitap prn üzerinden insanların bilinçaltılarında ki karanlık tarafı irdelerken,Amerika'nın kapitalizmine ağır bir eleştiri getiriyor.Sonu ile gerçekten iyi ve sağlam bir kitaptı.Eğer bazı şeyleri dert etmezseniz kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

Not 1 :Argo bir dilde ne kadar fazla ve güçlü ise o dilin de çok güçlü olduğunu savunuluyor.Yani dilimiz gerçekten bu konuda mükemmel.Argoda anlatmak istediklerimizi rahatlıkla anlatabiliyoruz.Bir Amerikan ve İngiliz argo kelimelerine bakacak olursak ne kadar sığ olduğunu anlayabiliriz.Ya fuck kullanırlar ya shit kullanırlar yada god damn kullanırlar.Aşağılama olarak bazende tavuk.Adamlar aslında dil olarak bizden çok iyi değiller yalnız biz dilimize yeteri kadar hakim olamadığımızdan onların dilleri daha gelişmiş gibi gelir ki doğru değildir.Evet günümüzde İngiliz yazar 5 bin civarı kelime kullanırken bizler 1-2 bin arası kullanıyoruz.Bu toplumun kelime dağarcığının zayıflamasından ileri geliyor.Eski Türkçe edebi eserlere bakıldığında kelime dağarcığımızın 10-12 bin civarında olduğu söyleniyor.

Not 2:Yazar Chuck Palahniuk pek edebi olarak tanınmasa da sinemada oldukça biliniyor.Bunun nedeni de Fight Club filmi.Film yazarın kitabından uyarlanmıştır.Yazar yeraltı edebiyatının kurucularından kabul edilir.

doktor1881

Tommikser geniş bilgilendirmen için teşekkür

pukay

william faulkner'dan kutsal sığınak, modern amerikan edebiyatının babalarından biri olsa da nedense okurken gayet sıkıldım.