Bilka Örümcek Adam Dönemini Sevenler Kulübü

[pizagor]

Hatırlarsanız Kara Kedi Örümcek Adam için savaşmaktan vazgeçmez. Evli olması önünde bir engel değildir. Ayrıntılar balonlarda...









130. sayıdan yine çok güzel sayfalar, yine harika bir dönem. Orjinal hangi sayılar acaba?

[gamlıbaykuş]

Dün Venom' un Doğuşu ciltlerini okudum. Felica Peter' ın evlendiğini bu ciltte öğreniyordu. Yani Venom' un Doğuşu maceralarından sonra bir sayıdır.

[pizagor]

Dün Venom' un Doğuşu ciltlerini okudum. Felica Peter' ın evlendiğini bu ciltte öğreniyordu. Yani Venom' un Doğuşu maceralarından sonra bir sayıdır.

118. sayıda Felicia Peter Parker'ı bulabilme ümidiyle oturduğu evlere bakarken aynı amaçla orada bulunan Venom ile dövüşmeye başlıyor. Dövüş esnasında Venom'ın 'Parker'ın karısı' lafına dalıp gidiyor kızcağız. Bu sırada maddi durumu iyice kötüleşen Peter Parker - MJ çifti ise May Yenge'nin pansiyona dönüştürdüğü evinde yaşlılarla birlikte kalmakta...

Bilka 118. ve 130. sayılar birer Venom resitali. Her iki sayıda çok güzel. Ama özellikle de 130. sayı. Bu hikayede Styx'in çok önemli bir rolü oluyor...

[rumar80]

 Styx venom'a dokunur ve simbiot Eddie'den ayrılır.  Kimine göre ölür.

[NIC]

130. sayıdan yine çok güzel sayfalar, yine harika bir dönem. Orjinal hangi sayılar acaba?

Simdi netten baktim paylastigin görseller orjinal #331. sayida var

[pizagor]

Abi bilka yayinlamasa ben bu sayiyi okuyamazdim,düşünsene Tarsusta bir ilkokul ögrencisisin bu kitabin orjinalini nerden bulacaksin bulsan sifir ingilizceyle nasil okuyacaksin.Hatta hikayenin bir bölümünde Pumayla Örümcek saunaya giriyorlardi cok net hatirliyorum,eğer duvar sürüngeni ölürse şeref borcum kalmaz diye hesap yapiyordu.Sonra saunada napiyorlardi orayi hatirlamiyorum ama
Bu hikayeyi bilkada okuyan yokmu yahu

Meşhur SAUNA sahnesi

[NIC]

Çizer Sal Buscema sanirim,dikkat ettim de kaşlari ayni Diabolik gibi çizmiş.Ayrica Puma'nin bakışlarını Shunka'ya çok benzettim

[pizagor]

Bilincaltimda MJ ile ilgili unutamadiğim bir sahne daha var aslinda.Jarome (sanirim adi buydu)isimli bir eleman MJ'yi ayartmaya caliyor,işin garibi MJ yengemizin hoşuna gidiyordu bu durum.Küçücük bir çocuk olan beni travmaya sokan bu sahneyi hiç unutmuyorum

131. sayıdan...

İlk karşılaşma MJ'in Peter'ı İngiltere uğurlamasından hemen sonra havaalanında olur. Hızlı çapkınlardan Jason hemen ilk randevuyu koparır...




Dostça bir ilk randevunun sonunda...




Ve MJ'in bocalamaya başlaması 

[yunusmeyra]

orjinal amazing serisinden alınan maceralarda özellikle 200'lü sayıların sonlarından itibaren(kabaca 400'lere kadar) çizer imzalarında daha çok mc farlane, larsen ve bagley'i görürüz... 200'lü sayıların başından itibaren uzun süre( frenz gibi çizerlere de sıkça rastladığımızı not ederek) romita jr. en fazla okuduğumuz çizerdi.  sal buscema her marvel serisinin kurtarıcı çizerlerinden biri olduğu gibi spiderman serilerinde de sık rastladığımız imzalardandı, ancak "spectacular spiderman" serisinde çizdiği maceralar sanırım daha fazladır...

not:(alıntı-sal buscema wiki)
-The Amazing Spider-Man #94–95 (inker); 154–155, 198–199, 266, 272, 700, Annual #25 (1971–91, 2013)
-Marvel Team-Up #20–22, 32–46, 48–52, 56–58, 82–85, 88, 130, 132–133, Annual #1–2 (1974–83)
-The Spectacular Spider-Man #1–5, 7–10, 12–20, 38, 134–213, 215–238, Annual #4, 14 (1976–96)
-Web of Spider-Man #7, 12, 34, Annual #6 (1985–90)

[pizagor]

Harika bir diyalog!



Punisher ya da Mavi Cellat :

Serserilerle dövüşürken onların metodunu kullandığım için vicdan azabı çekmem.

Ama bunlar asker... Ben de bir zamanlar askerdim... Görevlerini yaptığına inanan kişileri katletmek istemem...



Örümcek Adam :

Vay be! Demek içinde bir insan var...



Punisher ya da Mavi Cellat :

Evet. Ben insanım. Bu benim en büyük dezavantajım... Ama beni durdurmasına izin vermeyeceğim...
Bu da benim güçlü yanım...







130. sayıdan...

[ferzan]

    Bir üstteki çizim orijinal çizim de baskı ve kağıt dolayısıyla mı ince işçiliği şişmiş görünüyor, hafif bir çarpıklık söz konusu?..Yoksa orijinal çizim üzerinden aydınger yahut antiskop yardımıyla geçirilip yerli hayalet çizerlere kopya mı ettirilmiş?..Bir tuhaflık var çünkü...

[ferzan]

Pizagor sanırım böyle bir liste hiç bir çizgi romanda bu kadar ayrıntılı olarak yayınlanmamıştır  yani bizle paylaştığın sayfa ilginç bir "belge" niteliği de taşıyor. ancak her tarihi belgenin tarihi bir gerçeğe işaret etmediğinin de bir kanıtı olabilir: mesela "telif ücreti"

bu konuda daha önce konuşmuş olabiliriz ama bilka yayınlarını çok genç yaşta takibe başlayıp yayınevi sahipleri ile görüşecek kadar ilgiyle ve dikkatle takip eden çizgi roman sevdalılarından eski bir dostumuzun, Yunus Çengel'in konu hakkında bazı satırları da içeren yazısından bir bölümü buraya alıyorum(yazı "resimliroman.net" sayfalarından alınmıştır)

"Türk okuyucusu örümcek Adam ile ilk kez 1983 yılında Bilka yayınları yayınlanan tarafından 15 günlük, 130 sayfa, siyah beyaz Süper Yayın Örümcek Adam isimli dergi ile tanıştı.
Siyah beyaz olarak yayınlanmakta olan derginin ilk sayısındaki macera ; orjinali 1979 Haziran ayında yayınlanan Marvel Team-Up'ın 82 sayısında yayınlanan Chris Claremont'un yazdığı Sal Buscema'nın resimlediği "No way To treat a Lady" isimli macera idi. Bu hikaye bilka tarafından "Kara panteri Vurdular " diye çevrilmişti. Bilka tarafından 1983 yılında 1. sayısı yayınlanan ve Ekim 1995 yılında 183 sayı son bulacak Örümcek Adam'ın Türkiye serüveni başlamış oldu. (İlk sayıların tirajının 20.000'in üzerinde olduğu bahsedilmektedir.)
Dergilerin kapak resimlerini Eralp isminde bir çizer çizmekte idi. Daha sonra Orijinal kapak kullanılmaya başlandı fakat çoğu zaman kapak resmi ile içerideki maceranın birbiri ile alakası yoktu. İlk sayılarda Örümcek Adam maceralarının yanında 17 sayfalık Superman hikayeleri de dergide yer almaktaydı. Daha sonra Namor, Indiana Jones, Örümcek Kadın (Bilka maskeli kadın olarak çevirmişti.) Kazar, Hulk gibi marvel kahramanları Örümcek Adam dergisi içinde yer almışlardır.
Süper yayın Örümcek Adam 82. sayıdan sonra 15 günlük yayın periyodunu bırakıp aylık yayına geçmiştir.
Örümcek Adam orijinallerin kopyalanması ve sayfa kenarları uzatılarak yayınlanıyordu. 45 sayıdan sonra aydınger çizim tekniği ile yayınlananan saylar iyece özensiz halde çizilmeye başlandı. Bu teknik güzelim dergilerin görselliğini öldürmekte idi. Çevirideki özensizliğe birde aydınger çizim eklenince Türkiye'de örümcek katliamı başlamış oldu. Bu katliam 112. sayısında aydınger çizim tekniğinden fotokopi tekniğine geçilmesi ile son bulmuş oldu. Bu teknik en aından Örümcek Adam'ı Cin Ali olmaktan kurtarmış, orijinal çizimlerini yeniden görmemizi sağlamıştı. Bilka 112. sayıdan sonra çok az da olsa bazı maceraları aydınger tekniği ile yayınlamıştır.
Bilka yayınlarının Genel Yayın danışmanı ve yönetim kurulu üyesi Samet Koçyiğit Örümcek Adam'ı ilk yayınladığı ( Samet Koçyiğit daha sonra Bilka'nın sahibi olacaktır.) sıralarda Marvel Comics'e telif ödüyor ve Amerika'dan gelen filmlerle dergileri basıyordu. Fakat daha sonra telifsiz olarak yayınlamaya başladı. Bilka yayınlarının Örümcek Adam'ı neden bir süre sonra telifsiz yayınladığını bana şöyle anlatmıştı:"Örümcek Adam'ı yayınlayan Samet Koçyiğit telif hakkını Kesim Ajans aracılığı ile Marvel Comics'ten almıştı. Daha sonra Kesim Ajans'ın kapanması ile telif haklarını başka bir ajanstan almak zorunda kalmıştı. Fakat bu ajans çok aşırı telif hakkı isteyince Samet Bey onlara kızmış ve Örümcek Adam'ı telifsiz yayınlamaya başlamıştı. "

    İki sayfa önceki bu iletiyle bir üstteki soruma cevap almış bulunuyorum... Tırnak içindeki kısmın ilerleyen satırlarıyla merakımı gidermiş oldum...Aşağı yukarı düşündüğüm gibiymiş...

[pizagor]

    İki sayfa önceki bu iletiyle bir üstteki soruma cevap almış bulunuyorum... Tırnak içindeki kısmın ilerleyen satırlarıyla merakımı gidermiş oldum...Aşağı yukarı düşündüğüm gibiymiş...

Çıkarımın nedir sevgili ferzan? Referans yazıyı da okuduğumdan beri fotokopi tekniğinden kastedilenin ne olduğunu anlamadım bu arada.

[ferzan]

    Çıkarımım, sayfanın tamamen kopya olduğu yönünde...Çizgiyi, çiniyi bilen bir elden çıkmış...Özgün sayfada orijinal çizerin karakteristik dokunuşlarını özümsemiş, onun kafasına girerek onun gözüyle onun çizgileri üzerinden geçmiş ama mutlak bazı kaçmalar olmuş...Bazı taramalar yerli yerinde dursa da bir titreklik ve tereddüt var...Kopya eden elin tedirginliği ve usta olmayışıyla alakalı bir acemilik...Ayrıca bazı balonların hatlarını çizerken de titreklik devam etmiş...İlk panelin üst kısmındaki balonlar ile sağda kalan balonun üzerinden acemice geçilmiş...İkinci paneldeki balonlar aslına daha sadık, bilhassa soldaki balon kusursuz bir comics balonlaması ve hayalet çizerimiz eli titremeden geçmiş üç ve dördüncü panellerde gene kalınlı inceli tedirgin balon çizgilerini görüyoruz...Ayrıca ilk panelde duvarda ters duran örümceğin vücut gölgeleri ve bu gölgeleri destekleyen taramaları çok başarılı bir şekilde kopya edilmişken, sonraki panellerde Punisher 'ın yüzündeki taramalar yerli yerinde olsa da aynı ikna edicilikte ve disiplinde değil...Yine son panelde Punisher 'ın arkasından ters bir şekilde omuz plan sarkan örümceğimizin kostüm ağ çizgileri de olması gerekenden fazla kalın çekilmiş...Hayalet çizer, oradaki inceliği pek önemsememiş...

    Antiskop, tepegöz gibi bir makine sanırım...Çok bahsini duydum ama birebir görmedim...Yerli yabancı pek çok çizerin bir dönem fotoğraftan ya da başka çizerlerden kopya etmek için kullandığı, kağıda yansıtmalı tepegöz benzeri bir düzenek olsa gerek...Eski foto-gerçekçi film uyarlaması çizgi romanlar, bizden Ustura Kemal 'in çizim öncesi foto-kurgu aşaması, Yüzbaşı Volkan 'ın bazı İngiliz ve İtalyan ajanlık-havacılık çizgi romanlarından intihal edilen panelleri ve daha niceleri bu yöntemle uyarlanmış diye biliyorum...Hayalet çizerler de çizgi romanlara telif ödenmeyen dönemlerde orijinal çizgi romanları alıp sayfaları bu makine yardımıyla istedikleri ölçüye ayarlayarak kağıda yansıtmak suretiyle sayfayı baştan çizerlermiş...Bu çizerlerin kimisi eğitimi devam eden ya da eğitimini yarıda bırakmış genç çizgi sevdalıları, üstünkörü yetenekler olurmuş, bazıları da özünde cevher olup böyle yapa yapa sonradan kendilerini eğitip özgün sayfalarını üretmeye başlarlarmış...Her halükarda hayalet çizer kavramı kendi içinde ikiye ayrılıyor...Batıda bir dönem esas çizerin işlerini tamamlayan, imza yetisi olmayan yardımcı çizer, asistan çizer olarak yaygın...Bizde ise telif sorunu nedeniyle basılı nüsha dışında elde malzemesi bulunmayan çizgi romanları kopya eden çizerler için yaygın bir tabir...Bu çizerlerin bazılarının ismini bilmekle birlikte bir kısmı halen muallaktadır benim için...Bildiklerimden ilki, acemilik dönemlerinde Ömer Muz...Alfa dönemi Conan 'ları için böyle bazı çalışmalar yapıyor...Hatta Conan ilk filmin çizgi romanını da filmle yakın zamanlı olarak Türkiye 'de telifsiz bir şekilde Ömer Muz çizimleriyle yayınlıyorlar...Buscema 'nın sayfaları üzerinden yeni bir sayfaya yansıtmalı kopya yapıp sayfayı sahibinin tarzıyla yeniden çiniliyor, böylece elde basılabilecek temiz materyal olmuş oluyor...Benzer bir çalışmayı kaligraf Şevki Sayışman 'ın babası usta kaligraf rahmetli Ferdi Sayışman, Red Kit için yapıyor...1960'lardaki Karaoğlan dergilerindeki üç bant Red Kit 'ler, dört bant orijinal sayfalardan kopya edilip uyarlanarak yeniden çiziliyor...Karikatürize bir çizgi roman olduğu için Ferdi Sayışman, neredeyse Morris kadar ustalıkla altından kalkıyor bu üzerinden geçmeli kopyaların...Bahattin Atak da bir diğer isim...

    Kopya etmenin çeşitli yolları varmış o dönem...Antiskop dışında aydınger yöntemi yanılmıyorsam kalın ama şeffaf aydınger kağıdını eldeki materyalin (albüm, dergi vs.) üzerine koyup kopya etme durumu olsa gerek...Bir de geleneksel çizgi filmcilerin halen kullandığı ışıklı masa tekniği var...Kopya etmek için ışıklı masa üzerinde, cam platforma alttan ışık verilerek malzemenin üzerinden geçip kopya etme durumu oluyor...Ben bir dönem kendi çizimlerimde hata yapınca tekrar çizmemek için aynı çizimimi kopya etmek adına ışıklı masa yöntemini kullanmıştım...Işıklı masam olmadığından daha çok gün ışığında pencere camına dayayarak temize çekerdim hatalı ve bozulmuş çizimimi...Sonradan iki tabure arasına daha önceden kestirmiş olduğum camı koyup camın altından da masa lambası yakmak suretiyle portatif bir ışıklı masa yapmıştım kendime...Kitap resimlediğim dönemde baştan sonra renkli ve tonlamalı hazırladığım iki çocuk kitabını bana salt çizgisel olarak baştan çizdirdiklerinde bu yöntem işime yaramıştı...Neyse ki kopya ettiğim, yine kendi çizimimdi ve tekrar çizene kadar epey hızlı kotarmıştım...Işıklı masa tekniği, klasik çizgi filmde bir saniye için 25 kare poz çizilmesi adına zorunlu bir yöntem...Kopya unsuru diyemeyiz aslında ama kopya için de kullanılabiliyor...

    Hayalet çizer dedik yukarıda, ben de bir dönem hayalet çizerlik yaptım sayılır ama kopyacı hayalet çizerlerden değil, imza yetisi olmayan yardımcı çizerlerden, gölge çizerlerdendim...19 yaşımdayken, eski bir ustanın yanında asistan olarak kurşun kalem taslaklar hazırladım, çini ve renklendirmelerinde karınca kararınca destek olmaya çalıştım, bazen de çinileme yapmak için bir başka ustanın çizimlerini ışıklı masadan temize çektiğim de oldu...Bu şekilde bir usta çırak yöntemiyle çok değerli edinimlerim oldu...Birlikte resimlediğimiz kitapları, dergileri ve ustanın hediye ettiği bazı orijinal çizgi roman sayfalarını halen itinayla saklarım...

[pizagor]

Sayfanın orjinalini de ekleyelim...