STAR WARS İSTİYORUZ....................

Başlatan hennessy, 05 Ekim, 2012, 21:17:10

« önceki - sonraki »

0 Üyeler ve 3 Ziyaretçi konuyu incelemekte.

hennessy

Her daim iki kişi ne bir fazla ne bir eksik...........DART REVAN...................









Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy

Bugünki Sith tarikatının kurucusu.........

Darth Revan



Revan, Jedi ve Sith'lerin eski karanlık lordudur. YSÖ 3,956 yılında Büyük Sith Savaşı'ndan ve Exar-Kun'un düşüşünden 40 sene sonra yaşamıştır.

Yavin Savaşından yaklaşık 4000 sene önce, Mandalorya Klanları galaksinin dış halkasındaki gezegenleri işgal etmeye başlamışlardı. Jedi Konseyi, barışçıl yöntemlerin işe yarayacağı düşüncesiyle savaşa girmemeyi tercih etmişti. Revan, arkadaşı Malak ile beraber bir grup asi Jedi şövalyesini alarak galaksiyi korumak için savaşa gitti. Bir dizi savaştan sonra, Revan kendisinin bir strateji dehası olduğunu kanıtladı, ve Cumhuriyet, Revan ve arkadaşlarının yardımıyla Malachor V gezegenindeki son savaşta Mandaloryalılara karşı ezici bir üstünlük sağladı. Revan, kendisine sadık kalmayı başaramayan bir taburu Malachor V gezegenine yem olarak koydu, ve Mandaloryalı'ları gezegene çekti. Daha sonra onları Kitlesel Gölge Jeneratörü ile yok etti.

Malachor V'te ki bu son savaşta Revan, gezegenin derinliklerindeki Trayus Akademisini keşfetti, ve Sith öğretileriyle doğası bozularak karanlık tarafa kaydı. Aslında Malachor V gezegeninin kendisi eski Sith kalıntılarıyla dolu bir depo sayılabilirdi, ve buradaki karanlık taraf enerjisi Revan'ı neredeyse yok ediyordu. Revan'ın bu karanlığa dayanabilmesinin tek bir çaresi vardı, o da kendisini karanlık tarafın ellerine bırakmaktı.

Doğası bozulduktan sonra Revan, emrindeki gemileri alarak galaksinin bilinmeyen bölümlerine Yıldız Yaratıcısı (Star Forge) adı verilen çok eski bir yapıyı aramaya gitti. Karanlık tarafa düşmüş olan Revan ve Malak, emirleri altında ki eski Cumhuriyet ordusunu ve Jedi'ları da Güç'ün karanlık tarafıyla karartarak, dev bir ordu ile Cumhuriyet'e ve Jedi Düzeni'ne karşı savaşa girdiler. Savaş arkasından savaş kazanan bu gayri resmi yeni Sith imparatorluğunun kurucuları olan Revan ve Malak, tarihte ilk defa Darth sıfatını kullanan Sith lordlarıydılar.

Yeniden hortlamış bu Sithler, başarı üstüne başarı kazandığı sırada Bastila Shan adında genç bir kadın Jedi, Savaş Meditasyonu adı verilen, ve çok seyrek rastlanan bir Güç çeşidi sayesinde rakip askerlerin moralini bozarak ve Jedi & Cumhuriyet ittifakındaki askerlerin savaşma yetisini artırarak, savaşa biraz olsun denge getirdi. Fakat Cumhriyet ve Jedi'lar Bastila'nın Savaş Meditasyonu ile bile kaynağı bitmek tükenmek bilmeyen Sith ordusuna fazla dayanamayacaklarını biliyorlardı. Savaşı bitirebilmek için ümitsiz bir çaba ile Revan ve Malak'a tuzak kuran Jedi'lar, Bastila önderliğinde bir grup Jedi'yi Revan'ın gemisine yolladılar. Bastila'nın emrindeki Jedi'lar Karanlık Lord'u geminin güvertesinde köşeye sıkıştırmışlardı. Fakat zamanının en büyük Sith Lordu olarak bilinen Darth Revan için ne Bastila Shan, ne de diğer Jedi'lar birer rakip sayılabilirdi.

İronik olarak Malak, efendisi Revan'a ihanet edip hem Revan'ı hem de Bastila'yı öldürmeyi tam o anda seçmişti. Yandaki bir kruvazörden Revan'ın gemisine ateş açan Malak, ne efendisini ne de Bastila'yı öldürmekte başarılı olabildi. Olayların bu ironik dönüşü sonucunda, Revan Sith'leri yok etme planında hem başarılı olmuş, hem de hezimete uğramıştı. Çırağı Malak'ın beklenmedik ihaneti ile Revan'ın tüm planları alt üst olmuştu. Malak'ın tek bir amacı vardı o da Eski Cumhuriyet'i sonsuza kadar ortadan kaldırmaktı. Revan'ı hayatta tutan, ve onun yeni bir benlik ve eski kimliğinden çok az hatıra ile yeniden doğmasını sağlayan sadece şans, ya da Güç'tü.

Neredeyse ölü olarak, akli olarak yok edilmiş olarak Jedi'lar tarafından ele geçirilen Revan'ın zihni eski kimliğini saklamak üzere yeniden programlandı. Bununla beraber Jedi'lar Revan'ın yavaş yavaş geri dönen hatıralarını kullanarak Yıldız Yaratıcısı'nın yerini saptayıp onu yok etmeyi düşünüyorlardı. Geri gelen eski hafızası sayesinde Revan eski kimliğinden habersiz, eski planını yeniden işlemeye koydu, ve Eski Sith İmparatorluğu ile savaşmak üzere Bastila'nın komutası altında ki Endar Spire adlı gemide görev aldı.

Revan, Bastila'nın komutası altındaki bu gemide bir asker olarak görev yapmaya başladı. Eski efendisinin öldüğünü düşünen Malak, şimdi tüm gücünü Bastila'yı bulup avlamaya harcamaktaydı. Taris gezegeninin yörüngesinde Endar Spire gemisi Sith donanması tarafından saldırıya uğradı ve yok edildi. Gemiden son anda bir acil kaçış kapsülünün içinde kaçmayı başaran, ve Taris gezegeninin yüzeyine çakılan Bastila'yı çok kısa bir süre içinde Revan, ve eski Cumhuriyet pilotu Carth Onasi izledi. Sithler Taris'e tüm giriş ve çıkışları, Bastila'yı bulmak ümidi ile durdurdular. Bu sırada Darth Malak, bu aramanın fazla uzun sürdüğü gerekçesiyle tüm gezegenin yok edilmesini emretti. Gezegenin yüzeyine açılan ölümcül bir bombardıman sonucunda gezegendeki tüm yaşam yok edildi, fakat Bastila, Carth Onasi, ve Revan, Taris'te buldukları birkaç kişilik tayfalarıyla beraber Taris'li suç lordu Davik Kang'in gemisi Ebon Hawk'ı çalarak, gezegenden son anda kaçmayı başardılar.

Grup, Dantooine'de ki Jedi tapınağına sığındı, ve burada Bastila Jedi'ları Revan'ın yeniden bir Jedi olarak eğitilmesi için ikna etti. Resmi eğitimini tamamladıktan sonra Revan ve Bastila, Dantooine üzerindeki eski bir taş yapıyı incelemek üzere göreve gönderildiler. İkili içeride, çoktan unutulmuş Rakata İmparatorluğuna ait eski bir Yıldız Haritası keşfettiler. Bu yıldız haritası tam bir harita olmasa da Tatooine, Kashyyyk, Manaan, ve Korriban gezegenlerinde ki öbür yıldız haritalarına işaret ediyordu. Ancak bu 5 yıldız haritası bulunup birleştirilebilirse, eski, esrarengiz bir Rakata yapısı olan Yıldız Yaratıcısı'na giden yol keşfedilebiliyordu.

Bu olaylar sırasında Revan ve yol arkadaşları Sith kruvazörü Leviathan tarafından yakalandılar. Güç hücrelerinden kaçmayı başarabilen grup, Ebon Hawk'a yollandıkları sırada Revan, Malak ile yüzleşmek zorunda kaldı, ve burada ki ışın kılıcı düellosu sırasında Malak, Revan'a eski Karanlık Lord kimliğini açıkladı. Bu sırada Revan'ı kurtarmak için kendini feda eden Bastila, Malak tarafından yakalandı. Bastila'yı kurtarmak ve Yıldız Yaratıcısı'nı bulmak için Ebon Hawk'a dönen Revan, aradığı iki önemli şeyi de Rakata'ların eski yıldız sisteminde bulacaktı.



Eski Rakata Tapınağı'nın üst kısmında, karanlık tarafa düşmüş olan Bastila, Revan ile dövüşerek, onu tekrar eski Karanlık Lord kimliğini geri kazanmaya zorladı. Yıldız Yaratıcısı'nı bulma görevinin doruk noktası olan bu anda Revan bir kez daha galaksiyi sonsuza kadar değiştirecek olan bir karar verdi. Revan'ı yenemeyeceğini anlayınca, Revan'ın tüm yalvarmalarına rağmen kaçan Bastila, Malak'ın yanına Yıldız Yaratıcısı'na sığındı.

Yıldız Yaratıcısı'nda Revan bir kez daha Bastila ile karşı karşıya geldi, ve Bastila'yı yenerek, onu tekrar ışığa çağırdı. Hiçbir yöntem işe yaramayınca, Revan Bastila'ya, ona aşık olduğunu itiraf etti, ve buna dayanamayan Bastila, yeniden aydınlık tarafa dönmeyi başardı. Bastila karanlık tarafın etkisinden kurtulunca, Yıldız Yaratıcısı'nı bombalamakta olan Cumhuriyet Filosu da Savaş Meditasyonu'nun kötü etkisinden kurtuldu, ve şimdi kendilerine yardım etmekte olan bu Güç sayesinde bu karanlık yapıyı yok etmeye başladılar. Bu sırada Revan'da eski arkadaşı ve çırağı Malak ile son bir defa daha yüzleşti. Düello sırasında Malak, Dantooine'den yakaladığı koma halinde bulunan Jedi'lerin güçlerini emerek kendini korumaya çalışsa da bu Revan'ı durdurmaya yetmedi. Destansı bir ışın kılıcı düellosu sonunda Revan Malak'a ölümcül bir darbe indirdi. Arkadaşı ölürken, ondan kendisini bunca karanlık yola sürüklediği için özür dileyen Revan'ın özrünü Malak kabul etti, ve kendisini sorumlu tutmamasını, kendisinin bu yolu kendi öz iradesiyle devam ettirdiğini söyledi. Bu konuşmadan sonra Sithler'in karanlık lordu Darth Malak, karanlık ve pişmanlık içinde öldü, ve Yıldız Yaratıcısı yok edildi.

Malak'ın yenilmesinden, ve Sith İmparatorluğunun yıkılmasından 1 yıl sonra, Revan bu macera sırasında edindiği 9 sadık dosta veda etti. Sevdiği kadın olan Bastila'yı geride bırakmak zorunda olduğunu biliyordu, çünkü kendisinin gitmesi gereken yerde ona sevdiği kimse eşlik edemezd Revan galakside kalan son Sith kalıntılarını yok etmek için yolculuğa çıktı ve Revan sevdiklerini bu şekilde tehlikeye atmayı göze alamazdı.

Daha sonra Kreia, eski öğrencisi Revan için şu sözleri söyleyecekti: "Eğer Bastila'ya bu durumu, ve nereye gittiğini gerçekten açıklayabilseydi... Ama bunu yapamazdı, ve kendisi de bunu biliyordu. Bastila doğası gereği kuvvetli bir iradeye sahipti. Revan'dan hep farklıydı, ve savaş kavramını Revan'ın anladığı şekilde anlayamıyordu..."

alıntı : star wars türk..........
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

SkyWolka

Hayır İki Kuralı'nın esas alındığı Sith Düzeni'ni Darth Bane kurmuştur.Ancak bundan önceki Sith düzeni Xendor'a kadar uzanır.

Detaylı bilgi için Wookiepedia'dan First Great Schism okunabilir.

hennessy

Alıntı yapılan: SkyWolka - 05 Ekim, 2012, 23:13:59
Hayır İki Kuralı'nın esas alındığı Sith Düzeni'ni Darth Bane kurmuştur.Ancak bundan önceki Sith düzeni Xendor'a kadar uzanır.

Detaylı bilgi için Wookiepedia'dan First Great Schism okunabilir.


Darth Bane yıkım yolunu okumanızı tavsiye ederim.Orda Bane sith hologramı bulur ve sithlerin bir çırak bir usta olması gerektiğini öğrenir.Tabiki sith kuralını Bane koymuştur ama bunu Revan'ın sith hologramından öğretileri ile yapmıştır benim içinde bu kuralın başlangıcı Revandır.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hanac

Dear hennessy,

Star Wars istiyoruz demişsin.

Tam olarak ne istiyorsun, Klon savaşlarının bitirilmesini mi ?

Yeni SW çizgiromanları mı ? SW kitapları mı ?

Senin derdin ne ?  :)

hennessy

Alıntı yapılan: hanac - 06 Ekim, 2012, 19:24:52
Dear hennessy,

Star Wars istiyoruz demişsin.

Tam olarak ne istiyorsun, Klon savaşlarının bitirilmesini mi ?

Yeni SW çizgiromanları mı ? SW kitapları mı ?

Senin derdin ne ?  :)

Clone wars çizgi romanları bitmesede olur Onun dışındaki tüm çizgi romanları kitapları istiyorum.
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

Jedmau


hennessy

Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy

Büyük usta...............



exar kun

Yıldız Savaşları serisindeki Jedi'ların 1000 yıl önce yok ettiği bir Sith Ustası'dır. Bilinen evrende en güçlü ve en bilge karanlık Sith Ustası olduğu bilinmektedir.Exar Kun hakkında çok bilgi olmasada Jedi'lar için çok zorlu bir rakiptir.Bütün Sith Lord'ları gibi değildir.Örneğin ışın kılıcı kırmızı değil mavi renktedir. Ayrıca Darth Maul'da olduğu gibi çift ışın kılıcına sahiptir.Sürekli hayatını yeni bilgiler toplayarak ve Jedi'ları öldürerek geçirmiştir.Bu kadar usta bir Sith Lordu olmasına rağmen kendi öğrencisi tarafından öldürülmüştür.

Yavin Savaşı'ndan 4000 yıl önce bu çok yetenekli genç Jedi öğrencisi, karanlık tarafı kendi ustası olan Vodo Siosk-Baas'tan daha iyi bildiğini düşünmeye başlamıştı. Çok ilgisini çeken bu konuda daha fazla bilgiyi kimse kendisine müdahele etmeden öğrenebilmek için eğitimini yarıda kesip Dxun ayına gitti. Burada Sith lordu Freedon Nadd'ın mezarını buldu ve Nadd'ın zayıflamış hayat enerjisi Kun'la temas kurarak onu Korriban'daki tarihi Sith mezarlıklarına gitmeye teşvik etti. Kun buraya geldiğinde Nadd onu tuzağa düşürerek bir tapınağı Kun'un üzerine yıktı. Ölmek istemeyen Kun Nadd'ın isteğini yerine getirdi ve ruhunu karanlık tarafa açtı.

Artık yolunu çizmişti. Korriban'dan, Naga Sadow'un Massassi savaşçılarının kendilerini yönetecek yeni bir Kara Lord için beklemekte oldukları Yavin IV'e gitti. Kun'un ulaştığı yeni güçlerden faydalanıp tekrar hayata dönmek isteyen Freedon Nadd'ın ruhunu tamamen yok etti. Bundan sonra da yeni tapınaklar inşa etmeye başlayarak Yavin IV'ü harekat merkezi ve Sith gücünün odak noktası haline getirmeye başladı. tapınaklar da eski Sith mimarisiyle, karanlık tarafın gücünü yoğunlaştırabilecek şekilde inşa ediliyordu.

Kun, bir karanlık taraf grubu olan Krath'ı ve gruptaki karanlık tarafa düşmüş jedi şövalyesi Ulic Qel-Droma'yı kendisine potansiyel bir tehdit olarak görüyordu. Onları yok etmek için harekete geçti, fakat bunu gerçekleştiremeden bin yıl önce ölmüş olan Marka Ragnos'un hayaleti ortaya çıktı ve Kun'u yeni Sith Lordu, Qel-Droma'yı da onun Sith öğrencisi ilan etti. Alnına bir Sith dövmesi kazılan Kun işe koyularak çeşitli jedi şövalyelerini kendi taraflarına çekti.

Artık Sith Savaşı başlamıştı. Ulic-Qel Droma yakalandığında Kun onu serbest bırakmak için bir grup Massassi ve Mandalorian savaşçısıyla birlikte Coruscant'ın ortasına kadar elini kolunu sallayarak geldi ve Cumhuriyet Senato binasında ustası Vodo Siosk-Baas'ı yeni yaptığı çift taraflı ışın kılıcıyla öldürdü.

Yavin IV'teki üssünde Kun giderek daha çok Sith büyüleriyle ilgilenmeye başladı ve çeşitli korkunç mutant yaratıklar oluşturdu. Deneylerinden birinde bir grup Massassi çocuğunun yaşam güçlerini esrarengiz bir küre içinde hapsetti.

Bunun ardından Exar Kun eski Sith tekniklerinden faydalanarak Cron Topluluğu'ndaki yıldızlarda çoklu bir süpernovaya sebep oldu ve şok dalgaları uzayı aşarak tarihi jedi gezegeni Ossus'un yüzeyindeki herşeyi yakıp yok ettiler. Fakat Ulic Qel-Droma ona ihanet etti ve Kun'un Yavin'de olduğunu jedilara açıkladı. Yüzlerce Jedi'ın da dahil olduğu bir Cumhuriyet filosu hemen Yavin IV'e koştu. Kun böyle bir güce karşı koyamayacağını çok iyi biliyordu, ama elinde son bir koz daha vardı. Önce mutasyona uğratıp korkunç bir canavara çevirdiği bir Massassi savaşçısını bir muhafız olarak tapınakların altında derin uykuya yatırdı, sonra da hayatta kalan tüm Massassi'lerin kollektif yaşam güçlerini emerek ruhunun tapınak duvarları içinde hayatta kalmasını sağladı. Herşey olup bittiğinde Yavin IV bir avuç terkedilmiş tapınaktan başka hiç bir ilginç noktası olmayan bir aya dönüşmüştü...görünüşte.

Kun'un ruhu 4000 yıl boyunca orada dayandı, ama inanılmaz yalnızlık ve hapsedilmişlik duygusu onu neredeyse delirtti. Endor'dan 7 yıl sonra Luke, Kun'un burada olduğundan tamamen habersiz olarak Yavin IV'te Jedi Akademisi'ni açtığında derhal harekete geçti ve Luke'un öğrencilerini birer birer etkilemeye, onları ele geçirmeye çalıştı. Luke'un en güçlü öğrencisi olan Kyp Durron'u etkisi altına aldı ve ikisi birlikte Skywalker'a saldırarak onu komaya soktular.

Kun diğer öğrencilerle de oynamayı sürdürdü ve Luke'un hareketsiz vücudunu yok etmeye çalıştı. Fakat en sonunda öğrenciler korkularını yenip bir araya geldiler, ve güçlerini birleştirerek, Vodo Siosk-Baas'ın ruhunun da yardımıyla Exar Kun'u sonsuza dek yok ettiler.

Marka Ragnos'un ruhu bin yıl boyunca varlığını sürdürdü. Freedon Nadd'ın gölgesi adeta lanetliymiş gibi yüz yıllarca mezarından güç alarak etkisini gösterdi.

Alıntı : Star Wars Wikia.........
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

connyapku

Star wars omnibus  "A LONG TIME AGO"serisini siddetle istiyoruz.Bu efsane seri ulkemizde hic yayinlanmadi.

SkyWolka

Alıntı yapılan: connyapku - 27 Kasım, 2012, 19:10:26
Star wars omnibus  "A LONG TIME AGO"serisini siddetle istiyoruz.Bu efsane seri ulkemizde hic yayinlanmadi.

İçeriği nedir tam olarak?Yani hangi seriler var?

hennessy

Qui-Gon Jinn



Qui-Gon Jinn, Yıldız Savaşları: Bölüm I - Gizli Tehlike (Star Wars Epsode I: The Phantom Menace) filminde yer alan hayâli bir karakterdir. George Lucas'ın yarattığı karakter Liam Neeson tarafından canlandırılmıştır. Kont Dooku'nun padawanı, Obi-Wan Kenobi'nin ustasıdır. Kraliçe Padme Amidala kurtarıp, uzay gemisindeki arıza nedeniyle Tatooine'ne iniş yapan Qui-Gon, orada Anakin Skywalker ile tanışır ve onun Jedi eğitimi almasını sağlar. Kendine has tavırları yüzünden Jedi Konseyi ile hep anlaşmazlığa düşer. Darth Maul tarafından öldürülür.

Yıldız Savaşları serisinin en ayrıksı Jedi'ıdır. Aslında George Lucas tarafından 60 yaşlarında, uzun beyaz saçlı biri olarak planlanmıştır. Ancak Lucas daha sonra bu fikrini değiştirmiştir. Karakter ayrıca Yıldız Savaşları'ın çizgi kitaplarında, video oyunlarında ve romanlarında da yer almıştır.

Yavin Savaşı'ndan yaklaşık bir yüzyıl önce doğan Jinn, bir çocukken Jedi olmak için Coruscant'a gitti.[1] Doğduğu gezegen ile bağlarını sürdürdü.[1] Qui-Gon, sekiz yaşındayken başka bir öğrenci ile arkadaş oldu.[2] On yaşındayken, genç öğrencilerin bir şövalye veya Jedi Efendisi'nin himayesine girebilmek için yeteneklerini gösterdikleri Sergi Günü Turuvasına katıldı. Qui-Gon burada Kont Dooku'dan ilk ışın kılıcını kazandı. Ardından Kont Dooku, Qui-Gon'a eğitim vermeye başladı. Dooku ve Qui-Gon birlikte bir çok görev için galakside ilerlediler. Bu görevlerin en önemlilerinden birinde ikisi Senator Blix Annon'a korumalık yapmak için yollandı. Ama gemilerindeki boşluktan içeri giren uzay korsanları yüzünden başarısız oldular.[3] Bundan sonra, Dooku ve Qui-Gon'a usta ve çırak olarak verilen son görevin üzerinden iki yıl geçtikten sonra yeni bir görev verilir. Onlar görevden döndükten sonra, uzun zamandır birbiri görmeyen Qui-Gon ve Tahl karşılaştılar. Dooku, Qui-Gon'a son çıraklık anlarında onun merhametinin hayatının en büyük zaâfı olacağını söyledi. Dooku onu, bir arkadaşından gelecek ihanet konusunda uyardı.

Öğrencisi Obi-Wan Kenobi ile birlikte Ticaret Federasyonu'nun Moo kuşatmasını kaldırması için çıktıkları serüvende kendilerini savaşın ortasında bulmuşlardır. Kraliçe Amidala'yı gezegenden kurtarmalarının ardından gemilerindeki arıza nedenli ile Tatooine adında bir çöl gezegenine zorunlu iniş yapmışlardı. İhtiyaçları olan malzemeleri temin etme sürecinde Usta Jinn, Anakin Skywalker adında bir çocukla tanışmış ve onda olağanüstü bazı güçlerin bulunduğunu fark etmiştir.

Jedi Konseyi'nin karşı çıkmasına rağmen çocuğun eğitimini üstlenmiştir. Moo Savaşı'nda bin yıldır yüzlerini saklamayı başaran Sithler, Darth Maul adından bir Zabrak savaşçısı ile ortaya çıkmışlardı. Kılıç kullanmadaki becerisine rağmen kendinden daha çevik ve atletik olan Maul tarafından öldürülen Jedi ustası, son bir istek olarak Obi-Wan'dan Anakin Skywalker'ı eğitmesini istemiştir. Ölümünden sonra tam olarak nasil olduğu bilinmesede Whills denilen bir oluşumdan güç ile bir olmayı fakat fiziksel bütünlüğünü kaybetsede zihinsel bütünlüğünü korumanın yollarını öğrendi. İlk olarak Yoda ile temasa geçen Jinn ona Dooku ile 2. karşılaşmasından önce önemli ipuçları verdi. Daha sonra Jedi Düzeni'nin Galaktik İmparatorluğun kurulması ile sona ermesinin ardından Usta Yoda bu bilgiyi Obi-Wan Kenobi ile paylaştı ve Tatooine 'deki uzun süreli bekleyişi için yeni bir eğitim alacağını söyledi. Luke'u izlerken bir çok kereler Jinn ile konuşan Kenobi bu konuşmaların birinden dolayı son kalan Jedi'lardan biri olan fakat padawanlığının son yılında düzeni Anakin yüzünden terk eden Ferus Olini kurtarmak için Tattoineden ayrılmış ve bu olaylar zinciri ikizlerin gizliğinin ortaya çıkmasını engellemede önemli bir yer tutmuştur

Alıntı : Star Wars Wikia.........
Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

hennessy

Obi-wan kenobi






Obi-Wan Kenobi, aynı zamanda Ben Kenobi olarak da bilinen Yıldız Savaşları serisinden bir kurgusal kahramandır. Eğitimini Yoda ve Qui-Gon Jinn ustalardan almış, Güç'ün yollarını Anakin ve Luke Skywalker'ın her ikisine de öğretmiştir. Bu yüzden Yeni Jedi Düzeni'nin temel taşlarının oturtulmasına dolaylı yoldan katkıda bulunmuştur. Jedi örgütü tarihinin Yoda'dan sonra yaşamış en büyük ustası, hayatı efsane olmuş bir savaşçı, Cumhuriyet Klon Orduları'nın yüksek generallerinden birisidir. Ona emanet edilen klon kumandan ise Kumandan Cody'dir.

İnançlı ve efsanevi bir Jedi Şövalyesi olan Obi-Wan Kenobi, galaksinin kaderinin belirlenmesine yardımcı olan uzun ve fırtınalı bir kariyere sahiptir.Ayrıca Obi-Wan Kenobi tüm filmlerde gözüken tek karakterdir.

Obi-Wan, 25 yaşındayken, Naboo Savaşı'nda savaşmıştır. Bu sırada Qui-Gon Jinn'in, Padawan'ıdır. İnatçı bir genç olan Obi-Wan, Yoda da dahil olmak üzere bir çok öncü Jedi'ın öğretilerinden oldukça etkilenmiştir. Hızlı ve çeviktir, cesur bir savaşçı olduğunu kanıtlamıştır. Aynı zamanda son derece becerikli ve güvenilirdir. Buna rağmen ustasının diğer yaşayan varlıklar için hissettiği derin duygulardan yoksundur.

Yüce Başkan Valorum'un isteği üzerine, Obi-Wan ve ustası Qui-Gon Jinn, Ticaret Federasyonu'nun Naboo ablukasına barışçıl bir çözüm bulmak amacıyla görevlendirilirler. Ticaret Federasyonu'nun kurnaz üyeleri Neimoidianlılar, Jedilar'a tuzak kurarak onları öldürmeye çalışır. Kenobi ve ustası kaçmayı başarır ve Naboo yüzeyine, bir Ticaret Federasyonu işgal aracına saklanarak inerler.

Obi-Wan bunu takip eden günlerde, Naboo'dan Coruscant'a ve Naboo Savaşı'nda savaşmak için tekrar Naboo'ya yolculuk eder. Ustası Qui-Gon Jinn, Tatooine'de karşılaştıkları ve serbest kalmasını sağladıkları küçük Anakin Skywalker'ı Jedi Konseyi'ne sunduğu zaman genç Jedi şok geçirir. Qui-Gon , Anakin'in eski Jedi kehanetindeki "Seçilmiş Kişi" olduğunu iddia etmekte ve onu Padawan'ı olarak almak istemektedir. Konsey, Jinn'in çocuğu eğitme isteğini reddeder.

Bu, Obi-Wan ve Qui-Gon arasındaki birçok anlaşmazlıktan sadece biridir. Jinn, yaşayan Güç'ün büyük bir savunucusu olarak, birleştirici Güç'ü savunan Jedi Konseyi'nin gözünde disiplinsiz olarak görülmektedir. Obi-Wan, ustasını konseye karşı gelmemesi için uyarır ama Qui-Gon ona her seferinde, Güç'ün ona tavsiye ettiği şeyleri yapması gerektiğini söyler. Naboo'nun özgürlüğüne kavuşması sırasında, Qui-Gon ve Obi-Wan, ölümcül bir Sith Lordu'yla karşı karşıya gelirler. Unutulmuş bir tehlike olan Sithler, yüzyıllardır süren sessizlikten sonra geri dönmüşlerdir. Karanlık savaşçı Darth Maul, inanılmaz hızı ve çift uçlu ışın kılıcını kullanarak Jedilar'ı zorlar. Düellonun ilerleyen bölümlerinde, Obi-Wan ve Qui-Gon ayrı düşerler. Obi-Wan, Darth Maul'un ustasını öldürmesine çaresizce tanık olur. Daha sonra ise zekasını ve Güç üzerindeki kontrolünü kullanarak onu öldürür.

Qui-Gon'un ölmeden önce, Obi-Wan'ın Anakin'i eğitmesi için son bir ricada bulunur. Konsey en sonunda Obi Wan'ın, Anakin'i Padawan'ı olarak almasını kabul eder. Jedi Ustası Yoda'nın ise bu konuda hala şüpheleri vardır. Konsey aynı zamanda Obi-Wan'a Jedi Şövalyesi ünvanını da verir.

Bunu takip eden 10 yıl boyunca Obi-Wan, genç Anakin'i bir Jedi Şövalyesi olmak üzere eğitir. Macera düşkünü genç Padawan'ı eğitmek Obi-Wan'ı yaşının çok üstünde zeki ve alaycı yapmıştır. Jedi Şövalyesi Anakin'in hem güçlü hem de zayıf yönlerini görebilmekte ve ustası Qui-Gon gibi sabır ve anlayış göstermeye çalışmaktadır.

Anakin geliştikçe, Obi-Wan da, Padawan'ının gücü yüzünden tehlikeli bir şekilde küstahlaştığını fark edip, telaşlanmaktadır. Bu düşüncelerini Jedi Konseyi'nin üyelerine bildirir ama konsey onun eğitmenliğine güvenmeye devam ederler.

Ansion'daki bir sınır çatışmasından döndükten hemen sonra Obi-Wan ve Anakin, Yüce Başkan tarafından Senatör Padme Amidala'nın hayatını korumaları için görevlendirilirler. Obi-Wan, politikaya pek sıcak bakmamasına rağmen, görevine çok ciddiye alır. Başarısız bir suikast girişimi sonucunda ipucu olabilecek ve Jedi Tapınağı'ndaki droidler tarafından tanınmayan egzotik bir silah bulur.

Anakin, ilk yalnız görevinde Padme Amidala'yı gezegeni Naboo'ya götürürken, Obi-Wan da araştırmaya devam eder. Eski bir arkadaşı olan, restoran sahibi Dexter Jettster'la konuşur. Dex, silahı bir Kamino kılıç oku olarak tanımlamayı başarır.

Kamino'yu araştırmaya başlayan Obi-Wan,galaksideki en büyük arşivlerden biri olan Jedi Arşivleri'nden gezegenin kayıtlarının silindiğini keşfeder.

Bir Jedi Yıldız Savaşçısıyla yola çıkan Kenobi, fırtınalarla sarsılan gezegen Kamino'ya gider. Orada başbakan Lama Su ile konuşur ve gezegenle ilgili esrarengizlik daha da belirgin hale gelir. Kaminolular'ın açıklamasına göre, Obi-Wan beklenmektedir. Bundan 10 sene önce, Kaminolular, Cumhuriyet'in kullanması için Jedilar'ın isteği üzerine dev bir klon ordusu yaratmaya başlamışlardır. Görünüşe göre, Jedi Ustası Sifo Dyas ordunun kurulması emrini vermiştir.

Kaminolular, Kenobi'ye Tipoca şehrindeki, klonlama ünitelerinde bir tur düzenlerler. Obi-Wan, yüzlerce klon askeri görür. Ama bu olayın Amidala'ya yapılan suikast girişimleri ile hiçbir ilgisi yok gibi gözükmektedir. Ta ki, Kenobi, klonların orijinal genetik kaynağı ile karşılaşıncaya kadar. Kötü şöhretli kelle avcısı Jango Fett, 10 seneden beri Kamino'da yaşamaktadır. Obi-Wan, avcıyla kısa ama gergin bir konuşma yapar ve zırhını Coruscant'taki suikast girişimlerinden hatırlar. Bunun üzerine konsey onu Fett'i sorgulamak için Coruscant'a getirmekle görevlendirir.

Kenobi ve Fett arasında şiddetli bir dövüş yaşanır. Jango Fett, silahlı zırhı ve oğlu Boba sayesinde, gemisi Slave I'a atlayarak kaçmayı başarır. Ama Kenobi de gemiye bir izleme aygıtı yerleştirmeyi başarmıştır.

Kenobi, Jango'yu etrafı halkalarla kaplı gezegen Geonosis'e kadar izler. Burda Fett izlendiğini fark edince, tehlikeli bir kovalamaca yaşanır. Fett, Kenobi'nin öldüğünü düşünerek, gezegene iner. Obi-Wan da onu takip etmeye devam eder.

Obi-Wan, Geonosis'e gizlice inmeyi başarır ve dev kule benzeri komplekslerinden birinin içine sızar. İçeride ayrılıkçıların, liderleri Dooku eşliğinde bir toplantısına tanık olur. Kont Dooku'nun, kendisine taraf topladığını ve Cumhuriyet ile başa çıkabilecek büyük bir ordu kurduğunu öğrenir. Bunun üzerine konseyle bağlantı kurmak için gemisine döner. Ayrılıkçı hareket hakkında onları uyarır fakat bu sırada yakalanarak esir alınır. Bir Geonosian zindanında tutulan Kenobi, Dooku tarafından ziyaret edilir. Karizmatik eski Jedi, Kenobi'nin öğretmeni ve kendisinin de eski öğrencisi olan Qui-Gon'dan övgüyle bahseder. Olayların bu seviyeye gelmesine gerçekten üzülmüş gibidir. Kenobi'ye Senatonun, Kara Sith Lord'u Darth Sidious'un kontrolü altında olduğunu bile anlatır. Kenobi, Dooku'nu sözlerine inanmayı reddeder, ona katılması için yaptığı teklifi de geri çevirir. Geonosian kurallarına göre idam edilecek olan Kenobi, Anakin ve Padme'yle arenada karşılaşır. Jedi Şövalyeleri onlara yardıma gelir, Obi-Wan da kahramanca savaşır ve sağ kalmayı başarır. Bu sırada yeni kurulmuş Cumhuriyet ordusu imdatlarına yetişir. Kont Dooku kaçmaya çalışırken, Obi-Wan ile Anakin onu takip eder ve onu gizli bir hangarda yakalarlar. Obi-Wan, öğrencisini Dooku'ya karşı beraber saldırmaları için uyarırken, inatçı Padawan onu dinlemez ve Dooku'nun Karanlık Taraf Güç'ü karşısında çaresiz kalır. Kenobi, saldırıya geçer ama Dooku daha güçlüdür. Obi-Wan yaralanarak yere düşer, Dooku öldürücü darbeyi vurmak üzereyken Anakin ustasını kurtarır. Skywalker ve Dooku düelloya devam eder ama Dooku yine üstündür. Anakin, kolunu kaybeder ve çaresiz ustasının yanına yığılır.

Nihayet Jedi Ustası Yoda olay yerine gelir ve Dooku'yu durdurmaya çalışır. Yoda'nın mükemmel ışın kılıcı saldırısı karşısında Dooku, Obi-Wan ve Anakin'in üzerine dev bir sütunu atarak kaçmayı başarır. Yoda, iki genç Jedi'ı kurtarmak için Dooku'nun kaçmasına izin vermiştir.

Kenobi, Geonosistan sonra klon ordusunun gerekli olduğuna inanmaktadır. Yoda, üzüntüyle Geonosis'teki zaferin aslında bir zafer olmadığını belirtir. Bu sadece galaksideki en karanlık zamanların başlangıcıdır.

lon Savaşları'nda bir General olan Obi-Wan Kenobi, birçok cephede Cumhuriyet ve Senato'ya kahramanca hizmetlerde bulunmuştur. Korkularına rağmen, alışılmış dışı Padawan'ı Anakin Skywalker sayesinde iyi bir yıldız savaşçısı pilotu olmuş ve ikili Ayrılıkçı cephelerinde beraberce büyük başarılara imza atmışlardır.

Jedi Ustası Obi-Wan Kenobi, dövüş sanatının en yetenekli ve en tehlikeli ışın kılıcı savaşçılarından biridir. Aynı zamanda da Klon Savaşları'nın vahşeti ve yıkımı sırasında bile barışçıl ve sakin kalmayı başarabilen ender ruhlardan birisidir. Dövüşmeden de bazı sorunların çözülebileceğine inanan Obi-Wan, sadece Galaktik Cumhuriyet'in değerlerini ve ideallerini korumak için kılıcını kullanır. Öğrencisi Anakin'in Jedi Şövalyesi unvanını edinmesini sağlayan Obi-Wan, Anakin'in kendi inatçı öğrencisini yola getirmek için verdiği çabayı keyifle izlemektedir.

Kenobi ve Skywalker'ın kazandıkları bu başarılar, Cumhuriyet'te bir efsane haline gelmiştir. Anakin, korkusuz davranışları sebebiyle "korkusuz kahraman" unvanını alırken, Obi-Wan'ın daha ölçülü ve düşünülerek yapılan hareketleri ona "uzlaştırıcı" sıfatını kazandırmıştır. Bir çok durumda Obi-Wan Kenobi, tek bir lazer tabancası ateşlenmeden ikilemleri ve problemleri yoluna sokmuştur. Fakat diplomasi yetersiz kalıp kaba kuvvet gerekli olduğunda Kenobi ona da hazır bulunmuştur. Jedi Generali'nin emrinde tam donanımlı bir klon ordusu bulunmaktadır. En güvendiği klon askeri, Kumandan 2224 ya da diğer adıyla Kumandan Cody, Obi-Wan'a Cato Neimoidia ve diğer cephelerde çok büyük yardımı dokunmuştur.

Klon Savaşları sırasında Kenobi, Jedi Ustası seviyesine getirilmiş ve Jedi Konseyi'ne alınmıştır. Dehası ile en yüksek dereceden Jedi Stratejilerine katılmış ve böyle yüksek bir pozisyonda bulunmak ona Jedi Konseyi ve Yüce Şansölye Palpatine'in ofisi arasında ki gerginliği görme fırsatını vermiştir. Kenobi'nin, Palpatine ile ilgili ne kadar şüphesi varsa, Şansölye'yi General Grievous'un elinden kurtarma görevine giderken bunları zorla unutması gerekmekteydi. Siborg General ve emrindeki droid ordusu, Coruscant'a sürpriz bir saldırı yapmış ve Şansölye'yi kaçırmayı başarmıştı. Obi-Wan ve Anakin'de bunu duyduklarında Dış Halka kuşatmalarını terk edip direkt olarak, Jedi yıldız savaşçılarıyla savaşın içine daldılar.

Coruscant'ın üstünde, Cumhuriyet savaşçıları, kaçan Konfederasyon gemilerini kovalarken büyük çatışma devam etmekteydi. 7. Filo tarafından korunan Obi-Wan ve Anakin, kaosun içinden geçerek General'in gemisine ulaşmaya çalışıyorlardı. Bir Testere droidi sürüsünün Obi-Wan'ın yıldız savaşçısına tam uçuş sırasında saldırması, Jedi Ustası'nın pilotluk konusunda bütün fikirlerini değiştirdi. – küçük mekanik haydutlar tam uçuşun ortasında Obi-Wan'ın gemisini parçalayıp, General Grievous'un bayrak gemisine acil iniş yapmak zorunda bıraktılar. –

Bayrak gemisinin içinde Obi-Wan ve Anakin droid kuvvetlerini yararak Şansölye'yi aramaya başladılar. Bu muhtemelen bir tuzaktı, fakat Jedilar kabiliyetlerinden ve yeteneklerinden hiç şüphe etmiyorlardı. Böylelikle Obi-Wan'ın stratejisini takip ederek "tuzağın içine atladılar."

Şansölye'yi, Grievous'un komuta merkezindeki geniş bir gözlem güvertesinde bir koltuğa bağlı olarak buldular. Kont Dooku, burada onları beklemekteydi ve geçen seferki plansız saldırının aksine Jedilar bu sefer Dooku'ya takım olarak saldırdılar. Dooku, hiç hafife alınacak bir düşman değildi. Obi-Wan'ı muazzam bir Güç ile geriye doğru fırlattı ve Jedi Üstadı oyuncak bebek gibi duvara doğru savrularak bilincini kaybetmiş bir şekilde yere kapaklandı. Bilinci kapalı bir şekilde yerde yatarken, Şansöyle'nin de kışkırtmasıyla Anakin'in savunmasız Dooku'yu soğuk kanlılıkla öldürüşünü hiçbir zaman göremedi.

Kenobi kendine geldiğinde, kendisini Anakin'in omzunda, yan yatmış bir turbo iticinin içinde buldu. Jedilar ve Şansölye sadece savaş droidleri ile değil aynı zamanda, uzun zamandır süregelen uzay savaşından neredeyse ikiye ayrılmak üzere olan dev bayrak gemisi ile de mücadele ediyorlardı. Geminin hangarına ulaşmaya çalışırken, üç kaçak bir güç kafesi tarafından yakalanıp, droid kuvvetlerinin eşliğinde General Grievous'un önüne getirildiler.

Obi-Wan ve Anakin iplerini kopararak droid güçlerini bu sırada alt etmeyi başardılar. Terk edilmiş ve ikiye bölünmüş gemi Coruscant'ın yerçekimi tarafından aşağı doğru çekilirken, Grievous kaçarak kendini kurtarmayı başardı. Günü kurtaran yine Anakin'in pilotluk kabiliyeti ile gemiyi Coruscant'daki terk edilmiş bir endüstriyel sektöre indirmesiydi.

Kont Dooku'nun ölümüyle, Cumhuriyet artık zafer ilan edebilirdi fakat Şansölye'nin savaş sırasında elinde bulundurduğu yetkileri bırakmaya hiç niyeti yoktu. General Grievous halen serbestçe dolaşıyordu ve bu durumda güvenliğin sağlanması imkânsızdı. Böylelikle Jedi Konseyi Grievous'un yakalanması ve adalete teslim edilmesi üstünde yoğunlaştı. Bunu yapma görevi Kenobi'ye düştü.

Solda Padawan Obi-Wan Kenobi ve sağda ustası Qui-Gon Jinn.

Fakat bundan önce Obi-Wan'ı bir başka zor görev beklemekteydi. Bu görev taktiksel olarak zor olduğundan değil, Obi-Wan'ın Anakin ile olan arkadaşlığının üstünde yarattığı gerginlikten ötürü, Jedi Üstadında çok büyük bir baskı unsuru oluşturmaktaydı. Şansölye'nin ricası ile Anakin, Jedi Konseyi'ne alınmıştı. Normal olarak Konsey, Şansölye'nin Jedi işlerine karışmasına izin vermezdi fakat, Anakin'i kabul ettiler. Anakin'i asıl kızdıran şey, onu Konsey'e alırken Jedi Üstadı derecesine getirmemeleriydi.

Bu öfkeyi daha çok besleyen şey ise, Konsey'in Anakin'i kabul etmesinin ardındaki asıl sebepti. Obi-Wan bu sebebi Anakin'e konsey kayıtlarının dışında kalması için dışarıda söyledi. Konsey, Anakin'den Şansölye'ye karşı casusluk yapmasını istiyordu. Anakin bölünmüş durumdaydı; Obi-Wan'da, Palpatine'de en yakın arkadaşları arasındaydı ve şimdi ikisi de Anakin'den birbirleri için casusluk yapmasını istiyorlardı.

Obi-Wan, Anakin'in bu durgun halinden endişelenmeye başlamıştı. Bu yüzden Padmé'ye yaklaşıp, Anakin'in sorunları ve bu sorunların iç yüzleri hakkında konuşmak istiyordu. Ne yazık ki Obi-Wan'ın bu hareketi sadece Anakin'in, herkesin ona karşı komplo hazırladığı şüphelerini artıracaktı.

Klon istihbarat raporları, Grievous'un Utapau'ya kaçtığını ortaya çıkartınca, Obi-Wan üç tabur klon askeriyle bu gezegene gitti. Klonlardan önce gezgene giderek etrafı araştıran Obi-Wan, Dış Halka gezegeninde ki dev bir delik-şehire kondu. Burada, liman sorumlusu Tion Medon ile görüştü. Uzun boylu Utapaulu Obi-Wan'a gizlice gezegende örfi idare ilan edildiğini ve Grievous ile Ayrılıkçıların, şehrin 10. katında bulunduklarını söyledi.

Kenobi, Boga adlı sadık bir kertenkelenin sırtında şehrin 10. katına çıkarak Grievous'u buldu. Burada, Kumandan Cody tarafından komuta edilen klon kuvvetleri tarafından da desteklenen Obi-Wan, Grievous ile yüzleşti. Böylece, Obi-Wan Grievous ile kapışırken Utapau Savaşı başlamış oldu. Droid Generali, ışın kılıcı dövüşünde Kont Dooku'nun kendisi tarafından eğitilmişti fakat bir kılıç ustasının zarafeti ve kabiliyetinden yoksun olduğundan Obi-Wan'a karşı kaba kuvvet ve pervane metotları kullanıyordu. Grievous'un yapay anatomisi, bir anda 4 adet ışın kılıcı kullanabilmesini ve onları pervane gibi hızla döndürebilmesini sağlıyordu. Fakat General, Güç'ü kullanamadığından, Kenobi onun saldırılarını sezinleyip, bloke edebiliyordu. Obi-Wan, Grievous'un ışın kılıcı tutan birkaç kolunu keserek, onu kaçmaya zorladı.

Grievous, teker motoruna binerek Utapau'nun sokaklarından kaçmaya başladı. Kenobi ise Boga'nın sırtında, General'i takip etti, ve teker motorun üstüne atlayarak, Grievous'a saldırdı. General'in gizli iniş platformunda devam eden kavgada, fiziksel güç ve zırh bakımından üstün olan Grievous, Obi-Wan'ı neredeyse alt ediyordu.

Platformun kenarına son anda tutunup düşmekten kurtulan Obi-Wan, Grievous'un lazer tabancasını eline doğru çekerek, General'in kavga sırasında gevşemiş olan organ kutusuna doğru ateş etti. Hayati organlarının içinde bulunduğu sıvı bir anda alev alan Grievous, anında öldü. Klon Savaşları bitmişti.

Fakat klon askerlerinin ihaneti bu aşamada başladı. Obi-Wan'ın bilgisinin haricinde Coruscant'da, Palpatine dahiyane planını işletmeye başlamıştı. Şansölye, tüm Jediları Cumhuriyet'in düşmanları ve hain olarak ilan eden Emir 66'yı harekete geçirince, klon askerleri Jediları teker teker katletmeye başladılar. Cumhuriyet'e son derece sadık olan Klon Kumandanı Cody, Emir 66 ile birlikte, Jediların Cumhuriyet karşıtı komplolar kurduğuna inanarak, Generali Obi-Wan Kenobi'yi öldürme emri verdi. Obi-Wan zorlukla Utapau'dan kaçmayı başardı.

General Grievous'un Yıldız Savaşçısı'nda Utapau'dan kaçan Kenobi, Bail Organa ve Jedi Ustası Yoda ile iletişime geçti. Sadık Senatör, Jedi Tapınağı'nın klonlar tarafından saldırıya uğradığını söylerken, Yoda'da tüm Cumhuriyet sınırları içinde klonların Jedilar'ı öldürdüğünü doğruladı. Jedi Tapınağı'nda bulunan acil durum sinyali, tüm Jedilar'ı tapınağa geri çağırıyordu. Aslında sinyal, Jedilar'ı tam bir tuzağın içine gönderiyordu. Yoda ve Obi-Wan daha çok Jedi öldürülmeden bu sinyalin kapatılması gerektiğine karar verdiler. Coruscant'a dönüşte, Kenobi ve Yoda tapınağın kalıntılarını buldular. Ölü Jedilar bir zamanlar cilalı olan tapınak koridorlarında yatmaktaydılar. Cesetlerde klonların lazer tabancalarının izleri vardı fakat bazılarında ışın kılıcı yanıkları görülüyordu. Kenobi, korkunç gerçeği holo kameralar da doğrulayınca kabul etti. Bu yıkıma Anakin Skywalker sebep olmuştu. Bir zamanların korkusuz kahramanı, karanlık tarafa geçmişti. Şansölye Palpatine, Darth Sidious'tu ve Skywalker'da onun yeni çırağı Darth Vader'dı.

Kenobi bu korkunç olayları anlatmak ve Anakin'in yerini öğrenmek için Padmé'ye gitti. Padmè şoke olmuştu fakat Anakin'in yerini bilmesine rağmen bunu Kenobi'ye söylemedi. Kenobi'nin bir sonraki görevinin Anakin'i durdurmak yahut öldürmek olacağını biliyordu. Sevdiği adamı ve doğmamış çocuklarının babasını korumak için Padmé, Coruscant'dan ayrıldı. Kenobi gizlice Padmè'nin gemisinin kargo bölümüne saklanarak onunla birlikte gitti.

Mustafar'a varışta iki aşık yeniden birbirlerine kavuştukları sırada Obi-Wan gemiden dışarı çıktı. Padmé, Anakin'in değişimi karşısında yıkılmıştı. Ona karanlık taraftan geri dönmesi için yalvarıyordu. Vader, Obi-Wan'ın Padmè'nin gemisinden çıktığını görünce öfkeden deliye dönerek Padmè'yi ona ihanet etmekle suçladı ve Güç ile genç kadının boğazını sıktı. Anakin'deki bu kötülüğe ve karanlığa şahit olan Kenobi'de eski öğrencisine saldırdı.

Ardından gelen ışın kılıcı düellosu efsaneviydi. İki inanılmaz savaşçı, Mustafar'daki endüstriyel tesislerin çevresinde, etraflarındaki tehlikeli volkanlara aldırış etmeden ölümüne savaşıyorlardı. Kenobi ve Vader, lavın üstünde giden otomatik platformlarda savaşırlarken, düello Mustafar gezegeninin yüzeyine kadar devam etti. Daha sonra Kenobi, platformun üstünden siyah kum yüzeye doğru bir takla attı ve tekrar karaya adım attı. Şimdi Kenobi, Vader'dan daha yüksekte duruyordu ve taktiksel avantaja sahipti. Vader'a kazanamayacağı bir mücadeleye girmemesini söylese de, Sith Lordu'nun gururu ve kibiri onu neredeyse ölümüne sürüklüyordu.

Vader, aşağıdan Kenobi'ye doğru saldırıya geçti ve Obi-Wan kılıcının tek bir hareketiyle Vader'ın iki bacağını ve bir kolunu kesti. Sith'in işlevsiz vücudu lav nehrinin kıyısına doğru kayıyordu. Obi-Wan'da yıkılmıştı. Seçilmiş Kişi olması gereken insan artık yoktu. Fakat onu durdurabilmek galaksiye çok pahalıya patlamış, çok yıkım getirmişti. Jedilar artık yoktu. Şansölye şimdi galaksiyi yönetiyordu ve bir zamanların korkusuz kahramanı, Obi-Wan'ın kendine kardeşinden bile daha yakın gördüğü Anakin Skywalker lavlar tarafından yanarak ölmek üzereydi. Lavlardan gelen ısı, Vader'ın tüm vücudunu yaktı. Son sözlerinde Vader, Obi-Wan'dan ne kadar nefret ettiğini haykırıyordu.

Kenobi, Darth Vader'ın düşmüş ışın kılıcını alarak Padmé'nin yıldız gemisine geri döndü. Padmé ölüyordu fakat taşıdığı bebeklerin yaşam enerjileri halen Güç'ün içinde parlamaktaydı. Obi-Wan gemiyi Mustafar'a en yakın sağlık merkezi olan Polis Massa madencilik kolonisine götürdü. Uzaylı doktorlar, Padmé'nin hayatını kurtarmaya çalıştılar fakat artık bu mümkün değildi. Luke ve Leia adlı ikiz kardeşleri doğuran Padmé, hayatını kaybetti.

Yoda, Bail ve Obi-Wan çocukların kaderlerini bilen üç insan olacaklardı. İmparator, eğer Anakin'in çocukları olduğunu öğrenirse, bunun çocukların hayatına çok büyük bir tehdit oluşturacağını biliyorlardı. Karanlık Lordlar'ın çocukların yerini bilmemeleri için Obi-Wan çocukları saklayacaktı. Erkek bebek Luke'u, nem çiftçileri Owen Lars ve Beru Lars ile yaşamak üzere Tatooine'e götürdü. Kız bebek Leia'yı ise Alderaan Genel Valisi Bail Organa ve eşi evlat edindiler.

Jedilar galaksiden İmparatorluk tarafından silinirken Obi-Wan, Tatooine'de inzivaya çekildi. Burada yıllar yılı kalarak Ben adını alacaktı. Yerliler onu "yaşlı ve deli adam" olarak bilecekler ve onu rahatsız etmeyeceklerdi. Bu zaman zarfında Obi-Wan yıllar yılı Güç ile iletişimde kaldı ve meditasyon sayesinde eski ustası Qui-Gon Jinn'in ruhu ile iletişim kurdu. Eski Ustası Güç'ün içinde benliğini koruyarak ölümsüzlüğün yolunu keşfetmişti. İlerleyen yıllarda Obi-Wan, Qui-Gon Jinn'den bunun sırrını öğrenecekti.

Jedilar, İmparatorluk güçleri tarafından yok edilirken, Obi-Wan Tatooine'de saklanmayı tercih etmişti. Yerel halk onu "yaşlı çılgın münzevi" olarak adlandırmış ve egzantrik yaşlı adamdan uzak durmuştur.

Galaktik İç Savaş'ın doruk noktasına ulaştığı günlerde Leia Organa, İmparatorluğun en şeytani silahı Ölüm Yıldızı'na ait planları ele geçirir. Görevi Obi-Wan Kenobi ile bağlantı kurmak ve hem Kenobi'yi hem de planları Alderaan'daki üvey babasına götürmektir. İmparatorluk ajanları tarafından yakalanınca, planları bir R2-D2 ünitesinin hafıza sistemlerinin içine yerleştirir ve droidi Tatooine'e yollar.

R2-D2 ve ortağı C-3PO, Owen Lars tarafından satın alınır. R2, planları Kenobi'ye ulaştırmakta ısrarlıdır ve Lars'ın çiftliğinden kaçar. Luke, küçük droidi izlediğinde Obi-Wan'la karşı karşıya gelir.

Obi-Wan, Luke'a babası hakkında açıklamalar yapar ama ona bütün gerçeği anlatmaz. Bu büyük yüke henüz hazır olmadığını düşündüğünden ona Anakin Skywalker'ın inanılmaz bir pilot, büyük bir savaşçı ve iyi bir arkadaş olduğunu söyler. Anakin'in ölümünü ise kötü yola dönmüş eski bir öğrencisi olan Darth Vader'a bağlar. Kenobi daha sonra, Anakin'in, Darth Vader'ın ortaya çıkmasıyla yok olduğunu ve Luke'a söylediği şeyin bir bakış açısından doğru olduğu kanısına varacaktır. Obi-Wan, Luke'a babasından bir hediye de verir: Anakin Skywalker'ın mavi ışın kılıcı. Böylelikte Luke Skywalker'ın Jedi dünyasına yolculuğu başlar. Obi-Wan, Luke'u birlikte geçirdikleri kısa zaman içinde elinden geldiğince eğitmeye çalışır ama Skywalker'ın, Jedilar'ın eski günlerinde asla eğitilmeyeceğinin bilincindedir. Luke eğitime başlamak için çok büyüktür. Yine de Kenobi, Luke sayesinde karanlık tarafa yenik düşmüş öğrencisini kurtarabileceğini düşünmektedir.

Anakin, Yoda ve Obi-Wan'ın öldükten sonra Güç ile bütünleşmiş halleri.

Prenses Leia'yı İmparatorluğun elinden kurtarma görevini üstlenen Obi-Wan ve Luke, Han Solo'nun Millenium Falcon'unu kiralayarak Alderaan'a doğru yola çıkarlar. Yolculuk sırasında Kenobi, Luke'un ışın kılıcı eğitimine başlar. Bu sırada Alderaan'ın Ölüm Yıldızı tarafından yok edildiği ortaya çıkar.

Gemileri İmparatorluk tarafından yakalanır ve Ölüm Yıldızı'nda esir alınır. Kenobi, gemiyi tutan çekici ışını etkisiz hale getirme görevini üzerine alır. Güç sayesinde fırtına birlikleri ve İmparatorluk subaylarından saklanmayı başarır ama Darth Vader onu bu sayede hisseder. Kara Lord, Kenobi ile yüzleşir. Uzun yıllar sonra Vader ve eski ustası tekrar karşı karşıyadır. Diğerlerinin kaçmasını sağlamak için Kenobi kendini feda eder. Kara Lord, yaşlı Jedi'a ışın kılıcıyla öldürücü darbeyi indirirken, Kenobi Güç'le bir olur. Geride hiçbir şey bırakmaz, sadece boş cübbesi ve ışın kılıcı kalmıştır.

Kenobi'nin ölümü Skywalker'ın hem Asi İttifak'a hem de Gücç'e hizmet etme isteğini güçlendirir. Zor anlarda Kenobi'nin sesi Luke'a ulaşarak ona rehberlik etmektedir. Daha sonra Kenobi ruh formunda Luke'a gözükür ve ona usta Yoda'nın rehberliğinde eğitileceği Dagobah'a gitmesini söyler.

Dagobah'ta Yoda'nın ölümünden sonra tekrar Luke'a görünen Kenobi, ona ailesi hakkındaki gerçekleri açıklar. Kenobi artık karanlık tarafın yalnızca İmparator ve Darth Vader'ın ölümleriyle sağlanabileceğini düşünse de Luke, babasının içinde hala iyilik olduğuna inanmaktadır. Bu inançla, babasını karanlık taraftan döndürmek için çabalar ve başarır. Son savaşında ciddi yaralar almış olan Vader, aydınlık tarafa dönerek ölür. Ruhu, İmparatorluğun yok edilmesi kutlamalarında Kenobi ve Yoda'nın yanında yerini alır.

Alıntı : Star Wars Wikia.........



Murat : Hasan abi Avengers dağılmış duydun mu?
Hasan: Duydum duydum toplanın Tellioğulları

rumar80

Alıntı yapılan: SkyWolka - 27 Kasım, 2012, 20:32:15
İçeriği nedir tam olarak?Yani hangi seriler var?


   İlk Star Wars filmi sonrası Marvel'ın Star Wars kahramanlarının içinde olduğu maceraları yayınladığı 100 küsur sayılık seri. 5 ciltte Dark Horse toplamış.






connyapku

Umar abi cok saol simdi gordum.Cogunu RON FRENZ in altin caglarinda 1977 lerde cizdigi bu seri yayinlanmali.